Agrega ocaklarında üretilen malzemeler, beton ve çimento hammaddesi, asfalt ve dolgu agregası, demiryolu balast malzemesi vb. olarak birçok alanda kullanılmaktadır. Çoğunlukla şehir içlerinde veya şehirlere yakın bölgelerde yürütülen agrega üretim faaliyetleri, jeolojik, çevresel, sosyal, yasal ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle riskli bir faaliyettir. Teknik ve bilimsel verilere dayalı, belirsizlik ve riskleri azaltılmış, şeffaf ve tutarlı verilerle geliştirilmiş projeler iç ve dış tüm paydaşların proje riskleri hakkında doğru bilgiye sahip olmalarını sağlayacaktır. Kayaçların kullanım alanlarına göre beklenen kaliteleri değişkenlik sunmaktadır. Birçok ocak yerinde, kayaçların bileşim ve dokuları, organik madde ve kavkı içeriği, yapısal unsurların kayaç kalitesine etkisi, farklı ayrışma türleri ve ürünleri, kayaçların kökeni ile ilgili zararlı bileşenler vb. unsurların çok kısa mesafelerde değiştiği bilinmektedir. Bu nedenle, ocaklarda işletme öncesi jeoloji ve mühendislik jeolojisi araştırmaları yapılmalıdır. Ocaklarda bulunan kayaçların bileşim ve kalite değişimleri ile jeolojik, hidrojeolojik, jeoteknik ve çevresel risklerinin belirlenmesi üretimin devamlılığında önemli rol oynayacaktır. Bu çalışmanın amacı; ocak alanlarında belirsizlik ve risklerin azaltılması için gerekli detaylı jeoloji ve mühendislik jeolojisi araştırmalarının önemini vurgulamaktır.
{"title":"Agrega Üretim Sahalarındaki Belirsizlik ve Risklerin Azaltılmasında Jeoloji ve Mühendislik Jeolojisi Araştırmaların Önemi","authors":"A. Tuğrul, M. Yilmaz","doi":"10.24232/jmd.1301789","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1301789","url":null,"abstract":"Agrega ocaklarında üretilen malzemeler, beton ve çimento hammaddesi, asfalt ve dolgu agregası, demiryolu balast malzemesi vb. olarak birçok alanda kullanılmaktadır. Çoğunlukla şehir içlerinde veya şehirlere yakın bölgelerde yürütülen agrega üretim faaliyetleri, jeolojik, çevresel, sosyal, yasal ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle riskli bir faaliyettir. Teknik ve bilimsel verilere dayalı, belirsizlik ve riskleri azaltılmış, şeffaf ve tutarlı verilerle geliştirilmiş projeler iç ve dış tüm paydaşların proje riskleri hakkında doğru bilgiye sahip olmalarını sağlayacaktır. Kayaçların kullanım alanlarına göre beklenen kaliteleri değişkenlik sunmaktadır. Birçok ocak yerinde, kayaçların bileşim ve dokuları, organik madde ve kavkı içeriği, yapısal unsurların kayaç kalitesine etkisi, farklı ayrışma türleri ve ürünleri, kayaçların kökeni ile ilgili zararlı bileşenler vb. unsurların çok kısa mesafelerde değiştiği bilinmektedir. Bu nedenle, ocaklarda işletme öncesi jeoloji ve mühendislik jeolojisi araştırmaları yapılmalıdır. Ocaklarda bulunan kayaçların bileşim ve kalite değişimleri ile jeolojik, hidrojeolojik, jeoteknik ve çevresel risklerinin belirlenmesi üretimin devamlılığında önemli rol oynayacaktır. Bu çalışmanın amacı; ocak alanlarında belirsizlik ve risklerin azaltılması için gerekli detaylı jeoloji ve mühendislik jeolojisi araştırmalarının önemini vurgulamaktır.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807595","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yeryüzünde bir sahada oluşan deprem yer hareketi, fayın kırılma mekanizmasına, sismik kabuğun yapısına ve yüzeye yakın zeminler ile yumuşak kayaçların özelliklerine bağlıdır. Yüzeye yakın zeminlerin ve yumuşak sedimanter kayaçların deprem kaynağından uzak mesafelerde bile önemli ölçüde yapı hasarlarına yol açabildikleri bilinmektedir. Ülkemizde son dönemlerde yaşanan depremlerde de bu durum gözlenmiştir. 30 Ekim 2020 tarihinde Ege Denizinde Sisam Adası açıklarında meydana gelen 6,9 moment büyüklüğündeki deprem, merkez üssünden yaklaşık 70 km uzaklıkta olan İzmir Bayraklı ilçesinde yoğun hasara yol açmıştır. 06 Şubat 2023 tarihinde merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7,7 moment büyüklüğündeki deprem geniş alanlarda oldukça büyük can kaybı ve yıkıma yol açmıştır. Kahramanmaraş Pazarcık depreminin Hatay, Antakya bölgesinde oluşturduğu yer hareketlerinin tepki spektrumları Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde tarif edilen tasarım tepki spektrumlarının çok üzerinde çıkmıştır. Bu çalışmada deprem yer hareketlerini etkileyen saha etkileri ve yakın fay etkileri özetlenmiş, Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde meydana gelen depremin Hatay bölgesinde oluşturduğu kayıtlardan bazıları incelenmiş ve olası basen etkileri ile yakın saha etkileri açısından değerlendirilmiştir.
