İktisatın ortaya çıkışında da bir piyasada daha fazla üreterek yüksek kazanç elde etmek isteyen firmanın ne kadar üreteceği sorunsalının etkili olduğu görmekteyiz. Firmalar üretimini gerçekleştirirken hedef kiteleye göre ne kadar üreteceğini hesaplayamadığında daha fazla veya az üretim yapmasına neden olmaktadır. Fazla üretim yapması durumunda bulunduğu çevreye daha fazla zararlı gaz vererek çevresel kirliliğini artırmaktadır. Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler’ in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin birçoğu temiz çevre koşullarını içermektedir. Çalışmamızda sürdürülebilir çevre yönetiminde firmaların rolü ele alınmaktadır. Bu kapsamda ülkemizin sanayi lokomotifi konumunda olan Marmara bölgesi’ndeki hava kirliliğine ilişkin veriler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan elde edilmektedir. Yıllara göre ele alınan istatistiki veriler yıl bazında artış veya azalışları verilmektedir. Elde edilen bulgulara göre politika önerilerinde bulunulmaktadır.
{"title":"HAVA KIRLILIĞINDE FIRMALARIN ETKISI: MARMARA BÖLGESI ÜZERINE BIR ARAŞTIRMA","authors":"Ö. Aslan","doi":"10.35343/kosbed.1483643","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1483643","url":null,"abstract":"İktisatın ortaya çıkışında da bir piyasada daha fazla üreterek yüksek kazanç elde etmek isteyen firmanın ne kadar üreteceği sorunsalının etkili olduğu görmekteyiz. Firmalar üretimini gerçekleştirirken hedef kiteleye göre ne kadar üreteceğini hesaplayamadığında daha fazla veya az üretim yapmasına neden olmaktadır. Fazla üretim yapması durumunda bulunduğu çevreye daha fazla zararlı gaz vererek çevresel kirliliğini artırmaktadır. Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler’ in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin birçoğu temiz çevre koşullarını içermektedir. Çalışmamızda sürdürülebilir çevre yönetiminde firmaların rolü ele alınmaktadır. Bu kapsamda ülkemizin sanayi lokomotifi konumunda olan Marmara bölgesi’ndeki hava kirliliğine ilişkin veriler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan elde edilmektedir. Yıllara göre ele alınan istatistiki veriler yıl bazında artış veya azalışları verilmektedir. Elde edilen bulgulara göre politika önerilerinde bulunulmaktadır.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141687050","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, vergi planlamasının işletmelerin finansal performansını etkilşeyğp etkilemediğini araştırmaktadır. Bu bağlamda, kurumlar vergisi planlama stratejileri ve finansal performansa odaklanıyoruz. Çalışmada 1062 firmadan oluşan panel veri kullanılmıştır. Vergi planlaması ile ilgili tahminlerde Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) kullanılmıştır. Kurumsal vergi planlaması değişkenlerinin, dikkate alınan finansal performans boyutuna bağlı olarak, finansal performans ile pozitif ve anlamlı ilişkilere sahip olduğunu buluyoruz. Özellikle, efektif vergi oranı ve vergi planlama stratejilerinin riskliliği, seçilen firmaların karlılığı, büyümesi ve piyasa değeri ile önemli ölçüde ilişkilidir. Defter-vergi açığı, karlılık ve piyasa değeri ile önemli ölçüde ilişkilidir. Çok ulusluluk, seçilen firmaların karlılığı ve likidite pozisyonu ile anlamlı bir şekilde ilişkiliyken, örtülü sermaye ve somutluk piyasa değeri ve likidite ile anlamlı bir şekilde ilişkilidir. Kurumlar vergisi planlama stratejilerinin finansal performansı etkilediği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Kurumlar Vergisi Planlamasının Finansal Performans Üzerindeki Etkisinin Araştırılması: Türkiye'de Borsaya Kote Firmalardan Kanıtlar","authors":"Ayobolawole Adewale Ogundipe, Ednan Ayvaz","doi":"10.35343/kosbed.1479446","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1479446","url":null,"abstract":"Bu çalışma, vergi planlamasının işletmelerin finansal performansını etkilşeyğp etkilemediğini araştırmaktadır. Bu bağlamda, kurumlar vergisi planlama stratejileri ve finansal performansa odaklanıyoruz. Çalışmada 1062 firmadan oluşan panel veri kullanılmıştır. Vergi planlaması ile ilgili tahminlerde Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) kullanılmıştır. Kurumsal vergi planlaması değişkenlerinin, dikkate alınan finansal performans boyutuna bağlı olarak, finansal performans ile pozitif ve anlamlı ilişkilere sahip olduğunu buluyoruz. Özellikle, efektif vergi oranı ve vergi planlama stratejilerinin riskliliği, seçilen firmaların karlılığı, büyümesi ve piyasa değeri ile önemli ölçüde ilişkilidir. Defter-vergi açığı, karlılık ve piyasa değeri ile önemli ölçüde ilişkilidir. Çok ulusluluk, seçilen firmaların karlılığı ve likidite pozisyonu ile anlamlı bir şekilde ilişkiliyken, örtülü sermaye ve somutluk piyasa değeri ve likidite ile anlamlı bir şekilde ilişkilidir. Kurumlar vergisi planlama stratejilerinin finansal performansı etkilediği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141715161","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Today, it is generally accepted that there is a deterioration in income distribution. For this reason, many academic studies are carried out to better understand the factors affecting