Yüksek sıcaklıklarda çalışan sistemlerde ana işlem sonrasında atık ısının oluştuğu görülmektedir. Günümüzde birçok sektör atık ısıyı geri kazanımda değerlendirmektedir. Çalışmamızda fabrikada yapılan üretimde ortaya çıkan atık ısının değerlendirilmesi ile ilgili aşamaları içermektedir. Özel bir fabrikada üretim aşamasında Döner fırınlar kullanılmaktadır. Döner fırınlar doğalgaz ve petrokok karışımı ile yakılmaktadır. Ateşlenen fırınlara manyezit madeni beslenmektedir. Döner fırınlardaki üretim süresince baca gazı oluşmaktadır. Baca gazı atık sıı kazanına gelerek kojenerasyon ünitesi için hazırlanmaktadır. Atık ısı kazanında oluşan buhar türbine gönderilerek enerji üretilmektedir. Termodinamiğin birinci ve ikinci yasasına göre enerji ve ekserji hesaplamaları yapılmıştır ve sistemin çalışma verimi hesaplanmıştır. 3. Döner fırında yakılan petrokok ve doğalgazın enerji değerleri 13 MW ile 20.5 MW arasında değişirken, kazandan elde edilen enerji 3.6 MW ile 5.14 MW arasında değişmektedir. Kojenerasyon ünitesinde elde edilen anlık elektrik enerjisi değerleri ise 267 kWh ile 551 kWh arasında değişmektedir. Kazan için ortalama I. ve II. Yasa verimleri sırasıyla %20 ve %35 olarak hesaplanmıştır. Net bugünkü değer (NBD) yöntemi kullanılarak sistemin ekonomik analizi yapılmıştır.
{"title":"SİNTER MANYEZİT ÜRETİMİ DÖNER FIRININDAKİ ATIK ISININ KOJENERASYON SİSTEM PERFORMANSI VE EKONOMİK ANALİZİ","authors":"Samet Giray Tunca, Abdullah Akbulut","doi":"10.34186/klujes.1391426","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1391426","url":null,"abstract":"Yüksek sıcaklıklarda çalışan sistemlerde ana işlem sonrasında atık ısının oluştuğu görülmektedir. Günümüzde birçok sektör atık ısıyı geri kazanımda değerlendirmektedir. Çalışmamızda fabrikada yapılan üretimde ortaya çıkan atık ısının değerlendirilmesi ile ilgili aşamaları içermektedir. Özel bir fabrikada üretim aşamasında Döner fırınlar kullanılmaktadır. Döner fırınlar doğalgaz ve petrokok karışımı ile yakılmaktadır. Ateşlenen fırınlara manyezit madeni beslenmektedir. Döner fırınlardaki üretim süresince baca gazı oluşmaktadır. Baca gazı atık sıı kazanına gelerek kojenerasyon ünitesi için hazırlanmaktadır. Atık ısı kazanında oluşan buhar türbine gönderilerek enerji üretilmektedir. Termodinamiğin birinci ve ikinci yasasına göre enerji ve ekserji hesaplamaları yapılmıştır ve sistemin çalışma verimi hesaplanmıştır. 3. Döner fırında yakılan petrokok ve doğalgazın enerji değerleri 13 MW ile 20.5 MW arasında değişirken, kazandan elde edilen enerji 3.6 MW ile 5.14 MW arasında değişmektedir. Kojenerasyon ünitesinde elde edilen anlık elektrik enerjisi değerleri ise 267 kWh ile 551 kWh arasında değişmektedir. Kazan için ortalama I. ve II. Yasa verimleri sırasıyla %20 ve %35 olarak hesaplanmıştır. Net bugünkü değer (NBD) yöntemi kullanılarak sistemin ekonomik analizi yapılmıştır.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"24 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139228617","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Proportional-Integral-Derivative (PID) controller is widely used in technical applications due to its robustness and ease of application. The gain values of a PID controller have a strong impact on performance criteria such as settling time, rise time, and overshoot. Systems that possess at least one of these criteria are considered strong control systems. Adjusting the parameters to obtain the best step response of closed loop control systems is a complex operation. While long known methods such as the Ziegler-Nichols (ZN) method were initially used to compute parameter values, today, metaheuristic algorithms are employed. This article focuses on the tuning of gain parameters of a PID controller using metaheuristic algorithms for the control of a system with a third-order transfer function. The proposed algorithms are Fuzzy Logic (FL), Genetic Algorithm (GA), and Particle Swarm Optimization (PSO). The comparison results concluded that GA is the best algorithm for optimization.