{"title":"Basin and Near-Fault Effects on Earthquake Ground Motions: An Evaluation of the Antakya Records of the Kahramanmaraş Pazarcık Earthquake","authors":"N. Işık","doi":"10.24232/jmd.1299027","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1299027","url":null,"abstract":"Yeryüzünde bir sahada oluşan deprem yer hareketi, fayın kırılma mekanizmasına, sismik kabuğun yapısına ve yüzeye yakın zeminler ile yumuşak kayaçların özelliklerine bağlıdır. Yüzeye yakın zeminlerin ve yumuşak sedimanter kayaçların deprem kaynağından uzak mesafelerde bile önemli ölçüde yapı hasarlarına yol açabildikleri bilinmektedir. Ülkemizde son dönemlerde yaşanan depremlerde de bu durum gözlenmiştir. 30 Ekim 2020 tarihinde Ege Denizinde Sisam Adası açıklarında meydana gelen 6,9 moment büyüklüğündeki deprem, merkez üssünden yaklaşık 70 km uzaklıkta olan İzmir Bayraklı ilçesinde yoğun hasara yol açmıştır. 06 Şubat 2023 tarihinde merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7,7 moment büyüklüğündeki deprem geniş alanlarda oldukça büyük can kaybı ve yıkıma yol açmıştır. Kahramanmaraş Pazarcık depreminin Hatay, Antakya bölgesinde oluşturduğu yer hareketlerinin tepki spektrumları Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde tarif edilen tasarım tepki spektrumlarının çok üzerinde çıkmıştır. Bu çalışmada deprem yer hareketlerini etkileyen saha etkileri ve yakın fay etkileri özetlenmiş, Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde meydana gelen depremin Hatay bölgesinde oluşturduğu kayıtlardan bazıları incelenmiş ve olası basen etkileri ile yakın saha etkileri açısından değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807585","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 9 saat arayla sırasıyla Mw 7.7 ve Mw 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Birbirinden bağımsız meydana gelen iki deprem geniş bir alanda hissedilmiş, deprem merkezinde ve çevre illerde büyük hasara sebep olmuştur. Çok sayıda binanın yıkıldığı ve resmi kayıtlara göre 50 binden fazla can kaybının yaşandığı 6 Şubat 2023 depremlerinin en çok etkilediği şehirler Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’dır. Bu çalışmada depremde en çok yıkımın ve büyük can kayıplarının olduğu bu illerdeki bina stoku derlenmiştir. İncelenen bina stoku bina taşıyıcı sistemine, kullanım amacına, kat sayısına ve deprem şartnamesi zaman dilimlerine göre ilçe bazında bir araya getirilmiştir. Depremler sırasında yıkılan, ağır hasar alan ve deprem sonrasında yıkımına karar verilen binalar artık derlenen yapı stoku içerisinde yer almamaktadır. Ancak, meydana gelen depremlere ait birçok kuvvetli yer hareketi istasyonunda kaydedilen yer ivmesi kayıtları ve yaşanan depremler nedeniyle hasar gören binaların bilgisi deprem çalışmaları açısından önemli bir veri seti oluşturmaktadır. Bu bağlamda, deprem öncesi yapı stoku için deprem risk çalışmalarının yapılarak yapı stokunda yer alan bina tiplerine uygun kırılganlık eğrilerinin test edilmesi ve iyileştirilmesi mümkündür. Çalışmada sunulan verilerin deprem risklerinin gerçekçi hesaplanmasında ve bu sayede deprem risklerinin azaltılmasında alınacak önlemler konusunda önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bununla beraber, derlenen yapı stoku kullanılarak farklı bölgelerde deprem tehlikesi altındaki benzer yapı stokları için kayıp hesaplarının yapılması da mümkündür.
