{"title":"ERGENEKON DESTANI’NDAN TOPLUMSAL BİLİNÇDIŞINA YANSIYAN ANNE, ATEŞ VE HAYVAN İMGELERİ","authors":"Gökçe Ulus","doi":"10.58242/millifolklor.1107545","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"İlk insanın doğada kendine yer edinebilmesi, nereden geldiği ve nereye ait olduğu bilgisine erişme çabası, korku, merak, şaşkınlık, güçlü görünme gayreti; varoluşsal gereklilik olarak anlama, anlatma ihtiyacıyla birleşir. İlk hayaller sembollere dönüşmüştür. Bu semboller, hayallerin, imgelerin sözel simgelere dönmesiyle ortaya çıkar. Semboller, insanın güvenli bir liman arayışında kendini tanımlamasında tutunacağı dal olur. Milleti fark etmeksizin bireylerin sorduğu “Ben kimim?” sorusuna cevap aranırken uğranan ilk duraklardan biri mitlerdir. Toplumsal değerlerin aktarıcısı olan mitler üzerinden, imge ve simgelerin ışığında toplumsal kimlik okumaları yapılabilir. İmge ve simge ait olduğu toplumu; değerleri, sanatı, folkloruyla kavranılır kılar. Bu gücüyle folklorik imgelem, Jung’un sınırlarını netleştirdiği ortak bilinçdışına büyük bir kapı açılmasını sağlar. Toplumsal bilinçdışında Jung’un arketipleri ilk örnekleri oluşturur. İmge ve imgelerin sözel karşılık bulan yansıması olan simgeler üzerinden arketiplerin değerlere yansıması okunabilir. Türk halk bilimi bu konuda dünyanın en zengin hazinesine sahiptir. Mevcut metinler Türk tarihini, Türk kimliğini çok yönlü bir biçimde ortaya koyar. \nBu bilgiden yola çıkılarak bu çalışmada Türkler için kültürel bir miras olan Ergenekon Destanı okunmuştur. Destanda Türklerin yeniden doğuşu, tarih sahnesinde tekrar yer almaları simgesel olarak anlatılır. Geçmişten günümüze farklı anlatı biçimleriyle ulaşan Ergenekon Destanı’ndaki imgeleri tespit etmek kültürümüze dair okumaları derinleştirecektir. Anne arketipinin imgeye dönmesinin aslında Türklere ait bazı milli değerlerin yansıması olduğu fark edilmiştir. Göktürklerin güç kaybı ve düzen değiştirmesi gibi olumsuzluklarla başlayan destanda mücadele, doğa karşısında konumlanma okumaları ateş ve hayvan imgeleriyle devam etmiştir. Ateş imgesi günümüze kadar farklı ritüellerde temel sembol ve kutsal bir gerçeklik olarak kullanılmıştır. Bunun altında yatan nedenler Ergenekon Destanı’nda aranmıştır. Su anne, ateş de babayla bağdaştırılarak okunduğunda canlılık ve güç imgeleri de yerini bulur. Mitlerde imgelerin kılık değiştirerek yenilenmesi, arketipi koruyarak yeni sembollere zemin hazırlar. Ateşe yüklenen kutsiyet gibi, hayvanlarla ilişkinin de Türk kimliğinin neresinde olduğu merak edilmiştir. Türkler hayvanları güçlerine, özelliklerine ve doğada konumlanmalarına göre sınıflamıştır. Hayvanlarla özdeşimin farklı yansımaları Ergenekon Destanı’nda kurt, at, ceylan ve diğer av hayvanları üzerinden izlenmiştir. Bu hayvanların destanda hangi değerleri karşıladığı incelenmiştir. Hayvanlara yüklenen değerlerle günümüzde Türk kültürünün farklı ögelerinde bu değerlerin yaşatıldığı fark edilmiştir. Değerler milletler arası farklılıkları yaratır. Milli değerler ferdi değerlerden ayrı tutulamaz. Bazı imgelemler Türklerin beslenme algılarını, mutfak kültürünü bile yönetecek kadar toplumsal hafızaya kazınmıştır. Dilde ve anlatılarda varlığını hissettiren değerler, toplumsal cinsiyet rolleri için de önemlidir. Aynı doğrultuda toplumsal bilinçdışının izleri Ergenekon Destanı ışığında aranmıştır. Tespit edilen izlekler Jung’un teorisi ve sembolik imgelem unsurlarından referans alınarak okunmaya çalışılmıştır. Bu kuramsal temele dayanarak yapılmaya çalışılan çıkarımlar Türk kültüründeki milli ve ferdi değerlerle karşılaştırılmıştır.","PeriodicalId":44416,"journal":{"name":"Milli Folklor","volume":"37 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1000,"publicationDate":"2023-01-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Milli Folklor","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.58242/millifolklor.1107545","RegionNum":4,"RegionCategory":"社会学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"FOLKLORE","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
İlk insanın doğada kendine yer edinebilmesi, nereden geldiği ve nereye ait olduğu bilgisine erişme çabası, korku, merak, şaşkınlık, güçlü görünme gayreti; varoluşsal gereklilik olarak anlama, anlatma ihtiyacıyla birleşir. İlk hayaller sembollere dönüşmüştür. Bu semboller, hayallerin, imgelerin sözel simgelere dönmesiyle ortaya çıkar. Semboller, insanın güvenli bir liman arayışında kendini tanımlamasında tutunacağı dal olur. Milleti fark etmeksizin bireylerin sorduğu “Ben kimim?” sorusuna cevap aranırken uğranan ilk duraklardan biri mitlerdir. Toplumsal değerlerin aktarıcısı olan mitler üzerinden, imge ve simgelerin ışığında toplumsal kimlik okumaları yapılabilir. İmge ve simge ait olduğu toplumu; değerleri, sanatı, folkloruyla kavranılır kılar. Bu gücüyle folklorik imgelem, Jung’un sınırlarını netleştirdiği ortak bilinçdışına büyük bir kapı açılmasını sağlar. Toplumsal bilinçdışında Jung’un arketipleri ilk örnekleri oluşturur. İmge ve imgelerin sözel karşılık bulan yansıması olan simgeler üzerinden arketiplerin değerlere yansıması okunabilir. Türk halk bilimi bu konuda dünyanın en zengin hazinesine sahiptir. Mevcut metinler Türk tarihini, Türk kimliğini çok yönlü bir biçimde ortaya koyar.
