{"title":"ADAPTATION OF BELIEF IN GENERAL CONSPIRACY THEORIES SCALE INTO TURKISH","authors":"Mehmet Sinan Tam","doi":"10.47107/inifedergi.1330907","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Yalan/yanlış bilgilere inanma eğilimi ve bunların belli bir zaman sonra da gerçek olarak kabul edilmesi şeklinde tanımlanabilecek olan komplo teorileri, modern zamanların en büyük sosyo-politik sorunlarından birini oluşturmaktadır. Öyle ki bu durum hakikatin yitimi kadar, hakikatin ortaya çıkması halinde bile ona inanma eğilimini dahi zedeleyebilmektedir. Bu perspektiften hareketle yapılan bu çalışmada; Türk kültürü özelinde yaygın olarak kabul edilen komplo teorilerinin keşfedilmesi hedeflenmiştir. Araştırmada 18 yaş ve üstü bireylerin komplo teorilerine yönelik inanma eğilimleri, Brotherton ve arkadaşları (2013) tarafından geliştirilen “Genel Komplo Teorilerine İnanma Ölçeği” üzerinden Türkçeye uyarlanması ve geçerlik ve güvenirlik çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Nicel yöntemle yapılan bu çalışmada, basit tesadüfi örneklem tekniğiyle ulaşılan 549 kişiden online anket verisi toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda orijinal ölçekte yer alan bir faktör yükü dışındaki (kişisel refah) faktör yapılarının, Türk kültürü özelinde de gözlendiği ortaya çıkmıştır. Dahası orijinal ölçekte yer alan 55 maddelik komplo teorileri, Türk kültüründe 19’a düşmüştür. Bu durum Hofstede’nin kültürel boyut teorisi çerçevesiyle ilişkilendirilmiştir. Yapılan çalışmanın literatür taramasında komplo teorilerine yönelik Türkçe ölçeklerin KOVİD-19 ile ilişkili bir biçimde alana kazandırıldığı saptanmıştır. Bunun dışında yer alan çalışmalarınsa ölçek uyarlama süreçlerine riayet edilmeden salt anlamda maddelerin Türkçeye çevirilerek yapıldığı gözlemlenmiştir. Çalışma bu yönüyle alanyazında yer alan komplo teorileri çalışmalarından farklılaşmaktadır. Öte yandan araştırmada bireylerin karakterlerinin komplo teorilerine inanmada belirleyici olmadığı fakat cinsiyet, politik kimlik ve haber alma kanallarındaki farklılıkların komplo teorilerine inanmada öne çıktığı görülmüştür. Araştırma; Türk akademisine yeni bir ölçeğin kazandırmanın yanı sıra, son yıllarda ülkemizde gerek politika gerekse gündelik yaşamda çokça dillendirilen dezenformasyon, misenformasyon ve post-truth söylemlere olan ilişkisi noktasında da öne çıkmaktadır.","PeriodicalId":221398,"journal":{"name":"İNİF E - Dergi","volume":"51 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"İNİF E - Dergi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.47107/inifedergi.1330907","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Yalan/yanlış bilgilere inanma eğilimi ve bunların belli bir zaman sonra da gerçek olarak kabul edilmesi şeklinde tanımlanabilecek olan komplo teorileri, modern zamanların en büyük sosyo-politik sorunlarından birini oluşturmaktadır. Öyle ki bu durum hakikatin yitimi kadar, hakikatin ortaya çıkması halinde bile ona inanma eğilimini dahi zedeleyebilmektedir. Bu perspektiften hareketle yapılan bu çalışmada; Türk kültürü özelinde yaygın olarak kabul edilen komplo teorilerinin keşfedilmesi hedeflenmiştir. Araştırmada 18 yaş ve üstü bireylerin komplo teorilerine yönelik inanma eğilimleri, Brotherton ve arkadaşları (2013) tarafından geliştirilen “Genel Komplo Teorilerine İnanma Ölçeği” üzerinden Türkçeye uyarlanması ve geçerlik ve güvenirlik çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Nicel yöntemle yapılan bu çalışmada, basit tesadüfi örneklem tekniğiyle ulaşılan 549 kişiden online anket verisi toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda orijinal ölçekte yer alan bir faktör yükü dışındaki (kişisel refah) faktör yapılarının, Türk kültürü özelinde de gözlendiği ortaya çıkmıştır. Dahası orijinal ölçekte yer alan 55 maddelik komplo teorileri, Türk kültüründe 19’a düşmüştür. Bu durum Hofstede’nin kültürel boyut teorisi çerçevesiyle ilişkilendirilmiştir. Yapılan çalışmanın literatür taramasında komplo teorilerine yönelik Türkçe ölçeklerin KOVİD-19 ile ilişkili bir biçimde alana kazandırıldığı saptanmıştır. Bunun dışında yer alan çalışmalarınsa ölçek uyarlama süreçlerine riayet edilmeden salt anlamda maddelerin Türkçeye çevirilerek yapıldığı gözlemlenmiştir. Çalışma bu yönüyle alanyazında yer alan komplo teorileri çalışmalarından farklılaşmaktadır. Öte yandan araştırmada bireylerin karakterlerinin komplo teorilerine inanmada belirleyici olmadığı fakat cinsiyet, politik kimlik ve haber alma kanallarındaki farklılıkların komplo teorilerine inanmada öne çıktığı görülmüştür. Araştırma; Türk akademisine yeni bir ölçeğin kazandırmanın yanı sıra, son yıllarda ülkemizde gerek politika gerekse gündelik yaşamda çokça dillendirilen dezenformasyon, misenformasyon ve post-truth söylemlere olan ilişkisi noktasında da öne çıkmaktadır.