2023年2月6日,星期一和阿尔巴尼亚之间发生了两小时的地震,震级为7.7至7.6。两次相互独立发生的地震在广大地区都有震感,对地震中心和环境造成了巨大破坏。Çok sayıda binanın yıkıldığıve resmi kayıtlara göre 50 binden fazla can kaybının yaşandığ。在这个时候,这座建筑被称为这些年来最具破坏性的建筑,也是我地震中生命损失最大的建筑。在该国的一些地区,发明的建筑堆放运输系统、使用目的、层数和地震时间要求被结合在一起。在地震中被摧毁、严重受损并决定倒塌的建筑已不在建筑库存中。然而,地震站中记录了许多强烈的地震,创建了一个重要的地震破坏和地震破坏建筑物的数据集。在这方面,可以测试和改善适用于地震风险工程施工堆的建筑物的裂缝,用于地震前施工堆。事实上,工作中提供的数据被认为有助于真正计算地震风险,从而有助于减轻地震风险。此外,对于地震风险下的相同建筑存量,有可能在不同地区进行废物计算。
{"title":"6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinin Etkilediği İllerdeki Bina Stokunun Özellikleri","authors":"Tuba EROĞLU AZAK, B. Ay","doi":"10.24232/jmd.1294425","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1294425","url":null,"abstract":"6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 9 saat arayla sırasıyla Mw 7.7 ve Mw 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Birbirinden bağımsız meydana gelen iki deprem geniş bir alanda hissedilmiş, deprem merkezinde ve çevre illerde büyük hasara sebep olmuştur. Çok sayıda binanın yıkıldığı ve resmi kayıtlara göre 50 binden fazla can kaybının yaşandığı 6 Şubat 2023 depremlerinin en çok etkilediği şehirler Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’dır. Bu çalışmada depremde en çok yıkımın ve büyük can kayıplarının olduğu bu illerdeki bina stoku derlenmiştir. İncelenen bina stoku bina taşıyıcı sistemine, kullanım amacına, kat sayısına ve deprem şartnamesi zaman dilimlerine göre ilçe bazında bir araya getirilmiştir. Depremler sırasında yıkılan, ağır hasar alan ve deprem sonrasında yıkımına karar verilen binalar artık derlenen yapı stoku içerisinde yer almamaktadır. Ancak, meydana gelen depremlere ait birçok kuvvetli yer hareketi istasyonunda kaydedilen yer ivmesi kayıtları ve yaşanan depremler nedeniyle hasar gören binaların bilgisi deprem çalışmaları açısından önemli bir veri seti oluşturmaktadır. Bu bağlamda, deprem öncesi yapı stoku için deprem risk çalışmalarının yapılarak yapı stokunda yer alan bina tiplerine uygun kırılganlık eğrilerinin test edilmesi ve iyileştirilmesi mümkündür. Çalışmada sunulan verilerin deprem risklerinin gerçekçi hesaplanmasında ve bu sayede deprem risklerinin azaltılmasında alınacak önlemler konusunda önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bununla beraber, derlenen yapı stoku kullanılarak farklı bölgelerde deprem tehlikesi altındaki benzer yapı stokları için kayıp hesaplarının yapılması da mümkündür.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sel, aşırı yağışlar ve karların hızla erimesi gibi meteorolojik koşulların değişim göstermesi sonucu oluşan doğa kaynaklı afetlerden birisidir. Bölgenin topoğrafyası, jeolojik yapısı, iklim koşulları, akarsu veya derelerin doğal yapılarında meydana gelen bozulmalar ve kontrolsüz kentleşme gibi faktörler sellerin oluşumunda büyük rol oynamaktadır. Bu çalışma kapsamında, Ankara İli Nallıhan İlçesi sınırları içerisinde bulunan ve Yazılıkaya deresinin su toplama havzası sınırları içerinde sel tehlikesine karşı dere içi ıslah çalışmaları yapılmış, 78.8 hektar (Ha) alan içerisinde bir adet harçlı ıslah sekisi projelendirilmesi ve uygulaması gerçekleştirilmiştir. Ankara İli Nallıhan İlçesi Yazılıkaya deresi dere içi ıslah çalışmasında elde edilen veriler (dere haritaları, debileri ve sanat yapısı en kesitleri) ve DSİ Sentetik Yöntemi ile Q10 ve Q100 debi değerleri kullanılarak HEC-RAS (Hydrologic Engineering Centers River Analysis System) programı yardımıyla Yazılıkaya deresinde iki boyutlu sel modellemesi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Yazılıkaya deresi üzerinde yapılan harçlı ıslah sekisinin, olası şiddetli ve anlık yağışlarda Q10 ve Q100 debi değerlerinin kullanıldığı analizlerde suyun hızı sırası ile yapısız durumda sırası ile 2 m/s – 3.2 m/s iken yapı yapıldıktan sonra 0.5 m/s – 0.75 m/s değerlerine düştüğü gözlemlenmiştir. Sırasıyla Q10 ve Q100 debi değerlerine göre yapılan yerleşim yerlerindeki su derinliği analizlerinde, harçlı ıslah sekisi yapımı tamamlandıktan sonra 2 cm (Q10) ve 8 cm (Q100) kadar su azalmalarının olduğu hesaplanmıştır. Genel olarak bu çalışmada, yukarı havza sel kontrol yapılarının (harçlı ıslah sekisi) yağış sularının akış rejimlerinin düzenlenmesinde (su enerjisi, hızı, derinliği, vb.), nüfusun yoğunlaştığı yerleşim yerlerinde ve karayolunda sel tehlikesine karşı etkileri araştırılmıştır.
