FOLKLORUN “KÖY” VE “KÖKEN” TARTIŞMALARINDAN SOKÜM’ÜN “TOPLULUK” VE “ÇOKULUSLULUK” YAKLAŞIMINA

IF 0.1 4区 社会学 0 FOLKLORE Milli Folklor Pub Date : 2023-08-19 DOI:10.58242/millifolklor.1274584
Mehmet Öcal Oğuz
{"title":"FOLKLORUN “KÖY” VE “KÖKEN” TARTIŞMALARINDAN SOKÜM’ÜN “TOPLULUK” VE “ÇOKULUSLULUK” YAKLAŞIMINA","authors":"Mehmet Öcal Oğuz","doi":"10.58242/millifolklor.1274584","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Folklor, sosyal ve beşeri bilimlerin gelişme sürecinde araştırmalarının merkezine “klan”ı alan antropoloji ile “kent”e yönelen sosyoloji arasında bir yerde ortaya çıkmış ve “köy”ü hedef almıştır. Başlangıçta romantizm akımının etkisiyle folklora köye ulus kimliğinin ve kültürünün binlerce yıldır bozulmadan korunan ancak sanayileşme, kentleşme ve yoğun göçlerle kaybolmakta olan zenginliği olarak bakılmıştır. Zamanla bu ilgi gerek ulus kimliği gerekse kültürlerin başlangıcı, ortaklıkları ve benzerlikler açısından köken tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Batı Avrupa’da bir yandan bu merakla köye ait zenginliğin derlenmesi, değerlendirilmesi yapılırken; diğer yandan kültürlerin kaynağı ve kökenlerine dair tartışmalar yürütülmüştür. Bu tartışmalarda kültürlerin kaynağı ve kökeni ile ilgili olarak “Hindistan” ve “Mısır” teorileri ortaya atılmış; Kuzey Avrupa’da yayılma merkezi olarak daha çok Hindistan öne çıkarken Güney Avrupa’da Mısır üzerinde durulmuştur. Biraz gecikmeli de olsa bu tartışmalara Türk aydını da katılmıştır. Gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet dönemlerinde köyden yapılan pek çok derleme, Herder’in “halkın ruhu köydedir” yaklaşımı yanında “millî sanatın işlenmemiş özü ve esin kaynağı köydedir” düşüncesiyle yapılmıştır. Türk folklorunda köken tartışmalarında ise başlangıçtan bu güne en fazla öne çıkan yaklaşım “Türkistan” olmuştur. Bununla birlikte “Eti-Sümer”, “Nev-Yunanilik”, “Mavi Anadoluculuk” gibi akımlardan beslenen ve Türk folklorunun kökeninin Anadolu olduğunu savunan görüşler de ortaya atılmıştır. Türkiye’de folklor disiplininin gelişim seyrinde bu iki görüşün öne çıkmasında kuşkusuz Batı Avrupa’da doğan Hindistan ve Mısır yayılma teorilerinin izi vardır. Köken konusundaki bu farklı yaklaşımlar köye bakışı da etkilemiş, köyden yapılan derlemelerde Türkistan veya kadim Anadolu kültürlerinin izleri aranmıştır. Ayrıca köyden yapılan derlemelerde elde edilen veriler, ulusun inşası için olduğu kadar Sovyetler Birliği’nin kuruluşundan sonra toplumcu gerçekçi teorilerin etkisiyle “sınıf” oluşumuna yönelik olarak da kullanılmıştır. Cumhuriyetin modernleşme hamlelerinde ise köy yenilik götürülmesi gereken yer olarak görülmüş ve derlemelerden bu amaçla yararlanılmıştır. Köye yönelişin ve köyden elde edilen folklorik malzemenin uluslaşma, sınıflaşma, modernleşme gibi akımlardan motive olması; köken tartışmalarının Türkistan’dan Eski Yunan’a kadar geniş bir alanda ve biraz da bilimin metodolojisinden gecikmeli yararlanılarak yapılması, derlemeden tespite, tespitten analize, analizden uygulamaya giden bir çizgide verimli ve kullanışlı alanları yaratamamıştır. Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazandığı 1990’larda başlayan ve Türk Devletleri Teşkilatı ile ivme kazanan Türkistan kökeninin yayılma teorilerinden çok ortaklıkların keşfi üzerinden öne çıktığı ve önem kazandığı görülmektedir. 2003 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi ise uygulama süreçlerinde köken tartışmalarını tamamen ilgi alanı dışında bırakarak ve köy veya kent ayrımı yapmaksızın “topluluk” temelli bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu da gösteriyor ki başlangıçta antropolojinin ilgilendiği “klan” gibi folklorun ilgilendiği “köy” de hem teorik anlamda hem de yaşanan yoğun kentleşme sürecinde yok olmaktadır. Köken konusu ise “ur-form”un bulunamazlığına dair ümitsizlik ikliminde önemini yitirmişken UNESCO Sözleşmesi bu konuyu gündemine hiç almamaktadır. Bu durumda önerdiği ortak çalışma yöntemleri ve yerele görünürlük sağlayan uluslararası listeleriyle öne çıkan SOKÜM Sözleşmesinin geleceğin kültür araştırmalarının “köy” ve “köken” yerine “topluluk” ve “çok