首页 > 最新文献

ULUM最新文献

英文 中文
Diyanet İşleri Başkanlığının Doğal Afetler Hakkındaki Yaklaşımı 宗教事务局对自然灾害的态度
Pub Date : 2023-12-15 DOI: 10.54659/ulum.1357956
Cenksu Üçer, Büşra Zoba, Abdülkadir Çi̇ftçi̇
Bu çalışmada Diyanet İşleri Başkanlığının doğal afetler konusundaki yaklaşımı ele alınmaktadır. Ülkemizde deprem, sel, orman yangınları vb. doğal afetler hakkında dinî alanda tartışmalar yaşandığı bilinmektedir. Doğal afetler sadece İslam dünyasında değil, farklı din mensupları tarafından da gündeme taşınıp başta afetlerin ilahî bir ceza olup olmadığı hususu olmak üzere farklı boyutlarıyla tartışılmıştır. İslam mezhepleri tarihi ve kelâm içerisinde incelenen mezhep ve ekoller, doğal afetler ve musibetler hakkında farklı değerlendirmelerde bulunmuştur. Kanunla “İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak”la görevlendirilen Başkanlık, toplumu din konusunda aydınlatma görevini cami içi ve cami dışında vaaz, hutbe, basılı ve süreli yayınlar, radyo, televizyon ve dijital platformlar vb. aracılığıyla yürütmektedir. Başkanlığın doğal afetler hakkında yapmış olduğu bilgilendirmenin incelenmesi önemli görülmektedir. Bu çalışmada gündemi yakından takip eden Başkanlığın doğal afetler konusunda yapmış olduğu bilgilendirmenin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Nitel araştırma hüviyetindeki çalışmada Başkanlığın konu hakkında yaptığı bilgilendirme Diyanet Gazetesi, Diyanet Aylık Dergi ve hutbeler örnekleminde incelenmektedir. Doğal afet ve musibetlerin deprem, hortum, tsunami, sel vb. bir kısmı insan unsurundan kaynaklanmayıp sünnetullah kapsamında gerçekleşmekte; maden göçüğü, biyolojik ve kimyasal atık yayılması gibi diğer bir kısmı ise insan unsurundan (kusurlar) kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla çalışmanın temel hipotezi, Başkanlığın doğal afetler konusundaki bilgilendirmesinin bu olguyu dikkate alan bir çerçevede olacağı şeklindedir. Çalışmanın hedefleri çerçevesinde şekillendirilen deseni bağlamında İslam mezhepleri tarihi ve kelâmda doğal afetler konusunda ortaya konulan görüşler hakkında genel bir çerçeve çizilmiş, Başkanlığın Diyanet Gazetesi, Diyanet Aylık Dergi ve hutbelerde doğal afetleri ele alışı incelenmiş, elde edilen veriler analiz edilmiştir. Başkanlığın bu konuda, öncelikle afet ve musibetlerin sünnetullahtan ve insan unsurundan (kusurundan) kaynaklananlar şeklindeki ikili yapısını dikkate alıp her biriyle ilgili öncesi ve sonrasında nasıl bir tavır takınılması gerektiği hakkında gerek şahısların gerek kurum ve kuruluşların sorumluluklarını merkeze alan bir bilgilendirme yaptığı dikkat çekmektedir. Doğal afetler dâhil bütün tabiat olaylarının Allah’ın koyduğu kanunlara ve düzene bağlı olarak sebep-sonuç çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan Başkanlığın, doğal afetler karşısında sebeplere sarılarak maddî ve manevî sorumlulukların yerine getirilip her türlü tedbirin alınmasından sonra Allah’a tevekkül edilmesi gerektiği, gerekli tedbirlerin alınmadan Allah’ın dediği olur yaklaşımının kolaycılık olacağı; bazı doğal afetlerin insanların sünnetullahı dikkate almayan uygulamalarından kaynaklandığı, dolayısıyla bu hususlarda emanet bilinciyle hareket edilmesi gerektiği; doğa
本研究讨论了宗教事务总统府应对自然灾害的方法。众所周知,在我国,宗教领域一直在讨论地震、洪水、森林火灾等自然灾害。不仅伊斯兰世界,不同宗教的成员也将自然灾害问题提上了议事日程,并从不同层面进行了讨论,特别是灾害是否是神的惩罚。伊斯兰教派和神学史上分析的教派和学派对自然灾害和灾难做出了不同的评价。 根据法律规定,主席团的任务是 "执行与伊斯兰教的信仰、崇拜和道德原则有关的事务,并向社会进行宗教启蒙",主席团通过布道、清真寺内外的布道、印刷和期刊出版物、广播、电视和数字平台等,履行向社会进行宗教启蒙的职责。分析总统府提供的有关自然灾害的信息被认为是非常重要的。本研究旨在揭示密切关注议程的总统府提供的有关自然灾害的信息。在这项定性研究中,我们以《Diyanet 报》、《Diyanet 月刊》和布道为样本,对总统府提供的相关信息进行了分析。 有些自然灾害和灾难,如地震、龙卷风、海啸、洪水等,不是人为因素造成的,属于 "圣训 "的范畴;而有些自然灾害和灾难,如矿井坍塌、生物和化学废物泄漏等,则可能是人为因素(缺陷)造成的。因此,本研究的基本假设是,总统府提供的自然灾害信息将在考虑到这一现象的框架内提供。 在研究目标框架内形成的模式背景下,对伊斯兰教教派和神学史中有关自然灾害的观点进行了总体框架划分,对《Diyanet 报》、《Diyanet 月刊》和布道中有关总统府处理自然灾害的内容进行了研究,并对所获得的数据进行了分析。 值得注意的是,总统府主要考虑了灾害和灾难的双重结构,即由圣行和人为因素(缺陷)造成的灾害和灾难,并提供了以个人、机构和组织的责任为中心的信息,说明在每次灾害和灾难发生前后应采取何种态度。院长会议强调,包括自然灾害在内的所有自然事件都是在真主制定的法律和秩序的因果框架内发生的,面对自然灾害,应通过接受原因来履行物质和精神上的责任,在采取各种预防措施后,必须依靠真主,不采取必要的预防措施就认为真主说到做到的做法是轻而易举的;有些自然灾害是由于人们的做法没有考虑到《圣训》而造成的,因此,在这些问题上,人们应该抱着信任的态度行事;当遭遇自然灾害时,应该以耐心和毅力来应对,应该以审判、奴役和祈祷的意识来对待;在这种情况下,团结互助是穆斯林最不可或缺的品质之一。
{"title":"Diyanet İşleri Başkanlığının Doğal Afetler Hakkındaki Yaklaşımı","authors":"Cenksu Üçer, Büşra Zoba, Abdülkadir Çi̇ftçi̇","doi":"10.54659/ulum.1357956","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1357956","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Diyanet İşleri Başkanlığının doğal afetler konusundaki yaklaşımı ele alınmaktadır. Ülkemizde deprem, sel, orman yangınları vb. doğal afetler hakkında dinî alanda tartışmalar yaşandığı bilinmektedir. Doğal afetler sadece İslam dünyasında değil, farklı din mensupları tarafından da gündeme taşınıp başta afetlerin ilahî bir ceza olup olmadığı hususu olmak üzere farklı boyutlarıyla tartışılmıştır. İslam mezhepleri tarihi ve kelâm içerisinde incelenen mezhep ve ekoller, doğal afetler ve musibetler hakkında farklı değerlendirmelerde bulunmuştur. Kanunla “İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak”la görevlendirilen Başkanlık, toplumu din konusunda aydınlatma görevini cami içi ve cami dışında vaaz, hutbe, basılı ve süreli yayınlar, radyo, televizyon ve dijital platformlar vb. aracılığıyla yürütmektedir. Başkanlığın doğal afetler hakkında yapmış olduğu bilgilendirmenin incelenmesi önemli görülmektedir. Bu çalışmada gündemi yakından takip eden Başkanlığın doğal afetler konusunda yapmış olduğu bilgilendirmenin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Nitel araştırma hüviyetindeki çalışmada Başkanlığın konu hakkında yaptığı bilgilendirme Diyanet Gazetesi, Diyanet Aylık Dergi ve hutbeler örnekleminde incelenmektedir. Doğal afet ve musibetlerin deprem, hortum, tsunami, sel vb. bir kısmı insan unsurundan kaynaklanmayıp sünnetullah kapsamında gerçekleşmekte; maden göçüğü, biyolojik ve kimyasal atık yayılması gibi diğer bir kısmı ise insan unsurundan (kusurlar) kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla çalışmanın temel hipotezi, Başkanlığın doğal afetler konusundaki bilgilendirmesinin bu olguyu dikkate alan bir çerçevede olacağı şeklindedir. Çalışmanın hedefleri çerçevesinde şekillendirilen deseni bağlamında İslam mezhepleri tarihi ve kelâmda doğal afetler konusunda ortaya konulan görüşler hakkında genel bir çerçeve çizilmiş, Başkanlığın Diyanet Gazetesi, Diyanet Aylık Dergi ve hutbelerde doğal afetleri ele alışı incelenmiş, elde edilen veriler analiz edilmiştir. Başkanlığın bu konuda, öncelikle afet ve musibetlerin sünnetullahtan ve insan unsurundan (kusurundan) kaynaklananlar şeklindeki ikili yapısını dikkate alıp her biriyle ilgili öncesi ve sonrasında nasıl bir tavır takınılması gerektiği hakkında gerek şahısların gerek kurum ve kuruluşların sorumluluklarını merkeze alan bir bilgilendirme yaptığı dikkat çekmektedir. Doğal afetler dâhil bütün tabiat olaylarının Allah’ın koyduğu kanunlara ve düzene bağlı olarak sebep-sonuç çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan Başkanlığın, doğal afetler karşısında sebeplere sarılarak maddî ve manevî sorumlulukların yerine getirilip her türlü tedbirin alınmasından sonra Allah’a tevekkül edilmesi gerektiği, gerekli tedbirlerin alınmadan Allah’ın dediği olur yaklaşımının kolaycılık olacağı; bazı doğal afetlerin insanların sünnetullahı dikkate almayan uygulamalarından kaynaklandığı, dolayısıyla bu hususlarda emanet bilinciyle hareket edilmesi gerektiği; doğa","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"130 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139177487","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ʿAbd al-Wahhāb al-Shaʿrānī’s Ishari Tafsīr on Āyāt About Wuḍūʾ and Ṣalāt ʿAbd al-Wahhāb al-Shaʿrānī 的 Ishari Tafsīr on Āyāt About Wuḍūʾ andṢalāt
Pub Date : 2023-12-13 DOI: 10.54659/ulum.1383508
Esra Nur Hakli
Tefsir, Kur’ân’ın daha iyi anlaşılmasını sağlamak adına onu detaylı şekilde inceleyerek yorumlayan bir ilimdir. İslam tarihi boyunca Kur’ân farklı usûllerle tefsir edilmiştir. Bu usûllerden biri olan işârî tefsir türünde de pek çok eser kaleme alınmıştır. Müfessirin manevî terakkî sonucu kalbine inen mânâlardan yola çıkarak yazdığı işârî tefsirin nitelikleri ve kabul şartları zaman zaman tartışma konusu olmuş ve bu nedenle birtakım şartlar ortaya konulmuştur. Âyetin zâhir mânâsı dışına çıkmamak, ona aykırı bir mânâ vermemek ve verilen mânânın kendi içinde sahih olması gibi şartlar işârî tefsirin sıhhatine delil kabul edilmiştir. Bu çalışmada işârî tefsirin genel özelliklerinden hareketle hicrî onuncu asırda Mısır’da yaşamış bir âlim olan Abdülvehhâb eş-Şaʻrânî’nin (öl. 973/1565) tefsir alanındaki eserlerine ve işârî yorumlarına yer verilmiştir. Şaʻrânî’nin fıkıh, tasavvuf ve hadis dallarındaki eserleri hakkında ülkemizde birçok çalışma yapılmış olsa da tefsir ile ilgili görüşleri bugüne kadar ele alınmamıştır. Makalemizde ilk olarak Şaʻrânî’nin ilmî hayatı ve özellikle tefsire dair eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca diğer eserlerinde âyetlere yönelik atıfları belirlenerek tefsir metodu ortaya konulmuştur. Makalenin sınırlılığı göze alınarak yalnızca abdest ve namaz hakkındaki âyetlere dair işârî yorumları değerlendirilmiştir. Ayrıca bu âyetler hakkındaki yorumları tefsir ve tasavvuf alanında okuduğu temel eserlerle mukayese edilerek yorumlarının özgünlüğü belirlenmiştir. Şaʻrânî eserlerinde âyetlerin zâhir ve bâtın her iki mânâsına da değinmiştir. Tefsir usûlüne ait temel kriterlere ise yer vermemiştir. Namaz ve abdest hakkındaki âyetleri ele alırken bu ibadetlerin fıkhî yönlerinden ziyade hikmet ve âdaplarına ait değerlendirmelerde bulunmuştur. Tefsirde takip ettiği bu usûl doğrultusunda abdesti sadece ibadet öncesi yapılması gereken beden temizliği olarak değerlendirmemiştir. Bu değerlendirmeye ek olarak abdesti kulun günahlardan arınması ve Allah’a olan itaatinin artması şeklinde yorumlamıştır. İbadetler içinde namaza özel önem vermiş, namazın fert ve toplum hayatına dair yansımalarına değinmiştir. Namazda okunan Kur’ân’dan maksadın kalbin Hakk’la birlikteliğinin yani huşûnun sağlanması olduğunu ifade etmiştir. Böylelikle kulun Hakk’a yakınlığının artması gibi marifetinin de artacağını belirtmiştir. Namazın müminleri bir araya getirdiğini, aralarındaki birliği ve dayanışmayı kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, saflardaki birliktelik gibi kalplerde de birlikteliğin sağlanması gerektiğini dile getirmiştir. Sonuç olarak bu âyetlere dair yorumlarında vurgulamak istediği esas hususun ibadetlerin mânâsının kul tarafından daha iyi anlaşılması ve yaşanması olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tefsirlerinde İbnü’l-Arabî’nin (öl. 638/1240) vahdet-i vücûd düşüncesinden büyük ölçüde etkilendiği de görülmüştür.
