Pub Date : 2024-03-05DOI: 10.61859/hacettepesid.1380998
Gizem Zevde Aydin, Elif DİKMETAŞ YARDAN
This study aims to determine the factors that cause burnout in nurses, who are critical stakeholders in health service delivery, and to prioritize these factors. For this purpose, Delphi and SWARA methods were used. The research was conducted in a private hospital serving Black Sea Region Türkiye. 10 unit manager nurses who are experts in their fields participated in the Delphi method. As a result of the three-stage Delphi implementation, 16 burnout causes were determined. The 16 identified causes were prioritized with the SWARA method. 47 nurses participated in the SWARA method. As a result of the research, it was determined that the most critical reason for burnout was not being able to get money for the work done/low salary. It was concluded that obscure patient relatives were the least important cause of burnout. It is thought that the financial and moral reward of nurses who work hard will be beneficial. It may be suggested to make satisfactory remuneration for the labor and service provided or to support and increase the raw wage with various contributions. It can be suggested to raise awareness among nurses about burnout and coping.
本研究旨在确定造成护士职业倦怠的因素,并对这些因素进行优先排序。为此采用了德尔菲法和 SWARA 法。研究在土耳其黑海地区的一家私立医院进行。10 名在各自领域具有专长的科室主管护士参与了德尔菲法的研究。经过三个阶段的德尔菲法实施,确定了 16 个职业倦怠原因。采用 SWARA 方法对这 16 个已确定的原因进行了优先排序。47 名护士参与了 SWARA 方法。研究结果表明,产生职业倦怠的最关键原因是工作得不到报酬/工资低。得出的结论是,病人亲属的不理解是导致职业倦怠的最不重要的原因。人们认为,对努力工作的护士给予经济和精神奖励是有益的。可以建议对所提供的劳动和服务给予满意的报酬,或用各种捐款来支持和增加原始工资。可以建议提高护士对职业倦怠和应对方法的认识。
{"title":"AN EXAMINATION OF NURSES’ BURNOUT REASONS: DELPHI AND SWARA METHODS","authors":"Gizem Zevde Aydin, Elif DİKMETAŞ YARDAN","doi":"10.61859/hacettepesid.1380998","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1380998","url":null,"abstract":"This study aims to determine the factors that cause burnout in nurses, who are critical stakeholders in health service delivery, and to prioritize these factors. For this purpose, Delphi and SWARA methods were used. The research was conducted in a private hospital serving Black Sea Region Türkiye. 10 unit manager nurses who are experts in their fields participated in the Delphi method. As a result of the three-stage Delphi implementation, 16 burnout causes were determined. The 16 identified causes were prioritized with the SWARA method. 47 nurses participated in the SWARA method. As a result of the research, it was determined that the most critical reason for burnout was not being able to get money for the work done/low salary. It was concluded that obscure patient relatives were the least important cause of burnout. It is thought that the financial and moral reward of nurses who work hard will be beneficial. It may be suggested to make satisfactory remuneration for the labor and service provided or to support and increase the raw wage with various contributions. It can be suggested to raise awareness among nurses about burnout and coping.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"20 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140264967","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-02-29DOI: 10.61859/hacettepesid.1337552
Ali Bakirci, Oğuzhan Bozbayir, Musa Özata
Günümüz işletmeleri hızlı gelişen bilim ve teknoloji ortamında başarılı olmak için birçok yönetimsel araç kullanmaktadır. Bu araçların etkinliğini ve verimliliğini arttırmak bilgi yönetiminin profesyonel şekilde icra edilmesinden geçmektedir. Bu bağlamda örgüt genelinde başarı kültürünün özümsenerek oturtulması için bilgi yönetim faktörlerinin tam olarak anlaşılması bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı sağlık çalışanlarının bilgi yönetim eğilimlerinin çalıştıkları kurumun başarı kültürüne etkilerini incelemektir. Ayrıca çalışma; sağlık kurumu çalışanlarının bilgi yönetimi eğilimleri, başarı kültürü algıları, bunların birbirleriyle olan ilişkisi ve birbirlerine olan etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışmada genel tarama modeli ile ilişkisel araştırma modeli bir arada kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında Wang ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen Durnalı ve Limon tarafından Türkçeye uyarlanan Bilgi Yönetim Ölçeği (BYÖ) ile İpek (1999) tarafından geliştirilip İra ve Şahin (2011) tarafından revize edilen Başarı Kültürü (BK) ölçeği kullanılmıştır. Yapılan güvenirlik analizlerinde ölçeklerin yüksek güvenirlikli oldukları görülmüştür. Çalışma 336 sağlık çalışanı ile yüz yüze anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş olup veriler SPSS.24 ve AMOS.24 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Toplanan verilere tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplar arası t testi, korelasyon ve yapısal eşitlik modeli ile çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. Analizler sonucunda bilgi yönetimi ile başarı kültürü arasında orta şiddette pozitif yönlü ve istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler olduğu ayrıca bilgi yönetimi alt boyutlarının bir bütün olarak başarı kültüründeki değişimin %56’sını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır.
