Doğru Yolun Neliği Bağlamında Kur’ân'da“Şâkile”KelimesiÜzerine Birïnceleme

Hasan Sevi̇m
{"title":"Doğru Yolun Neliği Bağlamında Kur’ân'da“Şâkile”KelimesiÜzerine Birïnceleme","authors":"Hasan Sevi̇m","doi":"10.33420/marife.1259266","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Farklı dünya görüşü ve değer yargılarına sahip her kişi ya da grubun yaygın bir insani tutum olarak tabi olduğu yolu “en doğru yol” alarak görme eğiliminde bulunduğu görülür. Kur’ân’da birçok ayette bu duruma işaret edilmektedir. Bu ayetlerde her topluluğun kendi din anlayışıyla sevinip övündüğü ve son derece mutlu olduğu belirtilmektedir. Yine bu ayetlerden birisi olan İsrâ Sûresi 84. ayette ise “Herkes kendi şâkilesine göre davranır. Şüphe yok ki Rabbiniz kimin en doğru yolda bulunduğunu çok iyi bilir.” buyurulmaktadır. “Şâkile” kelimesi sadece bir ayette geçerken aynı fiil kökünden “şekl” olarak kullanımı ise Sad Sûresi 58. ayette bulunmakta ve ”benzer, misli” anlamına gelecek şekilde yer almaktadır. Kur’ân’da kullanılan “şâkile” kelimesi hakkında farklı açıklamalar yapılmışsa da genel kanaat kelimenin “yol, din, değer yargısı, görüş, yön, tabiat ve mizaç” anlamlarına geldiği yönündedir. Müfessirlerin söz konusu ayetle ilgili yorumlarının birinde ayetin Hz. Peygamber’e inanmamayı ve onun gösterdiği hidâyet yoluna tabi olmamayı sürdüren inkârcılara karşı onu teselli etmek amacıyla indirildiği söylenmiştir. Bir başka yorumda inkârcıları yöneldikleri yolun yanlışlığı noktasında uyardığı, onları yeniden düşünmeye davet ettiği ve hatta tutup gittikleri yolun akıbeti konusunda onları gizli bir şekilde tehdit ettiği belirtilmiştir. Diğer bir yorumda ise ilgili ayet, mümin ve kâfirin iyi ve kötü toprak üzerinden anlatıldığı ayetle tefsir edilmiş ve buradan hareketle her inanç grubunun kendi din ve inancı doğrultusunda ürünler ortaya koyacağı ifade edilmiştir. Bütün bu açıklamaların ortak noktası ayetin iman ve küfür ekseninde yorumlandığını göstermektedir. Buna göre herkes kendince en uygun gördüğü şeye göre bir yol takip etmekte ve buna göre bir inanç ve hayat tarzı benimsemektedir. İki kısa cümleden oluşan ilgili ayetin ilk cümlesinde bu yönde bir durum tespiti yapılmakta ancak bu duruma olumlu bir değer yüklenmemektedir. Ayetin bir âm lafız olan “küllü” lafzıyla başlaması bu durumun herkes için geçerli olduğuna ve hiçbir kimsenin bu yargının dışında kalamayacağına işaret etmektedir. Zira Arapça gramer kuralları gereğince âm lafızların tahsis edildiklerine yönelik bir karine ya da delil bulunmadığı sürece umumi hükümlerini korudukları kabul edilmektedir. Ayet ikinci cümlesiyle birlikte bütüncül bir bakışla ele alındığında ise doğru yolun “herkesin kendine uygun ve hoş gelen yol” olmadığı aksine asıl doğru yolun Allah Teâlâ’nın uyulmasını istediği yol olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlamda doğru yol ancak “Allah’ın yolu” olup temel İslami öğretiler doğrultusunda sağlıklı bir gelişim sergileyen, yanı sıra kalben ve bedenen Allah’a yönelen kimselerin yolu olmaktadır. Elbette bu yol Allah Teâlâ’nın kitabıyla ve resulün fiili örnekliğiyle bildirdiği