这是不断变化的天气条件的自然后果之一,如水、过量降雨和迅速膨胀。Bölgenin topoğrafiası,jeolojik yapısı,iklim koşulları,akarsu veya derelerin doğal yapırında meydana gelen bozulmalar ve kontrolsüz kentleşme gibi faktörler sellerin oluşumunda Büyük rol oynamaktadır。在本研究中,对Nallyachan群岛安卡拉村边界内的供水进行了研究,并在78.8公顷(公顷)的区域内规划和应用了充足的湿润供水段。安卡拉Nallyachan市是一个二维液体建模程序HEC-RAS(水文工程中心河流分析系统),基于软件低液体吸收度期间获得的数据,并使用DSI合成方法Q10和Q100 debi。这些分析的结果是,在分析Q10和Q100借项价值的过程中,当可能出现暴雨和立竿见影的降雨时,观察到打字机液位上液体损坏的成本,同时为2 m/s–3.2 m/s,同时为2.5 m/s–0.75 m/s。根据Q10和Q100的借项值,对当地的密度分析发现,在完成液体段的成本后,水减少到2厘米(Q10)和8厘米(Q100)。总的来说,在人口集中的地区和运输中,已经对高水位控制结构的水流状态(能量、速度、深度等)的影响进行了调查。
{"title":"Preparation of Yazılıkaya Stream (Nallıhan Ankara) Flood Hazard Maps Using HEC-RAS 2D Model and Efficiency of Flood Control Structure","authors":"Hüseyin Akkuş, Engin Yildiz, İsmail Bulut","doi":"10.24232/jmd.1268945","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1268945","url":null,"abstract":"Sel, aşırı yağışlar ve karların hızla erimesi gibi meteorolojik koşulların değişim göstermesi sonucu oluşan doğa kaynaklı afetlerden birisidir. Bölgenin topoğrafyası, jeolojik yapısı, iklim koşulları, akarsu veya derelerin doğal yapılarında meydana gelen bozulmalar ve kontrolsüz kentleşme gibi faktörler sellerin oluşumunda büyük rol oynamaktadır. Bu çalışma kapsamında, Ankara İli Nallıhan İlçesi sınırları içerisinde bulunan ve Yazılıkaya deresinin su toplama havzası sınırları içerinde sel tehlikesine karşı dere içi ıslah çalışmaları yapılmış, 78.8 hektar (Ha) alan içerisinde bir adet harçlı ıslah sekisi projelendirilmesi ve uygulaması gerçekleştirilmiştir. Ankara İli Nallıhan İlçesi Yazılıkaya deresi dere içi ıslah çalışmasında elde edilen veriler (dere haritaları, debileri ve sanat yapısı en kesitleri) ve DSİ Sentetik Yöntemi ile Q10 ve Q100 debi değerleri kullanılarak HEC-RAS (Hydrologic Engineering Centers River Analysis System) programı yardımıyla Yazılıkaya deresinde iki boyutlu sel modellemesi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Yazılıkaya deresi üzerinde yapılan harçlı ıslah sekisinin, olası şiddetli ve anlık yağışlarda Q10 ve Q100 debi değerlerinin kullanıldığı analizlerde suyun hızı sırası ile yapısız durumda sırası ile 2 m/s – 3.2 m/s iken yapı yapıldıktan sonra 0.5 m/s – 0.75 m/s değerlerine düştüğü gözlemlenmiştir. Sırasıyla Q10 ve Q100 debi değerlerine göre yapılan yerleşim yerlerindeki su derinliği analizlerinde, harçlı ıslah sekisi yapımı tamamlandıktan sonra 2 cm (Q10) ve 8 cm (Q100) kadar su azalmalarının olduğu hesaplanmıştır. Genel olarak bu çalışmada, yukarı havza sel kontrol yapılarının (harçlı ıslah sekisi) yağış sularının akış rejimlerinin düzenlenmesinde (su enerjisi, hızı, derinliği, vb.), nüfusun yoğunlaştığı yerleşim yerlerinde ve karayolunda sel tehlikesine karşı etkileri araştırılmıştır.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807076","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma kapsamında Kayseri – Soğanlı yerleşim yerinde meydana gelebilecek kaya düşme olayları enerji açısı yöntemiyle ampirik olarak ve ayrıca 3-boyutlu olasılıksal kaya düşme modellemeleri ile belirlenmiştir. Yüksek çözünürlüklü sayısal yüzey modeli (SYM) insansız hava aracı (İHA) ile elde edilen yüksek çözünürlüklü ortofoto yardımıyla elde edilmiştir. SYM üzerinde 3-boyutlu olasılıksal kaya düşme simülasyonları gerçekleştirilmiş ve CONEFALL yazılımı yardımıyla enerji çizgi açısı yöntemine göre kaya düşme zonları belirlenmiştir. Yapılan arazi çalışmaları kapsamında geçmişte düşmüş olan blokların en, boy ve yükseklikleri ölçülmüştür. Ayrıca düşen kaya bloklarının boyutları ortofoto üzerinden de belirlenmiştir. 3-boyutlu olasılıksal analizler neticesinde düşen blokların yamaç boyunca hareketi esnasında kinetik enerji değerleri maksimum 15000 kJ, sıçrama yüksekliği ise 15 m olarak belirlenmiştir. Enerji çizgi açısı yöntemine göre ise düşen blokların çoğunlukla 40°’lik zonda yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Öte yandan, 3-boyutlu kaya düşme analizlerinden elde edilen yuvarlanma hatları ise en fazla 30°’lik zona kadar ulaşabilmektedir.