塔夫西尔(Tafsir)是一门解释《古兰经》的科学,它通过详细分析《古兰经》,让人们更好地理解《古兰经》。在伊斯兰历史上,人们以不同的方式注释《古兰经》。许多作品也是以 al-Ishārī tafsīr 这一体裁撰写的,这也是这些方法中的一种。关于注释者根据其因精神进步而深入人心的意义所撰写的注释的资格和接受条件,一直是人们争论的话题,为此,人们提出了一些条件。不超出经文字面意思、不给出与经文字面意思相反的意思、给出的意思本身是真实的等条件被认为是 al-shārī tafsīr 有效性的证据。在本研究中,收录了希吉尔特十世纪生活在埃及的学者阿卜杜勒-瓦哈卜-沙尔尼(Abd al-Wahhāb al-Sha'ārānī,卒于 973/1565)在 tafsīr 领域的作品及其对 al-isa'ī 的解释。虽然我国对沙阿尼在教法学、苏菲主义和哈底教法领域的作品进行了许多研究,但迄今为止尚未讨论过他对塔夫西里的观点。本文首先介绍了沙阿尼的学术生涯,尤其是他的塔夫西里著作。此外,通过确定他在其他作品中对经文的引用,揭示了他的塔夫西里方法。考虑到文章的局限性,只评估了他对洗礼和祈祷经文的解释。此外,还将他对这些经文的解释与他在塔夫西尔和神秘主义领域阅读的基本著作进行了比较,并确定了他的解释的独创性。沙兰尼在他的作品中同时涉及了经文的 "札希尔 "和 "巴丁 "含义。他没有将注释方法的基本标准纳入其中。在讨论有关祈祷和沐浴的经文时,他评价的是这些礼拜行为的智慧和礼仪,而不是其法理方面。根据他的注释方法,他并不认为沐浴只是在做礼拜前清洁身体。除此以外,他还将洗礼解释为使仆人从罪恶中得到净化,并增强对安拉的服从。他特别重视礼拜中的祈祷,并提到了祈祷对个人和社会生活的影响。他指出,在祈祷中诵读《古兰经》的目的是确保心灵与万能的真主合一,即 "缄默"。因此,他指出,随着仆人与真主的亲近程度增加,他的玛里法也会增加。他强调,祈祷能将信徒们聚集在一起,并加强他们之间的团结和统一,他说,就像队伍的统一一样,也应确保心灵的统一。因此,可以确定他在解释这些经文时想要强调的要点是,仆人能更好地理解和体验崇拜的意义。此外,还发现他在注释中深受伊本-阿拉比(卒于 638/1240)的 wahdat al-wujūd 思想的影响。
{"title":"ʿAbd al-Wahhāb al-Shaʿrānī’s Ishari Tafsīr on Āyāt About Wuḍūʾ and Ṣalāt","authors":"Esra Nur Hakli","doi":"10.54659/ulum.1383508","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1383508","url":null,"abstract":"Tefsir, Kur’ân’ın daha iyi anlaşılmasını sağlamak adına onu detaylı şekilde inceleyerek yorumlayan bir ilimdir. İslam tarihi boyunca Kur’ân farklı usûllerle tefsir edilmiştir. Bu usûllerden biri olan işârî tefsir türünde de pek çok eser kaleme alınmıştır. Müfessirin manevî terakkî sonucu kalbine inen mânâlardan yola çıkarak yazdığı işârî tefsirin nitelikleri ve kabul şartları zaman zaman tartışma konusu olmuş ve bu nedenle birtakım şartlar ortaya konulmuştur. Âyetin zâhir mânâsı dışına çıkmamak, ona aykırı bir mânâ vermemek ve verilen mânânın kendi içinde sahih olması gibi şartlar işârî tefsirin sıhhatine delil kabul edilmiştir. Bu çalışmada işârî tefsirin genel özelliklerinden hareketle hicrî onuncu asırda Mısır’da yaşamış bir âlim olan Abdülvehhâb eş-Şaʻrânî’nin (öl. 973/1565) tefsir alanındaki eserlerine ve işârî yorumlarına yer verilmiştir. Şaʻrânî’nin fıkıh, tasavvuf ve hadis dallarındaki eserleri hakkında ülkemizde birçok çalışma yapılmış olsa da tefsir ile ilgili görüşleri bugüne kadar ele alınmamıştır. Makalemizde ilk olarak Şaʻrânî’nin ilmî hayatı ve özellikle tefsire dair eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca diğer eserlerinde âyetlere yönelik atıfları belirlenerek tefsir metodu ortaya konulmuştur. Makalenin sınırlılığı göze alınarak yalnızca abdest ve namaz hakkındaki âyetlere dair işârî yorumları değerlendirilmiştir. Ayrıca bu âyetler hakkındaki yorumları tefsir ve tasavvuf alanında okuduğu temel eserlerle mukayese edilerek yorumlarının özgünlüğü belirlenmiştir. Şaʻrânî eserlerinde âyetlerin zâhir ve bâtın her iki mânâsına da değinmiştir. Tefsir usûlüne ait temel kriterlere ise yer vermemiştir. Namaz ve abdest hakkındaki âyetleri ele alırken bu ibadetlerin fıkhî yönlerinden ziyade hikmet ve âdaplarına ait değerlendirmelerde bulunmuştur. Tefsirde takip ettiği bu usûl doğrultusunda abdesti sadece ibadet öncesi yapılması gereken beden temizliği olarak değerlendirmemiştir. Bu değerlendirmeye ek olarak abdesti kulun günahlardan arınması ve Allah’a olan itaatinin artması şeklinde yorumlamıştır. İbadetler içinde namaza özel önem vermiş, namazın fert ve toplum hayatına dair yansımalarına değinmiştir. Namazda okunan Kur’ân’dan maksadın kalbin Hakk’la birlikteliğinin yani huşûnun sağlanması olduğunu ifade etmiştir. Böylelikle kulun Hakk’a yakınlığının artması gibi marifetinin de artacağını belirtmiştir. Namazın müminleri bir araya getirdiğini, aralarındaki birliği ve dayanışmayı kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, saflardaki birliktelik gibi kalplerde de birlikteliğin sağlanması gerektiğini dile getirmiştir. Sonuç olarak bu âyetlere dair yorumlarında vurgulamak istediği esas hususun ibadetlerin mânâsının kul tarafından daha iyi anlaşılması ve yaşanması olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tefsirlerinde İbnü’l-Arabî’nin (öl. 638/1240) vahdet-i vücûd düşüncesinden büyük ölçüde etkilendiği de görülmüştür.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"67 7-8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139181367","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hassa’nın Kuruluşu, Halep Vilayet Salnamelerine Göre İdarî, Sosyal ve Kültürel Durumu 根据阿勒颇省 Salnamas 确定哈萨的行政、社会和文化地位
Pub Date : 2023-12-13 DOI: 10.54659/ulum.1389240
Yasin Yilmaz
19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde merkezi yönetimin zayıflamasıyla muhtelif bölgelerde çıkan isyanlar sonucunda devlet otoritesi yok olmuştu. Bu bölgelerden birisi de Adana, Kozan, Çukurova, Maraş, Ayntab ve Gavur dağı diye adlandırılan Amanosların doğu ve batı taraflarında yaşayan hanedan aileler ve konar-göçer aşiretlerin çıkardığı isyanlardı. Osmanlı Devleti bölgede isyancıları kontrol altına almak, asayişi tekrar tesis etmek ve mahalli yönetimi güçlendirmek amacıyla Fırka-i İslâhiye adıyla bir ordu kurmuştu. Ordunun temel görevi bölgedeki isyanları durdurmak, konargöçer olan halkı yerleşik heyete geçirmek, idarî, sosyal ve ekonomik alanlarda birtakım ıslahatlar yapmaktı. Ordu deniz yoluyla İstanbul’dan hareket ederek Payas’ta karaya çıkmıştı. Islah için öncelikli görevlerinin Kozan bölgesi olmasına rağmen Türkmen Beyleri’nin meskûn olduğu Gavur Dağlarının doğu kısmında bulunan Reyhaniyye aşireti, Tiyek, Akbez ve Hacılar nahiyeleri beyleri arasında otorite boşluğundan ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek amacıyla doğuya yönelmişlerdi. Osmanlı yöneticileri muhtemelen demografik yapıyı değiştirerek ıslahat yapmak ve kalıcı çözümler üretmek amacıyla arşiv belgelerinde Gavur Dağları denilen bölgenin doğu tarafındaki vadilerde yaşayan Türkmen aşiretlerinden bir kısımını ova tarafına yerleştirerek, isyan eden aşiretlere karşı caydırıcı güç olarak kullanmaya çalışmıştır. Bunun için de Fırka-i İslâhiye komutanı Derviş Paşa, söz konusu bölgede adı geçen ordunun ilk olarak konuşlandığı yerde İslâhiye kazasını sonra da 30 kilometre güneyinde Hassa taburlarının karargâh kurduğu ve Türkmen Beylerinin meskûn olduğu Hacılar, Tiyek ve Akbez nahiyelerinden getirilen insanların oluşturduğu kişilerle Tiyek nahiyesine yakın bir yerde Hassa kazasını teşekkül ettrimiştir. Kaza, Gavur Dağları’nın vadilerinde yaşayan söz konusu nahiyelerden nüfusa göre getirilen kişilerden teşekkül ettirilmiştir. Kazanın kurulmasından sonra özellikle Hacılar Beyi Paşo Bey ile Tiyek Beyi Karaca Mehmet Bey arasındaki sürekli rekabet ve çatışma gibi eski anlaşmazlıkların tekrar sıkıntılara sebep olmaması için ismi geçen nahiyelerinin beyleri bölge dışında farklı yerlerde mecburi ikamete tabi tutulmuşlardır. Böylece günümüzde de hala varlığını sürdüren Hassa kazası kurulmuştur. Türkmen aşiretlerinden oluşan Hassa, kuruluşuyla beraber bir süre İslâhiye kazasının kasabası olmuş, daha sonra da arşiv belgeleri ve 1285/1868 tarihli Halep Vilayet Salnamelerine göre Halep Vilayeti Maraş Sancağının bir kazası olmuştur. Adana’nın müstakil vilayet olmasıyla 1297/1879 yılında itibaren de Hassa, bu vilayetin Cebel-i Bereket sancağına bağlanmıştır. 1939 yılında Hatay’ın Türkiye’ye ilhakına kadar da Hassa, Osmaniye’ye nihayette Hatay’a bağlanmış ve hala da aynı statüsünü devam ettirmektedir. Bu çalışmamızda Hassa’nın kuruluşuyla ilgili arşiv belgeleri ve Ahmed Cevdet Paşa’nın tutmuş olduğu günlükler ile Halep Vilayet Salnameleri taranarak kazanın idarî, sosyal ve kültürel durumunu değerlendirmeye çalışa
