{"title":"Kültürel ve Yaratıcı Endüstriler Çağında Sanat Emeği","authors":"Tolga Ulusoy","doi":"10.58608/augsfd.1449014","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Sanat emeği kavramı günümüzde sanatın ve sanat üretiminin gittikçe ticarileşmesi, piyasalaşması ve güvencesizleşmesi ile beraber daha önemli hale gelmeye başlamıştır. Bu makalede çağdaş sanat emeği süreçlerinin iki üretim alanına bölündüğü iddia edilmektedir. Bu üretim alanlarından ilki sanat dünyalarını kapsamaktadır, diğeri ise kültürel ve yaratıcı endüstrileri içermektedir. Günümüzde sanat emeğinin bu ikiye bölünmüşlüğü bazı farklılıklara yol açmaktadır. Sanat emeğinin, sanat dünyası ile ilişki içerisindeki süreçleri yaratıcılık ve özgünlük temelli olarak yaratıcı emeğe yakınlaşırken; kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçleri zanaat emeği ile ilişkilenmektedir. Bu makale bağlamında kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçlerine daha fazla odaklanılacaktır. \nMakale ilk olarak sanat emeği kavramının gelişimine odaklanmaktadır. Bu bağlamda hem sanat kavramının hem de emek kavramının büyük bir dönüşüm gerçirdiği post-Rönesans dönemdeki süreçlere tarihsel olarak değinilecek ve sanat emeği kavramının ortaya çıkışındaki uğraklar ön plana çıkartılacaktır. Sanat emeğinin ortaya çıkışı öncesinde uzun bir süre sanat ile zanaat arasında temel bir ayrım yapılmammıştır bu yüzden sanat emeği tartışırken zanaat emeği kavramı da önemli bir kavram olmaktadır. Sonrasında sanat kavramının ideolojik üstünlüğü ele gerçimesi ile beraber Alman idealist felsefesinin estetik kavramı ve bu bağlamda oluşan estetik emek kavramı ilk değinilecek unsur olacaktır. Burada özellikle Hegel’in emek, kültür ve sanat alanında kurduğu ilişkiler oldukça önemli bir yer kaplayacaktır zira bu kavramsal çerçeve bugün dahi etkili bir düşünme çizgisini oluşturmaktadır. Sonrasında Marx’ın emek kavramına getirdiği eleştiriler tarışılacak, yabancılaşmış emek ile sanat emeği arasındaki ilişkiler sorgulanacaktır. Sanat emeğine dair bir diğer önemli uğrak ise otonomcu Marksist felsefe onların ortaya attığı maddi olmayan emek kavramıdır. Bu noktada kavramsallaştırmalar içerisine yaratıcı emek kavramı girmiş olacaktır. Nihayetinde kültürel ve yaratıcı endüstriler çerçevesinde ortaya çıkan sanat emeğinin günümüzde gittikçe daha fazla zanaat emeği ile bağlantılı olduğu iddia edilecektir. \nBu teorik izleklerin ardından makalenin yazarını hazırlamış olduğu doktora tezinden yola çıkılarak elde edilen veriler makalenin sorunsalı olan sanat emeği çerçevesinde yeniden değerlendirilecektir. Bu makalede kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde sanat emeğinin güvencesizlik, düşük ücret ve geçinememe, zaman organizasyonuna dair sorunları tartışılacaktır.","PeriodicalId":512222,"journal":{"name":"Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi","volume":" 39","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-07-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.58608/augsfd.1449014","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Sanat emeği kavramı günümüzde sanatın ve sanat üretiminin gittikçe ticarileşmesi, piyasalaşması ve güvencesizleşmesi ile beraber daha önemli hale gelmeye başlamıştır. Bu makalede çağdaş sanat emeği süreçlerinin iki üretim alanına bölündüğü iddia edilmektedir. Bu üretim alanlarından ilki sanat dünyalarını kapsamaktadır, diğeri ise kültürel ve yaratıcı endüstrileri içermektedir. Günümüzde sanat emeğinin bu ikiye bölünmüşlüğü bazı farklılıklara yol açmaktadır. Sanat emeğinin, sanat dünyası ile ilişki içerisindeki süreçleri yaratıcılık ve özgünlük temelli olarak yaratıcı emeğe yakınlaşırken; kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçleri zanaat emeği ile ilişkilenmektedir. Bu makale bağlamında kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçlerine daha fazla odaklanılacaktır.
Makale ilk olarak sanat emeği kavramının gelişimine odaklanmaktadır. Bu bağlamda hem sanat kavramının hem de emek kavramının büyük bir dönüşüm gerçirdiği post-Rönesans dönemdeki süreçlere tarihsel olarak değinilecek ve sanat emeği kavramının ortaya çıkışındaki uğraklar ön plana çıkartılacaktır. Sanat emeğinin ortaya çıkışı öncesinde uzun bir süre sanat ile zanaat arasında temel bir ayrım yapılmammıştır bu yüzden sanat emeği tartışırken zanaat emeği kavramı da önemli bir kavram olmaktadır. Sonrasında sanat kavramının ideolojik üstünlüğü ele gerçimesi ile beraber Alman idealist felsefesinin estetik kavramı ve bu bağlamda oluşan estetik emek kavramı ilk değinilecek unsur olacaktır. Burada özellikle Hegel’in emek, kültür ve sanat alanında kurduğu ilişkiler oldukça önemli bir yer kaplayacaktır zira bu kavramsal çerçeve bugün dahi etkili bir düşünme çizgisini oluşturmaktadır. Sonrasında Marx’ın emek kavramına getirdiği eleştiriler tarışılacak, yabancılaşmış emek ile sanat emeği arasındaki ilişkiler sorgulanacaktır. Sanat emeğine dair bir diğer önemli uğrak ise otonomcu Marksist felsefe onların ortaya attığı maddi olmayan emek kavramıdır. Bu noktada kavramsallaştırmalar içerisine yaratıcı emek kavramı girmiş olacaktır. Nihayetinde kültürel ve yaratıcı endüstriler çerçevesinde ortaya çıkan sanat emeğinin günümüzde gittikçe daha fazla zanaat emeği ile bağlantılı olduğu iddia edilecektir.
Bu teorik izleklerin ardından makalenin yazarını hazırlamış olduğu doktora tezinden yola çıkılarak elde edilen veriler makalenin sorunsalı olan sanat emeği çerçevesinde yeniden değerlendirilecektir. Bu makalede kültürel ve yaratıcı endüstriler içerisinde sanat emeğinin güvencesizlik, düşük ücret ve geçinememe, zaman organizasyonuna dair sorunları tartışılacaktır.