Müşteri beklentileri, teknolojik değişimler ve yüksek rekabet firma performansını etkilemektedir. Küreselleşmeyle birlikte yaşanan teknolojik ilerlemeler rekabeti arttırmış, artan rekabet ürün yaşam sürelerinin kısaltmış, kısalan ürün yaşam ömürleri ile teknolojik gelişmeler ise teknolojik türbülansın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Literatürde en çok incelenen ve önemli konu başlıklarından biri olan teknolojik türbülans, beraberinde değişim ve istikrarsızlık getirdiği gibi başarıyı da getirmektedir. Bu nedenle de teknolojik türbülansın hangi durum firmalar için avantaj ya da dezavantaj unsuru olduğu pek çok çalışmada incelenmiştir. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde genellikle teknolojik türbülansın firma performansı üzerindeki etkilerinin incelendiği ancak elde edilen bulgulardan yola çıkarak konu hakkında henüz net sonuçlar elde edilemediği tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında teknolojik türbülans odağında son 5 yılda yayınlanan SSCI endeksli ampirik çalışmalar meta analizi yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmada ışığında firmaların düşük teknolojik türbülans koşullarında daha az risk almalarına karşın daha başarılı oldukları ve teknolojik türbülans yoğunluğu arttıkça firma performansının olumsuz etkilenmemesi için firmaların atması gereken adımlar tespit edilmiştir.
{"title":"Yüksek Teknolojik Türbülans Ve Firma Başarısı","authors":"Tuğkan Arıcı, M. Gök","doi":"10.38057/bifd.1173036","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1173036","url":null,"abstract":"Müşteri beklentileri, teknolojik değişimler ve yüksek rekabet firma performansını etkilemektedir. Küreselleşmeyle birlikte yaşanan teknolojik ilerlemeler rekabeti arttırmış, artan rekabet ürün yaşam sürelerinin kısaltmış, kısalan ürün yaşam ömürleri ile teknolojik gelişmeler ise teknolojik türbülansın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Literatürde en çok incelenen ve önemli konu başlıklarından biri olan teknolojik türbülans, beraberinde değişim ve istikrarsızlık getirdiği gibi başarıyı da getirmektedir. Bu nedenle de teknolojik türbülansın hangi durum firmalar için avantaj ya da dezavantaj unsuru olduğu pek çok çalışmada incelenmiştir. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde genellikle teknolojik türbülansın firma performansı üzerindeki etkilerinin incelendiği ancak elde edilen bulgulardan yola çıkarak konu hakkında henüz net sonuçlar elde edilemediği tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında teknolojik türbülans odağında son 5 yılda yayınlanan SSCI endeksli ampirik çalışmalar meta analizi yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmada ışığında firmaların düşük teknolojik türbülans koşullarında daha az risk almalarına karşın daha başarılı oldukları ve teknolojik türbülans yoğunluğu arttıkça firma performansının olumsuz etkilenmemesi için firmaların atması gereken adımlar tespit edilmiştir.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123062726","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İkinci Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada askeri harcamalar artış eğilimine girmiştir. Günümüzün küreselleşen dünyasında askeri harcamalar, ekonomik bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’de de askeri harcamalar kamu harcamaları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye için 1980 sonrasında enflasyon ve ekonomik büyümenin askeri harcamalar üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmada yöntem olarak ARDL yöntemi ve Sınır Testi kullanılmıştır. Yapılan analizlerde değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi saptanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre enflasyonun askeri harcamalar üzerindeki etkisi pozitif bulunmuştur. Kişi başına GSYH artışlarının askeri harcamalar üzerindeki etkisi ise negatif olarak tespit edilmiştir. Ayrıca hata düzeltme modeli kurulmuş ve kısa dönem sapmaların uzun dönemde ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve Enflasyonun Askeri Harcamalar Üzerindeki Etkisi: ARDL