{"title":"Ayfer Tunç’un Kırmızı Azap’taki Hikâyelerinde İçsel Vatansızlık","authors":"Pelin Aslan Ayar","doi":"10.16985/MTAD.571830","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Ayfer Tunc’un Kirmizi Azap’ta yer alan cogu hikâyesinde karakterler varoluslarini anlamlandiracak dayanaklardan yoksun, ailesiz, sevgisiz ve yalnizdirlar. Onlari kusatan cografya; zorlayici mevsimlerle, mekânlarla ilk bakista onlarin icsel sikintilarini daha da artirici gibi durur. Ancak hikâyelere yakindan bakildiginda cografyanin tek basina azap kaynagi olmadigi gorulur. Ister suca bulasmis bir sehirde, ister uzak bir tasra kasabasinda, ister kara kisin hukmu altindaki mekânlarda olsunlar hikâye kisileri icin azabin kaynagi “icsel vatansizlik”tir. Bu makale, Ulric Beck ve Elisabeth Beck-Gernsheim’dan odunc aldigi bu kavrami Ayfer Tunc karakterleri uzerinden tartisir ve icsel vatansizlik halini deneyimleyen karakterlerin bir mekânla duygusal bag kurabilmelerinin ancak o mekâni anlamlandiracak, karakterlerin yarim kalmisliklarini tamamlayacak bir otekinin varligina bagli oldugunu gostermeye calisir. Hikâyelerde bazen sahiplenmenin siddetle hissedildigi, karsi tarafi bogan bir ask, bazen yasamin ancak kotuluk yaparsa duyumsanabilecegi dusuncesi karakterlerin yasadigi icsel vatansizligi gidermenin, onunla basa cikmanin, varolusu anlamlandirmanin yollari olarak belirse de makalede, ezeli bir caresizlige, yogun bir dus kirikligina gebe sonlariyla bu hikâyelerin, mekâni asan bir sikintiyi somut kildigi, cografyadan azade bir icsel sikintiyi cisimlestirdigi sonucuna varilir.","PeriodicalId":320054,"journal":{"name":"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2019-06-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.16985/MTAD.571830","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Ayfer Tunc’un Kirmizi Azap’ta yer alan cogu hikâyesinde karakterler varoluslarini anlamlandiracak dayanaklardan yoksun, ailesiz, sevgisiz ve yalnizdirlar. Onlari kusatan cografya; zorlayici mevsimlerle, mekânlarla ilk bakista onlarin icsel sikintilarini daha da artirici gibi durur. Ancak hikâyelere yakindan bakildiginda cografyanin tek basina azap kaynagi olmadigi gorulur. Ister suca bulasmis bir sehirde, ister uzak bir tasra kasabasinda, ister kara kisin hukmu altindaki mekânlarda olsunlar hikâye kisileri icin azabin kaynagi “icsel vatansizlik”tir. Bu makale, Ulric Beck ve Elisabeth Beck-Gernsheim’dan odunc aldigi bu kavrami Ayfer Tunc karakterleri uzerinden tartisir ve icsel vatansizlik halini deneyimleyen karakterlerin bir mekânla duygusal bag kurabilmelerinin ancak o mekâni anlamlandiracak, karakterlerin yarim kalmisliklarini tamamlayacak bir otekinin varligina bagli oldugunu gostermeye calisir. Hikâyelerde bazen sahiplenmenin siddetle hissedildigi, karsi tarafi bogan bir ask, bazen yasamin ancak kotuluk yaparsa duyumsanabilecegi dusuncesi karakterlerin yasadigi icsel vatansizligi gidermenin, onunla basa cikmanin, varolusu anlamlandirmanin yollari olarak belirse de makalede, ezeli bir caresizlige, yogun bir dus kirikligina gebe sonlariyla bu hikâyelerin, mekâni asan bir sikintiyi somut kildigi, cografyadan azade bir icsel sikintiyi cisimlestirdigi sonucuna varilir.