胸壁囊性湿肿:罕见部位

H. Gümüş, Halil Kazanasmaz, O. Kocaman, H. Aslan
{"title":"胸壁囊性湿肿:罕见部位","authors":"H. Gümüş, Halil Kazanasmaz, O. Kocaman, H. Aslan","doi":"10.12739/NWSA.2021.16.1.1B0104","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Kistik higroma (KH), ilk kez 1828’de Redenbacher tarafından tanımlanmıştır. Göğüs duvarında ise ilk kez 1959 yılında Fuller ve Conway tarafından yayınlanmıştır (2, 5, 79). Etiolojide lenfatik sistemin anormal gelişimi sorumlu olsa da, bazı olgularda sonradan kazanılmış etmenlerin (travma, enfeksiyon, iyatrojenik, neoplastik) etkili olduğu gösterilmiştir (6). Kistik higroma’ların %75’i boyun yan tarafında, %20’si koltuk altında, %5’i mediyastinum, retroperitoneal bölge ve daha nadir olarak olgumuzda olduğu gibi göğüs duvarında yerleşim göstermektedir. Embriyonun 6. haftasında görünür hale gelen lenfatik sistemin santral sistemle birleşememesi sonucu meydana gelen lenfatik kesenin (kistik oluşum) venöz sistemle birleşmesi sonucu KH oluşmaktadır. Bu da, KH’ların neden fetal lenfatik keselerin olduğu hep aynı yerleşimde (servikal, mediyastinal, retroperitoneal) meydana geldiğini açıklamaktadır (2). Lezyonun yerleşimi de yineleme, tam çıkarım ve/veya komplikasyonların (kanama, enfeksiyon ve vital bulgulara bası) varlığı nedeniyle önemlidir. Basit KH’da yineleme nadir görülürken, karmaşık olgularda bu oran %10-27 arasında saptanmıştır (5, 7). Kistik higromada sık kullanılan sınıflandırma; kapiller lenfanjiyoma veya lenfanjiyoma simplex, kavernöz lenfanjiyoma ve kistik lenfanjiyoma (kistik higroma)’dır. Hastalığın şiddetine göre bu 3 tip aynı hastada birlikte bulunabilmektedir (3, 6, 7, 10). Olgumuz ise KH (kistik lenfanjiyoma) ile uyumlu idi. Kistik higroma, ilk 3 ayın geç döneminden 2. üç ayın erken dönemine kadar, nadir olarak da 3.üç aydan sonra gelişir ve bunların seyiri iyi olup yapısal anomaliler ve anormal karyotiplerle ilişkisi oldukça azdır. En sık birlikte olduğu anomali Turner sendromu’dur (%50-70). Bunun dışında ilişkili karyotip anomalileri; Down sendromu, trizomi 21, Klinefelter sendromu, kısmi trizomiler, kısmi monozomiler, translokasyonlar ve mozaizimlerdir. Olguların 2/3’ünde hamilelikte oligohidroamniyoz saptanmıştır (1, 7-8, 11). Olgumuzun prenatal ultrasonografi ve fizik muayene incelemeleri normaldi. Kistik higroma’nın en belirgin özelliği kitlenin varlığıdır. Kistik higromaların %65-75’i doğumda tanı alırken, %8090’ına 2-3 yaş civarında tanı konulmaktadır (4, 5, 7, 10). Klinik olarak geniş, yumuşak, kistik kitleler şeklinde görülür. Ultrasonografide kistik görünümün baskın olduğu multiloküler kitlelerden oluşan septalar şeklinde görülür. Tomogrofi ve manyetik rezonans çevre dokuyla ilişkisini göstermektedir (5, 6). Olgumuzda doğumda saptanan göğüs ön duvarına yerleşim gösteren geniş, yumuşak ve multikistik kitle mevcuttur. Ayırıcı tanıda lipoma, hemanjiyoma, brakiyal kist, triglossal kist, dermoid kist, timik kist, laringosel, tiroid kitleleri, birincil neoplastik hastalıklar (nöroblastom, rabdomiyosarkom), retrofaringeal abse, enfeksiyona ikincil lenfadenopati yer almaktadır (2, 3, 6, 8). Tedavide