{"title":"Zemahşerî’de Allah-İnsan İlişkisinin Ahlâkî Boyutu","authors":"Z. Koç","doi":"10.18505/cuid.1434968","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Temel karakteristiği Allah, nübüvvet ve meâd konuları üzerinden şekillenen kelam, bu konuları ele alış tarzında ahlâkî perspektifi temele yerleştirmektedir. Bu açıdan kelam, bir yönüyle Allah bir yönüyle insanla ilişkilidir. Bu sebeple Allah-insan ilişkisinden bahsetmeyi gerekli kılmaktadır. Kelamcılar, bu ilişkiyi hem ontik hem epistemik hem de ahlaki açıdan ele almışlardır. Çünkü söz konusu bakış açısı Allah ve insan kavramlarını ve aralarındaki ilişkinin mahiyetini belirler nitelikte olacaktır. Oluşan Tanrı tasavvurları tüm boyutların birlikte değerlendirilmesiyle anlam kazanmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca, Tanrı hakkında çok farklı tasavvurlar üretilmiştir. Tanrı’nın yarattıklarından farklı olduğu kabulüyle O’nu anlamaya çalışanlar olduğu gibi O’nu yaratılan şeylere benzer şekilde tanımlayanlar da olmuştur. Bu tasavvurlar sadece varlık alanında kalmamış, O’nun eylemleri üzerinden de işletilmiştir. Kimine göre ahlaki bir temelde eylemde bulunan Tanrı, kimilerine göre yaptığından sual olunmayan bir Tanrı makbuldür. Kelamcıların söz konusu farklı Tanrı tasavvurları ise tenzih doktrinine dayanmaktadır. Ontolojik ve ahlaki temelde farklı yaklaşımlar, söylem gruplarının ya da düşünürlerin paradigmalarına göre şekillenmektedir. Mu‘tezile’nin Allah ve insan tasavvuru, insana ve hayata dönük yönüyle önemli Kur’ânî tespitleri içermektedir. Mu‘tezilî bir âlim olan Arap dili ve edebiyatının yetkin isimlerinden Ebû’l-Kāsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed el-Harezmî ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) de eserlerinde, Allah-insan ilişkisine gereken ilgiyi gösterdiği bilinmektedir. Zemahşerî, takdîr gereği insanın belirli bir fıtratta yaratıldığının bu sebeple akıl ve irâde sahibi olarak yaratılan bu insanın yaptıklarından sorumlu olduğunun farkındadır. Dini pratiğinde Hanefî aidiyete sahip olan Zemahşerî, aklı ön planda tutan, aklın işlevsel yönünü vurgulayan bir din anlayışına sahiptir. Zemahşerî’de yaratmanın ilk aşamasından itibaren adaletli bir Tanrı fikri hakimdir. Onun, Allah’ın kâdir, âlim ve âdil olmasıyla ilgili yaklaşımı ve bağlantılı olarak irade konusundaki değerlendirmeleri, Allah-insan ilişkisini nasıl bir temelde ele aldığına işaret etmektedir. Bununla birlikte, Zemahşerî’nin ilâhî fiiller, insan fiilleri, akıl, bilgi, taklit, hüsun-kubuh, hidâyet-dalâlet, dâî, fâil, kötü/kabîh ve fâili, hikmet, maslahat ve tüm bunları içine alacak şekilde teklîf yaklaşımı onun Allah-insan ilişkisini ahlaki boyutta ele aldığına dair sağlam sabiteler içermektedir. Kitâbü’l-Minhâc, Zemahşerî’nin söz konusu görüşü hakkında genel çerçeveyi belirleyen bir eseridir. Keşşâf ‘an hakâik-i (gavâmizi')t-tenzîl ve ‘uyûni'l-ekâvîl fî vücûhi't-te’vîl isimli eseri ise Zemahşerî’nin görüşlerini ve derinliğini birçok açıdan anlama ve değerlendirme imkânı veren te’lîfidir. Dolayısıyla bu çalışma, Zemahşerî’nin Allah-insan ilişkisinde ortaya koyduğu ahlaki yaklaşıma dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışmamız Zemahşerî ile sınırlandırılırken, gereken yerlerde mukayaseli değerlendirmelere başvurulacaktır.","PeriodicalId":515937,"journal":{"name":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","volume":"87 