İslâm Hukuku ile Türk Pozitif Hukukunda Hekimin Gayret Sarf Etme Sorumluluğu

Nilüfer Sena Çalik
{"title":"İslâm Hukuku ile Türk Pozitif Hukukunda Hekimin Gayret Sarf Etme Sorumluluğu","authors":"Nilüfer Sena Çalik","doi":"10.33420/marife.1184870","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İnsanın umumî düzen içerisindeki en değerli varlığı teşkil etmesi onu geçmişten günümüze uzanan süreçte hukukun temel konularından biri kılmıştır. Bu sayede hukuk; insan ilişkileri ve insan tasarruflarının hukukî boyutta incelendiği, menfaatlerin korunduğu, neticede ise insanın hukukî düzenlemelere konu edildiği bir anlayış sunmaktadır. Sözü edilen hukukî düzen içerisinde insana birtakım haklar verilmiştir. Yaşam hakkı bu haklar içerisindeki en temel hakkı ifade etmektedir. Bu hak herhangi bir ihlale veya keyfi muameleye maruz bırakılmadan her iki hukuk sisteminde de korunmaktadır. Madden ve manen insana tesir eden, insan hayatını daha iyi idame ettirebilmek adına insan bedenine yapılan her türlü muameleyi de kapsamaktadır. Genel itibariyle hukuk nizamınca korunan menfaatlerin böylesi hakları oluşturması, bu hakların her birinin güvence altına alınmasını gerektirmekte; bu da hukuk sistemini gerekli kılmaktadır. Böylece kişinin ruhen ve bedenen iyi olmasına yönelik yapılan her türlü müdahale hukukun da konusunu oluşturmaktadır. Kişiye yönelik bu muamele sağlık sisteminin temelini temsil etmekte ve dolayısıyla birer ilim dalı olarak tıp ile hukuk etkileşim haline girmektedir. Bu nazarla bakıldığında hukuk, yaşayan toplumun hakikatini oluşturmaktadır ve hukukun gelişim serüveni yaşanan gelişmelere paralellik arz etmektedir. Bu, esasında hukukun dinamizmini de sağlayan şeydir. Nitekim hukuk kendi sistematiği içerisinde müspet gelişmeleri karşılamaya açıktır. Hukukun bu etkileşimli yapısının benzeri, kökleri eskilere dayanan tıp ilminde de kendisini göstermektedir. Hukuk sisteminin kendi içerisinde gelişim yaşaması gibi tıp da bir bilim dalı olarak kendi içerisinde gelişim ve ilerleme göstermiştir. Buna mukabil tıp bir bilim dalı olarak sistematik bir yapıya bürünmeden önce geleneksel ve ilkel tıbbi yöntemler halinde iken; günümüzde gelişen teknolojik imkânlarla birlikte çeşitliliğini artırarak farklı problemlere cevap verebilecek seviyeye ulaşmıştır. Örneğin tüp bebek, organ ve doku nakli, doğum kontrol yöntemleri, genetik kopyalama, ötanazi gibi yöntemler tıp alanında yaşanan gelişmelerden sadece birkaçıdır. Tıbbın geçirdiği bu dönüşüm sürecinde yaşanan gelişmeler ekseriyetle hukukun da konusu olmuştur. Hukuk ve tıp alanındaki bu etkileşimli yapı hukuk doktrininin sağlık sistemine verdiği ehemmiyetin bir göstergesidir. Her iki hukuk sistemi açısından bu etkileşimli durum yeni gelişmelerle birlikte yeni sorunlar ve yeni cevap arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu arayışların birisini de hekimin mesuliyeti meselesi olmuşturmaktadır. Tıbbi müdahalede bulunan hekimin hangi durumlarda sorumlu olacağı, sorumluluğun sınırını belirleyen kıstasın hangi esas üzerine bina edileceği meselesi gerek Türk pozitif hukuk sisteminde gerekse İslâm hukuku açısından ele alınmış; mesele her iki hukuk sisteminde güncel gelişmelere paralel olarak hukukî düzenlemelere konu edinmiştir. Bu noktada çalışmanın temel hedefi her iki hukuk sisteminde hekimin mesuliyeti açısından temel sorumluluk alanlarının tespit edilmesi ve buna mukabil meydana gelen zararın hangi durumlarda ortaya çıktığının belirlenmesi olmuştur. Nitekim zararın meydana gelmesinin önüne geçilmesi, genel hukuk sistematiği açısından ve insan ile toplum ilişkileri nazarında kuşkusuz sosyal düzenin bir gereğidir. Diğer yandan her iki hukuk sisteminin temel gayesinin nîzâmu’l beşer olduğu düşünüldüğünde iki bilim dalı arasında gaye ortaklığının bulunduğu da kolaylıkla ifade edilebilir. Ancak gerek Türk pozitif hukuk sisteminin gerekse İslâm hukukunun kullandığı yöntemlerin ve her iki hukuk sisteminin oluşum evrelerinin farklı olması gayeyi temin noktasında da bazı farklılıkların olabileceğini göstermektedir. Bu farklılıklar hekimin mesuliyeti meselesinde de karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte hekimin mesuliyeti noktasında her iki hukuk sisteminin benimsediği ortak sorumluluk ilkelerinin olması sistematik açıdan tabiîdir. Çalışmamızın konusunu teşkil eden hekimin mesuliyetinin genel özen yükümlülüğü altında gayret sarf etme borcu minvalinde ele alınması da bu sorumluluk ilkelerinden birisini teşkil etmektedir. Bu şekildeki yükümlülük hekimi akdî sorumluluk altına sokmakta ve bunun neticesi olarak hekimden hukuka uygunluk şartlarına riayet etmesi beklenmektedir. Çalışmamızda da bu durum her iki hukuk sistemiyle karşılaştırmalı olarak örneklerle ele alınacak; bu sayede konuya açıklık getirmeye çalışılacaktır.","PeriodicalId":33325,"journal":{"name":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33420/marife.1184870","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

