{"title":"贾拉拉丁-德瓦尼道德思想中的儿童教育","authors":"Veysi Abdulazi̇z","doi":"10.51605/mesned.1367941","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"CELÂLEDDÎN DEVÂNÎ’NİN AHLAK DÜŞÜNCESİNDE ÇOCUK EĞİTİMİ Öz: İslam ahlak felsefesinde ev idaresi başlığı altında ele alınan çocuk eğitimi, çocuğun dünyaya gelmesinin hemen ardından başlamaktadır. Bu şekildeki bir uygulamanın kişinin gelecek yaşantısını etkileyebilecek bir özellikte olduğu iddia edilmektedir. Boş bir levha gibi olan çocuğun beyni, erken yaşlarda aldığı eğitim sayesinde şekillenmekte ve öğrendiği bilgiler kalıcı olmaktadır. İlk olarak aile ocağındaki eğitimin, anne baba ve çocuk bakıcısı tarafından verildiği görülmektedir. Belirli bir yaştan sonra okula gönderilen çocuğun, öğretmeninin de iyi olması gerekmektedir. Zira çocuğun gelecek hayatını şekillendiren unsurlardan birisi de öğretmendir. Öğretmenin ahlaklı ve alanında uzman birisi olması, çocuğun sadece aklına değil ruhuna da hitap etmesi gerekir. Çocuklara erken yaşlarda verilen eğitim günün şartlarına uygun olmalıdır. Ayrıca kabiliyetlerine göre yönlendirilme yapılmalıdır. Çocuğun doğası ve yönelimleri sanat ve meslek öğrenmeye daha uygunsa bu alana doğru yönlendirilmelidir. Çünkü herkesin farklı yetenekleri vardır. Çocuğun kabiliyeti tespit edildiğinde ve bu yönelim doğrultusunda eğitim verildiğinde hayatta başarılı olabilme şansı artar. Bir insan, hassaten bir çocuk, sevdiği ve istediği bir alanda yaptığı işi severek ve isteyerek yapıyorsa ortaya bir başarının çıktığı görülmektedir. Sevilmeyen ya da kabiliyet isteyen bir işte, yapma becerisi ve iştiyakı yoksa kişi, zamanını ve ömrünü o iş ile boşa geçirmiş olur ve herhangi bir başarı da ortaya çıkmaz. Filozofun, çocuğun âdâb-ı muâşeret kurallarına riayet edilerek büyütülmesini tavsiye ettiği de görülmektedir. Âdâb-ı muâşeret kurallarının başında da edep ve hayâ gelmektedir. Çocuğun yemek yeme adabından giyinme kuşanma adabına kadar filozofların incelediği konulara Devvânî’nin de değindiği, çocuğu kanaate alıştırmanın, israf ve savurganlığın önüne geçtiği gibi mevzuları ele aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra çocuğun günlük hayatta yeme içme ve giyinme konusunda lezzet peşinde olmasının önünü almak için gerekli eğitimlerin verilmesi gerekir. İslam dininde mevcut olan erken yaşlarda namaz kılmayı emretmenin Devvânî’nin de uygulamak için tavsiye ettiği görülmektedir. Ayrıca çocuk için isim koymanın da önemli olduğu, konulan ismin yanlış anlamlara gelme ihtimaline karşı ailenin dikkatli olması gerektiği filozofun tavsiyeleri arasındadır. Çocuğa örnek olmak ve onu iyiliğe teşvik etmek ebeveynin ve öğretmenlerin görevleri arasında sayılmaktadır. Bunun yolu da ebeveynin çocuğun yanında iyilik ve iyileri övmesi, hayra teşvik etmesi, kötülük ve kötüleri yermesi, şer işlerden nefret etmesini sağlamak şeklinde olmalıdır. Bu anlamda, çocuğun erdemli davranışları övülmeli, kötü davranışlar sergilediğinde yerilmelidir. Ancak çocuk istemeden kötü bir davranış sergilediğinde ise bir başkasının yanında rencide edilmemelidir. Ebeveyn veya öğretmen bu şekilde müspet davrandığında çocuğun menfi tutumlarının olumlu yönde değişme ihtimali yüksektir. Çocuk, yanlış