{"title":"Nüks lomber disk hernisi nedeniyle opere edilen olguların risk faktörlerinin araştırılması","authors":"Ilhan Aydin, Melih Üçer","doi":"10.54306/sscd.2021.51423","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Amaç: Lomber disk hernisi, lomber intervertebral disklerin anulus fibrozlarının yırtılarak nukleus pulpozusun dışarı taşması sonucunda omurilik veya köklerin basıya uğramasıdır. Nüks lomber disk hernisi diskektomi cerrahisi sonrası en az 6 ay süreyle ağrısı geçen hastada aynı seviyede aynı taraf veya karşı tarafta disk herniasyonu gelişmesidir. Günümüzde nüks lomber disk herniasyonlarının görülme sıklığı farklı serilerde %5-15 aralığında bildirilmiştir. Bu çalışmamızda nüks lomber disk hernisi nedeniyle opere edilen olguların ilk operasyon öncesi yapılan radyolojik tetkiklerle ikinci operasyon (nüks) öncesi yapılan radyolojik tetkikleri kıyaslanarak nüks disk hernisi patofizyolojisindeki değişiklikler retrospektif olarak değerlendirildi. \nYöntem: Çalışmamızda retrospektif olarak nüks lomber disk hernisi tanısı ile ikinci kez opere edilen 50 olgunun ilk preoperatif ve ikinci preoperatif radyolojik tetkiklerdeki (lomber direk grafileri ve lomber MRG) değişikliklerin patofizyoloji açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. \nBulgular: Çalışmaya alınan 50 hastanın ilk operasyon öncesi ve ikinci operasyon öncesi direkt radyografi ve MRG bulguları karşılaştırıldı. İleri yaş erkek hastalar, geniş tabanlı protrude diski olan, ileri derecede dejenerasyona sahip disk ve faset ekleme sahip hastalarda nüks oranı daha fazla bulundu. \nSonuç: Nüks lomber disk herniasyonu beyin cerrahları ile hastaları karşı karşıya getiren önemli bir sorundur. Preoperatif dönemde bakılacak bazı parametreler ile hastanın nüks oranının daha fazla olduğunu öngörmek ve hastayı bu yönde bilgilendirmek, ilerde oluşabilecek nüks sonrası süreci daha iyi ve olumlu yönetmemizi sağlayacaktır.","PeriodicalId":309697,"journal":{"name":"Sinir Sistemi Cerrahisi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-01-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sinir Sistemi Cerrahisi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.54306/sscd.2021.51423","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Amaç: Lomber disk hernisi, lomber intervertebral disklerin anulus fibrozlarının yırtılarak nukleus pulpozusun dışarı taşması sonucunda omurilik veya köklerin basıya uğramasıdır. Nüks lomber disk hernisi diskektomi cerrahisi sonrası en az 6 ay süreyle ağrısı geçen hastada aynı seviyede aynı taraf veya karşı tarafta disk herniasyonu gelişmesidir. Günümüzde nüks lomber disk herniasyonlarının görülme sıklığı farklı serilerde %5-15 aralığında bildirilmiştir. Bu çalışmamızda nüks lomber disk hernisi nedeniyle opere edilen olguların ilk operasyon öncesi yapılan radyolojik tetkiklerle ikinci operasyon (nüks) öncesi yapılan radyolojik tetkikleri kıyaslanarak nüks disk hernisi patofizyolojisindeki değişiklikler retrospektif olarak değerlendirildi.
Yöntem: Çalışmamızda retrospektif olarak nüks lomber disk hernisi tanısı ile ikinci kez opere edilen 50 olgunun ilk preoperatif ve ikinci preoperatif radyolojik tetkiklerdeki (lomber direk grafileri ve lomber MRG) değişikliklerin patofizyoloji açısından değerlendirilmesi yapılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya alınan 50 hastanın ilk operasyon öncesi ve ikinci operasyon öncesi direkt radyografi ve MRG bulguları karşılaştırıldı. İleri yaş erkek hastalar, geniş tabanlı protrude diski olan, ileri derecede dejenerasyona sahip disk ve faset ekleme sahip hastalarda nüks oranı daha fazla bulundu.
Sonuç: Nüks lomber disk herniasyonu beyin cerrahları ile hastaları karşı karşıya getiren önemli bir sorundur. Preoperatif dönemde bakılacak bazı parametreler ile hastanın nüks oranının daha fazla olduğunu öngörmek ve hastayı bu yönde bilgilendirmek, ilerde oluşabilecek nüks sonrası süreci daha iyi ve olumlu yönetmemizi sağlayacaktır.