Pub Date : 2023-11-24DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1327660
Ali Akar
Modern dillerin tarih boyunca yazılan metinlerindeki birtakım yazı, ses ve şekil farklılıkları, o dönemlerde günümüzdeki gibi ölçünlü bir yazı dili olmadığını göstermektedir. Matbaanın icat edilmesinden ve yaygınlaşmasından önce yazıya geçirilen hemen hemen bütün metinler önce sözlü olarak üretilmiş daha sonra da yazıya aktarılarak el yazısıyla sınırlı sayıda çoğaltılmıştır. Türk dilinin tarihî metinlerinin yazıldıkları Köktürk, Uygur ve Arap alfabelerindeki birtakım çoklu yazım şekilleri, bu metinlerin de önce sözlü olarak üretilip daha sonra yazılı hâle getirildiğini gösterir. Bu metinlerdeki farklı diyalektik özellikler bu savı doğrular. Türk dilinin tarihî diyalektoloji sorunlarının tespit edilmesi ve çözümü, artzamanlı lehçe çalışmalarına sunduğu katkılar kadar günümüzdeki ağız araştırmalarına da ışık tutmaktadır. Esasen günümüzde yapılan ağız araştırmalarıyla ilgili yöntem sorunlarının başında, dilin geçirmiş olduğu artzamanlı gelişmelerin dikkate alınmaması gelmektedir. Bu bağlamda çağdaş ağızlardaki kapalı e’li ve birincil uzun ünlülü sözcüklerin tespiti, ağızların bağlı bulundukları referans ağız gibi konularda esaslı yöntem sorunları yaşanmaktadır. Bu makalede alfabeden hareketle öncelikle tarihî metinlerdeki diyalektolojik sorunlar, tespit edilecek ve daha sonra bu veriler ışığında günümüz ağız araştırmalarındaki sorunların çözümü için teklifler yapılacaktır.
历史上书写的现代语言文本在书写、声音和形式上的一些差异表明,当时并不存在像今天这样的标准化书面语言。在印刷术发明和广泛使用之前,几乎所有的书面文字都是先口头制作,然后转为书写,并通过手写进行有限的复制。 书写土耳其语历史文本的可克图尔克字母、维吾尔字母和阿拉伯字母的多种正字法表明,这些文本首先是口头生成的,然后才被书写下来。这些文本中不同的方言特征证实了这一论断。 土耳其语历史方言学问题的确定和解决为当今的方言研究提供了启示,同时也为非同步方言研究做出了贡献。事实上,当今方言研究的主要方法论问题之一就是没有考虑到语言的非同步发展。在这种情况下,就会出现一些基本的方法论问题,如识别当代方言中带有闭合 e 和主要长元音的词语,以及方言所对应的参照方言。 本文首先将根据字母表确定历史文本中的方言学问题,然后根据这些数据提出解决当代方言研究中问题的建议。
{"title":"Dialectological Problems in Historical Turkish Texts","authors":"Ali Akar","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1327660","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1327660","url":null,"abstract":"Modern dillerin tarih boyunca yazılan metinlerindeki birtakım yazı, ses ve şekil farklılıkları, o dönemlerde günümüzdeki gibi ölçünlü bir yazı dili olmadığını göstermektedir. Matbaanın icat edilmesinden ve yaygınlaşmasından önce yazıya geçirilen hemen hemen bütün metinler önce sözlü olarak üretilmiş daha sonra da yazıya aktarılarak el yazısıyla sınırlı sayıda çoğaltılmıştır. Türk dilinin tarihî metinlerinin yazıldıkları Köktürk, Uygur ve Arap alfabelerindeki birtakım çoklu yazım şekilleri, bu metinlerin de önce sözlü olarak üretilip daha sonra yazılı hâle getirildiğini gösterir. Bu metinlerdeki farklı diyalektik özellikler bu savı doğrular. Türk dilinin tarihî diyalektoloji sorunlarının tespit edilmesi ve çözümü, artzamanlı lehçe çalışmalarına sunduğu katkılar kadar günümüzdeki ağız araştırmalarına da ışık tutmaktadır. Esasen günümüzde yapılan ağız araştırmalarıyla ilgili yöntem sorunlarının başında, dilin geçirmiş olduğu artzamanlı gelişmelerin dikkate alınmaması gelmektedir. Bu bağlamda çağdaş ağızlardaki kapalı e’li ve birincil uzun ünlülü sözcüklerin tespiti, ağızların bağlı bulundukları referans ağız gibi konularda esaslı yöntem sorunları yaşanmaktadır. Bu makalede alfabeden hareketle öncelikle tarihî metinlerdeki diyalektolojik sorunlar, tespit edilecek ve daha sonra bu veriler ışığında günümüz ağız araştırmalarındaki sorunların çözümü için teklifler yapılacaktır.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"51 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139241048","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-23DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1369946
Türk dilleri akrabalık bildiren terimler açısından oldukça zengindir. Bu terimlerin çoğu farklı lehçelerde çok farklı biçimlerde kullanılmaktadır. Zaman içerisinde oluşan tüm anlamsal değişimler boyunca akrabalık terimlerinde iki temel özellik ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri kız kardeşler ya da erkek kardeşler için yaygın bir terimin bulunmaması, diğeri ise farklı nesillere ait kişiler için aynı kelimelerin kullanılmasıdır. Bu çalışmada, eski Türk akrabalık sisteminin ana ilkelerini yeniden düzenleme girişiminde bulunulmuş ve sistemin genel bir taslağı sunulmaya çalışılmıştır. Akrabalık terimleri ile tanımlanan nesillerin aileye bağlı olan her birey için farklı biçimde sınıflandırıldığı görülmüştür.