{"title":"PID Kontrolörün Kazanç Katsayılarının Optimizasyonu için Farklı Yöntemlerin Karşılaştırılması","authors":"Gülten Yilmaz","doi":"10.34186/klujes.1310728","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1310728","url":null,"abstract":"Proportional-Integral-Derivative (PID) controller is widely used in technical applications due to its robustness and ease of application. The gain values of a PID controller have a strong impact on performance criteria such as settling time, rise time, and overshoot. Systems that possess at least one of these criteria are considered strong control systems. Adjusting the parameters to obtain the best step response of closed loop control systems is a complex operation. While long known methods such as the Ziegler-Nichols (ZN) method were initially used to compute parameter values, today, metaheuristic algorithms are employed. This article focuses on the tuning of gain parameters of a PID controller using metaheuristic algorithms for the control of a system with a third-order transfer function. The proposed algorithms are Fuzzy Logic (FL), Genetic Algorithm (GA), and Particle Swarm Optimization (PSO). The comparison results concluded that GA is the best algorithm for optimization.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"34 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139335168","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Derin karıştırma yöntemi bağlayıcı kullanılarak zeminin mukavemet ve oturma gibi özeliklerinin iyileştirilmesi için kullanılan zemin iyileştirme yöntemlerinden birisidir. Organik zeminlerin su muhtevası, pH, organik yüzdesi ve içerdiği organik maddeler nedeniyle bu iyileştirme işlemi daha da zorlaşmaktadır. Bu çalışmada zemin derin karıştırma yönteminin organik zeminlerde uygulanabilirliğini ve ona etki eden parametreleri değerlendirmek amacıyla literatürde yer alan on beş ayrı çalışma incelenmiş ve toplamda 224 veri elde edilmiştir. Bu veriler su muhtevası, kullanılan bağlayıcı çeşidi, dozaj ve içerdikleri organik yüzdesi açısından serbest basınç mukavemetiyle olan ilişkileri incelenmiştir.
{"title":"DERİN ZEMİN KARIŞTIRMA YÖNTEMİYLE İYİLEŞTİRİLEN ORGANİK ZEMİNLERİN DAYINIMI","authors":"Hossein ZORİYEH ALİGHOLİ, Prof. Dr. İlknur Bozbey","doi":"10.34186/klujes.1310196","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1310196","url":null,"abstract":"Derin karıştırma yöntemi bağlayıcı kullanılarak zeminin mukavemet ve oturma gibi özeliklerinin iyileştirilmesi için kullanılan zemin iyileştirme yöntemlerinden birisidir. Organik zeminlerin su muhtevası, pH, organik yüzdesi ve içerdiği organik maddeler nedeniyle bu iyileştirme işlemi daha da zorlaşmaktadır. Bu çalışmada zemin derin karıştırma yönteminin organik zeminlerde uygulanabilirliğini ve ona etki eden parametreleri değerlendirmek amacıyla literatürde yer alan on beş ayrı çalışma incelenmiş ve toplamda 224 veri elde edilmiştir. Bu veriler su muhtevası, kullanılan bağlayıcı çeşidi, dozaj ve içerdikleri organik yüzdesi açısından serbest basınç mukavemetiyle olan ilişkileri incelenmiştir.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114300823","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In machine learning, the k value in the k-fold cross-validation method significantly affects the performance of the created model. In the studies that have been done, the k value is usually taken as five or ten because these two values are thought to produce average estimates. However, there is no official rule. It has been observed that few studies have been carried out to use different k values in the training of different models. In this study, a performance evaluation was performed on the IncRNA-disease model using various k values (2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, and 10) and datasets. The obtained results were compared and the most suitable k value for the model was determined. In future studies, it is aimed to carry out a more comprehensive study by increasing the number of data sets.
