Zengin kültür mirasımızın önemli bir parçası olan ve Anadolu’nun hemen her köşesinde yer alan ahşap direkli camiler korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları arasında yer almaktadır. Tarihe tanıklık eden bu yapıların zamanla oluşan tahribatlarını onararak gerçek kimliklerini bozmadan gelecek nesillere ulaştırmak ortak amaçtır. Ulusal ve uluslararası mevzuatta geniş yer tutmasına rağmen, teknik ve ekonomik sebeplerin yanı sıra nitelikli eleman eksikliği, toplumun gereken koruma bilincine yeteri kadar sahip olmaması gibi sebeplerden dolayı koruma ve onarım uygulamalarının beklenen düzeye ulaşılamadığı görülmektedir. Bu çalışma bağlamında, kapsamlı bir literatür taraması sonucunda ahşap direkli camilerde meydana gelen koruma sorunları belirlenerek bu sorunlar malzeme bozulmaları, dış etkiler nedeniyle oluşan bozulmalar ve strüktürel bozulmalar olmak üzere üç ana başlıkta toplanmıştır. Erzincan ili, Kemah ilçesindeki tarihi zenginliğin oluşmasında önemli bir yeri ve katkısı olan ahşap direkli camiler bu çalışmanın ana materyalini oluşturmaktadır. Belgeleme ve saha çalışmaları ışığında tescilli beş adet ahşap direkli caminin mimari özellikleri incelenmiş, camilerin hasar tespit çalışmaları yapılarak koruma sorunları ve tespit edilen bozulma türleri ortaya konulmuştur. Çevresel ve fiziksel etmenlerin oluşturduğu bozulmaların yanı sıra koruma sorunlarının temel nedenleri bakımsızlık, bilinçsizlik ve ekonomik yetersizlik olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, kültürel varlıklarımızdan olan ahşap direkli camilerin korunması amacıyla gerekli önlemlerin alınması, geleneksel yapı malzemelerinin yapıların özgün kimliklerine uygun olarak onarılması, toplumun bilinçlendirilerek bu değerli yapıların geleceğe güvenle aktarılması temenni edilmektedir.
{"title":"Ahşap Direkli Camilerin Koruma Sorunları: Kemah Örneği","authors":"Seda AKPINAR, Fatma Zehra ÇAKICI","doi":"10.51664/artium.1292220","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1292220","url":null,"abstract":"Zengin kültür mirasımızın önemli bir parçası olan ve Anadolu’nun hemen her köşesinde yer alan ahşap direkli camiler korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları arasında yer almaktadır. Tarihe tanıklık eden bu yapıların zamanla oluşan tahribatlarını onararak gerçek kimliklerini bozmadan gelecek nesillere ulaştırmak ortak amaçtır. Ulusal ve uluslararası mevzuatta geniş yer tutmasına rağmen, teknik ve ekonomik sebeplerin yanı sıra nitelikli eleman eksikliği, toplumun gereken koruma bilincine yeteri kadar sahip olmaması gibi sebeplerden dolayı koruma ve onarım uygulamalarının beklenen düzeye ulaşılamadığı görülmektedir. Bu çalışma bağlamında, kapsamlı bir literatür taraması sonucunda ahşap direkli camilerde meydana gelen koruma sorunları belirlenerek bu sorunlar malzeme bozulmaları, dış etkiler nedeniyle oluşan bozulmalar ve strüktürel bozulmalar olmak üzere üç ana başlıkta toplanmıştır. Erzincan ili, Kemah ilçesindeki tarihi zenginliğin oluşmasında önemli bir yeri ve katkısı olan ahşap direkli camiler bu çalışmanın ana materyalini oluşturmaktadır. Belgeleme ve saha çalışmaları ışığında tescilli beş adet ahşap direkli caminin mimari özellikleri incelenmiş, camilerin hasar tespit çalışmaları yapılarak koruma sorunları ve tespit edilen bozulma türleri ortaya konulmuştur. Çevresel ve fiziksel etmenlerin oluşturduğu bozulmaların yanı sıra koruma sorunlarının temel nedenleri bakımsızlık, bilinçsizlik ve ekonomik yetersizlik olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, kültürel varlıklarımızdan olan ahşap direkli camilerin korunması amacıyla gerekli önlemlerin alınması, geleneksel yapı malzemelerinin yapıların özgün kimliklerine uygun olarak onarılması, toplumun bilinçlendirilerek bu değerli yapıların geleceğe güvenle aktarılması temenni edilmektedir.