Endülüslü Bir Usulcü; İmâm Şâtıbî’nin Tasavvufa ve Bazı Tasavvufî Meselelere Bakışı

Ahmet Az
{"title":"Endülüslü Bir Usulcü; İmâm Şâtıbî’nin Tasavvufa ve Bazı Tasavvufî Meselelere Bakışı","authors":"Ahmet Az","doi":"10.35415/sirnakifd.1253433","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Hicrî VIII. yüzyılda Endülüs’te yetişen meşhur âlimlerden biri olan Şâtıbî, genelde fıkıh, fıkıh usulü ve makâsıd teorisi (İslâm hukuk felsefesi) yönüyle tanınsa da o aslında çok yönlü bir âlimdir. Bu büyük mütefekkir, yaşadığı dönemde sonradan ortaya çıkan bozuk dinî telakkilere karşı çıktığı için bidat ehli fırkaların sert tepkisiyle karşılaşmış, hatta bazı zamanlar Ehl-i sünnet karşıtı olmakla dahi suçlanmıştır. Onun, fıkıh usulü ve şeriatın zahiri hükümleri açısından değerlendirmeye aldığı olgulardan birisi de tasavvuf ve kendilerini mutasavvıf olarak tanıtan bazı çevrelerin sözde tasavvufî telakkileridir. Tasavvufun ve tasavvufî düşüncenin İslâm’ın temel dinamikleriyle ve şeriatın istinbât yöntemiyle bağdaşmayan yaklaşımlarını ciddi şekilde eleştiren Şâtıbî, bu tür bozuk anlayışların, sonradan gelen bidat ehli fırkalar tarafından tasavvufa sokuşturulduğunu ifade etmekte ve bunların, şeriat ehlinin maksadını anlamaktan aciz cahiller grubu olduklarını belirterek, bu tür uygulamaları selef-i sâlihin zamanında bulunmayan sonradan uydurulmuş bidatler kategorisinde değerlendirmektedir. Aslında Şâtıbî, tasavvufu bir bütün olarak reddetmemektedir. Onun şiddetle karşı çıktığı husus, şerî bir temele dayanmayan, şerî usullere ters düştüğü halde tasavvuf adı altında keşf ve ilhâma dayandırılan birtakım bâtıni telakki ve uygulamalardır. Bu yüzden fıkıh usulü açısından önemli bir konuma sahip olan el-Muvâfakât ve el-İ’tisâm adlı eserlerinde tasavvufa dair detaylı bilgiler vermekte ve selef tasavvuf anlayışının mahiyeti hakkında ancak tasavvuf klasiklerinde bulabileceğimiz birçok meseleye işaret etmektedir. Ayrıca yaşadığı dönemde ciddi tartışmalara konu olan manevî yolculukta mürşidin gerekliliği mevzusuna da değinen Şâtıbî, dönemin meşhur âlim ve sûfîlerine mektuplar yazarak, gerek talim yönünden gerekse terbiye açısından mürşidin gerekliliği meselesine açıklık getirmiştir. Tasavvufun tanımını yaparken Ebü’l-Kâsım en-Nasrâbâdî’den alıntı yapan Şâtıbî, tasavvufu: “Kitâp ve sünnete iltizâm, bidatleri ve hevâ-i nefsi terk, bu taifenin büyüklerine hürmet, insanları (eksiklik ve kusurlarında) mazur görmek, evrâda devam etmek, ruhsatlara ve tevillere tevessül etmekten uzak olmaktır, şeklinde tanımlar. Şâtıbî, bu tariften yola çıkarak tasavvuf ehlinin, şer-i şerife bağlılıkta ve bidatlerden uzak olma konusunda en hassas kimseler olduğunu ifade etmektedir. Ona göre sûfilerden bâtıl fırka ve gruplara mensup kimselerin bulunmaması onların bu hassasiyetlere sahip, dini talim eden âlim ve fakih kimseler olmalarıyla alakalıdır. Onlarla ilgili aksine nakledilen haberleri ise onlardan olmayan bidat ehli kimselerin irtikâp ettikleri ve şeran fasit olduğu açık olan bazı amellerin onlara nisbet edilmesinden ibaret olduğunu savunur. Zira onun düşüncesinde ehl-i tarik sûfiler, hakikat, zevk ve ehl-i hâl kimselerdirler ve bunlar gerçekte tevhid sırrının sahibidirler. Ayrıca bazı cahillerin, şer-i şerîfe ittiba noktasında sûfileri mütesâhil olmakla suçladıklarını belirten Şâtıbî, bunun doğru olamadığını belirterek, tasavvuf yolunun her şeyden önce sünnet üzere mebni olduğunu, sünnete mugayir olan her düşünceyi de onlara atılmış bir iftira olarak değerlendirir. Binaenaleyh, bu çalışmada, bir usulcü ve makâsıd teorisyeni olarak Şâtıbî’nin yaşadığı dönemde tasavvufa ve tasavvufî bazı meselelere yaklaşımı tespit edilecek, böylece o dönemde Endülüs’ün dinî, fikrî ve tasavvufî anlayışına da bir nebze ışık