{"title":"The Turkish System of Kinship","authors":"","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1369946","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1369946","url":null,"abstract":"Türk dilleri akrabalık bildiren terimler açısından oldukça zengindir. Bu terimlerin çoğu farklı lehçelerde çok farklı biçimlerde kullanılmaktadır. Zaman içerisinde oluşan tüm anlamsal değişimler boyunca akrabalık terimlerinde iki temel özellik ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri kız kardeşler ya da erkek kardeşler için yaygın bir terimin bulunmaması, diğeri ise farklı nesillere ait kişiler için aynı kelimelerin kullanılmasıdır. Bu çalışmada, eski Türk akrabalık sisteminin ana ilkelerini yeniden düzenleme girişiminde bulunulmuş ve sistemin genel bir taslağı sunulmaya çalışılmıştır. Akrabalık terimleri ile tanımlanan nesillerin aileye bağlı olan her birey için farklı biçimde sınıflandırıldığı görülmüştür.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"84 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139243487","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-16DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1329103
Ahmet Nahmedov
Azerbaycan Türkçesinde ve Türkiye Türkçesinin doğu ağızlarında varlığını sürdüren “tulla-” (atmak, fırlatmak) fiili ve türevleri başka hiçbir çağdaş Türk lehçesinde bulunmamaktadır. Kelimenin “tul” isim köküne {+la-} isimden fiil yapım eki getirilmesiyle oluştuğu açıktır. Çağdaş Türk lehçelerinden sadece Çuvaşçada “dış, dıştaki” anlamında “tul” kelimesi bulunmaktadır. Bu durumda, /r~l/ Türkçesinin temsilcisi olan Hazar/Bulgar Türklerinin Azerbaycan-Anadolu coğrafyasında bulundukları dönemde bu kelimenin dile girdiği ilk ihtimal olarak görülebilir. Gerek Azerbaycan Türkçesinde gerekse de Türkiye Türkçesi ağızlarında bulunan rotasizm ve lambdasizm örnekleri bu olasılığı destekler niteliktedir. Altay Dilleri Ailesine mensup dillerde tespit ettiğimiz veriler bir ihtimali daha mümkün kılmaktadır: Tungus-Mançu lehçelerinde “dış taraf, dış yüz” anlamında kullanılan ve yazarlar tarafından Proto-Tungusça kökü “*t’uli” olarak kurgulanan bir kelime bulunmaktadır. Bu kelimenin karşılığının /l>ş/ değişimiyle tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde “taraf/yön; karşı taraf” anlamlarına sahip “tuş” (Proto-Türkçede “*dul”) olabileceği ve Hazar/Bulgar Türklerinden çok önce Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya yerleşen boy/boylar tarafından getirildiği ihtimalini de akla getirmektedir.