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136183664","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Soğutma ihtiyacının fazla olduğu sıcak-kuru iklim bölgelerinde tercih edilen ve bazı bölgeler için geleneksel mimari kimliğin başat unsuru olarak öne çıkan yüksekliğe bağlı sıcaklık farkı ya da rüzgâr basınç kaynaklı dinamiklerin etkisiyle iç ortam soğutma, havalandırma ve nemlendirme amaçlı kurgulanmış, havalandırma bacalarının ulusal ve uluslararası literatürde farklı isimlerle tanımlandığı görülmektedir. Havalandırma bacaları, İran ve Mısır kaynaklı badgir (baudgeers) ve malkaf (malqaf), yapılan farklı çalışmalarda rüzgâr kulesi (wind tower), rüzgâr yakalayıcı (wind catcher), rüzgâr bacası (wind chimney), rüzgâr kepçesi (wind scoop) isimlerini almaktadır. Bölgesel farklılıklar ve çalışma prensiplerinin çeşitlenmesi nedeniyle türetilmiş olması muhtemel bu tanımlamaların karşılık geldiği havalandırma baca sisteminin belirlenmesi ve çalışma prensiplerinin değerlendirilmesi literatürde bu çerçevedeki kavram karışıklığını önlemek adına katkı sunabilecektir. Bu çalışma kapsamında ulusal ve uluslararası literatür çalışmaları üzerinden havalandırma bacalarının geçmişten günümüze form, çalışma prensibi değişimi ve isim farklılaşmasının dayandığı ilkelerin değerlendirilmesi ve bu bağlamda bir sınıflandırma oluşturulması hedeflenmiştir.
{"title":"An Evaluation of Traditional Ventilation Chimney Terminology","authors":"Zeynep Örgev, Neslihan TÜRKMENOĞLU BAYRAKTAR","doi":"10.51664/artium.1286734","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1286734","url":null,"abstract":"Soğutma ihtiyacının fazla olduğu sıcak-kuru iklim bölgelerinde tercih edilen ve bazı bölgeler için geleneksel mimari kimliğin başat unsuru olarak öne çıkan yüksekliğe bağlı sıcaklık farkı ya da rüzgâr basınç kaynaklı dinamiklerin etkisiyle iç ortam soğutma, havalandırma ve nemlendirme amaçlı kurgulanmış, havalandırma bacalarının ulusal ve uluslararası literatürde farklı isimlerle tanımlandığı görülmektedir. Havalandırma bacaları, İran ve Mısır kaynaklı badgir (baudgeers) ve malkaf (malqaf), yapılan farklı çalışmalarda rüzgâr kulesi (wind tower), rüzgâr yakalayıcı (wind catcher), rüzgâr bacası (wind chimney), rüzgâr kepçesi (wind scoop) isimlerini almaktadır. Bölgesel farklılıklar ve çalışma prensiplerinin çeşitlenmesi nedeniyle türetilmiş olması muhtemel bu tanımlamaların karşılık geldiği havalandırma baca sisteminin belirlenmesi ve çalışma prensiplerinin değerlendirilmesi literatürde bu çerçevedeki kavram karışıklığını önlemek adına katkı sunabilecektir. Bu çalışma kapsamında ulusal ve uluslararası literatür çalışmaları üzerinden havalandırma bacalarının geçmişten günümüze form, çalışma prensibi değişimi ve isim farklılaşmasının dayandığı ilkelerin değerlendirilmesi ve bu bağlamda bir sınıflandırma oluşturulması hedeflenmiştir.