19 世纪,随着奥斯曼帝国中央行政机构的衰弱,国家权力因各地的叛乱而遭到破坏。其中一个地区是阿达纳、科赞、丘库罗瓦、马拉什、艾因塔布以及被称为加武尔山的阿马诺斯山脉东部和西部地区,这些地区的王朝家族和游牧部落纷纷起义。奥斯曼帝国建立了一支名为 "Fırka-i İslâhiye "的军队,以控制该地区的叛乱分子,恢复秩序并加强地方管理。军队的主要任务是制止该地区的叛乱,将游牧民族迁移到定居地,并在行政、社会和经济领域进行一些改革。军队从伊斯坦布尔经海路出发,在帕亚斯登陆。虽然他们的主要任务是科赞地区,但为了解决雷哈尼耶部落与土库曼酋长居住的加武尔山东部铁耶克、阿克贝兹和哈奇拉尔地区的酋长之间因缺乏权威而产生的冲突,他们向东进发。奥斯曼帝国的统治者很可能试图利用居住在被档案文件称为加武尔山脉东侧山谷中的一些土库曼部落,将他们安置在平原地区,以此作为对叛乱部落的威慑力量,从而通过改变人口结构来进行改革并产生永久性的解决方案。为此,费尔卡-伊斯拉希耶的指挥官德尔维什-帕夏在军队最初驻扎的地区建立了伊斯拉希耶卡扎,然后又从哈奇拉尔、铁耶克和阿克贝兹地区调来人口,在靠近铁耶克地区的南面 30 公里处建立了哈萨卡扎,那里是哈萨营的总部所在地,也是土库曼酋长的居住地。根据人口数量,从上述地区迁来的居住在加武尔山山谷的人组成了卡扎。卡扎成立后,上述纳希亚斯的贝伊被强制居住在该地区以外的不同地方,以防止旧的争端,如 Hacılar Bey Paşo Bey 和 Tiyek Bey Karaca Mehmet Bey 之间不断的争斗和冲突再次引发问题。因此,至今仍然存在的哈萨卡扎成立了。哈萨由土库曼部落组成,成立后曾一度是伊斯拉希耶(İslâhiye)的一个小镇,根据档案文件和 1285/1868 年阿勒颇省萨尔纳马斯(Aleppo Province Salnamas)的记载,哈萨后来成为阿勒颇省马拉什桑贾克(Maraş Sanjak)的一个小镇。1297/1879 年阿达纳成为一个独立的省份后,哈萨与该省的塞贝尔-伊-贝雷凯特(Cebel-i Bereket)区相连。1939 年,直到哈塔伊省并入土耳其,哈萨一直与奥斯曼尼耶省相连,最终并入哈塔伊省,至今仍保持着相同的地位。在本研究中,我们将通过扫描与哈萨的建立有关的档案文件、艾哈迈德-切夫代特-帕夏(Ahmed Cevdet Pasha)的日记和阿勒颇省的萨尔纳马(Salnamas),尝试评估哈萨的行政、社会和文化地位。
{"title":"Hassa’nın Kuruluşu, Halep Vilayet Salnamelerine Göre İdarî, Sosyal ve Kültürel Durumu","authors":"Yasin Yilmaz","doi":"10.54659/ulum.1389240","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1389240","url":null,"abstract":"19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde merkezi yönetimin zayıflamasıyla muhtelif bölgelerde çıkan isyanlar sonucunda devlet otoritesi yok olmuştu. Bu bölgelerden birisi de Adana, Kozan, Çukurova, Maraş, Ayntab ve Gavur dağı diye adlandırılan Amanosların doğu ve batı taraflarında yaşayan hanedan aileler ve konar-göçer aşiretlerin çıkardığı isyanlardı. Osmanlı Devleti bölgede isyancıları kontrol altına almak, asayişi tekrar tesis etmek ve mahalli yönetimi güçlendirmek amacıyla Fırka-i İslâhiye adıyla bir ordu kurmuştu. Ordunun temel görevi bölgedeki isyanları durdurmak, konargöçer olan halkı yerleşik heyete geçirmek, idarî, sosyal ve ekonomik alanlarda birtakım ıslahatlar yapmaktı. Ordu deniz yoluyla İstanbul’dan hareket ederek Payas’ta karaya çıkmıştı. Islah için öncelikli görevlerinin Kozan bölgesi olmasına rağmen Türkmen Beyleri’nin meskûn olduğu Gavur Dağlarının doğu kısmında bulunan Reyhaniyye aşireti, Tiyek, Akbez ve Hacılar nahiyeleri beyleri arasında otorite boşluğundan ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek amacıyla doğuya yönelmişlerdi. Osmanlı yöneticileri muhtemelen demografik yapıyı değiştirerek ıslahat yapmak ve kalıcı çözümler üretmek amacıyla arşiv belgelerinde Gavur Dağları denilen bölgenin doğu tarafındaki vadilerde yaşayan Türkmen aşiretlerinden bir kısımını ova tarafına yerleştirerek, isyan eden aşiretlere karşı caydırıcı güç olarak kullanmaya çalışmıştır. Bunun için de Fırka-i İslâhiye komutanı Derviş Paşa, söz konusu bölgede adı geçen ordunun ilk olarak konuşlandığı yerde İslâhiye kazasını sonra da 30 kilometre güneyinde Hassa taburlarının karargâh kurduğu ve Türkmen Beylerinin meskûn olduğu Hacılar, Tiyek ve Akbez nahiyelerinden getirilen insanların oluşturduğu kişilerle Tiyek nahiyesine yakın bir yerde Hassa kazasını teşekkül ettrimiştir. Kaza, Gavur Dağları’nın vadilerinde yaşayan söz konusu nahiyelerden nüfusa göre getirilen kişilerden teşekkül ettirilmiştir. Kazanın kurulmasından sonra özellikle Hacılar Beyi Paşo Bey ile Tiyek Beyi Karaca Mehmet Bey arasındaki sürekli rekabet ve çatışma gibi eski anlaşmazlıkların tekrar sıkıntılara sebep olmaması için ismi geçen nahiyelerinin beyleri bölge dışında farklı yerlerde mecburi ikamete tabi tutulmuşlardır. Böylece günümüzde de hala varlığını sürdüren Hassa kazası kurulmuştur. Türkmen aşiretlerinden oluşan Hassa, kuruluşuyla beraber bir süre İslâhiye kazasının kasabası olmuş, daha sonra da arşiv belgeleri ve 1285/1868 tarihli Halep Vilayet Salnamelerine göre Halep Vilayeti Maraş Sancağının bir kazası olmuştur. Adana’nın müstakil vilayet olmasıyla 1297/1879 yılında itibaren de Hassa, bu vilayetin Cebel-i Bereket sancağına bağlanmıştır. 1939 yılında Hatay’ın Türkiye’ye ilhakına kadar da Hassa, Osmaniye’ye nihayette Hatay’a bağlanmış ve hala da aynı statüsünü devam ettirmektedir. Bu çalışmamızda Hassa’nın kuruluşuyla ilgili arşiv belgeleri ve Ahmed Cevdet Paşa’nın tutmuş olduğu günlükler ile Halep Vilayet Salnameleri taranarak kazanın idarî, sosyal ve kültürel durumunu değerlendirmeye çalışa","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"28 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139180572","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Evaluation of the Higher Religious Education in Turkey 1997-2020 Book 1997-2020 年土耳其高等宗教教育评估》一书
Pub Date : 2023-12-12 DOI: 10.54659/ulum.1379451
İbrahim Kurt
Bu araştırmada 2021 yılında Sobi tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Yüksek Din Öğretimi 1997-2020” başlıklı çalışmanın değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ülkemizde 1997-2010, 2010-2020 yılları arasındaki yüksek din öğretimi özelinde yaşanan siyasi ve eğitim açılarından değişim ve dönüşümler farklı açılardan değerlendirilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise yüksek din öğretiminin geleceği tartışılmış ve önerilerle çalışma son bulmuştur. Literatüre bakıldığında yakın dönem yüksek din öğretimi konusunda bu denli bir kapsamlı çalışmaya rastlanılamamıştır. Dolayısıyla çalışma, yakın dönem yüksek din öğretimi konusunu eğitim tarihi tarzında siyaset ve bu siyasetin eğitime olumlu veya olumsuz etkileri bakımından ele alan lisans ve lisansüstü öğrenciler için kaynak eser niteliğinde görünmektedir. Araştırmada oldukça sade ve anlaşılır bir dil kullanılmış, ele alınan konular konunun yakın dönemi içermesi nedeniyle son derece güncel çalışmalarla desteklenmiştir. Araştırma, metodolojik açıdan uygun ifade edilmiş ve çalışma bu sürece uygun yürütülmüştür. Araştırmada her ne kadar son dönem yüksek din öğretimi konusu ele alınsa da yüksek din öğretiminin kaynağını ifade eden medrese eğitimine değinmek uygun olabilirdi. Sonuçta çalışma, alanda güncel çalışmalara kaynaklık edecek, yüksek din öğretiminin geleceğine dair tartışmaların atıf yapıldığı kaynak olma niteliğini kendisi oluşturacaktır.