Analizi","authors":"Atilla Aydin","doi":"10.38057/bifd.1263880","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1263880","url":null,"abstract":"İkinci Dünya Savaşı sonrasında tüm dünyada askeri harcamalar artış eğilimine girmiştir. Günümüzün küreselleşen dünyasında askeri harcamalar, ekonomik bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’de de askeri harcamalar kamu harcamaları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye için 1980 sonrasında enflasyon ve ekonomik büyümenin askeri harcamalar üzerindeki etkisini araştırmaktır. Çalışmada yöntem olarak ARDL yöntemi ve Sınır Testi kullanılmıştır. Yapılan analizlerde değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi saptanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre enflasyonun askeri harcamalar üzerindeki etkisi pozitif bulunmuştur. Kişi başına GSYH artışlarının askeri harcamalar üzerindeki etkisi ise negatif olarak tespit edilmiştir. Ayrıca hata düzeltme modeli kurulmuş ve kısa dönem sapmaların uzun dönemde ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"126 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122956601","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Teknolojik gelişmeler, kişi başı gelir seviyesindeki artışlar, kentleşme düzeyinin artması ve sağlık hizmetlerine erişimin kolay hale gelmesi sağlık harcamalarında artışa neden olmaktadır. Bundan dolayı sağlık harcamalarındaki artış ve ülkelerin uyguladıkları sağlık politikalarının gittikçe birbirine benzemesi sağlık harcamalarında ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin varlığını ortaya koymaktadır. Bu bakımdan çalışmada seçili gelişmiş ekonomiler için 1995-2020 dönemi sağlık harcamaları ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin geçerliliği panel birim kök testi ile incelenmektedir. Elde edilen bulgular, sağlık harcamaları ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin geçerli olmadığını ortaya koymaktadır.
{"title":"Prediction of Health Conversion with Panel Unit Root Test for Selected Indicators of Health: Evidence from Advanced Economies","authors":"Ayşe Eryer","doi":"10.38057/bifd.1163256","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1163256","url":null,"abstract":"Teknolojik gelişmeler, kişi başı gelir seviyesindeki artışlar, kentleşme düzeyinin artması ve sağlık hizmetlerine erişimin kolay hale gelmesi sağlık harcamalarında artışa neden olmaktadır. Bundan dolayı sağlık harcamalarındaki artış ve ülkelerin uyguladıkları sağlık politikalarının gittikçe birbirine benzemesi sağlık harcamalarında ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin varlığını ortaya koymaktadır. Bu bakımdan çalışmada seçili gelişmiş ekonomiler için 1995-2020 dönemi sağlık harcamaları ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin geçerliliği panel birim kök testi ile incelenmektedir. Elde edilen bulgular, sağlık harcamaları ve sağlık statüsü göstergelerinde yakınsama hipotezinin geçerli olmadığını ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"59 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132594912","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, Avrupa Birliğine aday konumda bulunan Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Türkiye’nin tekstil sektöründeki rekabet gücünü belirlemek ve karşılaştırmaktır. Çalışmada, STIC. Rev. 3 (Standard International Trade Classification) ürün sınıflandırması 2 haneli 26, 65 ve 84 kodlu tekstil sektörleri ile bunların altında bulunan 3 haneli 24 adet tekstil alt sektörlerine ait ihracat veri seti kullanılmıştır. 