Tarım, insanların yaşamlarını sürdürmede elzem yeri olan ekonomik bir faaliyettir. Bu faaliyette, insanlar toprağı sürüp, ekip, ekilen ürünleri ise gerekli olan bakımını yaptıktan sonra tarımsal üretimi gerçekleştirirler. Tarım, insanoğlunun yerleşik hayata geçmesinden bu yana devamlılığı olan bir faaliyettir. Geçmişte geleneksel bir biçimde gerçekleştirilen bu faaliyet türü günümüzde sürdürülebilir bir biçimde alternatif yöntemlerle uygulanmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde alternatif yöntem ve uygulamaların yanında özellikle kırsal alanlarda alternatif tarım ürünlerimi üretimi de gerçekleştirilmektedir. Alternatif tarım ürünleri yetiştiriciliğinin gerçekleştirilmesinin sebebi, kırsal alanlarda yaşayan insanlar için ek gelir kaynağı sağlamak, tarımsal üretimi yılın geneline yaymaya çalışmak, kırsal kalkınmayı gerçekleştirmek, kırsal planlamayı sürdürülebilir bir hale getirmek, kırsalda yeni ekonomik kaynak alanı oluşturmak ve nihayetinde ise kırsal göçü engellemektir. Bu çalışmada Malatya kırsalında gerçekleştirilen alternatif tarım ürünleri yetiştiriciliği çalışmaları hakkında bir araştırma yapılmış ve elde edilen bulgular çalışmaya eklenmiştir. Araştırmalar sonucunda Malatya ilinin kırsal alanlarında toplam 26 alternatif tarım ürünü yetiştiriciliğinin yapıldığı tespit edilmiştir. Üretimi gerçekleştirilen bu ürünlerin hangi bölgede ne kadar alanda ekiminin gerçekleştirildiği de tespit edilerek çalışmaya dâhil edilmiştir. Araştırma sonucunda bu sürdürülebilir kırsal planlama projesinin Malatya kırsalına olan etkileri, kırsal kalkınmaya olan etkisi ve köy ekonomisinde ek gelir sağlayıcılığı üzerinde durulmuştur.
{"title":"MALATYA KIRSALINDA ALTERNATİF TARIM ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KIRSAL KALKINMA AÇISINDAN ÖNEMİ","authors":"İrfan Tapan","doi":"10.55827/ebd.1379738","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1379738","url":null,"abstract":"Tarım, insanların yaşamlarını sürdürmede elzem yeri olan ekonomik bir faaliyettir. Bu faaliyette, insanlar toprağı sürüp, ekip, ekilen ürünleri ise gerekli olan bakımını yaptıktan sonra tarımsal üretimi gerçekleştirirler. Tarım, insanoğlunun yerleşik hayata geçmesinden bu yana devamlılığı olan bir faaliyettir. Geçmişte geleneksel bir biçimde gerçekleştirilen bu faaliyet türü günümüzde sürdürülebilir bir biçimde alternatif yöntemlerle uygulanmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde alternatif yöntem ve uygulamaların yanında özellikle kırsal alanlarda alternatif tarım ürünlerimi üretimi de gerçekleştirilmektedir. Alternatif tarım ürünleri yetiştiriciliğinin gerçekleştirilmesinin sebebi, kırsal alanlarda yaşayan insanlar için ek gelir kaynağı sağlamak, tarımsal üretimi yılın geneline yaymaya çalışmak, kırsal kalkınmayı gerçekleştirmek, kırsal planlamayı sürdürülebilir bir hale getirmek, kırsalda yeni ekonomik kaynak alanı oluşturmak ve nihayetinde ise kırsal göçü engellemektir. Bu çalışmada Malatya kırsalında gerçekleştirilen alternatif tarım ürünleri yetiştiriciliği çalışmaları hakkında bir araştırma yapılmış ve elde edilen bulgular çalışmaya eklenmiştir. Araştırmalar sonucunda Malatya ilinin