{"title":"COMPARISON OF PERFORMANCE OF DIFFERENT K VALUES WITH K-FOLD CROSS VALIDATION IN A GRAPH-BASED LEARNING MODEL FOR IncRNA-DISEASE PREDICTION","authors":"Zeynep Barut, Volkan Altuntas","doi":"10.34186/klujes.1248062","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1248062","url":null,"abstract":"In machine learning, the k value in the k-fold cross-validation method significantly affects the performance of the created model. In the studies that have been done, the k value is usually taken as five or ten because these two values are thought to produce average estimates. However, there is no official rule. It has been observed that few studies have been carried out to use different k values in the training of different models. In this study, a performance evaluation was performed on the IncRNA-disease model using various k values (2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, and 10) and datasets. The obtained results were compared and the most suitable k value for the model was determined. In future studies, it is aimed to carry out a more comprehensive study by increasing the number of data sets.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114859247","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doğal gaz dağıtım sistemlerinde, hem alım satım amacıyla hem de var olan şehir şebekesini daha verimli yönetmek ve kesintisiz gaz arzı sağlamak amacıyla “ölçüm” son derece önemlidir. Özellikle şehir dağıtım şebekelerinin, bölgelerinde dağıtım görevini üstlenen “bölge regülatörleri”, doğal gaz şebekesinin doğru yönetilmesi için sürekli olarak izlenmeli ve kontrol edilmelidir. Bu çalışmada, bölge regülatörlerinde ölçme ve kontrol amacıyla yerli ve milli kaynaklarla orifismetre tasarımı yapılmış ve ortaya çıkan ürünün ölçüm sonuçları ultrasonikmetre tip sayacın ölçüm sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Çalışma boyunca farklı zaman aralıklarında ve farklı akış debilerinde elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda tasarımlanan orifismetre sayaç ile yaklaşık %98 doğrulukta ölçüm yapılmıştır.
{"title":"DOĞAL GAZ DAĞITIM ŞEBEKESİNDE ORİFİSMETRE ÖLÇÜM EKİPMANI TASARIMLANMASI VE ÖLÇÜM SONUÇLARININ ULTRASONİKMETRE SAYAÇ İLE DENEYSEL OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"Ramazan Köse, Umıt Erturhan","doi":"10.34186/klujes.1310994","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1310994","url":null,"abstract":"Doğal gaz dağıtım sistemlerinde, hem alım satım amacıyla hem de var olan şehir şebekesini daha verimli yönetmek ve kesintisiz gaz arzı sağlamak amacıyla “ölçüm” son derece önemlidir. Özellikle şehir dağıtım şebekelerinin, bölgelerinde dağıtım görevini üstlenen “bölge regülatörleri”, doğal gaz şebekesinin doğru yönetilmesi için sürekli olarak izlenmeli ve kontrol edilmelidir. Bu çalışmada, bölge regülatörlerinde ölçme ve kontrol amacıyla yerli ve milli kaynaklarla orifismetre tasarımı yapılmış ve ortaya çıkan ürünün ölçüm sonuçları ultrasonikmetre tip sayacın ölçüm sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Çalışma boyunca farklı zaman aralıklarında ve farklı akış debilerinde elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda tasarımlanan orifismetre sayaç ile yaklaşık %98 doğrulukta ölçüm yapılmıştır.