Bu bilgiden yola çıkılarak bu çalışmada Türkler için kültürel bir miras olan Ergenekon Destanı okunmuştur. Destanda Türklerin yeniden doğuşu, tarih sahnesinde tekrar yer almaları simgesel olarak anlatılır. Geçmişten günümüze farklı anlatı biçimleriyle ulaşan Ergenekon Destanı’ndaki imgeleri tespit etmek kültürümüze dair okumaları derinleştirecektir. Anne arketipinin imgeye dönmesinin aslında Türklere ait bazı milli değerlerin yansıması olduğu fark edilmiştir. Göktürklerin güç kaybı ve düzen değiştirmesi gibi olumsuzluklarla başlayan destanda mücadele, doğa karşısında konumlanma okumaları ateş ve hayvan imgeleriyle devam etmiştir. Ateş imgesi günümüze kadar farklı ritüellerde temel sembol ve kutsal bir gerçeklik olarak kullanılmıştır. Bunun altında yatan nedenler Ergenekon Destanı’nda aranmıştır. Su anne, ateş de babayla bağdaştırılarak okunduğunda canlılık ve güç imgeleri de yerini bulur. Mitlerde imgelerin kılık değiştirerek yenilenmesi, arketipi koruyarak yeni sembollere zemin hazırlar. Ateşe yüklenen kutsiyet gibi, hayvanlarla ilişkinin de Türk kimliğinin neresinde olduğu merak edilmiştir. Türkler hayvanları güçlerine, özelliklerine ve doğada konumlanmalarına göre sınıflamıştır. Hayvanlarla özdeşimin farklı yansımaları Ergenekon Destanı’nda kurt, at, ceylan ve diğer av hayvanları üzerinden izlenmiştir. Bu hayvanların destanda hangi değerleri karşıladığı incelenmiştir. Hayvanlara yüklenen değerlerle günümüzde Türk kültürünün farklı ögelerinde bu değerlerin yaşatıldığı fark edilmiştir. Değerler milletler arası farklılıkları yaratır. Milli değerler ferdi değerlerden ayrı tutulamaz. Bazı imgelemler Türklerin beslenme algılarını, mutfak kültürünü bile yönetecek kadar toplumsal hafızaya kazınmıştır. Dilde ve anlatılarda varlığını hissettiren değerler, toplumsal cinsiyet rolleri için de önemlidir. Aynı doğrultuda toplumsal bilinçdışının izleri Ergenekon Destanı ışığında aranmıştır. Tespit edilen izlekler Jung’un teorisi ve sembolik imgelem unsurlarından referans alınarak okunmaya çalışılmıştır. Bu kuramsal temele dayanarak yapılmaya çalışılan çıkarımlar Türk kültüründeki milli ve ferdi değerlerle karşılaştırılmıştır.
期刊介绍:
Millî Folklor Uluslararası Kültür Araştırmaları Dergisi 1989 yılında yayın hayatına başlamıştır. Halk Bilimi, Etnoloji, Antropoloji, Edebiyat ve kültür araştırmaları alanındaki çalışmalara yer veren Millî Folklor Dergisi 1998 yılından itibaren kimi ulusal/uluslararası indeksler ve veritabanları tarafından taranmaktadır. A&HCI, CSA, EBSCO, GJS, IBSS, MLA, SCOPUS, SJR, TA, UPD ve TÜBİTAK/ULABİM tarafından kaydedilen Millî Folklor Dergisi, araştırma, derleme, inceleme, çeviri ve tanıtma içerikli bilimsel metni hem basılı hem de elektronik ortamda okuru ile paylaşmaktadır.