Pub Date : 2023-09-14DOI: 10.32707/ercivet.1388996
Betül YALÇIN, Arzu Hanım YAY, Saim ÖZDAMAR
Uterine tissue is an organ with a high proliferation capacity where regeneration, differentiation and shedding
are seen. Although this tissue is regenerated every month, the source of it hasn’t been determined yet. Studies are
carried out on stem cells being a source that can provide regeneration of the endometrium and the markers expressed
by these cells. The purpose of this study was to examine the immunreactivity of CD9 and CD13 expressed by essential
population of uterus and CD34, marker of hematopoietic stem cells, at various stages of the postnatal developing pro-
cess. In this study, was used 42 female Wistar-albino rats split into six groups; Group I; newborn (2-days), Group II;
pubertal (38-days), and Group III: fertile group (12 weeks), by identifying the stages of the estrous cycle in rats a) pro-
estrus, b) estrus, c) metestrus, d) diestrus. The expression of CD9, CD13, and CD34 in uterine tissues excised from
rats was investigated. In the groups of 38-days and 12-weeks, CD34-expressing cells were present in the stroma of the
endometrium next to the myometrium, but such cells were absent in the 2-days group. All groups' uterine epithelium
displayed CD9 expression, except for group 2-days. Endometrial stromal cells that expressed CD13 showed only little
immureactivity in groups 2 and 38-days, while CD13 expression is noticeable in group 12-weeks. It was thought that
the uterine endometrium could be regenerated in puberty and adulthood with the contribution of bone marrow-derived
stem cells and uterine-derived epithelial and stromal cells.
{"title":"Investigation of the Presence of Stem Cells in Rat Uterus Tissue in Postnatal Development Periods","authors":"Betül YALÇIN, Arzu Hanım YAY, Saim ÖZDAMAR","doi":"10.32707/ercivet.1388996","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1388996","url":null,"abstract":"Uterine tissue is an organ with a high proliferation capacity where regeneration, differentiation and shedding
 are seen. Although this tissue is regenerated every month, the source of it hasn’t been determined yet. Studies are
 carried out on stem cells being a source that can provide regeneration of the endometrium and the markers expressed
 by these cells. The purpose of this study was to examine the immunreactivity of CD9 and CD13 expressed by essential
 population of uterus and CD34, marker of hematopoietic stem cells, at various stages of the postnatal developing pro-
 cess. In this study, was used 42 female Wistar-albino rats split into six groups; Group I; newborn (2-days), Group II;
 pubertal (38-days), and Group III: fertile group (12 weeks), by identifying the stages of the estrous cycle in rats a) pro-
 estrus, b) estrus, c) metestrus, d) diestrus. The expression of CD9, CD13, and CD34 in uterine tissues excised from
 rats was investigated. In the groups of 38-days and 12-weeks, CD34-expressing cells were present in the stroma of the
 endometrium next to the myometrium, but such cells were absent in the 2-days group. All groups' uterine epithelium
 displayed CD9 expression, except for group 2-days. Endometrial stromal cells that expressed CD13 showed only little
 immureactivity in groups 2 and 38-days, while CD13 expression is noticeable in group 12-weeks. It was thought that
 the uterine endometrium could be regenerated in puberty and adulthood with the contribution of bone marrow-derived
 stem cells and uterine-derived epithelial and stromal cells.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"61 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134990384","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Kayseri ilindeki kasap ve şarküteri ortamında Staphylococcus aureus’un (S. aureus) varlığı, elde
edilen izolatların biyofilm üretim yeteneklerinin fenotipik ve genotipik yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç-
la, Ağustos-Aralık 2022 tarihleri arasında rastgele seçilen 10 farklı işletmeden toplam 200 örnek elde edilmiştir. S. au-
reus varlığı EN/ISO 6888-1 (01/2004)’da belirtilen metoda ek olarak PCR’da nuc geninin belirlenmesiyle tespit edilmiş,
biyofilm yeteneği ise Kongo kırmızısı agar (KKA) ve mikroplaka (MP) yöntemi ile araştırılmıştır. Ayrıca biyofilm yetene-
ğine sahip izolatlarda biyofilm ile ilişkili genlerin varlığı yine PCR yöntemi ile araştırılmıştır. Analiz edilen 200 örneğin