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"330 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115969439","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dijitalleşme ve endüstri 4.0’ın etkisi ile gündelik hayatımızda kullandığımız birçok sistemde artık daha fazla elektronik ve programlanabilir elektronik bileşen bulunmaktadır. Bu artan karmaşıklık beraberinde birçok güvenlik riskini de açığa çıkartmıştır. İlgili sistemleri güvenli kılmak adına uluslararası camia birçok standart ve regülasyon ortaya koymuştur. Bu noktada IEC 61508 standardı güvenlikle ilgili sistemin hayata geçirebilmek için donanımsal ve yazılımsal açıdan gerekli özellikleri tanılamaktadır. Zaman içinde IEC 61508 temel alınarak birçok sektörel standart türetilmiştir. Bu çalışmada şehir insanının gündelik hayatında düzenli aralıklar ile kullandığı asansör sistemleri ve bu sistemlerin güvenilirliği üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda asansör kuyusuna erişim sağlayan kapıların açılmasının kontrolü güvenli bir elektronik kart ile gerçeklenmesi hedeflenmiştir. Bu tasarlanan ve hayata geçirilen elektronik sistemin EN 81-20 standardında bulunan elektrik güvenlik tertibatları tablosundaki gerekli emniyet bütünlük seviyesine ulaşılması amaçlanmıştır. Tasarlanan elektronik kart kapıların pozisyonlarını güvenli bir şekilde takip etmesi ve uygun bildirimi üretmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda 1oo2 güvenlik mimarisine sahip IEC 61508’e göre SIL 3 seviyesinde bir sistem tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir.
在数字化和工业 4.0 的影响下,我们日常生活中使用的许多系统现在都有了更多的电子和可编程电子元件。这种日益增长的复杂性也暴露出许多安全风险。为了确保相关系统的安全,国际社会出台了许多标准和规定。目前,IEC 61508 标准定义了实现安全相关系统所需的硬件和软件功能。随着时间的推移,在 IEC 61508 的基础上衍生出了许多行业标准。本研究的重点是城市居民日常生活中经常使用的电梯系统以及这些系统的可靠性。在这种情况下,研究的目的是用安全电子卡控制电梯井通道门的开启。目的是使设计和实现的电子系统达到 EN 81-20 标准中电气安全装置表所要求的安全完整性级别。所设计的电子卡旨在安全地监控电梯门的位置,并生成相应的通知。在这种情况下,我们根据 IEC 61508 标准设计并实施了一个 SIL 3 级系统,其安全架构为 1oo2。
{"title":"ASANSÖRLER İÇİN HATADA GÜVENLİ BİR ELEKTRONİK KART TASARIMI","authors":"Özgür Turay Kaymakçi, Furkan Karabayir","doi":"10.34186/klujes.1250928","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1250928","url":null,"abstract":"Dijitalleşme ve endüstri 4.0’ın etkisi ile gündelik hayatımızda kullandığımız birçok sistemde artık daha fazla elektronik ve programlanabilir elektronik bileşen bulunmaktadır. Bu artan karmaşıklık beraberinde birçok güvenlik riskini de açığa çıkartmıştır. İlgili sistemleri güvenli kılmak adına uluslararası camia birçok standart ve regülasyon ortaya koymuştur. Bu noktada IEC 61508 standardı güvenlikle ilgili sistemin hayata geçirebilmek için donanımsal ve yazılımsal açıdan gerekli özellikleri tanılamaktadır. Zaman içinde IEC 61508 temel alınarak birçok sektörel standart türetilmiştir. Bu çalışmada şehir insanının gündelik hayatında düzenli aralıklar ile kullandığı asansör sistemleri ve bu sistemlerin güvenilirliği üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda asansör kuyusuna erişim sağlayan kapıların açılmasının kontrolü güvenli bir elektronik kart ile gerçeklenmesi hedeflenmiştir. Bu tasarlanan ve hayata geçirilen elektronik sistemin EN 81-20 standardında bulunan elektrik güvenlik tertibatları tablosundaki gerekli emniyet bütünlük seviyesine ulaşılması amaçlanmıştır. Tasarlanan elektronik kart kapıların pozisyonlarını güvenli bir şekilde takip etmesi ve uygun bildirimi üretmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda 1oo2 güvenlik mimarisine sahip IEC 61508’e göre SIL 3 seviyesinde bir sistem tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130773710","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kırklareli ilinde coğrafi işaretle tescillenmiş Hardaliye içeceği, bölge için hem kültürel ve bağcılık tarihi hem de yetiştirilen üzümlerin alternatif bir gıdaya