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84433371","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Children's participation in urban spaces has been withdrawn due to the effect of globalization specifically in metropolitan cities. Today, in Istanbul, the opportunity for free participation of children in the public domain and the privilege of walking to school is among informal housing settlements. However, these children lack adequate supervision and security. Therefore, this study hypothesizes that urban strategies that can be implemented for the physical improvement of these environments can be a tactic that will not only support the child's safe participation in the public sphere but also support children’s walkability to school. The walkability potentials of the street network were revealed through syntactic graphs of Nisantepe neighbourhood where children predominantly walk to school. As a result, it was revealed that the street in the north-eastern part of the region is the one with the highest connectivity value towards the area where Nisantepe Primary and Secondary School are located. It was noticed that this region also emerged as the highest value of global integration, R3, R5 and R7 local integration values. In the agent analysis, it was revealed that the newly formed street network in Nisantepe supports the potential to support the walkability of the school route.
{"title":"Enformel Bir Konut Çevresinin Çocukların Aktif Kamusal Katılımı Açısından İncelenmesi","authors":"Nevşet Gül Çanakçıoğlu","doi":"10.51664/artium.1240164","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1240164","url":null,"abstract":"Children's participation in urban spaces has been withdrawn due to the effect of globalization specifically in metropolitan cities. Today, in Istanbul, the opportunity for free participation of children in the public domain and the privilege of walking to school is among informal housing settlements. However, these children lack adequate supervision and security. Therefore, this study hypothesizes that urban strategies that can be implemented for the physical improvement of these environments can be a tactic that will not only support the child's safe participation in the public sphere but also support children’s walkability to school. The walkability potentials of the street network were revealed through syntactic graphs of Nisantepe neighbourhood where children predominantly walk to school. As a result, it was revealed that the street in the north-eastern part of the region is the one with the highest connectivity value towards the area where Nisantepe Primary and Secondary School are located. It was noticed that this region also emerged as the highest value of global integration, R3, R5 and R7 local integration values. In the agent analysis, it was revealed that the newly formed street network in Nisantepe supports the potential to support the walkability of the school route.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"42 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78011389","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kentlerin en küçük birimi olan konut üzerinden toplumsal belleğin yansımaları anlaşılabilir. Bu amaçla, Diyarbakır ilinde farklı değişkenlere sahip çok katlı evin mekansal örüntüsünü betimleyerek bu süreçteki değişimi kavramak için çalışma yola çıkmıştır. Mekansal örüntü ve değişimlerin izleri ortaya konulmak istendiğinden konut planları mekan dizimi yöntemiyle analiz edilmiştir. Diyarbakır modern konutu ile ilgili güncel çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışma literatüre katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak Diyarbakır'da çok katlı konut dönüşümleri üç farklı dönemi işaret etmektedir. İlk çok katlı konut ile geleneksel konut arasında bir bağlantı olduğu tespit edilmiştir. Dönüşüm ikinci dönemde başlamış, “homojenleşme” yönünde benzer değerler alan mekânsal kurgular, son dönemde kaybolan ve eklenen işlevsel alanlarla farklılaşmıştır.
