Klasik Türk şiiri yerli ve millî olarak sosyal yaşamın bütün aşamalarını içerisinde barındırmış; halkın yaşayışını, örf ve adetlerini dile getirmiştir. Bu şiirin içerisinde sosyal yaşama dair pek çok orijinal içerik yer almaktadır. Şairler, bulundukları sosyal ve kültürel çevreden aldıkları ilhamı, kendi bilgi ve birikimleriyle birleştirmiş ve o toplumun gelecek kuşakları için bir nevi ses olmuşlardır. Bu bağlamda şairlerin toplum yaşantısından hareketle ele aldıkları konulardan biri de bir geçiş dönemi olarak kabul edilen evliliktir. Bir toplum yaşantısının devamlılığı ve neslin korunması için önem arz eden evlilik, genel manada toplum tarafından teşvik edilen bir hadisedir. Kadın ve erkeğin bir aile olarak sosyal hayata katılma zamanının başladığı bir süreç olan ve önem arz eden evlilik, insan soyunu diğer canlılardan ayırt eden bir davranış şeklidir. Kültür çevremizde tören, töre, gelenek, görenek ve inanç açısından bir hayli zengin olan evlilik uygulamaları ise içinde bulunduğu kültür zemininin kabul ettiği belli kurallara ve çeşitli kalıplara uygun bir şekilde gerçekleştirilir. Çalışmamızda, klasik Türk şiiri bünyesinde bulunan seçtiğimiz şairlerin divanlarından hareketle evliliğe dair çeşitli başlıklar oluşturulmuş ve beyitlerin açıklaması yapılarak klasik Türk şiirinin sosyal yaşamdan kopuk olmadığını göstermek amaçlanmıştır.
{"title":"Klasik Türk Şiirinde Bir Geçiş Dönemi Olarak Evlilik","authors":"Oğuz Yıldırım, Pınar Uçar","doi":"10.12981/mahder.1482281","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1482281","url":null,"abstract":"Klasik Türk şiiri yerli ve millî olarak sosyal yaşamın bütün aşamalarını içerisinde barındırmış; halkın yaşayışını, örf ve adetlerini dile getirmiştir. Bu şiirin içerisinde sosyal yaşama dair pek çok orijinal içerik yer almaktadır. Şairler, bulundukları sosyal ve kültürel çevreden aldıkları ilhamı, kendi bilgi ve birikimleriyle birleştirmiş ve o toplumun gelecek kuşakları için bir nevi ses olmuşlardır. Bu bağlamda şairlerin toplum yaşantısından hareketle ele aldıkları konulardan biri de bir geçiş dönemi olarak kabul edilen evliliktir. Bir toplum yaşantısının devamlılığı ve neslin korunması için önem arz eden evlilik, genel manada toplum tarafından teşvik edilen bir hadisedir. Kadın ve erkeğin bir aile olarak sosyal hayata katılma zamanının başladığı bir süreç olan ve önem arz eden evlilik, insan soyunu diğer canlılardan ayırt eden bir davranış şeklidir. Kültür çevremizde tören, töre, gelenek, görenek ve inanç açısından bir hayli zengin olan evlilik uygulamaları ise içinde bulunduğu kültür zemininin kabul ettiği belli kurallara ve çeşitli kalıplara uygun bir şekilde gerçekleştirilir. Çalışmamızda, klasik Türk şiiri bünyesinde bulunan seçtiğimiz şairlerin divanlarından hareketle evliliğe dair çeşitli başlıklar oluşturulmuş ve beyitlerin açıklaması yapılarak klasik Türk şiirinin sosyal yaşamdan kopuk olmadığını göstermek amaçlanmıştır.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":" November","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141824228","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Halkbilimi; bir arada yaşayan bir toplumun geleneklerini, göreneklerini, sözlü kültürünü, edebiyatını, inançlarını, ritüellerini; kısacası toplumu oluşturan her bir parçayı inceleyen bilim dalıdır. Bir toplumun oluşturduğu edebî ürünler, o toplumun yapısını oluşturan unsurlardır. Alevi-Bektaşi edebiyatı ise hem Anadolu’nun inanç yapısını hem renkli ve zengin kültürünü yakından tanımak adına önem taşır. Bu edebi kolda Alevi-Bektaşi geleneğinin inanç esaslarını, yol kurallarını, adab ve erkânını, topluluk mensuplarının hayata bakış felsefesini, kutsal değerlerini yansıtan pek çok kültür öğesi mevcuttur. Konuyla ilgili olarak birçok akademik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar içerisinde Alevi cemlerini ve bu cemlerde önemli bir işlevi bulunan nefesleri her yönüyle tanıtması bakımından Nilgün Çıblak Coşkun tarafından kaleme alınan “Alevi Cemlerinde Nefesler” başlıklı eserin önemli bir yeri vardır.