yoldur. Çalışmada ulaştığımız bir başka sonuç ise sözlü kültürümüzde çok yaygın bir şekilde karşımıza çıkan “herkesin kendi mizacına uygun bir din anlayışı ve yaşantısı geliştirebileceği” yönündeki yaklaşımın klasik yazılı ilim geleneğimizde bir karşılığının bulunmadığı olmuştur. Ayetle ilişkilendirilen bir başka husus ise eğitim süreçlerinde karakter farklılıklarından kaynaklanan ferdî farklılıkların dikkate alınması konusudur. Bu tespit isabetli olmakla birlikte ayetin bu yönde bir muhtevaya sahip olduğunu ileri sürmek zorlama bir yorum olmaktadır. Sonuç olarak insanlar, dahil oldukları inanç ve yaşam dünyasını sürekli beğenerek bir hoşnutluk ikliminde bulunuyor olmaya aldanmamalı, aksine Allah’ın hidâyet yoluna tabi olup peşi sıra gitmeyi önemsemeli ve onun hoşnutluğunu elde etmeye gayret etmelidir. Hidâyet ve doğru yolun neliği bağlamında pek çok çalışma yapılmakla birlikte “şâkile” kelimesinden hareketle bu yönde yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın bu alandaki boşluğu doldurması ve “şâkile” kelimesinin anlaşılması noktasında katkı sunması umulmaktadır.","PeriodicalId":33325,"journal":{"name":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":"{\"title\":\"Doğru Yolun Neliği Bağlamında Kur’ân’da “Şâkile” Kelimesi Üzerine Bir İnceleme\",\"authors\":\"Hasan Sevi̇m\",\"doi\":\"10.33420/marife.1259266\",\"DOIUrl\":null,\"url\":null,\"abstract\":\"Farklı dünya görüşü ve değer yargılarına sahip her kişi ya da grubun yaygın bir insani tutum olarak tabi olduğu yolu “en doğru yol” alarak görme eğiliminde bulunduğu görülür. Kur’ân’da birçok ayette bu duruma işaret edilmektedir. Bu ayetlerde her topluluğun kendi din anlayışıyla sevinip övündüğü ve son derece mutlu olduğu belirtilmektedir. Yine bu ayetlerden birisi olan İsrâ Sûresi 84. ayette ise “Herkes kendi şâkilesine göre davranır. Şüphe yok ki Rabbiniz kimin en doğru yolda bulunduğunu çok iyi bilir.” buyurulmaktadır. “Şâkile” kelimesi sadece bir ayette geçerken aynı fiil kökünden “şekl” olarak kullanımı ise Sad Sûresi 58. ayette bulunmakta ve ”benzer, misli” anlamına gelecek şekilde yer almaktadır. Kur’ân’da kullanılan “şâkile” kelimesi hakkında farklı açıklamalar yapılmışsa da genel kanaat kelimenin “yol, din, değer yargısı, görüş, yön, tabiat ve mizaç” anlamlarına geldiği yönündedir. Müfessirlerin söz konusu ayetle ilgili yorumlarının birinde ayetin Hz. Peygamber’e inanmamayı ve onun gösterdiği hidâyet yoluna tabi olmamayı sürdüren inkârcılara karşı onu teselli etmek amacıyla indirildiği söylenmiştir. Bir başka yorumda inkârcıları yöneldikleri yolun yanlışlığı noktasında uyardığı, onları yeniden düşünmeye davet ettiği ve hatta tutup gittikleri yolun akıbeti konusunda onları gizli bir şekilde tehdit ettiği belirtilmiştir. Diğer bir yorumda ise ilgili ayet, mümin ve kâfirin iyi ve kötü toprak üzerinden anlatıldığı ayetle tefsir edilmiş ve buradan hareketle her inanç grubunun kendi din ve inancı doğrultusunda ürünler ortaya koyacağı ifade edilmiştir. Bütün bu açıklamaların ortak noktası ayetin iman ve küfür ekseninde yorumlandığını göstermektedir. Buna göre herkes kendince en uygun