tutulacaktır.","PeriodicalId":33450,"journal":{"name":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2023-06-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sirnak Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1253433","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"RELIGION","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Hicrî VIII. yüzyılda Endülüs’te yetişen meşhur âlimlerden biri olan Şâtıbî, genelde fıkıh, fıkıh usulü ve makâsıd teorisi (İslâm hukuk felsefesi) yönüyle tanınsa da o aslında çok yönlü bir âlimdir. Bu büyük mütefekkir, yaşadığı dönemde sonradan ortaya çıkan bozuk dinî telakkilere karşı çıktığı için bidat ehli fırkaların sert tepkisiyle karşılaşmış, hatta bazı zamanlar Ehl-i sünnet karşıtı olmakla dahi suçlanmıştır. Onun, fıkıh usulü ve şeriatın zahiri hükümleri açısından değerlendirmeye aldığı olgulardan birisi de tasavvuf ve kendilerini mutasavvıf olarak tanıtan bazı çevrelerin sözde tasavvufî telakkileridir. Tasavvufun ve tasavvufî düşüncenin İslâm’ın temel dinamikleriyle ve şeriatın istinbât yöntemiyle bağdaşmayan yaklaşımlarını ciddi şekilde eleştiren Şâtıbî, bu tür bozuk anlayışların, sonradan gelen bidat ehli fırkalar tarafından tasavvufa sokuşturulduğunu ifade etmekte ve bunların, şeriat ehlinin maksadını anlamaktan aciz cahiller grubu olduklarını belirterek, bu tür uygulamaları selef-i sâlihin zamanında bulunmayan sonradan uydurulmuş bidatler kategorisinde değerlendirmektedir. Aslında Şâtıbî, tasavvufu bir bütün olarak reddetmemektedir. Onun şiddetle karşı çıktığı husus, şerî bir temele dayanmayan, şerî usullere ters düştüğü halde tasavvuf adı altında keşf ve ilhâma dayandırılan birtakım bâtıni telakki ve uygulamalardır. Bu yüzden fıkıh usulü açısından önemli bir konuma sahip olan el-Muvâfakât ve el-İ’tisâm adlı eserlerinde tasavvufa dair detaylı bilgiler vermekte ve selef tasavvuf anlayışının mahiyeti hakkında ancak tasavvuf klasiklerinde bulabileceğimiz birçok meseleye işaret etmektedir. Ayrıca yaşadığı dönemde ciddi tartışmalara konu olan manevî yolculukta mürşidin gerekliliği mevzusuna da değinen Şâtıbî, dönemin meşhur âlim ve sûfîlerine mektuplar yazarak, gerek talim yönünden gerekse terbiye açısından mürşidin gerekliliği meselesine açıklık getirmiştir. Tasavvufun tanımını yaparken Ebü’l-Kâsım en-Nasrâbâdî’den alıntı yapan Şâtıbî, tasavvufu: “Kitâp ve sünnete iltizâm, bidatleri ve hevâ-i nefsi terk, bu taifenin büyüklerine hürmet, insanları (eksiklik ve kusurlarında) mazur görmek, evrâda devam etmek, ruhsatlara ve tevillere tevessül etmekten uzak olmaktır, şeklinde tanımlar. Şâtıbî, bu tariften yola çıkarak tasavvuf ehlinin, şer-i şerife bağlılıkta ve bidatlerden uzak olma konusunda en hassas kimseler olduğunu ifade etmektedir. Ona göre sûfilerden bâtıl fırka ve gruplara mensup kimselerin bulunmaması onların bu hassasiyetlere sahip, dini talim eden âlim ve fakih kimseler olmalarıyla alakalıdır. Onlarla ilgili aksine nakledilen haberleri ise onlardan olmayan bidat ehli kimselerin irtikâp ettikleri ve şeran fasit olduğu açık olan bazı amellerin onlara nisbet edilmesinden ibaret olduğunu savunur. Zira onun düşüncesinde ehl-i tarik sûfiler, hakikat, zevk ve ehl-i hâl kimselerdirler ve bunlar gerçekte tevhid sırrının sahibidirler. Ayrıca bazı cahillerin, şer-i şerîfe ittiba noktasında sûfileri mütesâhil olmakla suçladıklarını belirten Şâtıbî, bunun doğru olamadığını belirterek, tasavvuf yolunun her şeyden önce sünnet üzere mebni olduğunu, sünnete mugayir olan her düşünceyi de onlara atılmış bir iftira olarak değerlendirir. Binaenaleyh, bu çalışmada, bir usulcü ve makâsıd teorisyeni olarak Şâtıbî’nin yaşadığı dönemde tasavvufa ve tasavvufî bazı meselelere yaklaşımı tespit edilecek, böylece o dönemde Endülüs’ün dinî, fikrî ve tasavvufî anlayışına da bir nebze ışık tutulacaktır.
