{"title":"HOVSEP KURBANYAN’IN ROMANLARININ VE KATKIDA BULUNDUĞU ESERLERİN TÜRK KÜLTÜRÜ İÇİNDEKİ YERİ","authors":"Zehra HAMARAT YARDIMCI","doi":"10.12981/mahder.1384600","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türkçe yüzyıllar boyunca farklı alfabelerle yazılmış, ana dili farklı olan kişiler tarafından ortak iletişim dili olarak kullanılmıştır. Bu durum Türk dilinin zenginleşmesine ve Türkçe pek çok eserin yazılmasına imkân sağlamıştır. Osmanlı toplumu içinde özellikle Ermeniler hem ortak iletişim dili olarak Türkçeyi kendilerine has bir konuşma biçimiyle kullanmış hem de Türkçenin yazımında kendi alfabelerinin imkânlarından faydalanmışlardır. Bu makalede, Türkçenin yazılmasında belli bir dönem kullanılan Ermeni alfabesi üzerinde durulmuş ve Osmanlının son döneminde yaşamış olan Hovsep Kurbanyan’ın eserleri ile makale sınırlandırılmıştır. Ermeni alfabesiyle Türkçe yazılan eserlerin Türk edebiyatı ve Türk dili için önemine, Türk kültürünü ve özellikle İstanbul folklorunu yansıtma noktasındaki değerine dikkat çekmek amaçlanmış ve bu amaçla Hovsep Kurbanyan’ın yazdığı iki roman ve yazılmasına katkıda bulunduğu bir antoloji incelenmiştir. Hovsep Kurbanyan’ın yazmış olduğu İki Kapu Yoldaşları adlı üç ciltlik romanın ve Mihran Bidar Arabacıyan ile birlikte yazdıkları Hayın Bir Adem adlı iki ciltlik romanın hem sosyal tarih adına hem de İstanbul’un gündelik hayatı ve folkloru adına önemli veriler içerdiği sonucuna ulaşılmıştır. Mihran Bidar Arabacıyan’a ait olmakla birlikte Kurbanyan’ın, neşir noktasında katkı sağladığı Hazine-yi Eşar adlı antolojinin ise Ermeni aşuğların Türk dilini kullanmadaki üstün yeteneğini ortaya koyan değerli bir eser olduğu ve Türk halk edebiyatı için önemli veriler sunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla, Ermeni harfleri ile Türkçe yazılan eserlerin ayrıntılı olarak incelenmesi Osmanlı toplumunun, İstanbul’un gündelik hayatının ve folklorunun, her şeyden önemlisi ise Türkçenin özel kullanımlarının ortaya çıkarılmasına katkı sağlayacaktır.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"392 1-3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.12981/mahder.1384600","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Türkçe yüzyıllar boyunca farklı alfabelerle yazılmış, ana dili farklı olan kişiler tarafından ortak iletişim dili olarak kullanılmıştır. Bu durum Türk dilinin zenginleşmesine ve Türkçe pek çok eserin yazılmasına imkân sağlamıştır. Osmanlı toplumu içinde özellikle Ermeniler hem ortak iletişim dili olarak Türkçeyi kendilerine has bir konuşma biçimiyle kullanmış hem de Türkçenin yazımında kendi alfabelerinin imkânlarından faydalanmışlardır. Bu makalede, Türkçenin yazılmasında belli bir dönem kullanılan Ermeni alfabesi üzerinde durulmuş ve Osmanlının son döneminde yaşamış olan Hovsep Kurbanyan’ın eserleri ile makale sınırlandırılmıştır. Ermeni alfabesiyle Türkçe yazılan eserlerin Türk edebiyatı ve Türk dili için önemine, Türk kültürünü ve özellikle İstanbul folklorunu yansıtma noktasındaki değerine dikkat çekmek amaçlanmış ve bu amaçla Hovsep Kurbanyan’ın yazdığı iki roman ve yazılmasına katkıda bulunduğu bir antoloji incelenmiştir. Hovsep Kurbanyan’ın yazmış olduğu İki Kapu Yoldaşları adlı üç ciltlik romanın ve Mihran Bidar Arabacıyan ile birlikte yazdıkları Hayın Bir Adem adlı iki ciltlik romanın hem sosyal tarih adına hem de İstanbul’un gündelik hayatı ve folkloru adına önemli veriler içerdiği sonucuna ulaşılmıştır. Mihran Bidar Arabacıyan’a ait olmakla birlikte Kurbanyan’ın, neşir noktasında katkı sağladığı Hazine-yi Eşar adlı antolojinin ise Ermeni aşuğların Türk dilini kullanmadaki üstün yeteneğini ortaya koyan değerli bir eser olduğu ve Türk halk edebiyatı için önemli veriler sunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla, Ermeni harfleri ile Türkçe yazılan eserlerin ayrıntılı olarak incelenmesi Osmanlı toplumunun, İstanbul’un gündelik hayatının ve folklorunun, her şeyden önemlisi ise Türkçenin özel kullanımlarının ortaya çıkarılmasına katkı sağlayacaktır.