在这项研究中,Kayseri被定义为能量的放大器,以及森林中可能发生的摇摆坠落模型的三维概率。高分辨率数字表面模型(SIM)是通过人体空气设备(HA)获得的高分辨率正射照片获得的。在SYM上进行了落石的三维概率模拟,并使用CONEFALL软件作为能量线投影方法识别了摇摆区。在绘图区范围内测量了过去坠落的石块的最大高度、男孩和高度。落石的大小也取决于正字法。作为三维概率分析的结果,运动过程中的动能值估计为15000kJ,跳跃高度为15m。Enerjiçizgi açısıyöntemine göre ise düşen bloklarınçoğunlukla 40°。另一方面,从三维落石分析中获得的轧制线可以达到最大30°的区域。
{"title":"Kaya Düşmelerinin 3-Boyutlu Olasılıksal Analizlerle ve Ampirik Yöntemlerle Değerlendirilmesi: Kayseri – Soğanlı Yerleşim Yeri Örneği","authors":"O. O. Varol, Mutlu Akin, A. Orhan, İsmail Di̇ncer","doi":"10.24232/jmd.1267107","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1267107","url":null,"abstract":"Bu çalışma kapsamında Kayseri – Soğanlı yerleşim yerinde meydana gelebilecek kaya düşme olayları enerji açısı yöntemiyle ampirik olarak ve ayrıca 3-boyutlu olasılıksal kaya düşme modellemeleri ile belirlenmiştir. Yüksek çözünürlüklü sayısal yüzey modeli (SYM) insansız hava aracı (İHA) ile elde edilen yüksek çözünürlüklü ortofoto yardımıyla elde edilmiştir. SYM üzerinde 3-boyutlu olasılıksal kaya düşme simülasyonları gerçekleştirilmiş ve CONEFALL yazılımı yardımıyla enerji çizgi açısı yöntemine göre kaya düşme zonları belirlenmiştir. Yapılan arazi çalışmaları kapsamında geçmişte düşmüş olan blokların en, boy ve yükseklikleri ölçülmüştür. Ayrıca düşen kaya bloklarının boyutları ortofoto üzerinden de belirlenmiştir. 3-boyutlu olasılıksal analizler neticesinde düşen blokların yamaç boyunca hareketi esnasında kinetik enerji değerleri maksimum 15000 kJ, sıçrama yüksekliği ise 15 m olarak belirlenmiştir. Enerji çizgi açısı yöntemine göre ise düşen blokların çoğunlukla 40°’lik zonda yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Öte yandan, 3-boyutlu kaya düşme analizlerinden elde edilen yuvarlanma hatları ise en fazla 30°’lik zona kadar ulaşabilmektedir.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807062","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Silifke‐Mut ilçelerini birbirine bağlayan D‐715 Karayolu’nun Km 31+300‐31+500 arasında arasında Kargıcak Mahallesinde aşırı yağışların arkasından 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan kütle hareketi değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede, insansız hava aracı (İHA) ile çekilen fotoğraflardan, fotogrametrik yöntemle 2 cm çözünürlüklü sayısal yüzey modeli oluşturularak 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının 1/1000 ölçekli haritası yapılmıştır. 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının kayma mekanizması, derinliği ve bölgede yüzeyleyen litostratigrafi birimleri ile olan ilişkisi, heyelan alanında açılmış olan 9 adet tam karotlu sondajlardan yararlanılarak değerlendirilmiştir. Sondaj çalışmaları ile heyelanın gerçekleştiği zeminden örselenmiş ve örselenmemiş örnekler alınarak birimlerin indeks ve jeomekanik parametreleri belirlenmiştir. Sondaj kuyularına yerleştirilen inklinometre okumalarından elde edilen veriler kullanılarak kayma derinliği ve hızı belirlenmiştir. 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının, dairesel başlayıp, ayrışmış kiltaşı-kil birimi ile kiltaşı-marn yüzeyinde düzlemsel olarak geliştiği belirlenmiştir. Bölgede 8 Ocak 2020 öncesi oluşan sağanak yağışlar heyelan alanında yüzeyleyen ayrışmış kiltaşı-kil biriminde boşluk suyu basıncını artırarak birimin kayma dayanımının azalmasına neden olmuştur.
