Arap Baharı Sonrası Türkiye'nin Ortadoğu Politikası

Muhammed İkbal Saylik
{"title":"Arap Baharı Sonrası Türkiye'nin Ortadoğu Politikası","authors":"Muhammed İkbal Saylik","doi":"10.55805/kadimsbd.1117294","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Uluslararası kamuoyunda, son yıllarda giderek artan bir doz ve sıklıkta, Türkiye’nin genelde 2002, özellikle de Arap Baharı sonrasında izlediği dış politikanın revizyonist bir karakter taşıdığı, Türkiye’nin revizyonist bir gündemi takip ettiği, Osmanlı’yı yeniden ihya etmek gibi bir amaç taşıdığı öne sürülmektedir. Bu iddialara dayanak olarak da Türkiye’nin komşu ülkelerde giriştiği sınır ötesi askeri operasyonlar, Suriye’deki iç savaşa bir dönem aktif ve yoğun bir şekilde müdahil oluşu, bölgede yaşanan bir takım silahlı ihtilaflara taraf olması, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da askeri üsler kurması, son dönemlerde yerli savunma sanayisi alanında büyük yatırımlar yapıyor oluşu, Doğu Akdeniz’de komşuları ve uluslararası toplumla karşı karşıya gelme pahasına enerji kaynakları arama ve sondaj çalışmaları yapmasını göstermektedirler. \n \nAncak Türkiye’nin bölgede gerçekleştirdiği askeri ve ekonomik faaliyet çalışmaları revizyonist olarak betimlemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Makalede ayrıntılı olarak ele alındığı gibi bu çalışma ve faaliyetlerin tek amacı 2003 yılında Irak’ın işgali ve 2010 yılı sonunda yaşanan Arap Baharı sürecinin ardından ortaya çıkan Türkiye’ye yönelik terör tehditlerini bizzat kaynağında bertaraf etmek, terör koridorları gibi oluşumları ortadan kaldırarak ülke sınırlarının güvenliğini güvence altına almak, sınır içinde ve sınırların dışındaki ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruyarak ülkenin karşılaşabileceği zararları asgariye indirmektir. Ayrıca Türkiye’nin geçmişten bugüne kadar bölgede mevcut statükoyu korumaya yönelik olarak izlediği siyaset ve komşularının toprak bütünlüğünü her platformda dile getirmesi, Batılı kaynaklarca dile getirilen revizyonist dış politika söylemlerini boşa çıkarmaktadır.","PeriodicalId":404096,"journal":{"name":"Kadim Akademi SBD","volume":"2514 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-11-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Kadim Akademi SBD","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.55805/kadimsbd.1117294","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Uluslararası kamuoyunda, son yıllarda giderek artan bir doz ve sıklıkta, Türkiye’nin genelde 2002, özellikle de Arap Baharı sonrasında izlediği dış politikanın revizyonist bir karakter taşıdığı, Türkiye’nin revizyonist bir gündemi takip ettiği, Osmanlı’yı yeniden ihya etmek gibi bir amaç taşıdığı öne sürülmektedir. Bu iddialara dayanak olarak da Türkiye’nin komşu ülkelerde giriştiği sınır ötesi askeri operasyonlar, Suriye’deki iç savaşa bir dönem aktif ve yoğun bir şekilde müdahil oluşu, bölgede yaşanan bir takım silahlı ihtilaflara taraf olması, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da askeri üsler kurması, son dönemlerde yerli savunma sanayisi alanında büyük yatırımlar yapıyor oluşu, Doğu Akdeniz’de komşuları ve uluslararası toplumla karşı karşıya gelme pahasına enerji kaynakları arama ve sondaj çalışmaları yapmasını göstermektedirler. Ancak Türkiye’nin bölgede gerçekleştirdiği askeri ve ekonomik faaliyet çalışmaları revizyonist olarak betimlemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Makalede ayrıntılı olarak ele alındığı gibi bu çalışma ve faaliyetlerin tek amacı 2003 yılında Irak’ın işgali ve 2010 yılı sonunda yaşanan Arap Baharı sürecinin ardından ortaya çıkan Türkiye’ye yönelik terör tehditlerini bizzat kaynağında bertaraf etmek, terör koridorları gibi oluşumları ortadan kaldırarak ülke sınırlarının güvenliğini güvence altına almak, sınır içinde ve sınırların dışındaki ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruyarak ülkenin karşılaşabileceği zararları asgariye indirmektir. Ayrıca Türkiye’nin geçmişten bugüne kadar bölgede mevcut statükoyu korumaya yönelik olarak izlediği siyaset ve komşularının toprak bütünlüğünü her platformda dile getirmesi, Batılı kaynaklarca dile getirilen revizyonist dış politika söylemlerini boşa çıkarmaktadır.
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
近年来,国际舆论越来越多地认为,土耳其的总体外交政策,特别是 2002 年和 "阿拉伯之春 "之后的外交政策具有修正主义特征,土耳其正在推行修正主义议程,其目的是恢复奥斯曼帝国。这些说法的依据是土耳其在邻国的越境军事行动、在一段时期内积极而密集地卷入叙利亚内战、卷入该地区的一系列武装冲突、在中东和北非建立军事基地、最近对国内国防工业的大量投资,以及不惜与邻国和国际社会对抗而在东地中海地区勘探和钻探能源资源。 然而,将土耳其在该地区的军事和经济活动描述为修正主义是不正确的。正如文章中详细论述的那样,这些研究和活动的唯一目的是消除2003年入侵伊拉克和2010年底 "阿拉伯之春 "进程后出现的针对土耳其的恐怖主义威胁,通过消除恐怖走廊等形式确保国家边境安全,并通过保护国家在边境内外的经济和政治利益将国家可能面临的损害降至最低。此外,土耳其从过去到现在一直奉行维护地区现状的政策,土耳其在每一个平台上都表示要维护邻国的领土完整,这些都否定了西方人士发表的修正主义外交政策言论。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
期刊最新文献
HANZALA VE ZAZACA HANZALA HİKÂYESİ Seyfeddin Âmidî'ye Göre, İhbât ve Tekfir MARKETING IN HIGHER EDUCATION INSTITUTIONS: TRADITIONAL AND DIGITAL MARKETING SEZAİ KARAKOÇ’UN PİNG-PONG MASASI ŞİİRİNİN METAFOR VE İMGELERLE YENİDEN OKUNMASI SAĞLIK HİZMETLERİ TÜKETİCİLERİNİN COVID-19’A YÖNELİK AŞI TEREDDÜTLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1