{"title":"NİLGÜN ÇIBLAK COŞKUN, ALEVİ CEMLERİNDE NEFESLER, OTORİTE YAYINLARI, İSTANBUL, 2014.","authors":"S. Tolu","doi":"10.12981/mahder.1477192","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1477192","url":null,"abstract":"Halkbilimi; bir arada yaşayan bir toplumun geleneklerini, göreneklerini, sözlü kültürünü, edebiyatını, inançlarını, ritüellerini; kısacası toplumu oluşturan her bir parçayı inceleyen bilim dalıdır. Bir toplumun oluşturduğu edebî ürünler, o toplumun yapısını oluşturan unsurlardır. Alevi-Bektaşi edebiyatı ise hem Anadolu’nun inanç yapısını hem renkli ve zengin kültürünü yakından tanımak adına önem taşır. Bu edebi kolda Alevi-Bektaşi geleneğinin inanç esaslarını, yol kurallarını, adab ve erkânını, topluluk mensuplarının hayata bakış felsefesini, kutsal değerlerini yansıtan pek çok kültür öğesi mevcuttur. Konuyla ilgili olarak birçok akademik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar içerisinde Alevi cemlerini ve bu cemlerde önemli bir işlevi bulunan nefesleri her yönüyle tanıtması bakımından Nilgün Çıblak Coşkun tarafından kaleme alınan “Alevi Cemlerinde Nefesler” başlıklı eserin önemli bir yeri vardır.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"5 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141335336","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
19. yüzyılın ikinci yarısında günümüz Türkistan Eyaleti’nde dünyaya gelen ve özellikle 20. yüzyıl başlarında yazmış olduğu eserlerle zengin bir edebî miras bırakan Şâdi Töre Jäñgirulı; önemli bir aydın, bilim adamı, tercüman, tarihçi ve şairdir. Türkistan, Çimkent, Taşkent ve Buhara gibi şehirlerde eğitim aldığı sıralarda dinî ilimlerin yanı sıra edebî ilimlerde de kendisini geliştiren Şâdi’nin şiir yazmaya olan ilgisi Buhara medreselerinde okurken başlamıştır. Rus ve Doğu edebiyatına oldukça hâkim olan Şâdi, destan, manzume, hikâye ve şiir türünde kaleme aldığı otuza yakın eserinden on sekizini Taşkent, Kazan ve Orenburg’daki matbaalarda bastırmıştır. Şair, eserlerinde dinî, tarihî ve toplumsal konuları ele alarak insanlığı, ahlakı, sevgiyi ve halklar arası dostluğu daima yüceltmiştir. Sovyetler Birliği dönemindeki politik sebeplerden dolayı üzerine araştırma yapılamayan Şâdi’nin eserleri Kazakistan’ın bağımsızlığı sonrasında, özellikle de son on beş yılda, araştırılıp incelenmeye ve tanıtılmaya başlanmıştır. Türkistan coğrafyasında yetişip Çağatay Türkçesi ve Kazak Türkçesiyle farklı türde birçok eser kaleme alan şair ve eserleri hakkında Türkiye’de bilinenler çok kısıtlıdır. Şâdi özelinde hazırlanan bir tek çalışma olduğu, bu çalışmada ise şair ve eserleri hakkında bilgi verilirken bazı temel kaynaklara ulaşılamayıp daha çok internet üzerinden erişilebilen kaynaklardan faydalanıldığı tespit edilmiştir. Şâdi ve eserleri üzerine çalışmalar yapabilmek için Kazakistan’ın Astana, Almatı, Çimkent, Türkistan, Kentav gibi şehirlerindeki kütüphane ve yayınevlerine gidilerek araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalar sonucunda Şâdi’nin eserleri ve eserleri üzerine yapılan çalışmaların birçoğu tespit ve temin edilmiştir. Şâdi Töre Jäñgirulı hakkındaki bilgilerin Türkiye’de çoğaltılması, tanıtılması ve araştırmacılara kaynak sağlaması amacıyla hazırlanan bu makalede; şairin hayatı, edebî kişiliği, eserleri ve eserleri üzerine yapılan çalışmalara yer verilmiştir.
{"title":"KAZAK ŞAİR ŞÂDİ TÖRE JÄÑGİRULI’NIN HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ (1855-1933)","authors":"Recep Aral, Talip Yıldırım","doi":"10.12981/mahder.1482055","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1482055","url":null,"abstract":"19. yüzyılın ikinci yarısında günümüz Türkistan Eyaleti’nde dünyaya gelen ve özellikle 20. yüzyıl başlarında yazmış olduğu eserlerle zengin bir edebî miras bırakan Şâdi Töre Jäñgirulı; önemli bir aydın, bilim adamı, tercüman, tarihçi ve şairdir. Türkistan, Çimkent, Taşkent ve Buhara gibi şehirlerde eğitim aldığı sıralarda dinî ilimlerin yanı sıra edebî ilimlerde de kendisini geliştiren Şâdi’nin şiir yazmaya olan ilgisi Buhara medreselerinde okurken başlamıştır. Rus ve Doğu edebiyatına oldukça hâkim olan Şâdi, destan, manzume, hikâye ve şiir türünde kaleme aldığı otuza yakın eserinden on sekizini Taşkent, Kazan ve Orenburg’daki matbaalarda bastırmıştır. Şair, eserlerinde dinî, tarihî ve toplumsal konuları ele alarak insanlığı, ahlakı, sevgiyi ve halklar arası dostluğu daima yüceltmiştir. Sovyetler Birliği dönemindeki politik sebeplerden dolayı üzerine araştırma yapılamayan Şâdi’nin eserleri Kazakistan’ın bağımsızlığı sonrasında, özellikle de son on beş yılda, araştırılıp incelenmeye ve tanıtılmaya başlanmıştır. Türkistan coğrafyasında yetişip Çağatay Türkçesi ve Kazak Türkçesiyle farklı türde birçok eser kaleme alan şair ve eserleri hakkında Türkiye’de bilinenler çok kısıtlıdır. Şâdi özelinde hazırlanan bir tek çalışma olduğu, bu çalışmada ise şair ve eserleri hakkında bilgi verilirken bazı temel kaynaklara ulaşılamayıp daha çok internet üzerinden erişilebilen kaynaklardan faydalanıldığı tespit edilmiştir. Şâdi ve eserleri üzerine çalışmalar yapabilmek için Kazakistan’ın Astana, Almatı, Çimkent, Türkistan, Kentav gibi şehirlerindeki kütüphane ve yayınevlerine gidilerek araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalar sonucunda Şâdi’nin eserleri ve eserleri üzerine yapılan çalışmaların birçoğu tespit ve temin edilmiştir. Şâdi Töre Jäñgirulı hakkındaki bilgilerin Türkiye’de çoğaltılması, tanıtılması ve araştırmacılara kaynak sağlaması amacıyla hazırlanan bu makalede; şairin hayatı, edebî kişiliği, eserleri ve eserleri üzerine yapılan çalışmalara yer verilmiştir.