kırsal alanlarında toplam 26 alternatif tarım ürünü yetiştiriciliğinin yapıldığı tespit edilmiştir. Üretimi gerçekleştirilen bu ürünlerin hangi bölgede ne kadar alanda ekiminin gerçekleştirildiği de tespit edilerek çalışmaya dâhil edilmiştir. Araştırma sonucunda bu sürdürülebilir kırsal planlama projesinin Malatya kırsalına olan etkileri, kırsal kalkınmaya olan etkisi ve köy ekonomisinde ek gelir sağlayıcılığı üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140742858","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ülkemizde Türk tipi başkanlık sistemi yanısıra ‘de facto’ olarak bir Türk tipi ekonomik düzen modeli uygulanmaktadır. Bu yeni modelin ana özelliği ekonominin yürütme organının günübirlik kararları ile yönetilmesidir. Bu yeni Türk tipi ekonomi modeli (Alla Turca İktisat) kısaca günübirlik iradi-ihtiyari-takdiri kararlara dayalı bir ekonomi politikası yönetimi olarak tanımlanabilir. Bir başka ifadeyle, Alla Turca İktisat daimi ve yerleşik uzun vadeli kurallar ve kurumlar yerine ekonomideki konjonktürel gelişmelere paralel olarak kararlar alınması ve uygulanmasıdır. Bu yazımızda Alla Turca İktisat olarak adlandırılan Türk tipi ekonomi modelinin bir eleştirisi yapılmaktadır.
{"title":"ALLA TURCA İKTİSAT Türk Tipi Ekonomi Modeli: Ororiter Devletçilik ve Otoriteryen Piyasa Ekonomisi","authors":"Coşkun Can Aktan","doi":"10.55827/ebd.1311369","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1311369","url":null,"abstract":"Ülkemizde Türk tipi başkanlık sistemi yanısıra ‘de facto’ olarak bir Türk tipi ekonomik düzen modeli uygulanmaktadır. Bu yeni modelin ana özelliği ekonominin yürütme organının günübirlik kararları ile yönetilmesidir. Bu yeni Türk tipi ekonomi modeli (Alla Turca İktisat) kısaca günübirlik iradi-ihtiyari-takdiri kararlara dayalı bir ekonomi politikası yönetimi olarak tanımlanabilir. Bir başka ifadeyle, Alla Turca İktisat daimi ve yerleşik uzun vadeli kurallar ve kurumlar yerine ekonomideki konjonktürel gelişmelere paralel olarak kararlar alınması ve uygulanmasıdır. Bu yazımızda Alla Turca İktisat olarak adlandırılan Türk tipi ekonomi modelinin bir eleştirisi yapılmaktadır.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133295756","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ülke ekonomilerinde enflasyon ve işsizlik iki önemli makro ekonomik problemdir. Bu problemin çözümlerine yönelik para ve maliye politikaları uygulanmaktadır. Türkiye’de 2002 yılı itibariyle enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulama ile birlikte kısa sürede enflasyon tek haneli rakamlara düşürülmüştür. Son dönemlerde enflasyon tekrardan yükseliş trendine girmiştir. Enflasyondaki yükseliş, yatırım ve tasarrufları olumsuz yönde etkilerden beraberinde işsizliğin artmasına da neden olmaktadır. İşsizlik hem kısa hem de uzun vadede toplumların istemediği bir durumdur. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de enflasyon hedeflemesi döneminde işsizlik ve enflasyon ilişkisini ampirik olarak incelemektir. Yapılan eş bütünleşme testi sonuçlarına göre bahsedilen dönemde işsizlik ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkiye ve nedenselliğe rastlanılmamıştır.