işlenmesi açısından önem taşımaktadır. Günümüzde hardaliye üretiminin geleneksel yöntemlerle endüstriyel ve teknolojik üretim tesislerinde yapılırken üretim kalitesini etkileyen faktörlerin göz önüne alınması sürdürülebilirlik ve ürün kalitesinin standardizasyonu açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada hardaliyenin üretim kalitesini belirleyen faktörler; hammadde ve üretim olarak iki temel başlıkta incelenmiştir. Hardaliyeye işlenecek üzüm çeşitlerinin, ürünün karakteristiğine uygun ve yüksek kalitede yetiştirilmiş üzümlerden seçilmesi duyusal özellikleri ve kaliteyi olumlu yönde etkileyecektir. Üzümlerin özenle işlenerek, kontrollü fermentasyon sürecine tabi tutulması ve daha sonra yüksek randımanda sıkım işlemi yapılması hardaliyenin kalite özelliklerini etkileyerek, hardaliyenin koyu yakut renginde, tatlımsı, hafif yakıcı ve damakta meyve aromaları taşıyan, kendine has kokusunda duyusal kalite özelliklerine sahip olmasını sağlayacaktır.
{"title":"HARDALİYE ÜRETİM SÜRECİ VE SÜRECİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN KALİTE ÜZERİNE ETKİLERİ","authors":"Selda LEYLAK ÇAŞKURLU","doi":"10.34186/klujes.1252693","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1252693","url":null,"abstract":"Kırklareli ilinde coğrafi işaretle tescillenmiş Hardaliye içeceği, bölge için hem kültürel ve bağcılık tarihi hem de yetiştirilen üzümlerin alternatif bir gıdaya işlenmesi açısından önem taşımaktadır. Günümüzde hardaliye üretiminin geleneksel yöntemlerle endüstriyel ve teknolojik üretim tesislerinde yapılırken üretim kalitesini etkileyen faktörlerin göz önüne alınması sürdürülebilirlik ve ürün kalitesinin standardizasyonu açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada hardaliyenin üretim kalitesini belirleyen faktörler; hammadde ve üretim olarak iki temel başlıkta incelenmiştir. Hardaliyeye işlenecek üzüm çeşitlerinin, ürünün karakteristiğine uygun ve yüksek kalitede yetiştirilmiş üzümlerden seçilmesi duyusal özellikleri ve kaliteyi olumlu yönde etkileyecektir. Üzümlerin özenle işlenerek, kontrollü fermentasyon sürecine tabi tutulması ve daha sonra yüksek randımanda sıkım işlemi yapılması hardaliyenin kalite özelliklerini etkileyerek, hardaliyenin koyu yakut renginde, tatlımsı, hafif yakıcı ve damakta meyve aromaları taşıyan, kendine has kokusunda duyusal kalite özelliklerine sahip olmasını sağlayacaktır.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121686211","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, the toxicological properties of some of the aromatic amine raw materials commonly used in textile dyes and the dyestuffs produced from these raw materials were examined with the OECD QSAR method and their toxicological effects on human health were investigated. In the literature review conducted with the relevant structures, it was seen that no study set was found in terms of toxicology, considering the comparison of raw materials and products. Studies have found that some aromatic amine raw materials and azo dyes produced from these raw materials are generally moderately irritating. While the related raw materials generally have eye irritant properties, the products do not have any irritating properties. It can be said that 12 aromatic amine raw materials and 13 azo dyes have skin sensitizing properties. The raw materials are 2,6-dibromo-4-nitro aniline, 6-methoxybenzothiazole-2-ylamine, 2-Bromo-4,6-dinotroaniline, and azo dyes, which are Disperse Brown 27-1, Disperse Brown 19 and Disperse Blue 291, are mutagenic.
