Bu çalışmada, Tokat ilinde gerçekleşen doğa olaylarının seralar üzerindeki etkileri incelenmiş, oluşan doğa olayları ve olası riskler karşısında çiftçi davranışları ortaya konulmuştur. Çalışmada, Tokat ili merkezde seracılığın yoğun olarak yapıldığı Gümenek bölgesinde bulunan 60 sera işletmesi ile anket yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, Gümenek bölgesinde seracıların karşılaştığı doğa olayının yoğun rüzgârlar olduğu belirlenmiştir. Rüzgârların seraların plastik örtülerine zarar vererek önemli maddi kayıplara yol açtığı kaydedilmiştir. Çiftçiler doğa olaylarına karşı önlem almada yetersiz kalmaktadırlar. Çiftçilerin büyük çoğunlukta seralarını doğal afetlere karşı sigortalatma işlemlerini maddi imkânsızlıklar ve ihmaller nedeniyle yaptırmadıkları görülmüştür. Seracılık ile uğraşan çiftçilerin eğitim seviyeleri genellikle düşüktür. Bölgede seracılık faaliyetlerinde modern tekniklerin kullanımına ve eğitimlere ihtiyaç duymaktadır. Diğer taraftan seracılığın gelişiminde elverişli iklim, su kaynakları ve devlet teşvikleri önemli rol oynamaktadır.
{"title":"Doğa Olaylarının Tokat İli Gümenek Bölgesindeki Seralara Etkileri ve Çiftçilerin Davranışlar","authors":"Gülistan Erdal, Melike Tekin, Kübra Gündüz","doi":"10.59128/bojans.1505595","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1505595","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Tokat ilinde gerçekleşen doğa olaylarının seralar üzerindeki etkileri incelenmiş, oluşan doğa olayları ve olası riskler karşısında çiftçi davranışları ortaya konulmuştur. Çalışmada, Tokat ili merkezde seracılığın yoğun olarak yapıldığı Gümenek bölgesinde bulunan 60 sera işletmesi ile anket yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, Gümenek bölgesinde seracıların karşılaştığı doğa olayının yoğun rüzgârlar olduğu belirlenmiştir. Rüzgârların seraların plastik örtülerine zarar vererek önemli maddi kayıplara yol açtığı kaydedilmiştir. Çiftçiler doğa olaylarına karşı önlem almada yetersiz kalmaktadırlar. Çiftçilerin büyük çoğunlukta seralarını doğal afetlere karşı sigortalatma işlemlerini maddi imkânsızlıklar ve ihmaller nedeniyle yaptırmadıkları görülmüştür. Seracılık ile uğraşan çiftçilerin eğitim seviyeleri genellikle düşüktür. Bölgede seracılık faaliyetlerinde modern tekniklerin kullanımına ve eğitimlere ihtiyaç duymaktadır. Diğer taraftan seracılığın gelişiminde elverişli iklim, su kaynakları ve devlet teşvikleri önemli rol oynamaktadır.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":" 30","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141672553","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yapılan çalışma ile Cannabis sativa L. (Cannabacea)’nın Narlısaray, Futura-75 ve Kavacık genotiplerinden elde edilen uçucu yağ ve metanol ekstraktlarının süne, ergin ve nimfleri üzerindeki kontakt toksisitesi araştırılmıştır. Ekstraktların kontakt toksisitesi süne, ergin ve nimf dönemlerine karşı mikroaplikatör kullanılarak topikal uygulama ile test edilmiştir. Elde edilen ekstraktlar %50 aseton/su karışımı ile uçucu yağlar ise aseton ile çözülerek konsantrasyonlar hazırlanmıştır ve kontrol grubu da bu çözücüler ile muamele edilmiştir. Çalışmada kontak etki çalışması sonucunda 72. saatte en yüksek etkinliği %20 (w/v) konsantrasyonda ergin (%78,2) ve nimflere (%80,7) karşı Narlısaray genotipi ekstraktı göstermiştir. En düşük kontak toksisiteyi ise Kavacık genotipi göstermiştir.