lezyonun anotomik yerleşimine göre olgumuzda olduğu gibi erken dönemde cerrahi olarak çıkarılmasının önemli olduğu belirtilmiştir. Cerrahi olmayan tedavi seçenekleri radyoterapi, aspirasyon, sklerozan madde enjeksiyonu (bleomisin, OKT-432) ve CO2 lazerdir. Bazı cerrahlar yakınması olmayan hastalarda konservatif yaklaşım önermektedir (1-3, 5, 12). Kendiliğinden gerilemesi nadirdir (2, 5, 13). Sonuç olarak, bu olgu göğüs duvarına yerleşmiş KH’nın nadir bir olgu olması nedeniyle sunulmuştur. Ayrıca bu lezyonun selim olsa da, ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinin hatırlanması önemlidir.","PeriodicalId":11629,"journal":{"name":"e-Journal of New World Sciences Academy","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2021-01-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"CYSTIC HYGROMA OF THE CHEST WALL: A RARE LOCATION\",\"authors\":\"H. Gümüş, Halil Kazanasmaz, O. Kocaman, H. Aslan\",\"doi\":\"10.12739/NWSA.2021.16.1.1B0104\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Kistik higroma (KH), ilk kez 1828’de Redenbacher tarafından tanımlanmıştır. Göğüs duvarında ise ilk kez 1959 yılında Fuller ve Conway tarafından yayınlanmıştır (2, 5, 79). Etiolojide lenfatik sistemin anormal gelişimi sorumlu olsa da, bazı olgularda sonradan kazanılmış etmenlerin (travma, enfeksiyon, iyatrojenik, neoplastik) etkili olduğu gösterilmiştir (6). Kistik higroma’ların %75’i boyun yan tarafında, %20’si koltuk altında, %5’i mediyastinum, retroperitoneal bölge ve daha nadir olarak olgumuzda olduğu gibi göğüs duvarında yerleşim göstermektedir. Embriyonun 6. haftasında görünür hale gelen lenfatik sistemin santral sistemle birleşememesi sonucu meydana gelen lenfatik kesenin (kistik oluşum) venöz sistemle birleşmesi sonucu KH oluşmaktadır. Bu da, KH’ların neden fetal lenfatik keselerin olduğu hep aynı yerleşimde (servikal, mediyastinal, retroperitoneal) meydana geldiğini açıklamaktadır (2). Lezyonun yerleşimi de yineleme, tam çıkarım ve/veya komplikasyonların (kanama, enfeksiyon ve vital bulgulara bası) varlığı nedeniyle önemlidir. Basit KH’da yineleme nadir görülürken, karmaşık olgularda bu oran %10-27 arasında saptanmıştır (5, 7). Kistik higromada sık kullanılan sınıflandırma; kapiller lenfanjiyoma veya lenfanjiyoma simplex, kavernöz lenfanjiyoma ve kistik lenfanjiyoma (kistik higroma)’dır. Hastalığın şiddetine göre bu 3 tip aynı hastada birlikte bulunabilmektedir (3, 6, 7, 10). Olgumuz ise KH (kistik lenfanjiyoma) ile uyumlu idi. Kistik higroma, ilk 3 ayın geç döneminden 2. üç ayın erken dönemine kadar, nadir olarak da 3.üç aydan sonra gelişir ve bunların seyiri iyi olup yapısal anomaliler ve anormal karyotiplerle ilişkisi oldukça azdır. En sık birlikte olduğu anomali Turner sendromu’dur (%50-70). Bunun dışında ilişkili karyotip anomalileri; Down sendromu, trizomi 21, Klinefelter sendromu, kısmi trizomiler, kısmi monozomiler, translokasyonlar ve mozaizimlerdir. Olguların 2/3’ünde hamilelikte oligohidroamniyoz saptanmıştır (1, 7-8, 11). Olgumuzun prenatal ultrasonografi ve fizik muayene incelemeleri normaldi. Kistik higroma’nın en