本研究旨在对索比于2021年撰写的题为 "1997-2020年土耳其的高等宗教教育 "的研究报告进行评估。在研究中,从不同角度评价了1997-2010年和2010-2020年土耳其高等宗教教育的政治和教育变革与转型。在研究的第三部分,讨论了高等宗教教育的未来,并在研究结束时提出了建议。从文献来看,近期还没有关于高等宗教教育的综合性研究。因此,本研究似乎可以作为本科生和研究生的参考书,供他们从教育史风格的政治角度研究近代高等宗教教育以及这种政治对教育的积极或消极影响。研究中使用了非常简单易懂的语言,所讨论的主题得到了最新研究的支持,因为该主题的研究时间较短。研究在方法上是恰当的,研究也是按照这一程序进行的。虽然研究涉及的是近代的高等宗教教育,但也应该提及宗教学校教育,因为它是高等宗教教育的源头。因此,本研究将成为该领域当前研究的来源,并将成为讨论高等宗教教育未来的参考资料。
{"title":"Evaluation of the Higher Religious Education in Turkey 1997-2020 Book","authors":"İbrahim Kurt","doi":"10.54659/ulum.1379451","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1379451","url":null,"abstract":"Bu araştırmada 2021 yılında Sobi tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Yüksek Din Öğretimi 1997-2020” başlıklı çalışmanın değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ülkemizde 1997-2010, 2010-2020 yılları arasındaki yüksek din öğretimi özelinde yaşanan siyasi ve eğitim açılarından değişim ve dönüşümler farklı açılardan değerlendirilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise yüksek din öğretiminin geleceği tartışılmış ve önerilerle çalışma son bulmuştur. Literatüre bakıldığında yakın dönem yüksek din öğretimi konusunda bu denli bir kapsamlı çalışmaya rastlanılamamıştır. Dolayısıyla çalışma, yakın dönem yüksek din öğretimi konusunu eğitim tarihi tarzında siyaset ve bu siyasetin eğitime olumlu veya olumsuz etkileri bakımından ele alan lisans ve lisansüstü öğrenciler için kaynak eser niteliğinde görünmektedir. Araştırmada oldukça sade ve anlaşılır bir dil kullanılmış, ele alınan konular konunun yakın dönemi içermesi nedeniyle son derece güncel çalışmalarla desteklenmiştir. Araştırma, metodolojik açıdan uygun ifade edilmiş ve çalışma bu sürece uygun yürütülmüştür. Araştırmada her ne kadar son dönem yüksek din öğretimi konusu ele alınsa da yüksek din öğretiminin kaynağını ifade eden medrese eğitimine değinmek uygun olabilirdi. Sonuçta çalışma, alanda güncel çalışmalara kaynaklık edecek, yüksek din öğretiminin geleceğine dair tartışmaların atıf yapıldığı kaynak olma niteliğini kendisi oluşturacaktır.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"90 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139182384","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Kur’ân’a ve Sünnete Göre Doğal Afetlere Karşı Tutum ve Davranışların Değerlendirilmesi 根据《古兰经》和《圣训》评估对自然灾害的态度和行为
Pub Date : 2023-10-26 DOI: 10.54659/ulum.1347103
Hamza SADAN, Mahmut GURBET, Arslan KARAOĞLAN
İnsanlık tarihi boyunca tabii afetler insanları zorlayan bir dizi olumsuzlukların tezahür ettiği olaylar olmuştur. Her daim başta deprem olmak üzere sel, kasırga ve yangın gibi doğa hadiseleri meydana gelmekte ve afete dönüşebilmektedir. Bu çalışma, olağanüstü durumları anlamada dini metinlerden doğru istifade etme noktasında katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kur’ân’da ve sünnette yer alan metinlerin olağandışı hadiselerle ilgisinin doğru ve tutarlı ilişkilendirilmesi, Nass’ların doğru okunması ve anlaşılması yönünden değerlidir. Doğal afetlerin sebepleri belli olup bu durum bilimin konusudur. Bu nedenlerin gerisinde sebepleri yaratan vardır; böyle şeyler olduğunda bunu unutmamak, bunların ikaz mı, ceza mı veya mükâfatın artması mı olduğuna da bakmak gerekmektedir. Müslümanın başına gelen sıkıntılar, onun günahlarının silinmesine, gelecek dert ve musibetlere engel olmasına, ilahi bir ikaza ve uyarıya vesile olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar Müslümanın manevî derecesinin artması için denemedir. Hz. Peygamber, “Belaların en büyüğü peygamberlere, sonra evliyaya, sonra diğer has kullara gelir.” demektedir. Her musibette ceza aramak doğru değildir. Aksine bunların bir kısmında nice rahmet tecellileri saklıdır. Bu çalışmayı farklı kılan husus; konu hakkında gelen Nass’ların tematik okuma esaslı ele alınması, mevzunun mantıkî ve aklî verilerle desteklenmiş olmasıdır. Analiz metodunun kullanıldığı araştırmanın sonucunda tabii âfetler, salgın hastalıklar gibi durumlarda Müslümanın tutum ve davranışının nasıl olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır.
纵观人类历史,自然灾害是一系列挑战人类的不利事件的表现形式。地震、洪水、飓风和火灾等自然现象,尤其是地震,总是时有发生,并有可能演变成灾难。本研究旨在帮助人们正确利用宗教经文来理解非常情况。将《古兰经》和《圣训》中的经文与非常事件正确一致地联系起来,对于正确阅读和理解《纳斯经》很有价值。自然灾害的原因是明确的,这是科学的主题。这些原因的背后是造物主,当这些事情发生时,有必要记住这一点,并看清它们是警告、惩罚还是增加赏赐。穆斯林所遭遇的逆境是神的警告,是消除他的罪孽、防止未来的麻烦和灾难的警告。所有这些逆境都是提高穆斯林精神境界的考验。穆圣说:"最大的灾难降临在先知身上,然后是阿赫利亚,然后是其他特殊的仆人"。在每一次灾难中寻求惩罚是不对的。相反,在某些灾难中隐藏着许多仁慈的表现。本研究的与众不同之处在于,它是基于对《纳赛尔》中有关这一主题的专题阅读,并以逻辑和理性的数据支持这一主题。使用分析方法进行研究的结果,强调了穆斯林在自然灾害和流行病等情况下应采取的态度和行为。
{"title":"Kur’ân’a ve Sünnete Göre Doğal Afetlere Karşı Tutum ve Davranışların Değerlendirilmesi","authors":"Hamza SADAN, Mahmut GURBET, Arslan KARAOĞLAN","doi":"10.54659/ulum.1347103","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1347103","url":null,"abstract":"İnsanlık tarihi boyunca tabii afetler insanları zorlayan bir dizi olumsuzlukların tezahür ettiği olaylar olmuştur. Her daim başta deprem olmak üzere sel, kasırga ve yangın gibi doğa hadiseleri meydana gelmekte ve afete dönüşebilmektedir. Bu çalışma, olağanüstü durumları anlamada dini metinlerden doğru istifade etme noktasında katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kur’ân’da ve sünnette yer alan metinlerin olağandışı hadiselerle ilgisinin doğru ve tutarlı ilişkilendirilmesi, Nass’ların doğru okunması ve anlaşılması yönünden değerlidir. Doğal afetlerin sebepleri belli olup bu durum bilimin konusudur. Bu nedenlerin gerisinde sebepleri yaratan vardır; böyle şeyler olduğunda bunu unutmamak, bunların ikaz mı, ceza mı veya mükâfatın artması mı olduğuna da bakmak gerekmektedir. Müslümanın başına gelen sıkıntılar, onun günahlarının silinmesine, gelecek dert ve musibetlere engel olmasına, ilahi bir ikaza ve uyarıya vesile olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar Müslümanın manevî derecesinin artması için denemedir. Hz. Peygamber, “Belaların en büyüğü peygamberlere, sonra evliyaya, sonra diğer has kullara gelir.” demektedir. Her musibette ceza aramak doğru değildir. Aksine bunların bir kısmında nice rahmet tecellileri saklıdır. Bu çalışmayı farklı kılan husus; konu hakkında gelen Nass’ların tematik okuma esaslı ele alınması, mevzunun mantıkî ve aklî verilerle desteklenmiş olmasıdır. Analiz metodunun kullanıldığı araştırmanın sonucunda tabii âfetler, salgın hastalıklar gibi durumlarda Müslümanın tutum ve davranışının nasıl olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"153 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134906672","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Afetlerin Ceza Olduğunu Çağrıştıran Ayetlere Mâtürîdî’nin Yaklaşımı (Te’vîlâtü’l-Kur’ân Özelinde) 马图里迪处理要求惩罚灾难的经文的方法(《古兰经》中的具体经文)
Pub Date : 2023-10-26 DOI: 10.54659/ulum.1356294
Yusuf AĞKUŞ
Bu çalışmada literal okumayla deprem, yangın, sel, çığ, kuraklık gibi afetlerin günahlar neticesinde meydana geldiğini ima ettiğini düşündüğümüz ayetlerin tefsir kaynaklarında, özellikle de Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı tefsirinde nasıl yorumlandığı araştırılmıştır. Böylelikle Te’vîlât’ta ve diğer bazı tefsirlerde söz konusu ayetlerden hareketle yaşanan afetlerin işlenilen günahlar neticesinde meydana gelen bir ceza olduğu sonucuna ulaşılıp ulaşılmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Hz. Peygamber öncesi dönemde yaşayan insanların işledikleri günahlar nedeniyle dünya hayatında çeşitli felaketlerle cezalandırıldıkları genel olarak kabul edilmiş olsa da Hz. Peygamber sonrası yaşanan afetlerin ceza olup olmayacağı hususunda ihtilaf edilmiştir. Bazı tefsirlerde afetler de dâhil olmak üzere insanların karşılaştığı tüm musibetlerin insanların yaptıkları olumsuz fiiller, işledikleri günahlar nedeniyle meydana geldiğine dair izahlara yer verildiği görülmektedir. Son dönemde yapılan bazı akademik çalışmalarda ise yaşanan afetlerin insanların işledikleri günahlarla bir ilgisinin olmadığı bunların sıradan doğal hadiseler olduğu belirtilmektedir. Bu noktada tefsirinde Ehl-i Sünnet’in düşüncelerini temellendirmeye ve onu savunmaya çalışan ilk müfessir olması, bununla birlikte tefsirinin dirayet tefsirlerinin ilkleri arasında yer alması hasebiyle konu hakkında Mâtürîdî’nin ne düşündüğünün tespit edilmesi tefsir ve kelam ilmi açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle araştırmada özellikle Mâtürîdî’nin görüşleri tespit edilmeye ve diğer müfessirlerin görüşleriyle karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yönteminin uygulandığı bu çalışmada öncelikle afetlerin işlenilen günahlar nedeniyle meydana gelen bir ceza olup olmadığı meselesiyle ilişkilendirilebileceği düşünülen ayetler tespit edilmiş, daha sonra da tefsirlerden hareketle dokümante edilen veriler analiz edilerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kavramsal çerçeve başlığı altında afet-ceza kelimeleriyle ilişkilendirilebileceğini düşündüğümüz, özellikle de çalışmada incelenen ayetlerde yer alan “musibet, fesat, fitne, dâhiye, azap, helak” kavramlarının kök anlamları, sözlük anlamları ve Kur’an’daki kullanımlarına yer verilerek konunun çerçevesi belirgin hâle getirilmeye çalışmıştır. Literal okumayla afetlerin günah işleyenleri cezalandırmak amacıyla meydana geldiğine işaret ettiğini düşündüğümüz ayetleri Mâtürîdî, daima ayetlerin zahirlerinin işaret ettiği yönde anlamamış, ayetten genel mesajlar çıkarmamıştır. Ayetlerin anlaşılmasında bağlama ve nüzul ortamına büyük önem vermesine rağmen bu kriterleri kimi zaman devre dışı tutması nedeniyle ise bazı ayetleri umuma teşmil ederek yorumlamıştır. Bu yaklaşım tarzı da onu ele aldığımız ayetlerin bazısından hareketle afetlerin kimi zaman ceza, kimi zaman imtihan, kimi zaman uyarı, kimi zaman günahlara kefaret, kimi zaman da kulun Allah katındaki derecesinin artmasına vesile olma amacıyla meydana geldiği sonucunu çıkarmaya sevk etmiştir. Dolayısıyla ç