2010-2020 dönemi için yapılan analizde Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Yöntemlerinden (RCA) Balassa endeksi kullanılmıştır. Analizde kullanılan veriler Comtrade veri tabanından temin edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda; Arnavutluk’un 14, Sırbistan’ın 16, Karadağ’ın 21, Kuzey Makedonya’nın 13, Türkiye’nin ise 6 ürün gurubunda dezavantajlı durumda olduğu, Sırbistan’ın 5, Kuzey Makedonya’nın 6, Türkiye’nin 5 ürün grubunda zayıf üstünlüğe sahip olduğu, Arnavutluk’un 2, Sırbistan’ın 1, Kuzey Makedonya’nın 1, Türkiye’nin 5 ürün grubunda orta derece uzmanlaştığı, Arnavutluk’un 4, Sırbistan’ın 1, Kuzey Makedonya’nın 2 ve Türkiye’nin ise 8 ürün grubunda güçlü üstünlüğe sahip olduğu ve bu ürün gruplarında uzmanlaşmış olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Avrupa Birliği’ne Aday Ülkelerin Tekstil ve Konfeksiyon Sektörünün Karşılaştırmalı Rekabet Analizi: 2010-2020 Dönemi","authors":"Eyyüb Demi̇r, K. Önder","doi":"10.38057/bifd.1258169","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1258169","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, Avrupa Birliğine aday konumda bulunan Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Türkiye’nin tekstil sektöründeki rekabet gücünü belirlemek ve karşılaştırmaktır. Çalışmada, STIC. Rev. 3 (Standard International Trade Classification) ürün sınıflandırması 2 haneli 26, 65 ve 84 kodlu tekstil sektörleri ile bunların altında bulunan 3 haneli 24 adet tekstil alt sektörlerine ait ihracat veri seti kullanılmıştır. 2010-2020 dönemi için yapılan analizde Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Yöntemlerinden (RCA) Balassa endeksi kullanılmıştır. Analizde kullanılan veriler Comtrade veri tabanından temin edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda; Arnavutluk’un 14, Sırbistan’ın 16, Karadağ’ın 21, Kuzey Makedonya’nın 13, Türkiye’nin ise 6 ürün gurubunda dezavantajlı durumda olduğu, Sırbistan’ın 5, Kuzey Makedonya’nın 6, Türkiye’nin 5 ürün grubunda zayıf üstünlüğe sahip olduğu, Arnavutluk’un 2, Sırbistan’ın 1, Kuzey Makedonya’nın 1, Türkiye’nin 5 ürün grubunda orta derece uzmanlaştığı, Arnavutluk’un 4, Sırbistan’ın 1, Kuzey Makedonya’nın 2 ve Türkiye’nin ise 8 ürün grubunda güçlü üstünlüğe sahip olduğu ve bu ürün gruplarında uzmanlaşmış olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"216 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132650665","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Küresel ve neoliberal dönüşümlerin etkisiyle esnekleşen, kuralsızlaşan ve örgütsüzleşen kapitalizmde istihdam ve çalışma modelleri de farklılaşmaktadır. Kabaca 1980’lere kadar kamunun tekelinde olan istihdam ilişkileri, izleyen yıllarda serbestleştirme ve özelleştirme sürecine dahil olmuştur. Standart bir iş sözleşmesiyle işçilerin tek bir işverene bağlı olarak, belirsiz süreyle, tam-zamanlı bir işte sosyal hakları güvence altına alınarak çalıştırıldığı standart istihdam modeli çeşitli şekillerde zayıflatılmıştır. Bunun yerini işgücü esnekliğinin esas alındığı yarı-zamanlı, aracılığa dayalı ya da koşullu istihdam gibi yeni modeller almıştır. İstihdamdaki bu yeni yapılanmalar, geçici, güvencesiz, örgütsüz ve kuralsız çalışmayı bir norm haline getirmektedir. 1990’lı yıllarda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da görülen istihdam aracıları yoluyla geçici ya da kiralık işçi çalıştırma pratikleri dünya çapında yaygınlaşmaktadır. Bu makalenin amacı günümüzde küresel bir endüstri halini almış olan geçici acente istihdamını sosyo-ekonomik bağlamı, işleyiş mekanizmaları ve sonuçlarıyla birlikte analiz etmektir. İstihdamın kamu politikasından çıkarılarak özelleştirilmesi ve serbestleştirilmesi, geçici acente istihdamına kapı aralamıştır. Geçici ve aracılığa dayalı işçi çalıştırmanın yaygınlaşması, geçici bir istihdam piyasasını ve küresel çapta bir endüstriyi yaratmıştır. Acenteye bağlı çalışan müşteri firmalar genellikle piyasadaki talep dalgalanmalarına hızla uyarlanabilmek, maliyetten tasarruf etmek, en uygun işlerle en uygun işçileri buluşturabilmek için acente istihdamına yönelmektedir. İş arayan çeşitli sosyal kategorilerdeki işçiler ise bir şekilde istihdama eklemlenebilmek, geçicilikten daimî çalışan pozisyonuna sıçrayabilmek ya da yüksek vasıflı işlere erişebilmek için acentelere başvurmaktadır. Acente aracılığıyla erişilen işler genellikle istikrarsız, güvencesiz ve yüksek vasıf gerektirmeyen işlerdir. İşçileri daimi ve güvenceli bir istihdama kavuşturmak yerine onları emek piyasasının çeperlerinde tutma amacını güden acenteler ise güvencesiz bir istihdam modeli yaratmaktadır.
