{"title":"Sivil Toplum - Din Münasebetine Dair Empirik Bir İnceleme: Şanlıurfa'daki Sivil Toplum Kuruluşları.","authors":"Deniz Yildiz, Esra Aslan Turan","doi":"10.31834/ortadoguvegoc.1119791","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Sivil toplum kavramı, ilk çağdan günümüze kadar tartışma konusu olmuştur. Aydınlanma dönemine kadar devlet ve siyasi erk ile özdeşleştirilen kavram; bu dönemden itibaren devlet, hükümet gibi siyasî organlardan görece bağımsız olan alanları ifade etmek için kullanılmıştır. Kavramın ilişkilendirildiği alanların başında ise din olgusu gelmiştir. Batı’da yapılan tartışmalar, dinin sivil topluma kaynaklık ettiği veya Hıristiyanlık dışındaki dinlerin sivil toplumla ne kadar uyumlu olacağına yoğunlaşmıştır. Ortadoğu, Asya ve daha özelde Türkiye’de ise -kavramın doğuş yeri Batı ve Avrupa olmasından dolayı- araştırmacılar söz konusu coğrafyalarda sivil toplumun var olup olmadığı ya da tarihsel görünümleri ile (vakıf, cemiyet gibi) meşgul olmuştur. Sivil toplum ve din münasebetine dair bu teorik tartışmaları sınamak amacıyla Şanlıurfa’daki STK’ler ile bir dizi görüşme yapılmıştır. Çalışmamızda, konuya dair kuruluşların bakış açısını daha iyi yansıtabilmek için nitel araştırma yöntemi ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniği tercih edilmiştir. Dolayısıyla çalışmamızın verileri Şanlıurfa’daki 24 STK ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Söz konusu görüşmeler sonrasında STK’lerin sivil toplum – din münasebetine dair düşünceleri üç tema altında (İslami Eğilimli STK’ler, Dinin Araçsallaştırılmasına Karşı Çıkan STK’ler, Dinî Bir Kimlikle Anılmak İstemeyen STK’ler) değerlendirilmiştir. Çalışmamız neticesinde, STK’lerin konu hakkındaki teorik tartışmalardan uzak bir şekilde dinî fikir ve misyonlara açık olduğu, kendinden farklı inanç ve görüşlere yönelik şiddet eğiliminde bulunmadıkları, ayrıca doğrudan dinî gayeleri olmayan STK’lerin fikirlerinin katı bir din karşıtlığına dönüşmediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla sivil toplumun oryantalist bağlamının iddia ettiği gibi Ortadoğu’da dinin sivil toplumu ketleyici bir neden olarak görülmesinin - Şanlıurfa örnekleminden yola çıkarak- yanlış olduğu sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":267484,"journal":{"name":"Ortadoğu ve Göç","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-06-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Ortadoğu ve Göç","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.31834/ortadoguvegoc.1119791","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Sivil Toplum - Din Münasebetine Dair Empirik Bir İnceleme: Şanlıurfa'daki Sivil Toplum Kuruluşları.
Sivil toplum kavramı, ilk çağdan günümüze kadar tartışma konusu olmuştur. Aydınlanma dönemine kadar devlet ve siyasi erk ile özdeşleştirilen kavram; bu dönemden itibaren devlet, hükümet gibi siyasî organlardan görece bağımsız olan alanları ifade etmek için kullanılmıştır. Kavramın ilişkilendirildiği alanların başında ise din olgusu gelmiştir. Batı’da yapılan tartışmalar, dinin sivil topluma kaynaklık ettiği veya Hıristiyanlık dışındaki dinlerin sivil toplumla ne kadar uyumlu olacağına yoğunlaşmıştır. Ortadoğu, Asya ve daha özelde Türkiye’de ise -kavramın doğuş yeri Batı ve Avrupa olmasından dolayı- araştırmacılar söz konusu coğrafyalarda sivil toplumun var olup olmadığı ya da tarihsel görünümleri ile (vakıf, cemiyet gibi) meşgul olmuştur. Sivil toplum ve din münasebetine dair bu teorik tartışmaları sınamak amacıyla Şanlıurfa’daki STK’ler ile bir dizi görüşme yapılmıştır. Çalışmamızda, konuya dair kuruluşların bakış açısını daha iyi yansıtabilmek için nitel araştırma yöntemi ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniği tercih edilmiştir. Dolayısıyla çalışmamızın verileri Şanlıurfa’daki 24 STK ile yapılan görüşmelere dayanmaktadır. Söz konusu görüşmeler sonrasında STK’lerin sivil toplum – din münasebetine dair düşünceleri üç tema altında (İslami Eğilimli STK’ler, Dinin Araçsallaştırılmasına Karşı Çıkan STK’ler, Dinî Bir Kimlikle Anılmak İstemeyen STK’ler) değerlendirilmiştir. Çalışmamız neticesinde, STK’lerin konu hakkındaki teorik tartışmalardan uzak bir şekilde dinî fikir ve misyonlara açık olduğu, kendinden farklı inanç ve görüşlere yönelik şiddet eğiliminde bulunmadıkları, ayrıca doğrudan dinî gayeleri olmayan STK’lerin fikirlerinin katı bir din karşıtlığına dönüşmediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla sivil toplumun oryantalist bağlamının iddia ettiği gibi Ortadoğu’da dinin sivil toplumu ketleyici bir neden olarak görülmesinin - Şanlıurfa örnekleminden yola çıkarak- yanlış olduğu sonucuna varılmıştır.