Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.5336/jgeront.2023-97035
Büşra Nur EROL, Hanifi EROL
Fiziksel aktivite ve egzersiz, beklenen yaşam ömrünün ve kişilerdeki uzun vadeli koşulların artmasıyla beraber daha fazla kullanılması muhtemel olan bir tedavi seçeneğidir. Fiziksel aktivitenin yaşlı bireylerde sağlığı geliştirmek adına faydaları oldukça fazla olmasına rağmen; Dünya Sağlık Örgütü raporlarında, yaşlı bireylerin yetersiz fiziksel aktivite düzeylerinin küresel bir sorun olduğu bildirilmektedir. Yeni egzersiz programlarına başlayan yaşlı bireylerin yaklaşık %50'sinin bunları 6 ay içinde askıya alması ve egzersiz seanslarına katıldıktan sonra egzersize devam etme oranının ise yaklaşık %30 olması, kişilerin aktiviteye uyum ve devamlılığının zorluğunu göstermektedir. Bu kritik bir husustur, çünkü bu popülasyondaki tedavi sonuçları müdahalelere gösterilen uyumla yakından ilişkili olmaktadır. Yaşlı bireylerde fiziksel aktiviteye uyum ve devamlılık davranışındaki bariyer ve fasilitatörler çok faktörlü karmaşık bir yapıya sahiptir. Düşük öz yeterlik, düşme korkusu, düşük motivasyon, depresyon, ilgi eksikliği, sağlık durumu, fiziksel yetenek, düşük beklentiler, program özellikleri ve sosyoekonomik durum gibi yaşlı bireylerde fiziksel aktiviteye uyum ve devamlılığı etkileyen bir dizi faktör vardır. Bu davranışı tek bir açıdan ele almaktan ziyade kişisel, sosyal ve çevresel faktörlerin bir bütün hâlinde düşünülmesi gerekmektedir. Fiziksel aktivite ve egzersize uyumu teşvik eden stratejilerin gelecekte de sağlık profesyonelleri için önemli bir faktör olacağı açıktır. Bu hususta ise yaşlı bireyleri fiziksel aktivite yapmaktan alıkoyabilecek bariyerlerin ve yaşlıları fiziksel aktivite yapmaya motive edebilecek fasilitatörlerin bilinmesi gerekmektedir. Yerel yönetimler, sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık profesyonellerinin bu bariyerlere yönelik uygun müdahalelerde bulunmalarının yanı sıra fasilitatör faktörleri teşvik etmeleri ve bu yönde yaşlılara gereken imkânları optimal düzeyde sunmaları önem teşkil etmektedir.
{"title":"Physical Activity Barriers and Facilitators in Elderly Individuals: Traditional Review","authors":"Büşra Nur EROL, Hanifi EROL","doi":"10.5336/jgeront.2023-97035","DOIUrl":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2023-97035","url":null,"abstract":"Fiziksel aktivite ve egzersiz, beklenen yaşam ömrünün ve kişilerdeki uzun vadeli koşulların artmasıyla beraber daha fazla kullanılması muhtemel olan bir tedavi seçeneğidir. Fiziksel aktivitenin yaşlı bireylerde sağlığı geliştirmek adına faydaları oldukça fazla olmasına rağmen; Dünya Sağlık Örgütü raporlarında, yaşlı bireylerin yetersiz fiziksel aktivite düzeylerinin küresel bir sorun olduğu bildirilmektedir. Yeni egzersiz programlarına başlayan yaşlı bireylerin yaklaşık %50'sinin bunları 6 ay içinde askıya alması ve egzersiz seanslarına katıldıktan sonra egzersize devam etme oranının ise yaklaşık %30 olması, kişilerin aktiviteye uyum ve devamlılığının zorluğunu göstermektedir. Bu kritik bir husustur, çünkü bu popülasyondaki tedavi sonuçları müdahalelere gösterilen uyumla yakından ilişkili olmaktadır. Yaşlı