{"title":"论民主与民粹主义的不和谐","authors":"İsmail Cem KARADUT","doi":"10.14782/marmarasbd.1247830","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Meşruiyet kaynağını halktan alan ve klasik Lincoln formülünde özetlendiği üzere “halkın, halk
 tarafından, halk için yönetimi” olan demokrasi, kuşkusuz en istenir ve ‘popüler’ yönetim biçimidir.
 Keza halkı öne çıkaran popülizm ise, demokratik yolları ve araçları kullanmakla birlikte, antidemokratikliği kabul edilen bir siyaset tarzı, bir ideoloji ya da siyasal bir stratejidir. Popülizmin ne
 olduğu ya da nasıl tanımlanması gerektiği hakkında çokça tartışma ve yaklaşım varken, onun ne
 olmadığı konusunda böylesi bir tartışma bulunmamaktadır zira popülizm kendisini halkın tek ve
 gerçek temsilcisi görmesi nedeniyle demokrasinin en önemli varlık koşullarından olan çoğulculuğa
 açıkça karşıdır. Temsili siyaseti fazlasıyla karmaşık ve akıl bulandırıcı, kendisini basit ve dolaysız
 gören popülizm(ler) yine de “gönülsüz bir biçimde siyasaldır” ve demokratik düzen(ler)in getirdiği
 olanaklardan faydalanmaktadır. Bu çalışmada, ilkin demokrasi ve popülizm arasındaki sorunlu ilişki,
 ikinci olarak faşizm ve popülizm arasındaki soykütüksel bağ(lantı)lar ele alınmıştır. Üçüncü olarak
 ise, 1930’ların faşizmine karşı bir önlem olarak ortaya atılan militan demokrasinin “ıslah edilmiş
 faşizm” ve “yozlaşmış demokrasi” şeklinde de ‘teşhis’ edilen güncel popülizme karşı bir kuramsal ve
 kılgısal bir tedbir olarak düşünülüp düşünülemeyeceği ilgili literatürün taranması yöntemiyle ve güçlü
 demokrasi, anti-popülizm ve sağ popülizme karşı sol popülizm gibi kavramsallaştırmalar da dikkate
 alınarak tartışılmıştır. Sonuç olarak, popülizmin nasıl kavrandığı ve tanımlandığı onun demokrasi
 karşısındaki duruşuyla beraber demokratik kurallar içerisinde ona karşı kullanılan demokratik araçları
 ve mücadeleyi de biçimlendirmektedir. Ek olarak, bu iki kavram arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri
 belirleyen diğer bir faktör, içinde bulunulan tarihsel çağdaki siyasal toplu durumdur. Denilebilir ki,
 21. yüzyılın dünyası, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan, demokrasiye ve demokratik
 rejimlere yönelik duyulan iyimserliğe sahip değildir; bu yüzden demokrasiyi anti demokratik ve aşırılık
 yanlısı hareketlere karşı, demokratik sınırlar dahilinde ve yine demokrasi adına koruma hassasiyeti
 artmaktadır.","PeriodicalId":497786,"journal":{"name":"Marmara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi siyasal bilimler dergisi","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Militant Democracy Concept Regarding the Discord Between Democracy and Populism\",\"authors\":\"İsmail Cem KARADUT\",\"doi\":\"10.14782/marmarasbd.1247830\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Meşruiyet kaynağını halktan alan ve klasik Lincoln formülünde özetlendiği üzere “halkın, halk
 tarafından, halk için yönetimi” olan demokrasi, kuşkusuz en istenir ve ‘popüler’ yönetim biçimidir.