income distribution. On the other hand, an increase in inflation rates is observed as a result of the increased money supply, especially after the 2008 global economic crisis. This upward trend has brought the issue of inflation to the economic agenda of countries. However, there is no consensus on how the inflation environment affects income distribution. In the study, panel data analysis was conducted with data from 40 countries covering the period 2008-2020 in order to explain the relationship between inflation and income distribution. As a result of the cointegration test, no cointegration relationship was found between inflation and income distribution in the relevant period. However, countries' efforts to improve income distribution are also important. As an indicator of this effort, the countries were divided into two groups according to the increase rate of the minimum wage and the cointegration test was repeated. However, as a result of these tests, no cointegration relationship was found. The results obtained suggest that the relationship between inflation and income distribution has a structure that varies depending on other economic policies implemented in the country and the type of inflation, but the use of non-linear methods in subsequent studies may lead to different results.
{"title":"Asgari Ücret, Enflasyon ve Gelir Dağılımı İlişkisi: 40 Ülke Örneği","authors":"Sevda Vardar, Selçuk Koç","doi":"10.35343/kosbed.1402668","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1402668","url":null,"abstract":"Today, it is generally accepted that there is a deterioration in income distribution. For this reason, many academic studies are carried out to better understand the factors affecting income distribution. On the other hand, an increase in inflation rates is observed as a result of the increased money supply, especially after the 2008 global economic crisis. This upward trend has brought the issue of inflation to the economic agenda of countries. However, there is no consensus on how the inflation environment affects income distribution. In the study, panel data analysis was conducted with data from 40 countries covering the period 2008-2020 in order to explain the relationship between inflation and income distribution. As a result of the cointegration test, no cointegration relationship was found between inflation and income distribution in the relevant period. However, countries' efforts to improve income distribution are also important. As an indicator of this effort, the countries were divided into two groups according to the increase rate of the minimum wage and the cointegration test was repeated. However, as a result of these tests, no cointegration relationship was found. The results obtained suggest that the relationship between inflation and income distribution has a structure that varies depending on other economic policies implemented in the country and the type of inflation, but the use of non-linear methods in subsequent studies may lead to different results.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139156278","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı iş yaşamındaki yetişkinlerin bilinçli farkındalık ve duygu düzenleme becerilerinin öz-liderlik becerileri üzerine etkilerinin incelenmesidir. Bu kapsamda farklı illerden profesyonel iş yaşamını sürdürmekte olan 420 kişiden Bilinçli Farkındalık Ölçeği, Duygu Düzenleme Ölçeği ve Öz-Liderlik Ölçeği kullanılarak anket yöntemi ile veriler elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerin demografik verilere ve çalışma verilerine göre farklılık gösterip göstermediği anlamlılık testleri ile analiz edilmiştir. Hangi analizin kullanılacağına karar vermeden önce, verilerin normal dağılıma uyup uymadığı Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk sınamaları ile değerlendirilmiştir. Ayrıca verilerin çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiş -1.5 ile +1.5 aralığında olduğu gözlenmiştir. Normal dağılıma uyan verilerin; analizi için ikili grup karşılaştırılmasında; Bağımsız Örneklem T testi, ikiden fazla grup karşılaştırılmasında ise ANOVA kullanılmıştır. Anlamlı çıkan analizlerde hangi gruplar arasında fark olduğunun belirlenmesi için Levene testi sonuçlarına göre LSD post-hoc analizi uygulanmıştır. Bilinçli farkındalık ve duygu düzenlemenin öz-liderlik üzerine etkisi regresyon analizi ile belirlenmiştir. Araştırmanın analizinde SPSS v23 istatistik programı kullanılmıştır. Yapılan analizler sonrasında ulaşılan bulgulara göre; Öz-liderlik ölçeği ile duygu düzenleme ve bilinçli farkındalık ölçekleri arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; öz-liderlik ile duygu düzenleme arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. Bireylerin duygu düzenleme düzeyleri arttıkça öz-liderlik düzeylerinin de artacağı belirlenmiştir. Bilinçli Farkındalığın, Öz-liderlik üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde; ölçek genelinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmamakla birlikte, bilinçli farkındalığın öz-liderlik alt boyutları üzerinde anlamlı bir etkisinin varlığı tespit edilmiştir.
