{"title":"OSMANLIDA İSLÂMCILIK DÜŞÜNCESİNDE MUHAMMED ABDUH VE MEHMET ÂKİF","authors":"Yasin Yilmaz","doi":"10.54659/ulum.1122374","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Hz. Peygamber’in Medine’de temellerini attığı, vahye dayanan, akla güvenen ve ilimle gelişen medeniyet düşüncesinden uzaklaşan Müslümanlar, Batı karşısında, medeniyet alanında çağın gereklerine uygun yeni düşünceler getiremeyince geriye düşmüştür. İslâm Medeniyetinin lokomotifi durumunda olan Osmanlı Devleti de çağın gereklerine göre kendini yenile(ye)meyince gerileme kaçınılmaz olmuştur. Geniş anlamda İslâm dünyasının dar anlamda ise Osmanlının tekrar ikbal günlerine ulaşması için birtakım düşünce adamları büyük çabalar sarf etmeye başlamışlardır. Özellikle Osmanlı Cihan Devleti’nin en uzun yüzyılı olarak kabul edilen 19. yüzyılda İslâm coğrafyasının muhtelif bölgelerinde ortaya çıkan düşünce adamları İslâm dünyasının ve Osmanlının kurtuluşu için bazı çözüm önerileri sunmuşlardır. \n Osmanlının ve İslâm dünyasının kurtuluşu için ilk olarak 1870’lerde İslâmcılıkla başlayan düşünce akımları, Türkçülük, Osmanlıcılık, Batıcılık ve İttihad-ı İslâm’la devam etmiştir. 19. yüzyılda söz konusu düşünce akımlarının öncüleri olarak Cemaleddin Efgânî, Muhammed Abduh, Tunuslu Hayreddin Paşa, Emir Şekip Arslan, Said Halim Paşa, Bediüzzaman Said Nursi, Mehmet Âkif gibi dönemin fikir ve siyaset adamları ön plana çıkmıştır. Özellikle İslâmcılık ve bunun birleştirici yönü olan İttihad-ı İslâm düşüncesi zihinlerde büyük yer tutmuştur. İslâmcılık 19. ve 20. yüzyılda inanç, ibadet, ahlak, felsefe, siyaset, hukuk ve eğitim gibi alanlarda bir bütün olarak İslâm’ı yeniden çağdaş yorumlarla hayata hâkim kılmayı, akılcı bir metotla Hz. Peygamber’in Mekke’de inşa ettiği Müslüman zihnini tekrar hayata geçirmeyi ve bunun sonucunda da İslâm dünyasını Batının sömürüsünden, sahih İslâmî geleneği yok eden modernizmin etkilerinden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtararak, medenileştirmeyi, birleştirmeyi ve kalkındırmayı hedeflemiştir. Siyasî, ilmî ve fikrî çalışmaları önceleyen bu akımın aktivistleri birçok teklif ve çözümler ortaya koymuşlardır. \n Bunlar arasında İslâmcılık/İttihad-ı İslâm fikrine sahip olan Muhammed Abduh hayatı boyunca İslâm ve Müslümanların yücelmesi, Batı’nın esaretinden kurtulması için çalışmış; Mehmet Âkif de yaşadığı Meşrutiyet, İttihad ve Terakki ile Cumhuriyet dönemlerinde söz konusu düşüncelerinden taviz vermemiştir. Dolayısıyla İslâmcılık/İttihad-ı İslâm düşüncelerinin sistemleşmesi ve devam etmesi hususunda bu iki şahsiyetin çabalarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu vesile ile çalışmamızda İslâmcılık ve buna eklenen İttihad-ı İslâm akımı içerisinde İslâm coğrafyasının Mısır havzasında yetişen ve Batı’yı iyi tanıyan Muhammed Abduh ile Anadolu/Balkanlar havzasında yetişen Mehmet Âkif’in görüşlerini mukayeseli olarak ortaya koymaya çalışacağız.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"136 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"ULUM","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.54659/ulum.1122374","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Hz. Peygamber’in Medine’de temellerini attığı, vahye dayanan, akla güvenen ve ilimle gelişen medeniyet düşüncesinden uzaklaşan Müslümanlar, Batı karşısında, medeniyet alanında çağın gereklerine uygun yeni düşünceler getiremeyince geriye düşmüştür. İslâm Medeniyetinin lokomotifi durumunda olan Osmanlı Devleti de çağın gereklerine göre kendini yenile(ye)meyince gerileme kaçınılmaz olmuştur. Geniş anlamda İslâm dünyasının dar anlamda ise Osmanlının tekrar ikbal günlerine ulaşması için birtakım düşünce adamları büyük çabalar sarf etmeye başlamışlardır. Özellikle Osmanlı Cihan Devleti’nin en uzun yüzyılı olarak kabul edilen 19. yüzyılda İslâm coğrafyasının muhtelif bölgelerinde ortaya çıkan düşünce adamları İslâm dünyasının ve Osmanlının kurtuluşu için bazı çözüm önerileri sunmuşlardır.
Osmanlının ve İslâm dünyasının kurtuluşu için ilk olarak 1870’lerde İslâmcılıkla başlayan düşünce akımları, Türkçülük, Osmanlıcılık, Batıcılık ve İttihad-ı İslâm’la devam etmiştir. 19. yüzyılda söz konusu düşünce akımlarının öncüleri olarak Cemaleddin Efgânî, Muhammed Abduh, Tunuslu Hayreddin Paşa, Emir Şekip Arslan, Said Halim Paşa, Bediüzzaman Said Nursi, Mehmet Âkif gibi dönemin fikir ve siyaset adamları ön plana çıkmıştır. Özellikle İslâmcılık ve bunun birleştirici yönü olan İttihad-ı İslâm düşüncesi zihinlerde büyük yer tutmuştur. İslâmcılık 19. ve 20. yüzyılda inanç, ibadet, ahlak, felsefe, siyaset, hukuk ve eğitim gibi alanlarda bir bütün olarak İslâm’ı yeniden çağdaş yorumlarla hayata hâkim kılmayı, akılcı bir metotla Hz. Peygamber’in Mekke’de inşa ettiği Müslüman zihnini tekrar hayata geçirmeyi ve bunun sonucunda da İslâm dünyasını Batının sömürüsünden, sahih İslâmî geleneği yok eden modernizmin etkilerinden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtararak, medenileştirmeyi, birleştirmeyi ve kalkındırmayı hedeflemiştir. Siyasî, ilmî ve fikrî çalışmaları önceleyen bu akımın aktivistleri birçok teklif ve çözümler ortaya koymuşlardır.
Bunlar arasında İslâmcılık/İttihad-ı İslâm fikrine sahip olan Muhammed Abduh hayatı boyunca İslâm ve Müslümanların yücelmesi, Batı’nın esaretinden kurtulması için çalışmış; Mehmet Âkif de yaşadığı Meşrutiyet, İttihad ve Terakki ile Cumhuriyet dönemlerinde söz konusu düşüncelerinden taviz vermemiştir. Dolayısıyla İslâmcılık/İttihad-ı İslâm düşüncelerinin sistemleşmesi ve devam etmesi hususunda bu iki şahsiyetin çabalarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu vesile ile çalışmamızda İslâmcılık ve buna eklenen İttihad-ı İslâm akımı içerisinde İslâm coğrafyasının Mısır havzasında yetişen ve Batı’yı iyi tanıyan Muhammed Abduh ile Anadolu/Balkanlar havzasında yetişen Mehmet Âkif’in görüşlerini mukayeseli olarak ortaya koymaya çalışacağız.