bireylerde fiziksel aktiviteye uyum ve devamlılık davranışındaki bariyer ve fasilitatörler çok faktörlü karmaşık bir yapıya sahiptir. Düşük öz yeterlik, düşme korkusu, düşük motivasyon, depresyon, ilgi eksikliği, sağlık durumu, fiziksel yetenek, düşük beklentiler, program özellikleri ve sosyoekonomik durum gibi yaşlı bireylerde fiziksel aktiviteye uyum ve devamlılığı etkileyen bir dizi faktör vardır. Bu davranışı tek bir açıdan ele almaktan ziyade kişisel, sosyal ve çevresel faktörlerin bir bütün hâlinde düşünülmesi gerekmektedir. Fiziksel aktivite ve egzersize uyumu teşvik eden stratejilerin gelecekte de sağlık profesyonelleri için önemli bir faktör olacağı açıktır. Bu hususta ise yaşlı bireyleri fiziksel aktivite yapmaktan alıkoyabilecek bariyerlerin ve yaşlıları fiziksel aktivite yapmaya motive edebilecek fasilitatörlerin bilinmesi gerekmektedir. Yerel yönetimler, sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık profesyonellerinin bu bariyerlere yönelik uygun müdahalelerde bulunmalarının yanı sıra fasilitatör faktörleri teşvik etmeleri ve bu yönde yaşlılara gereken imkânları optimal düzeyde sunmaları önem teşkil etmektedir.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"186 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134887748","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.5336/jgeront.2022-94951
Gökçe KOÇ
Yaşlanma her canlıda görülen ve tüm işlevlerde azalmaya neden olan fizyolojik bir süreçtir. Molekül, hücre, doku, organ ve sistem düzeyinde ortaya çıkan, dönüşü olmayan yapısal ve fonksiyonel değişikliklerin tümü olarak da açıklanır. Vücudun çeşitli fonksiyon ve kapasitelerinde azalma, iç ve dış çevredeki değişikliklere adaptasyonda azalma ve vücuda zararlı olabilecek etkilere karşı direncin azalması yaşlanmanın genel bulgularıdır. Yaşlanma ile birlikte birçok organ sisteminde yapısal ve fonksiyonel değişiklikler meydana gelmekte ve rezervlerinde azalmalar oluşmaktadır. Yaşlanmaya bağlı olarak kas kütlesinde ve fonksiyonelliğinde azalma ve fiziksel inaktivite durumunda yaşlanma süreci ile oluşan fizyolojik değişiklikler hızlanmakta, kronik hastalıkların sıklığı artmakta; bu da bireyin yaşam süresini kısaltmaktadır. Düzenli fiziksel aktivitenin yaşlanma ile birlikte genel olarak azalan bağışıklık sistem fonksiyonları gibi birçok sistem üzerinde olumlu etkilerinin olabildiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Fiziksel olarak aktif olmayanlarda enfeksiyon görülme ihtimali, düzenli fiziksel aktivite yapanlara göre daha fazladır. Düzenli fiziksel aktivite ile gençlerdeki gibi yaşlılarda da kardiyovasküler sistem fonksiyonlarında %10-30 oranında iyileşmeler meydana gelmektedir. Egzersiz eğitimi sadece kas kaybını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda kas kütlesini ve gücünü artırır; fonksiyonel kapasiteyi ve hayatta kalmayı da geliştirir. Kısa süreli egzersiz, reaktif oksijen türlerini artırma eğilimindeyken, uzun süreli egzersiz antioksidan enzimleri artırarak genel oksidatif stresi azaltır. Sonuç olarak uzun dönem düzenli fiziksel aktivitenin, yaşlılarda fonksiyonel bağımsızlığı sağlama ve yaşam kalitesi iyileştirmedeki faydaları bilinmektedir.