{"title":"İş Yaşamında Bilinçli Farkındalığın Ve Duygu Düzenlemenin Öz-Liderlik Becerileri Üzerine Etkileri","authors":"E. Koçyi̇ği̇t, Esra URAS BİLGİN","doi":"10.35343/kosbed.1397268","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1397268","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı iş yaşamındaki yetişkinlerin bilinçli farkındalık ve duygu düzenleme becerilerinin öz-liderlik becerileri üzerine etkilerinin incelenmesidir. Bu kapsamda farklı illerden profesyonel iş yaşamını sürdürmekte olan 420 kişiden Bilinçli Farkındalık Ölçeği, Duygu Düzenleme Ölçeği ve Öz-Liderlik Ölçeği kullanılarak anket yöntemi ile veriler elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan ölçeklerin demografik verilere ve çalışma verilerine göre farklılık gösterip göstermediği anlamlılık testleri ile analiz edilmiştir. Hangi analizin kullanılacağına karar vermeden önce, verilerin normal dağılıma uyup uymadığı Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk sınamaları ile değerlendirilmiştir. Ayrıca verilerin çarpıklık ve basıklık değerleri incelenmiş -1.5 ile +1.5 aralığında olduğu gözlenmiştir. Normal dağılıma uyan verilerin; analizi için ikili grup karşılaştırılmasında; Bağımsız Örneklem T testi, ikiden fazla grup karşılaştırılmasında ise ANOVA kullanılmıştır. Anlamlı çıkan analizlerde hangi gruplar arasında fark olduğunun belirlenmesi için Levene testi sonuçlarına göre LSD post-hoc analizi uygulanmıştır. Bilinçli farkındalık ve duygu düzenlemenin öz-liderlik üzerine etkisi regresyon analizi ile belirlenmiştir. Araştırmanın analizinde SPSS v23 istatistik programı kullanılmıştır. Yapılan analizler sonrasında ulaşılan bulgulara göre; Öz-liderlik ölçeği ile duygu düzenleme ve bilinçli farkındalık ölçekleri arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; öz-liderlik ile duygu düzenleme arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. Bireylerin duygu düzenleme düzeyleri arttıkça öz-liderlik düzeylerinin de artacağı belirlenmiştir. Bilinçli Farkındalığın, Öz-liderlik üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde; ölçek genelinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmamakla birlikte, bilinçli farkındalığın öz-liderlik alt boyutları üzerinde anlamlı bir etkisinin varlığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139179655","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dünya ekonomik yapısındaki dönüşüm süreci, ülkelerin ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmeleri, verimliliklerini ve rekabet güçlerini artırabilmeleri için bilgi, yenilik ve teknoloji alanlarındaki gelişmeleri takip etmelerini zorunlu hale getirmiştir. Nitekim araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) yatırım yapmak, rekabeti destekler ve ilerlemeyi sağlar. Bu sayede gelecek nesiller için kaynakların korunmasını garanti eden, ekonomik ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştıran sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlanabilir. Bu kapsamda teknolojik yenilik ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi seçili OECD ülkeleri özelinde ampirik olarak incelemek çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla söz konusu ülkelere ait 2007-2022 dönemi verileri ile panel veri analiz yöntemi kullanılmıştır. Model, dirençli standart hatalar üretebilen tahmincilerden Parks-Kmenta ile tahmin edilmiştir. Araştırma sonucunda, Ar-Ge ve yüksek teknoloji ihracatının ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediği görülmüştür.