Silifke‐Mut ilçelerini birbirine bağlayan D‐715 Karayolo'unKm 31+300‐31+500 arasında arasında Kargıcak Mahalesinde aşırıyağışların arkasından 2020年10月8日tarihinde oluşan kütle hareketi değerlendirilmiştir。在这项评估中,Kargzhek Heyelan的1000米地图是由取自非人类飞行器(IHA)的基于两厘米解决方案的数字表面模型(IHA。2020年1月8日,在机场使用9个完全开采的土豆对摇摆机制、深度和表面石介单位进行了评估。通过从探测操作中获取对象的地面上移除和减去样本来确定单位的索引和几何体参数。从位于输出立方体中的油墨计读数获得的数据由使用该数据的滑块的深度和速度来确定。2020年10月8日,Carbon工厂开始在锁金属表面定期开发,并配备了一个单独的锁单元。在该地区,2020年1月8日种植的森林雨水导致内陆公斤单位地表的废物压力下降,增加了地表的水量。
{"title":"Silifke‐Mut (Mersin) Karayolunda Meydana Gelen Kargıcak Heyelanının Değerlendirilmesi","authors":"Muhammet Nurduhan, Hidayet Taga","doi":"10.24232/jmd.1230612","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1230612","url":null,"abstract":"Silifke‐Mut ilçelerini birbirine bağlayan D‐715 Karayolu’nun Km 31+300‐31+500 arasında arasında Kargıcak Mahallesinde aşırı yağışların arkasından 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan kütle hareketi değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede, insansız hava aracı (İHA) ile çekilen fotoğraflardan, fotogrametrik yöntemle 2 cm çözünürlüklü sayısal yüzey modeli oluşturularak 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının 1/1000 ölçekli haritası yapılmıştır. 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının kayma mekanizması, derinliği ve bölgede yüzeyleyen litostratigrafi birimleri ile olan ilişkisi, heyelan alanında açılmış olan 9 adet tam karotlu sondajlardan yararlanılarak değerlendirilmiştir. Sondaj çalışmaları ile heyelanın gerçekleştiği zeminden örselenmiş ve örselenmemiş örnekler alınarak birimlerin indeks ve jeomekanik parametreleri belirlenmiştir. Sondaj kuyularına yerleştirilen inklinometre okumalarından elde edilen veriler kullanılarak kayma derinliği ve hızı belirlenmiştir. 8 Ocak 2020 tarihinde oluşan Kargıcak Heyelanının, dairesel başlayıp, ayrışmış kiltaşı-kil birimi ile kiltaşı-marn yüzeyinde düzlemsel olarak geliştiği belirlenmiştir. Bölgede 8 Ocak 2020 öncesi oluşan sağanak yağışlar heyelan alanında yüzeyleyen ayrışmış kiltaşı-kil biriminde boşluk suyu basıncını artırarak birimin kayma dayanımının azalmasına neden olmuştur.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68806971","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Onur Güven, Cüneyt Güler, Mehmet Ali Kurt, Ümit Yıldırım
Bu çalışmada, Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan Tarsus Kıyı Akiferi’nde (Mersin) görülen tuzlanma olayının nedenleri araştırılmıştır. Özellikle Akdeniz havzası genelinde kritik bir problem olan yeraltı sularının tuzlanması olayı, deniz suyu girişimi, iklim değişikliği, jeojenik etkiler (evaporitlerin çözünmesi) ve antropojenik faaliyetler (kirlilik ve hidrolojik müdahaleler) gibi süreçlerin ve mekanizmaların bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, Eylül 2020’de yapılan saha çalışmasında 87 yeraltı suyu kuyusundan ve deniz suyundan (Akdeniz) örnekler alınmıştır. Alınan su örneklerinin sıcaklık, elektriksel iletkenlik, pH, tuzluluk, indirgenme-yükseltgenme (redoks) potansiyeli, çözünmüş oksijen ve toplam çözünmüş madde değerleri arazide ölçülmüştür. Su örneklerinin majör iyon ve iz element içerikleri (Ca+2, Mg+2, Na+, K+, HCO3-, CO3-2, Cl-, SO4-2, NO3-, NO2-, B, Br, Sr ve Li) laboratuvarda spektrometrik (ICP-MS), spektrofotometrik ve volumetrik (titrasyon) yöntemlerle analiz edilmiştir. Analiz edilen bu parametrelere ait tematik dağılım haritaları bir Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) yazılımı kullanılarak oluşturulmuştur. Alınan su örneklerinin hidrokimyasal fasiyesleri, Piper ve HFE diyagramları kullanılarak belirlenmiştir. Ek olarak, bölgede görülen tuzlanma mekanizmalarını açıklamak amacıyla, çeşitli majör iyonlara ve/veya iz elementlere ait oranların kullanıldığı ikili (x-y) grafikler oluşturulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre; Tarsus Kıyı Akiferi’ni etkileyen tuzlanma olayının; deniz suyu girişimi, Messiniyen evaporitlerinin (anhidrit, jips ve halit) çözünmesi ve antropojenik (tarımsal ve endüstriyel) faaliyetler sonucunda meydana geldiği ortaya konulmuştur.