{"title":"Biochemical and Cellular Effects of Exercise and Physical Activity in the Aging Process: Systematic Review","authors":"Gökçe KOÇ","doi":"10.5336/jgeront.2022-94951","DOIUrl":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2022-94951","url":null,"abstract":"Yaşlanma her canlıda görülen ve tüm işlevlerde azalmaya neden olan fizyolojik bir süreçtir. Molekül, hücre, doku, organ ve sistem düzeyinde ortaya çıkan, dönüşü olmayan yapısal ve fonksiyonel değişikliklerin tümü olarak da açıklanır. Vücudun çeşitli fonksiyon ve kapasitelerinde azalma, iç ve dış çevredeki değişikliklere adaptasyonda azalma ve vücuda zararlı olabilecek etkilere karşı direncin azalması yaşlanmanın genel bulgularıdır. Yaşlanma ile birlikte birçok organ sisteminde yapısal ve fonksiyonel değişiklikler meydana gelmekte ve rezervlerinde azalmalar oluşmaktadır. Yaşlanmaya bağlı olarak kas kütlesinde ve fonksiyonelliğinde azalma ve fiziksel inaktivite durumunda yaşlanma süreci ile oluşan fizyolojik değişiklikler hızlanmakta, kronik hastalıkların sıklığı artmakta; bu da bireyin yaşam süresini kısaltmaktadır. Düzenli fiziksel aktivitenin yaşlanma ile birlikte genel olarak azalan bağışıklık sistem fonksiyonları gibi birçok sistem üzerinde olumlu etkilerinin olabildiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Fiziksel olarak aktif olmayanlarda enfeksiyon görülme ihtimali, düzenli fiziksel aktivite yapanlara göre daha fazladır. Düzenli fiziksel aktivite ile gençlerdeki gibi yaşlılarda da kardiyovasküler sistem fonksiyonlarında %10-30 oranında iyileşmeler meydana gelmektedir. Egzersiz eğitimi sadece kas kaybını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda kas kütlesini ve gücünü artırır; fonksiyonel kapasiteyi ve hayatta kalmayı da geliştirir. Kısa süreli egzersiz, reaktif oksijen türlerini artırma eğilimindeyken, uzun süreli egzersiz antioksidan enzimleri artırarak genel oksidatif stresi azaltır. Sonuç olarak uzun dönem düzenli fiziksel aktivitenin, yaşlılarda fonksiyonel bağımsızlığı sağlama ve yaşam kalitesi iyileştirmedeki faydaları bilinmektedir.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134887494","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.5336/jgeront.2023-98011
Hatice Büşra KARA, Şerife AKKOCA, Şule Sidrenur ÖZTÜRK, İsmail TUFAN
Türkiye'de yaşlı nüfus oranı hızla yükselmektedir ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de demografik yapıya olan etkileri artmaktadır. Yaşlı nüfus, kronik hastalıklara daha yatkın olmaları nedeniyle nüfusun geneline kıyasla daha fazla sağlık hizmetine ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte emeklilik maaşı ve sosyal güvenlik hizmetlerine olan artan talepleri sosyal güvenliğin sürdürülebilirliğini zorlaştırmıştır. Yaşlı nüfusun sağlık, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemine olan etkileri bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almayı gerektirmektedir. Sosyal politikanın sistemleri iyileştirmeye ve mevcut olmayanı sisteme dâhil etmeye yönelik çalışmaları yaşlı nüfusun demografik yapıya etkilerinin en aza indirilebilmesi için önem arz etmektedir. Sosyal politikaların temel dayanağını anayasa oluşturmaktadır. Sosyal devlet kavramı, eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde sosyal politikaların bireylerin refahını artırmak ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla hizmetler planlaması ve yürütülmesini sağlaması gerekmektedir. Gerontolojide ''yaşam durumu'' kavramı eylemsel manevra alanı olarak bir kişinin veya belirli bir grubun yaşam koşullarını iyileştirmek veya amaç ve isteklerine ulaşmasını sağlayacak olanaklar ve kaynaklar anlamına gelmektedir ve bunlar yaşlı politikasının yasal çerçeve koşullarını oluşturmaktadır. Sosyal politik analizde yaşam durumu, insanların farklı yaşam koşullarından kaynaklanan farklı ihtiyaçlarını ve zorluklarını yakalama yöntemidir ve yaşlılık dönemi ihtiyaçlarını anlamak için yaşam durumu kavramının gerontolojideki anlamını ortaya koymak gerekmektedir. Sosyal politikalar, sosyal eşitsizlikleri azaltarak adaleti sağlamayı amaçlamaktadır. Yaşlılıkta sosyal eşitsizlikler, diğer nüfus gruplarına kıyasla yaşlıların yapısal katılımını engelleyebilir. Yaşlıların sosyal hayata aktif katılımının sağlanması ve yaşam kalitelerinin artırılması açısından sosyal politikaların önemi giderek artmaktadır. Yaşlılara yönelik hizmetlerin ve programların geliştirilmesi, yaşlıların sosyal hayata katılımını teşvik eden politikaların uygulanması gibi konularda çalışmalar yürütülmesi ve bütün bunlarda gerontolojinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması önerilir.