{"title":"Bazı Azo Boyaların Toksikolojik Özelliklerinin OECD QSAR Yöntemiyle Araştırılması","authors":"Yasemin KEŞKEK KARABULUT, Yelda YALÇIN GÜRKAN","doi":"10.34186/klujes.1242876","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1242876","url":null,"abstract":"In this study, the toxicological properties of some of the aromatic amine raw materials commonly used in textile dyes and the dyestuffs produced from these raw materials were examined with the OECD QSAR method and their toxicological effects on human health were investigated. In the literature review conducted with the relevant structures, it was seen that no study set was found in terms of toxicology, considering the comparison of raw materials and products.\u0000Studies have found that some aromatic amine raw materials and azo dyes produced from these raw materials are generally moderately irritating. While the related raw materials generally have eye irritant properties, the products do not have any irritating properties. It can be said that 12 aromatic amine raw materials and 13 azo dyes have skin sensitizing properties. The raw materials are 2,6-dibromo-4-nitro aniline, 6-methoxybenzothiazole-2-ylamine, 2-Bromo-4,6-dinotroaniline, and azo dyes, which are Disperse Brown 27-1, Disperse Brown 19 and Disperse Blue 291, are mutagenic.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132461586","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada ”plan ve tasarım yaklaşımlarında özgün ve yerel değerlerini koruyabilen sürdürülebilir bir yaşam ortamı oluşturmak önemli bir gerekliliktir" hipotezi çerçevesinde Tekirdağ/Çorlu İlçesi özelinde yeni yerleşime açılması öngörülen Türkgücü Mahallesi örneğinde peyzaj tasarım kararlarının geliştirilmesi öngörülmüştür. Bu amaçla; sanayi kenti imajı ile ön plana çıkmış bir İlçenin henüz yapılaşmaya açılmamış bir alanın; parsel, açık alan, sokak ve yapı ölçeğine kadar inen bir yaklaşımla, çevresel açıdan sürdürülebilir, toplumsal açıdan yaşanılabilir, kültürel açıdan özgün bir şekilde tasarlanması hedeflenmiştir. Çalışma yöntemi, literatür verilerinin incelenmesi, arazi gözlemleri, analiz ve değerlendirmeleri ile peyzaj tasarım projelerini içermektedir. Yöntem süreci dahilinde, mahalle ölçeğinde; eğim, bakı, yükseklik, kentsel donatı alanları, yeşil alanlar ve ulaşım durumuna ilişkin haritalar oluşturulmuştur. İlgili haritalardan yararlanılarak, parsel- açık-yeşil alan-yol ve bina ölçeğinde stratejiler geliştirilerek, stratejilere yönelik AutoCAD, Photoshop ve Lumion programlarının kullanıldığı çok sayıda 3 boyutlu proje örneklerini içeren tasarım kararları geliştirilmiştir. Çalışma sonuçları "Griden Yeşile Dönüşüm’’ konsepti çerçevesinde, sürdürülebilir kentlerin gelişimi için mahalle kurgusu özelinde mikro ölçekte bir örnek oluşturacaktır