42’si (%21) S. aureus olarak identifiye edilmiştir. S. aureus izolatlarının, beşi bıçak, yedisi kesme tahtası, sekizi kıyma,
altısı kuşbaşı, ikisi sucuk, dördü köfte, altısı peynir ve dördü pastırma örneklerine aitti. Çalışmada elde edilen, izolatla-
rın tamamının hem KKA’da hem de MP testinde biyofilm pozitif olduğu belirlenirken, MP testine göre izolatların 18 (%
43)’inin güçlü, 13 (%31)’ünün orta derecede ve 11 (%26)’inin zayıf biyofilm ürettiği tespit edilmiştir. Biyofilm pozitif ola-
rak belirlenen izolatların 18’i (%43) ve 16’sı (%38) analiz edilen genlerden sırasıyla icaA ve icaD geni taşırken hiçbir
izolatın fnbA ve fnbB genlerini barındırmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, Kayseri ilindeki kasap ve şarküteri ortamın-
dan izole edilen S. aureus’ların biyofilm üretme yeteneği halk sağlığı açısından tehlike arz etmektedir. Bu nedenle,
işletmelerde hijyen koşullarının iyileştirilmesi gıda güvenliği ve tüketici sağlığı için önemlidir.
{"title":"Phenotypic and Genotypic Characterization of Biofilm Production in Staphylococcus aureus Isolates Obtained from Food Contact Surfaces in Butcher and Delicatessen","authors":"Nihat AKYOL, Dursun Alp GÜNDOĞ, Yasin ÖZKAYA, Candan GÜNGÖR, Nurhan ERTAŞ ONMAZ","doi":"10.32707/ercivet.1389025","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1389025","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Kayseri ilindeki kasap ve şarküteri ortamında Staphylococcus aureus’un (S. aureus) varlığı, elde
 edilen izolatların biyofilm üretim yeteneklerinin fenotipik ve genotipik yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç-
 la, Ağustos-Aralık 2022 tarihleri arasında rastgele seçilen 10 farklı işletmeden toplam 200 örnek elde edilmiştir. S. au-
 reus varlığı EN/ISO 6888-1 (01/2004)’da belirtilen metoda ek olarak PCR’da nuc geninin belirlenmesiyle tespit edilmiş,
 biyofilm yeteneği ise Kongo kırmızısı agar (KKA) ve mikroplaka (MP) yöntemi ile araştırılmıştır. Ayrıca biyofilm yetene-
 ğine sahip izolatlarda biyofilm ile ilişkili genlerin varlığı yine PCR yöntemi ile araştırılmıştır. Analiz edilen 200 örneğin
 42’si (%21) S. aureus olarak identifiye edilmiştir. S. aureus izolatlarının, beşi bıçak, yedisi kesme tahtası, sekizi kıyma,
 altısı kuşbaşı, ikisi sucuk, dördü köfte, altısı peynir ve dördü pastırma örneklerine aitti. Çalışmada elde edilen, izolatla-
 rın tamamının hem KKA’da hem de MP testinde biyofilm pozitif olduğu belirlenirken, MP testine göre izolatların 18 (%
 43)’inin güçlü, 13 (%31)’ünün orta derecede ve 11 (%26)’inin zayıf biyofilm ürettiği tespit edilmiştir. Biyofilm pozitif ola-
 rak belirlenen izolatların 18’i (%43) ve 16’sı (%38) analiz edilen genlerden sırasıyla icaA ve icaD geni taşırken hiçbir
 izolatın fnbA ve fnbB genlerini barındırmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, Kayseri ilindeki kasap ve şarküteri ortamın-
 dan izole edilen S. aureus’ların biyofilm üretme yeteneği halk sağlığı açısından tehlike arz etmektedir. Bu nedenle,
 işletmelerde hijyen koşullarının iyileştirilmesi gıda güvenliği ve tüketici sağlığı için önemlidir.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136071974","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İlk olarak on sekizinci yüzyılın başlarında kullanılmaya başlayan klinik beceri eğitimi, günümüzde modern tıp eğiti-
minde önemli bir yer edinmiştir. Klinik beceri laboratuvarları (KBL), öğrencilerin hastalarla karşılaşmadan önce klinik
yeterlilik seviyesine ulaşmalarına yardımcı olmaktadır. Geleneksel tıp eğitiminin öğrencilerintemel klinik becerileri ka-
zanmaları konusunda yetersiz kaldığı bilinmektedir. Benzer sorun Veteriner Hekimliği eğitiminde de öğrencilerin karşı-
sına çıkmaktadır. Bu nedenle,klinik beceri eğitimi Veteriner Hekimliği eğitiminde öğrencilerin etkin bir şekilde faydalana-
cağı şekilde oluşturulmalıdır. Bu çalışmada Erciyes Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi örneği kullanılarak Veteri-
ner Hekimliği öğrencilerinin KBLile ilgili görüşleri ve memnuniyet düzeyleri belirlenmiştir. KBL kullanımının Veteriner
Hekimlik eğitimine yararlı olduğunu düşünen öğrencilerin oranı %44.1 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin %83.8’i KBL‘yi
Veteriner Hekimlik eğitimin önemli halkalarından biri olarak nitelendirmiş, %84.5’i ise veteriner fakültelerinde KBL’nin
yaygınlaştırılması gerektiğini belirtmiştir.
