{"title":"论Köl泰金碑文中的sal<e:1>一词","authors":"Erhan Aydin","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1243461","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türklerde at ile ilgili ilk Türkçe kaynaklar, doğal olarak Türk runik harfli eski Türk yazıtlarıdır. Bu yazıtlarda at sözcüğü ve buna bağlı birçok türev tespit edilmiş olsa da esasen atları konu edinen metin, kuşkusuz Köl Tegin Yazıtı’dır. Ağabeyi Bilge Kağan tarafından metni oluşturulup diktirildiği bilinen Köl Tegin Yazıtı’nın doğu yüzünün 40. satırı ile kuzey yüzünün 2, 2 ve 3. satırında tespit edilen ve şalcı, şalci, şalçı, şalçi gibi türlü biçimlerde okunan bu ad, kimilerince atın sahibi, kimilerince ise atın adı olarak değerlendirilmiştir. \n Bu makalenin ilk bölümlerinde dört kez geçen sözcüğün, yazıt üzerinde çalışanlarca nasıl okunup anlamlandırıldığına yer verilmiş; ardından sözcüğün orta Moğolcanın önemli kaynakları Moğolların Gizli Tarihi ve Defter-i Çingiz-nâme’de de geçtiği biçimle karşılaştırılarak Türkçe sal ‘sal’ ve isimden isim yapan +çI eki ile kurulmuş ve ‘salcı’ anlamında olabileceği önerilmiştir. Sözcüğün Moğolca ve Türkçe metinlerinde geçen biçimleri üzerinde de durulmuştur. Makalenin değerlendirme bölümünde ise Türkçe salçı sözcüğünün Moğolistan’ın batı taraflarında, Kırgızistan’da bir yer olabileceği ve dolayısıyla da, Köl Tegin yazıtı temelinde, bozkırda yaşayan Türklerin, uzak diyarlara sefer yaparken o bölgenin atlarına bindiği ve saldırdığı görüşüne yer verilmiştir. En azından kuzey ve batı seferlerinde binilen atlar verilmek suretiyle, binlerce kilometrelik bölgelere sefere çıkılırken Moğolistan’daki kısa boylu atlarına değil, sefer edilen bölgenin atlarına binilmiş olabileceği ve dolayısıyla da Türkçe salçı sözcüğünün bir yer adı olabileceği öne sürülmüştür.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"On the Word Salčı in the Köl Tegin Inscription\",\"authors\":\"Erhan Aydin\",\"doi\":\"10.54316/dilarastirmalari.1243461\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Türklerde at ile ilgili ilk Türkçe kaynaklar, doğal olarak Türk runik harfli eski Türk yazıtlarıdır. Bu yazıtlarda at sözcüğü ve buna bağlı birçok türev tespit edilmiş olsa da esasen atları konu edinen metin, kuşkusuz Köl Tegin Yazıtı’dır. Ağabeyi Bilge Kağan tarafından metni oluşturulup diktirildiği bilinen Köl Tegin Yazıtı’nın doğu yüzünün 40. satırı ile kuzey yüzünün 2, 2 ve 3. satırında tespit edilen ve şalcı, şalci, şalçı, şalçi gibi türlü biçimlerde okunan bu ad, kimilerince atın sahibi, kimilerince ise atın adı olarak değerlendirilmiştir. \\n Bu makalenin ilk bölümlerinde dört kez geçen sözcüğün, yazıt üzerinde çalışanlarca nasıl okunup anlamlandırıldığına yer verilmiş; ardından sözcüğün orta Moğolcanın önemli kaynakları Moğolların Gizli Tarihi ve Defter-i Çingiz-nâme’de de geçtiği biçimle karşılaştırılarak Türkçe sal ‘sal’ ve isimden isim yapan +çI eki ile kurulmuş ve ‘salcı’ anlamında olabileceği önerilmiştir. Sözcüğün Moğolca ve Türkçe metinlerinde geçen biçimleri üzerinde de durulmuştur. Makalenin değerlendirme bölümünde ise Türkçe salçı sözcüğünün Moğolistan’ın batı taraflarında, Kırgızistan’da bir yer olabileceği ve dolayısıyla da, Köl Tegin yazıtı temelinde, bozkırda yaşayan Türklerin, uzak diyarlara sefer yaparken o bölgenin atlarına bindiği ve saldırdığı görüşüne yer verilmiştir. En azından kuzey ve batı seferlerinde binilen atlar verilmek suretiyle, binlerce kilometrelik bölgelere sefere çıkılırken Moğolistan’daki kısa boylu atlarına değil, sefer edilen bölgenin atlarına binilmiş olabileceği ve dolayısıyla da Türkçe salçı sözcüğünün bir yer adı olabileceği öne sürülmüştür.\",\"PeriodicalId\":346409,\"journal\":{\"name\":\"Dil Araştırmaları\",\"volume\":\"39 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-05-08\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Dil Araştırmaları\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1243461\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Dil Araştırmaları","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1243461","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Türklerde at ile ilgili ilk Türkçe kaynaklar, doğal olarak Türk runik harfli eski Türk yazıtlarıdır. Bu yazıtlarda at sözcüğü ve buna bağlı birçok türev tespit edilmiş olsa da esasen atları konu edinen metin, kuşkusuz Köl Tegin Yazıtı’dır. Ağabeyi Bilge Kağan tarafından metni oluşturulup diktirildiği bilinen Köl Tegin Yazıtı’nın doğu yüzünün 40. satırı ile kuzey yüzünün 2, 2 ve 3. satırında tespit edilen ve şalcı, şalci, şalçı, şalçi gibi türlü biçimlerde okunan bu ad, kimilerince atın sahibi, kimilerince ise atın adı olarak değerlendirilmiştir.
Bu makalenin ilk bölümlerinde dört kez geçen sözcüğün, yazıt üzerinde çalışanlarca nasıl okunup anlamlandırıldığına yer verilmiş; ardından sözcüğün orta Moğolcanın önemli kaynakları Moğolların Gizli Tarihi ve Defter-i Çingiz-nâme’de de geçtiği biçimle karşılaştırılarak Türkçe sal ‘sal’ ve isimden isim yapan +çI eki ile kurulmuş ve ‘salcı’ anlamında olabileceği önerilmiştir. Sözcüğün Moğolca ve Türkçe metinlerinde geçen biçimleri üzerinde de durulmuştur. Makalenin değerlendirme bölümünde ise Türkçe salçı sözcüğünün Moğolistan’ın batı taraflarında, Kırgızistan’da bir yer olabileceği ve dolayısıyla da, Köl Tegin yazıtı temelinde, bozkırda yaşayan Türklerin, uzak diyarlara sefer yaparken o bölgenin atlarına bindiği ve saldırdığı görüşüne yer verilmiştir. En azından kuzey ve batı seferlerinde binilen atlar verilmek suretiyle, binlerce kilometrelik bölgelere sefere çıkılırken Moğolistan’daki kısa boylu atlarına değil, sefer edilen bölgenin atlarına binilmiş olabileceği ve dolayısıyla da Türkçe salçı sözcüğünün bir yer adı olabileceği öne sürülmüştür.