当今的企业使用许多管理工具,以便在快速发展的科技环境中取得成功。提高这些工具的效力和效率取决于知识管理的专业表现。在这种情况下,要想在整个组织中建立起成功的文化,充分了解知识管理因素是一个问题。本研究的主要目的是考察医疗保健专业人员的知识管理倾向对其所在组织成功文化的影响。此外,本研究还旨在揭示医疗机构员工的知识管理倾向、他们对成功文化的看法、它们之间的关系以及相互之间的影响。在这项描述性研究中,采用了一般调查模式和关系研究模式。在收集数据时,使用了由 Wang 等人(2008 年)编制、由 Durnalı 和 Limon 改编为土耳其语的知识管理量表(KMS),以及由 İpek(1999 年)编制、由 İra 和 Şahin (2011 年)修订的成功文化量表(SC)。可靠性分析表明,量表的可靠性很高。研究采用面对面调查技术对 336 名卫生工作者进行了调查,并使用 SPSS.24 和 AMOS.24 程序对数据进行了分析。对收集到的数据进行了描述性统计、独立组间 t 检验、相关、结构方程模型和多元回归分析。分析结果表明,知识管理与成功文化之间存在中等程度的正相关,且在统计学上有显著意义,知识管理子维度作为一个整体解释了成功文化变化的 56%。
{"title":"Bilgi Yönetiminin Başarı Kültürüne Etkisi: Sağlık Sektörü Örneği","authors":"Ali Bakirci, Oğuzhan Bozbayir, Musa Özata","doi":"10.61859/hacettepesid.1337552","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1337552","url":null,"abstract":"Günümüz işletmeleri hızlı gelişen bilim ve teknoloji ortamında başarılı olmak için birçok yönetimsel araç kullanmaktadır. Bu araçların etkinliğini ve verimliliğini arttırmak bilgi yönetiminin profesyonel şekilde icra edilmesinden geçmektedir. Bu bağlamda örgüt genelinde başarı kültürünün özümsenerek oturtulması için bilgi yönetim faktörlerinin tam olarak anlaşılması bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı sağlık çalışanlarının bilgi yönetim eğilimlerinin çalıştıkları kurumun başarı kültürüne etkilerini incelemektir. Ayrıca çalışma; sağlık kurumu çalışanlarının bilgi yönetimi eğilimleri, başarı kültürü algıları, bunların birbirleriyle olan ilişkisi ve birbirlerine olan etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışmada genel tarama modeli ile ilişkisel araştırma modeli bir arada kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında Wang ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen Durnalı ve Limon tarafından Türkçeye uyarlanan Bilgi Yönetim Ölçeği (BYÖ) ile İpek (1999) tarafından geliştirilip İra ve Şahin (2011) tarafından revize edilen Başarı Kültürü (BK) ölçeği kullanılmıştır. Yapılan güvenirlik analizlerinde ölçeklerin yüksek güvenirlikli oldukları görülmüştür. Çalışma 336 sağlık çalışanı ile yüz yüze anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş olup veriler SPSS.24 ve AMOS.24 programları kullanılarak analiz edilmiştir. Toplanan verilere tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplar arası t testi, korelasyon ve yapısal eşitlik modeli ile çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. Analizler sonucunda bilgi yönetimi ile başarı kültürü arasında orta şiddette pozitif yönlü ve istatistiksel açıdan anlamlı ilişkiler olduğu ayrıca bilgi yönetimi alt boyutlarının bir bütün olarak başarı kültüründeki değişimin %56’sını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"4 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140409965","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-02-06DOI: 10.61859/hacettepesid.1382046
Aysun Doğan, G. Turgay
In this study, it was aimed to understand the emotional labor behaviors of health professionals working in dialysis units and to determine the relationship between emotional labor and burnout. Research on burnout shows that health professionals have high levels of burnout. Working conditions have become even more difficult, especially during the pandemic period. There are few studies on healthcare professionals working in dialysis units. This is a cross-sectional survey involving 215 healthcare professionals working in dialysis units. The sample of the study consisted of physicians, nurses and dialysis technicians working in dialysis units in different provinces of Turkey. In the research findings, it was determined that health professionals working in the dialysis unit had low levels of surface acting, moderate levels of deep acting, and high levels of natural feelings, burnout levels were low in all sub-dimensions and high level of psychological capital. A statistically significant relationship was found between emotional labor, burnout and psychological capital. This research shows that health workers with strong psychological capital can perform better emotional labor regulation and experience less burnout.
