{"title":"Suriyeli Şair Derviş Muhammed eṭ-Ṭâluvî’nin İstanbul’da Nazmettiği Arapça Şiirler","authors":"Orhan Iyişenyürek","doi":"10.33420/marife.1172257","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu çalışmada Suriyeli şair Derviş Muhammed eṭ-Ṭâluvî’nin (öl. 1014/1605) İstanbul’da yaşadığı günlerde söylediği şiirler ele alınmıştır. Şam’da iyi bir eğitim alan şairin, anne tarafı Türktür, Artuk boyundandır. Derviş Muhammed eṭ-Ṭâluvî’, hayatının bir nevi edebi yönünü Sâniḥâtü düme’l-ḳaṣr fî muṭâraḥâti beni’l-‘aṣr isimli eserinde anlatmıştır. Bu eser şairin hayatı boyunca söylediği tüm şiirleri kapsayan bir divandır. eṭ-Ṭâluvî duygusal anlamda iniş ve çıkışlar yaşayan, coşkulu bir şairdir. Yaklaşma-uzaklaşma, acılar-zevkler, bağlanma-ayrılma, övme-yerme gibi zıt duygular arasında gidip gelmektedir. Bu yapısının yanında İstanbul’un da kendisi için gurbet olması onun şairliğine katkı sağlamış görünmektedir. 981/1573-74’te kitabını yazmaya başlayan şair Şam, İstanbul ve Mısır’da yaptığı vazifeleri, karşılaştığı devlet adamları ve âlimlerle ilişkilerini, onlara yazdığı methiyeleri ve başından geçen bazı olayları anlatmıştır. Şairin Şam’dan İstanbul’a gitmesi 1589-1592 ve 1593-1598 tarihleri arasında iki defa şeyhülislamlık yapmış olan Bostanzâde Mehmed Efendi (öl. 1006/1598) sebebi ile olmuştur. 981/1573-983/1575 tarihleri arasında Şam’da kadılık yaparken Bostanzâde ile tanışan eṭ-Ṭâluvî’yi, görevinin bitmesiyle birlikte yanında İstanbul’a götürmüş ve medreselerden birine müderris olarak tayin edilmesine aracı olmuştur. Arap âleminde pek çok yazar ve edebiyatçı tarafından Osmanlı döneminde edebiyatın gerilediği ve çöküş dönemi olarak adlandırılan bir sürece girdiği görüşü uzun zamandır dile getirilen bir eleştiridir. Ancak söz konusu dönem daha yakından değerlendirildiğinde bu dönemde pek çok edebiyatçı, şair ve yazarın yetiştiği ve çeşitli ürünler ortaya koyduğu görülecektir. Dolayısıyla bu tür eleştirilerin anlamını yitirdiği ya da bilimsel verilere dayanmadan alelacele ileri sürülen fikirler olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmaya konu olan şair Osmanlı dönemi şairlerindendir ve şiirlerinin büyük çoğunluğunu İstanbul’da ikamet ettiği günlerde söylemiştir. Osmanlı sarayı ve çevresi ilim adamlarının ve edebiyatçıların akın ettiği, buluştuğu ve müreffeh bir hayata adım atmanın yolu olarak görüldüğü bir ortam olmuştur. Bu çalışma ile Osmanlı dönemi Arap edebiyatı sahasında yapılan çalışmalara küçük bir katkı verilmesi amaçlanmıştır. Şairin hangi amaçlarla şiir söylediği ortaya konularak şiirlerinden örnekler verilecek ve Türkçeye çevrilecektir. eṭ-Ṭâluvî’nin İstanbul’a gelmekle yaşadığı ekonomik sıkıntıların, onun için şiir söylemekte en önemli güdü olduğu divanından açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle işsiz kaldığı zamanlarda ileri gelen devlet adamlarına çeşitli vesilelerle şiirler yazarak onlardan himaye ve yardım talep etmiştir. Tayin yetkisi olan şeyhülislâm, kazasker, kadı gibi hem ilim adamı hem de devlet görevlisi olan şahıslara sık sık methiyeler yazmıştır. Her biri şeyhülislâmlık yapmış olan Ebusuud Efendi (öl. 982/1574), Çivizade Mehmed Efendi (öl. 995/1587), Bostanzâde Mehmed Efendi (öl. 1006/1598), Hoca Sadeddin Efendi (öl. 1008/1599) ve oğulları Hocâzade Mehmed Efendi (öl. 1024/1615) ve Hocazâde Esad Efendi (öl. 1034/1625), Sun‘ullah Efendi (öl. 1021/1612), Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’ler (öl. 1053/1644); Rumeli kazaskeri Abdülkerim b. Kutbeddin, Rumeli kazaskeri İvaz Efendi (öl. 994/1586), Rumeli kazaskeri Molla Şemseddin Ahmed b. Ruhullah Karabaği el-Ensârî (öl. 1009/1600), Şam kazaskeri Ahîzâde Abdülhalim Efendi (öl. 1013/1604), Kazasker Kafzâde Feyzullah (öl. 1020/1611-12), Kazasker Sarıgörez Mustafa Efendi (öl. 1040/1630-31); Halep kadısı Ümmüveledzâde Ali Efendi (ö. 980/1573), Ṣafed kadısı Sâlih b. Muhammed el-Kûrânî (öl. 1049/1639-40); müderris Nevâlî Nasuh Efendi (öl. 1003/1595), Taḳıyyüddin er-Râṣıd (öl. 993/1585) ilmiye sınıfından olup devlet görevi de bulunan kendisine şiir takdim ettiği şahıslardan bazılarıdır. Hoca Sâdeddin’in Sultan III. Murad’ın hocası olması sebebiyle padişah üzerinde, dolayısıyla da devlet adamları üzerinde kuvvetli tesiri vardı. Bu sebeple eṭ-Ṭâluvî, İstanbul’da özellikle işsiz kaldığı günlerde Hoca Sâdeddin ve oğullarına pek çok methiye yazmıştır.","PeriodicalId":33325,"journal":{"name":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","volume":"35 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33420/marife.1172257","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bu çalışmada Suriyeli şair Derviş Muhammed eṭ-Ṭâluvî’nin (öl. 1014/1605) İstanbul’da yaşadığı günlerde söylediği şiirler ele alınmıştır. Şam’da iyi bir eğitim alan şairin, anne tarafı Türktür, Artuk boyundandır. Derviş Muhammed eṭ-Ṭâluvî’, hayatının bir nevi edebi yönünü Sâniḥâtü düme’l-ḳaṣr fî muṭâraḥâti beni’l-‘aṣr isimli eserinde anlatmıştır. Bu eser şairin hayatı boyunca söylediği tüm şiirleri kapsayan bir divandır. eṭ-Ṭâluvî duygusal anlamda iniş ve çıkışlar yaşayan, coşkulu bir şairdir. Yaklaşma-uzaklaşma, acılar-zevkler, bağlanma-ayrılma, övme-yerme gibi zıt duygular arasında gidip gelmektedir. Bu yapısının yanında İstanbul’un da kendisi için gurbet olması onun şairliğine katkı sağlamış görünmektedir. 981/1573-74’te kitabını yazmaya başlayan şair Şam, İstanbul ve Mısır’da yaptığı vazifeleri, karşılaştığı devlet adamları ve âlimlerle ilişkilerini, onlara yazdığı methiyeleri ve başından geçen bazı olayları anlatmıştır. Şairin Şam’dan İstanbul’a gitmesi 1589-1592 ve 1593-1598 tarihleri arasında iki defa şeyhülislamlık yapmış olan Bostanzâde Mehmed Efendi (öl. 1006/1598) sebebi ile olmuştur. 981/1573-983/1575 tarihleri arasında Şam’da kadılık yaparken Bostanzâde ile tanışan eṭ-Ṭâluvî’yi, görevinin bitmesiyle birlikte yanında İstanbul’a götürmüş ve medreselerden birine müderris olarak tayin edilmesine aracı olmuştur. Arap âleminde pek çok yazar ve edebiyatçı tarafından Osmanlı döneminde edebiyatın gerilediği ve çöküş dönemi olarak adlandırılan bir sürece girdiği görüşü uzun zamandır dile getirilen bir eleştiridir. Ancak söz konusu dönem daha yakından değerlendirildiğinde bu dönemde pek çok edebiyatçı, şair ve yazarın yetiştiği ve çeşitli ürünler ortaya koyduğu görülecektir. Dolayısıyla bu tür eleştirilerin anlamını yitirdiği ya da bilimsel verilere dayanmadan alelacele ileri sürülen fikirler olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmaya konu olan şair Osmanlı dönemi şairlerindendir ve şiirlerinin büyük çoğunluğunu İstanbul’da ikamet ettiği günlerde söylemiştir. Osmanlı sarayı ve çevresi ilim adamlarının ve edebiyatçıların akın ettiği, buluştuğu ve müreffeh bir hayata adım atmanın yolu olarak görüldüğü bir ortam olmuştur. Bu çalışma ile Osmanlı dönemi Arap edebiyatı sahasında yapılan çalışmalara küçük