{"title":"İstihdamda Neoliberal Dönüşümler: Geçici Acente İşçiliğinin Sosyo-Ekonomik Bağlamı, İşleyiş Mekanizmaları ve Sonuçları Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme","authors":"Özlem IRMAK BALKIZ","doi":"10.38057/bifd.1252671","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1252671","url":null,"abstract":"Küresel ve neoliberal dönüşümlerin etkisiyle esnekleşen, kuralsızlaşan ve örgütsüzleşen kapitalizmde istihdam ve çalışma modelleri de farklılaşmaktadır. Kabaca 1980’lere kadar kamunun tekelinde olan istihdam ilişkileri, izleyen yıllarda serbestleştirme ve özelleştirme sürecine dahil olmuştur. Standart bir iş sözleşmesiyle işçilerin tek bir işverene bağlı olarak, belirsiz süreyle, tam-zamanlı bir işte sosyal hakları güvence altına alınarak çalıştırıldığı standart istihdam modeli çeşitli şekillerde zayıflatılmıştır. Bunun yerini işgücü esnekliğinin esas alındığı yarı-zamanlı, aracılığa dayalı ya da koşullu istihdam gibi yeni modeller almıştır. İstihdamdaki bu yeni yapılanmalar, geçici, güvencesiz, örgütsüz ve kuralsız çalışmayı bir norm haline getirmektedir. 1990’lı yıllarda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da görülen istihdam aracıları yoluyla geçici ya da kiralık işçi çalıştırma pratikleri dünya çapında yaygınlaşmaktadır. Bu makalenin amacı günümüzde küresel bir endüstri halini almış olan geçici acente istihdamını sosyo-ekonomik bağlamı, işleyiş mekanizmaları ve sonuçlarıyla birlikte analiz etmektir. İstihdamın kamu politikasından çıkarılarak özelleştirilmesi ve serbestleştirilmesi, geçici acente istihdamına kapı aralamıştır. Geçici ve aracılığa dayalı işçi çalıştırmanın yaygınlaşması, geçici bir istihdam piyasasını ve küresel çapta bir endüstriyi yaratmıştır. Acenteye bağlı çalışan müşteri firmalar genellikle piyasadaki talep dalgalanmalarına hızla uyarlanabilmek, maliyetten tasarruf etmek, en uygun işlerle en uygun işçileri buluşturabilmek için acente istihdamına yönelmektedir. İş arayan çeşitli sosyal kategorilerdeki işçiler ise bir şekilde istihdama eklemlenebilmek, geçicilikten daimî çalışan pozisyonuna sıçrayabilmek ya da yüksek vasıflı işlere erişebilmek için acentelere başvurmaktadır. Acente aracılığıyla erişilen işler genellikle istikrarsız, güvencesiz ve yüksek vasıf gerektirmeyen işlerdir. İşçileri daimi ve güvenceli bir istihdama kavuşturmak yerine onları emek piyasasının çeperlerinde tutma amacını güden acenteler ise güvencesiz bir istihdam modeli yaratmaktadır.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114725003","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Financial literacy, which concerns all segments of the society, refers to the ability to understand financial concepts and exhibit financial behavior in a way that will enable healthy financial decisions. Being financially literate will enable individuals to be more careful while making consumption and investment expenditures, to better manage their assets and to lead a prosperous life. The aim of this study is to determine the financial literacy level of individuals living in Karaman province and to determine the effect of demographic characteristics on financial literacy level. For the purpose of the study, a questionnaire was applied to 400 individuals over the age of 15 living in Karaman. The data obtained from the survey questions were analyzed using the descriptive statistical methods, t-test and ANOVA method in the SPSS package program. The results of the analysis show that the financial knowledge and financial literacy levels of individuals living in Karaman are generally high. In addition, findings were obtained that demographic characteristics such as gender, marital status, educational status, occupation, age and income affect the level of financial literacy. Although the financial literacy level of individuals living in Karaman is generally high, it will be beneficial to provide various financial trainings in order to raise financial knowledge to a higher level.