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
无尽的大师;伊斯坦布尔
四月八日。在过去的几百年里,他是一位非常优秀的科学家,也是印尼著名的学者。这位主要的瘾君子从活着起就被指控使用暴力宗教望远镜,尽管他有时被指控反对同性恋。奥农,fıkıh usulüveşeriatın zahiri hükümleri açısından değerlendirmeye aldığıolgular dan birisi de tasavvuf ve kendilerini mutasavvıf olarak tanıtan bazıçevrelerin sözde tasavvufîtelakkileridir。几位对伊斯兰教的基本动态和塔萨夫武山和探索者国家思想的稳定性持批评态度的人表示,这些误解后来引起了意外,但这些误解已经消除。根据穷人的目标,少数无知群体将在选择器的时间之后,在一系列内置路径中评估这些应用程序。事实上,调查并非完全被拒绝。那些暴力反对他的人,不支持邪恶的人,就是那些发现并遵循某些基于知识的指示,不服从邪恶的人。因此,重要的是提供关于手工拼图和手工工程工作的详细信息,这是基于图形概念的定义性质,但只能在设计经典中找到。此外,在他的一生中,在他的旅程中发生严重纠纷的障碍,不一定是对抗的障碍,已经向科学家和监督人员明确表示,如有必要,您将被告知需要咨询。当他被称为Tasavifun时,他从Ebul Kassim en Nasrabadi成为了名人。他说:离开圣经和纯洁的方式,离开方式和空气的气息,敬畏这堵墙的伟大,敬畏人民。去看,去继续在宇宙中,去探索法律法规。Şâtıbî,bu tariften yolaçıkarak tasavvuf ehlinin,şer-işerife bağlılı。正因为如此,沙漠的人民和沙漠的人民都知道它,并且知道它,而且知道它。否则,关于他们的消息是,一些不知道这件事的作恶者将被算作他们。在他的思想中有古老的所多玛、真理、快乐和恐惧的秘密。也有人说,一些无知的人指责孤儿在屠杀的时候不听话,说这不是真的,屠杀的方式是由美先于一切组成的,每一个屠杀的想法都是被欺骗的。在这项研究中,Binaneel将把我确定为智利生活时的模范和目的理论家,因为探索和探索的一些问题将导致对当时印度尼西亚的宗教、思想和探索的理解。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
13
审稿时长
16 weeks
期刊最新文献
Human Conception in Education in the Context of Mulla Sadra's Theory of Substantial Motion (al-Haraka al-Jawhariyya) Endülüslü Bir Usulcü; İmâm Şâtıbî’nin Tasavvufa ve Bazı Tasavvufî Meselelere Bakışı Hanefi Usûl-ı Fıkhı’nın Müşterek ve Müşkil Dil Kategorilerinin Bir Mukayesesi Yüksek Öğretime Geçiş Sınavında Çıkan DKAB Sorularının Ortaöğretim DKAB Öğretim Programı Çerçevesinde Analizi Tanrı’ya Bağlanma ve Tanrı Algısının Psikolojik İyi Olma Hali Üzerindeki Etkisini İncelemeye Yönelik Bir Araştırma: Kronik Hastalığı Olan Bireyler Örneği
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1