{"title":"Kenevir (Cannabis sativa L.) Ekstrakt ve Uçucu Yağının Süne [Eurygaster spp. (Hem: Scutelleridae)] Üzerindeki Toksisitesi","authors":"Şeyda Şimşek, Gamze Pekbey, Güngör Yılmaz, Talip Koçer, Tuğba Çakar","doi":"10.59128/bojans.1500806","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1500806","url":null,"abstract":"Yapılan çalışma ile Cannabis sativa L. (Cannabacea)’nın Narlısaray, Futura-75 ve Kavacık genotiplerinden elde edilen uçucu yağ ve metanol ekstraktlarının süne, ergin ve nimfleri üzerindeki kontakt toksisitesi araştırılmıştır. Ekstraktların kontakt toksisitesi süne, ergin ve nimf dönemlerine karşı mikroaplikatör kullanılarak topikal uygulama ile test edilmiştir. Elde edilen ekstraktlar %50 aseton/su karışımı ile uçucu yağlar ise aseton ile çözülerek konsantrasyonlar hazırlanmıştır ve kontrol grubu da bu çözücüler ile muamele edilmiştir. Çalışmada kontak etki çalışması sonucunda 72. saatte en yüksek etkinliği %20 (w/v) konsantrasyonda ergin (%78,2) ve nimflere (%80,7) karşı Narlısaray genotipi ekstraktı göstermiştir. En düşük kontak toksisiteyi ise Kavacık genotipi göstermiştir.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":" 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141676663","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, Türkiye’de Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Süt Sığırcılığı İşletmelerine uygulanan hibe desteklerinin etkilerini değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda 2011-2016 yılları arasında uygulanan Katılım Öncesi Yardım Aracı-Kırsal Kalkınma Bileşeni I (IPARD I) programdan faydalanılarak kurulan ve yine bu program aracılığıyla geliştirilerek AB standartlarına ulaşmış süt sığırcılığı işletmelerinin faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Araştırmada Türkiye genelinde uygulanan IPARD desteklerinden faydalanmış olan 307 adet işletme sahibi ile yapılan anket sonuçları değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, IPARD desteği alan işletmelerin demografik profilleri ve işletme yapıları çeşitlilik gösterdiği genellikle orta yaş grubundaki, ortaokul mezunu erkekler tarafından işletilen gerçek kişi işletmelerinin ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir. IPARD desteklerinin, işletmelerin yatırım yapma sürecini hızlandırdığı ve üretim kapasitelerini artırdığı söylenebilir. İşletmelerin çoğu destekten memnun olsa da bazıları programın karmaşıklığı veya yüksek maliyetler gibi zorluklarla karşılaştığını belirtmiştir. Bu nedenle, programın iyileştirilmesi ve erişilebilir hale getirilmesi önerilebilir. Sonuç olarak, IPARD desteği tarım işletmelerinin modernleşmesi, rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilirliklerinin sağlanması açısından önemli bir role sahiptir. Programa daha geniş katılımı teşvik etmek ve daha etkin hale getirmek için çalışmaların ağırlıklı olarak devam etmesi önemlidir.
