{"title":"Görsel Hikâye Anlatımı Ve Mizansen : “Gölgeler İçinde” Filmi Örneği","authors":"S. Yilmaz, Umut Yolal","doi":"10.47107/inifedergi.1242228","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bir fikirden bitmiş bir filme uzanan süreçte beyaz perdede izleyiciye yenidünyaların, yeni deneyimlerin kapısını aralayan bu bitmez tükenmez yaratım işi temelde “bir seçimler” toplamıdır. Bu seçimler; film cümlesinden, kahramanın seyirciyle ilk buluştuğu kareye, sahnelerin ritim ve temposundan, karakterleri yansıtan kostüme, makyaja, filmin dünyasını oluşturan mekân tasarımına kadar uzanmaktadır. Alfred Hitchcock, iyi bir film için gerekli üç şeyden bahseder: “İyi bir senaryo, iyi bir senaryo, iyi bir senaryo…” Bu iyi bir filmin güçlü bir anlatı yapısına sahip olması gerçekliğini açıklarken bir yandan da filmin stilistik ögelerine yani mizansen ögelerine de gönderme yapmaktadır. İyi bir senaryoyu iyi bir filme dönüştüren şey de işte bu mizansen ögelerinin anlatı ile uyum içerisinde olmasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar film öyküsü gerilimler, çatışmalar, arzu nesnesinin arayışı üzerinden bizi bir yolculuğa çıkarmış olsa da bu dramatik ögelerin filmin görsel dünyasında nasıl ele alınıp işleneceği mizansen unsurlarının uyumuyla mümkün olacaktır. Filmin görsel üslubu, sahnelerin uzunluğu, kamera hareketleri, sahnelerin dramatik gerilimini ortaya çıkaran renk ve aydınlatma, izleyiciyi karakterle ve öyküyle özdeşleştirecek makyaj ve kostüm seçimi kritik önem arz etmektedir. Dolayısıyla iyi bir film sadece iyi bir hikayesi olan ya da iyi bir stilistik özelliklere sahip olan film değildir; iyi bir film anlatı ile bu anlatıyı görselleştiren doğru mizansen ögelerinin uyumudur. Bu çalışmada, bağımsız sinemacı Erdem Tepegöz’ün Gölgeler İçinde isimli uzun metraj filmi mizansen ögeleri açısından bir analize tabi tutulmuştur. Mizansen Eleştirisi yöntemi kullanılan bu çalışmada mizansen öğelerinin kullanımlarının anlam yaratmadaki etkileri, eleştirel bir yaklaşımla anlamlandırılmaya çalışılarak filmin anlatı örgüsündeki yerlerine değinilmiş ve ardından mizansen öğelerinin etkileşimiyle ortaya çıkardığı değerin altı çizilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":221398,"journal":{"name":"İNİF E - Dergi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"İNİF E - Dergi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.47107/inifedergi.1242228","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bir fikirden bitmiş bir filme uzanan süreçte beyaz perdede izleyiciye yenidünyaların, yeni deneyimlerin kapısını aralayan bu bitmez tükenmez yaratım işi temelde “bir seçimler” toplamıdır. Bu seçimler; film cümlesinden, kahramanın seyirciyle ilk buluştuğu kareye, sahnelerin ritim ve temposundan, karakterleri yansıtan kostüme, makyaja, filmin dünyasını oluşturan mekân tasarımına kadar uzanmaktadır. Alfred Hitchcock, iyi bir film için gerekli üç şeyden bahseder: “İyi bir senaryo, iyi bir senaryo, iyi bir senaryo…” Bu iyi bir filmin güçlü bir anlatı yapısına sahip olması gerçekliğini açıklarken bir yandan da filmin stilistik ögelerine yani mizansen ögelerine de gönderme yapmaktadır. İyi bir senaryoyu iyi bir filme dönüştüren şey de işte bu mizansen ögelerinin anlatı ile uyum içerisinde olmasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar film öyküsü gerilimler, çatışmalar, arzu nesnesinin arayışı üzerinden bizi bir yolculuğa çıkarmış olsa da bu dramatik ögelerin filmin görsel dünyasında nasıl ele alınıp işleneceği mizansen unsurlarının uyumuyla mümkün olacaktır. Filmin görsel üslubu, sahnelerin uzunluğu, kamera hareketleri, sahnelerin dramatik gerilimini ortaya çıkaran renk ve aydınlatma, izleyiciyi karakterle ve öyküyle özdeşleştirecek makyaj ve kostüm seçimi kritik önem arz etmektedir. Dolayısıyla iyi bir film sadece iyi bir hikayesi olan ya da iyi bir stilistik özelliklere sahip olan film değildir; iyi bir film anlatı ile bu anlatıyı görselleştiren doğru mizansen ögelerinin uyumudur. Bu çalışmada, bağımsız sinemacı Erdem Tepegöz’ün Gölgeler İçinde isimli uzun metraj filmi mizansen ögeleri açısından bir analize tabi tutulmuştur. Mizansen Eleştirisi yöntemi kullanılan bu çalışmada mizansen öğelerinin kullanımlarının anlam yaratmadaki etkileri, eleştirel bir yaklaşımla anlamlandırılmaya çalışılarak filmin anlatı örgüsündeki yerlerine değinilmiş ve ardından mizansen öğelerinin etkileşimiyle ortaya çıkardığı değerin altı çizilmeye çalışılmıştır.