{"title":"THE ROLE OF PSYCHOLOGICAL CAPITAL IN THE EFFECT OF EMOTIONAL LABOR ON BURNOUT","authors":"Aysun Doğan, G. Turgay","doi":"10.61859/hacettepesid.1382046","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1382046","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to understand the emotional labor behaviors of health professionals working in dialysis units and to determine the relationship between emotional labor and burnout. Research on burnout shows that health professionals have high levels of burnout. Working conditions have become even more difficult, especially during the pandemic period. There are few studies on healthcare professionals working in dialysis units. This is a cross-sectional survey involving 215 healthcare professionals working in dialysis units. The sample of the study consisted of physicians, nurses and dialysis technicians working in dialysis units in different provinces of Turkey. In the research findings, it was determined that health professionals working in the dialysis unit had low levels of surface acting, moderate levels of deep acting, and high levels of natural feelings, burnout levels were low in all sub-dimensions and high level of psychological capital. A statistically significant relationship was found between emotional labor, burnout and psychological capital. This research shows that health workers with strong psychological capital can perform better emotional labor regulation and experience less burnout.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"10 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140461286","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-19DOI: 10.61859/hacettepesid.1346817
Sevim Güneş, Sinan Bulut
Psikolojik sermaye, bireyin kim olduğu ve kim olabileceği ile ilgilenen, günümüz örgüt ihtiyaçları doğrultusunda örgüt çalışanlarının kapasitelerini, yeteneklerini bulundukları örgütler için iyi sonuçlar sağlamada kullanan ve böylece örgütlere rekabet üstünlüğü oluşturmada önemli bir kaynağı oluşturur. Örgütsel özdeşleşme, birlik veya topluluğa ait olmayı örgüt üyesi tarafından örgütün amaçları, inançları, değerleri, davranışları, bilgi ve becerilerinin kendi amaçları, inançları, değerleri, davranışları, bilgi ve becerileri olarak görülmesi, örgütsel kararlara katılmaya, örgütsel fonksiyonlara uygun davranmaya ve örgütsel davranış biçimlerini benimsemeye yönlendiren bir kavram olarak tarif edilmektedir. Hastanelerde önemli bir rol üstlenen hemşirelerin psikolojik sermaye ve örgütsel özdeşleşme düzeylerinin belirlenmesi ve hemşirelerde psikolojik sermayenin örgütsel özdeşleşmeye etkisini ortaya koymak amacıyla yapılan bu çalışma; Ankara’da bir özel üniversite hastanesinde çalışan 275 hemşireden elde edilen veri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Çalışma verisi; Psikolojik Sermaye Ölçeği ve Örgütsel Özdeşleşme Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Psikolojik Sermaye ölçeğinin Cronbach’s Alpha değeri 0,925, Örgütsel Özdeşleşme ölçeğinin Cronbach’s Alpha değeri 0,910 olarak yüksek düzeyde bulunmuştur. Psikolojik sermaye ile örgütsel özdeşleşme arasındaki neden sonuç ilişkisini belirlemek üzere yapılan regresyon analizi sonucu anlamlı bulunmuştur (F=101,856; p=0,0000.05). Hemşirelerin yetenekleri, psikolojik kapasiteleri, güçlü yönleri ve kurumları ile özdeşleşmeleri hizmet sunumunda önemli etki oluşturacağından, kurumların bu özelikleri geliştirici yönde adımlar atması önerilmektedir.
{"title":"Hemşirelerde Psikolojik Sermayenin Örgütsel Özdeşleşmeye Etkisi","authors":"Sevim Güneş, Sinan Bulut","doi":"10.61859/hacettepesid.1346817","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1346817","url":null,"abstract":"Psikolojik sermaye, bireyin kim olduğu ve kim olabileceği ile ilgilenen, günümüz örgüt ihtiyaçları doğrultusunda örgüt çalışanlarının kapasitelerini, yeteneklerini bulundukları örgütler için iyi sonuçlar sağlamada kullanan ve böylece örgütlere rekabet üstünlüğü oluşturmada önemli bir kaynağı oluşturur. Örgütsel özdeşleşme, birlik veya topluluğa ait olmayı örgüt üyesi tarafından örgütün amaçları, inançları, değerleri, davranışları, bilgi ve becerilerinin kendi amaçları, inançları, değerleri, davranışları, bilgi ve becerileri olarak görülmesi, örgütsel kararlara katılmaya, örgütsel fonksiyonlara uygun davranmaya ve örgütsel davranış biçimlerini benimsemeye yönlendiren bir kavram olarak tarif edilmektedir. Hastanelerde önemli bir rol üstlenen hemşirelerin psikolojik sermaye ve örgütsel özdeşleşme düzeylerinin belirlenmesi ve hemşirelerde psikolojik sermayenin örgütsel özdeşleşmeye etkisini ortaya koymak amacıyla yapılan bu çalışma; Ankara’da bir özel üniversite hastanesinde