{"title":"TÜRKİYE’DE ENFLASYON HEDEFLEMESİ DÖNEMİNDE ENFLASYON VE İŞSİZLİK İLİŞKİSİ","authors":"Hatice Merve Çolak, Ayşe Durgun","doi":"10.55827/ebd.1215979","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1215979","url":null,"abstract":"Ülke ekonomilerinde enflasyon ve işsizlik iki önemli makro ekonomik problemdir. Bu problemin çözümlerine yönelik para ve maliye politikaları uygulanmaktadır. Türkiye’de 2002 yılı itibariyle enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulama ile birlikte kısa sürede enflasyon tek haneli rakamlara düşürülmüştür. Son dönemlerde enflasyon tekrardan yükseliş trendine girmiştir. Enflasyondaki yükseliş, yatırım ve tasarrufları olumsuz yönde etkilerden beraberinde işsizliğin artmasına da neden olmaktadır. İşsizlik hem kısa hem de uzun vadede toplumların istemediği bir durumdur. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de enflasyon hedeflemesi döneminde işsizlik ve enflasyon ilişkisini ampirik olarak incelemektir. Yapılan eş bütünleşme testi sonuçlarına göre bahsedilen dönemde işsizlik ve enflasyon arasında uzun dönemli bir ilişkiye ve nedenselliğe rastlanılmamıştır.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123252032","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Vergileme tarihi incelendiğinde vergi devletlerinin çok ilginç ve tuhaf konular üzerine vergiler koyduğu tespiti yapılabilir. Bunlardan birisi de Antik Roma döneminde idrar üzerine konulan vergidir. Bu çalışmada Roma İmparatorluğu’nda uygulanan vergilerin detaylarına girmeden sadece Antik Roma döneminde uygulandığı bilinen idrar vergisi üzerine kısa ve özet açıklamalar sunulmaktadır.
{"title":"ROMA İMPARATORLUĞU’NDA İDRAR VERGİSİ UYGULAMASI Pecunia Non Olet (Paranın Kokusu Olmaz!)","authors":"Coşkun Can Aktan","doi":"10.55827/ebd.1310411","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1310411","url":null,"abstract":"Vergileme tarihi incelendiğinde vergi devletlerinin çok ilginç ve tuhaf konular üzerine vergiler koyduğu tespiti yapılabilir. Bunlardan birisi de Antik Roma döneminde idrar üzerine konulan vergidir. Bu çalışmada Roma İmparatorluğu’nda uygulanan vergilerin detaylarına girmeden sadece Antik Roma döneminde uygulandığı bilinen idrar vergisi üzerine kısa ve özet açıklamalar sunulmaktadır.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114883783","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
1970’li yıllarla birlikte kamu tercihi teorisi üzerine gündeme gelmiş olan anayasal iktisat yaklaşımı, devletin ekonomik alanda güç ve yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini savunmaktadır. Devlete verilmiş güç ve yetkilerin nasıl ve ne tür araçlarla sınırlandırılacağı, her ülkenin kendi ekonomik ve siyasi pratiklerine içkin kuralların yeniden düzenlenmesiyle mümkün olduğu gibi, uluslar üstü oluşumların ekonomik bütünleşme misyonuyla hayata geçirdikleri antlaşmalarla da belirlenebilir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği üye ülkelerinin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmek için uymak zorunda oldukları kuralları içeren Maastricht (yakınlaşma) Kriterleri, hükümetlerin bütçe politikaları üzerindeki güçlerine sınırlamalar getirmektedir. 2005 yılı itibariyle Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin başlatıldığı Türkiye, son yıllarda özellikle siyasi kriterler nedeniyle bu idealden uzaklaşmış olsa da, günümüzde Türkiye’nin ekonomik kriterleri yerine getirebilme gücünün değerlendirilmesi, ülkenin belli bir ekonomik ve rekabet düzeyine ulaşması için önem arz etmektedir. Bu çalışmada, anayasal iktisat teorisinin temel felsefiyle birlikte ele alınacak olan Maastricht Kriterleri’nin 2016-2022 yılları dikkate alınarak Türkiye açısından uyumu incelenmiştir.