{"title":"An Application for Determining Financial Literacy Level in Karaman Province","authors":"Arzu Özmerdi̇vanli, Sevilay Karagöz","doi":"10.38057/bifd.1159752","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1159752","url":null,"abstract":"Financial literacy, which concerns all segments of the society, refers to the ability to understand financial concepts and exhibit financial behavior in a way that will enable healthy financial decisions. Being financially literate will enable individuals to be more careful while making consumption and investment expenditures, to better manage their assets and to lead a prosperous life. The aim of this study is to determine the financial literacy level of individuals living in Karaman province and to determine the effect of demographic characteristics on financial literacy level. For the purpose of the study, a questionnaire was applied to 400 individuals over the age of 15 living in Karaman. The data obtained from the survey questions were analyzed using the descriptive statistical methods, t-test and ANOVA method in the SPSS package program. The results of the analysis show that the financial knowledge and financial literacy levels of individuals living in Karaman are generally high. In addition, findings were obtained that demographic characteristics such as gender, marital status, educational status, occupation, age and income affect the level of financial literacy. Although the financial literacy level of individuals living in Karaman is generally high, it will be beneficial to provide various financial trainings in order to raise financial knowledge to a higher level.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130089078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Borsa İstanbul'da (BİST) işlem gören MLP Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin 2019-2021 yılları arasında finansal tablolarında yer alan kalemlerin değişimi karşılaştırmalı finansal analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu çalışma ile işletmenin gelir tablosu ve bilanço dikkate alınarak enflasyon katsayısı hesaplanmış ve analizler yapılmıştır. MLP Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin Covid-19 Pandemi sürecinin etkileri ve mali tablolar aracılığı ile finansal etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Enflasyonist etkinin olmadığı ya da az olduğu dönemlerde enflasyon göz ardı edilebilir. Fakat enflasyonist etkinin yüksek olduğu zamanlarda karşılaştırmalı finansal tabloları enflasyon kat sayısına göre düzenlemek gerekmektedir. Bu nedenle önceki dönem verilerini, cari dönemdeki TEFE/TÜFE’nin artış oranına göre düzeltilmiştir. Yöntem olarak, mali analiz türlerinden yatay analiz yöntemi kullanılmıştır. Analizler sonucu işletmenin, enflasyon ve pandemi sürecinden olumsuz etkilendiği, genel mali durumunun pandemi öncesine göre negatif bir eğilim gösterdiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra işlemenin özkaynaklarının pandemi sürecinde artış gösterdiği ve işletme bünyesinde atıl kaynağın olduğu görülmektedir. İşletmenin duran varlıklarını uzun vadeli yabancı kaynaklar (UVYK) ile karşılamadığı, özsermaye ve kısa vadeli yabancı kaynaklarda yararlandığı görülmektedir.
