{"title":"语言科学是可能的","authors":"Caner Keri̇moğlu","doi":"10.32925/tday.2022.86","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Dil, insanı diğer canlılardan ayıran bilişsel kapasitelerden biridir. Bu kapasitenin bilim içinde nasıl inceleneceği hep tartışma konusu olmuştur. G. Sampson gibi bazı araştırmacılara göre dil, bilimsel yöntemlerle incelenemeyeceği için dil bilimi bir bilim dalı değildir. Başını N. Chomsky’nin çektiği başka bir grup bilim insanı ise dilin doğa bilimlerinin yöntemleriyle incelenmesi gerektiğini savunur. Bu makalede\nilk olarak bilim olgusuyla ilgili tartışmalar değerlendirilmektedir. Karl\nPopper, Thomas Kuhn, Imre Lakatos ve Paul Feyerabend gibi düşünürlerin bilimsel yöntemlere dair görüşleri dil araştırmalarındaki bazı tartışmalarla ilişkilendirilmektedir. “Dilin tanımı”, “dilin edinimi”, “dil bilgisi yazımı”, “Altay dilleri teorisi”, “sıfır biçim birimi” gibi dil araştırmalarının yöntemlerden adlandırmalara varıncaya değin tartışılan konuları bilim felsefesindeki teorilere göre değerlendirilmektedir. Popper’in geliştirdiği ve bilimsel çalışmalarda nirengi noktalarından biri olan “yanlışlanabilirlik” ölçütünün dil incelemelerindeki yaklaşımlara ne oranda uyduğu ve bu ölçütün uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Makalede dilin bilim dışında bırakılmasının dil ile ilgili soruların çözümüne katkı sağlamayacağı savunulmaktadır. Dil incelemelerinde kullanılan bazı yöntemlerin eleştiriye açık olduğu; ancak bunun dil bilimini bilim dışı olarak etiketlemek için yeterli olmadığı ifade edilmektedir. Bilimin yöntemler de dâhil olmak üzere her şeyin eleştirilmesiyle ilerlediği; eleştirilen yöntemlerin yeniden düzenlenmesiyle ilerlemelerin gerçekleştiği vurgulanmaktadır. Makalede varılan sonuç şudur: Dil hem doğa bilimleri hem formel bilimler hem de sosyal bilimlerin yöntemleriyle incelenebilecek çok yönlü bir olgudur. Bu alanlardan gelecek veriler dile dair bilgilerimizin derinleşmesini sağlayacaktır.","PeriodicalId":36226,"journal":{"name":"BELLETEN Yearbook of Turkic Studies","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Dilin bilimi mümkün müdür\",\"authors\":\"Caner Keri̇moğlu\",\"doi\":\"10.32925/tday.2022.86\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Dil, insanı diğer canlılardan ayıran bilişsel kapasitelerden biridir. Bu kapasitenin bilim içinde nasıl inceleneceği hep tartışma konusu olmuştur. G. Sampson gibi bazı araştırmacılara göre dil, bilimsel yöntemlerle incelenemeyeceği için dil bilimi bir bilim dalı değildir. Başını N. Chomsky’nin çektiği başka bir grup bilim insanı ise dilin doğa bilimlerinin yöntemleriyle incelenmesi gerektiğini savunur. Bu makalede\\nilk olarak bilim olgusuyla ilgili tartışmalar değerlendirilmektedir. Karl\\nPopper, Thomas Kuhn, Imre Lakatos ve Paul Feyerabend gibi düşünürlerin bilimsel yöntemlere dair görüşleri dil araştırmalarındaki bazı tartışmalarla ilişkilendirilmektedir. “Dilin tanımı”, “dilin edinimi”, “dil bilgisi yazımı”, “Altay dilleri teorisi”, “sıfır biçim birimi” gibi dil araştırmalarının yöntemlerden adlandırmalara varıncaya değin tartışılan konuları bilim felsefesindeki teorilere göre değerlendirilmektedir. Popper’in geliştirdiği ve bilimsel çalışmalarda nirengi noktalarından biri olan “yanlışlanabilirlik” ölçütünün dil incelemelerindeki yaklaşımlara ne oranda uyduğu ve bu ölçütün uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Makalede dilin bilim dışında bırakılmasının dil ile ilgili soruların çözümüne katkı sağlamayacağı savunulmaktadır. Dil incelemelerinde kullanılan bazı yöntemlerin eleştiriye açık olduğu; ancak bunun dil bilimini bilim dışı olarak etiketlemek için yeterli olmadığı ifade edilmektedir. Bilimin yöntemler de dâhil olmak üzere her şeyin eleştirilmesiyle ilerlediği; eleştirilen yöntemlerin yeniden düzenlenmesiyle ilerlemelerin gerçekleştiği vurgulanmaktadır. Makalede varılan sonuç şudur: Dil hem doğa bilimleri hem formel bilimler hem de sosyal bilimlerin yöntemleriyle incelenebilecek çok yönlü bir olgudur. Bu alanlardan gelecek veriler dile dair bilgilerimizin derinleşmesini sağlayacaktır.