{"title":"Understanding Housing in Collective Life: Diyarbakır","authors":"Arya Biçen, S. Vural","doi":"10.51664/artium.1195375","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1195375","url":null,"abstract":"Kentlerin en küçük birimi olan konut üzerinden toplumsal belleğin yansımaları anlaşılabilir. Bu amaçla, Diyarbakır ilinde farklı değişkenlere sahip çok katlı evin mekansal örüntüsünü betimleyerek bu süreçteki değişimi kavramak için çalışma yola çıkmıştır. Mekansal örüntü ve değişimlerin izleri ortaya konulmak istendiğinden konut planları mekan dizimi yöntemiyle analiz edilmiştir. Diyarbakır modern konutu ile ilgili güncel çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışma literatüre katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak Diyarbakır'da çok katlı konut dönüşümleri üç farklı dönemi işaret etmektedir. İlk çok katlı konut ile geleneksel konut arasında bir bağlantı olduğu tespit edilmiştir. Dönüşüm ikinci dönemde başlamış, “homojenleşme” yönünde benzer değerler alan mekânsal kurgular, son dönemde kaybolan ve eklenen işlevsel alanlarla farklılaşmıştır.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"531 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"91391909","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çalışmanın amacı Ardahan Kalesi’nin koruma sorunlarını olası sebepleriyle birlikte tespit ederek çözüm önerileri geliştirmektir. Ardahan Kalesi ile ilgili koruma sorunlarının tespiti için 2019 yılından bu yana kalede farklı zamanlarda yapılan inceleme ve fotoğrafik belgeleme esas alınarak var olan hasar ve bozulmalar, olası sebepleriyle birlikte ortaya konmuştur. Bu anlamda Ardahan Kalesi’nde genel olarak yağmur ve kar sularının üstten duvar içine girmesi ve zeminden yükselen nemden kaynaklanan sorunlar; derz boşalması sebebiyle yapısal çatlak ve çökmeler; likenlerden kaynaklı problemler ve yoğun tuz probleminden kaynaklı olarak taşlarda beyazlıklar ve pudra biçiminde dökülmeler görülmüştür. Sonuç olarak, yapıdaki birçok sorun için öneriler yapılmakla birlikte iki ana başlık altında toplanabilecek yapısal hasarlara karşı hem zeminden hem de yapının üst kısmında drenaj ve uygun koruma önlemlerinin alınması büyük oranda ilerde karşılaşılabilecek daha önemli problemlerin önüne geçmesine yardımcı olacaktır.
{"title":"Ardahan Kalesi Koruma Sorunları ve Çözüm Önerileri","authors":"Esma KARAKOYUN YAŞAR, Emriye Kazaz","doi":"10.51664/artium.1224232","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1224232","url":null,"abstract":"Çalışmanın amacı Ardahan Kalesi’nin koruma sorunlarını olası sebepleriyle birlikte tespit ederek çözüm önerileri geliştirmektir. Ardahan Kalesi ile ilgili koruma sorunlarının tespiti için 2019 yılından bu yana kalede farklı zamanlarda yapılan inceleme ve fotoğrafik belgeleme esas alınarak var olan hasar ve bozulmalar, olası sebepleriyle birlikte ortaya konmuştur. Bu anlamda Ardahan Kalesi’nde genel olarak yağmur ve kar sularının üstten duvar içine girmesi ve zeminden yükselen nemden kaynaklanan sorunlar; derz boşalması sebebiyle yapısal çatlak ve çökmeler; likenlerden kaynaklı problemler ve yoğun tuz probleminden kaynaklı olarak taşlarda beyazlıklar ve pudra biçiminde dökülmeler görülmüştür. Sonuç olarak, yapıdaki birçok sorun için öneriler yapılmakla birlikte iki ana başlık altında toplanabilecek yapısal hasarlara karşı hem zeminden hem de yapının üst kısmında drenaj ve uygun koruma önlemlerinin alınması büyük oranda ilerde karşılaşılabilecek daha önemli problemlerin önüne geçmesine yardımcı olacaktır.