çalışan 275 hemşireden elde edilen veri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Çalışma verisi; Psikolojik Sermaye Ölçeği ve Örgütsel Özdeşleşme Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Psikolojik Sermaye ölçeğinin Cronbach’s Alpha değeri 0,925, Örgütsel Özdeşleşme ölçeğinin Cronbach’s Alpha değeri 0,910 olarak yüksek düzeyde bulunmuştur. Psikolojik sermaye ile örgütsel özdeşleşme arasındaki neden sonuç ilişkisini belirlemek üzere yapılan regresyon analizi sonucu anlamlı bulunmuştur (F=101,856; p=0,0000.05). Hemşirelerin yetenekleri, psikolojik kapasiteleri, güçlü yönleri ve kurumları ile özdeşleşmeleri hizmet sunumunda önemli etki oluşturacağından, kurumların bu özelikleri geliştirici yönde adımlar atması önerilmektedir.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"14 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140503487","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-16DOI: 10.61859/hacettepesid.1356362
Ayşegül Turan, Mustafa Altıntaş
Sağlık hizmetlerinde kalite, temelde insan sağlığının iyileştirilmesine odaklandığı için bu alanın sağlık çalışanları tarafından çok iyi bir şekilde öğrenilmesi, özümsenmesi ve bu tür faaliyetlerinde içinde yer almaya özendirilmesi gereklidir. Sağlık çalışanlarının kalite hakkındaki genel bilgi düzeyleri, asgari standartlara yönelik görüşleri, kalite uygulamalarının gerekliliğine yönelik tutumları ve bu uygulamalara katılma isteklilikleri, onların kalite okuryazarlığını belirlemede önem taşımaktadır. Bu araştırma sağlıkta kalite okuryazarlığı ölçeği geliştirmeye yönelik metodolojik ve aynı zamanda sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlık düzeylerini belirleyerek demografik değişkenlere göre farklılıklarını araştıran tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemi Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanlarıdır. 30 maddeden oluşan ölçeğe uygulanan açıklayıcı faktör analizi neticesinde öz değeri 1’den büyük 4 faktör elde edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini değerlendirmek için doğrulayıcı faktör analiz uygulanmış olup, referans aralıkta uyum iyiliği değerlerine ulaşılmıştır. Sağlık Çalışanlarının Kalite Algısı Ölçeği ile korelasyon analizi yapılarak ölçeğin kriter geçerliliği doğrulanmıştır. Geçerlilik ve güvenilirliği doğrulanan ölçek ile sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlıklarının demografik değişkenlere göre farklılıkları araştırılmıştır. Yapılan varyans analizinde sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlıkları ile sadece yaş, çalışma yılı ve gelir durumu değişkenleri arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Bu ölçek kullanılarak sağlık çalışanlarının kalitenin anlamına yönelik ve sağlık hizmetlerinde asgari kalite standartlarına yönelik farkındalıkları, kalite gerekliliğine yönelik tutumları ve kalite yönetimi süreçlerine katılımda isteklilikleri ölçülebilir. Elde edilen bulgular sağlık yöneticilerinin kalite çalışmalarına yön verebilir.
{"title":"SAĞLIKTA KALİTE OKURYAZARLIĞI: BİR ÖLÇEK GELİŞTİRME VE ALAN ÇALIŞMASI","authors":"Ayşegül Turan, Mustafa Altıntaş","doi":"10.61859/hacettepesid.1356362","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1356362","url":null,"abstract":"Sağlık hizmetlerinde kalite, temelde insan sağlığının iyileştirilmesine odaklandığı için bu alanın sağlık çalışanları tarafından çok iyi bir şekilde öğrenilmesi, özümsenmesi ve bu tür faaliyetlerinde içinde yer almaya özendirilmesi gereklidir. Sağlık çalışanlarının kalite hakkındaki genel bilgi düzeyleri, asgari standartlara yönelik görüşleri, kalite uygulamalarının gerekliliğine yönelik tutumları ve bu uygulamalara katılma isteklilikleri, onların kalite okuryazarlığını belirlemede önem taşımaktadır. Bu araştırma sağlıkta kalite okuryazarlığı ölçeği geliştirmeye yönelik metodolojik ve aynı zamanda sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlık düzeylerini belirleyerek demografik değişkenlere göre farklılıklarını araştıran tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemi Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanlarıdır. 30 maddeden oluşan ölçeğe uygulanan açıklayıcı faktör analizi neticesinde öz değeri 1’den büyük 4 faktör elde edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğini değerlendirmek için doğrulayıcı faktör analiz uygulanmış olup, referans aralıkta uyum iyiliği değerlerine ulaşılmıştır. Sağlık Çalışanlarının Kalite Algısı Ölçeği ile korelasyon analizi yapılarak ölçeğin kriter geçerliliği doğrulanmıştır. Geçerlilik ve güvenilirliği doğrulanan ölçek ile sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlıklarının demografik değişkenlere göre farklılıkları araştırılmıştır. Yapılan varyans analizinde sağlık çalışanlarının kalite okur yazarlıkları ile sadece yaş, çalışma yılı ve gelir durumu değişkenleri arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Bu ölçek kullanılarak sağlık çalışanlarının kalitenin anlamına yönelik ve sağlık hizmetlerinde asgari kalite standartlarına yönelik farkındalıkları, kalite gerekliliğine yönelik tutumları ve kalite yönetimi süreçlerine katılımda isteklilikleri ölçülebilir. Elde edilen bulgular sağlık yöneticilerinin kalite çalışmalarına yön verebilir.