Pub Date : 2023-03-16DOI: 10.58884/akademik-hassasiyetler.1216268
Melih Duman
Türkiye için coğrafi bir manadan çok daha fazlasını ifade eden Batı kavramı, son iki yüzyılda ulaşılmak istenen modernleşme sürecinin hedefi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin yaşadığı kayıpları gidermek üzere başlattığı süreç, nihayetinde Devletin tasfiyesini engellemek üzere kullanılan bir enstrüman haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile temin edilen güvenlik, Batılılaşmanın gerekçesini ortadan kaldırmamış aksine yeni ve en önemli hedefi haline getirmiştir. Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminde NATO’ya üye olması ise SSCB karşısında emniyet ihtiyacının giderilmesinin yanında aynı zamanda uzunca bir dönemdir sürdürülen modernleşme maratonunda Batılı olma statüsü sağlamıştır. Bu kapsamda çalışma Türkiye-NATO ilişkilerini 70 yıllık perspektif içerisinde ele almakta Türkiye’nin Batı ile ilişkilerindeki dönüşümü, yaşanan tartışmalar içerisinde ortaya koymaktadır. Türkiye’nin NATO üyeliğinin 70 yılı değerlendirildiğinde Türkiye, NATO üyeliği ile birlikte tüm istediklerine sahip olmamış, üstelik NATO üyesi ülkelerle dönem dönem ciddi görüş, fikir ayrılıkları yaşamıştır ve hala yaşamaktadır. Tüm bu fikir ayrılıklarına ve olumsuzluklara karşın Türkiye, 70 yıldır NATO’nun uyumlu bir üyesi olarak NATO politikalarına destek vermektedir. Çalışma bu çerçevede Türkiye’nin üyeliği ve dış politikası kapsamında NATO meselesini çeşitli boyutlarıyla geçmişten bugüne ele almaya çalışmaktadır. Çalışma, belgesel kaynak tarama metoduyla elde edilen arşiv belgeleri ve diğer kaynaklar doğrultusunda değerlendirilmiştir
{"title":"70. YILINDA TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİNİN TARİHSEL BOYUTU","authors":"Melih Duman","doi":"10.58884/akademik-hassasiyetler.1216268","DOIUrl":"https://doi.org/10.58884/akademik-hassasiyetler.1216268","url":null,"abstract":"Türkiye için coğrafi bir manadan çok daha fazlasını ifade eden Batı kavramı, son iki yüzyılda ulaşılmak istenen modernleşme sürecinin hedefi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin yaşadığı kayıpları gidermek üzere başlattığı süreç, nihayetinde Devletin tasfiyesini engellemek üzere kullanılan bir enstrüman haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile temin edilen güvenlik, Batılılaşmanın gerekçesini ortadan kaldırmamış aksine yeni ve en önemli hedefi haline getirmiştir. Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminde NATO’ya üye olması ise SSCB karşısında emniyet ihtiyacının giderilmesinin yanında aynı zamanda uzunca bir dönemdir sürdürülen modernleşme maratonunda Batılı olma statüsü sağlamıştır. Bu kapsamda çalışma Türkiye-NATO ilişkilerini 70 yıllık perspektif içerisinde ele almakta Türkiye’nin Batı ile ilişkilerindeki dönüşümü, yaşanan tartışmalar içerisinde ortaya koymaktadır. Türkiye’nin NATO üyeliğinin 70 yılı değerlendirildiğinde Türkiye, NATO üyeliği ile birlikte tüm istediklerine sahip olmamış, üstelik NATO üyesi ülkelerle dönem dönem ciddi görüş, fikir ayrılıkları yaşamıştır ve hala yaşamaktadır. Tüm bu fikir ayrılıklarına ve olumsuzluklara karşın Türkiye, 70 yıldır NATO’nun uyumlu bir üyesi olarak NATO politikalarına destek vermektedir. Çalışma bu çerçevede Türkiye’nin üyeliği ve dış politikası kapsamında NATO meselesini çeşitli boyutlarıyla geçmişten bugüne ele almaya çalışmaktadır. Çalışma, belgesel kaynak tarama metoduyla elde edilen arşiv belgeleri ve diğer kaynaklar doğrultusunda değerlendirilmiştir","PeriodicalId":273564,"journal":{"name":"Akademik Hassasiyetler","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116601663","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-27DOI: 10.58884/akademik-hassasiyetler.1187742
Emre Ekinci, Sabina Nasi̇rova