在这项研究中,污染的原因发生在土耳其东部Akiferi的Tarsus河。特别是,海洋盆地水下问题的污染面临着污染、水资源获取、气候变化、地质效应和人类活动等过程和机制。在该地区,从2020年9月的实地工作中采集了87个亚瀑布和海水样本。现场测量了温度、电通讯、pH、盐、再氧化电位、溶解氧和总可溶性物质值。Suörneklerinin majör iyon ve iz元素içerikleri(Ca+2,Mg+2,Na+,K+,HCO3-,CO3-2,Cl-,SO4-2,NO3-,NO2-,B,Br,Sr ve Li)实验室。与这些参数相关的专题分布图是使用CBS软件创建的。使用Piper和HFE图定义了水样的水化学方式。此外,为了解释该地区的绘图机制,有两张(x-y)图用于不同的主要离子和/或微量元素。根据接收到的结果,Tarsus河Akiferi的污染;进入海洋的水,梅西尼亚蒸发的解决方案,以及人类活动。
{"title":"Tarsus Kıyı Akiferi’nde (Mersin) Meydana Gelen Tuzlanma Olayının Nedenlerinin Araştırılması","authors":"Onur Güven, Cüneyt Güler, Mehmet Ali Kurt, Ümit Yıldırım","doi":"10.24232/jmd.1232826","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1232826","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan Tarsus Kıyı Akiferi’nde (Mersin) görülen tuzlanma olayının nedenleri araştırılmıştır. Özellikle Akdeniz havzası genelinde kritik bir problem olan yeraltı sularının tuzlanması olayı, deniz suyu girişimi, iklim değişikliği, jeojenik etkiler (evaporitlerin çözünmesi) ve antropojenik faaliyetler (kirlilik ve hidrolojik müdahaleler) gibi süreçlerin ve mekanizmaların bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, Eylül 2020’de yapılan saha çalışmasında 87 yeraltı suyu kuyusundan ve deniz suyundan (Akdeniz) örnekler alınmıştır. Alınan su örneklerinin sıcaklık, elektriksel iletkenlik, pH, tuzluluk, indirgenme-yükseltgenme (redoks) potansiyeli, çözünmüş oksijen ve toplam çözünmüş madde değerleri arazide ölçülmüştür. Su örneklerinin majör iyon ve iz element içerikleri (Ca+2, Mg+2, Na+, K+, HCO3-, CO3-2, Cl-, SO4-2, NO3-, NO2-, B, Br, Sr ve Li) laboratuvarda spektrometrik (ICP-MS), spektrofotometrik ve volumetrik (titrasyon) yöntemlerle analiz edilmiştir. Analiz edilen bu parametrelere ait tematik dağılım haritaları bir Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) yazılımı kullanılarak oluşturulmuştur. Alınan su örneklerinin hidrokimyasal fasiyesleri, Piper ve HFE diyagramları kullanılarak belirlenmiştir. Ek olarak, bölgede görülen tuzlanma mekanizmalarını açıklamak amacıyla, çeşitli majör iyonlara ve/veya iz elementlere ait oranların kullanıldığı ikili (x-y) grafikler oluşturulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre; Tarsus Kıyı Akiferi’ni etkileyen tuzlanma olayının; deniz suyu girişimi, Messiniyen evaporitlerinin (anhidrit, jips ve halit) çözünmesi ve antropojenik (tarımsal ve endüstriyel) faaliyetler sonucunda meydana geldiği ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68806981","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Hasan Kolayli, M. O. Sünnetci, Hakan Ersoy, Murat Karahan
Bu çalışmada yangın sonrası farklı soğutma modellerinin etkisi incelenmiştir. Isıtılan kayaçlar; (1) doğal çevre koşullarını temsil etmek için oda sıcaklığında, (2) soğuk mevsimleri temsil etmek için sıfırın altında ve (3) yangına müdahale senaryosu göz önüne alınarak suda soğumaya maruz bırakılmıştır. Çalışmada yapı taşı olarak sıklıkla kullanılan 3 farklı karbonat kayaç, traverten, mermer ve kireçtaşı kullanılmıştır. Kayaçların mineralojik bileşimlerini ve ısıtma-soğutma işlemlerinden sonra mineralojik değişimleri belirlemek için ince kesit incelemeleri ve XRD analizleri yapılmış, mikro-kırık gelişimini ortaya çıkarmak amacıyla SEM görüntüleri kullanılmış, fiziksel ve dayanım özelliklerindeki değişimleri belirlemek için jeomekanik deneyler uygulanmıştır. Soğuma sonrasında, yeni mikro-çatlakların oluşumundan ziyade, mevcut mikro-çatlakların büyüdüğünü görülmüştür. Kayaçların dayanım özellikleri, soğuma süreçlerinden fiziksel özelliklere göre daha fazla etkilenmiş ve en düşük dayanım değerleri suda soğuma sonrası gözlenmiştir. Ani soğuma sonrası traverten ve mermerlerin çekme dayanımı %70-80 arasında azalırken, kil içeren kireçtaşlarında bu değer %30'u geçmemiştir. Sonuçlar, mevcut mikro-çatlakların büyümesi nedeniyle ani soğumanın genellikle yavaş soğumaya göre daha fazla termal hasara neden olduğunu, soğumanın kayaçların termal bozunması üzerinde ısıtmadan daha etkili olduğunu ve kil içeriğine bağlı olarak bu etkinin arttığını göstermektedir.