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"54 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140506210","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.61859/hacettepesid.1347335
Elif Akdemi̇rel
Sağlık, biyolojik ve genetik faktörlerin yanı sıra sosyal, ekonomik ve çevresel faktörlerden de etkilenmektedir. Bir ülkenin, sağlık sonuçlarını iyileştirmesi ve geliştirmesi içinde sağlığı etkileyen sosyoekonomik yapının, sağlığın sosyal belirleyicilerini belirlemeli ve geliştirmelidir. Bu çalışmada amaç, OECD ülkeleri arasında sağlığın sosyal belirleyicileri göstergeleri ile ülkelerin sağlık sonuçlarına etkisini yıllar içinde incelemektir. Çalışmada, uzun zaman verisi mevcut olan sağlık sonuçlarından doğumda beklenen yaşam süresi (DBYS) ve bebek ölüm hızının (BÖH), sosyoekonomik çevre, fiziksel çevre, sağlık davranışı ve sağlık hizmetleri faktörlerinden, gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYİH), işgücüne katılım oranı (İKO), İşsizlik (İŞZ), yüksek-öğretimli nüfus (YÖN), nitrojen oksit (NOX), sülfür oksit (SOX), PM2.5’e maruz kalma (PM25), alkol tüketimi (Alkol), günlük sigara tüketimi (GünSig), şeker alımı (Şeker), yağ alımı (Yağ), doktor sayısı (DrSay), hastane yatak sayısı (HasYatSay), toplam sağlık harcamaları (TSH), toplam sağlık ve sosyal istihdam (TSveSI) ve çocuk aşılama oranı / kızamık (CocukAO) ile ilişkisi incelenmiştir. Çalışmada yöntem olarak panel regresyon analizi uygulanmış ve veri seti olarak OECD üyesi ülkelerinin 2000-2020 arası dönemi analize dâhil edilmiştir. Analiz sonucunda, GSYİH, YÖN, Şeker ve TSH’nin, DBYS’ne etkisinin pozitif yönlü ve anlamlı, Alkol, GünSig ve SOX’in ise etkisinin negatif yönlü ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. BÖH’ına ise, SOX’in etkisinin pozitif yönlü ve anlamlı, TSH’nin ise etkisinin negatif yönlü ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Hükümetlerin, alkol ve tütün politikaları ile ilgili alacakları önlemler, DBYS’nin uzamasına katkı sağlayacaktır. Bebek ölüm hızının azaltılmasında ve sağlık sonuçlarının iyileştirilmesinde, SOX’nin azaltılmasına yönelik yapılacak politikaların güçlendirilmesi gerekmektedir.
{"title":"OECD ÜLKELERİNDE SAĞLIĞIN SOSYAL BELİRLEYİCİLERİNE DOĞRU: PANEL VERİ ANALİZİ","authors":"Elif Akdemi̇rel","doi":"10.61859/hacettepesid.1347335","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1347335","url":null,"abstract":"Sağlık, biyolojik ve genetik faktörlerin yanı sıra sosyal, ekonomik ve çevresel faktörlerden de etkilenmektedir. Bir ülkenin, sağlık sonuçlarını iyileştirmesi ve geliştirmesi içinde sağlığı etkileyen sosyoekonomik yapının, sağlığın sosyal belirleyicilerini belirlemeli ve geliştirmelidir. Bu çalışmada amaç, OECD ülkeleri arasında sağlığın sosyal belirleyicileri göstergeleri ile ülkelerin sağlık sonuçlarına etkisini yıllar içinde incelemektir. Çalışmada, uzun zaman verisi mevcut olan sağlık sonuçlarından doğumda beklenen yaşam süresi (DBYS) ve bebek ölüm hızının (BÖH), sosyoekonomik çevre, fiziksel çevre, sağlık davranışı ve sağlık hizmetleri faktörlerinden, gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYİH), işgücüne katılım oranı (İKO), İşsizlik (İŞZ), yüksek-öğretimli nüfus (YÖN), nitrojen oksit (NOX), sülfür oksit (SOX), PM2.5’e maruz kalma (PM25), alkol tüketimi (Alkol), günlük sigara tüketimi (GünSig), şeker alımı (Şeker), yağ alımı (Yağ), doktor sayısı (DrSay), hastane yatak sayısı (HasYatSay), toplam sağlık harcamaları (TSH), toplam sağlık ve sosyal istihdam (TSveSI) ve çocuk aşılama oranı / kızamık (CocukAO) ile ilişkisi incelenmiştir. Çalışmada yöntem olarak panel regresyon analizi uygulanmış ve veri seti olarak OECD üyesi ülkelerinin 2000-2020 arası dönemi analize dâhil edilmiştir. Analiz sonucunda, GSYİH, YÖN, Şeker ve TSH’nin, DBYS’ne etkisinin pozitif yönlü ve anlamlı, Alkol, GünSig ve SOX’in ise etkisinin negatif yönlü ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. BÖH’ına ise, SOX’in etkisinin pozitif yönlü ve anlamlı, TSH’nin ise etkisinin negatif yönlü ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Hükümetlerin, alkol ve tütün politikaları ile ilgili alacakları önlemler, DBYS’nin uzamasına katkı sağlayacaktır. Bebek ölüm hızının azaltılmasında ve sağlık sonuçlarının iyileştirilmesinde, SOX’nin azaltılmasına yönelik yapılacak politikaların güçlendirilmesi gerekmektedir.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"51 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140507078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.61859/hacettepesid.1355604