{"title":"Veteriner Hekimlik Eğitiminde Klinik Beceri Laboratuvarının Mesleki Eğitime Katkısının Araştırılması","authors":"Elif ÇELİK GÜRBULAK, Aytaç AKÇAY, Murat KANBUR, Gencay EKİNCİ, Hazal Aysın YÜCEEL, Güven GÜNGÖR","doi":"10.32707/ercivet.1387999","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1387999","url":null,"abstract":"İlk olarak on sekizinci yüzyılın başlarında kullanılmaya başlayan klinik beceri eğitimi, günümüzde modern tıp eğiti-
 minde önemli bir yer edinmiştir. Klinik beceri laboratuvarları (KBL), öğrencilerin hastalarla karşılaşmadan önce klinik
 yeterlilik seviyesine ulaşmalarına yardımcı olmaktadır. Geleneksel tıp eğitiminin öğrencilerintemel klinik becerileri ka-
 zanmaları konusunda yetersiz kaldığı bilinmektedir. Benzer sorun Veteriner Hekimliği eğitiminde de öğrencilerin karşı-
 sına çıkmaktadır. Bu nedenle,klinik beceri eğitimi Veteriner Hekimliği eğitiminde öğrencilerin etkin bir şekilde faydalana-
 cağı şekilde oluşturulmalıdır. Bu çalışmada Erciyes Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi örneği kullanılarak Veteri-
 ner Hekimliği öğrencilerinin KBLile ilgili görüşleri ve memnuniyet düzeyleri belirlenmiştir. KBL kullanımının Veteriner
 Hekimlik eğitimine yararlı olduğunu düşünen öğrencilerin oranı %44.1 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin %83.8’i KBL‘yi
 Veteriner Hekimlik eğitimin önemli halkalarından biri olarak nitelendirmiş, %84.5’i ise veteriner fakültelerinde KBL’nin
 yaygınlaştırılması gerektiğini belirtmiştir.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136364204","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-17DOI: 10.32707/ercivet.1388920
Mustafa ESEN, Öznur ASLAN
Bu çalışmanın amacı, Aydın ilinde yaşan kedilerde kedi lösemi virusu (FeLV) ve kedi immun yetmezlik virusu (FIV)
varlığının belirlenmesidir. Çalışmanın materyalini; tedavi, kontrol, kastrasyon, kısırlaştırma, anti-paraziter uygulama ve
aşı gibi çeşitli sebeplerle Aydın’daki özel bir kliniğe başvuran yaşları 6 aylık ve üzeri olan farklı ırk [Sfenks (2), British
Shorthair (12), Scottish Fold (5), Tekir (68), İran kedisi (3), Himalayan (3), Siyam (3), Chincila (1), Bombay (1), Russian
Blue (1), Van kedisi (1)] ve cinsiyetteki (E= 51, D= 49) rastgele seçilen 100 kediden toplanan kan örnekleri oluşturdu.