{"title":"MAHALLE KURGUSU ÇERÇEVESİNDE PEYZAJ TASARIM KARARLARININ GELİŞTİRİLMESİ: TEKİRDAĞ/ÇORLU/TÜRKGÜCÜ MAHALLESİ ÖRNEĞİ","authors":"Taner Başaran, T. Ki̇per","doi":"10.34186/klujes.1211788","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1211788","url":null,"abstract":"Bu çalışmada ”plan ve tasarım yaklaşımlarında özgün ve yerel değerlerini koruyabilen sürdürülebilir bir yaşam ortamı oluşturmak önemli bir gerekliliktir\" hipotezi çerçevesinde Tekirdağ/Çorlu İlçesi özelinde yeni yerleşime açılması öngörülen Türkgücü Mahallesi örneğinde peyzaj tasarım kararlarının geliştirilmesi öngörülmüştür. Bu amaçla; sanayi kenti imajı ile ön plana çıkmış bir İlçenin henüz yapılaşmaya açılmamış bir alanın; parsel, açık alan, sokak ve yapı ölçeğine kadar inen bir yaklaşımla, çevresel açıdan sürdürülebilir, toplumsal açıdan yaşanılabilir, kültürel açıdan özgün bir şekilde tasarlanması hedeflenmiştir. Çalışma yöntemi, literatür verilerinin incelenmesi, arazi gözlemleri, analiz ve değerlendirmeleri ile peyzaj tasarım projelerini içermektedir. Yöntem süreci dahilinde, mahalle ölçeğinde; eğim, bakı, yükseklik, kentsel donatı alanları, yeşil alanlar ve ulaşım durumuna ilişkin haritalar oluşturulmuştur. İlgili haritalardan yararlanılarak, parsel- açık-yeşil alan-yol ve bina ölçeğinde stratejiler geliştirilerek, stratejilere yönelik AutoCAD, Photoshop ve Lumion programlarının kullanıldığı çok sayıda 3 boyutlu proje örneklerini içeren tasarım kararları geliştirilmiştir. Çalışma sonuçları \"Griden Yeşile Dönüşüm’’ konsepti çerçevesinde, sürdürülebilir kentlerin gelişimi için mahalle kurgusu özelinde mikro ölçekte bir örnek oluşturacaktır","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"13 3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128261262","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dünya nüfusunun artmasıyla beraber oluşturulacak yeni yerleşim yerlerinin oluşturulması inşaat sektörünün sürekli aktif olmasını sağlamaktadır. İnşaat sektöründe de en çok kullanılan yapı malzemelerinden biri agregadır. Agrega rezervlerinin kısıtlı kaynak olması sebebiyle bu malzemenin yerine geçebilecek yeni malzeme arayışları sürmektedir. Özellikle yapı ömrünü tamamlamış ve/veya doğal afetler sonucu gibi sebeplerle oluşan inşaat yıkıntı atıklarının tekrar agrega olarak kullanılması son yıllarda çalışılan konulardandır. Bu çalışma kapsamında, doğal agrega yerine inşaat yıkıntı atıklarından elde edilen geri dönüşüm beton agregaların kullanımı ile ilgili çalışmalar incelenmiş olup, bu inşaat malzemenin sürdürülebilir kaynak olmasının önemi belirtilmiştir.
{"title":"RECYCLED CONCRETE AGGREGATE FOR SUSTAINABLE CONSTRUCTION MARKET","authors":"Onur Yavan, Prof. Dr. İlknur Bozbey","doi":"10.34186/klujes.1295959","DOIUrl":"https://doi.org/10.34186/klujes.1295959","url":null,"abstract":"Dünya nüfusunun artmasıyla beraber oluşturulacak yeni yerleşim yerlerinin oluşturulması inşaat sektörünün sürekli aktif olmasını sağlamaktadır. İnşaat sektöründe de en çok kullanılan yapı malzemelerinden biri agregadır. Agrega rezervlerinin kısıtlı kaynak olması sebebiyle bu malzemenin yerine geçebilecek yeni malzeme arayışları sürmektedir. Özellikle yapı ömrünü tamamlamış ve/veya doğal afetler sonucu gibi sebeplerle oluşan inşaat yıkıntı atıklarının tekrar agrega olarak kullanılması son yıllarda çalışılan konulardandır. Bu çalışma kapsamında, doğal agrega yerine inşaat yıkıntı atıklarından elde edilen geri dönüşüm beton agregaların kullanımı ile ilgili çalışmalar incelenmiş olup, bu inşaat malzemenin sürdürülebilir kaynak olmasının önemi belirtilmiştir.","PeriodicalId":244308,"journal":{"name":"Kırklareli Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130626305","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}