{"title":"Osmanlı Döneminde Şam'da İbn Arabî Ekolü","authors":"İyat Erbakan, Veysel Akkaya","doi":"10.18505/cuid.1427377","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Osmanlılar, İbn Arabî'nin düşüncelerine ve kitaplarına büyük ilgi göstermiş ve bu etki Anadolu’dan başlayarak Osmanlı toplumunda yayılmıştır. Osmanlı padişahları, devletlerinin kuruluşunu İbn Arabî'ye nispet eden rivayetlere değer vermiş ve onun fikirlerini desteklemiştir. Osmanlı’da ilk medresenin başında olan kişilerin, ilk dönem şeyhülislam ve kadıların İbn Arabî'nin fikirlerini yayma çabaları olmuştur. Bu durum, İbn Arabî'nin Osmanlı toplumunda nazarî tasavvuf ekolünün sembolü haline gelmesine neden olmuştur. Şam toplumu daha önceleri İbn Arabî’ye ve eserlerine az ilgi gösterirken, Osmanlı yönetimine girmesinden sonra bölgede bu ilgi artmıştır. Osmanlı valilerinin ve kadılarının İbn Arabî'nin kabrini ziyaret etmeleriyle bu saygı belirginleşmiştir. İbn Arabî halk arasında da velayetine inanılarak büyük bir hürmet görmüştür. \nOsmanlı döneminde, özellikle 16. yüzyılda İbn Kemal Paşa'nın desteğiyle İbn Arabî'ye olan ilgi artmıştır. 17. yüzyılda da bu ilgi devam etmiştir. Abdulganî en-Nablusî, 18. yüzyılda İbn Arabî ekolünün önde gelen ismi olmuştur. 19. yüzyılda, Emir Abdülkâdir el-Cezâirî'nin çabalarıyla İbn Arabî ekolüne mensup sufi ve alimler çoğalmıştır. Bu dönemde İbn Arabî'nin evrâdı ve şerhleri de önem kazanmıştır. Şam ulemasından birçok kişi, özellikle Bahâüddin b. Abdülganî el-Baytar ve Muhammed Emin b. Muhammed Süveyd gibi şahsiyetler, İbn Arabî'nin eserlerini düzenli bir şekilde okumuş ve öğrencilere öğretmiştir. Şam'da İbn Arabî'ye olan ilgi ve saygı, genel tasavvufî çizgi içinde amelî tasavvufa ağırlık verilmesine rağmen, nazarî tasavvufa yönelik bir eğilim göstermiştir. \nŞam toplumunda tarih boyunca İbn Arabî'nin şahsiyeti özel bir konum kazanmıştır. Onun için Şeyhu’l-Ekber gibi lakapların yaygınlaşması bunun göstergesi olmuştur. Âlimler ve mutasavvıflar İbn Arabî'nin öğretilerine büyük değer vermiş, özellikle baş eseri Fusûs’a önemli şerhler yazılmıştır. İbn Arabî'ye yönelik eleştiriler ve tartışmalar da yaşanmıştır. Özellikle Fusûsu'l-Hikem kitabındaki görüşleri bazı alimler tarafından eleştirilmiş ve hatta tekfir edilmiştir. Ancak Osmanlı Devleti'nin resmi tutumu, İbn Arabî'ye destek vermiş ve eleştirilere karşı çıkılmıştır. Zamanla, İbn Arabî'nin eserleri savunulmuş ve eleştirilere cevaplar verilmiştir. \nOsmanlı valileri, Şam'da İbn Arabî'nin görüşlerine saldıran kişileri soruşturmuş ve cezalandırmıştır. Ancak bu tutum, Osmanlı fakihleri arasında da eleştiri ve karşıt görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. İbn Arabî'nin kabri Osmanlı döneminde sürekli olarak ziyaret edilmiş, bu ziyaretler cuma geceleri özel olarak artmıştır. Osmanlı devlet adamları şeyhler ve âlimler, Şam'a girişlerinde önce İbn Arabî'nin kabrini ziyaret etmişlerdir. Kabir ziyaretine olan bu ilgi, zaman içinde önemli şahsiyetlerin defnedilme arzusuna dönüşmüş, Osmanlı büyüğü olan birçok kişi İbn Arabî'nin kabri yakınında gömülmeyi tercih etmiştir. Osmanlı devlet adamları ve şeyhlerinin İbn Arabî'nin etrafında defnedilme çabaları, bu bölgenin Osmanlılar dönemindeki etkisini göstermektedir.","PeriodicalId":515937,"journal":{"name":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","volume":" 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-05-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18505/cuid.1427377","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Osmanlılar, İbn Arabî'nin düşüncelerine ve kitaplarına büyük ilgi göstermiş ve bu etki Anadolu’dan başlayarak Osmanlı toplumunda yayılmıştır. Osmanlı padişahları, devletlerinin kuruluşunu İbn Arabî'ye nispet eden rivayetlere değer vermiş ve onun fikirlerini desteklemiştir. Osmanlı’da ilk medresenin başında olan kişilerin, ilk dönem şeyhülislam ve kadıların İbn Arabî'nin fikirlerini yayma çabaları olmuştur. Bu durum, İbn Arabî'nin Osmanlı toplumunda nazarî tasavvuf ekolünün sembolü haline gelmesine neden olmuştur. Şam toplumu daha önceleri İbn Arabî’ye ve eserlerine az ilgi gösterirken, Osmanlı yönetimine girmesinden sonra bölgede bu ilgi artmıştır. Osmanlı valilerinin ve kadılarının İbn Arabî'nin kabrini ziyaret etmeleriyle bu saygı belirginleşmiştir. İbn Arabî halk arasında da velayetine inanılarak büyük bir hürmet görmüştür.