belirgin özelliği kitlenin varlığıdır. Kistik higromaların %65-75’i doğumda tanı alırken, %8090’ına 2-3 yaş civarında tanı konulmaktadır (4, 5, 7, 10). Klinik olarak geniş, yumuşak, kistik kitleler şeklinde görülür. Ultrasonografide kistik görünümün baskın olduğu multiloküler kitlelerden oluşan septalar şeklinde görülür. Tomogrofi ve manyetik rezonans çevre dokuyla ilişkisini göstermektedir (5, 6). Olgumuzda doğumda saptanan göğüs ön duvarına yerleşim gösteren geniş, yumuşak ve multikistik kitle mevcuttur. Ayırıcı tanıda lipoma, hemanjiyoma, brakiyal kist, triglossal kist, dermoid kist, timik kist, laringosel, tiroid kitleleri, birincil neoplastik hastalıklar (nöroblastom, rabdomiyosarkom), retrofaringeal abse, enfeksiyona ikincil lenfadenopati yer almaktadır (2, 3, 6, 8). Tedavide lezyonun anotomik yerleşimine göre olgumuzda olduğu gibi erken dönemde cerrahi olarak çıkarılmasının önemli olduğu belirtilmiştir. Cerrahi olmayan tedavi seçenekleri radyoterapi, aspirasyon, sklerozan madde enjeksiyonu (bleomisin, OKT-432) ve CO2 lazerdir. Bazı cerrahlar yakınması olmayan hastalarda konservatif yaklaşım önermektedir (1-3, 5, 12). Kendiliğinden gerilemesi nadirdir (2, 5, 13). Sonuç olarak, bu olgu göğüs duvarına yerleşmiş KH’nın nadir bir olgu olması nedeniyle sunulmuştur. Ayrıca bu lezyonun selim olsa da, ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinin hatırlanması önemlidir.\",\"PeriodicalId\":11629,\"journal\":{\"name\":\"e-Journal of New World Sciences Academy\",\"volume\":\"32 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2021-01-18\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"e-Journal of New World Sciences Academy\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.12739/NWSA.2021.16.1.1B0104\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"e-Journal of New World Sciences Academy","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.12739/NWSA.2021.16.1.1B0104","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
CYSTIC HYGROMA OF THE CHEST WALL: A RARE LOCATION
Kistik higroma (KH), ilk kez 1828’de Redenbacher tarafından tanımlanmıştır. Göğüs duvarında ise ilk kez 1959 yılında Fuller ve Conway tarafından yayınlanmıştır (2, 5, 79). Etiolojide lenfatik sistemin anormal gelişimi sorumlu olsa da, bazı olgularda sonradan kazanılmış etmenlerin (travma, enfeksiyon, iyatrojenik, neoplastik) etkili olduğu gösterilmiştir (6). Kistik higroma’ların %75’i boyun yan tarafında, %20’si koltuk altında, %5’i mediyastinum, retroperitoneal bölge ve daha nadir olarak olgumuzda olduğu gibi göğüs duvarında yerleşim göstermektedir. Embriyonun 6. haftasında görünür hale gelen lenfatik sistemin santral sistemle birleşememesi sonucu meydana gelen lenfatik kesenin (kistik oluşum) venöz sistemle birleşmesi sonucu KH oluşmaktadır. Bu da, KH’ların neden fetal lenfatik keselerin olduğu hep aynı yerleşimde (servikal, mediyastinal, retroperitoneal) meydana geldiğini açıklamaktadır (2). Lezyonun yerleşimi de yineleme, tam çıkarım ve/veya komplikasyonların (kanama, enfeksiyon ve vital bulgulara bası) varlığı nedeniyle önemlidir. Basit KH’da yineleme