 Keza halkı öne çıkaran popülizm ise, demokratik yolları ve araçları kullanmakla birlikte, antidemokratikliği kabul edilen bir siyaset tarzı, bir ideoloji ya da siyasal bir stratejidir. Popülizmin ne
 olduğu ya da nasıl tanımlanması gerektiği hakkında çokça tartışma ve yaklaşım varken, onun ne
 olmadığı konusunda böylesi bir tartışma bulunmamaktadır zira popülizm kendisini halkın tek ve
 gerçek temsilcisi görmesi nedeniyle demokrasinin en önemli varlık koşullarından olan çoğulculuğa
 açıkça karşıdır. Temsili siyaseti fazlasıyla karmaşık ve akıl bulandırıcı, kendisini basit ve dolaysız
 gören popülizm(ler) yine de “gönülsüz bir biçimde siyasaldır” ve demokratik düzen(ler)in getirdiği
 olanaklardan faydalanmaktadır. Bu çalışmada, ilkin demokrasi ve popülizm arasındaki sorunlu ilişki,
 ikinci olarak faşizm ve popülizm arasındaki soykütüksel bağ(lantı)lar ele alınmıştır. Üçüncü olarak
 ise, 1930’ların faşizmine karşı bir önlem olarak ortaya atılan militan demokrasinin “ıslah edilmiş
 faşizm” ve “yozlaşmış demokrasi” şeklinde de ‘teşhis’ edilen güncel popülizme karşı bir kuramsal ve
 kılgısal bir tedbir olarak düşünülüp düşünülemeyeceği ilgili literatürün taranması yöntemiyle ve güçlü
 demokrasi, anti-popülizm ve sağ popülizme karşı sol popülizm gibi kavramsallaştırmalar da dikkate
 alınarak tartışılmıştır. Sonuç olarak, popülizmin nasıl kavrandığı ve tanımlandığı onun demokrasi
 karşısındaki duruşuyla beraber demokratik kurallar içerisinde ona karşı kullanılan demokratik araçları
 ve mücadeleyi de biçimlendirmektedir. Ek olarak, bu iki kavram arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri
 belirleyen diğer bir faktör, içinde bulunulan tarihsel çağdaki siyasal toplu durumdur. Denilebilir ki,
 21. yüzyılın dünyası, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan, demokrasiye ve demokratik
 rejimlere yönelik duyulan iyimserliğe sahip değildir; bu yüzden demokrasiyi anti demokratik ve aşırılık
 yanlısı hareketlere karşı, demokratik sınırlar dahilinde ve yine demokrasi adına koruma hassasiyeti
 artmaktadır.\",\"PeriodicalId\":497786,\"journal\":{\"name\":\"Marmara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi siyasal bilimler dergisi\",\"volume\":\"57 1\",\"pages\":\"0\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-09-26\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Marmara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi siyasal bilimler dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.14782/marmarasbd.1247830\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marmara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi siyasal bilimler dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.14782/marmarasbd.1247830","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
Militant Democracy Concept Regarding the Discord Between Democracy and Populism
Meşruiyet kaynağını halktan alan ve klasik Lincoln formülünde özetlendiği üzere “halkın, halk
tarafından, halk için yönetimi” olan demokrasi, kuşkusuz en istenir ve ‘popüler’ yönetim biçimidir.
Keza halkı öne çıkaran popülizm ise, demokratik yolları ve araçları kullanmakla birlikte, antidemokratikliği kabul edilen bir siyaset tarzı, bir ideoloji ya da siyasal bir stratejidir. Popülizmin ne
olduğu ya da nasıl tanımlanması gerektiği hakkında çokça tartışma ve yaklaşım varken, onun ne
olmadığı konusunda böylesi bir tartışma bulunmamaktadır zira popülizm kendisini halkın tek ve
gerçek temsilcisi görmesi nedeniyle demokrasinin en önemli varlık koşullarından olan çoğulculuğa
açıkça karşıdır. Temsili siyaseti fazlasıyla karmaşık ve akıl bulandırıcı, kendisini basit ve dolaysız
gören popülizm(ler) yine de “gönülsüz bir biçimde siyasaldır” ve demokratik düzen(ler)in getirdiği
olanaklardan faydalanmaktadır. Bu çalışmada, ilkin demokrasi ve popülizm arasındaki sorunlu ilişki,
ikinci olarak faşizm ve popülizm arasındaki soykütüksel bağ(lantı)lar ele alınmıştır. Üçüncü olarak
ise, 1930’ların faşizmine karşı bir önlem olarak ortaya atılan militan demokrasinin “ıslah edilmiş
faşizm” ve “yozlaşmış demokrasi” şeklinde de ‘teşhis’ edilen güncel popülizme karşı bir kuramsal ve
kılgısal bir tedbir olarak düşünülüp düşünülemeyeceği ilgili literatürün taranması yöntemiyle ve güçlü
demokrasi, anti-popülizm ve sağ popülizme karşı sol popülizm gibi kavramsallaştırmalar da dikkate
alınarak tartışılmıştır. Sonuç olarak, popülizmin nasıl kavrandığı ve tanımlandığı onun demokrasi
karşısındaki duruşuyla beraber demokratik kurallar içerisinde ona karşı kullanılan demokratik araçları
ve mücadeleyi de biçimlendirmektedir. Ek olarak, bu iki kavram arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri
belirleyen diğer bir faktör, içinde bulunulan tarihsel çağdaki siyasal toplu durumdur. Denilebilir ki,
21. yüzyılın dünyası, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan, demokrasiye ve demokratik
rejimlere yönelik duyulan iyimserliğe sahip değildir; bu yüzden demokrasiyi anti demokratik ve aşırılık
yanlısı hareketlere karşı, demokratik sınırlar dahilinde ve yine demokrasi adına koruma hassasiyeti
artmaktadır.