我们认为,地震、火灾、洪水、雪崩、干旱等灾难的发生是罪过造成的,在本研究中,我们调查了这些经文是如何在塔夫西尔(tafsir)中被解释的,尤其是在马图里迪(Māturīdī)的塔夫西尔《古兰经》(Te'wīl al-Qur'ān)中。通过这种方式,我们试图确定 Te'wīlāt 和其他一些 tafsīr 中根据相关经文所经历的灾难是否是因所犯罪行而产生的惩罚。虽然人们普遍认为先知之前的人因所犯罪行而受到世间各种灾难的惩罚,但对于先知之后所经历的灾难是否是一种惩罚却存在争议。在一些塔夫中,人们看到人们所面临的所有灾难,包括灾害,都被解释为是由于人们的负面行为和所犯的罪过而发生的。而在最近的一些学术研究中,人们却说所经历的灾难与人们所犯的罪过无关,它们只是普通的自然事件。在这一点上,确定马图里迪对这一问题的看法对塔夫西尔学和神学非常重要,因为他是第一位试图在其塔夫西尔中证明和捍卫 "先知的思想 "的注释家,而且他的塔夫西尔是最早的 dirayet 塔夫西尔之一。因此,在本研究中,特别试图确定毛突利迪的观点,并将其与其他训诂学家的观点进行比较。本研究采用了定性研究方法,首先确定了与 "灾难是否是对所犯罪行的惩罚 "这一问题相关的经文,然后分析了基于塔菲斯的文献资料,并试图得出结论。在概念框架标题下,通过给出 "灾难、祸害、恶作剧、fitna、天才、折磨、毁灭 "等概念的词根含义、字典含义和古兰经用法,试图明确该主题的框架,我们认为这些概念可以与灾难-惩罚一词联系在一起,尤其是在本研究考察的经文中。对于我们认为表明灾难的发生是为了惩罚犯罪者的经文,马图里迪并不总是按照《古兰经》的字面意思来理解,也不总是按照经文字面意思所指示的方向来理解,他并没有从经文中得出一般性的信息。虽然马图里迪非常重视经文的上下文和背景,但他有时会忽略这些标准,将某些经文扩大到一般意义上进行解释。这种方法使他从我们讨论过的一些经文中得出结论:灾难的发生有时是惩罚,有时是考验,有时是警告,有时是赎罪,有时是提高仆人在真主心目中的地位。因此,根据本研究中分析的经文,我们可以理解,麦尔穆提迪并不认为所有遭受各种灾难的人都是罪人,他也没有将所有灾难都定性为因犯罪而产生的惩罚。
{"title":"Afetlerin Ceza Olduğunu Çağrıştıran Ayetlere Mâtürîdî’nin Yaklaşımı (Te’vîlâtü’l-Kur’ân Özelinde)","authors":"Yusuf AĞKUŞ","doi":"10.54659/ulum.1356294","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1356294","url":null,"abstract":"Bu çalışmada literal okumayla deprem, yangın, sel, çığ, kuraklık gibi afetlerin günahlar neticesinde meydana geldiğini ima ettiğini düşündüğümüz ayetlerin tefsir kaynaklarında, özellikle de Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı tefsirinde nasıl yorumlandığı araştırılmıştır. Böylelikle Te’vîlât’ta ve diğer bazı tefsirlerde söz konusu ayetlerden hareketle yaşanan afetlerin işlenilen günahlar neticesinde meydana gelen bir ceza olduğu sonucuna ulaşılıp ulaşılmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Hz. Peygamber öncesi dönemde yaşayan insanların işledikleri günahlar nedeniyle dünya hayatında çeşitli felaketlerle cezalandırıldıkları genel olarak kabul edilmiş olsa da Hz. Peygamber sonrası yaşanan afetlerin ceza olup olmayacağı hususunda ihtilaf edilmiştir. Bazı tefsirlerde afetler de dâhil olmak üzere insanların karşılaştığı tüm musibetlerin insanların yaptıkları olumsuz fiiller, işledikleri günahlar nedeniyle meydana geldiğine dair izahlara yer verildiği görülmektedir. Son dönemde yapılan bazı akademik çalışmalarda ise yaşanan afetlerin insanların işledikleri günahlarla bir ilgisinin olmadığı bunların sıradan doğal hadiseler olduğu belirtilmektedir. Bu noktada tefsirinde Ehl-i Sünnet’in düşüncelerini temellendirmeye ve onu savunmaya çalışan ilk müfessir olması, bununla birlikte tefsirinin dirayet tefsirlerinin ilkleri arasında yer alması hasebiyle konu hakkında Mâtürîdî’nin ne düşündüğünün tespit edilmesi tefsir ve kelam ilmi açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle araştırmada özellikle Mâtürîdî’nin görüşleri tespit edilmeye ve diğer müfessirlerin görüşleriyle karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yönteminin uygulandığı bu çalışmada öncelikle afetlerin işlenilen günahlar nedeniyle meydana gelen bir ceza olup olmadığı meselesiyle ilişkilendirilebileceği düşünülen ayetler tespit edilmiş, daha sonra da tefsirlerden hareketle dokümante edilen veriler analiz edilerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kavramsal çerçeve başlığı altında afet-ceza kelimeleriyle ilişkilendirilebileceğini düşündüğümüz, özellikle de çalışmada incelenen ayetlerde yer alan “musibet, fesat, fitne, dâhiye, azap, helak” kavramlarının kök anlamları, sözlük anlamları ve Kur’an’daki kullanımlarına yer verilerek konunun çerçevesi belirgin hâle getirilmeye çalışmıştır. Literal okumayla afetlerin günah işleyenleri cezalandırmak amacıyla meydana geldiğine işaret ettiğini düşündüğümüz ayetleri Mâtürîdî, daima ayetlerin zahirlerinin işaret ettiği yönde anlamamış, ayetten genel mesajlar çıkarmamıştır. Ayetlerin anlaşılmasında bağlama ve nüzul ortamına büyük önem vermesine rağmen bu kriterleri kimi zaman devre dışı tutması nedeniyle ise bazı ayetleri umuma teşmil ederek yorumlamıştır. Bu yaklaşım tarzı da onu ele aldığımız ayetlerin bazısından hareketle afetlerin kimi zaman ceza, kimi zaman imtihan, kimi zaman uyarı, kimi zaman günahlara kefaret, kimi zaman da kulun Allah katındaki derecesinin artmasına vesile olma amacıyla meydana geldiği sonucunu çıkarmaya sevk etmiştir. Dolayısıyla ç","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"32 13","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134905931","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Relationship Between Natural Disasters and Human Behaviors in the Context of Said Nursi's Earthquake Treatise 从努尔斯《地震论》看自然灾害与人类行为的关系
Pub Date : 2023-10-24 DOI: 10.54659/ulum.1333267
Fatih ÇELİKEL
Doğal afetler insanoğlunun zaman zaman karşılaştığı tahrip edici tabîi olaylardır. Deprem de bunlardan biridir. Osmanlı’nın son dönem âlimlerinden olan Said Nursî On Dördüncü Söz isimli risâlesinde yaşadığı dönemde gerçekleşen Erzincan ve İzmir depremleriyle ilgili soruları cevaplandırmaktadır. Bu soruların bazısı o dönemde yaşanan söz konusu depremler hakkındayken bazısı tüm doğal afetlerde kişinin zihnine gelebilecek türden sorulardır. Nursî’nin ilgili risâlede ortaya koyduğu çerçeve gerek doğal afetlerin insan davranışlarıyla ilişkisi gerekse kötülük problemi bağlamında doğal afetlerin yerini tayin etme açısından oldukça önemlidir. Nursî kendisine yöneltilen sorulara vermiş olduğu cevaplarla bazı tabîi afetlerin insan davranışlarıyla ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Ona göre ilgili dönemde yaşanan Erzincan ve İzmir depremlerinin sebebi Ramazan ayında işlenilen ve umumiyet kesbeden günahlardır. O, bu yorumuyla doğal afetlerin insan davranışlarından bağımsız olmadığını ileri sürmektedir. Nursî kendisine yöneltilen diğer soruda birer musibet olarak görülmeleri sebebiyle doğal afetlerden zarar gören masumların durumu ile Allah’ın sonsuz rahmeti arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Onun nazarında depremde kaybedilen mallar sadaka, hayatını kaybedenler ise şehit hükmündedir, dolayısıyla burada Allah’ın merhametine aykırı bir durum söz konusu değildir. Son dönemlerde doğal afetlerin ilâhî ceza olabileceği söyleminin Kur’ânî olmadığı, depremlerin ilâhî ceza olarak nitelenemeyeceği görüşü daha güçlü şekilde dillendirilmektedir. Bu söylemin savunucuları görüşlerini bazı Kur’ân âyetleriyle refere etmektedir. Bu âyetlerden biri zâhiren Cenâb-ı Hakk’ın yeryüzünde işlediği günahlar sebebiyle insanı cezalandırmadığı şeklinde bir anlama sahiptir. Buna göre doğal afetleri ilâhî ceza olarak görmek söz konusu âyetin mefhumuna aykırı bir yaklaşımdır. Bu konuda öne sürülen bir diğer gerekçe ise Kur’ân’da doğal afetlerin helâk edilen inkârcı kavimler bağlamında zikredilmesidir. Çağımızda tamamen inkârcıları hedef alan böylesi toplu bir helâk söz konusu olmadığı için günümüzde yaşanan doğal afetleri bu kapsamda değerlendirmek ve bunların işlenilen suçların cezası olduğunu ileri sürmek doğru değildir. Doğal afetler Kur’ân penceresinden incelendiğinde Allah’ın bu hadiseleri çeşitli amaçlara yönelik olarak yarattığı anlaşılmaktadır. Bunlar, inkârcı kavimlerin küllî bir şekilde cezalandırılması, insanların imtihan edilmesi ve yanlış yolda giden insanların doğru yola döndürülmesi şeklindedir. Bu makalede yukarıdaki genel çerçeve içerisinde Nursî’nin ilgili risaledeki cevaplarının Kur’ân ve sünnet açısından tahlili ve doğal afetlerin ilâhî ceza olamayacağı söyleminin dayanakları açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Temelde iki konuyu incelemeyi hedef alan bu çalışmada tahlil ve tenkit yöntemi kullanılmakta ve konu bütüncül bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmaktadır.