Çalışmaya dahil edilen kedilerin klinik muayeneleri yapılarak, alınan kan örneklerinde hemogram ölçümleri ile FIV anti-
koru ve FeLV antijeni yönünden hızlı tanı testi [Bionote® , Anigen Rapid (FIV Ab/FeLV Ag), Güney Kore] yapıldı. Örnek
alınan kedilerin üçünde (%3) FIV antikorunun pozitif, FeLV Ag (antijen) yönünden ise hepsinin negatif olduğu belirlendi.
FIV pozitif bulunan üç kediden üçünün de (%100) dişi, ikisinin Scottish Fold (4 ve 1.5 yaş) ve birinin Tekir (3 yaş) oldu-
ğu kaydedildi. Scottish Fold kedilerde herhangi bir klinik semptom gözlenmezken, birinin dışarı çıktığı ve FeLV’ye karşı
aşılanmış olduğu belirlendi. FIV pozitif belirlenen tekir kedinin klinik muayenesinde aralıklı kusmalarının olduğu ve dışa-
rıya çıktığı kaydedildi. FIV pozitif kedilerin hematolojik değerleri incelendiğinde bir kedinin kan değerlerinin hafif dehid-
rasyon dışında referans değerlerde olduğu gözlenirken, birinde lökopeni ile hafif dehidrasyon ve birinde ise lökositozis,
lenfositozis ve trompositozis belirlendi. Sonuç olarak, Aydın ilindeki kedilerde %3 oranında FIV pozitiflik belirlenirken
FeLV antijen görülme oranı %0 olarak belirlendi. FIV pozitif kedilerin klinik ve hematoloji bulgularının değişkenlik gös-
terdiği kaydedildi.
{"title":"Aydın İlindeki Kedilerde FeLV ve FIV Enfeksiyonlarının Belirlenmesi","authors":"Mustafa ESEN, Öznur ASLAN","doi":"10.32707/ercivet.1388920","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1388920","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, Aydın ilinde yaşan kedilerde kedi lösemi virusu (FeLV) ve kedi immun yetmezlik virusu (FIV)
 varlığının belirlenmesidir. Çalışmanın materyalini; tedavi, kontrol, kastrasyon, kısırlaştırma, anti-paraziter uygulama ve
 aşı gibi çeşitli sebeplerle Aydın’daki özel bir kliniğe başvuran yaşları 6 aylık ve üzeri olan farklı ırk [Sfenks (2), British
 Shorthair (12), Scottish Fold (5), Tekir (68), İran kedisi (3), Himalayan (3), Siyam (3), Chincila (1), Bombay (1), Russian
 Blue (1), Van kedisi (1)] ve cinsiyetteki (E= 51, D= 49) rastgele seçilen 100 kediden toplanan kan örnekleri oluşturdu.
 Çalışmaya dahil edilen kedilerin klinik muayeneleri yapılarak, alınan kan örneklerinde hemogram ölçümleri ile FIV anti-
 koru ve FeLV antijeni yönünden hızlı tanı testi [Bionote® , Anigen Rapid (FIV Ab/FeLV Ag), Güney Kore] yapıldı. Örnek
 alınan kedilerin üçünde (%3) FIV antikorunun pozitif, FeLV Ag (antijen) yönünden ise hepsinin negatif olduğu belirlendi.