{"title":"Azerbaycan Türkçesinde Ve Türkiye Türkçesinin Doğu Ağızlarında Bulunan tulla- Fiili Ve Türevlerinin Kökeni Üzerine.","authors":"Ahmet Nahmedov","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1329103","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1329103","url":null,"abstract":"Azerbaycan Türkçesinde ve Türkiye Türkçesinin doğu ağızlarında varlığını sürdüren “tulla-” (atmak, fırlatmak) fiili ve türevleri başka hiçbir çağdaş Türk lehçesinde bulunmamaktadır. Kelimenin “tul” isim köküne {+la-} isimden fiil yapım eki getirilmesiyle oluştuğu açıktır. Çağdaş Türk lehçelerinden sadece Çuvaşçada “dış, dıştaki” anlamında “tul” kelimesi bulunmaktadır. Bu durumda, /r~l/ Türkçesinin temsilcisi olan Hazar/Bulgar Türklerinin Azerbaycan-Anadolu coğrafyasında bulundukları dönemde bu kelimenin dile girdiği ilk ihtimal olarak görülebilir. Gerek Azerbaycan Türkçesinde gerekse de Türkiye Türkçesi ağızlarında bulunan rotasizm ve lambdasizm örnekleri bu olasılığı destekler niteliktedir. Altay Dilleri Ailesine mensup dillerde tespit ettiğimiz veriler bir ihtimali daha mümkün kılmaktadır: Tungus-Mançu lehçelerinde “dış taraf, dış yüz” anlamında kullanılan ve yazarlar tarafından Proto-Tungusça kökü “*t’uli” olarak kurgulanan bir kelime bulunmaktadır. Bu kelimenin karşılığının /l>ş/ değişimiyle tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde “taraf/yön; karşı taraf” anlamlarına sahip “tuş” (Proto-Türkçede “*dul”) olabileceği ve Hazar/Bulgar Türklerinden çok önce Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya yerleşen boy/boylar tarafından getirildiği ihtimalini de akla getirmektedir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318800","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-16DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1347980
Samet Onur
Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’u hem Doğu hem de Batı Türkçesi özellikleri göstermesi nedeniyle yaklaşık 200 yıldan beri Türkologların ilgisini celbetmeye devam etmektedir. Bugüne dek eserdeki karışık lehçeliliğin nedeni üzerine birçok farklı yorum yapılmıştır. Araştırmacıların kahir ekseriyeti eserde görülen Harezm Türkçesi özelliklerine istinaden Ali’nin Harezmli bir Oğuz Türkü olduğunu ve eserini Türkistan’da yazdığını iddia etmişlerdir. Eserin Hakaniye Türkçesinden Eski Oğuz Türkçesine geçiş dönemini temsil ettikleri düşünülen “karışık dilli” eserlerden olduğunu savunan araştırmacılar da olmuştur. Bu çalışmada, Kıssa-i Yûsuf’ta görülen Doğu Türkçesi bilhassa da Harezm Türkçesi unsurlarının, XIII. yüzyıldan kalma eski unsurlar olmadığına işaret edilmiştir. Bu unsurlar, XVII ve XIX. yüzyıllar arasında İdil boyunda yazılan eserlerde görülen yani Eski İdil Türkçesinde muhafaza edilmiş olan Harezm Türkçesi unsurlarından ibarettir ve Kıssa-i Yûsuf’a müstensihler tarafından dâhil edilmişlerdir. Aslen Eski Oğuz Türkçesiyle yazılıp İdil boyunda müstensihlerin Harezm Türkçesi unsurları dâhil ettikleri Kėsikbaş Kitâbı ile Ana ve Ogul Destânı gibi karışık lehçe özellikleri gösteren başka metinler de mevcuttur. Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’undaki karışık lehçeliliğin nedeni doğrudan doğruya İdil boyundaki müstensihlerdir.
{"title":"Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’undaki Karışık Lehçeliliğin Nedeni Üzerine","authors":"Samet Onur","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1347980","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1347980","url":null,"abstract":"Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’u hem Doğu hem de Batı Türkçesi özellikleri göstermesi nedeniyle yaklaşık 200 yıldan beri Türkologların ilgisini celbetmeye devam etmektedir. Bugüne dek eserdeki karışık lehçeliliğin nedeni üzerine birçok farklı yorum yapılmıştır. Araştırmacıların kahir ekseriyeti eserde görülen Harezm Türkçesi özelliklerine istinaden Ali’nin Harezmli bir Oğuz Türkü olduğunu ve eserini Türkistan’da yazdığını iddia etmişlerdir. Eserin Hakaniye Türkçesinden Eski Oğuz Türkçesine geçiş dönemini temsil ettikleri düşünülen “karışık dilli” eserlerden olduğunu savunan araştırmacılar da olmuştur. Bu çalışmada, Kıssa-i Yûsuf’ta görülen Doğu Türkçesi bilhassa da Harezm Türkçesi unsurlarının, XIII. yüzyıldan kalma eski unsurlar olmadığına işaret edilmiştir. Bu unsurlar, XVII ve XIX. yüzyıllar arasında İdil boyunda yazılan eserlerde görülen yani Eski İdil Türkçesinde muhafaza edilmiş olan Harezm Türkçesi unsurlarından ibarettir ve Kıssa-i Yûsuf’a müstensihler tarafından dâhil edilmişlerdir. Aslen Eski Oğuz Türkçesiyle yazılıp İdil boyunda müstensihlerin Harezm Türkçesi unsurları dâhil ettikleri Kėsikbaş Kitâbı ile Ana ve Ogul Destânı gibi karışık lehçe özellikleri gösteren başka metinler de mevcuttur. Ali’nin Kıssa-i Yûsuf’undaki karışık lehçeliliğin nedeni doğrudan doğruya İdil boyundaki müstensihlerdir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318733","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-12DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1331397
Mehmet Akkuş