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"44 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141355172","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İnsanların geliştirdiği güçlü bir fenomen olan dil, toplumlar üzerinde oldukça etkilidir. İdare tarihi bağlamında kullanılan kavramların kökenini tespit etmek toplumların yönetim felsefesi açısından da fikir verici olabilecektir. Bu nedenle geleneksel dönemde kritik role sahip köyler önem arz etmektedir. Araştırmanın amacı, Türk tarihinde inşa edilen idari dilin köydeki kullanım alanlarını bulmaya yöneliktir. Literatür incelendiğinde Türk idare tarihindeki isim ve kavramlar, sözlükler içerisinde yer alsa da Türk köy çalışma hayatında nasıl kullanıldığı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu eksikliği gidermeye yönelik Mayıs 2018 - Eylül 2023 tarihleri arasında saha çalışması yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Erzurum ilinin Tortum, Uzundere, Oltu, Narman ve Olur ilçelerinin köyleri oluşturmaktadır. Evrenin her noktasına ulaşmanın zorluğundan örnekleme gidilmiştir. Söz konusu ilçelerin birer köyüne ulaşılarak örneklem oluşturulmuştur. Araştırma, etnografyanın veri toplama tekniklerinden katılımcı gözlem tekniği kullanılarak hazırlanmıştır. Araştırmanın neticesinde; Hun, kağan, kurgan, Oğuz, sancak, ocak, tımar, boyunduruk ve sikke isim ve kavramlarının geleneksel Türk köyünde ifade ettiği anlamların Türk idare tarihi açısından önemli sayılabilecek sonuçları ortaya konulmuştur.
{"title":"TÜRK İDARE TARİHİNDE ÖNEMLİ GÖRÜLEN İSİM VE KAVRAMLARIN ERZURUM VE YÖRESİ KÖY ÇALIŞMA HAYATINDAKİ GÖRÜNÜMLERİ","authors":"Yasin Erkan, Hayrettin Şahin, Nazım Kartal","doi":"10.12981/mahder.1417147","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1417147","url":null,"abstract":"İnsanların geliştirdiği güçlü bir fenomen olan dil, toplumlar üzerinde oldukça etkilidir. İdare tarihi bağlamında kullanılan kavramların kökenini tespit etmek toplumların yönetim felsefesi açısından da fikir verici olabilecektir. Bu nedenle geleneksel dönemde kritik role sahip köyler önem arz etmektedir. Araştırmanın amacı, Türk tarihinde inşa edilen idari dilin köydeki kullanım alanlarını bulmaya yöneliktir. Literatür incelendiğinde Türk idare tarihindeki isim ve kavramlar, sözlükler içerisinde yer alsa da Türk köy çalışma hayatında nasıl kullanıldığı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu eksikliği gidermeye yönelik Mayıs 2018 - Eylül 2023 tarihleri arasında saha çalışması yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Erzurum ilinin Tortum, Uzundere, Oltu, Narman ve Olur ilçelerinin köyleri oluşturmaktadır. Evrenin her noktasına ulaşmanın zorluğundan örnekleme gidilmiştir. Söz konusu ilçelerin birer köyüne ulaşılarak örneklem oluşturulmuştur. Araştırma, etnografyanın veri toplama tekniklerinden katılımcı gözlem tekniği kullanılarak hazırlanmıştır. Araştırmanın neticesinde; Hun, kağan, kurgan, Oğuz, sancak, ocak, tımar, boyunduruk ve sikke isim ve kavramlarının geleneksel Türk köyünde ifade ettiği anlamların Türk idare tarihi açısından önemli sayılabilecek sonuçları ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":" 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141369220","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türk toplumunda Cumhuriyet’in ilanından sonra batılılaşma ve muasır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda birtakım adımlar atılmıştır. Bu kapsamda Muhit dergisi (Kasım 1928- Mayıs 1933) Türk milletinin yeni fikirlere, yaşam tarzına uyum sağlaması noktasında öncülük etmiş ve örnek Cumhuriyet insanı yetiştirmede; yazı dilinden yaşanılan hayata kadar inkılapların uygulanmasında önemli işlevlere sahip bir dergi olmuştur. Çalışmanın kapsamı, Ahmet Cevat Emre tarafından beş yıl içinde ellibeş sayı çıkarılan Muhit Dergisi’ndeki spor içerikli yazılar ve görsellerdir. “Resimli Aylık Aile Mecmuası” alt başlığıyla çıkartılan dergi özellikle aile kavramına odaklanmış ve toplumun en küçük biriminden başlayarak ahlâkî değerleri olan, sağlıklı ve fikren de güçlü yurttaşlar yetiştirmeyi amaçlamıştır. Çalışmanın amacı Muhit Dergisi’nin, Cumhuriyet döneminde pragmatik amaçlarla oluşturulmaya çalışılan kültürel kimliği, spor örneklemi üzerinden ele alarak açıklamaya çalışmaktır. Çalışmada Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayınlanmış ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önemli bir yayın organı olan Muhit Dergisi, içerik analizi metodu ile incelenmiş ve kültürel kimlik kavramı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Böylelikle spora yüklenen kültürel anlamın da uluslaşma sürecindeki önemi ile devlet politikası olarak geliştirildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak sporun fizyolojik yararlarının yanında kültürel işlevleri de vurgulanmış; Cumhuriyet Dönemi’nin ilk dönemlerinde kurucu yapının, toplumun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dergicilik faaliyetleri çerçevesinde millî kimlik inşasına ağırlık verdiği ve bu kapsamda yeni insan modelini deneyimlediği değerlendirilmiştir.
