The Settlement of the Crusaders in Bayt Al-Maqdis and the Displacement of the Jerusalemites

Abstract

Kudus sehri Artukogullari hukmu altinda 20 yil yasadi .Sakinleri bolluk icinde yasiyor, Hurriyet ve refahin tadini cikartiyordu. Ta ki Fatimiler orayi istila edip refahini kaybettirene kadar. Cok zaman gecmeden Hacli ordusunun hedefledigi ilk sefer ile sehri ve sakinlerini harap ettiler. Haclilar Mukaddes sehri ve cevresini asil sakinlerinden ve sakinlerinin kontrol ettikleri koy ve kasabalardan bilincli olarak cikarttilar. Bunun icinde bircok yol denediler Belki de bu yollarin en goze carpani isgal ettikleri tum kasaba ve koylerde yaptiklari toplu katliam ve soykirimlardir. Oranin sakinlerini oldurerek bosaltip " kardeslerinizin basina gelenler sizin de basiniza gelir" diye cevre kasabalarini korkutarak bosalttilar. Bu yerlesim siyasetlerinin ilk adimiydi. Bunu Avrupali haclilari yerlestirmeleri ve hacli yerlesim yerlerinin kurulmasi amaci ile ikinci adimin gelmesi icin yaptilar Haclilar Mukaddes sehir yaninda bir savunma hatti olusturduklari bu yerlesim yerlerinde yasamak icin dini kutsalliklari da korumak uzere aldatici argumanlarla Avrupa'dan yerlesimcileri cekmek icin calistilar. Belki de yerlesim planini tamamlamak icin Avrupa'dan goc edenlerle yetinmemislerdir ,daha ziyade onlari kendi tarafina meyl ettiren yerli dindaslarindan yardim istediler .Hacli yerlesim hareketi ile es zamanli olarak Mukaddes sehir sakinleri Hacli isgallerini baslattigi zorla yerinden edilme yolculugu ile karsi karsiyaydi. Ta ki oranin sakinleri kendileri ile beraber kendilerini sevgi ve hosgoru ile karsilayan kardeslerine katma deger olmalari, bilim sanat ve tecrubelerini nakletmek icin tum muntesipleri ile beraber( Musluman Hristiyan ve Yahudi )komsu Islam ulkelerine orada hukum suren yonetime aldiris etmeden siginsinlar. Hacli seferlerini kendilerini korumak icin geldiklerini iddia ettikleri Kudus'te yasayan Hiristiyanlarin cogunun yerlerinden goc ettirilen kisiler arasinda olduklarini belirtmek gerekir .yaptigi bu saldirilarda yerle bir ettikleri dini Mukaddesatlari ve dindaslarini koruma iddialarini da yalanlamis olduk. Selahaddin Eyyubi ve kendisinden sonraki Kudus'te hukum surenlerin eliyle acik bir fetih ile o topraklari sahiplerine geri dondurmek icin gayretli Muslumanlarin cabasini taclandirdi.