{"title":"Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Tarafından Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Uygulanan Hibe Desteği Uygulamalarının Değerlendirilmesi","authors":"Gülistan Erdal, Abdüssamed Durmuş, Fevzi Çiçek","doi":"10.59128/bojans.1505775","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1505775","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Türkiye’de Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Süt Sığırcılığı İşletmelerine uygulanan hibe desteklerinin etkilerini değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda 2011-2016 yılları arasında uygulanan Katılım Öncesi Yardım Aracı-Kırsal Kalkınma Bileşeni I (IPARD I) programdan faydalanılarak kurulan ve yine bu program aracılığıyla geliştirilerek AB standartlarına ulaşmış süt sığırcılığı işletmelerinin faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Araştırmada Türkiye genelinde uygulanan IPARD desteklerinden faydalanmış olan 307 adet işletme sahibi ile yapılan anket sonuçları değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, IPARD desteği alan işletmelerin demografik profilleri ve işletme yapıları çeşitlilik gösterdiği genellikle orta yaş grubundaki, ortaokul mezunu erkekler tarafından işletilen gerçek kişi işletmelerinin ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir. IPARD desteklerinin, işletmelerin yatırım yapma sürecini hızlandırdığı ve üretim kapasitelerini artırdığı söylenebilir. İşletmelerin çoğu destekten memnun olsa da bazıları programın karmaşıklığı veya yüksek maliyetler gibi zorluklarla karşılaştığını belirtmiştir. Bu nedenle, programın iyileştirilmesi ve erişilebilir hale getirilmesi önerilebilir. Sonuç olarak, IPARD desteği tarım işletmelerinin modernleşmesi, rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilirliklerinin sağlanması açısından önemli bir role sahiptir. Programa daha geniş katılımı teşvik etmek ve daha etkin hale getirmek için çalışmaların ağırlıklı olarak devam etmesi önemlidir.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"131 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141682669","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkiye ekonomisinin yapılanmasında ekonominin bel kemiği olan tarımın gelişmesinde, tarım politikalarının rolü çok önemli olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Türk tarımını geliştirmek için Almanya’dan 1928 yılında getirilen bir heyet tarafından hazırlanmış olan, Oldenburg Raporunun, tarım politikalarının belirlenmesindeki rolünü incelemektir. Aslı Almanca olan rapor Dr. Oldenburg başkanlığında hazırlanmıştır. Raporda öne çıkan bazı öneriler şunlardır; tarımsal eğitim sistemi kurulması ve uzmanlaşma, hayvancılığın ve tavukçuluğun geliştirilmesi, etkin su kullanımı, verimlilik, gübreleme ve üretim teknikleri, kooperatifçilik, altyapı yatırımlar ve tarımsal mekanizasyon olarak sıralanabilir. Uzmanların ortak dillendirdiği olumsuzluklar ise bürokratik formaliteler, kabul edilen bütçe miktarının düşürülmesi, çalışmalar için gerekli malzemelerin alınamaması olarak sıralanmıştır.
{"title":"Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Yıllarında Tarım Politikalarının Belirlenmesinde Oldenburg Raporunun Rolü","authors":"T. Gülen, Güngör Karakaş, Sema Poyraz Can","doi":"10.59128/bojans.1500485","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1500485","url":null,"abstract":"Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkiye ekonomisinin yapılanmasında ekonominin bel kemiği olan tarımın gelişmesinde, tarım politikalarının rolü çok önemli olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Türk tarımını geliştirmek için Almanya’dan 1928 yılında getirilen bir heyet tarafından hazırlanmış olan, Oldenburg Raporunun, tarım politikalarının belirlenmesindeki rolünü incelemektir. Aslı Almanca olan rapor Dr. Oldenburg başkanlığında hazırlanmıştır. Raporda öne çıkan bazı öneriler şunlardır; tarımsal eğitim sistemi kurulması ve uzmanlaşma, hayvancılığın ve tavukçuluğun geliştirilmesi, etkin su kullanımı, verimlilik, gübreleme ve üretim teknikleri, kooperatifçilik, altyapı yatırımlar ve tarımsal mekanizasyon olarak sıralanabilir. Uzmanların ortak dillendirdiği olumsuzluklar ise bürokratik formaliteler, kabul edilen bütçe miktarının düşürülmesi, çalışmalar için gerekli malzemelerin alınamaması olarak sıralanmıştır.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"49 s247","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141683148","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sunday Akpan, İni-mfon Patrick, Ubokudom E. Okon, Veronica S. Nkanta
Bu araştırmada Nijerya'da bitkisel üretim endeksi ile kredi politikası değişkenleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Seriler arasında eşbütünleşmenin varlığı otoregresif dağıtılmış gecikme (ARDL) sınır testi kullanılarak belirlendi. Tahmin edilen kısa ve uzun vadeli modeller bir araya geldi, en kaliteli, verimli ve kapsamlıydı. Ampirik kredi sonuçları, tarım sektörünün verilen ticari banka toplam kredisinin ve alt mahsul ticaretinin izniyle yönetim garanti planı fon kredisinin hem uzun hem de kısa süreli bitkisel üretim rejimi üzerinde önemli bir pozitif olayların gösterildiğini göstermektedir. Kısa kredi harcaması, bitkisel üretim rejimi hem borç verme faiz oranı hem de özel sektöre verilen toplam yurt içi ile kayıt değeri bir negatif gelişme göstermektedir. Tarım sektörünün verdiği toplam kredinin kurulumu ve kredi yönetimi garanti planı fonu kredisinin ürün alt sektörünün genişletilmesi pazarları ile doğrulanmaktadır. Mahsul alt sektöre yerli özel yatırımı çekebilmek için alt sektöre özgü desteklerin yapılmasını büyük önemsemek. Ayrıca ülkelerdeki çiftçilerin tarım kredisine erişiminin arttırılması amacıyla kredi faiz oranlarının belirli aralıklarla azaltılması önemle tavsiye edilmektedir.