共和国宣布成立后,土耳其社会朝着西方化和达到当代文明水平迈出了一定的步伐。在此背景下,《Muhit》杂志(1928 年 11 月至 1933 年 5 月)成为土耳其民族适应新思想和新生活方式的先驱,并在培养共和国模范人物和实施从写作语言到生活方式改革方面发挥了重要作用。研究范围是《Muhit》杂志中的体育文章和图片,该杂志由艾哈迈德-切瓦特-埃姆雷(Ahmet Cevat Emre)在五年内出版了 55 期。该杂志以 "Resimli Aylık Aile Mecmuası(家庭插图月刊)"为副标题出版,特别关注家庭概念,旨在从社会最小单位开始,培养具有道德价值观的健康、智力强大的公民。本研究的目的是试图通过体育运动的例子来解释《Muhit》杂志的文化特性,该杂志试图在民国时期为实用目的而创办。本研究采用内容分析法对《Muhit》杂志进行了分析,并在文化认同概念的框架内对其进行了评价。由此可见,体育的文化内涵是作为国家政策发展起来的,在国家建设过程中具有重要意义。因此,除了生理上的益处之外,体育的文化功能也得到了强调。据评估,民国初期的建国机构考虑到社会需求,将重点放在了杂志活动框架内的国家认同建设上,并在此背景下体验了新的人类模式。
{"title":"CUMHURİYET DÖNEMİNDE SPORUN KÜLTÜREL KİMLİK İNŞASINDAKİ ROLÜ: MUHİT DERGİSİ (1928-1933)","authors":"Nursel Uyanıker","doi":"10.12981/mahder.1467686","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1467686","url":null,"abstract":"Türk toplumunda Cumhuriyet’in ilanından sonra batılılaşma ve muasır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda birtakım adımlar atılmıştır. Bu kapsamda Muhit dergisi (Kasım 1928- Mayıs 1933) Türk milletinin yeni fikirlere, yaşam tarzına uyum sağlaması noktasında öncülük etmiş ve örnek Cumhuriyet insanı yetiştirmede; yazı dilinden yaşanılan hayata kadar inkılapların uygulanmasında önemli işlevlere sahip bir dergi olmuştur. \u0000Çalışmanın kapsamı, Ahmet Cevat Emre tarafından beş yıl içinde ellibeş sayı çıkarılan Muhit Dergisi’ndeki spor içerikli yazılar ve görsellerdir. “Resimli Aylık Aile Mecmuası” alt başlığıyla çıkartılan dergi özellikle aile kavramına odaklanmış ve toplumun en küçük biriminden başlayarak ahlâkî değerleri olan, sağlıklı ve fikren de güçlü yurttaşlar yetiştirmeyi amaçlamıştır. \u0000Çalışmanın amacı Muhit Dergisi’nin, Cumhuriyet döneminde pragmatik amaçlarla oluşturulmaya çalışılan kültürel kimliği, spor örneklemi üzerinden ele alarak açıklamaya çalışmaktır. Çalışmada Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayınlanmış ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önemli bir yayın organı olan Muhit Dergisi, içerik analizi metodu ile incelenmiş ve kültürel kimlik kavramı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Böylelikle spora yüklenen kültürel anlamın da uluslaşma sürecindeki önemi ile devlet politikası olarak geliştirildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak sporun fizyolojik yararlarının yanında kültürel işlevleri de vurgulanmış; Cumhuriyet Dönemi’nin ilk dönemlerinde kurucu yapının, toplumun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dergicilik faaliyetleri çerçevesinde millî kimlik inşasına ağırlık verdiği ve bu kapsamda yeni insan modelini deneyimlediği değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"238 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141386755","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Müziğin insan doğası üzerindeki etkileri halen popüler konulardan biri olmaya devam etmektedir. Tarih öncesi çağlardan itibaren ritüel amaçlı kullanılan müzik, günümüzde farklı formlara bürünmüştür. Müzik bugün insanın bulunduğu her ortamda icra edilmektedir. Bu nedenle müziğin tüketimi sorunsalı akademik konuların ana argümanlarından birisini oluşturmaktadır. Müziğin belirli bir düzen içerisinde icra edilmesi ise arkeo müzik alanında çalışanların ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bugün, müziğin düzenli/düzensiz ses aralıkları, ses eğitimi, notasyon ve armoni konuları, köken bulma girişimlerini teşvik etmiştir. Bu konuda ise en önemli bilgi kaynağımızı Antik Yunan müziğinden sağlamaktayız. Bu dönemden kalma vazo resimleri ve antik yazarlara ait kaynaklar oldukça önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu kaynaklar aynı zamanda müzik aletlerinin ikonografilerinin oluşturulmasında son derece kritik öneme sahiptirler. Çalışmamızı söz konusu kaynaklar ışığında irdeleyip bahsi geçen sorunsallara göz atacağız. Sonuçta elde edilen bulgular ışığında modern Avrupa müzik sistemlerinin kökeninde Antik Yunan müziğinin oldukça etkili olduğunu söyleyebiliriz.