火灾发生后,研究了不同冷却模式的影响。热岩石;(1) 为了表示自然环境条件,室温(2)在零度以下被污染以表示寒冷时期,以及(3)火灾的干预场景暴露在冷水中。Çalışmada yapıtaşıolarak。Kayaçların mineralojik bileşimlerini veısıtma soğutma işlemlerinden sonra mineraloji k değ伊姆勒里·贝利勒梅克·伊辛·杰奥梅卡尼克·德奈勒维吾尔南·伊姆勒里。寒冷过后,人们发现新的微型屋顶比新微型屋顶的出现增长得更多。岩石的主要特征更多地受到冷却过程的物理特征的影响,并且在水冷却后观察到最低的基线值。寒冷过后,横越和子弹的引力下降率在70%到80%之间,以千克污染物计不超过30%。因此,目前微型屋顶的生长通常表明,由于缓慢的寒冷,它受到了更大的热损伤,这比加热岩石的热坍塌更有效,而且根据粘土含量,这种影响正在增加。
{"title":"Yangın Sonrası Soğuma Koşullarında Karbonat Yapı Taşlarındaki Mineralojik ve Mikro-Yapısal Değişimlerin Değerlendirilmesi","authors":"Hasan Kolayli, M. O. Sünnetci, Hakan Ersoy, Murat Karahan","doi":"10.24232/jmd.1226600","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1226600","url":null,"abstract":"Bu çalışmada yangın sonrası farklı soğutma modellerinin etkisi incelenmiştir. Isıtılan kayaçlar; (1) doğal çevre koşullarını temsil etmek için oda sıcaklığında, (2) soğuk mevsimleri temsil etmek için sıfırın altında ve (3) yangına müdahale senaryosu göz önüne alınarak suda soğumaya maruz bırakılmıştır. Çalışmada yapı taşı olarak sıklıkla kullanılan 3 farklı karbonat kayaç, traverten, mermer ve kireçtaşı kullanılmıştır. Kayaçların mineralojik bileşimlerini ve ısıtma-soğutma işlemlerinden sonra mineralojik değişimleri belirlemek için ince kesit incelemeleri ve XRD analizleri yapılmış, mikro-kırık gelişimini ortaya çıkarmak amacıyla SEM görüntüleri kullanılmış, fiziksel ve dayanım özelliklerindeki değişimleri belirlemek için jeomekanik deneyler uygulanmıştır. Soğuma sonrasında, yeni mikro-çatlakların oluşumundan ziyade, mevcut mikro-çatlakların büyüdüğünü görülmüştür. Kayaçların dayanım özellikleri, soğuma süreçlerinden fiziksel özelliklere göre daha fazla etkilenmiş ve en düşük dayanım değerleri suda soğuma sonrası gözlenmiştir. Ani soğuma sonrası traverten ve mermerlerin çekme dayanımı %70-80 arasında azalırken, kil içeren kireçtaşlarında bu değer %30'u geçmemiştir. Sonuçlar, mevcut mikro-çatlakların büyümesi nedeniyle ani soğumanın genellikle yavaş soğumaya göre daha fazla termal hasara neden olduğunu, soğumanın kayaçların termal bozunması üzerinde ısıtmadan daha etkili olduğunu ve kil içeriğine bağlı olarak bu etkinin arttığını göstermektedir.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The changes in physical, chemical, and mineralogical properties of topsoil after forest fires and their relevancy with erosion risk have been so far studied for different geographical regions and ecosystems. It is well known that the risk of erosion increases due to the loss of shear strength and the changes in hydraulic properties after the fire. The consistency limits are strongly related to the shear strength of the soil. Nevertheless, a few studies evaluated the consistency limits of naturally burned soils. In addition, determination of the consistency limits of sandy soils can be very challenging owing to their low plasticity. The temperatures produced by the forest fire that occurred on the left flank of an irrigation dam in Muğla, Kozağaç village affected the topsoil. Hence, grain size distribution, soil organic content (SOM), and Atterberg limits of 24 soil specimens collected from the burned and unburned locations were studied. It was found that the grain size distribution of the burned soil did not significantly change whereas clay content and Atterberg limits increased, and SOM decreased. The methodology followed in this study and the results can be served as a base for future studies of fire effects on sandy soils.
{"title":"Studying The Effects of Forest Fire on Consistency Limits of Sandy Soils: A Case Study, Kozağaç, Muğla","authors":"Tümay Kadakci̇ Koca","doi":"10.24232/jmd.1221946","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1221946","url":null,"abstract":"The changes in physical, chemical, and mineralogical properties of topsoil after forest fires and their relevancy with erosion risk have been so far studied for different geographical regions and ecosystems. It is well known that the risk of erosion increases due to the loss of shear strength and the changes in hydraulic properties after the fire. The consistency limits are strongly related to the shear strength of the soil. Nevertheless, a few studies evaluated the consistency limits of naturally burned soils. In addition, determination of the consistency limits of sandy soils can be very challenging owing to their low plasticity. The temperatures produced by the forest fire that occurred on the left flank of an irrigation dam in Muğla, Kozağaç village affected the topsoil. Hence, grain size distribution, soil organic content (SOM), and Atterberg limits of 24 soil specimens collected from the burned and unburned locations were studied. It was found that the grain size distribution of the burned soil did not significantly change whereas clay content and Atterberg limits increased, and SOM decreased. The methodology followed in this study and the results can be served as a base for future studies of fire effects on sandy soils.","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807395","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of lineaments in the mid-Black arc region using Bouguer gravity data","authors":"A. Elmas","doi":"10.24232/jmd.1049622","DOIUrl":"https://doi.org/10.24232/jmd.1049622","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":35316,"journal":{"name":"Jeoloji Muhendisligi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68807229","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}