{"title":"Nijerya'da Kredi Politikalarının Mahsul Üretimi Üzerindeki Etkisi","authors":"Sunday Akpan, İni-mfon Patrick, Ubokudom E. Okon, Veronica S. Nkanta","doi":"10.59128/bojans.1402648","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1402648","url":null,"abstract":"Bu araştırmada Nijerya'da bitkisel üretim endeksi ile kredi politikası değişkenleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Seriler arasında eşbütünleşmenin varlığı otoregresif dağıtılmış gecikme (ARDL) sınır testi kullanılarak belirlendi. Tahmin edilen kısa ve uzun vadeli modeller bir araya geldi, en kaliteli, verimli ve kapsamlıydı. Ampirik kredi sonuçları, tarım sektörünün verilen ticari banka toplam kredisinin ve alt mahsul ticaretinin izniyle yönetim garanti planı fon kredisinin hem uzun hem de kısa süreli bitkisel üretim rejimi üzerinde önemli bir pozitif olayların gösterildiğini göstermektedir. Kısa kredi harcaması, bitkisel üretim rejimi hem borç verme faiz oranı hem de özel sektöre verilen toplam yurt içi ile kayıt değeri bir negatif gelişme göstermektedir. Tarım sektörünün verdiği toplam kredinin kurulumu ve kredi yönetimi garanti planı fonu kredisinin ürün alt sektörünün genişletilmesi pazarları ile doğrulanmaktadır. Mahsul alt sektöre yerli özel yatırımı çekebilmek için alt sektöre özgü desteklerin yapılmasını büyük önemsemek. Ayrıca ülkelerdeki çiftçilerin tarım kredisine erişiminin arttırılması amacıyla kredi faiz oranlarının belirli aralıklarla azaltılması önemle tavsiye edilmektedir.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"40 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141683273","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In the study, the emergence power of 4 different edible flower seeds was determined using different parameters. It has been observed that final emergence percentage alone is not sufficient to express the emergence characteristics of the seed. When evaluated in terms of final emergence percentage, while calendula, red nasturtium and yellow nasturtium seeds had similar seed emergence, electric flower seeds had less emergence compared to the others. Considering the average emergence time, it was determined that nasturtium seeds emerged faster and more homogeneously compared to calendula and electric flower. In the study, germination index, emergence rate coefficient, emergence rate index values were calculated and it was determined that red and yellow nasturtium had better seed emergence in terms of these values compared to calendula and electric flower. As a result of the study, it was determined that final germination or emergence percentage alone was not sufficient to define the germination characteristics of seeds, and that determining at least one of the parameters such as germination index, emergence rate coefficient or emergence rate index in addition to the final emergence percentage would provide more reliable results.