nadir görülürken, karmaşık olgularda bu oran %10-27 arasında saptanmıştır (5, 7). Kistik higromada sık kullanılan sınıflandırma; kapiller lenfanjiyoma veya lenfanjiyoma simplex, kavernöz lenfanjiyoma ve kistik lenfanjiyoma (kistik higroma)’dır. Hastalığın şiddetine göre bu 3 tip aynı hastada birlikte bulunabilmektedir (3, 6, 7, 10). Olgumuz ise KH (kistik lenfanjiyoma) ile uyumlu idi. Kistik higroma, ilk 3 ayın geç döneminden 2. üç ayın erken dönemine kadar, nadir olarak da 3.üç aydan sonra gelişir ve bunların seyiri iyi olup yapısal anomaliler ve anormal karyotiplerle ilişkisi oldukça azdır. En sık birlikte olduğu anomali Turner sendromu’dur (%50-70). Bunun dışında ilişkili karyotip anomalileri; Down sendromu, trizomi 21, Klinefelter sendromu, kısmi trizomiler, kısmi monozomiler, translokasyonlar ve mozaizimlerdir. Olguların 2/3’ünde hamilelikte oligohidroamniyoz saptanmıştır (1, 7-8, 11). Olgumuzun prenatal ultrasonografi ve fizik muayene incelemeleri normaldi. Kistik higroma’nın en belirgin özelliği kitlenin varlığıdır. Kistik higromaların %65-75’i doğumda tanı alırken, %8090’ına 2-3 yaş civarında tanı konulmaktadır (4, 5, 7, 10). Klinik olarak geniş, yumuşak, kistik kitleler şeklinde görülür. Ultrasonografide kistik görünümün baskın olduğu multiloküler kitlelerden oluşan septalar şeklinde görülür. Tomogrofi ve manyetik rezonans çevre dokuyla ilişkisini göstermektedir (5, 6). Olgumuzda doğumda saptanan göğüs ön duvarına yerleşim gösteren geniş, yumuşak ve multikistik kitle mevcuttur. Ayırıcı tanıda lipoma, hemanjiyoma, brakiyal kist, triglossal kist, dermoid kist, timik kist, laringosel, tiroid kitleleri, birincil neoplastik hastalıklar (nöroblastom, rabdomiyosarkom), retrofaringeal abse, enfeksiyona ikincil lenfadenopati yer almaktadır (2, 3, 6, 8). Tedavide lezyonun anotomik yerleşimine göre olgumuzda olduğu gibi erken dönemde cerrahi olarak çıkarılmasının önemli olduğu belirtilmiştir. Cerrahi olmayan tedavi seçenekleri radyoterapi, aspirasyon, sklerozan madde enjeksiyonu (bleomisin, OKT-432) ve CO2 lazerdir. Bazı cerrahlar yakınması olmayan hastalarda konservatif yaklaşım önermektedir (1-3, 5, 12). Kendiliğinden gerilemesi nadirdir (2, 5, 13). Sonuç olarak, bu olgu göğüs duvarına yerleşmiş KH’nın nadir bir olgu olması nedeniyle sunulmuştur. Ayrıca bu lezyonun selim olsa da, ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinin hatırlanması önemlidir.
求助全文
通过发布文献求助,成功后即可免费获取论文全文。 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
期刊最新文献
ALOE VERA TOZU İÇEREN BALIK BURGERLERİN TÜKETİCİ TARAFINDAN KABUL EDİLEBİLİRLİĞİ VE BESİN KOMPOZİSYONU MALATYA İLİ AKVARYUM BALIĞI SATIŞ İŞLETMELERİNİN GENEL DURUMU VE PANDEMİ DÖNEMİNİN ETKİLERİ GEBE OKULUNDA VERİLEN EĞİTİMİN, GEBELERİN GEBELİK/DOĞUM/DOĞUM SONRASI DÖNEMLERİYLE İLGİLİ BİLGİ DÜZEYLERİ VE DOĞUM KORKUSU ÜZERİNE ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERE GÖRE AKADEMİK PERSONELİN İŞE BAĞLILIK DÜZEYLERİNDEKİ FARKLILIKLARIN ARAŞTIRILMASI EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN STRES DÜZEYLERİ VE ETKİLEYEN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1