{"title":"ANAYASAL İKTİSAT TEORİSİ AÇISINDAN MAASTRICHT KRİTERLERİ VE TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ","authors":"Gülçin KAYA İNCEİPLİK","doi":"10.55827/ebd.1278043","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1278043","url":null,"abstract":"1970’li yıllarla birlikte kamu tercihi teorisi üzerine gündeme gelmiş olan anayasal iktisat yaklaşımı, devletin ekonomik alanda güç ve yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini savunmaktadır. Devlete verilmiş güç ve yetkilerin nasıl ve ne tür araçlarla sınırlandırılacağı, her ülkenin kendi ekonomik ve siyasi pratiklerine içkin kuralların yeniden düzenlenmesiyle mümkün olduğu gibi, uluslar üstü oluşumların ekonomik bütünleşme misyonuyla hayata geçirdikleri antlaşmalarla da belirlenebilir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği üye ülkelerinin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmek için uymak zorunda oldukları kuralları içeren Maastricht (yakınlaşma) Kriterleri, hükümetlerin bütçe politikaları üzerindeki güçlerine sınırlamalar getirmektedir. 2005 yılı itibariyle Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin başlatıldığı Türkiye, son yıllarda özellikle siyasi kriterler nedeniyle bu idealden uzaklaşmış olsa da, günümüzde Türkiye’nin ekonomik kriterleri yerine getirebilme gücünün değerlendirilmesi, ülkenin belli bir ekonomik ve rekabet düzeyine ulaşması için önem arz etmektedir. Bu çalışmada, anayasal iktisat teorisinin temel felsefiyle birlikte ele alınacak olan Maastricht Kriterleri’nin 2016-2022 yılları dikkate alınarak Türkiye açısından uyumu incelenmiştir.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127202035","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Lojistik sektörünün uluslararası ve ulusal ekonomiye katkıları günden güne ivme kazanırken, firmalar açısından rekabet avantajı elde etmenin bir unsuru olarak değerlendirilmektedir. Buna bağlı olarak ülkelerin lojistik performanslarının değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Belirli aralıklar ile Dünya Bankası tarafından sunulan ülkelerin lojistik performansları bu bakımdan önemli görülmektedir. Lojistik performans endeksi (LPI) kapsamında; “Gümrük, Altyapı, Lojistik Kalitesi ve Yetkinlik, Zamanlama, Uluslararası Sevkiyat ve Takip” değişkenlerinin ülkeler açısından ortalamalarını ve sıralamalarını sunmaktadır. Çalışma kapsamında ilk adım olarak son yayınlanan raporda 2018 yılı lojistik performans endekslerini RCEP üye ülkeleri kapsamında elde edilerek karar matrisi oluşturulmuştur. Söz konusu ülkelerin lojistik performans değişken endeksleri CRITIC yöntemi ile ağırlıkları hesaplanarak GIA ve WASPAS yöntemleri ile sıralama analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgular; CRITIC yöntemine göre ağırlıkları sıralamasında “Gümrük Yönetimi” en önemli değişken olduğu ve ilk üç ülke sıralamasında Japonya, Yeni Zelanda, Singapur olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"ÇOK KRİTERLİ KARAR VERME YÖNTEMLERİ İLE BÖLGESEL KAPSAMLI EKONOMİK ORTAKLIK (RCEP) ÜLKELERİNİN LOJİSTİK PERFORMANSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Musa Türkoğlu, Gülhan Duran","doi":"10.55827/ebd.1247297","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1247297","url":null,"abstract":"Lojistik sektörünün uluslararası ve ulusal ekonomiye katkıları günden güne ivme kazanırken, firmalar açısından rekabet avantajı elde etmenin bir unsuru olarak değerlendirilmektedir. Buna bağlı olarak ülkelerin lojistik performanslarının değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Belirli