bir katkı verilmesi amaçlanmıştır. Şairin hangi amaçlarla şiir söylediği ortaya konularak şiirlerinden örnekler verilecek ve Türkçeye çevrilecektir. eṭ-Ṭâluvî’nin İstanbul’a gelmekle yaşadığı ekonomik sıkıntıların, onun için şiir söylemekte en önemli güdü olduğu divanından açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle işsiz kaldığı zamanlarda ileri gelen devlet adamlarına çeşitli vesilelerle şiirler yazarak onlardan himaye ve yardım talep etmiştir. Tayin yetkisi olan şeyhülislâm, kazasker, kadı gibi hem ilim adamı hem de devlet görevlisi olan şahıslara sık sık methiyeler yazmıştır. Her biri şeyhülislâmlık yapmış olan Ebusuud Efendi (öl. 982/1574), Çivizade Mehmed Efendi (öl. 995/1587), Bostanzâde Mehmed Efendi (öl. 1006/1598), Hoca Sadeddin Efendi (öl. 1008/1599) ve oğulları Hocâzade Mehmed Efendi (öl. 1024/1615) ve Hocazâde Esad Efendi (öl. 1034/1625), Sun‘ullah Efendi (öl. 1021/1612), Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’ler (öl. 1053/1644); Rumeli kazaskeri Abdülkerim b. Kutbeddin, Rumeli kazaskeri İvaz Efendi (öl. 994/1586), Rumeli kazaskeri Molla Şemseddin Ahmed b. Ruhullah Karabaği el-Ensârî (öl. 1009/1600), Şam kazaskeri Ahîzâde Abdülhalim Efendi (öl. 1013/1604), Kazasker Kafzâde Feyzullah (öl. 1020/1611-12), Kazasker Sarıgörez Mustafa Efendi (öl. 1040/1630-31); Halep kadısı Ümmüveledzâde Ali Efendi (ö. 980/1573), Ṣafed kadısı Sâlih b. Muhammed el-Kûrânî (öl. 1049/1639-40); müderris Nevâlî Nasuh Efendi (öl. 1003/1595), Taḳıyyüddin er-Râṣıd (öl. 993/1585) ilmiye sınıfından olup devlet görevi de bulunan kendisine şiir takdim ettiği şahıslardan bazılarıdır. Hoca Sâdeddin’in Sultan III. Murad’ın hocası olması sebebiyle padişah üzerinde, dolayısıyla da devlet adamları üzerinde kuvvetli tesiri vardı. Bu sebeple eṭ-Ṭâluvî, İstanbul’da özellikle işsiz kaldığı günlerde Hoca Sâdeddin ve oğullarına pek çok methiye yazmıştır.
在这项研究中,叙利亚诗人Dervis Muhammed eṭ-Taluvî(死于1014/1605年)在伊斯坦布尔居住的当天被捕。目前受过良好教育的诗人是土耳其和土耳其。DervişMuhammed“是一条来自意大利的路,他一生中有几句话,是人生中最令人惊叹的时刻。这是一个奇迹,它捕捉到了他一生所说的所有诗歌。就情感衰退和退出而言,《意大利》是一首非常受欢迎的歌曲。Yaklaşma uzaklaşma,acılar zevkler,bağlanma ayrılma,övme yerme gibi zıt duygular arasında gidip gelmektedir。除了这种结构,伊斯坦布尔对自己的惊讶似乎有助于他的诗歌。981/1573-74’te kitabınıyazmaya başlayanşairŞam,伊斯坦布尔ve Mısır'da yaptığıvazifeleri,karşılaştığ。ŞairinŞam'danŞstanbul’a gitmesi 1589-1592 ve 1593-1598 tarihleri arasında iki defaşeyhülislamlık yapmışolan Bostanzâde Mehmed Efendi(öl.1006/1598)sebebi ile olmuştur。在任务结束时,他乘坐eT Taluvî号前往伊斯坦布尔,并被任命为其中一个Medes的负责人,他于981/1573-983/1575年夏天在波斯尼亚和黑塞哥维那会见了Medes。在奥斯曼时代,阿拉伯世界的许多作家和作家长期受到批评,而写作被暂停,并被称为崩溃期。但当谈到对这个词的更深入评价时,许多作家、诗人和作家会出现在那个时候,并产生不同的产品。因此,很明显,这些类型的综述不一定与科学数据有关。奥斯曼时代的诗人是工作中的诗人之一,他说大多数诗人都是在伊斯坦布尔被杀的。奥斯曼帝国的宫殿和周围的科学和文学被视为在生活中迈出一步的一种方式。这部作品旨在为奥斯曼时代阿拉伯文学领域的工作做出贡献。出于什么目的,诗歌将被提供诗歌的例子,并转向土耳其。eṭ-Ṭâluvî'nin伊斯坦布尔的gelmekle yaşadığıekonomik sıkıntıların,onun içinşiir söylemekte enönemli güdüolduğu divanından açıkça anlaşlmaktadır。特别是,当他失业时,他请下一个国家的人民帮助他创作各种诗歌。他经常为那些精通恶魔、事故、女性、科学家和政府官员的人撰写方法论。她的birişeyhülislık yapmışolan Ebusuud Efendi(öl.982/1574)、Çivizade Mehmed Efendi 1612年1月),Zekeriyyâzâde YahyâEfendi'ler(公元1053/1644年);Rumeli kazaskeri Abdülkerim b.Kutbeddin,Rumeli Kazaskeriiïvaz Efendi di(öl.1040/1630-31);哈勒普的妻子是Ali Efendi(例如980/1573年),沙希德是Salih b.Muhammed el Kurâni的妻子(例如1049/1639-40年);Tayyiuddin er Rashid(993/1585)第一阶级的一些人物,他们履行了国家的职责,并完成了国家的工作。由于苏丹三世穆拉德是霍卡·萨丁的老师,他对该州人民有着强大的影响力。因此,在伊斯坦布尔,霍卡·萨丁和他的儿子们在他特别失业的时候写了很多方法论。