ve erdemsizliğe yol açacak, kendisine veya çevresinde herhangi birine karşı tehlikeli olabilecek bir davranış sergilediğinde ise orantısız bir ceza veya kınamadan kaçınılmalıdır. Buna dikkat edilmediğinde çocukta ceza almanın alışkanlık haline gelebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca çocukların cinsiyetlerine göre eğitilmesi de önemli konular arasında yer almaktadır. Zira ayrı yaratılışta olan kız ve erkek çocuklarının eğitimi farklılık arz edebilmektedir. Çocukların yaşadıkları coğrafik şartlara göre beslenmesi ve giyinip kuşanması da eğitimin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bedeninin güçlenmesi için spor yapmasını öğretmek ihmal edilmemelidir. Bu eğitimlerin yanı sıra ailenin zenginliğiyle veya atalarının herhangi bir konudaki şöhretiyle öğünmesinin doğru olmadığını örnek davranış sergileyerek çocuğa öğretmek gerekmektedir.","PeriodicalId":139037,"journal":{"name":"Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi","volume":"46 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Celâleddîn Devânî’nin Ahlak Düşüncesinde Çocuk Eğitimi\",\"authors\":\"Veysi Abdulazi̇z\",\"doi\":\"10.51605/mesned.1367941\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"CELÂLEDDÎN DEVÂNÎ’NİN AHLAK DÜŞÜNCESİNDE ÇOCUK EĞİTİMİ Öz: İslam ahlak felsefesinde ev idaresi başlığı altında ele alınan çocuk eğitimi, çocuğun dünyaya gelmesinin hemen ardından başlamaktadır. Bu şekildeki bir uygulamanın kişinin gelecek yaşantısını etkileyebilecek bir özellikte olduğu iddia edilmektedir. Boş bir levha gibi olan çocuğun beyni, erken yaşlarda aldığı eğitim sayesinde şekillenmekte ve öğrendiği bilgiler kalıcı olmaktadır. İlk olarak aile ocağındaki eğitimin, anne baba ve çocuk bakıcısı tarafından verildiği görülmektedir. Belirli bir yaştan sonra okula gönderilen çocuğun, öğretmeninin de iyi olması gerekmektedir. Zira çocuğun gelecek hayatını şekillendiren unsurlardan birisi de öğretmendir. Öğretmenin ahlaklı ve alanında uzman birisi olması, çocuğun sadece aklına değil ruhuna da hitap etmesi gerekir. Çocuklara erken yaşlarda verilen eğitim günün şartlarına uygun olmalıdır. Ayrıca kabiliyetlerine göre yönlendirilme yapılmalıdır. Çocuğun doğası ve yönelimleri sanat ve meslek öğrenmeye daha uygunsa bu alana doğru yönlendirilmelidir. Çünkü herkesin farklı yetenekleri vardır. Çocuğun kabiliyeti tespit edildiğinde ve bu yönelim doğrultusunda eğitim verildiğinde hayatta başarılı olabilme şansı artar. Bir insan, hassaten bir çocuk, sevdiği ve istediği bir alanda yaptığı işi severek ve isteyerek yapıyorsa ortaya bir başarının çıktığı görülmektedir. Sevilmeyen ya da kabiliyet isteyen bir işte, yapma becerisi ve iştiyakı yoksa kişi, zamanını ve ömrünü o iş ile boşa geçirmiş olur ve herhangi bir başarı da ortaya çıkmaz. Filozofun, çocuğun âdâb-ı muâşeret kurallarına riayet edilerek büyütülmesini tavsiye ettiği de görülmektedir. Âdâb-ı muâşeret kurallarının başında da edep ve hayâ gelmektedir. Çocuğun yemek yeme adabından giyinme kuşanma adabına kadar filozofların incelediği konulara Devvânî’nin de değindiği, çocuğu kanaate alıştırmanın, israf ve savurganlığın önüne geçtiği gibi mevzuları ele aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra çocuğun günlük hayatta yeme içme ve giyinme konusunda lezzet peşinde olmasının önünü almak için gerekli eğitimlerin verilmesi gerekir. İslam dininde mevcut olan erken yaşlarda namaz kılmayı emretmenin Devvânî’nin de uygulamak için tavsiye ettiği görülmektedir. Ayrıca çocuk için isim koymanın da önemli olduğu, konulan ismin yanlış anlamlara gelme ihtimaline karşı ailenin dikkatli olması gerektiği filozofun tavsiyeleri arasındadır. Çocuğa örnek olmak ve onu iyiliğe teşvik etmek ebeveynin ve öğretmenlerin görevleri arasında sayılmaktadır. Bunun yolu da ebeveynin çocuğun yanında iyilik ve iyileri övmesi, hayra teşvik etmesi, kötülük ve kötüleri yermesi, şer işlerden nefret etmesini sağlamak şeklinde olmalıdır. Bu anlamda, çocuğun erdemli davranışları övülmeli, kötü davranışlar sergilediğinde yerilmelidir. Ancak çocuk istemeden kötü bir davranış sergilediğinde ise bir başkasının yanında rencide edilmemelidir. Ebeveyn veya öğretmen bu şekilde müspet davrandığında çocuğun menfi tutumlarının olumlu yönde değişme ihtimali yüksektir. Çocuk, yanlış ve erdemsizliğe yol açacak, kendisine veya çevresinde herhangi birine karşı tehlikeli olabilecek bir davranış sergilediğinde ise orantısız bir ceza veya kınamadan kaçınılmalıdır. Buna dikkat edilmediğinde çocukta ceza almanın alışkanlık haline gelebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca çocukların cinsiyetlerine göre eğitilmesi de önemli konular arasında yer almaktadır. Zira ayrı yaratılışta olan kız ve erkek çocuklarının eğitimi farklılık arz edebilmektedir. Çocukların yaşadıkları coğrafik şartlara göre beslenmesi ve giyinip kuşanması da eğitimin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bedeninin güçlenmesi için spor yapmasını öğretmek ihmal edilmemelidir. Bu eğitimlerin yanı sıra ailenin zenginliğiyle veya atalarının herhangi bir konudaki şöhretiyle öğünmesinin doğru olmadığını örnek davranış sergileyerek çocuğa öğretmek gerekmektedir.\",\"PeriodicalId\":139037,\"journal\":{\"name\":\"Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi\",\"volume\":\"46 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-11-14\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.51605/mesned.1367941\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.51605/mesned.1367941","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Celâleddîn Devânî’nin Ahlak Düşüncesinde Çocuk Eğitimi
CELÂLEDDÎN DEVÂNÎ’NİN AHLAK DÜŞÜNCESİNDE ÇOCUK EĞİTİMİ Öz: İslam ahlak felsefesinde ev idaresi başlığı altında ele alınan çocuk eğitimi, çocuğun dünyaya gelmesinin hemen ardından başlamaktadır. Bu şekildeki bir uygulamanın kişinin gelecek yaşantısını etkileyebilecek bir özellikte olduğu iddia edilmektedir. Boş bir levha gibi olan çocuğun beyni, erken yaşlarda aldığı eğitim sayesinde şekillenmekte ve öğrendiği bilgiler kalıcı olmaktadır. İlk olarak aile ocağındaki eğitimin, anne baba ve çocuk bakıcısı tarafından verildiği görülmektedir. Belirli bir yaştan sonra okula gönderilen çocuğun, öğretmeninin de iyi olması gerekmektedir. Zira çocuğun gelecek hayatını şekillendiren unsurlardan birisi de öğretmendir. Öğretmenin ahlaklı ve alanında uzman birisi