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90077655","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada kentsel kamusal mekânların pandemi öncesi ve sonrası kullanım düzeyleri irdelenerek yeterlilik, esneklik, bağışıklık ve dirençlilik kavramları çerçevesinde değerlendirilmesi ve elde edilen sonuçlar dahilinde pandemi gibi kriz süreçlerine karşı dirençli kentsel kamusal mekânların tasarlanması konusunda öneriler sunulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Erzurum kentinden seçilen çalışma alanlarının (Havuzbaşı Kent Meydanı ve Yakutiye Meydanı) pandemi öncesi ve sonrası kullanım değişikliği tespit edilmiş, elde edilen veriler yazarlar tarafından oluşturulan “Kentsel Kamusal Mekânda Mekânsal Kalite ve Dirençlilik Matrisi” kapsamında analiz edilmiştir. Matriste verilen bileşenler, kentsel kamusal mekânların kalitesine ve dirençliliğine sağladığı katkıya ve önem seviyesine göre değerlendirilerek seçilen çalışma alanlarının dirençlilik puanları hesaplanmıştır. Erzurum kentinden seçilen kentsel kamusal mekânların matris analizlerine göre Havuzbaşı Kent Meydanı’nın pandemi sürecine karşı dirençsiz olduğu, Yakutiye Meydanı’nın ise pandemi sürecine karşı orta dirençli olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit çerçevesinde dirençsiz olan Havuzbaşı Kent Meydanı’nın yeniden planlanması gerektiği, orta dirençli olan Yakutiye Meydanı’nın ise değiştirilip/dönüştürülmesi gerektiği söylenebilir.
{"title":"Measuring the quality and resilience of city squares: The case of Erzurum Havuzbasi City Square and Yakutiye Square","authors":"Şebnem Zekiye Kokarca, Tuna Batuhan","doi":"10.51664/artium.1217910","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1217910","url":null,"abstract":"Bu çalışmada kentsel kamusal mekânların pandemi öncesi ve sonrası kullanım düzeyleri irdelenerek yeterlilik, esneklik, bağışıklık ve dirençlilik kavramları çerçevesinde değerlendirilmesi ve elde edilen sonuçlar dahilinde pandemi gibi kriz süreçlerine karşı dirençli kentsel kamusal mekânların tasarlanması konusunda öneriler sunulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Erzurum kentinden seçilen çalışma alanlarının (Havuzbaşı Kent Meydanı ve Yakutiye Meydanı) pandemi öncesi ve sonrası kullanım değişikliği tespit edilmiş, elde edilen veriler yazarlar tarafından oluşturulan “Kentsel Kamusal Mekânda Mekânsal Kalite ve Dirençlilik Matrisi” kapsamında analiz edilmiştir. Matriste verilen bileşenler, kentsel kamusal mekânların kalitesine ve dirençliliğine sağladığı katkıya ve önem seviyesine göre değerlendirilerek seçilen çalışma alanlarının dirençlilik puanları hesaplanmıştır. Erzurum kentinden seçilen kentsel kamusal mekânların matris analizlerine göre Havuzbaşı Kent Meydanı’nın pandemi sürecine karşı dirençsiz olduğu, Yakutiye Meydanı’nın ise pandemi sürecine karşı orta dirençli olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit çerçevesinde dirençsiz olan Havuzbaşı Kent Meydanı’nın yeniden planlanması gerektiği, orta dirençli olan Yakutiye Meydanı’nın ise değiştirilip/dönüştürülmesi gerektiği söylenebilir.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78110902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
By maintaining their current functions or by providing them with new ones and utilizing them, historical and cultural heritage buildings can be transferred to the future. While maintaining the continuity of our historical structures, it is crucial to ensure that the buildings that continue to serve their original purposes adapt to the comfort levels of the time and that the structures that have been given new purposes include the structural arrangements required by the function. Traditional homes are now largely employed for new purposes because they can no longer accommodate changing family dynamics and spatial requirements. This study, whose objective is "to address the benefits of refunctioning and the adverse consequences it may create," has been assessed in relation to Zeynep Onbaşı House, which is situated in the heart of Kula's city and within an urban protected area. The traditional home that is the focus of the study is currently a boutique hotel. In this context, a broad description of Zeynep Onbaşı's house was given before an explanation of the building's architectural elements. Later, the new role assigned to the house was examined after the good and bad aspects of the new function were analyzed. In light of this, it was determined that the refunctioning project, despite having tolerable drawbacks, was largely effective.