 FIV pozitif bulunan üç kediden üçünün de (%100) dişi, ikisinin Scottish Fold (4 ve 1.5 yaş) ve birinin Tekir (3 yaş) oldu-
 ğu kaydedildi. Scottish Fold kedilerde herhangi bir klinik semptom gözlenmezken, birinin dışarı çıktığı ve FeLV’ye karşı
 aşılanmış olduğu belirlendi. FIV pozitif belirlenen tekir kedinin klinik muayenesinde aralıklı kusmalarının olduğu ve dışa-
 rıya çıktığı kaydedildi. FIV pozitif kedilerin hematolojik değerleri incelendiğinde bir kedinin kan değerlerinin hafif dehid-
 rasyon dışında referans değerlerde olduğu gözlenirken, birinde lökopeni ile hafif dehidrasyon ve birinde ise lökositozis,
 lenfositozis ve trompositozis belirlendi. Sonuç olarak, Aydın ilindeki kedilerde %3 oranında FIV pozitiflik belirlenirken
 FeLV antijen görülme oranı %0 olarak belirlendi. FIV pozitif kedilerin klinik ve hematoloji bulgularının değişkenlik gös-
 terdiği kaydedildi.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136337985","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-15DOI: 10.32707/ercivet.1387982
Satı Bilge KAYA, Berrin KOCAOĞLU GÜÇLÜ
Bu çalışma, yumurtacı tavuk rasyonlarına farklı oranlarda karahindiba (Taraxacum officinale) ekstresi (KHE) ilave-
sinin performans ve yumurta iç-dış kalite parametrelerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 22
haftalık yaşta, 96 adet yumurtacı Atak-S tavuk kullanılmıştır. Tavuklar, her biri altı alt gruptan oluşan dört gruba ayrıl-
mış ve her alt grupta dört tavuk olacak şekilde düzenlenmiştir. Çalışma 90 günlük periyotta yürütülmüştür. Çalışma
süresince kontrol grubu bazal yem, deneme grupları ise bazal yeme sırasıyla, %0.30, %0.60 ve %0.90 oranında KHE
eklenen yemlerle beslenmiştir. Yumurta verimi bakımından gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamakla birlikte
(P>0.05), KHE içeren yemlerle beslenen gruplarda çalışma sonu ortalama yumurta veriminin kontrol grubuna göre
rakamsal olarak daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yem tüketimi, yemden yararlanma oranı, canlı ağırlık ve yumurta
sarı rengi ortalamaları bakımından gruplar arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05). Çalışmada %0.90
KHE içeren grupta yumurta ağırlığının kontrol grubuna göre önemli oranda yüksek olduğu saptanmıştır (P
{"title":"Effect of Dandelion Extracts Supplementation to Laying Hen Diet on Performance and Egg Quality","authors":"Satı Bilge KAYA, Berrin KOCAOĞLU GÜÇLÜ","doi":"10.32707/ercivet.1387982","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1387982","url":null,"abstract":"Bu çalışma, yumurtacı tavuk rasyonlarına farklı oranlarda karahindiba (Taraxacum officinale) ekstresi (KHE) ilave-
 sinin performans ve yumurta iç-dış kalite parametrelerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 22
 haftalık yaşta, 96 adet yumurtacı Atak-S tavuk kullanılmıştır. Tavuklar, her biri altı alt gruptan oluşan dört gruba ayrıl-
 mış ve her alt grupta dört tavuk olacak şekilde düzenlenmiştir. Çalışma 90 günlük periyotta yürütülmüştür. Çalışma
 süresince kontrol grubu bazal yem, deneme grupları ise bazal yeme sırasıyla, %0.30, %0.60 ve %0.90 oranında KHE
 eklenen yemlerle beslenmiştir. Yumurta verimi bakımından gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamakla birlikte
 (P>0.05), KHE içeren yemlerle beslenen gruplarda çalışma sonu ortalama yumurta veriminin kontrol grubuna göre
 rakamsal olarak daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yem tüketimi, yemden yararlanma oranı, canlı ağırlık ve yumurta
 sarı rengi ortalamaları bakımından gruplar arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05). Çalışmada %0.90
 KHE içeren grupta yumurta ağırlığının kontrol grubuna göre önemli oranda yüksek olduğu saptanmıştır (P","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"188 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135165336","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-29DOI: 10.32707/ercivet.1389149
Osman KIYICI, Berrin KOCAOĞLU GÜÇLÜ, Kanber KARA, Serkan ÖZKAYA, Jale METİN KIYICI
This study aimed to determine the effects of DL-malic acid supplementation in beef cattle rations containing
high concentrated feed and dry forage (alfalfa hay and wheat straw) on fattening performance, carcass traits and ru-
men parameters. In present study, 47 male beef cattle (19 Simmental, 28 Limousine) at the age of 14-16 months were
used. Cattle breeds were divided into two groups (0 and 30 g/day of DL-malic acid). In the present study, the differ-
ences in live weights, daily live weight gains and carcass weights of the control and DL-malic acid groups were found
to be significant in Simmental breed (P0.05).The
malic acid addition increased the molarities of acetic, butyric, propionic and total volatile fatty acids (TVFA) and acetic
acid/ propionic acid ratio in the rumen fluid (P0.05). As a result, DL-malic acid supplementation to beef cattle ration varied with cattle breeds in terms of fattening
performance, while such supplementations had positive effect on fattening in Simmental breed. Besides, the increase
in TVFA and acetic, propionic and butyric acids, which are indicators of fiber and carbohydrate fermentation efficiency
in the rumen, shows that malic acid has a positive effect on feed digestion in the rumen.
