{"title":"In the Light of a Hatt-ı Hümayun, Before Textile Workshops, wood printers in the art of Yazmacılık in the Basmacılar’s Time","authors":"Aliye Öten","doi":"10.29135/std.986962","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türk yazmacılık sanatında İstanbul ve diğer yöresel yazmaları tanımlayan sınırları şüphesiz başta desenleme tekniği olmak üzere, renk ve kompozisyon gibi özellikler çizmektedir. Her bir aşamaya emek veren ellerin ortak çabasıyla ortaya çıkan ürünler; başta incecik pamuklu kumaşıyla yemeniler olmak üzere, mendilden perdeye, sarıktan seccadeye her alanda günlük hayatımıza sanat değeri katmışlar ve katmaya devam etmektedirler. Bugün itinayla sakladığımız ve özellikle İstanbul yazmaları olarak ayrılan eserlere emek verenlerin kayıt altına alınması, halkın içinden ustalarla yine halka mal edilen bir sanat için zamanının bilgisini günümüze taşıyan önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Bu noktadan hareketle, somut olmayan kültürel varlığımız olan yazmacılık sanatının uzun tarihinde İstanbul yazmacılığı olarak anıldığı dönemin yazılı belgelerdeki durumu araştırılarak, resmî belge ve bilgilerden istifade etmek hedeflenmiştir. Yazmacılık sanatının saray yaşamında yer alacak kadar güzel eserleri veren ve adları bilinmeyen ustaların seri üretime başlanmadan hemen önce 19. yüzyıldaki durumlarıyla ilgili bir belge, içeriği itibariyle bu çalışmaya konu olmuştur. Bizzat II. Mahmud’un tuğrası ve hatt-ı hümayunu bulunan fermandan hareketle, Ayazma’da III. Ahmet tarafından temlik edilen saray meydanında, yeni yapılan Ayazma Camii evkafına dâhil edilen basmahanenin yıllar içindeki değişimi ve sakinlerinin işleyişi hakkında bilgiler yer almaktadır. Diğer bir başlıkta da Üsküdar basmacıları ile diğer İstanbul basmacılarının kullandığı baskı teknikleri ile ilgili bilgiler, mevcut bilgi ve belgelerle karşılaştırılmak suretiyle ele alınmıştır. Ayrıca yine belgede işaret edilen ve gedik olarak adlandırılan baskı aletlerine de değinilmiştir. Böylece İstanbul yazmacılığının eserlerin tamamına ulaşamadığımız bir dönemi hakkında başvurulan yazılı kaynaklardan hareketle, isimsiz ustaları, atölye faaliyetleri, çalışma yerleri, çalışma düzenleri, yazma baskı teknikleri ve bu tekniklerin isimleri ile kullandıkları araç gereçler hakkında bazı veriler elde edilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":40192,"journal":{"name":"Sanat Tarihi Dergisi-Journal of Art History","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.2000,"publicationDate":"2022-06-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sanat Tarihi Dergisi-Journal of Art History","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.29135/std.986962","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"ART","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Türk yazmacılık sanatında İstanbul ve diğer yöresel yazmaları tanımlayan sınırları şüphesiz başta desenleme tekniği olmak üzere, renk ve kompozisyon gibi özellikler çizmektedir. Her bir aşamaya emek veren ellerin ortak çabasıyla ortaya çıkan ürünler; başta incecik pamuklu kumaşıyla yemeniler olmak üzere, mendilden perdeye, sarıktan seccadeye her alanda günlük hayatımıza sanat değeri katmışlar ve katmaya devam etmektedirler. Bugün itinayla sakladığımız ve özellikle İstanbul yazmaları olarak ayrılan eserlere emek verenlerin kayıt altına alınması, halkın içinden ustalarla yine halka mal edilen bir sanat için zamanının bilgisini günümüze taşıyan önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Bu noktadan hareketle, somut olmayan kültürel varlığımız olan yazmacılık sanatının uzun tarihinde İstanbul yazmacılığı olarak anıldığı dönemin yazılı belgelerdeki durumu araştırılarak, resmî belge ve bilgilerden istifade etmek hedeflenmiştir. Yazmacılık sanatının saray yaşamında yer alacak kadar güzel eserleri veren ve adları bilinmeyen ustaların seri üretime başlanmadan hemen önce 19. yüzyıldaki durumlarıyla ilgili bir belge, içeriği itibariyle bu çalışmaya konu olmuştur. Bizzat II. Mahmud’un tuğrası ve hatt-ı hümayunu bulunan fermandan hareketle, Ayazma’da III. Ahmet tarafından temlik edilen saray meydanında, yeni yapılan Ayazma Camii evkafına dâhil edilen basmahanenin yıllar içindeki değişimi ve sakinlerinin işleyişi hakkında bilgiler yer almaktadır. Diğer bir başlıkta da Üsküdar basmacıları ile diğer İstanbul basmacılarının kullandığı baskı teknikleri ile ilgili bilgiler, mevcut bilgi ve belgelerle karşılaştırılmak suretiyle ele alınmıştır. Ayrıca yine belgede işaret edilen ve gedik olarak adlandırılan baskı aletlerine de değinilmiştir. Böylece İstanbul yazmacılığının eserlerin tamamına ulaşamadığımız bir dönemi hakkında başvurulan yazılı kaynaklardan hareketle, isimsiz ustaları, atölye faaliyetleri, çalışma yerleri, çalışma düzenleri, yazma baskı teknikleri ve bu tekniklerin isimleri ile kullandıkları araç gereçler hakkında bazı veriler elde edilmeye çalışılmıştır.