gördüğü şeye göre bir yol takip etmekte ve buna göre bir inanç ve hayat tarzı benimsemektedir. İki kısa cümleden oluşan ilgili ayetin ilk cümlesinde bu yönde bir durum tespiti yapılmakta ancak bu duruma olumlu bir değer yüklenmemektedir. Ayetin bir âm lafız olan “küllü” lafzıyla başlaması bu durumun herkes için geçerli olduğuna ve hiçbir kimsenin bu yargının dışında kalamayacağına işaret etmektedir. Zira Arapça gramer kuralları gereğince âm lafızların tahsis edildiklerine yönelik bir karine ya da delil bulunmadığı sürece umumi hükümlerini korudukları kabul edilmektedir. Ayet ikinci cümlesiyle birlikte bütüncül bir bakışla ele alındığında ise doğru yolun “herkesin kendine uygun ve hoş gelen yol” olmadığı aksine asıl doğru yolun Allah Teâlâ’nın uyulmasını istediği yol olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlamda doğru yol ancak “Allah’ın yolu” olup temel İslami öğretiler doğrultusunda sağlıklı bir gelişim sergileyen, yanı sıra kalben ve bedenen Allah’a yönelen kimselerin yolu olmaktadır. Elbette bu yol Allah Teâlâ’nın kitabıyla ve resulün fiili örnekliğiyle bildirdiği yoldur. Çalışmada ulaştığımız bir başka sonuç ise sözlü kültürümüzde çok yaygın bir şekilde karşımıza çıkan “herkesin kendi mizacına uygun bir din anlayışı ve yaşantısı geliştirebileceği” yönündeki yaklaşımın klasik yazılı ilim geleneğimizde bir karşılığının bulunmadığı olmuştur. Ayetle ilişkilendirilen bir başka husus ise eğitim süreçlerinde karakter farklılıklarından kaynaklanan ferdî farklılıkların dikkate alınması konusudur. Bu tespit isabetli olmakla birlikte ayetin bu yönde bir muhtevaya sahip olduğunu ileri sürmek zorlama bir yorum olmaktadır. Sonuç olarak insanlar, dahil oldukları inanç ve yaşam dünyasını sürekli beğenerek bir hoşnutluk ikliminde bulunuyor olmaya aldanmamalı, aksine Allah’ın hidâyet yoluna tabi olup peşi sıra gitmeyi önemsemeli ve onun hoşnutluğunu elde etmeye gayret etmelidir. Hidâyet ve doğru yolun neliği bağlamında pek çok çalışma yapılmakla birlikte “şâkile” kelimesinden hareketle bu yönde yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın bu alandaki boşluğu doldurması ve “şâkile” kelimesinin anlaşılması noktasında katkı sunması umulmaktadır.\",\"PeriodicalId\":33325,\"journal\":{\"name\":\"Marife Dini Arastirmalar Dergisi\",\"volume\":\"1 1\",\"pages\":\"\"},\"PeriodicalIF\":0.0000,\"publicationDate\":\"2023-06-30\",\"publicationTypes\":\"Journal Article\",\"fieldsOfStudy\":null,\"isOpenAccess\":false,\"openAccessPdf\":\"\",\"citationCount\":\"0\",\"resultStr\":null,\"platform\":\"Semanticscholar\",\"paperid\":null,\"PeriodicalName\":\"Marife Dini Arastirmalar Dergisi\",\"FirstCategoryId\":\"1085\",\"ListUrlMain\":\"https://doi.org/10.33420/marife.1259266\",\"RegionNum\":0,\"RegionCategory\":null,\"ArticlePicture\":[],\"TitleCN\":null,\"AbstractTextCN\":null,\"PMCID\":null,\"EPubDate\":\"\",\"PubModel\":\"\",\"JCR\":\"\",\"JCRName\":\"\",\"Score\":null,\"Total\":0}","platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Marife Dini Arastirmalar Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33420/marife.1259266","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