{"title":"Financial Impact of Covid-19 Pandemic on Healthcare Businesses: The Case of MLP Healthcare Group","authors":"Mehmet Halit Meti̇n","doi":"10.38057/bifd.1176805","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1176805","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Borsa İstanbul'da (BİST) işlem gören MLP Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin 2019-2021 yılları arasında finansal tablolarında yer alan kalemlerin değişimi karşılaştırmalı finansal analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu çalışma ile işletmenin gelir tablosu ve bilanço dikkate alınarak enflasyon katsayısı hesaplanmış ve analizler yapılmıştır. MLP Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin Covid-19 Pandemi sürecinin etkileri ve mali tablolar aracılığı ile finansal etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Enflasyonist etkinin olmadığı ya da az olduğu dönemlerde enflasyon göz ardı edilebilir. Fakat enflasyonist etkinin yüksek olduğu zamanlarda karşılaştırmalı finansal tabloları enflasyon kat sayısına göre düzenlemek gerekmektedir. Bu nedenle önceki dönem verilerini, cari dönemdeki TEFE/TÜFE’nin artış oranına göre düzeltilmiştir. Yöntem olarak, mali analiz türlerinden yatay analiz yöntemi kullanılmıştır. Analizler sonucu işletmenin, enflasyon ve pandemi sürecinden olumsuz etkilendiği, genel mali durumunun pandemi öncesine göre negatif bir eğilim gösterdiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra işlemenin özkaynaklarının pandemi sürecinde artış gösterdiği ve işletme bünyesinde atıl kaynağın olduğu görülmektedir. İşletmenin duran varlıklarını uzun vadeli yabancı kaynaklar (UVYK) ile karşılamadığı, özsermaye ve kısa vadeli yabancı kaynaklarda yararlandığı görülmektedir.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"123 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122485052","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Örgütlerin başarıya ulaşmasını sağlamada en önemli faktör olan insan kaynağını yönlendirmenin, en güçlü yöntemlerinden biri etkin liderlik becerisi ile çalışanların motive edilmesi ve örgüte bağlılığının sağlanmasıdır. Literatürde, liderlerin takipçileri üzerindeki etkisini artıran birçok yöntem ve araç bulunmaktadır. Bu araçlar içerisinde, hikaye anlatıcılığı, insanların rasyonel akıllarına değil, duygularına hitap eden ve takipçiler üzerinde en çok etkisi bulunan araçlardan biridir. Hikaye anlatıcılığı etkin bir şekilde kullanıldığında liderin fikirlerini karşısındakine açıklamasına, bilgisini onlarla paylaşmasına, ortak bir vizyon oluşturmasına ve çatışmaları barışçıl bir şekilde çözmesine yardımcı olmaktadır. Araştırmanın amacı, hikaye anlatıcılığı ile etkili liderlik arasındaki ilişkinin incelenip, örgütsel etkilerinin ortaya konulmasıdır. Çalışmanın örneklemini İstanbul ilinde bulunan, özel şirketlerin farklı alanlarında görev yapan ve ekip yöneten 7 yönetici oluşturmaktadır. Araştırmanın kapsamını oluşturan veriler, nitel araştırma yöntemlerinde sıklıkla başvurulan bir teknik olan görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Araştırmada görüşme türlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucu, alan yazında yer alan çalışmalar ile paralellik göstermekte, özellikle astları ile olan iletişimlerinde liderlerin sıklıkla hikaye anlatıcılığına başvurduğu ve örgütte liderlik etkilerini arttırdıkları gözlemlenmiştir.
