{"title":"Normalization Applications of Streaming Services Effects on Popular Music Songs in Turkey: A Case Study of Spotify","authors":"O. Karabi̇ber, Songül Karahasanoğlu","doi":"10.59446/porteakademik.1316068","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu çalışmada, müzik streaming servislerinin ses şiddeti politikaları ve bu bağlamda ortaya koydukları normalizasyon uygulamaları Spotify örneği üzerinden incelenirken, aynı zamanda Türkiye’de 2012, 2016 ve 2022 yıllarına ait listelere girmiş popüler müzik şarkılarının fiziksel ölçümlerine yer verilerek karşılaştırmalar yapılmıştır. Böylelikle yayın standartlarının ve normalizasyon uygulamalarının ortaya çıkmasıyla beraber şarkıların fiziksel özelliklerinde ne gibi değişiklikler olduğu gözlemlenmiştir. Diğer yandan, konu sadece kayıt teknolojileriyle değil, birtakım estetik tartışmalar ve dinleme deneyimleriyle de yakından ilgilidir. Müzik performansının kendi akustik ortamından ve aurasından çıkıp yeniden üretim sistemine dâhil olmasından bugüne kayıt teknolojisi söz konusu performansın art alanını belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Plaklar çağından CD’ler dönemine, oradan dijital ses dosyalarına ve günümüzdeki müzik streaming servislerine kadar şarkılardaki ses şiddeti konusu endüstriyel rekabetin bir unsuru olmuştur. Bu bağlamda ses kaydı denen şey de endüstriyel alanda süreç boyunca müzik performansının bir ürüne, hatta endüstriyel bir birime dönüşmüş şeklidir. Fiziksel bir olgu olarak ses şiddeti ise müzik performansının dinleyiciye hangi müziksel tınılarla ve enerjiyle sunulacağını belirleyen başlıca etkenler arasındadır. Buradan yola çıkarak, ses şiddeti olgusu sadece fiziksel bir konu olarak değil, aynı zamanda popüler müziklerde bir rekabet stratejisi olarak ele alınmış ve konunun tarihsel art alanı üzerinden sürecin çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır. Ölçümler, 2012 ve 2017 yıllarına ait şarkılardaki LUFS seviyelerinin farklılık gösterdiği, servislerin normalizasyon uygulamalarının hayata geçmesiyle bu seviyelerin 2022 listelerinde standartlaştığını göstermiştir. 2017 yılına ait ölçümlerde karşılaşılan değerler, konuyla ilgili yayın standartlarının Türkiye’deki kayıtlara bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Diğer yandan, LUFS seviyelerindeki standartlaşma dinamik aralık için geçerli olmamıştır. Çalışma sonucunda ulaşılan kanı gerek müzik performansının kendisi gerek endüstriyel rekabetin bir unsuru olarak ses şiddeti ve dinamik aralık konularında dijital müzik endüstrisinin süreç içinde regülasyonlara gitme ihtiyacı duyduğu; regülasyonlar öncesi listelere giren şarkıların ses şiddeti seviyelerinde endüstriyel normların henüz belirgin olmadığı; müzik performansı bakımından estetik kaygılar ve arayışlar içeren ses şiddeti olgusunun 2017 yılından itibaren dinleme araçları ve üretim ilişkileri bakımından da endüstriyel standartlara kavuştuğu yönündedir.","PeriodicalId":120395,"journal":{"name":"Porte Akademik Müzik ve Dans Araştırmaları Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Porte Akademik Müzik ve Dans Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.59446/porteakademik.1316068","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bu çalışmada, müzik streaming servislerinin ses şiddeti politikaları ve bu bağlamda ortaya koydukları normalizasyon uygulamaları Spotify örneği üzerinden incelenirken, aynı zamanda Türkiye’de 2012, 2016 ve 2022 yıllarına ait listelere girmiş popüler müzik şarkılarının fiziksel ölçümlerine yer verilerek karşılaştırmalar yapılmıştır. Böylelikle yayın standartlarının ve normalizasyon uygulamalarının ortaya çıkmasıyla beraber şarkıların fiziksel özelliklerinde ne gibi değişiklikler olduğu gözlemlenmiştir. Diğer yandan, konu sadece kayıt teknolojileriyle değil, birtakım estetik tartışmalar ve dinleme deneyimleriyle de yakından ilgilidir. Müzik performansının kendi akustik ortamından ve aurasından çıkıp yeniden üretim sistemine dâhil olmasından bugüne kayıt teknolojisi söz konusu performansın art alanını belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Plaklar çağından CD’ler dönemine, oradan dijital ses dosyalarına ve günümüzdeki müzik streaming servislerine kadar şarkılardaki ses şiddeti konusu endüstriyel rekabetin bir unsuru olmuştur. Bu bağlamda ses kaydı denen şey de endüstriyel alanda süreç boyunca müzik performansının bir ürüne, hatta endüstriyel bir birime dönüşmüş şeklidir. Fiziksel bir olgu olarak ses şiddeti ise müzik performansının dinleyiciye hangi müziksel tınılarla ve enerjiyle sunulacağını belirleyen başlıca etkenler arasındadır. Buradan yola çıkarak, ses şiddeti olgusu sadece fiziksel bir konu olarak değil, aynı zamanda popüler müziklerde bir rekabet stratejisi olarak ele alınmış ve konunun tarihsel art alanı üzerinden sürecin çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır. Ölçümler, 2012 ve 2017 yıllarına ait şarkılardaki LUFS seviyelerinin farklılık gösterdiği, servislerin normalizasyon uygulamalarının hayata geçmesiyle bu seviyelerin 2022 listelerinde standartlaştığını göstermiştir. 2017 yılına ait ölçümlerde karşılaşılan değerler, konuyla ilgili yayın standartlarının Türkiye’deki kayıtlara bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Diğer yandan, LUFS seviyelerindeki standartlaşma dinamik aralık için geçerli olmamıştır. Çalışma sonucunda ulaşılan kanı gerek müzik performansının kendisi gerek endüstriyel rekabetin bir unsuru olarak ses şiddeti ve dinamik aralık konularında dijital müzik endüstrisinin süreç içinde regülasyonlara gitme ihtiyacı duyduğu; regülasyonlar öncesi listelere giren şarkıların ses şiddeti seviyelerinde endüstriyel normların henüz belirgin olmadığı; müzik performansı bakımından estetik kaygılar ve arayışlar içeren ses şiddeti olgusunun 2017 yılından itibaren dinleme araçları ve üretim ilişkileri bakımından da endüstriyel standartlara kavuştuğu yönündedir.