{"title":"Demographic Fault Lines in Türkiye the Causes and Consequences of Demographic Aging From the Perspective of Gerontology: Traditional Review","authors":"Hatice Büşra KARA, Şerife AKKOCA, Şule Sidrenur ÖZTÜRK, İsmail TUFAN","doi":"10.5336/jgeront.2023-98011","DOIUrl":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2023-98011","url":null,"abstract":"Türkiye'de yaşlı nüfus oranı hızla yükselmektedir ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de demografik yapıya olan etkileri artmaktadır. Yaşlı nüfus, kronik hastalıklara daha yatkın olmaları nedeniyle nüfusun geneline kıyasla daha fazla sağlık hizmetine ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte emeklilik maaşı ve sosyal güvenlik hizmetlerine olan artan talepleri sosyal güvenliğin sürdürülebilirliğini zorlaştırmıştır. Yaşlı nüfusun sağlık, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemine olan etkileri bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almayı gerektirmektedir. Sosyal politikanın sistemleri iyileştirmeye ve mevcut olmayanı sisteme dâhil etmeye yönelik çalışmaları yaşlı nüfusun demografik yapıya etkilerinin en aza indirilebilmesi için önem arz etmektedir. Sosyal politikaların temel dayanağını anayasa oluşturmaktadır. Sosyal devlet kavramı, eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde sosyal politikaların bireylerin refahını artırmak ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla hizmetler planlaması ve yürütülmesini sağlaması gerekmektedir. Gerontolojide ''yaşam durumu'' kavramı eylemsel manevra alanı olarak bir kişinin veya belirli bir grubun yaşam koşullarını iyileştirmek veya amaç ve isteklerine ulaşmasını sağlayacak olanaklar ve kaynaklar anlamına gelmektedir ve bunlar yaşlı politikasının yasal çerçeve koşullarını oluşturmaktadır. Sosyal politik analizde yaşam durumu, insanların farklı yaşam koşullarından kaynaklanan farklı ihtiyaçlarını ve zorluklarını yakalama yöntemidir ve yaşlılık dönemi ihtiyaçlarını anlamak için yaşam durumu kavramının gerontolojideki anlamını ortaya koymak gerekmektedir. Sosyal politikalar, sosyal eşitsizlikleri azaltarak adaleti sağlamayı amaçlamaktadır. Yaşlılıkta sosyal eşitsizlikler, diğer nüfus gruplarına kıyasla yaşlıların yapısal katılımını engelleyebilir. Yaşlıların sosyal hayata aktif katılımının sağlanması ve yaşam kalitelerinin artırılması açısından sosyal politikaların önemi giderek artmaktadır. Yaşlılara yönelik hizmetlerin ve programların geliştirilmesi, yaşlıların sosyal hayata katılımını teşvik eden politikaların uygulanması gibi konularda çalışmalar yürütülmesi ve bütün bunlarda gerontolojinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması önerilir.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134887998","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.5336/jgeront.2023-97495
Esra SÜLÜK, Aslı UÇAR
Yaşlı nüfusunun her geçen gün artmasına bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda azalma önemli bir halk sağlığı sorunu hâline gelmektedir. Bilişsel fonksiyonlarda azalma için çeşitli koruyucu önleyici müdahalelerin, hastaların bilişsel yeteneklerini daha uzun süre korumalarına yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Beslenme, yaşlılarda bilişsel bozukluk riskini azaltabilecek en önemli yaşam tarzı faktörlerinden biri olarak bilinmektedir. Artan kanıtlar; belirli besin türlerinin veya kapsamlı diyet kalıplarının uygulanmasının beyin sağlığını olumlu yönde etkilediğini vurgulamaktadır. Bilişsel fonksiyonlarda azalmayı önleme veya geciktirmede Akdeniz diyeti, hipertansiyonun önlenmesi için diyet yaklaşımları [dietary approaches to stop hypertension (DASH)] ve nörodejeneratif gecikme için Akdeniz-DASH müdahalesi [Mediterranean-DASH intervention for neurodegenerative delay (MIND)] diyeti gibi sağlıklı diyet modellerinin olası koruyucu etkilerinin olduğu bilinmektedir. Ayrıca beyin sağlığını korumada sağlıklı diyet modellerinin tek bir besin ya da besin grubuna göre daha etkili olduğu görüşü de dikkat çekmektedir. Akdeniz diyeti ve DASH diyetinin bir kombinasyonu olarak geliştirilen MIND diyetinin beyin sağlığı üzerinde olumlu etki gösterdiğine dair kanıtlar artmaktadır. MIND diyeti bileşiminde; çilekgiller ve yeşil yapraklı sebzeler başta olmak üzere taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlar gibi bitki temelli besinleri barındırmaktadır. Beyin için sağlıklı olan bu besinler farklı mekanizmalarla bilişsel işlevlerin iyileşmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca beyin için sağlıksız olan besinlerin MIND diyetinde sınırlanması da diyetin olumlu sağlık etkilerini desteklemektedir. Bu derleme makalede, yaşlı bireylerde bilişsel fonksiyonun korunmasında etkili olabileceği düşünülen MIND diyetinin etkinliği güncel bilgiler ışığında incelenmiştir.