{"title":"ANTİK MÜZİĞE ARMONİK DOKUNUŞLAR","authors":"Serdar Özbilen","doi":"10.12981/mahder.1383021","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1383021","url":null,"abstract":"Müziğin insan doğası üzerindeki etkileri halen popüler konulardan biri olmaya devam etmektedir. Tarih öncesi çağlardan itibaren ritüel amaçlı kullanılan müzik, günümüzde farklı formlara bürünmüştür. Müzik bugün insanın bulunduğu her ortamda icra edilmektedir. Bu nedenle müziğin tüketimi sorunsalı akademik konuların ana argümanlarından birisini oluşturmaktadır. Müziğin belirli bir düzen içerisinde icra edilmesi ise arkeo müzik alanında çalışanların ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bugün, müziğin düzenli/düzensiz ses aralıkları, ses eğitimi, notasyon ve armoni konuları, köken bulma girişimlerini teşvik etmiştir. Bu konuda ise en önemli bilgi kaynağımızı Antik Yunan müziğinden sağlamaktayız. Bu dönemden kalma vazo resimleri ve antik yazarlara ait kaynaklar oldukça önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu kaynaklar aynı zamanda müzik aletlerinin ikonografilerinin oluşturulmasında son derece kritik öneme sahiptirler. Çalışmamızı söz konusu kaynaklar ışığında irdeleyip bahsi geçen sorunsallara göz atacağız. Sonuçta elde edilen bulgular ışığında modern Avrupa müzik sistemlerinin kökeninde Antik Yunan müziğinin oldukça etkili olduğunu söyleyebiliriz.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"139 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141387129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ağızlar, içinde taşıdığı ses özellikleri, şekil yapısı, cümle yapısı ve söz varlıkları ile büyük önem arz etmektedirler. Ağızlarda; standart dilde bulunmayan arkaik yapılar ile standart dilin o günkü söz varlığının ağızlar içindeki varyantlarını bulmak mümkündür. Ağız özellikleri, bünyelerinde barındırdıkları arkaik ve özel yapılar sayesinde Türk dilinin belli bir sebebe bağlanamayan hususlarının aydınlatılması için son derece önemlidir. Bu bakış açısı ile Türkiye Türkçesi Ağızları üzerine olan çalışmalar Türk dili üzerine yapılacak birçok çalışmaya yardımcı olmaktadır. Ağızlara ait verilerinin incelenmesi, yazı dilinin sürekli canlı ve dinamik kalmasını sağlayacak bir malzeme olarak da düşünülebilir. Bir dilin dilbilgisel özelliklerini tam olarak ortaya çıkarmak sadece yazı diliyle sınırlı kalmayıp o dilin alt katmanları durumundaki ağızların da özelliklerini ortaya koymakla mümkün olabilmektedir. Dillerin sürekli kendini geliştirip yenilediği göz önünde tutulduğunda, inceleme yapılan ağız bölgeleri içinde yer alan ve kaybolması muhtemel ya da küçük bir bölge hariç kullanımdan kalkmış olan bazı ses-şekil özelliklerinin kayıt altında tutulması büyük bir önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Türkiye Türkçesi ağızları içinde önemli bir noktada bulunan Gümüşhane ve yöresi ağızları ele alınmıştır. Çalışmamızda, Gümüşhane yöresi ağızlarının ünlü uyumları bağlamında özelliklerinin tespit edilmesi ve derlemelerden hareketle elde ettiğimiz malzeme ile bu ünlü uyumlarında günümüz yazı diline göre gelişen farklılıkların ortaya konması amaçlanmıştır. Bu bağlamda; Merkez, Kürtün, Torul, Köse, Şiran ve Kelkit ilçelerinden derlemeler yapılarak Gümüşhane yöresinde yer alan bu bölgelerin ağızlarında bulunan ünlü uyumları-uyumsuzlukları ve bunlara sebep olan ses değişimleri bir bütün halinde tespit edilmek istenmiştir.