{"title":"Teknolojik Yenilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi : Seçilmiş OECD Ülkeleri Örneği","authors":"Ferhat Pehli̇vanoğlu, Zeynep Narman","doi":"10.35343/kosbed.1398690","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1398690","url":null,"abstract":"Dünya ekonomik yapısındaki dönüşüm süreci, ülkelerin ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmeleri, verimliliklerini ve rekabet güçlerini artırabilmeleri için bilgi, yenilik ve teknoloji alanlarındaki gelişmeleri takip etmelerini zorunlu hale getirmiştir. Nitekim araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) yatırım yapmak, rekabeti destekler ve ilerlemeyi sağlar. Bu sayede gelecek nesiller için kaynakların korunmasını garanti eden, ekonomik ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştıran sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlanabilir. Bu kapsamda teknolojik yenilik ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi seçili OECD ülkeleri özelinde ampirik olarak incelemek çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla söz konusu ülkelere ait 2007-2022 dönemi verileri ile panel veri analiz yöntemi kullanılmıştır. Model, dirençli standart hatalar üretebilen tahmincilerden Parks-Kmenta ile tahmin edilmiştir. Araştırma sonucunda, Ar-Ge ve yüksek teknoloji ihracatının ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediği görülmüştür.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139183250","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This research studies management of working capital and its impact on commercial bank efficiency in Zimbabwe and Turkey. The study examined the financial statements of 10 banks from each country between 2009 and 2022. The research evaluated performance of banks using return on asset (ROA) as well as return on equity (ROE) as efficiency indicators. Working capital was assessed through the current ratio, current ratio, and total cash ratio, while bank size and leverage were considered as control variables. Correlation analysis, estimation equations, and regression models were used to examine the data, which included pooled cross-sectional and time series data, using SPSS (version 20.0). The data demonstrated a favourable and substantial association between ROE and the current ratio, demonstrating that adequate management of working capital has a beneficial impact on the banks’ profitability. A negative correlation, in contrast, between current ratio and ROE was noted, implying a balance of profitability and liquidity. Furthermore, no statistically significant association was seen between cash payment ability, total cash ratio, and ROA. However, a significant negative correlation was identified between the current ratio and ROA. Comparing the two countries, Turkish banks demonstrate superior liquidity management, potentially attributed to their adherence to the Basel III reform guidelines. The study recommends that Zimbabwean banks adopt similar measures to enhance their competitiveness in the international banking sector. In conclusion, the research emphasises the significance of good management of working capital in maximising bank efficiency. The findings provide valuable insights for policymakers and practitioners in the banking industry, urging them to implement liquidity management strategies for sustained success.
{"title":"The Effects of Working Capital Management on Firms’ Efficiency: Case of Turkish and Zimbabwean Commercial Banks.","authors":"Donovan Jairos","doi":"10.35343/kosbed.1326211","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1326211","url":null,"abstract":"This research studies management of working capital and its impact on commercial bank efficiency in Zimbabwe and Turkey. The study examined the financial statements of 10 banks from each country between 2009 and 2022. The research evaluated performance of banks using return on asset (ROA) as well as return on equity (ROE) as efficiency indicators. Working capital was assessed through the current ratio, current ratio, and total cash ratio, while bank size and leverage were considered as control variables. Correlation analysis, estimation equations, and regression models were used to examine the data, which included pooled cross-sectional and time series data, using SPSS (version 20.0). The data demonstrated a favourable and substantial association between ROE and the current ratio, demonstrating that adequate management of working capital has a beneficial impact on the banks’ profitability. A negative correlation, in contrast, between current ratio and ROE was noted, implying a balance of profitability and liquidity. Furthermore, no statistically significant association was seen between cash payment ability, total cash ratio, and ROA. However, a significant negative correlation was identified between the current ratio and ROA. Comparing the two countries, Turkish banks demonstrate superior liquidity management, potentially attributed to their adherence to the Basel III reform guidelines. The study recommends that Zimbabwean banks adopt similar measures to enhance their competitiveness in the international banking sector. In conclusion, the research emphasises the significance of good management of working capital in maximising bank efficiency. The findings provide valuable insights for policymakers and practitioners in the banking industry, urging them to implement liquidity management strategies for sustained success.