\",\"PeriodicalId\":36226,\"journal\":{\"name\":\"BELLETEN Yearbook of Turkic Studies\",\"volume\":\"1 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2022-12-01\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"BELLETEN Yearbook of Turkic Studies\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.32925/tday.2022.86\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"Q4\",\"JCRName\":\"Social Sciences\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"BELLETEN Yearbook of Turkic Studies","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32925/tday.2022.86","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"Q4","JCRName":"Social Sciences","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
摘要
语言是区分人类和其他动物的科学能力之一。关于如何在科学中调查这种能力,一直存在争议。根据像桑普森先生这样的一些研究人员的说法,语言是不科学的,因为它不能以科学的方式进行研究。Başının.Chomsky'ninçektiği Başka bir grup bilim insanıise dilin doğa bilimlerinin yöntemleriyle incelenmesi gerektiği savunur。在这篇文章中,对有关科学的讨论进行了评估。KarlPopper、Thomas Kuhn、Imre Lakatos和Paul Feyerabend与语言研究中关于科学方法的一些讨论有关。在科学领域,人们认为语言识别、语言识别、写作、六种语言理论、零形式研究之间的差异并不是基于科学理论。波普尔的发展和科学研究在多大程度上接近了“错配”大小的语言研究,并讨论了其适用性。在这篇文章中,这是一种辩护,即语言被排除在科学之外不会有助于解决问题。语言测试中使用的一些方法容易受到批评;但仅仅在国外给语言科学贴上标签是不够的。科学的工作方式是分析一切;这一进展是通过修订修订后的方法取得的。Makalede varılan sonuçşudur:Dil hem doğa bilimleri hem formel bilimler hem de sosyal bilimlerin yöntemleriyle incelenebilecekçok yönlübir olgudur。这些领域的下一个数据将使我们的语言信息更加深入。
Dil, insanı diğer canlılardan ayıran bilişsel kapasitelerden biridir. Bu kapasitenin bilim içinde nasıl inceleneceği hep tartışma konusu olmuştur. G. Sampson gibi bazı araştırmacılara göre dil, bilimsel yöntemlerle incelenemeyeceği için dil bilimi bir bilim dalı değildir. Başını N. Chomsky’nin çektiği başka bir grup bilim insanı ise dilin doğa bilimlerinin yöntemleriyle incelenmesi gerektiğini savunur. Bu makalede
ilk olarak bilim olgusuyla ilgili tartışmalar değerlendirilmektedir. Karl
Popper, Thomas Kuhn, Imre Lakatos ve Paul Feyerabend gibi düşünürlerin bilimsel yöntemlere dair görüşleri dil araştırmalarındaki bazı tartışmalarla ilişkilendirilmektedir. “Dilin tanımı”, “dilin edinimi”, “dil bilgisi yazımı”, “Altay dilleri teorisi”, “sıfır biçim birimi” gibi dil araştırmalarının yöntemlerden adlandırmalara varıncaya değin tartışılan konuları bilim felsefesindeki teorilere göre değerlendirilmektedir. Popper’in geliştirdiği ve bilimsel çalışmalarda nirengi noktalarından biri olan “yanlışlanabilirlik” ölçütünün dil incelemelerindeki yaklaşımlara ne oranda uyduğu ve bu ölçütün uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Makalede dilin bilim dışında bırakılmasının dil ile ilgili soruların çözümüne katkı sağlamayacağı savunulmaktadır. Dil incelemelerinde kullanılan bazı yöntemlerin eleştiriye açık olduğu; ancak bunun dil bilimini bilim dışı olarak etiketlemek için yeterli olmadığı ifade edilmektedir. Bilimin yöntemler de dâhil olmak üzere her şeyin eleştirilmesiyle ilerlediği; eleştirilen yöntemlerin yeniden düzenlenmesiyle ilerlemelerin gerçekleştiği vurgulanmaktadır. Makalede varılan sonuç şudur: Dil hem doğa bilimleri hem formel bilimler hem de sosyal bilimlerin yöntemleriyle incelenebilecek çok yönlü bir olgudur. Bu alanlardan gelecek veriler dile dair bilgilerimizin derinleşmesini sağlayacaktır.