Dil(ler)in -fenomenolojik anlamda- birbirlerinden kesinkes ayrı ve keskin sınırları olan “şey”ler olmayıp, bilakis dil konuşurlarının bilişsel yeterlikleriyle bağıntılı olarak iletişim sırasında mümkün olan ve anlık ve/ya bağlamsal olarak erişilebilir tüm bilişsel ve dilsel yetilerini ve dil repertuvarlarını bilgi üretimi bağlamında kullanıma sundukları bir üst-yapı olduğu görüşü son dönemde toplumdilbilim çalışmalarında sıklıkla vurgulanan bir kuram olarak önem kesbetmektedir (García ve Wei, 2014; Wei, 2019 ). Bu bağlamda, bu çalışma dil geçişliliği (İng. translanguaging) olarak kavramsallaştırılan bu mefhumu birçok çağdaş Türk lehçesinin konuşulduğu İran’da, konuşur sayısı bakımından toplumdilbilimsel anlamda önemli bir yeri olan Güney Azerbaycan Türkçesi, toplumsal ve siyasi olarak baskın ortak iletişim dili Farsça ve yok olma tehlikesi altındaki bir Türk lehçesi olan Halaççanın ve Türkiye Türkçesinin kullanıldığı bir vaka incelemesi örneğinde ilgili kavramsallaştırmayı nitel olarak betimleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda Güney Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Halaçça anadil konuşurlarının dil geçişlilik örüntülerinin iletişim sırasında nasıl şekillendiğinin ortaya çıkartılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda dil geçişliliği kavramının temel varsayımları da değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda dil geçişliliği örüntülerinin dilbilgisel ve işlevsel boyutları sınıflandırılmış ve bu örüntülerin bilginin ortak bir çabayla işlenmesi sürecine etkisi ortaya konmuştur. Bu çalışma genel olarak toplumdilbilim üzerine yapılan araştırmalarda önemi gitgide artmakta olan dil geçişliliği alanyazınına ve Türk dil değişkelerinin iletişimde nasıl etkili bir şekilde uygulanabileceğine dair içgörüler sunmaktadır. Bulgular, dil geçişliliğinin farklı Türk lehçesi konuşan bireylerin iletişimini kolaylaştırdığını ortaya koymuştur.
{"title":"Toplumdilbilimsel yeni bir kavram olarak dil geçişliliği: Halaçça, Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Farsça üzerine bir vaka incelemesi","authors":"Mehmet Akkuş","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1331397","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1331397","url":null,"abstract":"Dil(ler)in -fenomenolojik anlamda- birbirlerinden kesinkes ayrı ve keskin sınırları olan “şey”ler olmayıp, bilakis dil konuşurlarının bilişsel yeterlikleriyle bağıntılı olarak iletişim sırasında mümkün olan ve anlık ve/ya bağlamsal olarak erişilebilir tüm bilişsel ve dilsel yetilerini ve dil repertuvarlarını bilgi üretimi bağlamında kullanıma sundukları bir üst-yapı olduğu görüşü son dönemde toplumdilbilim çalışmalarında sıklıkla vurgulanan bir kuram olarak önem kesbetmektedir (García ve Wei, 2014; Wei, 2019 ). Bu bağlamda, bu çalışma dil geçişliliği (İng. translanguaging) olarak kavramsallaştırılan bu mefhumu birçok çağdaş Türk lehçesinin konuşulduğu İran’da, konuşur sayısı bakımından toplumdilbilimsel anlamda önemli bir yeri olan Güney Azerbaycan Türkçesi, toplumsal ve siyasi olarak baskın ortak iletişim dili Farsça ve yok olma tehlikesi altındaki bir Türk lehçesi olan Halaççanın ve Türkiye Türkçesinin kullanıldığı bir vaka incelemesi örneğinde ilgili kavramsallaştırmayı nitel olarak betimleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda Güney Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Halaçça anadil konuşurlarının dil geçişlilik örüntülerinin iletişim sırasında nasıl şekillendiğinin ortaya çıkartılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda dil geçişliliği kavramının temel varsayımları da değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda dil geçişliliği örüntülerinin dilbilgisel ve işlevsel boyutları sınıflandırılmış ve bu örüntülerin bilginin ortak bir çabayla işlenmesi sürecine etkisi ortaya konmuştur. Bu çalışma genel olarak toplumdilbilim üzerine yapılan araştırmalarda önemi gitgide artmakta olan dil geçişliliği alanyazınına ve Türk dil değişkelerinin iletişimde nasıl etkili bir şekilde uygulanabileceğine dair içgörüler sunmaktadır. Bulgular, dil geçişliliğinin farklı Türk lehçesi konuşan bireylerin iletişimini kolaylaştırdığını ortaya koymuştur.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"46 12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139319862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-04DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1342780
Kadri Kuram
This paper uses corpus data to exemplify Common Ground (CG) management via semi-grammaticalized and pragmatic means in Turkish. These means are seven discourse markers (hani, işte, ha, hah, ee, evet, hıı) and a verbal enclitic (=ya). CG management has two subtypes: epistemic and structural management (Grzech, 2020a,b). Epistemic management concerns how epistemic rights are distributed among interlocutors while structural management concerns how the conversation will develop in the immediate future. Data show that hani, işte and =ya manage the epistemics of CG by way of shared information while işte, ha, hah, ee, evet and hıı are uttered to lead the conversation in a specific direction. Two of the discourse markers are shown to be polysemic, i.e. they serve to manage CG in multiple ways. İşte may be uttered for epistemic CG management as well as structural management. Hıı, on the other hand, serves three subtypes of structural CG management: remembering, approving, and approving and inviting the addressee to develop the topic. The data are drawn from Turkish National Corpus (TNCv3.0).