{"title":"Gümüşhane ve Yöresi Ağızlarındaki Ünlü Uyumları Üzerine Bir İnceleme","authors":"Samet Cantürk","doi":"10.12981/mahder.1465761","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1465761","url":null,"abstract":"Ağızlar, içinde taşıdığı ses özellikleri, şekil yapısı, cümle yapısı ve söz varlıkları ile büyük önem arz etmektedirler. Ağızlarda; standart dilde bulunmayan arkaik yapılar ile standart dilin o günkü söz varlığının ağızlar içindeki varyantlarını bulmak mümkündür. Ağız özellikleri, bünyelerinde barındırdıkları arkaik ve özel yapılar sayesinde Türk dilinin belli bir sebebe bağlanamayan hususlarının aydınlatılması için son derece önemlidir. Bu bakış açısı ile Türkiye Türkçesi Ağızları üzerine olan çalışmalar Türk dili üzerine yapılacak birçok çalışmaya yardımcı olmaktadır. Ağızlara ait verilerinin incelenmesi, yazı dilinin sürekli canlı ve dinamik kalmasını sağlayacak bir malzeme olarak da düşünülebilir. Bir dilin dilbilgisel özelliklerini tam olarak ortaya çıkarmak sadece yazı diliyle sınırlı kalmayıp o dilin alt katmanları durumundaki ağızların da özelliklerini ortaya koymakla mümkün olabilmektedir. Dillerin sürekli kendini geliştirip yenilediği göz önünde tutulduğunda, inceleme yapılan ağız bölgeleri içinde yer alan ve kaybolması muhtemel ya da küçük bir bölge hariç kullanımdan kalkmış olan bazı ses-şekil özelliklerinin kayıt altında tutulması büyük bir önem arz etmektedir. \u0000 Bu çalışmada, Türkiye Türkçesi ağızları içinde önemli bir noktada bulunan Gümüşhane ve yöresi ağızları ele alınmıştır. Çalışmamızda, Gümüşhane yöresi ağızlarının ünlü uyumları bağlamında özelliklerinin tespit edilmesi ve derlemelerden hareketle elde ettiğimiz malzeme ile bu ünlü uyumlarında günümüz yazı diline göre gelişen farklılıkların ortaya konması amaçlanmıştır. Bu bağlamda; Merkez, Kürtün, Torul, Köse, Şiran ve Kelkit ilçelerinden derlemeler yapılarak Gümüşhane yöresinde yer alan bu bölgelerin ağızlarında bulunan ünlü uyumları-uyumsuzlukları ve bunlara sebep olan ses değişimleri bir bütün halinde tespit edilmek istenmiştir.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"157 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141388744","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Hareket ve müzik Türk Halk Oyunları gibi geleneksel danslarda neredeyse ayrılmaz bir bütünlük içerisinde yer alır. Düşünceler ve duygular dansta hareketlerle temsil edildiği gibi, müzikte de seslerle temsil edilir. Bu bağlamda her ikisi de birbirini desteklemektedir. Herhangi bir geleneksel dans veya müzik var olma sürecinde içinde bulunduğu toplumun sahip olduğu her şeyle şekil bulur. Fiziksel olarak yaşadığı çevrenin toprağıyla, suyuyla, havasıyla ve tabii bu çevrede yaşayan insanların yaşamları boyunca bir anlamda biriktirdikleriyle inşa ettikleri kendi renkleri ile dışa vurur ve bu dışa vurum zaman içerisinde tüm geleneksel kültür ürünleri gibi, nesilden nesile aktarılarak anonim bir değer kazanır. Diğer taraftan kökleri her türlü ritüelin parçası olan dans, günümüz yerel ortamında evlilik veya sünnet törenleri, asker uğurlama, geleneksel şenlikler gibi çeşitli özel günlerde eğlenmek amacıyla yapılan bir dışa vurum aracıyken, özellikle büyük şehirlerde Türk Halk Oyunları özelinde bakıldığında bir performans sanat dalı olarak da kabul görmüş ve icra edilmektedir. Bu beraberinde pek çok şeyin farklılaştığı gerçeğini de ortaya koymaktadır. Bu farklılaşmaların neler olduğu, hangi açıdan bakıldığına bağlı olarak değişir. Bu bağlamda makale Türk Halk Oyunlarına hareket müzik ilişkisi açısından bakarak bu sayede bugüne kadar ezbere, el yordamıyla yapılan ya da yapılmaya çalışılan uygulamaları farklı bir gözle görebilmeyi ve günümüzde yaşanan değişimleri algılayabilmeyi sağlayacaktır. Hareket ve müzik Türk Halk Oyunları gibi geleneksel danslarda ayrılmaz bir bütünlük içerisinde yer alır. Bu bağlamda, geçmişten günümüze dinamik yapısıyla, kuşaktan kuşağa aktarılırken büründüğü anonim yapıyla bugün karşımızda hala önemli ölçüde değerini korumaya devam eden Türk Halk oyunlarında hareket müzik ilişkisi, farklı figür örnekleri ile sunularak figür- müzik düzleminde değerlendirilmiştir. Ayrıca düzenli, düzensiz oyun yapılarından (figür) ayrı ayrı örneklerle açıklanarak konunun daha anlaşılır olması amaçlanmıştır. Düzensiz yapılardaki figür müzik uyumsuzluğunu, aslında dayandığı matematik bilindiğinde uyumlu hale getirmek mümkün ve kolaydır. Sonuç kısmında düzensiz oyun yapılarının düzenlenmesine ilişkin bir iki örnek öneriye de bu bağlamda yer verilmiştir. Turkish Folk Dances are examples of traditional dances where music and moves are inextricably connected. Just as thoughts and emotions are represented through moves in dance, they are represented through sounds in music. In this context, both support each other. Every traditional dance or music evolves throughout time with the contribution of everything that the society, in which it exists, has to offer. The physical manifestations of music and moves are found in the soil, water, and air of the habitat, as well as, in the colors people here have accumulated and created over the course of their lifetimes. Over time, this manifestation like every product of traditional culture, acquires an anonymou