随着老年人口与日俱增,认知功能下降正成为一个重要的公共卫生问题。人们认为,针对认知功能衰退的各种预防性干预措施可帮助患者更长久地保持认知能力。营养被认为是可以降低老年人认知功能障碍风险的最重要的生活方式因素之一。越来越多的证据强调,实施某些食物类型或全面的饮食模式会对大脑健康产生积极影响。众所周知,地中海饮食、高血压饮食疗法(DASH)和地中海-DASH 神经退行性延迟干预饮食(MIND)等健康饮食模式在预防或延缓认知功能衰退方面可能具有保护作用。此外,值得注意的是,健康的饮食模式比单一食物或食物种类更能有效保护大脑健康。越来越多的证据表明,由地中海饮食和 DASH 饮食组合而成的 MIND 饮食对大脑健康有积极影响。MIND 饮食包含以植物为基础的食物,如新鲜水果和蔬菜,尤其是浆果和绿叶蔬菜、全谷物、豆类和油籽。这些对大脑健康有益的食物通过不同的机制促进认知功能的改善。此外,在 MIND 饮食中限制对大脑不健康的食物,也有助于饮食对健康的积极影响。在这篇综述文章中,根据目前的知识,研究了被认为能有效维持老年人认知功能的 MIND 饮食的有效性。
{"title":"Effect of MIND Diet on Cognitive Functions in Elderly: Traditional Review","authors":"Esra SÜLÜK, Aslı UÇAR","doi":"10.5336/jgeront.2023-97495","DOIUrl":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2023-97495","url":null,"abstract":"Yaşlı nüfusunun her geçen gün artmasına bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda azalma önemli bir halk sağlığı sorunu hâline gelmektedir. Bilişsel fonksiyonlarda azalma için çeşitli koruyucu önleyici müdahalelerin, hastaların bilişsel yeteneklerini daha uzun süre korumalarına yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Beslenme, yaşlılarda bilişsel bozukluk riskini azaltabilecek en önemli yaşam tarzı faktörlerinden biri olarak bilinmektedir. Artan kanıtlar; belirli besin türlerinin veya kapsamlı diyet kalıplarının uygulanmasının beyin sağlığını olumlu yönde etkilediğini vurgulamaktadır. Bilişsel fonksiyonlarda azalmayı önleme veya geciktirmede Akdeniz diyeti, hipertansiyonun önlenmesi için diyet yaklaşımları [dietary approaches to stop hypertension (DASH)] ve nörodejeneratif gecikme için Akdeniz-DASH müdahalesi [Mediterranean-DASH intervention for neurodegenerative delay (MIND)] diyeti gibi sağlıklı diyet modellerinin olası koruyucu etkilerinin olduğu bilinmektedir. Ayrıca beyin sağlığını korumada sağlıklı diyet modellerinin tek bir besin ya da besin grubuna göre daha etkili olduğu görüşü de dikkat çekmektedir. Akdeniz diyeti ve DASH diyetinin bir kombinasyonu olarak geliştirilen MIND diyetinin beyin sağlığı üzerinde olumlu etki gösterdiğine dair kanıtlar artmaktadır. MIND diyeti bileşiminde; çilekgiller ve yeşil yapraklı sebzeler başta olmak üzere taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlar gibi bitki temelli besinleri barındırmaktadır. Beyin için sağlıklı olan bu besinler farklı mekanizmalarla bilişsel işlevlerin iyileşmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca beyin için sağlıksız olan besinlerin MIND diyetinde sınırlanması da diyetin olumlu sağlık etkilerini desteklemektedir. Bu derleme makalede, yaşlı bireylerde bilişsel fonksiyonun korunmasında etkili olabileceği düşünülen MIND diyetinin etkinliği güncel bilgiler ışığında incelenmiştir.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"83 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134889774","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.5336/jgeront.2022-94134
Hande KIRIŞIK, Büşra Nur EROL
Amaç: Bu araştırma, okul temelli kuşaklar arası dayanışma modeli örneği olarak düzenlenen bocce oyunu etkinliğine katılan yaşlı ve genç katılımcıların deneyimlerini ortaya koymayı ve katılımcıların etkinlik deneyimleri ışığında kuşaklar arası dayanışma hakkındaki görüş ve düşüncelerini anlamayı amaçlamıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmada nitel araştırma tasarımı ve fenomenolojik yaklaşım kullanılmıştır. Araştırma kapsamında, Ankara ilinin Haymana ilçesinde bocce oyunu turnuvası düzenlenmiştir. Turnuvaya 50 yaş ve üzeri bireyler ile 15-18 yaş arası bireyler dâhil edilmiştir. Etkinlik