Battal Burak Temel, Fatih Şantaş
Bu çalışmada, sağlık sektöründe arzın talep yaratması ile hekime güven konularının hasta algısı üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca arzın gereksiz talep yaratması ve hekime güven algısının katılımcıların kişisel ve demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi de çalışmanın amaçları arasındadır. Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışmanın evrenini, Yozgat Bozok Üniversitesi Hastanesi polikliniklerine başvuran 18 yaşını doldurmuş kişiler oluşturmaktadır. Bu hastaneden günlük yaklaşık 400, aylık 12.500 poliklinik hastası hizmet almaktadır. Bu durumda araştırmanın örneklem büyüklüğü %99 güven düzeyi ve %1 hata ile 631 olarak hesaplanmıştır. Bu araştırmada ulaşılan kişi sayısı 650 olmuştur. Çalışma kapsamında yapılan literatür taramasında, çalışmanın amaçlarına uygun olduğu düşünülen “Arz Kaynaklı Gereksiz Sağlık Hizmeti Kullanımının Değerlendirilmesi Ölçeği” ve “Doktora Güven Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın hipotezlerinin testinde iki ortalama arasındaki farkın anlamlılık testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Analizler sonucunda, arzın talep yaratması ve hekimlere güven ölçeklerinde katılımcıların kişisel ve demografik özelliklerinden sağlık sigortası dışındaki tüm özellikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Hekime Güven Ölçeği ile Arz Kaynaklı Gereksiz Sağlık Hizmeti Kullanımı Ölçeğinin tüm alt boyutları arasında negatif yönlü ve güçlü bir ilişki bulunmuştur. Buna göre arzın talep yaratması algısı arttıkça hekime güven azalmaktadır. Bu durum regresyon analizinde de tespit edilmiş ve açıklanan varyans %85 olarak bulunmuştur. Çalışma sonucunda tıp eğitiminde meslek etiğine daha fazla önem veren ders ve uygulamalara ağırlık verilerek hekimlerin çeşitli gerekçelerle gereksiz hizmet sunma davranışlarının önlenmesi, vatandaşların sağlık okuryazarlığının artırılarak gereksiz hizmet talep etmeme ya da gereksiz hizmetin teklif edilmesi durumunda bu hizmeti ret etme davranışlarının geliştirilmesi önerilmektedir. Ayrıca geçmişten beri kutsal kabul edilen hekimlik mesleğine güveni sarsıcı uygulama ve haberlerden mümkün olduğu ölçüde kaçınılmalıdır.
{"title":"SAĞLIK HİZMETLERİNDE ARZIN TALEP YARATMASI VE HEKİMLERE GÜVEN: HASTALARIN GÖRÜŞLERİ ÜZERİNDEN BİR ARAŞTIRMA","authors":"Battal Burak Temel, Fatih Şantaş","doi":"10.61859/hacettepesid.1355604","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1355604","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, sağlık sektöründe arzın talep yaratması ile hekime güven konularının hasta algısı üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca arzın gereksiz talep yaratması ve hekime güven algısının katılımcıların kişisel ve demografik özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi de çalışmanın amaçları arasındadır. Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki çalışmanın evrenini, Yozgat Bozok Üniversitesi Hastanesi polikliniklerine başvuran 18 yaşını doldurmuş kişiler oluşturmaktadır. Bu hastaneden günlük yaklaşık 400, aylık 12.500 poliklinik hastası hizmet almaktadır. Bu durumda araştırmanın örneklem büyüklüğü %99 güven düzeyi ve %1 hata ile 631 olarak hesaplanmıştır. Bu araştırmada ulaşılan kişi sayısı 650 olmuştur. Çalışma kapsamında yapılan literatür taramasında, çalışmanın amaçlarına uygun olduğu düşünülen “Arz Kaynaklı Gereksiz Sağlık Hizmeti Kullanımının Değerlendirilmesi Ölçeği” ve “Doktora Güven Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın hipotezlerinin testinde iki ortalama arasındaki farkın anlamlılık testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Analizler sonucunda, arzın talep yaratması ve hekimlere güven ölçeklerinde katılımcıların kişisel ve demografik özelliklerinden sağlık sigortası dışındaki tüm özellikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Hekime Güven Ölçeği ile Arz Kaynaklı Gereksiz Sağlık Hizmeti Kullanımı Ölçeğinin tüm alt boyutları arasında negatif yönlü ve güçlü bir ilişki bulunmuştur. Buna göre arzın talep yaratması algısı arttıkça hekime güven azalmaktadır. Bu durum regresyon analizinde de tespit edilmiş ve açıklanan varyans %85 olarak bulunmuştur. Çalışma sonucunda tıp eğitiminde meslek etiğine daha fazla önem veren ders ve uygulamalara ağırlık verilerek hekimlerin çeşitli gerekçelerle gereksiz hizmet sunma davranışlarının önlenmesi, vatandaşların sağlık okuryazarlığının artırılarak gereksiz hizmet talep etmeme ya da gereksiz hizmetin teklif edilmesi durumunda bu hizmeti ret etme davranışlarının geliştirilmesi önerilmektedir. Ayrıca geçmişten beri kutsal kabul edilen hekimlik mesleğine güveni sarsıcı uygulama ve haberlerden mümkün olduğu ölçüde kaçınılmalıdır.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"2 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140508536","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.61859/hacettepesid.1320252