{"title":"Türkçede Yarı Dilbilgiselleşmiş ve Kullanımbilimsel Yollarla Ortak Alan Yönetimi","authors":"Kadri Kuram","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1342780","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1342780","url":null,"abstract":"This paper uses corpus data to exemplify Common Ground (CG) management via semi-grammaticalized and pragmatic means in Turkish. These means are seven discourse markers (hani, işte, ha, hah, ee, evet, hıı) and a verbal enclitic (=ya). CG management has two subtypes: epistemic and structural management (Grzech, 2020a,b). Epistemic management concerns how epistemic rights are distributed among interlocutors while structural management concerns how the conversation will develop in the immediate future. Data show that hani, işte and =ya manage the epistemics of CG by way of shared information while işte, ha, hah, ee, evet and hıı are uttered to lead the conversation in a specific direction. Two of the discourse markers are shown to be polysemic, i.e. they serve to manage CG in multiple ways. İşte may be uttered for epistemic CG management as well as structural management. Hıı, on the other hand, serves three subtypes of structural CG management: remembering, approving, and approving and inviting the addressee to develop the topic. The data are drawn from Turkish National Corpus (TNCv3.0).","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139323632","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-28DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1309600
Beytullah Bekar, Okan Celal Güngör
Kesik Baş Destanı, Güvercin Destanı, Geyik Destanı, Kız Destanı, Ejderha Destanı vb. ürünler dinî-tasavvufi Türk halk edebiyatının Anadolu’daki ilk örneklerindendir. Manzum hikâye türünde yazılmış olan bu eserler, halka İslamiyet’i yaymak için söylenmiştir. Bu eserler, halk tarafından çok sevilmiş, çok değer verilmiştir. Çok değer verildiği için de mevlit kitaplarının içine dahil edilmiştir. Bu sebeple bu destanların pek çok nüshası bulunmaktadır. Çalışmanın konusunu teşkil eden nüsha, Bavyera Eyalet Kütüphanesi urn:nbn:de:bvb:12-bsb10250028-7’de kayıtlıdır. Eser, kayıtlarda Süleyman Çelebi, 1351-1422 Hikâye-yi Mevlid-i Şerif adlı 51 sayfalık mevlit kitabının içinde geçmektedir. Mevlit kitabı, Geyik Destanı dışında “Nat-ı şerif, Kaside-yi Mevlud-ı şerif, Kaside-yi Tevhid-i Şerif, Vefat-ı Fatma, Destan-ı Güvercin, Destan-ı İbrahim gibi hikâyelerden oluşmaktadır. Eser, taş baskı (litografi) yöntemiyle 1857 yılında İstanbul’da çoğaltılmıştır. Geyik Destanı, eser içerisinde 30. sayfanın 6. satırından başlayıp 35. sayfanın 13. satırına kadar devam etmektedir. Destan, 99 beyitten müteşekkildir. Makalede destan dil ve yazım özellikleri açısından incelenip transkribe edilecek ve destanın dizini verilecektir.