sonrasında 3 yaşlı ve 3 genç katılımcı olmak üzere toplam 6 katılımcı ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde, yaşlı ve genç katılımcılar için ayrı ayrı hazırlanan yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Görüşmeler ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmış, verilerin çözümlenmesi ve analizinde NVivo 10.0 programı kullanılarak tematik ve betimsel nitel analiz yapılmıştır. Bulgular: Araştırmanın nitel bulguları, beraber bocce oynamak ile ilgili düşünceler, geçmişten geleceğe köprü ve aile büyükleriyle bocce oynamak ile ilgili düşünceler olmak üzere 3 ana temaya ayrılmıştır. Araştırmada bocce oyunu etkinliği; yaşlıların sosyal katılımlarının artmasını, gençlerin yaşlılarla ilgili olumsuz düşüncelerinin olumlu düşüncelere dönüşmesini, 2 kuşak için olumlu duyguların desteklenmesini, geçmiş ve gelecek kuşaklar arasında bağ kurmaya katkı sağlayacak oyunların öneminin fark edilmesini sağlamıştır. Sonuç: Bocce oyunu etkinliğinin kuşaklar arası dayanışmayı desteklemede önemli bir role sahip olduğu söylenebilir. Özellikle kırsal alanda, genç ve yaşlı bireylerin sosyal katılımını artıran ve bir araya gelerek bilgi ve tecrübe aktarımına katkı sunan hizmetlere ihtiyaç vardır.
{"title":"The Contributions of the Bocce Game Event to Intergenerational Solidarity: A Phenomenological Research","authors":"Hande KIRIŞIK, Büşra Nur EROL","doi":"10.5336/jgeront.2022-94134","DOIUrl":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2022-94134","url":null,"abstract":"Amaç: Bu araştırma, okul temelli kuşaklar arası dayanışma modeli örneği olarak düzenlenen bocce oyunu etkinliğine katılan yaşlı ve genç katılımcıların deneyimlerini ortaya koymayı ve katılımcıların etkinlik deneyimleri ışığında kuşaklar arası dayanışma hakkındaki görüş ve düşüncelerini anlamayı amaçlamıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmada nitel araştırma tasarımı ve fenomenolojik yaklaşım kullanılmıştır. Araştırma kapsamında, Ankara ilinin Haymana ilçesinde bocce oyunu turnuvası düzenlenmiştir. Turnuvaya 50 yaş ve üzeri bireyler ile 15-18 yaş arası bireyler dâhil edilmiştir. Etkinlik sonrasında 3 yaşlı ve 3 genç katılımcı olmak üzere toplam 6 katılımcı ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde, yaşlı ve genç katılımcılar için ayrı ayrı hazırlanan yarı yapılandırılmış soru formu kullanılmıştır. Görüşmeler ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınmış, verilerin çözümlenmesi ve analizinde NVivo 10.0 programı kullanılarak tematik ve betimsel nitel analiz yapılmıştır. Bulgular: Araştırmanın nitel bulguları, beraber bocce oynamak ile ilgili düşünceler, geçmişten geleceğe köprü ve aile büyükleriyle bocce oynamak ile ilgili düşünceler olmak üzere 3 ana temaya ayrılmıştır. Araştırmada bocce oyunu etkinliği; yaşlıların sosyal katılımlarının artmasını, gençlerin yaşlılarla ilgili olumsuz düşüncelerinin olumlu düşüncelere dönüşmesini, 2 kuşak için olumlu duyguların desteklenmesini, geçmiş ve gelecek kuşaklar arasında bağ kurmaya katkı sağlayacak oyunların öneminin fark edilmesini sağlamıştır. Sonuç: Bocce oyunu etkinliğinin kuşaklar arası dayanışmayı desteklemede önemli bir role sahip olduğu söylenebilir. Özellikle kırsal alanda, genç ve yaşlı bireylerin sosyal katılımını artıran ve bir araya gelerek bilgi ve tecrübe aktarımına katkı sunan hizmetlere ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"160 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134887746","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}