Serap Seçki̇ner, Ayşe Sofuoğlu
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok sektör dijitalleşerek önemli ilerlemeler kaydetmektedir. Dijitalleşen sektörlerden birisi de hiç kuşkusuz sağlık sektörüdür. Birçok dijital uygulama ve dijital hastaneler aracılığıyla gelişen sağlık hizmetleri son yıllarda oldukça dikkat çekici bir seviyeye gelmiştir. Dijitalleşen sağlık sektörünün önemli kazanımlarından biri olan dijital hastaneler, uluslararası kriterlere göre Seviye 1’den Seviye 7’ye kadar derecelendirilmekte; altıncı ve yedinci seviye hastaneler dijital hastane olarak kabul edilmektedir. Ancak yedinci seviye hastanelerde, altıncı seviye hastanelerden farklı olarak “sıfır kağıt” kriteri bulunmaktadır. Bu çalışmada, “sıfır kağıt” kriteri doğrultusunda, toplam 20 adet dijital hastanenin kırtasiye gideri bazında verimliliği sekiz farklı senaryo altında veri zarflama analizi tekniğiyle ölçülmüş ve daha sonra bu verimlilik skorları istatistiki olarak analiz edilmiştir. Veri zarflama analizi ve istatistiksel analizler neticesinde, tüm senaryolarda yedinci seviye hastanelerin kırtasiye gideri bazında ortalama verimliliği, altıncı seviye hastanelerin kırtasiye gideri bazında ortalama verimliliğinden yüksek çıkmıştır. Ancak altıncı seviye hastanelerin de yüksek verimliliğe sahip olması dolayısıyla altıncı ve yedinci seviye hastanelerin hastane bazında hesaplanan verimlilik skorları arasında istatistiki olarak anlamlı bir farklılık çıkmamıştır.
{"title":"Dijital Hastanelerde Verimlilik Analizi","authors":"Serap Seçki̇ner, Ayşe Sofuoğlu","doi":"10.61859/hacettepesid.1320252","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1320252","url":null,"abstract":"Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok sektör dijitalleşerek önemli ilerlemeler kaydetmektedir. Dijitalleşen sektörlerden birisi de hiç kuşkusuz sağlık sektörüdür. Birçok dijital uygulama ve dijital hastaneler aracılığıyla gelişen sağlık hizmetleri son yıllarda oldukça dikkat çekici bir seviyeye gelmiştir. Dijitalleşen sağlık sektörünün önemli kazanımlarından biri olan dijital hastaneler, uluslararası kriterlere göre Seviye 1’den Seviye 7’ye kadar derecelendirilmekte; altıncı ve yedinci seviye hastaneler dijital hastane olarak kabul edilmektedir. Ancak yedinci seviye hastanelerde, altıncı seviye hastanelerden farklı olarak “sıfır kağıt” kriteri bulunmaktadır. Bu çalışmada, “sıfır kağıt” kriteri doğrultusunda, toplam 20 adet dijital hastanenin kırtasiye gideri bazında verimliliği sekiz farklı senaryo altında veri zarflama analizi tekniğiyle ölçülmüş ve daha sonra bu verimlilik skorları istatistiki olarak analiz edilmiştir. Veri zarflama analizi ve istatistiksel analizler neticesinde, tüm senaryolarda yedinci seviye hastanelerin kırtasiye gideri bazında ortalama verimliliği, altıncı seviye hastanelerin kırtasiye gideri bazında ortalama verimliliğinden yüksek çıkmıştır. Ancak altıncı seviye hastanelerin de yüksek verimliliğe sahip olması dolayısıyla altıncı ve yedinci seviye hastanelerin hastane bazında hesaplanan verimlilik skorları arasında istatistiki olarak anlamlı bir farklılık çıkmamıştır.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"60 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140507222","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-15DOI: 10.61859/hacettepesid.1321282
Demet Kavak, Yasemin Akbulut
