{"title":"Mekânlar ve Türler Karşılaştığında: Bir Osmanlı Venüs’ü","authors":"Zeynep Şi̇mşek","doi":"10.26650/TUDED2021-813806","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Yazdiklari romanlarin yani sira klasik siir gelenegini devam ettirdikleri icin edebiyat tarihinin “ara nesil” olarak adlandirdigi yazarlardan biri de Mehmed Celâl’dir. Romanlari, sert cizgilerle kategorilestirilen klasik ve modern edebiyat ayrimina ters dusecek derecede melez yapida olan Mehmed Celâl 1886 yilinda, kendi deyimiyle, Venus isimli bir “romancik” yazar. Mitolojik Venus anlatisini donusturerek Osmanli baglaminda yeniden kurguladigi novellasinda farkli geleneklere ait edebi turler bir aradadir. Bu sayede, aruz kaliplari ile yazilmis siirlerin bulundugu ilginc bir Venus metni ortaya cikar. Venus’teki cesitlilik sadece turlerle de sinirli degildir. O donemde yazilan romanlardan farkli olarak Venus’te karsi cinslerin karsilasma alani deniz hamamlaridir. Hikâyenin ana karakteri olan Şair, Venus ismini verdigi sevgilisiyle Istanbul’un gizli kalmis ormanlarinda gorusur. Onu, metinde kalabaliklara rastlanilan tek mekân olan deniz hamaminda yuzerken izler. Mitolojik anlatiyla da denk dusecek sekilde Venus, deniz ve tabiat tasvirleriyle birlikte anlatilir. Mehmed Celâl’in metnin basinda yaptigi aciklamalar, sayfiye yerlerinde kurulan deniz hamamlarinin donemin halki icin alternatif bir kamusal alan teskil ettigini gosterir. Bu calisma, arkaik Venus anlatisinin Osmanli’daki bir yazar tarafindan nasil donusturuldugunu gormeyi amacliyor. Henuz Latinize edilmedigi icin golgede kalmis bu metni, tursel ve mekânsal cesitlilikler uzerinden incelemeye aciyor.","PeriodicalId":337847,"journal":{"name":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi / Journal of Turkish Language and Literature","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.26650/TUDED2021-813806","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Yazdiklari romanlarin yani sira klasik siir gelenegini devam ettirdikleri icin edebiyat tarihinin “ara nesil” olarak adlandirdigi yazarlardan biri de Mehmed Celâl’dir. Romanlari, sert cizgilerle kategorilestirilen klasik ve modern edebiyat ayrimina ters dusecek derecede melez yapida olan Mehmed Celâl 1886 yilinda, kendi deyimiyle, Venus isimli bir “romancik” yazar. Mitolojik Venus anlatisini donusturerek Osmanli baglaminda yeniden kurguladigi novellasinda farkli geleneklere ait edebi turler bir aradadir. Bu sayede, aruz kaliplari ile yazilmis siirlerin bulundugu ilginc bir Venus metni ortaya cikar. Venus’teki cesitlilik sadece turlerle de sinirli degildir. O donemde yazilan romanlardan farkli olarak Venus’te karsi cinslerin karsilasma alani deniz hamamlaridir. Hikâyenin ana karakteri olan Şair, Venus ismini verdigi sevgilisiyle Istanbul’un gizli kalmis ormanlarinda gorusur. Onu, metinde kalabaliklara rastlanilan tek mekân olan deniz hamaminda yuzerken izler. Mitolojik anlatiyla da denk dusecek sekilde Venus, deniz ve tabiat tasvirleriyle birlikte anlatilir. Mehmed Celâl’in metnin basinda yaptigi aciklamalar, sayfiye yerlerinde kurulan deniz hamamlarinin donemin halki icin alternatif bir kamusal alan teskil ettigini gosterir. Bu calisma, arkaik Venus anlatisinin Osmanli’daki bir yazar tarafindan nasil donusturuldugunu gormeyi amacliyor. Henuz Latinize edilmedigi icin golgede kalmis bu metni, tursel ve mekânsal cesitlilikler uzerinden incelemeye aciyor.