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124004677","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte; bilgi teknolojileri, internet, dijitalleşme, makine öğrenmesi ve yapay zeka benzeri kavramlar hayatın her alanına yayılan gerçeklikler haline gelmiştir. Bu devrimsel nitelikteki gelişmeler ile birlikte iş hayatında da önemli değişimler yaşanmaktadır. Hızla ilerleyen teknolojik değişimler, örgütlerin yönetim biçimlerini de önemli ölçüde etkilemektedir. Bu bağlamda örgüt yönetiminde teknolojik yeniliklerin kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Örgütler dijital alanda birçok yeniliği paydaşlarına sunarken, insan kaynakları yönetimi de benzer yenilikleri kendi paydaşlarına sunmaktadır. Dijitalleşme, insan kaynakları bölümünün gerçekleştirdiği işlemlerin önemli bir kesiminin dijital ortamda yürütülmesini sağlamıştır. İnsan Kaynakları Yönetimi bu dijital dönüşüm nedeniyle “Dijital İnsan Kaynakları Yönetimi” haline gelmiştir. Örgütler arasında yüksek potansiyelli ve nitelikli adayları işe alma üstüne süregelen kıyasıya rekabet süratlenirken, insan kaynakları bölümleri işe alım süreçlerinde gerçekleştirdikleri yenilikçi dijital uygulamalarla rekabet avantajını yakalamayı hedeflemektedirler. Bu bağlamda makalenin amacı, dijital İKY alanını detaylandırmak, dijital İKY dönüşümü ve dijital gelişmelerin işe alım işlevi üzerinde etkisinin kavramsal açıdan açıklanmasıdır.
{"title":"İnsan Kaynakları Yönetiminde Dijital Dönüşüm ve Dijitalleşen İşe Alım İşlevi","authors":"Hatice Ümit AKSOY UĞURLU, Altan Doğan","doi":"10.35343/kosbed.1247587","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1247587","url":null,"abstract":"Teknolojinin gelişmesi ile birlikte; bilgi teknolojileri, internet, dijitalleşme, makine öğrenmesi ve yapay zeka benzeri kavramlar hayatın her alanına yayılan gerçeklikler haline gelmiştir. Bu devrimsel nitelikteki gelişmeler ile birlikte iş hayatında da önemli değişimler yaşanmaktadır. Hızla ilerleyen teknolojik değişimler, örgütlerin yönetim biçimlerini de önemli ölçüde etkilemektedir. Bu bağlamda örgüt yönetiminde teknolojik yeniliklerin kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Örgütler dijital alanda birçok yeniliği paydaşlarına sunarken, insan kaynakları yönetimi de benzer yenilikleri kendi paydaşlarına sunmaktadır. Dijitalleşme, insan kaynakları bölümünün gerçekleştirdiği işlemlerin önemli bir kesiminin dijital ortamda yürütülmesini sağlamıştır. İnsan Kaynakları Yönetimi bu dijital dönüşüm nedeniyle “Dijital İnsan Kaynakları Yönetimi” haline gelmiştir. Örgütler arasında yüksek potansiyelli ve nitelikli adayları işe alma üstüne süregelen kıyasıya rekabet süratlenirken, insan kaynakları bölümleri işe alım süreçlerinde gerçekleştirdikleri yenilikçi dijital uygulamalarla rekabet avantajını yakalamayı hedeflemektedirler. Bu bağlamda makalenin amacı, dijital İKY alanını detaylandırmak, dijital İKY dönüşümü ve dijital gelişmelerin işe alım işlevi üzerinde etkisinin kavramsal açıdan açıklanmasıdır.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123316422","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Havacılık alanında yapılan kazalar (burada mevzu bahis olan daha çok uçak kazalarıdır) tarih boyunca her dönem özelinde gündemin zirvesindeki temel konulardan birisi haline gelmiştir. Yüzeysel bir açıklama olsa da gerçekliği yadsınamaz bir yargı da şudur: ‘’Doktor bir hata ile bir kişinin hayatına sebep olabilir ancak pilotun yapacağı bir hata ortalama en az üç yüz kişinin ölümüne sebep olabilir’’. Kuşkusuz uçak kazalarında sorumlu olan sadece pilot ya da yardımcı pilot değildir ancak sorumluluğun çok büyük bir kısmının da pilot ve yardımcı pilotta olduğu söylenebilir. Bu çalışmada pilotların yaşadıkları duygudurum bozukluklarının neler olduğuna değinilecek ve bu duygudurum bozukluklarının pilotların performansına etkisi ve havacılık özelinde meydana getirebileceği olası riskler tartışılacaktır. Alan yazında yapılmış araştırmalardan ve güncel olgulardan faydalanılarak nihayetinde bir sentez yaparak araştırmacılara ve uygulayıcılara birtakım önerilerde bulunulacak, yapılan araştırmalar neticesinde alan yazına bir model önerisinde bulunulacaktır.