aralıklar ile Dünya Bankası tarafından sunulan ülkelerin lojistik performansları bu bakımdan önemli görülmektedir. Lojistik performans endeksi (LPI) kapsamında; “Gümrük, Altyapı, Lojistik Kalitesi ve Yetkinlik, Zamanlama, Uluslararası Sevkiyat ve Takip” değişkenlerinin ülkeler açısından ortalamalarını ve sıralamalarını sunmaktadır. Çalışma kapsamında ilk adım olarak son yayınlanan raporda 2018 yılı lojistik performans endekslerini RCEP üye ülkeleri kapsamında elde edilerek karar matrisi oluşturulmuştur. Söz konusu ülkelerin lojistik performans değişken endeksleri CRITIC yöntemi ile ağırlıkları hesaplanarak GIA ve WASPAS yöntemleri ile sıralama analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgular; CRITIC yöntemine göre ağırlıkları sıralamasında “Gümrük Yönetimi” en önemli değişken olduğu ve ilk üç ülke sıralamasında Japonya, Yeni Zelanda, Singapur olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124812368","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mehlika KOCABAŞ AKAY, Zeynep Sude Kaya, Meral ŞAHİN GÜNKUT
Gelecekte şirketlerin en büyük sorunlarından biri büyük veri tabanlarından faydalı ve verimli bilgiyi elde edip analiz etmek olacaktır. Bu sorunu çözecek olan en önemli alanlardan biri veri madenciliğidir. Bu makale çalışmasında veri madenciliği kavramı literatürden çeşitli yönleriyle kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve veri madenciliği yöntemlerinden biri olan basit doğrusal regresyon analizi uygulaması yapılmıştır. Uygulamada Konut Fiyat Endeksi ve konut satış sayıları arasındaki ilişkinin incelenmesi için 4 farklı hipotez ortaya konmuştur. Bu hipotezlerin doğruluğunun incelenmesi için IBM SPSS Statistics programından yararlanılmıştır. KFE ve konut satış sayılarına ait veriler 2013-2022 yılları arasında 12 aylık periyodlar halinde TÜİK resmî web sitesinden alınmıştır. 26 sınıftan oluşan verilerin basit doğrusal regresyonla analizi sonucunda KFE ve konut satış sayıları arasında anlamlı, orta derecede, pozitif yönde bir ilişki saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre regresyon analizi için gerekli ön koşulların iyileştirilmesi ve diğer veri madenciliği yöntemlerinin de bu ilişki üzerinde denenerek sonuçların karşılaştırılması gerektiği ortaya konulmuştur.
{"title":"VERİ MADENCİLİĞİ: KONUT FİYAT ENDEKSİ VE KONUT SATIŞ SAYILARININ BASİT DOĞRUSAL REGRESYON ANALİZİ","authors":"Mehlika KOCABAŞ AKAY, Zeynep Sude Kaya, Meral ŞAHİN GÜNKUT","doi":"10.55827/ebd.1241987","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1241987","url":null,"abstract":"Gelecekte şirketlerin en büyük sorunlarından biri büyük veri tabanlarından faydalı ve verimli bilgiyi elde edip analiz etmek olacaktır. Bu sorunu çözecek olan en önemli alanlardan biri veri madenciliğidir. Bu makale çalışmasında veri madenciliği kavramı literatürden çeşitli yönleriyle kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve veri madenciliği yöntemlerinden biri olan basit doğrusal regresyon analizi uygulaması yapılmıştır. Uygulamada Konut Fiyat Endeksi ve konut satış sayıları arasındaki ilişkinin incelenmesi için 4 farklı hipotez ortaya konmuştur. Bu hipotezlerin doğruluğunun incelenmesi için IBM SPSS Statistics programından yararlanılmıştır. KFE ve konut satış sayılarına ait veriler 2013-2022 yılları arasında 12 aylık periyodlar halinde TÜİK resmî web sitesinden alınmıştır. 