{"title":"18. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA ŞAM HAZİNESİ NİN BİR MASRAF KALEMİ OLAN CEVÂLÎ NİN MESELELER","authors":"Günay KORKMAZ SAMIKIRAN","doi":"10.24058/tki.2023.478","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Şam eyaletinde cizyenin küçük bir kısmı ve çeşitli mukataa gelirlerinin yıllık\nvergilerinin belli payları cevâlî ismindeki mali bir dairede toplanmış ve burada toplanan\nparalar “sadaka”, “surre”, “maaş ve ücret” şeklinde bazı kişilere sarf edilmiştir.\nCevâlîden yapılan ödemeler Şam Hazinesi’nin başlangıçta ikinci büyük masraf maddesini\noluşturmuştur. Ancak 1745’te hac kilerine sarf edilen paranın hazine gelirleri arasında\nartık yer almayacağına yönelik alınan kararla cevâlî hazinenin en büyük harcama kalemi\nhâline gelmiştir. Özellikle 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren cevâlîden verilen\nvazîfeler (ücretler) sürekli bir artış göstermiştir. Artan cevâlî vazîfeleri karşısında\nOsmanlı Devleti, mahlûl (düşen/boşalan) vazîfenin hazinece zapt edilmesi ve\nmahlûlâtdan takâss gibi yollara başvurmuştur. Bu hususta alınan son karar ise 1811’de\ncevâlîden yapılacak vazîfe tevcihlerinde cizye ve mukataa gelirlerinin yıllık vergilerine\nzam yapılamayacağıdır. 1811 senesinde maaş tevcihlerine yönelik karar sadece Şam için\nalınmamış, İstanbul’da ve taşrada artan vazîfeler karşısında buralara da tatbik edilmiştir.\nÇalışmanın ilk kısmında cevâlî malından (para) maaş ve ücret alan cevâlî-horânın kimler\nolduğuna değinilmiş ve bunların aynı zamanda deruhteci olabildiklerine dikkat\nçekilmiştir. Ardından cevâlî vazîfelerinin nasıl hesaplandığı ve hesaplama esnasında\nkarşılaşılan mesele ve artan cevâlî vazîfeleri karşısında devletin tavrı açıklanmaya\nçalışılmıştır. Son olarak Şam Hazinesi muhasebelerinde cevâlî vazîfelerinin miktarları\ndeğerlendirilmiştir. Bahsedilen tüm bu meseleler Başkanlık Osmanlı Arşivine dayanarak\nneticelendirilmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.24058/tki.2023.478","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Şam eyaletinde cizyenin küçük bir kısmı ve çeşitli mukataa gelirlerinin yıllık
vergilerinin belli payları cevâlî ismindeki mali bir dairede toplanmış ve burada toplanan
paralar “sadaka”, “surre”, “maaş ve ücret” şeklinde bazı kişilere sarf edilmiştir.
Cevâlîden yapılan ödemeler Şam Hazinesi’nin başlangıçta ikinci büyük masraf maddesini
oluşturmuştur. Ancak 1745’te hac kilerine sarf edilen paranın hazine gelirleri arasında
artık yer almayacağına yönelik alınan kararla cevâlî hazinenin en büyük harcama kalemi
hâline gelmiştir. Özellikle 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren cevâlîden verilen
vazîfeler (ücretler) sürekli bir artış göstermiştir. Artan cevâlî vazîfeleri karşısında
Osmanlı Devleti, mahlûl (düşen/boşalan) vazîfenin hazinece zapt edilmesi ve
mahlûlâtdan takâss gibi yollara başvurmuştur. Bu hususta alınan son karar ise 1811’de
cevâlîden yapılacak vazîfe tevcihlerinde cizye ve mukataa gelirlerinin yıllık vergilerine
zam yapılamayacağıdır. 1811 senesinde maaş tevcihlerine yönelik karar sadece Şam için
alınmamış, İstanbul’da ve taşrada artan vazîfeler karşısında buralara da tatbik edilmiştir.
Çalışmanın ilk kısmında cevâlî malından (para) maaş ve ücret alan cevâlî-horânın kimler
olduğuna değinilmiş ve bunların aynı zamanda deruhteci olabildiklerine dikkat
çekilmiştir. Ardından cevâlî vazîfelerinin nasıl hesaplandığı ve hesaplama esnasında
karşılaşılan mesele ve artan cevâlî vazîfeleri karşısında devletin tavrı açıklanmaya
çalışılmıştır. Son olarak Şam Hazinesi muhasebelerinde cevâlî vazîfelerinin miktarları
değerlendirilmiştir. Bahsedilen tüm bu meseleler Başkanlık Osmanlı Arşivine dayanarak
neticelendirilmeye çalışılmıştır.