Demokrasi, etimolojik kökeni itibariyle halk/demos hükümeti/kratos anlamına gelmektedir. Dolayısıyla demokrasi kavramının, ilki ‘halk’ ikincisi ise ‘hükümet’ olmak üzere iki temel kavram etrafında şekillendiği ifade edilebilir. Ancak ‘demokrasi/halkın hükümeti ne anlama gelmektedir?’ sorusu sorulduğunda ise derin tartışmalar yaşanmaktadır. Çünkü demokrasi düşüncesinin gelişim sürecinde, hükümet kavramını niteleyen halk kavramının kapsamı farklılaşmış ve dolayısıyla demokrasi kavramının tanımı değişiklikler göstermiştir. Bu makaleye göre, bu problematiğin oluşmasının sebebi, ‘eşitlik problemi’ olarak ifade edilecek olan problemdir. Demokrasi teorisi, bütüncül bir bakış açısıyla incelendiğinde, Antik Yunan`da doğuşundan 21. Yüzyıldaki mevcut durumuna kadar, halk ve dolayısıyla halk hükümeti kavramları tanımlanırken ‘eşitlik’ mevhumunun esas alınmış olduğu gözlemlenmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, demokrasi teorisinin içinde, neden farklı demokrasi tanımları olduğuna yönelik bir cevap vermek için ‘eşitlik problemi’ kavramı odağında halk ve halk hükümeti kavramlarının arasındaki ilişkiyi konu alan bir kategorizasyonu ileri sürmek olacaktır. Bu makalede, demokrasi hakkındaki özgün görüşlerden yararlanılarak ‘eşitlik problemi’ merkezli bir analiz yapılacaktır. Bu, demokrasiye ilişkin görüşlerin eşitlik problemi etrafında ele alınması sonucunda, demokrasi teorisinin dört temel kategoride ele alınabileceği anlamına gelmektedir. Önerilen bu bölümler şunlardır; ‘eşitsizliğin doğallığı’ esasında ‘hükmedemeyen halk’, ‘eşitsizliğin yapaylığı’ esasında ‘hükmetmeyen halk’, ‘eşitliğin yapaylığı’ esasında ‘hükmetmesi gereken halk’, ve ‘eşitliğin doğallığı’ esasında ‘hükmeden halk’. Bu makalenin yapılacak olan analiz neticesinde görünür kılmayı umduğu temel nokta, eşitlik probleminin demokrasi kavramı odaklı tartışmaların merkezi bir konumunda yer aldığına dikkat çekmektir. Böylelikle demokrasi tartışmalarına kategorik bir katkı sunulmuş olacaktır.
{"title":"THE PROBLEM OF EQUALITY IN THE THEORY OF DEMOCRACY: A CATEGORIZATION PROPOSAL","authors":"Emre Ekinci, Sabina Nasi̇rova","doi":"10.58884/akademik-hassasiyetler.1187742","DOIUrl":"https://doi.org/10.58884/akademik-hassasiyetler.1187742","url":null,"abstract":"Demokrasi, etimolojik kökeni itibariyle halk/demos hükümeti/kratos anlamına gelmektedir. Dolayısıyla demokrasi kavramının, ilki ‘halk’ ikincisi ise ‘hükümet’ olmak üzere iki temel kavram etrafında şekillendiği ifade edilebilir. Ancak ‘demokrasi/halkın hükümeti ne anlama gelmektedir?’ sorusu sorulduğunda ise derin tartışmalar yaşanmaktadır. Çünkü demokrasi düşüncesinin gelişim sürecinde, hükümet kavramını niteleyen halk kavramının kapsamı farklılaşmış ve dolayısıyla demokrasi kavramının tanımı değişiklikler göstermiştir. Bu makaleye göre, bu problematiğin oluşmasının sebebi, ‘eşitlik problemi’ olarak ifade edilecek olan problemdir. Demokrasi teorisi, bütüncül bir bakış açısıyla incelendiğinde, Antik Yunan`da doğuşundan 21. Yüzyıldaki mevcut durumuna kadar, halk ve dolayısıyla halk hükümeti kavramları tanımlanırken ‘eşitlik’ mevhumunun esas alınmış olduğu gözlemlenmektedir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, demokrasi teorisinin içinde, neden farklı demokrasi tanımları olduğuna yönelik bir cevap vermek için ‘eşitlik problemi’ kavramı odağında halk ve halk hükümeti kavramlarının arasındaki ilişkiyi konu alan bir kategorizasyonu ileri sürmek olacaktır. Bu makalede, demokrasi hakkındaki özgün görüşlerden yararlanılarak ‘eşitlik problemi’ merkezli bir analiz yapılacaktır. Bu, demokrasiye ilişkin görüşlerin eşitlik problemi etrafında ele alınması sonucunda, demokrasi teorisinin dört temel kategoride ele alınabileceği anlamına gelmektedir. Önerilen bu bölümler şunlardır; ‘eşitsizliğin doğallığı’ esasında ‘hükmedemeyen halk’, ‘eşitsizliğin yapaylığı’ esasında ‘hükmetmeyen halk’, ‘eşitliğin yapaylığı’ esasında ‘hükmetmesi gereken halk’, ve ‘eşitliğin doğallığı’ esasında ‘hükmeden halk’. Bu makalenin yapılacak olan analiz neticesinde görünür kılmayı umduğu temel nokta, eşitlik probleminin demokrasi kavramı odaklı tartışmaların merkezi bir konumunda yer aldığına dikkat çekmektir. Böylelikle demokrasi tartışmalarına kategorik bir katkı sunulmuş olacaktır.","PeriodicalId":273564,"journal":{"name":"Akademik Hassasiyetler","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123931845","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}