26 sınıftan oluşan verilerin basit doğrusal regresyonla analizi sonucunda KFE ve konut satış sayıları arasında anlamlı, orta derecede, pozitif yönde bir ilişki saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre regresyon analizi için gerekli ön koşulların iyileştirilmesi ve diğer veri madenciliği yöntemlerinin de bu ilişki üzerinde denenerek sonuçların karşılaştırılması gerektiği ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125455256","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı Isparta bünyesinde Vergi Dairesine bağlı olarak çalışan gelir uzmanları ve gelir uzmanı yardımcıları ile Isparta Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasına kayıtlı bağımlı/bağımsız serbest muhasebeci mali müşavirler, serbest muhasebeci mali müşavir stajyerleri ve diğer personellerin son yıllarda globalleşen e-ticaretin vergilendirilmesinde karşılaşılan sorunlara yönelik algı düzeyini tespit etmek için güvenilir ve geçerli bir ölçek geliştirmektir. E-ticarete ilişkin kapsamlı bir literatür taramasından sonra 25 maddeden oluşan ve 5’li likert tipinde düzenlenmiş bir anket oluşturulmuştur. Çalışmada kullanılan ölçekte yer alan boyutlar açımlayıcı faktör analizi kullanarak belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan Açımlayıcı Faktör Analizi sonucunda ölçeğin açıkladığı toplam varyans değeri %59 olarak hesaplanmış olup 2 faktörlü bir yapıya sahip olduğu ve 22 maddeden oluştuğu tespit edilmiştir.
{"title":"AÇIMLAYICI FAKTÖR ANALİZİ VE E-TİCARETİN VERGİLENDİRİLMESİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN BOYUTLARIN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA","authors":"Hayal Zelal Şi̇mşek, Serdar Yay","doi":"10.55827/ebd.1192137","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1192137","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı Isparta bünyesinde Vergi Dairesine bağlı olarak çalışan gelir uzmanları ve gelir uzmanı yardımcıları ile Isparta Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasına kayıtlı bağımlı/bağımsız serbest muhasebeci mali müşavirler, serbest muhasebeci mali müşavir stajyerleri ve diğer personellerin son yıllarda globalleşen e-ticaretin vergilendirilmesinde karşılaşılan sorunlara yönelik algı düzeyini tespit etmek için güvenilir ve geçerli bir ölçek geliştirmektir. E-ticarete ilişkin kapsamlı bir literatür taramasından sonra 25 maddeden oluşan ve 5’li likert tipinde düzenlenmiş bir anket oluşturulmuştur. Çalışmada kullanılan ölçekte yer alan boyutlar açımlayıcı faktör analizi kullanarak belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan Açımlayıcı Faktör Analizi sonucunda ölçeğin açıkladığı toplam varyans değeri %59 olarak hesaplanmış olup 2 faktörlü bir yapıya sahip olduğu ve 22 maddeden oluştuğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123674583","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Enerji önemli bir üretim girdisidir. Son dönemlerde tarım sektörünün de giderek mekanikleşmesi enerjinin önemini daha da artırmıştır. Bununla birlikte son dönemlerde hem gıda ürünlerinin fiyatı hem de enerji fiyatları yükselmektedir. Gıda ve petrol fiyatlarındaki bu eşzamanlı artış, petrol fiyatlarının gıda fiyatları üzerindeki etkisine yönelik tutumları güçlendirmiştir. Bu çalışmanın amacı küresel enerji fiyatlarının dünya gıda fiyatları üzerindeki etkisini analiz etmektir. Bu amaçla Engle Granger eş bütünleşme ve Granger nedensellik testleri uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre küresel gıda fiyatları ile enerji fiyatları arasında uzun dönemli eş bütünleşik bir ilişki bulunmuştur. İki değişken arasındaki ilişkinin yönü ise gıda fiyatlarından enerji fiyatlarına doğru tek yönlü olarak tespit edilmiştir.