olması, çocuğun sadece aklına değil ruhuna da hitap etmesi gerekir. Çocuklara erken yaşlarda verilen eğitim günün şartlarına uygun olmalıdır. Ayrıca kabiliyetlerine göre yönlendirilme yapılmalıdır. Çocuğun doğası ve yönelimleri sanat ve meslek öğrenmeye daha uygunsa bu alana doğru yönlendirilmelidir. Çünkü herkesin farklı yetenekleri vardır. Çocuğun kabiliyeti tespit edildiğinde ve bu yönelim doğrultusunda eğitim verildiğinde hayatta başarılı olabilme şansı artar. Bir insan, hassaten bir çocuk, sevdiği ve istediği bir alanda yaptığı işi severek ve isteyerek yapıyorsa ortaya bir başarının çıktığı görülmektedir. Sevilmeyen ya da kabiliyet isteyen bir işte, yapma becerisi ve iştiyakı yoksa kişi, zamanını ve ömrünü o iş ile boşa geçirmiş olur ve herhangi bir başarı da ortaya çıkmaz. Filozofun, çocuğun âdâb-ı muâşeret kurallarına riayet edilerek büyütülmesini tavsiye ettiği de görülmektedir. Âdâb-ı muâşeret kurallarının başında da edep ve hayâ gelmektedir. Çocuğun yemek yeme adabından giyinme kuşanma adabına kadar filozofların incelediği konulara Devvânî’nin de değindiği, çocuğu kanaate alıştırmanın, israf ve savurganlığın önüne geçtiği gibi mevzuları ele aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra çocuğun günlük hayatta yeme içme ve giyinme konusunda lezzet peşinde olmasının önünü almak için gerekli eğitimlerin verilmesi gerekir. İslam dininde mevcut olan erken yaşlarda namaz kılmayı emretmenin Devvânî’nin de uygulamak için tavsiye ettiği görülmektedir. Ayrıca çocuk için isim koymanın da önemli olduğu, konulan ismin yanlış anlamlara gelme ihtimaline karşı ailenin dikkatli olması gerektiği filozofun tavsiyeleri arasındadır. Çocuğa örnek olmak ve onu iyiliğe teşvik etmek ebeveynin ve öğretmenlerin görevleri arasında sayılmaktadır. Bunun yolu da ebeveynin çocuğun yanında iyilik ve iyileri övmesi, hayra teşvik etmesi, kötülük ve kötüleri yermesi, şer işlerden nefret etmesini sağlamak şeklinde olmalıdır. Bu anlamda, çocuğun erdemli davranışları övülmeli, kötü davranışlar sergilediğinde yerilmelidir. Ancak çocuk istemeden kötü bir davranış sergilediğinde ise bir başkasının yanında rencide edilmemelidir. Ebeveyn veya öğretmen bu şekilde müspet davrandığında çocuğun menfi tutumlarının olumlu yönde değişme ihtimali yüksektir. Çocuk, yanlış ve erdemsizliğe yol açacak, kendisine veya çevresinde herhangi birine karşı tehlikeli olabilecek bir davranış sergilediğinde ise orantısız bir ceza veya kınamadan kaçınılmalıdır. Buna dikkat edilmediğinde çocukta ceza almanın alışkanlık haline gelebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca çocukların cinsiyetlerine göre eğitilmesi de önemli konular arasında yer almaktadır. Zira ayrı yaratılışta olan kız ve erkek çocuklarının eğitimi farklılık arz edebilmektedir. Çocukların yaşadıkları coğrafik şartlara göre beslenmesi ve giyinip kuşanması da eğitimin bir parçası olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bedeninin güçlenmesi için spor yapmasını öğretmek ihmal edilmemelidir. Bu eğitimlerin yanı sıra ailenin zenginliğiyle veya atalarının herhangi bir konudaki şöhretiyle öğünmesinin doğru olmadığını örnek davranış sergileyerek çocuğa öğretmek gerekmektedir.