{"title":"Yüksek Düzeyde Konsantre Yem ve Kuru Kaba Yem İçeren Besi Sığırı Rasyonlarında DL-Malik Asitin Besi Performansı ve Rumen Parametreleri Üzerine Etkinliği","authors":"Osman KIYICI, Berrin KOCAOĞLU GÜÇLÜ, Kanber KARA, Serkan ÖZKAYA, Jale METİN KIYICI","doi":"10.32707/ercivet.1389149","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1389149","url":null,"abstract":"This study aimed to determine the effects of DL-malic acid supplementation in beef cattle rations containing
 high concentrated feed and dry forage (alfalfa hay and wheat straw) on fattening performance, carcass traits and ru-
 men parameters. In present study, 47 male beef cattle (19 Simmental, 28 Limousine) at the age of 14-16 months were
 used. Cattle breeds were divided into two groups (0 and 30 g/day of DL-malic acid). In the present study, the differ-
 ences in live weights, daily live weight gains and carcass weights of the control and DL-malic acid groups were found
 to be significant in Simmental breed (P0.05).The
 malic acid addition increased the molarities of acetic, butyric, propionic and total volatile fatty acids (TVFA) and acetic
 acid/ propionic acid ratio in the rumen fluid (P0.05). As a result, DL-malic acid supplementation to beef cattle ration varied with cattle breeds in terms of fattening
 performance, while such supplementations had positive effect on fattening in Simmental breed. Besides, the increase
 in TVFA and acetic, propionic and butyric acids, which are indicators of fiber and carbohydrate fermentation efficiency
 in the rumen, shows that malic acid has a positive effect on feed digestion in the rumen.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"98 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135832474","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-29DOI: 10.32707/ercivet.1387928
Harun HIZLISOY, Özgün TAŞLI, Mukaddes BAREL, Kürşat KÖŞKEROĞLU
Bu çalışmada; Kayseri ilinde satışa sunulan tavuk eti örneklerinden Arcobacter spp’nin izolasyonu, identifikasyonu
ve elde edilen izolatların antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi ve moleküler tiplendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla,
tavuk eti satış noktalarından toplanan toplam 100 adet tavuk eti örneği materyal olarak kullanıldı. Arcobacter spp.’lerin
izolasyonu amacıyla ön zenginleştirme ve membran filtrasyon metodundan yararlanıldı. Elde edilen Arcobacter spp.
izolatlarının identifikasyonu fenotipik testler ve Multipleks Polimeraz Zincir Reaksiyonu (mPZR) ile gerçekleştirildi. Arco-
bacter spp. izolatların eritromisin azitromisin, enrofloksasin, tetrasiklin, ampisilin, trimetoprim-sulfametoksazol, amoksi-
silin-klavulanik asit, gentamisin, streptomisin, neomisin antibiyotiklerine karşı duyarlılıklarının saptanması amacıyla disk
difüzyon testi yönteminden yararlanıldı. Arcobacter spp. izolatlarının genotiplendirilmesi Enterobacterial Repetitive
Intergenic Consensus-Polymerase Chain Reaction (ERIC-PCR) ile gerçekleştirildi. Bu çalışmada, izolasyon işlemi so-
nucunda toplanan 100 adet tavuk eti örneğinin 23’ü (%23) Arcobacter spp. yönünden pozitif bulundu. Moleküler identi-
fikasyon sonucunda, elde edilen, 23 Arcobacter spp. izolatının 3’ü Arcobacter cryaerophilus, 20’si ise Arcobacter
butzleri olarak tanımlandı. Antibiyotik duyarlılık testi sonucunda, Arcobacter spp. izolatlarının sırasıyla 12’sinin (%
52.17) eritromisine, 13’ünün (%56.52) amoksisilin-klavulanik asite, 20’sinin (%86.95) trimetoprim/sülfametaksazole,
20’sinin (%86.95) ampisiline, 8’inin (%34.78) enrofloksasine, 2’sinin (%8.69) tetrasikline, 5’inin (%21.73) streptomisine,
16’sının (%69.56) azitromisine ve 21’inin (%91.3) de neomisine dirençli olduğu tespit edildi. Ayrıca tüm izolatların gen-
tamisine duyarlı olduğu belirlendi. Sonuç olarak, çoklu antibiyotik dirençli olduğu belirlenen Arcobacter spp.’nin yaygın
olarak tüketilen kanatlı etinde bulunması, insanlarda gastroenterit ve bağırsak dışı hastalıklara neden olan bu etkenle-
rin halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğini göstermektedir. Bu nedenle kanatlı karkaslarının etken ile kontaminas-
yonun önlenmesi ve gıdaların üretimi, işlenmesi, depolanması ve satışı hakkında personelin eğitilmesinin, kanatlı etle-
rinden kaynaklanan hastalıkları engellemekte önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.