Türkiye’de ve dünyada görme engelliliğine neden olan en yaygın göz hastalıklarından birisi katarakttır ve tedavi amacıyla yaygın olarak uygulanan katarakt cerrahisi sayılarında giderek belirgin bir artış yaşanmaktadır. Bu durum katarakt cerrahisine yönelik sunulan hizmetlerin kalitesi ve maliyetine olan ilgiyi artırmaktadır. Bu araştırmanın amacı, katarakt cerrahisi öncesi ve sonrası sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini belirlemek, katarakt cerrahisinin maliyetini hesaplamak, sosyo-demografik, klinik, ameliyat, hizmet sunucu ve tedavi görülen klinik türü özellikleri ve maliyet ile sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, prospektif, randomize, kesitsel türde ve analitik bir klinik alan araştırmasıdır. Çalışmaya, katarakt cerrahisi uygulanan, katarakta eşlik eden göz hastalığı bulunmayan, 18 yaş ve üstü araştırmaya katılmaya gönüllü 363 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaşam kalitesi verileri “Amerikan Ulusal Göz Sağlığı Enstitüsü Görme İşlevleri Anketi” ile; katarakt cerrahisi maliyetine ilişkin veriler hasta faturalarından; klinik, ameliyat, hizmet sunucu özellikleri ve tedavi görülen klinik türüne yönelik veriler hasta dosyalarından toplanmıştır. Hastaların ameliyat sonrası yaşam kalitesi bileşik puan ortalaması (96,02±5,56), ameliyat öncesi yaşam kalitesi puan ortalamasına göre (82,77±11,89) daha yüksek bulunmuştur. Ameliyat sonrası yaşam kalitesi değişimi, ortalama 13,24 (±12,84) puan değerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış göstermektedir. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti ile hastaların tedavi gördükleri klinik türleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti ile hastaların klinik, ameliyat ve hizmet sunucu özellikleri ile ameliyat sonrası yaşam kalitesi değişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Katarakt cerrahisi hastaların yaşam kalitesini artırmaktadır. Katarakt cerrahisi hastalarının ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası yaşam kalitesinin ölçülmesi, ameliyata uygunluğun belirlenmesi ve ameliyatın etkinliğinin izlenmesi açısından yararlı bilgiler sağladığından rutin hasta izlem sürecine dâhil edilebilir. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti SUT paket fiyatının üstündedir. Katarakt cerrahisine yönelik paket fiyat uygulaması gözden geçirilerek, maliyetlerin kanıta dayalı olarak belirlenmesi değerlendirilebilir.
{"title":"KATARAKT CERRAHİSİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ: YAŞAM KALİTESİ, MALİYET VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİ","authors":"Demet Kavak, Yasemin Akbulut","doi":"10.61859/hacettepesid.1321282","DOIUrl":"https://doi.org/10.61859/hacettepesid.1321282","url":null,"abstract":"Türkiye’de ve dünyada görme engelliliğine neden olan en yaygın göz hastalıklarından birisi katarakttır ve tedavi amacıyla yaygın olarak uygulanan katarakt cerrahisi sayılarında giderek belirgin bir artış yaşanmaktadır. Bu durum katarakt cerrahisine yönelik sunulan hizmetlerin kalitesi ve maliyetine olan ilgiyi artırmaktadır. Bu araştırmanın amacı, katarakt cerrahisi öncesi ve sonrası sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini belirlemek, katarakt cerrahisinin maliyetini hesaplamak, sosyo-demografik, klinik, ameliyat, hizmet sunucu ve tedavi görülen klinik türü özellikleri ve maliyet ile sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, prospektif, randomize, kesitsel türde ve analitik bir klinik alan araştırmasıdır. Çalışmaya, katarakt cerrahisi uygulanan, katarakta eşlik eden göz hastalığı bulunmayan, 18 yaş ve üstü araştırmaya katılmaya gönüllü 363 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaşam kalitesi verileri “Amerikan Ulusal Göz Sağlığı Enstitüsü Görme İşlevleri Anketi” ile; katarakt cerrahisi maliyetine ilişkin veriler hasta faturalarından; klinik, ameliyat, hizmet sunucu özellikleri ve tedavi görülen klinik türüne yönelik veriler hasta dosyalarından toplanmıştır. Hastaların ameliyat sonrası yaşam kalitesi bileşik puan ortalaması (96,02±5,56), ameliyat öncesi yaşam kalitesi puan ortalamasına göre (82,77±11,89) daha yüksek bulunmuştur. Ameliyat sonrası yaşam kalitesi değişimi, ortalama 13,24 (±12,84) puan değerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış göstermektedir. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti ile hastaların tedavi gördükleri klinik türleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti ile hastaların klinik, ameliyat ve hizmet sunucu özellikleri ile ameliyat sonrası yaşam kalitesi değişimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Katarakt cerrahisi hastaların yaşam kalitesini artırmaktadır. Katarakt cerrahisi hastalarının ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası yaşam kalitesinin ölçülmesi, ameliyata uygunluğun belirlenmesi ve ameliyatın etkinliğinin izlenmesi açısından yararlı bilgiler sağladığından rutin hasta izlem sürecine dâhil edilebilir. Katarakt cerrahisi toplam maliyeti SUT paket fiyatının üstündedir. Katarakt cerrahisine yönelik paket fiyat uygulaması gözden geçirilerek, maliyetlerin kanıta dayalı olarak belirlenmesi değerlendirilebilir.","PeriodicalId":513272,"journal":{"name":"Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi","volume":"44 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140507902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}