ulusluluk” temelinde yürüyeceğinin habercisi olduğu söylenebilir.","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2023-08-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Milli Folklor","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1274584","RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"FOLKLORE","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Folklor, sosyal ve beşeri bilimlerin gelişme sürecinde araştırmalarının merkezine “klan”ı alan antropoloji ile “kent”e yönelen sosyoloji arasında bir yerde ortaya çıkmış ve “köy”ü hedef almıştır. Başlangıçta romantizm akımının etkisiyle folklora köye ulus kimliğinin ve kültürünün binlerce yıldır bozulmadan korunan ancak sanayileşme, kentleşme ve yoğun göçlerle kaybolmakta olan zenginliği olarak bakılmıştır. Zamanla bu ilgi gerek ulus kimliği gerekse kültürlerin başlangıcı, ortaklıkları ve benzerlikler açısından köken tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Batı Avrupa’da bir yandan bu merakla köye ait zenginliğin derlenmesi, değerlendirilmesi yapılırken; diğer yandan kültürlerin kaynağı ve kökenlerine dair tartışmalar yürütülmüştür. Bu tartışmalarda kültürlerin kaynağı ve kökeni ile ilgili olarak “Hindistan” ve “Mısır” teorileri ortaya atılmış; Kuzey Avrupa’da yayılma merkezi olarak daha çok Hindistan öne çıkarken Güney Avrupa’da Mısır üzerinde durulmuştur. Biraz gecikmeli de olsa bu tartışmalara Türk aydını da katılmıştır. Gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet dönemlerinde köyden yapılan pek çok derleme, Herder’in “halkın ruhu köydedir” yaklaşımı yanında “millî sanatın işlenmemiş özü ve esin kaynağı köydedir” düşüncesiyle yapılmıştır. Türk folklorunda köken tartışmalarında ise başlangıçtan bu güne en fazla öne çıkan yaklaşım “Türkistan” olmuştur. Bununla birlikte “Eti-Sümer”, “Nev-Yunanilik”, “Mavi Anadoluculuk” gibi akımlardan beslenen ve Türk folklorunun kökeninin Anadolu olduğunu savunan görüşler de ortaya atılmıştır. Türkiye’de folklor disiplininin gelişim seyrinde bu iki görüşün öne çıkmasında kuşkusuz Batı Avrupa’da doğan Hindistan ve Mısır yayılma teorilerinin izi vardır. Köken konusundaki bu farklı yaklaşımlar köye bakışı da etkilemiş, köyden yapılan derlemelerde Türkistan veya kadim Anadolu kültürlerinin izleri aranmıştır. Ayrıca köyden yapılan derlemelerde elde edilen veriler, ulusun inşası için olduğu kadar Sovyetler Birliği’nin kuruluşundan sonra toplumcu gerçekçi teorilerin etkisiyle “sınıf” oluşumuna yönelik olarak da kullanılmıştır. Cumhuriyetin modernleşme hamlelerinde ise köy yenilik götürülmesi gereken yer olarak görülmüş ve derlemelerden bu amaçla yararlanılmıştır. Köye yönelişin ve köyden elde edilen folklorik malzemenin uluslaşma, sınıflaşma, modernleşme gibi akımlardan motive olması; köken tartışmalarının Türkistan’dan Eski Yunan’a kadar geniş bir alanda ve biraz da bilimin metodolojisinden gecikmeli yararlanılarak yapılması, derlemeden tespite, tespitten analize, analizden uygulamaya giden bir çizgide verimli ve kullanışlı alanları yaratamamıştır. Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazandığı 1990’larda başlayan ve Türk Devletleri Teşkilatı ile ivme kazanan Türkistan kökeninin yayılma teorilerinden çok ortaklıkların keşfi üzerinden öne çıktığı ve önem kazandığı görülmektedir. 2003 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi ise uygulama süreçlerinde köken tartışmalarını tamamen ilgi alanı dışında bırakarak ve köy veya kent ayrımı yapmaksızın “topluluk” temelli bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu da gösteriyor ki başlangıçta antropolojinin ilgilendiği “klan” gibi folklorun ilgilendiği “köy” de hem teorik anlamda hem de yaşanan yoğun kentleşme sürecinde yok olmaktadır. Köken konusu ise “ur-form”un bulunamazlığına dair ümitsizlik ikliminde önemini yitirmişken UNESCO Sözleşmesi bu konuyu gündemine hiç almamaktadır. Bu durumda önerdiği ortak çalışma yöntemleri ve yerele görünürlük sağlayan uluslararası listeleriyle öne çıkan SOKÜM Sözleşmesinin geleceğin kültür araştırmalarının “köy” ve “köken” yerine “topluluk” ve “çok ulusluluk” temelinde yürüyeceğinin habercisi olduğu söylenebilir.