摘要

似乎每个人或群体对世界都有不同的看法,其评判者倾向于将其视为一个普通人。Kur’ân da birçok ayette bu duruma işaret edilmektedir。在这些迹象中,每个国家都为自己对宗教的理解而高兴,并充满了喜悦。同样,以色列的迹象之一,84岁。有人对他们说:“每个人都遵循自己的怀疑;你的主确实知道谁是被引导的。”“可疑”一词仅作为“形状”使用,来源与《悲伤的萨里58》相同。ayette bulunmakta ve“benzer,misli”anlamına gelecekşekilde yer almaktadır。如果对《古兰经》中使用的“怀疑”一词有不同的解释,那么“道路、宗教、有价值的法官、观点、方向、禁忌和马赛克”一词就是一般的意思。在联盟的标志之一。据说,已经向不信道者透露,他们不相信先知,也不遵循他向他们展示的指导。另一方面,据说不信者被警告错误的方向,邀请他们反思,并秘密威胁他们的道路。在另一个例子中,这些迹象被解释了,信徒和不信者的迹象,以及每一个信仰群体都会在其信仰和信仰中结出果实。所有这些解释都表明,这些诗句是在信仰和怀疑中解读的。因此,按照每个人最能看到的,他走的是一条路,因此我有信仰和生命。在这两个短句的第一句中,只有这样才能解决这个句子。Ayetin birâm lafız olan“küllü”lafzıyla başlamasıbu durumun herkes için geçerli olduğuna ve hiçbir kimsenin bu yargının dışında kalamayacağına işaret etmektedir。Zira Arapça gramer kuralarıgereğinceâm lafızların tahsis edildiklerine yönelik bir karine ya da delil bulunmadığısürece umumi hükümlerini koruduklarıkabul edilmektedir。当他接受第二句话时,真正的道路是安拉希望走正确的道路,除非这不是正确的道路。从这个意义上说,只有那些被引导的人才能受到真主之道的引导,他们在伊斯兰教的教导中表现出良好的进步,他们在真主之道上坚定不移。这就是真主在《真主书》和使徒的例子中解释的方式。我们在工作中取得的另一个结果是,在我们的经典书面科学传统中,“每个人都能理解和改善自己的生活方式”是没有回报的另一个与星座有关的人是在训练过程中考虑到性格差异引起的生育能力差异。尽管这一迹象已经得到证实,但很难继续下去。因此,人们不应该被他们在生活世界中的信仰和享受所欺骗,除非通过真主的方式,走真主的道路,跟踪真主,获得真主的快乐。Hidâyet ve doğru yolun neliği bağlamında pekçokçalışma yapılmakla birlikte“şâkile”kelimesinden shareketle bu yönde yapşlmış。我们的工作是填补这一领域的空白,帮助我们理解“可疑”一词。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
查看原文
分享 分享
微信好友 朋友圈 QQ好友 复制链接
本刊更多论文
Doğru Yolun Neliği Bağlamında Kur’ân’da “Şâkile” Kelimesi Üzerine Bir İnceleme
Farklı dünya görüşü ve değer yargılarına sahip her kişi ya da grubun yaygın bir insani tutum olarak tabi olduğu yolu “en doğru yol” alarak görme eğiliminde bulunduğu görülür. Kur’ân’da birçok ayette bu duruma işaret edilmektedir. Bu ayetlerde her topluluğun kendi din anlayışıyla sevinip övündüğü ve son derece mutlu olduğu belirtilmektedir. Yine bu ayetlerden birisi olan İsrâ Sûresi 84. ayette ise “Herkes kendi şâkilesine göre davranır. Şüphe yok ki Rabbiniz kimin en doğru yolda bulunduğunu çok iyi bilir.” buyurulmaktadır. “Şâkile” kelimesi sadece bir ayette geçerken aynı fiil kökünden “şekl” olarak kullanımı ise Sad Sûresi 58. ayette bulunmakta ve ”benzer, misli” anlamına gelecek şekilde yer almaktadır. Kur’ân’da kullanılan “şâkile” kelimesi hakkında farklı açıklamalar yapılmışsa da genel kanaat kelimenin “yol, din, değer yargısı, görüş, yön, tabiat ve mizaç” anlamlarına geldiği yönündedir. Müfessirlerin söz konusu ayetle ilgili yorumlarının birinde ayetin Hz. Peygamber’e inanmamayı ve onun gösterdiği hidâyet yoluna tabi olmamayı sürdüren inkârcılara karşı onu teselli etmek amacıyla indirildiği söylenmiştir. Bir başka yorumda inkârcıları yöneldikleri yolun yanlışlığı noktasında uyardığı, onları yeniden düşünmeye davet ettiği ve hatta tutup gittikleri yolun akıbeti konusunda onları gizli bir şekilde tehdit ettiği belirtilmiştir. Diğer bir yorumda ise ilgili ayet, mümin ve kâfirin iyi ve kötü toprak üzerinden anlatıldığı ayetle tefsir edilmiş ve buradan hareketle her inanç grubunun kendi din ve inancı doğrultusunda ürünler ortaya koyacağı