{"title":"The Art of Félix Ziem Following the Light of the Mediterranean and His Istanbul-Themed Works","authors":"Alp Doğu ESER","doi":"10.32600/huefd.1189444","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Beaune’da dünyaya gelen, kariyeri boyunca çok sayıda ülkeden eskizler alarak atölyesine dönüş yapan sanatçı Félix François Georges Philibert Ziem’in 1856 yılında yapmış olduğu İstanbul yolculuğu Sultan Abdülmecid’in saltanat yıllarına (1839-1861) denk gelmektedir. Tanzimat Fermanı ile modernleşme sürecine giren Osmanlı’daki özgürleşen ortam sanatçıyı İstanbul’a getirmiştir. Egzotizm ’in değil, izlenimlerin peşine düşen Ziem Ayasofya’nın başrolünde olduğu resimlerinde İstanbul’un kalabalıklarını, çeşmelerini, balıkçılarını, boğaz ve haliç sularında giden yelkenlilerini resmetmiştir. Sanatçının İstanbul ile bu flörtü birçok araştırmacının ve eleştirmenin dikkatini çekerken ‘’Ziem vatanına ihanet etti’’ yorumları yapılmıştır. Ziem resimlerinde kentin belgesel betimlerini yansıtmaktan ziyade deniz üzerindeki yaşamın pitoresk yönünü ortaya koymayı amaçlamıştır. Maddi kazanımları ile çağdaşları tarafından yoğun bir şekilde kıskanılan Félix Ziem, kariyerinin bir noktasından sonra benzer kompozisyonları sürekli olarak tekrarladığı için eleştirmenler tarafından tüccar olarak nitelendirilmiştir. Yaşarken bu denli ün sahibi olan bir sanatçının günümüzdeki tanınırlık oranının azlığı ise dikkat çekicidir. Çalışma kapsamında Vincent Van Gogh tarafından övgülere layık görülen, Claude Monet’nin jüri üyeliğini yapan, henüz hayattayken bir vasiyet üzerine Louvre Müzesi’ne girmeyi başaran, adına müzeler açılan, caddelere ismi verilen ve sanat hayatı boyunca zenginlerin gözbebeği olan Félix Ziem’in İstanbul resimleri merkeze alınarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-01-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32600/huefd.1189444","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Beaune’da dünyaya gelen, kariyeri boyunca çok sayıda ülkeden eskizler alarak atölyesine dönüş yapan sanatçı Félix François Georges Philibert Ziem’in 1856 yılında yapmış olduğu İstanbul yolculuğu Sultan Abdülmecid’in saltanat yıllarına (1839-1861) denk gelmektedir. Tanzimat Fermanı ile modernleşme sürecine giren Osmanlı’daki özgürleşen ortam sanatçıyı İstanbul’a getirmiştir. Egzotizm ’in değil, izlenimlerin peşine düşen Ziem Ayasofya’nın başrolünde olduğu resimlerinde İstanbul’un kalabalıklarını, çeşmelerini, balıkçılarını, boğaz ve haliç sularında giden yelkenlilerini resmetmiştir. Sanatçının İstanbul ile bu flörtü birçok araştırmacının ve eleştirmenin dikkatini çekerken ‘’Ziem vatanına ihanet etti’’ yorumları yapılmıştır. Ziem resimlerinde kentin belgesel betimlerini yansıtmaktan ziyade deniz üzerindeki yaşamın pitoresk yönünü ortaya koymayı amaçlamıştır. Maddi kazanımları ile çağdaşları tarafından yoğun bir şekilde kıskanılan Félix Ziem, kariyerinin bir noktasından sonra benzer kompozisyonları sürekli olarak tekrarladığı için eleştirmenler tarafından tüccar olarak nitelendirilmiştir. Yaşarken bu denli ün sahibi olan bir sanatçının günümüzdeki tanınırlık oranının azlığı ise dikkat çekicidir. Çalışma kapsamında Vincent Van Gogh tarafından övgülere layık görülen, Claude Monet’nin jüri üyeliğini yapan, henüz hayattayken bir vasiyet üzerine Louvre Müzesi’ne girmeyi başaran, adına müzeler açılan, caddelere ismi verilen ve sanat hayatı boyunca zenginlerin gözbebeği olan Félix Ziem’in İstanbul resimleri merkeze alınarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.