{"title":"A Qualititive Research on the Relationship between Storytelling and Effective Leadership","authors":"Büşra Müceldili","doi":"10.38057/bifd.1183107","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1183107","url":null,"abstract":"Örgütlerin başarıya ulaşmasını sağlamada en önemli faktör olan insan kaynağını yönlendirmenin, en güçlü yöntemlerinden biri etkin liderlik becerisi ile çalışanların motive edilmesi ve örgüte bağlılığının sağlanmasıdır. Literatürde, liderlerin takipçileri üzerindeki etkisini artıran birçok yöntem ve araç bulunmaktadır. Bu araçlar içerisinde, hikaye anlatıcılığı, insanların rasyonel akıllarına değil, duygularına hitap eden ve takipçiler üzerinde en çok etkisi bulunan araçlardan biridir. Hikaye anlatıcılığı etkin bir şekilde kullanıldığında liderin fikirlerini karşısındakine açıklamasına, bilgisini onlarla paylaşmasına, ortak bir vizyon oluşturmasına ve çatışmaları barışçıl bir şekilde çözmesine yardımcı olmaktadır. Araştırmanın amacı, hikaye anlatıcılığı ile etkili liderlik arasındaki ilişkinin incelenip, örgütsel etkilerinin ortaya konulmasıdır. Çalışmanın örneklemini İstanbul ilinde bulunan, özel şirketlerin farklı alanlarında görev yapan ve ekip yöneten 7 yönetici oluşturmaktadır. Araştırmanın kapsamını oluşturan veriler, nitel araştırma yöntemlerinde sıklıkla başvurulan bir teknik olan görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Araştırmada görüşme türlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucu, alan yazında yer alan çalışmalar ile paralellik göstermekte, özellikle astları ile olan iletişimlerinde liderlerin sıklıkla hikaye anlatıcılığına başvurduğu ve örgütte liderlik etkilerini arttırdıkları gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"89 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127853071","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İşletmeler piyasa koşullarına uygun, düşük maliyetlerle ürünler üretebilmeleri için teknolojik yatırımlarda bulunurlar. Aynı rekabet ortamında finansal olanakları büyük işletmelere göre dezavantajlı olan KOBİ’ler için dijital dönüşüm yatırımları ulaşılması zor ama kaçınılmaz yatırımlardır. Dijital dönüşümde yer alan araçların temini, adaptasyonu bu işletme grubu için maliyet ve uzman bilgi yetersizliği nedeniyle sıkıntılı süreçlerdir. Bu çalışmada KOBİ’lerin dijital dönüşümüne odaklı akademik çalışmaların incelenerek, dönüşümün odak noktaları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu anlamda ikincil veriler (akademik yayınlar) belge incelemesi ile incelenmiş ve bibliyometrik analiz ile çözümlenmiştir. Yayınlar, yazarlar, yayın merkezleri yıl, eğilim, kümelenme gibi çeşitli açılardan bibliyometrik olarak ele alınmıştır. İş dünyasının teknolojiyi işlerine entegre etmesinin öneminin artması ve dijital dönüşümde yaşanan artış ile dijital dönüşüm alanındaki akademik yayınların, yönetim odaklı sürdürülebilirlik ve süreç odaklı yenilik alanlarda yoğunlaştığı tespit edilmiştir.
{"title":"Science Mapping Analysis on Digital Transformation in SMEs","authors":"Kamil Taşkın","doi":"10.38057/bifd.1183061","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1183061","url":null,"abstract":"İşletmeler piyasa koşullarına uygun, düşük maliyetlerle ürünler üretebilmeleri için teknolojik yatırımlarda bulunurlar. Aynı rekabet ortamında finansal olanakları büyük işletmelere göre dezavantajlı olan KOBİ’ler için dijital dönüşüm yatırımları ulaşılması zor ama kaçınılmaz yatırımlardır. Dijital dönüşümde yer alan araçların temini, adaptasyonu bu işletme grubu için maliyet ve uzman bilgi yetersizliği nedeniyle sıkıntılı süreçlerdir. Bu çalışmada KOBİ’lerin dijital dönüşümüne odaklı akademik çalışmaların incelenerek, dönüşümün odak noktaları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu anlamda ikincil veriler (akademik yayınlar) belge