Osmanlı döneminde, özellikle 16. yüzyılda İbn Kemal Paşa'nın desteğiyle İbn Arabî'ye olan ilgi artmıştır. 17. yüzyılda da bu ilgi devam etmiştir. Abdulganî en-Nablusî, 18. yüzyılda İbn Arabî ekolünün önde gelen ismi olmuştur. 19. yüzyılda, Emir Abdülkâdir el-Cezâirî'nin çabalarıyla İbn Arabî ekolüne mensup sufi ve alimler çoğalmıştır. Bu dönemde İbn Arabî'nin evrâdı ve şerhleri de önem kazanmıştır. Şam ulemasından birçok kişi, özellikle Bahâüddin b. Abdülganî el-Baytar ve Muhammed Emin b. Muhammed Süveyd gibi şahsiyetler, İbn Arabî'nin eserlerini düzenli bir şekilde okumuş ve öğrencilere öğretmiştir. Şam'da İbn Arabî'ye olan ilgi ve saygı, genel tasavvufî çizgi içinde amelî tasavvufa ağırlık verilmesine rağmen, nazarî tasavvufa yönelik bir eğilim göstermiştir.
Şam toplumunda tarih boyunca İbn Arabî'nin şahsiyeti özel bir konum kazanmıştır. Onun için Şeyhu’l-Ekber gibi lakapların yaygınlaşması bunun göstergesi olmuştur. Âlimler ve mutasavvıflar İbn Arabî'nin öğretilerine büyük değer vermiş, özellikle baş eseri Fusûs’a önemli şerhler yazılmıştır. İbn Arabî'ye yönelik eleştiriler ve tartışmalar da yaşanmıştır. Özellikle Fusûsu'l-Hikem kitabındaki görüşleri bazı alimler tarafından eleştirilmiş ve hatta tekfir edilmiştir. Ancak Osmanlı Devleti'nin resmi tutumu, İbn Arabî'ye destek vermiş ve eleştirilere karşı çıkılmıştır. Zamanla, İbn Arabî'nin eserleri savunulmuş ve eleştirilere cevaplar verilmiştir.
Osmanlı valileri, Şam'da İbn Arabî'nin görüşlerine saldıran kişileri soruşturmuş ve cezalandırmıştır. Ancak bu tutum, Osmanlı fakihleri arasında da eleştiri ve karşıt görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. İbn Arabî'nin kabri Osmanlı döneminde sürekli olarak ziyaret edilmiş, bu ziyaretler cuma geceleri özel olarak artmıştır. Osmanlı devlet adamları şeyhler ve âlimler, Şam'a girişlerinde önce İbn Arabî'nin kabrini ziyaret etmişlerdir. Kabir ziyaretine olan bu ilgi, zaman içinde önemli şahsiyetlerin defnedilme arzusuna dönüşmüş, Osmanlı büyüğü olan birçok kişi İbn Arabî'nin kabri yakınında gömülmeyi tercih etmiştir. Osmanlı devlet adamları ve şeyhlerinin İbn Arabî'nin etrafında defnedilme çabaları, bu bölgenin Osmanlılar dönemindeki etkisini göstermektedir.