{"title":"A Refunctional Traditional Housing; Kula Zeynep Onbaşı House","authors":"Neslihan Yildiz","doi":"10.51664/artium.1214554","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1214554","url":null,"abstract":"By maintaining their current functions or by providing them with new ones and utilizing them, historical and cultural heritage buildings can be transferred to the future. While maintaining the continuity of our historical structures, it is crucial to ensure that the buildings that continue to serve their original purposes adapt to the comfort levels of the time and that the structures that have been given new purposes include the structural arrangements required by the function. Traditional homes are now largely employed for new purposes because they can no longer accommodate changing family dynamics and spatial requirements. This study, whose objective is \"to address the benefits of refunctioning and the adverse consequences it may create,\" has been assessed in relation to Zeynep Onbaşı House, which is situated in the heart of Kula's city and within an urban protected area. The traditional home that is the focus of the study is currently a boutique hotel. In this context, a broad description of Zeynep Onbaşı's house was given before an explanation of the building's architectural elements. Later, the new role assigned to the house was examined after the good and bad aspects of the new function were analyzed. In light of this, it was determined that the refunctioning project, despite having tolerable drawbacks, was largely effective.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"214 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74160610","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu makalede esnek tasarımın önemini, Covid-19 pandemisi sonrasında sürekli yaşanan konutlara dönüşen yazlık konut tasarımları üzerinden vurgulamak ve yazlık konut araştırmalarına katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Çalışmada, kullanıcının değişen istek ve ihtiyaçları ne olursa olsun, konutun bunlara yanıt verme imkanına sahip olabilmesinin ve değişip dönüşebilmesinin ancak esnek tasarımla mümkün olacağı vurgulanmıştır. Bu bağlamda çalışma için seçilen örneklem alanında, dönüşüm geçiren konutlar tespit edilmiş, kullanıcılarıyla yapılan yüz yüze görüşmeler ve anket çalışması doğrultusunda, konutlarındaki dönüşümle ilgili bilgiler elde edilmiştir. Analizlerde iki ayrı yöntem uygulanmıştır; bunlardan ilki, kullanıcının konutunda yaptığı mekânsal değişimlerle ilişkili olan nedenlerin tespit edildiği istatiksel analizlerdir ve SPSS programındaki "Chi Square" testiyle yapılmıştır. Diğeri de değişim sonucu mekânın somut biçimde ifade edilmesini sağlayan mekânsal analizlerdir ve “Space Syntax" (mekânsal dizim) yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre; Covid-19 sonrası emekli olmuş bireyler ile evden çalışan kullanıcılar, yazlıklarını sürekli kullanmaya başlamışlardır. Yazlıkların kullanım süresi ve amacının değişmesi, kullanıcının mekânsal değişimler yapmasına neden olmuş ve bu değişimler genellikle konut büyüklüğünün ve mekân sayısının yetersizliğinden kaynaklanmıştır. Kullanıcının yazlık konutunu kendi ihtiyacına göre değiştirerek uyarlayabilmesi ve konutundan memnun olması ancak esnek mekân çözümlü tasarımla mümkün olmaktadır ve bunun için tasarım aşamasında kullanıcının sürece katılması son derece önemlidir.