{"title":"GELENEKSEL DANSTA HAREKET MÜZİK İLİŞKİSİNİN TÜRK HALK OYUNLARI ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"İlknur Bektaş","doi":"10.12981/mahder.1462945","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1462945","url":null,"abstract":"Hareket ve müzik Türk Halk Oyunları gibi geleneksel danslarda neredeyse ayrılmaz bir bütünlük içerisinde yer alır. Düşünceler ve duygular dansta hareketlerle temsil edildiği gibi, müzikte de seslerle temsil edilir. Bu bağlamda her ikisi de birbirini desteklemektedir. \u0000Herhangi bir geleneksel dans veya müzik var olma sürecinde içinde bulunduğu toplumun sahip olduğu her şeyle şekil bulur. Fiziksel olarak yaşadığı çevrenin toprağıyla, suyuyla, havasıyla ve tabii bu çevrede yaşayan insanların yaşamları boyunca bir anlamda biriktirdikleriyle inşa ettikleri kendi renkleri ile dışa vurur ve bu dışa vurum zaman içerisinde tüm geleneksel kültür ürünleri gibi, nesilden nesile aktarılarak anonim bir değer kazanır. \u0000Diğer taraftan kökleri her türlü ritüelin parçası olan dans, günümüz yerel ortamında evlilik veya sünnet törenleri, asker uğurlama, geleneksel şenlikler gibi çeşitli özel günlerde eğlenmek amacıyla yapılan bir dışa vurum aracıyken, özellikle büyük şehirlerde Türk Halk Oyunları özelinde bakıldığında bir performans sanat dalı olarak da kabul görmüş ve icra edilmektedir. Bu beraberinde pek çok şeyin farklılaştığı gerçeğini de ortaya koymaktadır. Bu farklılaşmaların neler olduğu, hangi açıdan bakıldığına bağlı olarak değişir. \u0000Bu bağlamda makale Türk Halk Oyunlarına hareket müzik ilişkisi açısından bakarak bu sayede bugüne kadar ezbere, el yordamıyla yapılan ya da yapılmaya çalışılan uygulamaları farklı bir gözle görebilmeyi ve günümüzde yaşanan değişimleri algılayabilmeyi sağlayacaktır. \u0000Hareket ve müzik Türk Halk Oyunları gibi geleneksel danslarda ayrılmaz bir bütünlük içerisinde yer alır. Bu bağlamda, geçmişten günümüze dinamik yapısıyla, kuşaktan kuşağa aktarılırken büründüğü anonim yapıyla bugün karşımızda hala önemli ölçüde değerini korumaya devam eden Türk Halk oyunlarında hareket müzik ilişkisi, farklı figür örnekleri ile sunularak figür- müzik düzleminde değerlendirilmiştir. Ayrıca düzenli, düzensiz oyun yapılarından (figür) ayrı ayrı örneklerle açıklanarak konunun daha anlaşılır olması amaçlanmıştır. \u0000Düzensiz yapılardaki figür müzik uyumsuzluğunu, aslında dayandığı matematik bilindiğinde uyumlu hale getirmek mümkün ve kolaydır. Sonuç kısmında düzensiz oyun yapılarının düzenlenmesine ilişkin bir iki örnek öneriye de bu bağlamda yer verilmiştir. \u0000 \u0000Turkish Folk Dances are examples of traditional dances where music and moves are inextricably connected. Just as thoughts and emotions are represented through moves in dance, they are represented through sounds in music. In this context, both support each other. \u0000Every traditional dance or music evolves throughout time with the contribution of everything that the society, in which it exists, has to offer. The physical manifestations of music and moves are found in the soil, water, and air of the habitat, as well as, in the colors people here have accumulated and created over the course of their lifetimes. Over time, this manifestation like every product of traditional culture, acquires an anonymou","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"69 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141388339","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplumlar kendi kültür tarihleri içerisinde doğadan ve çevrelerinden gördükleri birçok şeyi tasvir edip, bunlara sembolik anlamlar yüklemişlerdir. Bu tasvirler, göçebe-bozkır kültürü ile yaşayan toplumlarda, güçlü bir hayvan kültü ile geliştirilmiş ve mimariden, el sanatlarına birçok alanda eserler verilmiştir. Çift başlı kartal motifi, Orta Asya ve Mezopotamya’ya dayanan, farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde yer edinerek halen günümüzde kullanılması ile dikkat çekmektedir. Çift başlı kartal tasviri, kartaldan türetilmiş ve aynı anlamlar ile kullanılmıştır. Yeterince sorgulanmadan, doğrudan Selçuklulara atfedilen bu motif, aksine Selçuklulardan önceki yüzyıllarda da görülmektedir. Neredeyse her uygarlığın benimsediği hayali varlık, ortak değere dönüşerek nesilden nesile taşınarak, milli bir kimlik kazanmıştır. Tekstil sanatlarında; içinde dokuma kumaş, halı, kilim, giysi süsleri tekstil aksesuarları gibi taşınması rahat, kolay ve ticari değere sahip ürünlerde kullanılması nedeniyle, bu motifin, farklı kültürlere geçişinde yaygınlık sağlanmıştır. Çalışma kapsamında, çift başlı kartal motifinin tekstil sanatları, dokuma kumaş ve halı örnekleri üzerinde görülen ikonografisi, dokuma kumaşlardaki kompozisyon kurgusu ve motif çeşitliği teknik çizimler ile detaylandırılmıştır. Çift başlı kartal motifinin tekstil sanatlarındaki yeri, örnekleri, tasvir özellikleri araştırılmış olup sekiz adet kumaş görseli üzerinden incelemeler yapılmıştır. Halı dokumalarında beş adet örnek üzerinden motif incelenmiştir. Toplamda 13 örnek üzerinden motif çeşitliliği teknik çizimleri ile açıklanmıştır. Çift başlı kartal motifinin kumaş ve halı dokumaları üzerindeki bulguları sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.