{"title":"Farklı Parametreler Kullanılarak Bazı Yenilebilir Çiçeklere Ait Tohumların Çıkış Oranlarının Değerlendirilmesi","authors":"Güzella Yilmaz, K. Yıldız","doi":"10.59128/bojans.1397537","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1397537","url":null,"abstract":"In the study, the emergence power of 4 different edible flower seeds was determined using different parameters. It has been observed that final emergence percentage alone is not sufficient to express the emergence characteristics of the seed. When evaluated in terms of final emergence percentage, while calendula, red nasturtium and yellow nasturtium seeds had similar seed emergence, electric flower seeds had less emergence compared to the others. Considering the average emergence time, it was determined that nasturtium seeds emerged faster and more homogeneously compared to calendula and electric flower. In the study, germination index, emergence rate coefficient, emergence rate index values were calculated and it was determined that red and yellow nasturtium had better seed emergence in terms of these values compared to calendula and electric flower. As a result of the study, it was determined that final germination or emergence percentage alone was not sufficient to define the germination characteristics of seeds, and that determining at least one of the parameters such as germination index, emergence rate coefficient or emergence rate index in addition to the final emergence percentage would provide more reliable results.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"7 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139148657","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Üzümsü meyveler içerisinde yer alan çilek, ülkemizde uygun tüm yetiştirme koşullarında kolaylıkla yetiştirilebilen bir meyve türüdür. Triptofan hem insan sağlığı hem de bitki büyümesi ve gelişimi üzerine önemli etkileri olan bir aminoasittir. Atatürk Orman Çiftliği seralarında yürütülen bu çalışmanın amacı triptofanın farklı uygulama şekli ve dozlarını çilekte bazı vejetatif büyüme kriterleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Bu amaçla bitki kök uzunluğu, gövde çapı, bitki boyu, yaprak alanı, kuru ağırlık ve kol sayıları ölçülmüştür. Yapılan değerlendirme sonucunda topraktan uygulanan triptofanın 1.0 mM dozu incelenen parametreler üzerine olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.
草莓是浆果类水果的一种，在我国所有适宜的生长条件下都很容易种植。色氨酸是一种氨基酸，对人体健康和植物生长发育都有重要影响。这项在阿塔图尔克林场温室进行的研究旨在确定不同的色氨酸施用方法和剂量对草莓一些无性生长标准的影响。为此，测量了植株根长、茎直径、株高、叶面积、干重和分枝数。评估结果表明，通过土壤施用 1.0 mM 剂量的色氨酸对所检测的参数有积极影响。
{"title":"Triptofan Uygulamasının Çilek Yetiştiriciliğinde Vejetatif Büyüme Üzerine Etkileri","authors":"Zümrüt TÜRKOĞLU ÇELİK","doi":"10.59128/bojans.1394461","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1394461","url":null,"abstract":"Üzümsü meyveler içerisinde yer alan çilek, ülkemizde uygun tüm yetiştirme koşullarında kolaylıkla yetiştirilebilen bir meyve türüdür. Triptofan hem insan sağlığı hem de bitki büyümesi ve gelişimi üzerine önemli etkileri olan bir aminoasittir. Atatürk Orman Çiftliği seralarında yürütülen bu çalışmanın amacı triptofanın farklı uygulama şekli ve dozlarını çilekte bazı vejetatif büyüme kriterleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Bu amaçla bitki kök uzunluğu, gövde çapı, bitki boyu, yaprak alanı, kuru ağırlık ve kol sayıları ölçülmüştür. Yapılan değerlendirme sonucunda topraktan uygulanan triptofanın 1.0 mM dozu incelenen parametreler üzerine olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"88 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139164045","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Saleh MAKAMA ALIYU, Muhammad IBRAHIM HUDU, Habib ZANGİNA DİSO, Sani Isiaku
The study was conducted in three (3) Sasakawa Africa Association target states of Gombe, Jigawa and Kano, Northern region of Nigeria. A multi-stage sampling procedure was employed for the survey. Three states were purposively selected been the project states for the Agro-processing Enterprise Centre Models (AECM). Three Local Government Areas each were also purposively selected in Jigawa and Kano and four LGAs were purposively selected in Gombe being the LGAs were AECM were implemented. All the communities in each of the selected LGAs where the centre model is implemented were considered. An online sampling calculator was used to arrive at a total sample size of three hundred respondents (300 respondents) in which 100 respondents were randomly selected from among each of the selected three states. Results of the analysis showed that Food utilization of households across the three states were generally acceptable as revealed by the FCSs. On the average 98.7% of the households in the project area were analyzed to be at the acceptable stage (with acceptable FCS >35) in terms of food security level, while the food utilization by households using their HDDS, respondents in the project area were low dietary diverse in their consumption as 61.8% have HDDS of between 1-4, only about 5.3% of the household had the highest HDDS of 9-12 and 32.9% of the household had medium diversity score of 5-8. The most practiced coping strategies were relying on less preferred foods (5.61%), purchasing food on credit (5.61%), restricting consumption by adult (3.3%), borrow food/relying on help (2.64%) and reduced volume at meal times (2.31%) among others. The study concludes that there is high rate of adoption of innovations which has affected yield and food security of the beneficiaries, however households in the project had low HDDS value, it is recommended that capacity building on food fortification and utilization be given to beneficiary farmers in the project area.