ifade edilmiştir. Bütün bu açıklamaların ortak noktası ayetin iman ve küfür ekseninde yorumlandığını göstermektedir. Buna göre herkes kendince en uygun gördüğü şeye göre bir yol takip etmekte ve buna göre bir inanç ve hayat tarzı benimsemektedir. İki kısa cümleden oluşan ilgili ayetin ilk cümlesinde bu yönde bir durum tespiti yapılmakta ancak bu duruma olumlu bir değer yüklenmemektedir. Ayetin bir âm lafız olan “küllü” lafzıyla başlaması bu durumun herkes için geçerli olduğuna ve hiçbir kimsenin bu yargının dışında kalamayacağına işaret etmektedir. Zira Arapça gramer kuralları gereğince âm lafızların tahsis edildiklerine yönelik bir karine ya da delil bulunmadığı sürece umumi hükümlerini korudukları kabul edilmektedir. Ayet ikinci cümlesiyle birlikte bütüncül bir bakışla ele alındığında ise doğru yolun “herkesin kendine uygun ve hoş gelen yol” olmadığı aksine asıl doğru yolun Allah Teâlâ’nın uyulmasını istediği yol olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlamda doğru yol ancak “Allah’ın yolu” olup temel İslami öğretiler doğrultusunda sağlıklı bir gelişim sergileyen, yanı sıra kalben ve bedenen Allah’a yönelen kimselerin yolu olmaktadır. Elbette bu yol Allah Teâlâ’nın kitabıyla ve resulün fiili örnekliğiyle bildirdiği yoldur. Çalışmada ulaştığımız bir başka sonuç ise sözlü kültürümüzde çok yaygın bir şekilde karşımıza çıkan “herkesin kendi mizacına uygun bir din anlayışı ve yaşantısı geliştirebileceği” yönündeki yaklaşımın klasik yazılı ilim geleneğimizde bir karşılığının bulunmadığı olmuştur. Ayetle ilişkilendirilen bir başka husus ise eğitim süreçlerinde karakter farklılıklarından kaynaklanan ferdî farklılıkların dikkate alınması konusudur. Bu tespit isabetli olmakla birlikte ayetin bu yönde bir muhtevaya sahip olduğunu ileri sürmek zorlama bir yorum olmaktadır. Sonuç olarak insanlar, dahil oldukları inanç ve yaşam dünyasını sürekli beğenerek bir hoşnutluk ikliminde bulunuyor olmaya aldanmamalı, aksine Allah’ın hidâyet yoluna tabi olup peşi sıra gitmeyi önemsemeli ve onun hoşnutluğunu elde etmeye gayret etmelidir. Hidâyet ve doğru yolun neliği bağlamında pek çok çalışma yapılmakla birlikte “şâkile” kelimesinden hareketle bu yönde yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızın bu alandaki boşluğu doldurması ve “şâkile” kelimesinin anlaşılması noktasında katkı sunması umulmaktadır.
求助全文
通过发布文献求助,成功后即可免费获取论文全文。 去求助
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
23
审稿时长
8 weeks
期刊最新文献
Religious Education in Early Childhood at Montessori Egypt Centered Fasih Arabic Falsification Studies Development of the God Belief Styles Scale (GBSS) (A Validity and Reliability Study Matuf ile Matufun Aleyhi İrapta ve Hükümde Ortak Kılan Bağlaçların Nahiv ve Fıkıh Usûlü İlmi Bakımından İncelenmesi (Serahsî-Pezdevî Bağlamında) Preference Rules Adopted by Maliki Methodologists in Case of Conflict of Akhbār (The Example of al-Badji’s Book named Ihkām al-Fusūl)
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
已复制链接
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
×
扫码分享
扫码分享
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1