{"title":"ÇİFT BAŞLI KARTAL MOTİFİNİN SEMBOLİK ANLAMLARI VE TEKSTİLLERDE KULLANIMI","authors":"Elif Tuğçe Tecir","doi":"10.12981/mahder.1465432","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1465432","url":null,"abstract":"Toplumlar kendi kültür tarihleri içerisinde doğadan ve çevrelerinden gördükleri birçok şeyi tasvir edip, bunlara sembolik anlamlar yüklemişlerdir. Bu tasvirler, göçebe-bozkır kültürü ile yaşayan toplumlarda, güçlü bir hayvan kültü ile geliştirilmiş ve mimariden, el sanatlarına birçok alanda eserler verilmiştir. Çift başlı kartal motifi, Orta Asya ve Mezopotamya’ya dayanan, farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde yer edinerek halen günümüzde kullanılması ile dikkat çekmektedir. Çift başlı kartal tasviri, kartaldan türetilmiş ve aynı anlamlar ile kullanılmıştır. Yeterince sorgulanmadan, doğrudan Selçuklulara atfedilen bu motif, aksine Selçuklulardan önceki yüzyıllarda da görülmektedir. Neredeyse her uygarlığın benimsediği hayali varlık, ortak değere dönüşerek nesilden nesile taşınarak, milli bir kimlik kazanmıştır. Tekstil sanatlarında; içinde dokuma kumaş, halı, kilim, giysi süsleri tekstil aksesuarları gibi taşınması rahat, kolay ve ticari değere sahip ürünlerde kullanılması nedeniyle, bu motifin, farklı kültürlere geçişinde yaygınlık sağlanmıştır. Çalışma kapsamında, çift başlı kartal motifinin tekstil sanatları, dokuma kumaş ve halı örnekleri üzerinde görülen ikonografisi, dokuma kumaşlardaki kompozisyon kurgusu ve motif çeşitliği teknik çizimler ile detaylandırılmıştır. Çift başlı kartal motifinin tekstil sanatlarındaki yeri, örnekleri, tasvir özellikleri araştırılmış olup sekiz adet kumaş görseli üzerinden incelemeler yapılmıştır. Halı dokumalarında beş adet örnek üzerinden motif incelenmiştir. Toplamda 13 örnek üzerinden motif çeşitliliği teknik çizimleri ile açıklanmıştır. Çift başlı kartal motifinin kumaş ve halı dokumaları üzerindeki bulguları sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"142 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141388658","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan insanların temel geçim kaynaklarının önemli bir kısmını tarımdan elde edilen gelirler oluşturur. Bunun yanında bölgede yaşayan insanlar ektikleri tarım ürünleriyle yıllık yiyecek ihtiyacının bir bölümünü karşılamaya çalışır. İnsanlar tarım ürünlerinden oluşan bahçelerini ekim zamanından hasat vaktine kadar takip eder. Ancak tarım ürünlerini yabani hayvanlar tahrip ederek ciddi zararlar verir. Doğu Karadeniz Bölgesi, yaban hayatı açısından zengin bir alandır. Bölgede; ayı, çakal, domuz, köstebek, porsuk, sincap, fare, ceylan, geyik, karaca gibi yabani hayvanlar tarım alanlarına girerek tarım ürünlerini talan eder. Ayrıca böcek ve kuş türleri de bahçedeki ürünlere, meyvelere dadanarak ürün kaybına yol açar. Bundan dolayı bölgede tarımla uğraşan kişiler yabani hayvanların ürünlere zarar vermemesi için kendilerince birtakım yöntemler geliştirirler. Yabani hayvanları kaçırmak amacıyla bahçelerin kenarlarına halkın kendi bilgi ve tecrübelerine dayalı olarak oluşturdukları halk teknolojisi ürünleri yaparlar. Bahçelere yapılan düzenek ve tuzaklarla hayvanlar kaçırılmaya çalışılır. Bahçelerin içinde ve çevresinde yapılan kaçırma yöntemleriyle hayvanların bahçeden uzaklaşması hedeflenir. Bu çalışmada konuyla ilgili bilgiler yazılı kaynaklar içerisinden taranmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarım alanlarını yabani hayvanlardan korumak için yapılan uygulamalar değerlendirilmiştir.
{"title":"DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ TARIM KÜLTÜRÜNDE TARIM ÜRÜNLERİNİ YABANİ HAYVANLARDAN KORUMAK İÇİN YAPILAN GELENEKSEL UYGULAMALAR","authors":"İskender Keleş","doi":"10.12981/mahder.1470659","DOIUrl":"https://doi.org/10.12981/mahder.1470659","url":null,"abstract":"ÖZ: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan insanların temel geçim kaynaklarının önemli bir kısmını tarımdan elde edilen gelirler oluşturur. Bunun yanında bölgede yaşayan insanlar ektikleri tarım ürünleriyle yıllık yiyecek ihtiyacının bir bölümünü karşılamaya çalışır. İnsanlar tarım ürünlerinden oluşan bahçelerini ekim zamanından hasat vaktine kadar takip eder. Ancak tarım ürünlerini yabani hayvanlar tahrip ederek ciddi zararlar verir. Doğu Karadeniz Bölgesi, yaban hayatı açısından zengin bir alandır. Bölgede; ayı, çakal, domuz, köstebek, porsuk, sincap, fare, ceylan, geyik, karaca gibi yabani hayvanlar tarım alanlarına girerek tarım ürünlerini talan eder. Ayrıca böcek ve kuş türleri de bahçedeki ürünlere, meyvelere dadanarak ürün kaybına yol açar. Bundan dolayı bölgede tarımla uğraşan kişiler yabani hayvanların ürünlere zarar vermemesi için kendilerince birtakım yöntemler geliştirirler. Yabani hayvanları kaçırmak amacıyla bahçelerin kenarlarına halkın kendi bilgi ve tecrübelerine dayalı olarak oluşturdukları halk teknolojisi ürünleri yaparlar. Bahçelere yapılan düzenek ve tuzaklarla hayvanlar kaçırılmaya çalışılır. Bahçelerin içinde ve çevresinde yapılan kaçırma yöntemleriyle hayvanların bahçeden uzaklaşması hedeflenir. Bu çalışmada konuyla ilgili bilgiler yazılı kaynaklar içerisinden taranmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tarım alanlarını yabani hayvanlardan korumak için yapılan uygulamalar değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"86 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141389268","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}