İnsanın umumî düzen içerisindeki en değerli varlığı teşkil etmesi onu geçmişten günümüze uzanan süreçte hukukun temel konularından biri kılmıştır. Bu sayede hukuk; insan ilişkileri ve insan tasarruflarının hukukî boyutta incelendiği, menfaatlerin korunduğu, neticede ise insanın hukukî düzenlemelere konu edildiği bir anlayış sunmaktadır. Sözü edilen hukukî düzen içerisinde insana birtakım haklar verilmiştir. Yaşam hakkı bu haklar içerisindeki en temel hakkı ifade etmektedir. Bu hak herhangi bir ihlale veya keyfi muameleye maruz bırakılmadan her iki hukuk sisteminde de korunmaktadır. Madden ve manen insana tesir eden, insan hayatını daha iyi idame ettirebilmek adına insan bedenine yapılan her türlü muameleyi de kapsamaktadır. Genel itibariyle hukuk nizamınca korunan menfaatlerin böylesi hakları oluşturması, bu hakların her birinin güvence altına alınmasını gerektirmekte; bu da hukuk sistemini gerekli kılmaktadır. Böylece kişinin ruhen ve bedenen iyi olmasına yönelik yapılan her türlü müdahale hukukun da konusunu oluşturmaktadır. Kişiye yönelik bu muamele sağlık sisteminin temelini temsil etmekte ve dolayısıyla birer ilim dalı olarak tıp ile hukuk etkileşim haline girmektedir. Bu nazarla bakıldığında hukuk, yaşayan toplumun hakikatini oluşturmaktadır ve hukukun gelişim serüveni yaşanan gelişmelere paralellik arz etmektedir. Bu, esasında hukukun dinamizmini de sağlayan şeydir. Nitekim hukuk kendi sistematiği içerisinde müspet gelişmeleri karşılamaya açıktır. Hukukun bu etkileşimli yapısının benzeri, kökleri eskilere dayanan tıp ilminde de kendisini göstermektedir. Hukuk sisteminin kendi içerisinde gelişim yaşaması gibi tıp da bir bilim dalı olarak kendi içerisinde gelişim ve ilerleme göstermiştir. Buna mukabil tıp bir bilim dalı olarak sistematik bir yapıya bürünmeden önce geleneksel ve ilkel tıbbi yöntemler halinde iken; günümüzde gelişen teknolojik imkânlarla birlikte çeşitliliğini artırarak farklı problemlere cevap verebilecek seviyeye ulaşmıştır. Örneğin tüp bebek, organ ve doku nakli, doğum kontrol yöntemleri, genetik kopyalama, ötanazi gibi yöntemler tıp alanında yaşanan gelişmelerden sadece birkaçıdır. Tıbbın geçirdiği bu dönüşüm sürecinde yaşanan gelişmeler ekseriyetle hukukun da konusu olmuştur. Hukuk ve tıp alanındaki bu etkileşimli yapı hukuk doktrininin sağlık sistemine verdiği ehemmiyetin bir göstergesidir. Her iki hukuk sistemi açısından bu etkileşimli durum yeni gelişmelerle birlikte yeni sorunlar ve yeni cevap arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu arayışların birisini de hekimin mesuliyeti meselesi olmuşturmaktadır. Tıbbi müdahalede bulunan hekimin hangi durumlarda sorumlu olacağı, sorumluluğun sınırını belirleyen kıstasın hangi esas üzerine bina edileceği meselesi gerek Türk pozitif hukuk sisteminde gerekse İslâm hukuku açısından ele alınmış; mesele her iki hukuk sisteminde güncel gelişmelere paralel olarak hukukî düzenlemelere konu edinmiştir. Bu noktada çalışmanın temel hedefi her iki hukuk sisteminde hekimin mesuliyeti açısından temel sorumluluk alanlarının tespit edilmesi ve buna mukabil meydana gelen zararın hangi durumlarda ortaya çıktığının belirlenmesi olmuştur. Nitekim zararın meydana gelmesinin önüne geçilmesi, genel hukuk sistematiği açısından ve insan ile toplum ilişkileri nazarında kuşkusuz sosyal düzenin bir gereğidir. Diğer yandan her iki hukuk sisteminin temel gayesinin nîzâmu’l beşer olduğu düşünüldüğünde iki bilim dalı arasında gaye ortaklığının bulunduğu da kolaylıkla ifade edilebilir. Ancak gerek Türk pozitif hukuk sisteminin gerekse İslâm hukukunun kullandığı yöntemlerin ve her iki hukuk sisteminin oluşum evrelerinin farklı olması gayeyi temin noktasında da bazı farklılıkların olabileceğini göstermektedir. Bu farklılıklar hekimin mesuliyeti meselesinde de karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte hekimin mesuliyeti noktasında her iki hukuk sisteminin benimsediği ortak sorumluluk ilkelerinin olması sistematik açıdan tabiîdir. Çalışmamızın konusunu teşkil eden hekimin mesuliyetinin genel özen yükümlülüğü altında gayret sarf etme borcu minvalinde ele alınması da bu sorumluluk ilkelerinden birisini teşkil etmektedir. Bu şekildeki yükümlülük hekimi akdî sorumluluk altına sokmakta ve bunun neticesi olarak hekimden hukuka uygunluk şartlarına riayet etmesi beklenmektedir. Çalışmamızda da bu durum her iki hukuk sistemiyle karşılaştırmalı olarak örneklerle ele alınacak; bu sayede konuya açıklık getirmeye çalışılacaktır.