自然灾害是人类时常遇到的破坏性自然事件。地震就是其中之一。赛义德-努尔西是奥斯曼帝国末期的学者之一,他在题为《第十四个字》的论文中回答了有关埃尔津詹和伊兹密尔地震的问题。其中一些问题是关于当时发生的地震的,而另一些问题则是在所有自然灾害中人们都会想到的。努尔西在相关论文中提出的框架对于自然灾害与人类行为之间的关系以及确定自然灾害在邪恶问题中的地位都非常重要。努尔西通过回答向他提出的问题,论证了一些自然灾害与人类行为的关系。他认为,在相关时期发生在埃尔津詹和伊兹密尔的地震是由斋月期间犯下的罪孽引起的。通过这种解释,他认为自然灾害并非与人类行为无关。在向他提出的另一个问题中,努尔西分析了自然灾害对无辜者造成的伤害与真主的无限仁慈之间的关系。在他看来,地震中损失的财产是施舍,失去生命的人是殉难者,因此这里没有任何违背真主仁慈的地方。最近,有一种观点表达得更为强烈,即自然灾害可能是神的惩罚,而不是《古兰经》的惩罚,地震不能被定性为神的惩罚。这种观点的支持者提到了《古兰经》中的一些经文。其中一节经文的意思显然是,万能的真主不会因人类在世上犯下的罪过而惩罚他们。因此,将自然灾害视为神的惩罚有悖于相关经文的含义。在这方面提出的另一个理由是,《古兰经》中提到的自然灾害是在不信教的部落被毁灭的情况下发生的。由于在我们这个时代没有针对不信教者的大规模毁灭,因此在此背景下评价今天所经历的自然灾害并声称这些灾害是对所犯罪行的惩罚是不正确的。如果从《古兰经》的角度来分析自然灾害,就会明白真主创造这些事件是出于各种目的。这些目的是全面地惩罚不信道的部落,考验人们,并使走错路的人走上正路。本文旨在上述总体框架内,从《古兰经》和《圣训》的角度分析努尔苏丹在相关论文中的回答,并研究自然灾害不可能是神罚的论述依据。本研究以探讨两个问题为基本目标,采用了分析和批判的方法,试图从整体的角度对该主题进行研究。
{"title":"The Relationship Between Natural Disasters and Human Behaviors in the Context of Said Nursi's Earthquake Treatise","authors":"Fatih ÇELİKEL","doi":"10.54659/ulum.1333267","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1333267","url":null,"abstract":"Doğal afetler insanoğlunun zaman zaman karşılaştığı tahrip edici tabîi olaylardır. Deprem de bunlardan biridir. Osmanlı’nın son dönem âlimlerinden olan Said Nursî On Dördüncü Söz isimli risâlesinde yaşadığı dönemde gerçekleşen Erzincan ve İzmir depremleriyle ilgili soruları cevaplandırmaktadır. Bu soruların bazısı o dönemde yaşanan söz konusu depremler hakkındayken bazısı tüm doğal afetlerde kişinin zihnine gelebilecek türden sorulardır. Nursî’nin ilgili risâlede ortaya koyduğu çerçeve gerek doğal afetlerin insan davranışlarıyla ilişkisi gerekse kötülük problemi bağlamında doğal afetlerin yerini tayin etme açısından oldukça önemlidir. Nursî kendisine yöneltilen sorulara vermiş olduğu cevaplarla bazı tabîi afetlerin insan davranışlarıyla ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Ona göre ilgili dönemde yaşanan Erzincan ve İzmir depremlerinin sebebi Ramazan ayında işlenilen ve umumiyet kesbeden günahlardır. O, bu yorumuyla doğal afetlerin insan davranışlarından bağımsız olmadığını ileri sürmektedir. Nursî kendisine yöneltilen diğer soruda birer musibet olarak görülmeleri sebebiyle doğal afetlerden zarar gören masumların durumu ile Allah’ın sonsuz rahmeti arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Onun nazarında depremde kaybedilen mallar sadaka, hayatını kaybedenler ise şehit hükmündedir, dolayısıyla burada Allah’ın merhametine aykırı bir durum söz konusu değildir. Son dönemlerde doğal afetlerin ilâhî ceza olabileceği söyleminin Kur’ânî olmadığı, depremlerin ilâhî ceza olarak nitelenemeyeceği görüşü daha güçlü şekilde dillendirilmektedir. Bu söylemin savunucuları görüşlerini bazı Kur’ân âyetleriyle refere etmektedir. Bu âyetlerden biri zâhiren Cenâb-ı Hakk’ın yeryüzünde işlediği günahlar sebebiyle insanı cezalandırmadığı şeklinde bir anlama sahiptir. Buna göre doğal afetleri ilâhî ceza olarak görmek söz konusu âyetin mefhumuna aykırı bir yaklaşımdır. Bu konuda öne sürülen bir diğer gerekçe ise Kur’ân’da doğal afetlerin helâk edilen inkârcı kavimler bağlamında zikredilmesidir. Çağımızda tamamen inkârcıları hedef alan böylesi toplu bir helâk söz konusu olmadığı için günümüzde yaşanan doğal afetleri bu kapsamda değerlendirmek ve bunların işlenilen suçların cezası olduğunu ileri sürmek doğru değildir. Doğal afetler Kur’ân penceresinden incelendiğinde Allah’ın bu hadiseleri çeşitli amaçlara yönelik olarak yarattığı anlaşılmaktadır. Bunlar, inkârcı kavimlerin küllî bir şekilde cezalandırılması, insanların imtihan edilmesi ve yanlış yolda giden insanların doğru yola döndürülmesi şeklindedir. Bu makalede yukarıdaki genel çerçeve içerisinde Nursî’nin ilgili risaledeki cevaplarının Kur’ân ve sünnet açısından tahlili ve doğal afetlerin ilâhî ceza olamayacağı söyleminin dayanakları açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Temelde iki konuyu incelemeyi hedef alan bu çalışmada tahlil ve tenkit yöntemi kullanılmakta ve konu bütüncül bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmaktadır.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"42 12","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135321966","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Musibetlere Bir Yaklaşım Biçimi Olarak İstirca Âyetine (Bakara Sûresi 156) Getirilen Bazı İşârî Yorumlar 对《伊斯提尔迦》(《拜加拉经》第 156 章)经文的一些启示主义解释,将其作为一种接近灾难的方式
Pub Date : 2023-10-24 DOI: 10.54659/ulum.1358072
Faruk GÖRGÜLÜ
Bu makalenin konusu musibetlere bir yaklaşım tarzı olarak Bakara sûresi 156. âyete getirilen işâri/tasavvufî yorumları tespit edip değerlendirmektir. Kur’ân-ı Kerîm’de insanın farklı vesilelerle imtihana tabi tutulacakları bildirilir. İnsan hayatı, imtihan gerçeği sebebiyle her zaman aynı düzlemde devam etmez. İnsan yaratılışı gereği hüznü ve sevinci, acıyı ve tatlıyı birlikte yaşayan bir varlıktır. Kur’an’ın deyimiyle insan, imtihan dünyasında bazen korku ve açlık, bazen de mal ve can kaybı gibi hayatı menfi şekilde etkileyen çeşitli musibetlerle karşılaşmaktadır. İnsanın iman, amel ve ahlak bakımından hangi düzeyde ve olgunlukta olduğunu belirleyecek ve iç dünyasını ortaya çıkaracak şey, hayatın seyri içinde gelişen hadiseler karşısında sergilemiş olduğu tutum ve davranışlardır. Kur’an, kişinin yaşadığı belâ, afet ve musibet zamanlarında alınacak tedbirlerin yanında sabrederek Allah’a sığınıp O’na teslimiyet göstermenin önemini vurgular. İslâmî literatürde “istircâ” olarak kavramlaşan bu teslimiyet hâli, Bakara sûresi 156. âyette “Şüphesiz biz Allah’a aidiz ve muhakkak ki O’na döneceğiz” ifadesiyle formüle edilen cümleleri söylemek ve buna uygun davranışlar sergilemektir. İşte bu çalışmanın amacı, musibetlere karşı bir tutum olarak istircâ âyetine (Bakara, 156) getirilen işârî yorumları başta işârî tefsirler olmak üzere bazı temel tefsir kaynaklarından tespit edip değerlendirmek ve böylece insanların deprem, sel, yangın gibi doğal afetler ve musibetler karşısında sergilemeleri gereken tutumları tasavvufî bir bakışla ortaya koymaktır.