{"title":"ENERJİ FİYATLARININ KÜRESEL GIDA FİYATLARI ÜZERİNE ETKİSİ","authors":"Ayşe Durgun","doi":"10.55827/ebd.1190564","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1190564","url":null,"abstract":"Enerji önemli bir üretim girdisidir. Son dönemlerde tarım sektörünün de giderek mekanikleşmesi enerjinin önemini daha da artırmıştır. Bununla birlikte son dönemlerde hem gıda ürünlerinin fiyatı hem de enerji fiyatları yükselmektedir. Gıda ve petrol fiyatlarındaki bu eşzamanlı artış, petrol fiyatlarının gıda fiyatları üzerindeki etkisine yönelik tutumları güçlendirmiştir. Bu çalışmanın amacı küresel enerji fiyatlarının dünya gıda fiyatları üzerindeki etkisini analiz etmektir. Bu amaçla Engle Granger eş bütünleşme ve Granger nedensellik testleri uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre küresel gıda fiyatları ile enerji fiyatları arasında uzun dönemli eş bütünleşik bir ilişki bulunmuştur. İki değişken arasındaki ilişkinin yönü ise gıda fiyatlarından enerji fiyatlarına doğru tek yönlü olarak tespit edilmiştir.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126071495","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Nowadays, happiness is becoming one of the most basic indicators of economic development. Based on this, happiness studies within the scope of behavioral economics are increasing day by day. In particular, along with the Easterlin paradox, it is emphasized that happiness is not only related to income level, there are other determinants of happiness. Based on the literature, it is possible to group the determinants of happiness as socio-economic factors, economic factors and environmental and institutional factors. In addition, for the last three years, the world has been faced with the COVID-19 epidemic, which significantly affects the happiness level of individuals. Based on this, the current study aims to evaluate whether is there a relationship between socio-economic factors, environmental and institutional factors, and economic factors and happiness during the COVID-19 . In order to obtain data a survey method was applied. 432 people living in Isparta Province constitute the sample of the study. The datas were analyzed using the Chi-Square Test. According to the analysis results;a significant relation is found between socio-economic factors such as gender, age, marital status, education level and happiness level during COVID-19. Also significant relatinship is found between economic factors such as working status, income earned, interruption from work during COVID-19 and meeting basic needs and level of happiness during COVID-19. Lastly significant relationship was found between happiness and institutional factors such as trust in the Ministry of Health and the level of adequacy of public services.
{"title":"THE RELATIONSHIP BETWEEN INCOME AND HAPPINESS İN COVID-19 PERİOD: ASSESSMENT OVER ISPARTA PROVINCE","authors":"Yunus Emre Polat, Esra Kılıç","doi":"10.55827/ebd.1141852","DOIUrl":"https://doi.org/10.55827/ebd.1141852","url":null,"abstract":"Nowadays, happiness is becoming one of the most basic indicators of economic development. Based on this, happiness studies within the scope of behavioral economics are increasing day by day. In particular, along with the Easterlin paradox, it is emphasized that happiness is not only related to income level, there are other determinants of happiness. Based on the literature, it is possible to group the determinants of happiness as socio-economic factors, economic factors and environmental and institutional factors. In addition, for the last three years, the world has been faced with the COVID-19 epidemic, which significantly affects the happiness level of individuals. Based on this, the current study aims to evaluate whether is there a relationship between socio-economic factors, environmental and institutional factors, and economic factors and happiness during the COVID-19 . In order to obtain data a survey method was applied. 432 people living in Isparta Province constitute the sample of the study. The datas were analyzed using the Chi-Square Test. According to the analysis results;a significant relation is found between socio-economic factors such as gender, age, marital status, education level and happiness level during COVID-19. Also significant relatinship is found between economic factors such as working status, income earned, interruption from work during COVID-19 and meeting basic needs and level of happiness during COVID-19. Lastly significant relationship was found between happiness and institutional factors such as trust in the Ministry of Health and the level of adequacy of public services.","PeriodicalId":346954,"journal":{"name":"Ekonomi Bilimleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132745121","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}