7","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-06-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Cumhuriyet İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18505/cuid.1434968","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Temel karakteristiği Allah, nübüvvet ve meâd konuları üzerinden şekillenen kelam, bu konuları ele alış tarzında ahlâkî perspektifi temele yerleştirmektedir. Bu açıdan kelam, bir yönüyle Allah bir yönüyle insanla ilişkilidir. Bu sebeple Allah-insan ilişkisinden bahsetmeyi gerekli kılmaktadır. Kelamcılar, bu ilişkiyi hem ontik hem epistemik hem de ahlaki açıdan ele almışlardır. Çünkü söz konusu bakış açısı Allah ve insan kavramlarını ve aralarındaki ilişkinin mahiyetini belirler nitelikte olacaktır. Oluşan Tanrı tasavvurları tüm boyutların birlikte değerlendirilmesiyle anlam kazanmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca, Tanrı hakkında çok farklı tasavvurlar üretilmiştir. Tanrı’nın yarattıklarından farklı olduğu kabulüyle O’nu anlamaya çalışanlar olduğu gibi O’nu yaratılan şeylere benzer şekilde tanımlayanlar da olmuştur. Bu tasavvurlar sadece varlık alanında kalmamış, O’nun eylemleri üzerinden de işletilmiştir. Kimine göre ahlaki bir temelde eylemde bulunan Tanrı, kimilerine göre yaptığından sual olunmayan bir Tanrı makbuldür. Kelamcıların söz konusu farklı Tanrı tasavvurları ise tenzih doktrinine dayanmaktadır. Ontolojik ve ahlaki temelde farklı yaklaşımlar, söylem gruplarının ya da düşünürlerin paradigmalarına göre şekillenmektedir. Mu‘tezile’nin Allah ve insan tasavvuru, insana ve hayata dönük yönüyle önemli Kur’ânî tespitleri içermektedir. Mu‘tezilî bir âlim olan Arap dili ve edebiyatının yetkin isimlerinden Ebû’l-Kāsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed el-Harezmî ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) de eserlerinde, Allah-insan ilişkisine gereken ilgiyi gösterdiği bilinmektedir. Zemahşerî, takdîr gereği insanın belirli bir fıtratta yaratıldığının bu sebeple akıl ve irâde sahibi olarak yaratılan bu insanın yaptıklarından sorumlu olduğunun farkındadır. Dini pratiğinde Hanefî aidiyete sahip olan Zemahşerî, aklı ön planda tutan, aklın işlevsel yönünü vurgulayan bir din anlayışına sahiptir. Zemahşerî’de yaratmanın ilk aşamasından itibaren adaletli bir Tanrı fikri hakimdir. Onun, Allah’ın kâdir, âlim ve âdil olmasıyla ilgili yaklaşımı ve bağlantılı olarak irade konusundaki değerlendirmeleri, Allah-insan ilişkisini nasıl bir temelde ele aldığına işaret etmektedir. Bununla birlikte, Zemahşerî’nin ilâhî fiiller, insan fiilleri, akıl, bilgi, taklit, hüsun-kubuh, hidâyet-dalâlet, dâî, fâil, kötü/kabîh ve fâili, hikmet, maslahat ve tüm bunları içine alacak şekilde teklîf yaklaşımı onun Allah-insan ilişkisini ahlaki boyutta ele aldığına dair sağlam sabiteler içermektedir. Kitâbü’l-Minhâc, Zemahşerî’nin söz konusu görüşü hakkında genel çerçeveyi belirleyen bir eseridir. Keşşâf ‘an hakâik-i (gavâmizi')t-tenzîl ve ‘uyûni'l-ekâvîl fî vücûhi't-te’vîl isimli eseri ise Zemahşerî’nin görüşlerini ve derinliğini birçok açıdan anlama ve değerlendirme imkânı veren te’lîfidir. Dolayısıyla bu çalışma, Zemahşerî’nin Allah-insan ilişkisinde ortaya koyduğu ahlaki yaklaşıma dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışmamız Zemahşerî ile sınırlandırılırken, gereken yerlerde mukayaseli değerlendirmelere başvurulacaktır.