本文的主题是确定和评估对《巴卡拉经》第 156 节的解释,以此作为应对灾难的方法。古兰经》中说,人类将在不同的场合经受考验。由于现实的考验,人类的生活并不总是在同一平面上继续。人类因其创造而经历悲喜、苦乐。用《古兰经》的话说,在考验的世界里,人类有时会面临各种灾难,对生活产生负面影响,比如恐惧和饥饿,有时还会失去财产和生命。决定人在信仰、行为和道德方面的水平和成熟度,并揭示其内心世界的,是人在面对生活中发生的事件时所表现出的态度和行为。古兰经》强调了在灾难、灾害和灾祸发生时防患于未然的重要性,也强调了皈依真主并以忍耐的方式向真主表示臣服的重要性。这种臣服的状态在伊斯兰文献中被称为 "istirjâ",即引用《巴卡拉经》第 156 节中的句子:"我们确是属于真主的,我们必定归于他",并表现出适当的行为。本研究的目的是从一些基本的塔夫西里,特别是字面塔夫西里中,识别和评估对 "istirjā"(《拜加拉经》第 156 节)经文的字面解释,将其视为一种对待灾难的态度,从而从苏菲的角度揭示人们在面对地震、洪水和火灾等自然灾害和灾难时应表现出的态度。
{"title":"Musibetlere Bir Yaklaşım Biçimi Olarak İstirca Âyetine (Bakara Sûresi 156) Getirilen Bazı İşârî Yorumlar","authors":"Faruk GÖRGÜLÜ","doi":"10.54659/ulum.1358072","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1358072","url":null,"abstract":"Bu makalenin konusu musibetlere bir yaklaşım tarzı olarak Bakara sûresi 156. âyete getirilen işâri/tasavvufî yorumları tespit edip değerlendirmektir. Kur’ân-ı Kerîm’de insanın farklı vesilelerle imtihana tabi tutulacakları bildirilir. İnsan hayatı, imtihan gerçeği sebebiyle her zaman aynı düzlemde devam etmez. İnsan yaratılışı gereği hüznü ve sevinci, acıyı ve tatlıyı birlikte yaşayan bir varlıktır. Kur’an’ın deyimiyle insan, imtihan dünyasında bazen korku ve açlık, bazen de mal ve can kaybı gibi hayatı menfi şekilde etkileyen çeşitli musibetlerle karşılaşmaktadır. İnsanın iman, amel ve ahlak bakımından hangi düzeyde ve olgunlukta olduğunu belirleyecek ve iç dünyasını ortaya çıkaracak şey, hayatın seyri içinde gelişen hadiseler karşısında sergilemiş olduğu tutum ve davranışlardır. Kur’an, kişinin yaşadığı belâ, afet ve musibet zamanlarında alınacak tedbirlerin yanında sabrederek Allah’a sığınıp O’na teslimiyet göstermenin önemini vurgular. İslâmî literatürde “istircâ” olarak kavramlaşan bu teslimiyet hâli, Bakara sûresi 156. âyette “Şüphesiz biz Allah’a aidiz ve muhakkak ki O’na döneceğiz” ifadesiyle formüle edilen cümleleri söylemek ve buna uygun davranışlar sergilemektir. İşte bu çalışmanın amacı, musibetlere karşı bir tutum olarak istircâ âyetine (Bakara, 156) getirilen işârî yorumları başta işârî tefsirler olmak üzere bazı temel tefsir kaynaklarından tespit edip değerlendirmek ve böylece insanların deprem, sel, yangın gibi doğal afetler ve musibetler karşısında sergilemeleri gereken tutumları tasavvufî bir bakışla ortaya koymaktır.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"63 9","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135322481","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
A QUALITATIVE RESEARCH ON THE LIFE VIEW OF EARTHQUAKE VICTIMS AND THE MORNING PROCESS 地震灾民人生观与清晨过程的质性研究
Pub Date : 2023-10-24 DOI: 10.54659/ulum.1347634
Süleyman DOĞANAY
Bireyin psikolojik ihtiyaçlarından birisi, öngörülemeyen yaşam olayları karşısında hissettiği korku, dehşet, hayret ve acziyet duygularından kurtulmaktır. Birey, hayatın zorluklarıyla karşılaştığında yaşamının nasıl devam edeceği ve nasıl son bulacağı hakkındaki endişelerini gidermek ister. Tarihin çeşitli dönemlerinde insanlık alemi doğal afetlerle karşılaşmış ve bu afetler büyük oranda maddî ve manevî yıkımla sonuçlanmıştır. Doğal afetlerin tahribatı en büyük olanı depremlerdir. Depremlerin sebep olduğu acılar dünyanın dört bir yanında tüm insanlığı derinden etkilemiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde aynı gün içerisinde gerçekleşerek Türkiye’nin on bir ilinde etkisini yüksek derecede hissettiren depremlerde binlerce yapı yıkılmış veya zarar görmüş, binlerce kişi yaralanmış, enkaz altında kalan binlerce insan vefat etmiştir. Depremin ardında bıraktığı acılar sebebiyle insanlar yas sürecine girmiş ve bu acılarla başa çıkmaya çalışmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşlar deprem bölgesindeki insanlara maddî-manevî yardım etmiş, depremzedelerin çoğu ülkenin çeşitli şehirlerindeki resmî veya özel imkânlarla misafir edilmiştir. Hayatın zorluklarıyla başa çıkma sürecinde dinî inanç sistemlerinden alınan desteğin ve geliştirilen olumlu başa çıkma stratejilerinin etkin bir işlevi vardır. Zorluklarla başa çıkma sürecinde sosyal çevreden ve bilhassa nitelikli sosyal ağdan alınan desteğin birey için çok önemli olduğu ve psikolojik/manevî danışmanlık alanlarında yapılan çalışmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Zira bireyin yaşamına anlam veren ve bütünlük hissini kuvvetlendiren dinin en belirgin fonksiyonlarından birisi, müntesiplerine zor dönemden geçen insanlar için sosyal desteğin önemini hatırlatarak empati ve yardımseverlik gibi erdemleri ön plana çıkarmaktır. Çalışmanın konusu, yas sürecindeki depremzedeler ve onların hayata bakışıdır. Nitel desenli bu çalışmanın amacı, depremzedelerin yas sürecinde neler yaşadıklarını, bu süreçte sosyal çevrenin depremzedelere nasıl bir etkide bulunduğunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nce merkez kampüsteki öğrenci yurtlarında misafir edilen depremzedelerle yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Mülakatlarda, ‘Hayat sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre bu zorlu süreçte din veya maneviyat insana neler söyler? Bu zorlu süreçte herhangi birinin hoşunuza giden bir davranışı oldu mu? Hoşunuza gitmeyen bir davranış oldu mu? Yas tutan insanlara neler söylemek istersiniz?’ gibi sorular yöneltilmiştir. Veriler betimsel analiz yöntemiyle tahlil edilmiştir. Sonuç olarak depremzedelerin çoğu yas sürecinde dinî başa çıkma yöntemlerini kullandığını, çevreden gelen bilişsel, duyuşsal ve maddî destek için resmî makamlara ve vatandaşlara müteşekkir olduğunu söylemiştir. Depremzedeler, psikolojik açıdan hassas oldukları bu dönemde insanların olumsuz söylem ve davranışlardan kaçınmaları gerektiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Bunun yanı sıra onlar, hayatın zorluklarından herhangi birini
个人的心理需求之一是摆脱在面对不可预知的生活事件时所感受到的恐惧、害怕、惊讶和无助。面对生活中的困难,个人希望解除对生命如何继续和如何结束的担忧。在不同的历史时期,人类世界都遇到过自然灾害,这些灾害造成了物质和精神的双重毁灭。地震是最具破坏性的自然灾害。地震带来的痛苦深深影响着全世界的人类。2023 年 2 月 6 日,土耳其 11 个省发生地震,数以千计的建筑物被摧毁或损坏,数以千计的人受伤,数以千计被困在废墟中的人死亡。由于地震留下的伤痛,人们进入了哀悼期,并努力应对这种伤痛。土耳其全国各地的公民从物质上和精神上帮助了地震灾区的人民,全国各城市的官方或私人设施接待了大多数地震灾民。在应对生活困难的过程中,宗教信仰系统提供的支持和制定的积极应对策略发挥了有效作用。事实上,在应对困难的过程中,从社会环境,特别是从合格的社会网络中获得的支持对个人非常重要,这一点已被心理/精神咨询领域的研究证明。宗教赋予了个人生活的意义,增强了诚信意识,其最突出的功能之一就是提醒其信徒社会支持对经历困难时期的人们的重要性,并强调同情和仁慈等美德。本研究的主题是处于哀悼过程中的地震灾民及其人生观。这项定性研究旨在揭示地震灾民在哀悼过程中的经历,以及在这一过程中社会环境对地震灾民的影响。在此背景下,研究人员在尼格德-厄梅尔-哈利斯德米尔大学中心校区的学生宿舍对地震幸存者进行了半结构化访谈。在访谈中,提出了 "生命对您意味着什么?根据你的看法,在这个艰难的过程中,宗教或精神信仰会告诉人们什么?在这个艰难的过程中,有没有人的行为是你喜欢的?有没有你不喜欢的行为?您想对悲伤的人们说些什么?数据采用描述性分析方法进行分析。结果显示,大多数地震幸存者表示,他们在哀悼过程中使用了宗教应对方法,并感谢当局和公民从环境中提供的认知、情感和物质支持。地震幸存者指出,在这一心理敏感时期,人们应避免负面言论和行为。此外,他们还向其他正在经历生活困难和哀悼过程的人提出了建议,提醒他们要有耐心、耐力、毅力和希望。
{"title":"A QUALITATIVE RESEARCH ON THE LIFE VIEW OF EARTHQUAKE VICTIMS AND THE MORNING PROCESS","authors":"Süleyman DOĞANAY","doi":"10.54659/ulum.1347634","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1347634","url":null,"abstract":"Bireyin psikolojik ihtiyaçlarından birisi, öngörülemeyen yaşam olayları karşısında hissettiği korku, dehşet, hayret ve acziyet duygularından kurtulmaktır. Birey, hayatın zorluklarıyla karşılaştığında yaşamının nasıl devam edeceği ve nasıl son bulacağı hakkındaki endişelerini gidermek ister. Tarihin çeşitli dönemlerinde insanlık alemi doğal afetlerle karşılaşmış ve bu afetler büyük oranda maddî ve manevî yıkımla sonuçlanmıştır. Doğal afetlerin tahribatı en büyük olanı depremlerdir. Depremlerin sebep olduğu acılar dünyanın dört bir yanında tüm insanlığı derinden etkilemiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde aynı gün içerisinde gerçekleşerek Türkiye’nin on bir ilinde etkisini yüksek derecede hissettiren depremlerde binlerce yapı yıkılmış veya zarar görmüş, binlerce kişi yaralanmış, enkaz altında kalan binlerce insan vefat etmiştir. Depremin ardında bıraktığı acılar sebebiyle insanlar yas sürecine girmiş ve bu acılarla başa çıkmaya çalışmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından vatandaşlar deprem bölgesindeki insanlara maddî-manevî yardım etmiş, depremzedelerin çoğu ülkenin çeşitli şehirlerindeki resmî veya özel imkânlarla misafir edilmiştir. Hayatın zorluklarıyla başa çıkma sürecinde dinî inanç sistemlerinden alınan desteğin ve geliştirilen olumlu başa çıkma stratejilerinin etkin bir işlevi vardır. Zorluklarla başa çıkma sürecinde sosyal çevreden ve bilhassa nitelikli sosyal ağdan alınan desteğin birey için çok önemli olduğu ve psikolojik/manevî danışmanlık alanlarında yapılan çalışmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Zira bireyin yaşamına anlam veren ve bütünlük hissini kuvvetlendiren dinin en belirgin fonksiyonlarından birisi, müntesiplerine zor dönemden geçen insanlar için sosyal desteğin önemini hatırlatarak empati ve yardımseverlik gibi erdemleri ön plana çıkarmaktır. Çalışmanın konusu, yas sürecindeki depremzedeler ve onların hayata bakışıdır. Nitel desenli bu çalışmanın amacı, depremzedelerin yas sürecinde neler yaşadıklarını, bu süreçte sosyal çevrenin depremzedelere nasıl bir etkide bulunduğunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nce merkez kampüsteki öğrenci yurtlarında misafir edilen depremzedelerle yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Mülakatlarda, ‘Hayat sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre bu zorlu süreçte din veya maneviyat insana neler söyler? Bu zorlu süreçte herhangi birinin hoşunuza giden bir davranışı oldu mu? Hoşunuza gitmeyen bir davranış oldu mu? Yas tutan insanlara neler söylemek istersiniz?’ gibi sorular yöneltilmiştir. Veriler betimsel analiz yöntemiyle tahlil edilmiştir. Sonuç olarak depremzedelerin çoğu yas sürecinde dinî başa çıkma yöntemlerini kullandığını, çevreden gelen bilişsel, duyuşsal ve maddî destek için resmî makamlara ve vatandaşlara müteşekkir olduğunu söylemiştir. Depremzedeler, psikolojik açıdan hassas oldukları bu dönemde insanların olumsuz söylem ve davranışlardan kaçınmaları gerektiğine dair beyanda bulunmuşlardır. Bunun yanı sıra onlar, hayatın zorluklarından herhangi birini ","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135321965","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Moral Determination and Recommendations in the Poems of the ʿAbbāsid Poet Abū Tammām 阿卜杜拉Abbāsid诗人阿卜杜拉Tammām诗歌中的道德决定和建议
Pub Date : 2023-07-31 DOI: 10.54659/ulum.1266783
Arzu Arslan
Abbâsîler dönemi Arap şiiri hakkında bilgi veren tüm edebiyat tarihi kaynaklarının ismine temas etmeden geçemediği Ebû Temmâm (ö. 231/846), el-Hamâse adlı eseriyle kendisinden önceki Arap şairlerinin şiirlerinden bir seçki derlemiştir. Bu seçkide yer alan şiirlerin önemli bir kısmı şairlerin hayat tecrübeleri ve ahlaki tespitlerini içeren hikmetli söz ve anlam içeren beyitlerden müteşekkildir. Ebû Temmâm’ın el-Hamâse adlı eserinde yer verdiği hikmet şiirleri, onun kendine ait divanında yer alan kasideleri içerisinde azımsanmayacak sayıda hikemî beyitler serpiştirmesinde etkili olmuştur. Kendinden önceki şairlerin ahlaka dair tespitleri ve hayata bakışlarını yansıtan düşünceleri onun şairliğinde iz bırakmıştır. Bu iz takip edildiğinde Ebû Temmâm’ın insanı ve toplumu iyi gözlemleyebilen bir şahsiyete sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışmada şairin bu kabilden beyitlerindeki ahlakî tespit ve tavsiyelerinin içerik bakımından incelenmesi amaçlanmıştır. Ebû Temmâm gibi ibretamiz tespitleriyle Arapların sözlü kültürünün zenginleşmesinde büyük bir katkısı olan şairin ahlakiyata dair değerlendirmelerinin Arap şiiri araştırmaları açısından önemli olduğu düşünülmüştür. Çalışmada, Ebû Temmâm'ın hikemî şiirlerinde en çok yoğunlaştığı anlamlar, tasvire dayalı bir yöntemle başlıklar halinde sunulmuştur. Ebû Temmâm’ın şiirlerine bakıldığında onun sıklıkla gayretli olmak, çaba sarf etmek, azim ve kararlılıkla çalışkanlıktan taviz vermemek gibi konulara temas ettiği görülmüştür. Ahlaka dair pek çok tespiti bulunan şair, Müslüman birey için zaruri olan tevekkül ve kanaate teşvik sadedinde tavsiyelerde bulunmuştur. Şairin divanında tespit ve tavsiye ettiği ahlaklardan birisi de kişinin azimli olmasıdır. Karar verdiği meselede kişi, zihnini tereddütlerden arındırmalı ve hedefine doğru arkasına bakmadan koşmalıdır. Kişi, belirli bir hedefe doğru giderken azmini kıran olumsuzluklar yaşadığında çoğu zaman amacına ulaşamayacağına dair vesveselere kapılır. Şair, olumsuzluk gibi görünen şeylerin belki de amaca ulaşmak için birer vesile olabileceğine dair bazı teşviklerde bulunmuştur. Ebû Temmâm, kişinin gayretini olumsuz etkileyen haset ehline kulak asmamak gerektiğini başarılı ve etkili bir üslupla dile getirmiştir. Sonuç olarak Ebû Temmâm’ın, çoğunluğu methiye temalı olan kasidelerinde bütünlüğü bozmadan aralara ahlakî tespit ve tavsiyelerini serpiştirmekte başarılı olduğunu söylemek mümkündür. Teşbih ve istiare gibi söz sanatlarıyla birbirinden çok uzak olan nesne ve figürler arasında kurduğu anlam ilişkileri sözlerine imgesel zenginlik katmıştır. Bu suretle şair, hayat tavsiyelerini etkili ve ikna edici kılmış, Arapların günlük hayatına nüfuz edecek seviyede izler bırakmıştır. Şairin bu tarzdaki beyitlerinin daha kapsamlı bir okumayla incelenmesi ve ahlakiyata dair şiirlerinin tercüme edilerek Türk okurla tanıştırılması bu çalışmanın bir tavsiyesidir.
Abū al-Tammām(卒于 231/846)的名字在所有提供阿拔斯王朝时期阿拉伯诗歌信息的文学史资料中都有提及,他在其著作《al-Hamāsa》中汇编了他之前的阿拉伯诗人的诗选。该诗选中的大部分诗歌都是包含睿智箴言的对联和寓意深刻的对联,其中蕴含着诗人的人生经历和道德观。阿布-塔马姆 (Abū al-Tammām) 在其作品《哈玛萨》中收录的智慧诗歌对他产生了影响,使他在自己的诗集 qasida 中穿插了大量智慧对联。前辈诗人对道德的观察和反映他们人生观的思想在他的诗歌中留下了痕迹。循着这些痕迹,我们可以看到阿布-特玛姆具有善于观察人类和社会的个性。本研究旨在从内容上分析诗人的道德判断和建议。我们认为,像阿布-特姆马姆这样的诗人以其典范的观察力为丰富阿拉伯口头文化做出了巨大贡献,他的道德评价对阿拉伯诗歌研究具有重要意义。在本研究中,阿布-滕马姆在其智慧诗中最集中的含义将以描述性方法在标题下呈现。纵观阿布特玛姆的诗歌,可以发现他经常涉及勤奋、努力、不以决心和毅力损害勤奋等问题。诗人对道德问题有很多判断,他提出了一些建议,鼓励穆斯林个人必不可少的 "塔瓦库尔 "和信念。诗人在其诗篇中确定并建议的道德之一是一个人的决心。在他决定的事情上,他应该消除心中的犹豫,义无反顾地奔向自己的目标。当一个人在通往某个目标的道路上遭遇挫折而意志消沉时,他往往会产生无法实现目标的疑虑。诗人给了我们一些鼓励,让我们知道看似消极的东西可能是实现目标的一种手段。Abū Temmām 以一种成功而有效的方式表达了一个人不应该听信嫉妒之人的话,因为这会对自己的努力产生负面影响。总之,可以说阿布特玛姆成功地在他的 qasida 中穿插了道德观点和建议,其中大部分都是以悼词为主题,同时又不破坏整体性。他通过比喻和隐喻等修辞手法在相距甚远的事物和人物之间建立语义关系,为他的文字增添了丰富的想象力。通过这种方式,诗人使他的人生忠告具有实效性和说服力,并留下了深入阿拉伯人日常生活的痕迹。本研究建议对诗人这种体裁的对联进行更全面的解读分析,并将他的伦理诗翻译介绍给土耳其读者。
{"title":"Moral Determination and Recommendations in the Poems of the ʿAbbāsid Poet Abū Tammām","authors":"Arzu Arslan","doi":"10.54659/ulum.1266783","DOIUrl":"https://doi.org/10.54659/ulum.1266783","url":null,"abstract":"Abbâsîler dönemi Arap şiiri hakkında bilgi veren tüm edebiyat tarihi kaynaklarının ismine temas etmeden geçemediği Ebû Temmâm (ö. 231/846), el-Hamâse adlı eseriyle kendisinden önceki Arap şairlerinin şiirlerinden bir seçki derlemiştir. Bu seçkide yer alan şiirlerin önemli bir kısmı şairlerin hayat tecrübeleri ve ahlaki tespitlerini içeren hikmetli söz ve anlam içeren beyitlerden müteşekkildir. Ebû Temmâm’ın el-Hamâse adlı eserinde yer verdiği hikmet şiirleri, onun kendine ait divanında yer alan kasideleri içerisinde azımsanmayacak sayıda hikemî beyitler serpiştirmesinde etkili olmuştur. Kendinden önceki şairlerin ahlaka dair tespitleri ve hayata bakışlarını yansıtan düşünceleri onun şairliğinde iz bırakmıştır. Bu iz takip edildiğinde Ebû Temmâm’ın insanı ve toplumu iyi gözlemleyebilen bir şahsiyete sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışmada şairin bu kabilden beyitlerindeki ahlakî tespit ve tavsiyelerinin içerik bakımından incelenmesi amaçlanmıştır. Ebû Temmâm gibi ibretamiz tespitleriyle Arapların sözlü kültürünün zenginleşmesinde büyük bir katkısı olan şairin ahlakiyata dair değerlendirmelerinin Arap şiiri araştırmaları açısından önemli olduğu düşünülmüştür. Çalışmada, Ebû Temmâm'ın hikemî şiirlerinde en çok yoğunlaştığı anlamlar, tasvire dayalı bir yöntemle başlıklar halinde sunulmuştur. Ebû Temmâm’ın şiirlerine bakıldığında onun sıklıkla gayretli olmak, çaba sarf etmek, azim ve kararlılıkla çalışkanlıktan taviz vermemek gibi konulara temas ettiği görülmüştür. Ahlaka dair pek çok tespiti bulunan şair, Müslüman birey için zaruri olan tevekkül ve kanaate teşvik sadedinde tavsiyelerde bulunmuştur. Şairin divanında tespit ve tavsiye ettiği ahlaklardan birisi de kişinin azimli olmasıdır. Karar verdiği meselede kişi, zihnini tereddütlerden arındırmalı ve hedefine doğru arkasına bakmadan koşmalıdır. Kişi, belirli bir hedefe doğru giderken azmini kıran olumsuzluklar yaşadığında çoğu zaman amacına ulaşamayacağına dair vesveselere kapılır. Şair, olumsuzluk gibi görünen şeylerin belki de amaca ulaşmak için birer vesile olabileceğine dair bazı teşviklerde bulunmuştur. Ebû Temmâm, kişinin gayretini olumsuz etkileyen haset ehline kulak asmamak gerektiğini başarılı ve etkili bir üslupla dile getirmiştir. Sonuç olarak Ebû Temmâm’ın, çoğunluğu methiye temalı olan kasidelerinde bütünlüğü bozmadan aralara ahlakî tespit ve tavsiyelerini serpiştirmekte başarılı olduğunu söylemek mümkündür. Teşbih ve istiare gibi söz sanatlarıyla birbirinden çok uzak olan nesne ve figürler arasında kurduğu anlam ilişkileri sözlerine imgesel zenginlik katmıştır. Bu suretle şair, hayat tavsiyelerini etkili ve ikna edici kılmış, Arapların günlük hayatına nüfuz edecek seviyede izler bırakmıştır. Şairin bu tarzdaki beyitlerinin daha kapsamlı bir okumayla incelenmesi ve ahlakiyata dair şiirlerinin tercüme edilerek Türk okurla tanıştırılması bu çalışmanın bir tavsiyesidir.","PeriodicalId":157960,"journal":{"name":"ULUM","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127415337","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
ULUM
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1