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
伊斯兰法与土耳其实证法
伊姆桑·乌姆姆穆·杜岑·伊泽里辛斯基和德埃里·瓦尔勒·伊姆穆·特谢基·伊泽姆姆穆泽·乌扎南·苏雷斯特·胡库昆。法律也是如此;从法律层面研究了人与人之间的关系和人与人的储蓄,并以利益为保护,从而理解了人权法规。在所述的法律秩序中,赋予了一些人权。生命是这些权利中的基本权利。这项权利必须在两个法律体系中得到保护,不得有任何错误或愉快的待遇。影响人类、导致人类的各种待遇,都是为了更好地服务于人类的生活。这些权利应给予在一般声誉的法律秩序中受到保护的利益,以便这些权利中的每一项都应得到保障;这是法律制度所必需的。因此,每一条通向灵魂和身体的善的干预法则都是为了创造它。Kişiye yönelik bu muamele sağlık系统是一个完整的系统。当它被揭露时,法律是为了创造生活社区的真相,并要求法律的发展服务平行发展。这基本上就是我们的法律动力。很明显,这部法律在其自身的体系中正面临着非同寻常的发展。法律以一种互动结构的形式表现出来,以一种基于古老根源的医学的形式表现自己。法律体系本身以及医学都显示出了进步和进步。在它被构建成系统结构之前,它是科学实用的传统医疗方法。随着今天发展的技术机遇,它已经达到了可以应对不同问题的水平。例如,试管、器官和组织移植、节育方法、基因复制、交易只是医学领域的一些发展。在这种转变的过程中,医学的发展也受到了法律的约束。Hukuk ve tıp alanındaki bu etkileşimli yapıHukuk doktrininin sağlık系统verdiği ehemmiyetin bir göstergesidir。在这两个法律体系中,这种互动的情况带来了新的问题和新的答案。其中一个搜索就是科学的问题。在什么情况下,医生的干预负责确定责任范围,土耳其积极法律体系需要建立的问题取自伊斯兰法律;在这两个法律体系中,目前的发展与法律安排是平行的。在这一点上,工作的基本目标是确定政府在两个法律体系中的基本责任,并确定在何种情况下会造成损害。最终,由于整体法律制度以及人类和社会关系的原因,伤害的挑战是不确定的。Diğer和她的婚姻制度是一种古老的婚姻制度。Ancak gerek Türk pozitif hukukunin gerekseïslâm hukukuunun kullandığıyöntemlerin的系统已经建立了。这些差异正面临着科学问题。Bununla birlikte hekimin mesuliyeti noktasında的iki hukuk系统在benimsediği ortak sorumluluk ilkelerinin olması系统中。责任原则之一是验证科学责任对我们工作的总体负担。这种负担预计会破坏智力责任,从而对执法条件作出反应。在我们的工作中,将以这种情况为例,与这两种法律制度进行比较;所以我们要试着解释一下。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
23
审稿时长
8 weeks
期刊最新文献
Religious Education in Early Childhood at Montessori Egypt Centered Fasih Arabic Falsification Studies Development of the God Belief Styles Scale (GBSS) (A Validity and Reliability Study Matuf ile Matufun Aleyhi İrapta ve Hükümde Ortak Kılan Bağlaçların Nahiv ve Fıkıh Usûlü İlmi Bakımından İncelenmesi (Serahsî-Pezdevî Bağlamında) Preference Rules Adopted by Maliki Methodologists in Case of Conflict of Akhbār (The Example of al-Badji’s Book named Ihkām al-Fusūl)
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1