The Importance of Ta’wilat al-Qur'an by al-Maturidi as an Original Source Transmitting the Vast Exegetical Knowledge of the Early Period to the Future: the Example of Abu Muadh al-Nahwi
{"title":"The Importance of Ta’wilat al-Qur'an by al-Maturidi as an Original Source Transmitting the Vast Exegetical Knowledge of the Early Period to the Future: the Example of Abu Muadh al-Nahwi","authors":"Şükrü Maden","doi":"10.14395/hid.1328158","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eseri bir dirayet tefsiri olarak temayüz etmiş olmakla beraber önemli miktarda hicrî ilk iki asrın tefsir birikimini ihtiva eder. Dahası Mâtürîdî’nin aynı zamanda başvuru kaynakları olan bu müktesebatın bir kısmı, Taberî ve İbn Ebî Hâtim gibi tefsirlerin kaynakları ile mukayese edildiğinde özgündür. Onun naklettiği bazı tefsir bilgileri başka kaynaklarda yer almaz. Nitekim Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın kendisiyle aynı dönemdeki ve kendisinden önceki tefsirlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi tefsirin özgün kaynaklarının tespitine imkân sağlamaktadır. Bu durum Mâverâünnehir bölgesindeki ilmî kültür ve orada tedavülde olan eserlerin dönemin Bağdat, Basra ve Kûfe gibi başat ilim merkezlerindeki ilmî ortamdan belli noktalarda farklılaşmasına bağlanabilir. Örneğin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da çok sayıda görüşü nakledilen âlimlerden biri Ebû Muâz en-Nahvî’dir (öl. 211/826). Kendisi Merv’li olup müfessir, dilci, kârî ve râvî olarak tanınmaktadır. Ebû Hanîfe, Abdullâh b. Mübârek ve Ubeyd b. Süleymân’dan rivayette bulunmuş ve sika raviler arasında zikredilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Ebû Muâz’ın tefsir ve kıraat alanında 140 civarındaki görüşü çoğu tefsir eseri olmak üzere çeşitli kaynaklar içinde günümüze ulaşmıştır. Ancak bunların yarısı Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan başka bir eserde yer almaz. Bu da Mâtürîdî’nin tefsirini ilk iki asrın tefsir malumatının tespitinde özel bir konuma yerleştirmektedir. Bu münasebetle çalışmamızda Ebû Muâz’ın, Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ında nakledilen tefsir ve kıraatle ilgili görüşleri incelenecektir. Çalışmanın bulgularıyla Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın ilk iki asrın tefsir birikiminin geleceğe aktarımına katkısını vurgulayarak hem Mâtürîdî hem de Ebû Muâz özelinde tefsir tarihi araştırmalarına katkı sağlaması beklenmektedir. Ebû Muâz’a Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da nispet edilen görüşler henüz müstakil bir araştırmaya konu olmamıştır. Nitel bir araştırma olan bu makalede dokümantasyon analizi yöntemi takip edilecektir. Ebû Muâz’ın Te’vîlât’ta nakledilen beyanları ekseriyetle dilbilimsel tefsir ve kıraatle ilgilidir. Bu durum onun günümüze ulaşmayan Meâni’l-Kur’ân ve Kitâbü’l-Kırâât adlı eserlerinin varlığına dair bilgileri de teyit etmektedir. Zira İbnü’n-Nedîm onun Meâni’l-Kur’ân telif ettiğini belirtirken, Kâtib Çelebi de Kitâbü’l-Kırâât isimli bir eserinden bahsetmiştir. Ne var ki bugünkü tespitlerimize göre bu eserler elimizde mevcut değildir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da yer verilen açıklamalarına ayrıntılı olarak bakıldığında bazı sözcüklerin Arap dilinde kullanıldığı manaları, kökleri, sîgaları, nahvî özellikleri gibi hususların ön planda olduğu görülür. Ayrıca bu açıklamalar Arap kavilleri ve Kur’ân âyetleriyle delillendirilmiştir. Ebû Muâz, sahih ve müdrec kıraatlere değinmiş, kıraat farkından kaynaklanan anlam farklılıklarını izah etmiştir. Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’dan naklettiği görüşler içinde Mukâtil b. Süleymân’a yöneltilen itirazlar da dikkat çeker. Ebû Muâz, ilgili açıklamalarında Mukâtil’e kelamî hassasiyet gözetmeme ve bağlama riayet etmeme gibi eleştiriler yöneltmiştir. Burada dikkat çeken noktalardan birisi ise Ebû Muâz’ın eleştirdiği bazı hususların Mukâtil’in bugün elimizdeki tefsirinde yer almıyor oluşudur. Bu ise bir taraftan Mukâtil’in tefsirinin farklı versiyonlarını gündeme getirmekte bir taraftan da Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın rivayet içeriğinin değerini artırmaktadır. Yine Mâtürîdî’nin atıflarında Ebû Muâz’ın Mücâhid, Mukâtil ve Kisâî gibi ilk dönem müfessirlerinin görüşlerini de naklettiği görülmektedir. Son tahlilde Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’a çok sayıda atıf yapması onun Mâverâünnehir coğrafyasında eserleri okunup görüşlerine itibar edilen bir dil, tefsir ve kıraat âlimi olarak kabul edildiğine dayanak kabul edilebilir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından yer verilen görüşlerine Mâtürîdî öncesi ve sonrası kaynaklarda rastlanmaması ise Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’ın eserlerini bizzat görme ihtimalini kuvvetlendirdiği gibi Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın bu özgün rivayet yönünün sonraki dönem tefsir literatürünce ihmal edildiğinin göstergelerinden sayılabilir. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Dilbilim, Kıraat, Rivayet, Matüridi, Te’vilatü’l-Kur’an, Ebu Muaz en-Nahvi, Meani’l-Kur’an.","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"50 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Hitit İlahiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.14395/hid.1328158","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eseri bir dirayet tefsiri olarak temayüz etmiş olmakla beraber önemli miktarda hicrî ilk iki asrın tefsir birikimini ihtiva eder. Dahası Mâtürîdî’nin aynı zamanda başvuru kaynakları olan bu müktesebatın bir kısmı, Taberî ve İbn Ebî Hâtim gibi tefsirlerin kaynakları ile mukayese edildiğinde özgündür. Onun naklettiği bazı tefsir bilgileri başka kaynaklarda yer almaz. Nitekim Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın kendisiyle aynı dönemdeki ve kendisinden önceki tefsirlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi tefsirin özgün kaynaklarının tespitine imkân sağlamaktadır. Bu durum Mâverâünnehir bölgesindeki ilmî kültür ve orada tedavülde olan eserlerin dönemin Bağdat, Basra ve Kûfe gibi başat ilim merkezlerindeki ilmî ortamdan belli noktalarda farklılaşmasına bağlanabilir. Örneğin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da çok sayıda görüşü nakledilen âlimlerden biri Ebû Muâz en-Nahvî’dir (öl. 211/826). Kendisi Merv’li olup müfessir, dilci, kârî ve râvî olarak tanınmaktadır. Ebû Hanîfe, Abdullâh b. Mübârek ve Ubeyd b. Süleymân’dan rivayette bulunmuş ve sika raviler arasında zikredilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Ebû Muâz’ın tefsir ve kıraat alanında 140 civarındaki görüşü çoğu tefsir eseri olmak üzere çeşitli kaynaklar içinde günümüze ulaşmıştır. Ancak bunların yarısı Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan başka bir eserde yer almaz. Bu da Mâtürîdî’nin tefsirini ilk iki asrın tefsir malumatının tespitinde özel bir konuma yerleştirmektedir. Bu münasebetle çalışmamızda Ebû Muâz’ın, Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ında nakledilen tefsir ve kıraatle ilgili görüşleri incelenecektir. Çalışmanın bulgularıyla Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın ilk iki asrın tefsir birikiminin geleceğe aktarımına katkısını vurgulayarak hem Mâtürîdî hem de Ebû Muâz özelinde tefsir tarihi araştırmalarına katkı sağlaması beklenmektedir. Ebû Muâz’a Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da nispet edilen görüşler henüz müstakil bir araştırmaya konu olmamıştır. Nitel bir araştırma olan bu makalede dokümantasyon analizi yöntemi takip edilecektir. Ebû Muâz’ın Te’vîlât’ta nakledilen beyanları ekseriyetle dilbilimsel tefsir ve kıraatle ilgilidir. Bu durum onun günümüze ulaşmayan Meâni’l-Kur’ân ve Kitâbü’l-Kırâât adlı eserlerinin varlığına dair bilgileri de teyit etmektedir. Zira İbnü’n-Nedîm onun Meâni’l-Kur’ân telif ettiğini belirtirken, Kâtib Çelebi de Kitâbü’l-Kırâât isimli bir eserinden bahsetmiştir. Ne var ki bugünkü tespitlerimize göre bu eserler elimizde mevcut değildir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da yer verilen açıklamalarına ayrıntılı olarak bakıldığında bazı sözcüklerin Arap dilinde kullanıldığı manaları, kökleri, sîgaları, nahvî özellikleri gibi hususların ön planda olduğu görülür. Ayrıca bu açıklamalar Arap kavilleri ve Kur’ân âyetleriyle delillendirilmiştir. Ebû Muâz, sahih ve müdrec kıraatlere değinmiş, kıraat farkından kaynaklanan anlam farklılıklarını izah etmiştir. Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’dan naklettiği görüşler içinde Mukâtil b. Süleymân’a yöneltilen itirazlar da dikkat çeker. Ebû Muâz, ilgili açıklamalarında Mukâtil’e kelamî hassasiyet gözetmeme ve bağlama riayet etmeme gibi eleştiriler yöneltmiştir. Burada dikkat çeken noktalardan birisi ise Ebû Muâz’ın eleştirdiği bazı hususların Mukâtil’in bugün elimizdeki tefsirinde yer almıyor oluşudur. Bu ise bir taraftan Mukâtil’in tefsirinin farklı versiyonlarını gündeme getirmekte bir taraftan da Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın rivayet içeriğinin değerini artırmaktadır. Yine Mâtürîdî’nin atıflarında Ebû Muâz’ın Mücâhid, Mukâtil ve Kisâî gibi ilk dönem müfessirlerinin görüşlerini de naklettiği görülmektedir. Son tahlilde Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’a çok sayıda atıf yapması onun Mâverâünnehir coğrafyasında eserleri okunup görüşlerine itibar edilen bir dil, tefsir ve kıraat âlimi olarak kabul edildiğine dayanak kabul edilebilir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından yer verilen görüşlerine Mâtürîdî öncesi ve sonrası kaynaklarda rastlanmaması ise Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’ın eserlerini bizzat görme ihtimalini kuvvetlendirdiği gibi Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın bu özgün rivayet yönünün sonraki dönem tefsir literatürünce ihmal edildiğinin göstergelerinden sayılabilir. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Dilbilim, Kıraat, Rivayet, Matüridi, Te’vilatü’l-Kur’an, Ebu Muaz en-Nahvi, Meani’l-Kur’an.