{"title":"On A New Copy Of The Deer Epic","authors":"Beytullah Bekar, Okan Celal Güngör","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1309600","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1309600","url":null,"abstract":"Kesik Baş Destanı, Güvercin Destanı, Geyik Destanı, Kız Destanı, Ejderha Destanı vb. ürünler dinî-tasavvufi Türk halk edebiyatının Anadolu’daki ilk örneklerindendir. Manzum hikâye türünde yazılmış olan bu eserler, halka İslamiyet’i yaymak için söylenmiştir. Bu eserler, halk tarafından çok sevilmiş, çok değer verilmiştir. Çok değer verildiği için de mevlit kitaplarının içine dahil edilmiştir. Bu sebeple bu destanların pek çok nüshası bulunmaktadır. Çalışmanın konusunu teşkil eden nüsha, Bavyera Eyalet Kütüphanesi urn:nbn:de:bvb:12-bsb10250028-7’de kayıtlıdır. Eser, kayıtlarda Süleyman Çelebi, 1351-1422 Hikâye-yi Mevlid-i Şerif adlı 51 sayfalık mevlit kitabının içinde geçmektedir. Mevlit kitabı, Geyik Destanı dışında “Nat-ı şerif, Kaside-yi Mevlud-ı şerif, Kaside-yi Tevhid-i Şerif, Vefat-ı Fatma, Destan-ı Güvercin, Destan-ı İbrahim gibi hikâyelerden oluşmaktadır. Eser, taş baskı (litografi) yöntemiyle 1857 yılında İstanbul’da çoğaltılmıştır. Geyik Destanı, eser içerisinde 30. sayfanın 6. satırından başlayıp 35. sayfanın 13. satırına kadar devam etmektedir. Destan, 99 beyitten müteşekkildir. Makalede destan dil ve yazım özellikleri açısından incelenip transkribe edilecek ve destanın dizini verilecektir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335058","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-25DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1333360
Kenan Azili
Dillerdeki duyu ilişkilerinden biri olan karşıtlık, genellikle birbirine zıt veya ters anlam alanına sahip sözcük çiftleri arasında kurulan kavramsal bir ilişkidir. Dil-beyin sistemleri içerisinde, psikoloji ve dil öğretimi gibi alanlarda kimi kavramların karşıtları ile birlikte kullanılması, kavramlar/anlamlar arasındaki karşıtlık ilişkisinin çok farklı bilişsel ve metaforik değerlere sahip olduğunu göstermektedir. Daha ziyade sözcüksel ve anlamsal düzeyde odaklanılan karşıtlık ilişkileri; paradoks, oksimoron ve antonim gibi üst başlıklarda değerlendirilen bir mesele olarak dilbilim çalışmalarında da güncelliğini korumaktadır. Evrensel çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre, Türklük Biliminde “ikilemeler” içerisinde değerlendirilen antonimlerin, oldukça farklı kavramlara karşılık geldiği görülmektedir. “Düzenli karşıtlıklar” adıyla tanımlanan bu karşıtlık ilişkileri aynı zamanda söylemi ilgilendiren bir kavram dünyasını ortaya çıkarmaktadır. Bu makalede, “düzenli karşıtlıklar” olarak nitelendirilen kimi antonim biçimlerinin Eski Uygur metinlerindeki örnekleri değerlendirilerek işaretledikleri kavram alanları tespit edilecektir. Bu çerçevede, ele alınan antonim örnekleri bazı sınıflandırmalara tabi tutularak tipolojik ve evrensel değerleri irdelenecektir.
{"title":"ESKİ UYGURCADA SÖZCÜKSEL KARŞITLIKLARLA ÜRETİLEN METAFORİK YAPILAR","authors":"Kenan Azili","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1333360","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1333360","url":null,"abstract":"Dillerdeki duyu ilişkilerinden biri olan karşıtlık, genellikle birbirine zıt veya ters anlam alanına sahip sözcük çiftleri arasında kurulan kavramsal bir ilişkidir. Dil-beyin sistemleri içerisinde, psikoloji ve dil öğretimi gibi alanlarda kimi kavramların karşıtları ile birlikte kullanılması, kavramlar/anlamlar arasındaki karşıtlık ilişkisinin çok farklı bilişsel ve metaforik değerlere sahip olduğunu göstermektedir. Daha ziyade sözcüksel ve anlamsal düzeyde odaklanılan karşıtlık ilişkileri; paradoks, oksimoron ve antonim gibi üst başlıklarda değerlendirilen bir mesele olarak dilbilim çalışmalarında da güncelliğini korumaktadır. Evrensel çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre, Türklük Biliminde “ikilemeler” içerisinde değerlendirilen antonimlerin, oldukça farklı kavramlara karşılık geldiği görülmektedir. “Düzenli karşıtlıklar” adıyla tanımlanan bu karşıtlık ilişkileri aynı zamanda söylemi ilgilendiren bir kavram dünyasını ortaya çıkarmaktadır. Bu makalede, “düzenli karşıtlıklar” olarak nitelendirilen kimi antonim biçimlerinin Eski Uygur metinlerindeki örnekleri değerlendirilerek işaretledikleri kavram alanları tespit edilecektir. Bu çerçevede, ele alınan antonim örnekleri bazı sınıflandırmalara tabi tutularak tipolojik ve evrensel değerleri irdelenecektir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"134 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139336415","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-25DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1333852
Lira MAIRAMBEK KYZY
Türkiye’de Çağatay edebiyatı ve Çağatay Türkçesi üzerine yapılan araştırmalarda genellikle edebî, dinî ve tarihî metinler olmak üzere yazılı eserler esas alınmaktadır. Çağatay Türkçesi dönemi halk kültür ürünleri ile sözlü anlatıların varlığı ise yeterince bilinmemektedir. Çağatay Türkçesi dönemi halk anlatılarını derleme faaliyetleri XIX. yüzyılın ikinci yarısına, Rusların Orta Asya’yı işgal etmesinden sonraki döneme denk gelmektedir. Çalışmamızın konusunu da işgal sonrası Rus Doğu bilimcisi Ostroumov’un Türkistan’da derlediği ve 1895’te Taşkent’te yayımladığı Poslovitsı i Zagadki Sartov (Sart Atasözleri ve Bilmeceleri) adlı eserinde yer alan Zagadki Sartov (Sart Bilmeceleri) yazısı oluşturmaktadır. Bu yazı Türkistan Türklerinden derlenen bilmecelerle ilgili ilk çalışma olması ve Çağatay Türkçesinin son döneminde kaydedilmesi bakımından oldukça önemlidir. Eserde 150 adet bilmece bulunmaktadır. Ostroumov, eserinde atasözlerinin sadece Rusça çevirisini bir liste hâlinde verirken, bilmecelerin hem Rusça çevirisini hem de Arap harfli metnini bir araya getirmiştir. Bilmecelerin Türkiye’de tanıtılmasını amaçlayan bu çalışmada Arap harfli metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Türkiye Türkçesine aktarılmış ve bilmeceler konularına göre sınıflandırılmıştır. Bunun yanı sıra bazı sözcükler değerlendirilerek çağdaş Türk lehçelerindeki izleri aranmış ve bilmecelerin dikkat çeken şekil özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
对土耳其查加泰文学和查加泰土耳其语的研究通常基于书面作品,包括文学、宗教和历史文本。对恰加泰土耳其语时期的民间文化产品和口头叙事的了解还不够。恰恰是在十九世纪下半叶,即俄罗斯占领中亚之后,才开始编纂恰加泰土耳其语时期的民间叙事。我们的研究对象是俄罗斯东方学家奥斯特鲁莫夫(Ostroumov)在中亚被占领后在突厥斯坦编纂的《萨特谚语和谜语》(Zagadki Sartov),该书于 1895 年在塔什干出版,收录在他的著作《萨特谚语和谜语》(Poslovitsı i Zagadki Sartov)中。这篇文章非常重要,因为它是第一部从突厥斯坦土耳其人那里收集到的谜语作品,并记录了查加台土耳其语的最后时期。该作品共有 150 条谜语。奥斯特鲁莫夫在他的作品中只列出了谚语的俄文译文,而他则将谜语的俄文译文和阿拉伯文文本汇集在一起。本研究的目的是在土耳其介绍谜语,研究人员抄录了阿拉伯语文本,并将文本转换成土耳其语,然后根据谜语的主题对谜语进行分类。此外,还对一些词语进行了评估,并搜索了它们在当代土耳其方言中的痕迹,试图确定谜语的显著形式特征。
{"title":"Son Dönem Çağatay Türkçesine Ait Bilmeceler","authors":"Lira MAIRAMBEK KYZY","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1333852","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1333852","url":null,"abstract":"Türkiye’de Çağatay edebiyatı ve Çağatay Türkçesi üzerine yapılan araştırmalarda genellikle edebî, dinî ve tarihî metinler olmak üzere yazılı eserler esas alınmaktadır. Çağatay Türkçesi dönemi halk kültür ürünleri ile sözlü anlatıların varlığı ise yeterince bilinmemektedir. Çağatay Türkçesi dönemi halk anlatılarını derleme faaliyetleri XIX. yüzyılın ikinci yarısına, Rusların Orta Asya’yı işgal etmesinden sonraki döneme denk gelmektedir. Çalışmamızın konusunu da işgal sonrası Rus Doğu bilimcisi Ostroumov’un Türkistan’da derlediği ve 1895’te Taşkent’te yayımladığı Poslovitsı i Zagadki Sartov (Sart Atasözleri ve Bilmeceleri) adlı eserinde yer alan Zagadki Sartov (Sart Bilmeceleri) yazısı oluşturmaktadır. Bu yazı Türkistan Türklerinden derlenen bilmecelerle ilgili ilk çalışma olması ve Çağatay