{"title":"ASSESSMENT OF FOOD SECURITY STATUS AND COPING STRATEGIES AMONG THREE NORTHERN STATES OF SASAKAWA AFRICA ASSOCIATION, NIGERIA PROJECT","authors":"Saleh MAKAMA ALIYU, Muhammad IBRAHIM HUDU, Habib ZANGİNA DİSO, Sani Isiaku","doi":"10.59128/bojans.1344080","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1344080","url":null,"abstract":"The study was conducted in three (3) Sasakawa Africa Association target states of Gombe, Jigawa and Kano, Northern region of Nigeria. A multi-stage sampling procedure was employed for the survey. Three states were purposively selected been the project states for the Agro-processing Enterprise Centre Models (AECM). Three Local Government Areas each were also purposively selected in Jigawa and Kano and four LGAs were purposively selected in Gombe being the LGAs were AECM were implemented. All the communities in each of the selected LGAs where the centre model is implemented were considered. An online sampling calculator was used to arrive at a total sample size of three hundred respondents (300 respondents) in which 100 respondents were randomly selected from among each of the selected three states. Results of the analysis showed that Food utilization of households across the three states were generally acceptable as revealed by the FCSs. On the average 98.7% of the households in the project area were analyzed to be at the acceptable stage (with acceptable FCS >35) in terms of food security level, while the food utilization by households using their HDDS, respondents in the project area were low dietary diverse in their consumption as 61.8% have HDDS of between 1-4, only about 5.3% of the household had the highest HDDS of 9-12 and 32.9% of the household had medium diversity score of 5-8. The most practiced coping strategies were relying on less preferred foods (5.61%), purchasing food on credit (5.61%), restricting consumption by adult (3.3%), borrow food/relying on help (2.64%) and reduced volume at meal times (2.31%) among others. The study concludes that there is high rate of adoption of innovations which has affected yield and food security of the beneficiaries, however households in the project had low HDDS value, it is recommended that capacity building on food fortification and utilization be given to beneficiary farmers in the project area.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"211 ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139180107","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, farklı süre ve şiddetlerde manyetik alan uygulamalarının biber tohumlarının tuz stresi altında çimlenmesi üzerine etkilerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. Bitkisel materyal olarak “Arzuman” tatlı sivri kıl çeşidi biber kullanılmıştır. Tohumlara 0, 3, 5 ve 7 dakika süre ile 0, 0.3, 0.5, 0.7, 0.9 ve 1.1 Tesla (T) şiddetinde manyetik alan uygulaması yapılmıştır ve tohumlar tuz stresine (150 mmol) maruz bırakılarak toplam çimlenme oranı, ortalama çimlenme süresi ve çimlenme üniformitesi incelenmiştir. Tuz uygulamasının çimlenme oranını (%80.29-%31.10) düşürdüğü ve ortalama çimlenme süresi (5.81-7.28 gün) üzerine çok önemli etkilerinin olduğu, çimlenme üniformitesine ise önemli bir etkisi olmadığı görülmüştür. Farklı sürelerde uygulanan Manyetik alan (MA) uygulamasının çimlenme oranı ve ortalama çimlenme süresi üzerinde önemli etkileri olduğu belirlenmiştir. En iyi çimlenme oranı %59.33 ile kontrol grubunda; en düşük çimlenme oranı ise %53.03 ile 3 dk Tesla uygulamasında tespit edilmiştir.