{"title":"Tavuk Etlerinde Arcobacter spp. Varlığı, İzolatların Antibiyotik Duyarlılıkları ve Moleküler Tiplendirilmesi","authors":"Harun HIZLISOY, Özgün TAŞLI, Mukaddes BAREL, Kürşat KÖŞKEROĞLU","doi":"10.32707/ercivet.1387928","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1387928","url":null,"abstract":"Bu çalışmada; Kayseri ilinde satışa sunulan tavuk eti örneklerinden Arcobacter spp’nin izolasyonu, identifikasyonu
 ve elde edilen izolatların antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi ve moleküler tiplendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla,
 tavuk eti satış noktalarından toplanan toplam 100 adet tavuk eti örneği materyal olarak kullanıldı. Arcobacter spp.’lerin
 izolasyonu amacıyla ön zenginleştirme ve membran filtrasyon metodundan yararlanıldı. Elde edilen Arcobacter spp.
 izolatlarının identifikasyonu fenotipik testler ve Multipleks Polimeraz Zincir Reaksiyonu (mPZR) ile gerçekleştirildi. Arco-
 bacter spp. izolatların eritromisin azitromisin, enrofloksasin, tetrasiklin, ampisilin, trimetoprim-sulfametoksazol, amoksi-
 silin-klavulanik asit, gentamisin, streptomisin, neomisin antibiyotiklerine karşı duyarlılıklarının saptanması amacıyla disk
 difüzyon testi yönteminden yararlanıldı. Arcobacter spp. izolatlarının genotiplendirilmesi Enterobacterial Repetitive
 Intergenic Consensus-Polymerase Chain Reaction (ERIC-PCR) ile gerçekleştirildi. Bu çalışmada, izolasyon işlemi so-
 nucunda toplanan 100 adet tavuk eti örneğinin 23’ü (%23) Arcobacter spp. yönünden pozitif bulundu. Moleküler identi-
 fikasyon sonucunda, elde edilen, 23 Arcobacter spp. izolatının 3’ü Arcobacter cryaerophilus, 20’si ise Arcobacter
 butzleri olarak tanımlandı. Antibiyotik duyarlılık testi sonucunda, Arcobacter spp. izolatlarının sırasıyla 12’sinin (%
 52.17) eritromisine, 13’ünün (%56.52) amoksisilin-klavulanik asite, 20’sinin (%86.95) trimetoprim/sülfametaksazole,
 20’sinin (%86.95) ampisiline, 8’inin (%34.78) enrofloksasine, 2’sinin (%8.69) tetrasikline, 5’inin (%21.73) streptomisine,
 16’sının (%69.56) azitromisine ve 21’inin (%91.3) de neomisine dirençli olduğu tespit edildi. Ayrıca tüm izolatların gen-
 tamisine duyarlı olduğu belirlendi. Sonuç olarak, çoklu antibiyotik dirençli olduğu belirlenen Arcobacter spp.’nin yaygın
 olarak tüketilen kanatlı etinde bulunması, insanlarda gastroenterit ve bağırsak dışı hastalıklara neden olan bu etkenle-
 rin halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğini göstermektedir. Bu nedenle kanatlı karkaslarının etken ile kontaminas-
 yonun önlenmesi ve gıdaların üretimi, işlenmesi, depolanması ve satışı hakkında personelin eğitilmesinin, kanatlı etle-
 rinden kaynaklanan hastalıkları engellemekte önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"94 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135832617","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-08DOI: 10.32707/ercivet.1387764
Berrin ŞENTÜRK, Aytaç AKÇAY, Savaş SARIÖZKAN, Mehmet KÜÇÜKOFLAZ
In this study, the relationship of risk variables to the incidence of bovine tuberculosis in areas where the
disease is commonly seen and rarely seen was investigated in the years of 2017. For this purpose, the districts of
Samsun Province in Türkiye were divided into three risk groups according to the number of bovine tuberculosis out-
breaks. The disease-specific risk variables were surveyed 300 cattle enterprises. Information was collected on the
feeding regime of the animals, access of drinking water, the source of feed, the management of the manure waste, the
presence of wild animals in the area and the presence of similar enterprises within 150 meters. In the analysis of the