Türkçesinin son döneminde kaydedilmesi bakımından oldukça önemlidir. Eserde 150 adet bilmece bulunmaktadır. Ostroumov, eserinde atasözlerinin sadece Rusça çevirisini bir liste hâlinde verirken, bilmecelerin hem Rusça çevirisini hem de Arap harfli metnini bir araya getirmiştir. Bilmecelerin Türkiye’de tanıtılmasını amaçlayan bu çalışmada Arap harfli metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Türkiye Türkçesine aktarılmış ve bilmeceler konularına göre sınıflandırılmıştır. Bunun yanı sıra bazı sözcükler değerlendirilerek çağdaş Türk lehçelerindeki izleri aranmış ve bilmecelerin dikkat çeken şekil özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"90 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139336616","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-24DOI: 10.54316/dilarastirmalari.1309513
Özge EKER KAVALÇALAN
Bu çalışmada Karahanlı Türkçesi dönemine ait Dîvânu Lügâti’t Türk, Kutadgu Bilig, Atebetü’l Hakayık, Divân-ı Hikmet, TİEM 73 ve Rylands Kur’ân Tercümesinde geçen ıd-~ıy- fiilinin yönettiği hâl eklerinin oluşturduğu istem çerçeveleri sözdizimsel bağlamda incelenecektir. Id-/ ıy- fiili örneklerine Divân-ı Hikmet’te rastlanmamıştır. Atebetü’l Hakâyık’ta çok sınırlı olmakla birlikte örnekler çoğunlukla Kutadgu Bilig’den ve Karahanlı Türkçesi Kurân tercümelerinden derlenmiştir. Karahanlı Türkçesi dönemindeki ıd- fiilinin art zamanlı istem görünümlerinin betimlenmesi, belli bir dönemde hâl eklerinin fiillerle kurduğu bağlantıları aktarmak adına önemli olacaktır. Id- fiilinin söz diziminde yalın, belirtme, ilgi, ayrılma, bulunma ve yön gösterme hâl ekleriyle ne ölçüde gramatikal bağlantı kurduğu metin merkezli aktarılacaktır. Çalışmanın sınırlarına sadece ıd- fiili dahil edilmiştir. Başta TİEM 73 ve Rylands Kurân tercümeleri olmak üzere ıd- fiilinin yer aldığı yan cümleler, birleşik fiiller, edilgen ve olumsuz yapılarının istem çerçeveleri başka çalışmaların konusu olarak bırakılmıştır. Bu bağlamda ıd- fiilinin Karahanlı Türkçesi dönemi metinlerinde hâl ekleriyle bağlantı kurduğu morfolojik ve gramatikal kategoriler, yer aldığı söz dizim/ cümle yapıları içerisinde betimlenecektir.
{"title":"Karahanlı Türkçesinde İstem Id- Fiili","authors":"Özge EKER KAVALÇALAN","doi":"10.54316/dilarastirmalari.1309513","DOIUrl":"https://doi.org/10.54316/dilarastirmalari.1309513","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Karahanlı Türkçesi dönemine ait Dîvânu Lügâti’t Türk, Kutadgu Bilig, Atebetü’l Hakayık, Divân-ı Hikmet, TİEM 73 ve Rylands Kur’ân Tercümesinde geçen ıd-~ıy- fiilinin yönettiği hâl eklerinin oluşturduğu istem çerçeveleri sözdizimsel bağlamda incelenecektir. Id-/ ıy- fiili örneklerine Divân-ı Hikmet’te rastlanmamıştır. Atebetü’l Hakâyık’ta çok sınırlı olmakla birlikte örnekler çoğunlukla Kutadgu Bilig’den ve Karahanlı Türkçesi Kurân tercümelerinden derlenmiştir. Karahanlı Türkçesi dönemindeki ıd- fiilinin art zamanlı istem görünümlerinin betimlenmesi, belli bir dönemde hâl eklerinin fiillerle kurduğu bağlantıları aktarmak adına önemli olacaktır. Id- fiilinin söz diziminde yalın, belirtme, ilgi, ayrılma, bulunma ve yön gösterme hâl ekleriyle ne ölçüde gramatikal bağlantı kurduğu metin merkezli aktarılacaktır. Çalışmanın sınırlarına sadece ıd- fiili dahil edilmiştir. Başta TİEM 73 ve Rylands Kurân tercümeleri olmak üzere ıd- fiilinin yer aldığı yan cümleler, birleşik fiiller, edilgen ve olumsuz yapılarının istem çerçeveleri başka çalışmaların konusu olarak bırakılmıştır. Bu bağlamda ıd- fiilinin Karahanlı Türkçesi dönemi metinlerinde hâl ekleriyle bağlantı kurduğu morfolojik ve gramatikal kategoriler, yer aldığı söz dizim/ cümle yapıları içerisinde betimlenecektir.","PeriodicalId":346409,"journal":{"name":"Dil Araştırmaları","volume":"2014 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139349279","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}