{"title":"Effects of Magnetic Field Application at Different Durations and Intensities on Germination in Pepper under Salt Stress","authors":"G. Yakupoglu, Gökçe AYDÖNER ÇOBAN, Lale Özkan","doi":"10.59128/bojans.1386927","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1386927","url":null,"abstract":"Bu çalışma, farklı süre ve şiddetlerde manyetik alan uygulamalarının biber tohumlarının tuz stresi altında çimlenmesi üzerine etkilerinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. Bitkisel materyal olarak “Arzuman” tatlı sivri kıl çeşidi biber kullanılmıştır. Tohumlara 0, 3, 5 ve 7 dakika süre ile 0, 0.3, 0.5, 0.7, 0.9 ve 1.1 Tesla (T) şiddetinde manyetik alan uygulaması yapılmıştır ve tohumlar tuz stresine (150 mmol) maruz bırakılarak toplam çimlenme oranı, ortalama çimlenme süresi ve çimlenme üniformitesi incelenmiştir. Tuz uygulamasının çimlenme oranını (%80.29-%31.10) düşürdüğü ve ortalama çimlenme süresi (5.81-7.28 gün) üzerine çok önemli etkilerinin olduğu, çimlenme üniformitesine ise önemli bir etkisi olmadığı görülmüştür. Farklı sürelerde uygulanan Manyetik alan (MA) uygulamasının çimlenme oranı ve ortalama çimlenme süresi üzerinde önemli etkileri olduğu belirlenmiştir. En iyi çimlenme oranı %59.33 ile kontrol grubunda; en düşük çimlenme oranı ise %53.03 ile 3 dk Tesla uygulamasında tespit edilmiştir.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"14 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139007993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The aim of this study was to determine the average daily water consumption, daily faeces and faecal dry matter content in relation to body weight in Turkish geese. For this purpose, 24 adult male geese aged 48 weeks were used. The geese were weighed in terms of live weight at the beginning of the experiment and divided into 3 groups as low (3124 - 3864 grams), medium (3865 - 4160 grams) and high (4161 - 4780 grams). Data were taken from the geese for 24 hours one day every week for 4 weeks. Within 24 hours, water consumption and the amount of faeces produced by male geese fed with 200 g feed were determined. Faecal dry matter content was also determined. In the study, the amount of daily faeces did not differ according to the live weight groups and the average faeces amount was determined as 237.83 grams. Again, there was no difference in the amount of water consumed according to body weight, and an average water consumption of 600 ml was determined. The average faecal dry matter content was found to be 78.19%. The results of the study showed that daily water consumption was 3 times the average amount of feed consumed.
{"title":"Kazlarda Canlı Ağırlığa Bağlı Olarak Su Tüketimi ve Dışkı Üretimi","authors":"Hulüsi Ozan Taşkesen, MA Boz","doi":"10.59128/bojans.1381350","DOIUrl":"https://doi.org/10.59128/bojans.1381350","url":null,"abstract":"The aim of this study was to determine the average daily water consumption, daily faeces and faecal dry matter content in relation to body weight in Turkish geese. For this purpose, 24 adult male geese aged 48 weeks were used. The geese were weighed in terms of live weight at the beginning of the experiment and divided into 3 groups as low (3124 - 3864 grams), medium (3865 - 4160 grams) and high (4161 - 4780 grams). Data were taken from the geese for 24 hours one day every week for 4 weeks. Within 24 hours, water consumption and the amount of faeces produced by male geese fed with 200 g feed were determined. Faecal dry matter content was also determined. In the study, the amount of daily faeces did not differ according to the live weight groups and the average faeces amount was determined as 237.83 grams. Again, there was no difference in the amount of water consumed according to body weight, and an average water consumption of 600 ml was determined. The average faecal dry matter content was found to be 78.19%. The results of the study showed that daily water consumption was 3 times the average amount of feed consumed.","PeriodicalId":332815,"journal":{"name":"Bozok Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi","volume":"29 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139185266","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：