risk variables associated with the disease, 11 variables were evaluated and a total risk score was allocated. The rela-
tionship between the number of outbreaks and general risk scores was significant (P
{"title":"Sığır Tüberkülozu için Genel ve Hastalığa Özgü Risk Değişkenlerinin Analizi","authors":"Berrin ŞENTÜRK, Aytaç AKÇAY, Savaş SARIÖZKAN, Mehmet KÜÇÜKOFLAZ","doi":"10.32707/ercivet.1387764","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1387764","url":null,"abstract":"In this study, the relationship of risk variables to the incidence of bovine tuberculosis in areas where the
 disease is commonly seen and rarely seen was investigated in the years of 2017. For this purpose, the districts of
 Samsun Province in Türkiye were divided into three risk groups according to the number of bovine tuberculosis out-
 breaks. The disease-specific risk variables were surveyed 300 cattle enterprises. Information was collected on the
 feeding regime of the animals, access of drinking water, the source of feed, the management of the manure waste, the
 presence of wild animals in the area and the presence of similar enterprises within 150 meters. In the analysis of the
 risk variables associated with the disease, 11 variables were evaluated and a total risk score was allocated. The rela-
 tionship between the number of outbreaks and general risk scores was significant (P","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"53 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136245712","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-02DOI: 10.32707/ercivet.1259251
Tarık MECİT, Nadide NABIL KAMILOĞLU, Pelin ŞAHIN, Dinçer ERDAĞ, Oğuz MERHAN
In this study, it was aimed to investigate the effects of L-carnitine and Co-enzyme Q10 administration together with ACE Inhibitor (ACE inh.) on oxidative stress parameters in liver, brain and kidney tissues in L-NAME hypertensive rats. At the study, divided all rats into eight groups, four groups with 14 days of experiment time and four groups with 28 days of experiment time. At the end of the experiment, the rats were euthanized and their liver, brain and kidney tissues were taken. Malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH) and nitric oxide (NO) activities were measured in tissue supernatants. While NO and MDA levels increased in all tissues, a significant decrease was observed in GSH levels (P
{"title":"Protective Effects of L-carnitine and Co-enzyme Q10 Against Oxidative Stress Damage in Hypertension","authors":"Tarık MECİT, Nadide NABIL KAMILOĞLU, Pelin ŞAHIN, Dinçer ERDAĞ, Oğuz MERHAN","doi":"10.32707/ercivet.1259251","DOIUrl":"https://doi.org/10.32707/ercivet.1259251","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to investigate the effects of L-carnitine and Co-enzyme Q10 administration together with ACE Inhibitor (ACE inh.) on oxidative stress parameters in liver, brain and kidney tissues in L-NAME hypertensive rats. At the study, divided all rats into eight groups, four groups with 14 days of experiment time and four groups with 28 days of experiment time. At the end of the experiment, the rats were euthanized and their liver, brain and kidney tissues were taken. Malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH) and nitric oxide (NO) activities were measured in tissue supernatants. While NO and MDA levels increased in all tissues, a significant decrease was observed in GSH levels (P","PeriodicalId":11688,"journal":{"name":"Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi","volume":"191 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135423675","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：