{"title":"UÇUŞ GÜVENLİĞİ VE TİCARİ HAVAYOLU PİLOTLARININ DUYGU DURUM BOZUKLUKLARI: BİR MODEL ÖNERİSİ","authors":"Cem Güney Özveren","doi":"10.35343/kosbed.1297513","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1297513","url":null,"abstract":"Havacılık alanında yapılan kazalar (burada mevzu bahis olan daha çok uçak kazalarıdır) tarih boyunca her dönem özelinde gündemin zirvesindeki temel konulardan birisi haline gelmiştir. Yüzeysel bir açıklama olsa da gerçekliği yadsınamaz bir yargı da şudur: ‘’Doktor bir hata ile bir kişinin hayatına sebep olabilir ancak pilotun yapacağı bir hata ortalama en az üç yüz kişinin ölümüne sebep olabilir’’. Kuşkusuz uçak kazalarında sorumlu olan sadece pilot ya da yardımcı pilot değildir ancak sorumluluğun çok büyük bir kısmının da pilot ve yardımcı pilotta olduğu söylenebilir. Bu çalışmada pilotların yaşadıkları duygudurum bozukluklarının neler olduğuna değinilecek ve bu duygudurum bozukluklarının pilotların performansına etkisi ve havacılık özelinde meydana getirebileceği olası riskler tartışılacaktır. Alan yazında yapılmış araştırmalardan ve güncel olgulardan faydalanılarak nihayetinde bir sentez yaparak araştırmacılara ve uygulayıcılara birtakım önerilerde bulunulacak, yapılan araştırmalar neticesinde alan yazına bir model önerisinde bulunulacaktır.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125811068","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sosyal devletin temel amaçlarından birisi, yoksulluk düzeyinin azaltılmasıdır. Bu çalışmanın temel amacı, Osmanlı Devleti sisteminin dilenciliğin önlenmesi hususundaki rolünün değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda devlet ile yoksul insanlar arasındaki etkileşim, tekrarlanan bir oyun teorik model çerçevesinde ele alınmaktadır. Bulgular, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde dilenciliğin yüksek düzeyde yaygınlaşmasının nedenlerini ortaya koymaktadır. Devlet, her şeyden evvel dilencilerin çalışarak gelir elde etmelerini amaç edinmektedir. Ancak dilencilerin çalışmadan para kazanmaya alışmaları nedeniyle kendilerine iş imkânları sağlansa bile dilenmekten vazgeçmek hususunda gönülsüz hareket etmektedirler. Devletin bu hususta taviz vermemesi gerekmektedir. Bu nedenle modelde oyuncuların (devlet ile yoksul insanlar) yavuz stratejilere sahip oldukları varsayılmaktadır. Nitekim kısasa kısas stratejiler olan bu stratejiler, analizin sonuçlarını doğrudan etkilemektedir
{"title":"Bir Oyun Teorisi Analizi: Osmanlı Devleti’nde Dilencilik","authors":"M. Yardimci, Ümran Gümüş, A. Koç","doi":"10.35343/kosbed.1261803","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1261803","url":null,"abstract":"Sosyal devletin temel amaçlarından birisi, yoksulluk düzeyinin azaltılmasıdır. Bu çalışmanın temel amacı, Osmanlı Devleti sisteminin dilenciliğin önlenmesi hususundaki rolünün değerlendirilmesidir. Bu amaç doğrultusunda devlet ile yoksul insanlar arasındaki etkileşim, tekrarlanan bir oyun teorik model çerçevesinde ele alınmaktadır. Bulgular, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde dilenciliğin yüksek düzeyde yaygınlaşmasının nedenlerini ortaya koymaktadır. Devlet, her şeyden evvel dilencilerin çalışarak gelir elde etmelerini amaç edinmektedir. Ancak dilencilerin çalışmadan para kazanmaya alışmaları nedeniyle kendilerine iş imkânları sağlansa bile dilenmekten vazgeçmek hususunda