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
从民俗学的 "村庄 "和 "起源 "辩论到索库姆的 "社区 "和 "多民族性 "方法
民俗学是在社会科学和人文科学的发展过程中出现的,它介于以 "氏族 "为研究中心的人类学和以 "城市 "为重点、以 "乡村 "为目标的社会学之间。起初,在浪漫主义的影响下,民俗被视为民族身份和文化的丰富内涵,数千年来一直保存完好,但由于工业化、城市化和人口大量迁徙而逐渐消失。随着时间的推移,这种兴趣带来了关于民族特性和文化起源的讨论,包括它们的起点、共同点和相似点。在西欧,一方面,人们带着这种好奇心收集和评估村庄的丰富性;另一方面,人们开始讨论文化的起源和起源。在这些讨论中,就文化的来源和起源提出了 "印度 "和 "埃及 "的理论;在北欧,印度作为传播中心的地位更加突出,而在南欧,埃及则受到重视。土耳其知识分子也参与了这些讨论,尽管有些迟缓。除了赫尔德提出的 "民族的灵魂在乡村 "这一观点外,奥斯曼时期和共和国时期的许多乡村收藏都是以 "民族艺术未经加工的精华和灵感就在乡村 "这一观点为基础的。在土耳其民俗学的起源争论中,"突厥斯坦 "从一开始至今一直是最突出的观点。不过,也有一些观点受到 "埃蒂-苏美尔主义"、"内夫-希腊主义"、"蓝色安纳托利亚主义 "等思潮的影响,认为土耳其民俗的起源是安纳托利亚。这两种观点之所以在土耳其民俗学学科发展中占据突出地位,无疑是因为印度和埃及的传播理论源自西欧。这些对起源的不同看法也影响了人们对村落的看法,人们从村落的藏品中寻找突厥斯坦或古安纳托利亚文化的痕迹。此外,苏联成立后,在社会主义现实主义理论的影响下,从村落收藏中获得的资料被用于国家建设和 "阶级 "的形成。在共和国的现代化进程中,乡村被视为创新的源泉,而藏书则被用于这一目的。在民族化、阶级化和现代化等潮流的推动下,对村落和从村落中获取的民俗材料的定位;从突厥斯坦到古希腊的广阔范围内开展的起源讨论,以及利用科学方法论的滞后性,都无法在从收集到确定、从确定到分析、从分析到应用的路线上创造出富有成效的有用领域。可以看到,突厥斯坦起源始于 20 世纪 90 年代突厥各共和国获得独立之时,并随着突厥国家组织的成立而获得发展,通过发现共性而非传播理论而凸显出来并获得重视。另一方面,2003 年联合国教科文组织《保护非物质文化遗产公约》在其实施过程中发展了以 "社区 "为基础的观点,将起源的争论完全排除在其关注领域之外,并且不区分村庄或城市。这表明,正如人类学最初关注的 "氏族 "一样,民俗学关注的 "村落 "在理论上和激烈的城市化进程中都正在消失。在 "乌尔形式 "不复存在的绝望气氛中,起源问题已经失去了其重要性,而联合国教科文组织公约却根本没有将这一问题纳入其议程。在这种情况下,可以说《SOKÜM 公约》以其提出的合作工作方法和为地方提供可见性的国际清单而脱颖而出,预示着未来的文化研究将在 "社区 "和 "多民族性 "的基础上进行,而不是在 "村庄 "和 "原产地 "的基础上进行。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 去求助
来源期刊
Milli Folklor
Milli Folklor FOLKLORE-
CiteScore
0.30
自引率
50.00%
发文量
44
期刊介绍: Millî Folklor Uluslararası Kültür Araştırmaları Dergisi 1989 yılında yayın hayatına başlamıştır. Halk Bilimi, Etnoloji, Antropoloji, Edebiyat ve kültür araştırmaları alanındaki çalışmalara yer veren Millî Folklor Dergisi 1998 yılından itibaren kimi ulusal/uluslararası indeksler ve veritabanları tarafından taranmaktadır. A&HCI, CSA, EBSCO, GJS, IBSS, MLA, SCOPUS, SJR, TA, UPD ve TÜBİTAK/ULABİM tarafından kaydedilen Millî Folklor Dergisi, araştırma, derleme, inceleme, çeviri ve tanıtma içerikli bilimsel metni hem basılı hem de elektronik ortamda okuru ile paylaşmaktadır.
期刊最新文献
KUTLAMA VE HEDİYELEŞME PRATİKLERİNİN TÜKETİM TOPLUMUNDAKİ YENİ GÖRÜNÜMLERİ: HEDİYE YAĞMURU PARTİLERİ Grimm Masallarındaki Statü ve Kişilik Özelliklerinin Toplumsal Cinsiyet Açısından İncelenmesi Folklor ve Biçembilim GAMALI HAÇ (SWASTİKA) VE BUDİST UYGUR KÜLTÜRÜNDE KULLANIMI Dede Korkut’ta ve Kutadgu Bilig’de Yemeğin Farklı Toplumsal Örgütlenme Biçimlerindeki Anlamı
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1