Gizem Karadeni̇z, Hasan Hüseyin Uzunbacak, Alper Karababa
{"title":"VATANDAŞLIK YORGUNLUĞU: KAVRAMSAL BİR ÇERÇEVE","authors":"Gizem Karadeni̇z, Hasan Hüseyin Uzunbacak, Alper Karababa","doi":"10.53443/anadoluibfd.1210292","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, çalışanların örgütsel vatandaşlık davranışlarına katılımı sonucunda yaşamış oldukları vatandaşlık yorgunluğu ile ilgili olarak kavramsal bir çerçeve sunmaktır. Bu amaçla alan yazında vatandaşlık yorgunluğu ile ilgili olarak yapılmış olan çalışmalar incelenmiştir. Elde edilen çalışmalar değerlendirildiğinde, vatandaşlık yorgunluğunun çalışanların çeşitli motivasyonlarla (içsel veya dışsal motivasyon) örgütsel vatandaşlık davranışına katılırken bir süre sonra bu davranışlara katılmada vatandaşlık baskısının veya zorunlu vatandaşlığın rol oynamasıyla kendilerini yıpranmış, yorgun ve gergin hissetmelerini kapsayan bir durum olduğu dikkat çekmiştir. Ayrıca, vatandaşlık yorgunluğu çalışanların, çok fazla örgütsel vatandaşlık davranışı sergilemelerinden değil örgütsel vatandaşlık davranışı sergilerken kaynaklarına yönelik bir tehdit algılamalarından kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan bu çalışmayla birlikte, vatandaşlık yorgunluğunu ortaya çıkaran birçok faktör olduğu ve vatandaşlık yorgunluğunun hem örgüt hem de çalışanlar için önemli sayılabilecek olumsuz etkilerinin bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla bu makale vatandaşlık yorgunluğunu etkileyen faktörleri, aracı mekanizmaları ve sonuç değişkenlerini ortaya koyması açısından önemli görülmektedir. Sonuç olarak, makalenin vatandaşlık yorgunluğu yapısı dolayısı ile yeni olduğu için bu konuyla ilgili daha çok ampirik çalışmaların yapılabilmesine yol açabileceği, ayrıca örgütsel vatandaşlık davranışına yönelik var olan olumlu anlayışın yeniden gözden geçirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":504790,"journal":{"name":"Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi","volume":"20 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-08-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.53443/anadoluibfd.1210292","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bu çalışmanın amacı, çalışanların örgütsel vatandaşlık davranışlarına katılımı sonucunda yaşamış oldukları vatandaşlık yorgunluğu ile ilgili olarak kavramsal bir çerçeve sunmaktır. Bu amaçla alan yazında vatandaşlık yorgunluğu ile ilgili olarak yapılmış olan çalışmalar incelenmiştir. Elde edilen çalışmalar değerlendirildiğinde, vatandaşlık yorgunluğunun çalışanların çeşitli motivasyonlarla (içsel veya dışsal motivasyon) örgütsel vatandaşlık davranışına katılırken bir süre sonra bu davranışlara katılmada vatandaşlık baskısının veya zorunlu vatandaşlığın rol oynamasıyla kendilerini yıpranmış, yorgun ve gergin hissetmelerini kapsayan bir durum olduğu dikkat çekmiştir. Ayrıca, vatandaşlık yorgunluğu çalışanların, çok fazla örgütsel vatandaşlık davranışı sergilemelerinden değil örgütsel vatandaşlık davranışı sergilerken kaynaklarına yönelik bir tehdit algılamalarından kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan bu çalışmayla birlikte, vatandaşlık yorgunluğunu ortaya çıkaran birçok faktör olduğu ve vatandaşlık yorgunluğunun hem örgüt hem de çalışanlar için önemli sayılabilecek olumsuz etkilerinin bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla bu makale vatandaşlık yorgunluğunu etkileyen faktörleri, aracı mekanizmaları ve sonuç değişkenlerini ortaya koyması açısından önemli görülmektedir. Sonuç olarak, makalenin vatandaşlık yorgunluğu yapısı dolayısı ile yeni olduğu için bu konuyla ilgili daha çok ampirik çalışmaların yapılabilmesine yol açabileceği, ayrıca örgütsel vatandaşlık davranışına yönelik var olan olumlu anlayışın yeniden gözden geçirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.