gönülsüz hareket etmektedirler. Devletin bu hususta taviz vermemesi gerekmektedir. Bu nedenle modelde oyuncuların (devlet ile yoksul insanlar) yavuz stratejilere sahip oldukları varsayılmaktadır. Nitekim kısasa kısas stratejiler olan bu stratejiler, analizin sonuçlarını doğrudan etkilemektedir","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114449281","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Teknoloji Geliştirme Alanı olarak Bilişim Vadisi’nin, bilişim ekosistemindeki rolüne ilişkin bir model önerisi sunulmuştur. Bu model çerçevesinde pazar çalkantıları, teknolojik çalkantılar, veri güdümlü inovasyon kapasitesi ve yönelimi, ekosistem liderliği ile bilişim ekosistemi dönüşümü arasındaki ilişkiler ele alınırken, mega teknoloji koridoru ve network etkisi moderatör değişken olarak incelenmiştir. Bilişim Vadisi örneğinde bilişim ekosistemi dönüşümünde kullanılan bileşenler duvarsız teknopark, ekosistem çevikliği ve dijital girişimciliktir. Önerilen model doğrultusunda, teknolojik çalkantılar ile pazar çalkantılarının, veri güdümlü inovasyon kapasitesi ve yönelimi ile pozitif ilişkisinin olduğu; veri güdümlü inovasyon kapasitesinin, ekosistem dönüşümü üzerindeki etkisinde, ekosistem liderliğinin rolünün olduğu belirtilmiştir. Kavramsal model çerçevesinde, Bilişim Vadisi’nden yönetici düzeyinde 5 katılımcı ile mülakatlar yapılmıştır. Mülakatlar neticesinde elde edilen nitel veriler doğrultusunda, kavramsal modeli destekler nitelikte Bilişim Vadisinde veri güdümlü inovasyon kapasitesinin kaynakları, mega teknoloji koridoru ve ekosistem dönüşümünde duvarsız teknopark, çeviklik ve dijital girişimcilik kavramları ön plana çıkmıştır.
{"title":"Bilişim Ekosisteminin Dönüşümü Üzerine Bir Model Önerisi: Bilişim Vadisi Örneği","authors":"Ahmet Serdar İbrahi̇mci̇oğlu, Halit Keskin","doi":"10.35343/kosbed.1270388","DOIUrl":"https://doi.org/10.35343/kosbed.1270388","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Teknoloji Geliştirme Alanı olarak Bilişim Vadisi’nin, bilişim ekosistemindeki rolüne ilişkin bir model önerisi sunulmuştur. Bu model çerçevesinde pazar çalkantıları, teknolojik çalkantılar, veri güdümlü inovasyon kapasitesi ve yönelimi, ekosistem liderliği ile bilişim ekosistemi dönüşümü arasındaki ilişkiler ele alınırken, mega teknoloji koridoru ve network etkisi moderatör değişken olarak incelenmiştir. Bilişim Vadisi örneğinde bilişim ekosistemi dönüşümünde kullanılan bileşenler duvarsız teknopark, ekosistem çevikliği ve dijital girişimciliktir. Önerilen model doğrultusunda, teknolojik çalkantılar ile pazar çalkantılarının, veri güdümlü inovasyon kapasitesi ve yönelimi ile pozitif ilişkisinin olduğu; veri güdümlü inovasyon kapasitesinin, ekosistem dönüşümü üzerindeki etkisinde, ekosistem liderliğinin rolünün olduğu belirtilmiştir. Kavramsal model çerçevesinde, Bilişim Vadisi’nden yönetici düzeyinde 5 katılımcı ile mülakatlar yapılmıştır. Mülakatlar neticesinde elde edilen nitel veriler doğrultusunda, kavramsal modeli destekler nitelikte Bilişim Vadisinde veri güdümlü inovasyon kapasitesinin kaynakları, mega teknoloji koridoru ve ekosistem dönüşümünde duvarsız teknopark, çeviklik ve dijital girişimcilik kavramları ön plana çıkmıştır.","PeriodicalId":117749,"journal":{"name":"Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114866774","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：