incelemesi ile incelenmiş ve bibliyometrik analiz ile çözümlenmiştir. Yayınlar, yazarlar, yayın merkezleri yıl, eğilim, kümelenme gibi çeşitli açılardan bibliyometrik olarak ele alınmıştır. İş dünyasının teknolojiyi işlerine entegre etmesinin öneminin artması ve dijital dönüşümde yaşanan artış ile dijital dönüşüm alanındaki akademik yayınların, yönetim odaklı sürdürülebilirlik ve süreç odaklı yenilik alanlarda yoğunlaştığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115843549","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çağlardan beridir süren dünyadaki ekolojik dengenin bozulması 18. ve 19. Yüzyıllardakisanayi devrimleri ile birlikte hızını katlayarak artırmış ve çevre açısından bambaşka bir devir başlamıştır. Yaşanan gelişmeler ekolojik açıdan olumsuz etkilerin de boyutlarının katlanarak artması ile sonuçlanmıştır. Endüstrileşmenin odak noktası olması sonucu çevrenin korunması ikinci planda kalmış ve toprak, su ve hava kirliliği sonrası etkileri özellikle sonraki yüzyıllarda hissedilecek, dünya yaşamını tehlikeye sokacak sonuçlarla karşı karşıya kalınmıştır. Bu durumun farkına varılması ile birlikte uluslararası çapta gerek devletler bazında gerekse uluslararası ve yerel kuruluşlar bazında önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Bu durumun başlıca sorumlularından olan sanayileşen işletmelerin, üzerine düşeni yapma konusunda sosyal sorumluluk kavramı gereği muhasebeye önemli görev düşmektedir. Muhasebe bilimi hayatın her alanında olduğu gibi çevrenin korunması ve işletmelerin faaliyetlerinin çevreye etkilerinin belirlenerek, gerekli kararların alınarak adımların atılabilmesi açısından kilit bir role sahiptir. Bu kapsamda diğer alanlarda çalışıldığı gibi muhasebe alanında çevre muhasebesi kavramı ortaya çıkmış ve konu üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada çevre muhasebesine yönelik Türkiye’de yapılan bilimsel çalışmalar incelenerek bibliyometrik analizi yapılmıştır.
{"title":"Bibliometric Analysis of the Academic Studies on Environmental Accounting in Türkiye Between 1995-2018","authors":"Osman Nuri Şahi̇n, Süleyman Varol","doi":"10.38057/bifd.1180468","DOIUrl":"https://doi.org/10.38057/bifd.1180468","url":null,"abstract":"Çağlardan beridir süren dünyadaki ekolojik dengenin bozulması 18. ve 19. Yüzyıllardakisanayi devrimleri ile birlikte hızını katlayarak artırmış ve çevre açısından bambaşka bir devir başlamıştır. Yaşanan gelişmeler ekolojik açıdan olumsuz etkilerin de boyutlarının katlanarak artması ile sonuçlanmıştır. Endüstrileşmenin odak noktası olması sonucu çevrenin korunması ikinci planda kalmış ve toprak, su ve hava kirliliği sonrası etkileri özellikle sonraki yüzyıllarda hissedilecek, dünya yaşamını tehlikeye sokacak sonuçlarla karşı karşıya kalınmıştır. Bu durumun farkına varılması ile birlikte uluslararası çapta gerek devletler bazında gerekse uluslararası ve yerel kuruluşlar bazında önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Bu durumun başlıca sorumlularından olan sanayileşen işletmelerin, üzerine düşeni yapma konusunda sosyal sorumluluk kavramı gereği muhasebeye önemli görev düşmektedir. Muhasebe bilimi hayatın her alanında olduğu gibi çevrenin korunması ve işletmelerin faaliyetlerinin çevreye etkilerinin belirlenerek, gerekli kararların alınarak adımların atılabilmesi açısından kilit bir role sahiptir. Bu kapsamda diğer alanlarda çalışıldığı gibi muhasebe alanında çevre muhasebesi kavramı ortaya çıkmış ve konu üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada çevre muhasebesine yönelik Türkiye’de yapılan bilimsel çalışmalar incelenerek bibliyometrik analizi yapılmıştır.","PeriodicalId":129644,"journal":{"name":"Bucak İşletme Fakültesi Dergisi","volume":"252 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116472409","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}