{"title":"Sosyal Kimlik İnşasında Damgalanmanın Rolü","authors":"Melek Çaylak","doi":"10.25306/skad.1232277","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Toplumsal yaşam içerisindeki bireyler, konumları, beklentileri ve kimlik şekillenmesinin belirlenmesinde kendileri gibi olmayanlar tarafından oluşturulan bir sosyal kimlik inşası içerisinde kalmaktadırlar. Sosyal kimlik, toplum-birey ilişkisi bağlamında bireyin üyesi bulunduğu grup ve grubun toplumdaki diğer gruplarla ilişkileri çerçevesinde “kendi kimliğini” edinmesi sürecidir. Damgayı ise Goffman, “damgalanan bireye daha az değer verme davranışı, bu etiketi taşıyan insanların daha az istenebilir ve neredeyse insan gibi algılanmaması” olarak tarif etmektedir. Becker’a göre ise toplumsal gruplar, oluşturdukları kurallara uymayanları “dışarıdakiler” olarak etiketler ve sapmayı yaratırlar. Bu anlamda grup dışı olanlar yani normal olanlar dışındakiler damgalanmakta ve damgalananlar için daha çok olumsuz imaj oluşturulması ile sosyal kimlik edinimi negatif bir mana taşımaktadır. Bu kimlik inşasında en önemli tavır önyargılardır. Bu önyargılar sonucu toplumun damgalanan bireylere karşı tavır almasına, onları toplumdan dışlamasına, ayrımcılığa maruz kalmalarına, toplumsal aidiyet duygularının zayıflatmasına, toplumsal bütünleşmenin sağlanamamasına ve toplumda çatışma kültürünün oluşmasına kadar giden süreçlerin yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu açıdan sosyal kimlik inşasında, gerçek ve görünen sosyal kimlik bağlamı irdelenerek, normallik ve anormalliğin vurgusu, ötekinin rolü ve damgalanmanın kişisel ve toplumsal söylemlerine değinilecektir.","PeriodicalId":196616,"journal":{"name":"Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)","volume":"19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.25306/skad.1232277","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Toplumsal yaşam içerisindeki bireyler, konumları, beklentileri ve kimlik şekillenmesinin belirlenmesinde kendileri gibi olmayanlar tarafından oluşturulan bir sosyal kimlik inşası içerisinde kalmaktadırlar. Sosyal kimlik, toplum-birey ilişkisi bağlamında bireyin üyesi bulunduğu grup ve grubun toplumdaki diğer gruplarla ilişkileri çerçevesinde “kendi kimliğini” edinmesi sürecidir. Damgayı ise Goffman, “damgalanan bireye daha az değer verme davranışı, bu etiketi taşıyan insanların daha az istenebilir ve neredeyse insan gibi algılanmaması” olarak tarif etmektedir. Becker’a göre ise toplumsal gruplar, oluşturdukları kurallara uymayanları “dışarıdakiler” olarak etiketler ve sapmayı yaratırlar. Bu anlamda grup dışı olanlar yani normal olanlar dışındakiler damgalanmakta ve damgalananlar için daha çok olumsuz imaj oluşturulması ile sosyal kimlik edinimi negatif bir mana taşımaktadır. Bu kimlik inşasında en önemli tavır önyargılardır. Bu önyargılar sonucu toplumun damgalanan bireylere karşı tavır almasına, onları toplumdan dışlamasına, ayrımcılığa maruz kalmalarına, toplumsal aidiyet duygularının zayıflatmasına, toplumsal bütünleşmenin sağlanamamasına ve toplumda çatışma kültürünün oluşmasına kadar giden süreçlerin yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu açıdan sosyal kimlik inşasında, gerçek ve görünen sosyal kimlik bağlamı irdelenerek, normallik ve anormalliğin vurgusu, ötekinin rolü ve damgalanmanın kişisel ve toplumsal söylemlerine değinilecektir.