{"title":"Esnek Tasarımın Covid -19 Sonrası Kalıcı Konuta Dönüşen Yazlık Konut Tasarımı Üzerindeki Önemi","authors":"Onur Şuta, Sennur Akansel","doi":"10.51664/artium.1193950","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1193950","url":null,"abstract":"Bu makalede esnek tasarımın önemini, Covid-19 pandemisi sonrasında sürekli yaşanan konutlara dönüşen yazlık konut tasarımları üzerinden vurgulamak ve yazlık konut araştırmalarına katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Çalışmada, kullanıcının değişen istek ve ihtiyaçları ne olursa olsun, konutun bunlara yanıt verme imkanına sahip olabilmesinin ve değişip dönüşebilmesinin ancak esnek tasarımla mümkün olacağı vurgulanmıştır. Bu bağlamda çalışma için seçilen örneklem alanında, dönüşüm geçiren konutlar tespit edilmiş, kullanıcılarıyla yapılan yüz yüze görüşmeler ve anket çalışması doğrultusunda, konutlarındaki dönüşümle ilgili bilgiler elde edilmiştir. Analizlerde iki ayrı yöntem uygulanmıştır; bunlardan ilki, kullanıcının konutunda yaptığı mekânsal değişimlerle ilişkili olan nedenlerin tespit edildiği istatiksel analizlerdir ve SPSS programındaki \"Chi Square\" testiyle yapılmıştır. Diğeri de değişim sonucu mekânın somut biçimde ifade edilmesini sağlayan mekânsal analizlerdir ve “Space Syntax\" (mekânsal dizim) yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre; Covid-19 sonrası emekli olmuş bireyler ile evden çalışan kullanıcılar, yazlıklarını sürekli kullanmaya başlamışlardır. Yazlıkların kullanım süresi ve amacının değişmesi, kullanıcının mekânsal değişimler yapmasına neden olmuş ve bu değişimler genellikle konut büyüklüğünün ve mekân sayısının yetersizliğinden kaynaklanmıştır. Kullanıcının yazlık konutunu kendi ihtiyacına göre değiştirerek uyarlayabilmesi ve konutundan memnun olması ancak esnek mekân çözümlü tasarımla mümkün olmaktadır ve bunun için tasarım aşamasında kullanıcının sürece katılması son derece önemlidir.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"39 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88452842","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Arazi kullanımı arazi örtüsü değişimi araştırmaları, kentlere ilişkin karar alma süreçlerinde oldukça etkilidir. Araştırmada, Ankara ilinde 1990, 2012 ve 2018 yılları Coordination of Information on the Environment (CORINE) verisi kullanılarak arazi örtüsünün gelecekteki değişimi öngörülmektedir. Elde edilen veriler, Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Tahmin haritalarının üretilmesinde hücresel özişleme ve Markov zinciri yöntemleri entegre olarak uygulanmış ve 2056 yılı için yapısal alanların büyümesi zamansal-mekânsal olarak modellenmiştir. Uygulanan modelleme yaklaşımının uygunluğu, 2018 yılı için referans ve tahmin haritalarının Kappa istatistiki değeriyle (Klocation: 0,9744) analiz edilmesi yoluyla ispatlanmıştır. 2018-2056 yılları arasındaki alansal değişim, yapay alanlardaki artışa karşılık tarımsal alanlar ile sulak alanlar ve su kütlelerindeki kaybı ortaya koymaktadır. Sonuçlar, arazi örtüsü değişimindeki hızı ve özellikle kentin batı, kuzeybatı ve güneybatı yönlü büyüme baskısını ortaya koymaktadır.
{"title":"Arazi Örtüsü Değişiminin CORINE Verisiyle Modellenmesi: Ankara İlinin Kentsel Büyüme Tahmini","authors":"Öznur Işinkaralar","doi":"10.51664/artium.1196926","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1196926","url":null,"abstract":"Arazi kullanımı arazi örtüsü değişimi araştırmaları, kentlere ilişkin karar alma süreçlerinde oldukça etkilidir. Araştırmada, Ankara ilinde 1990, 2012 ve 2018 yılları Coordination of Information on the Environment (CORINE) verisi kullanılarak arazi örtüsünün gelecekteki değişimi öngörülmektedir. Elde edilen veriler, Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Tahmin haritalarının üretilmesinde hücresel özişleme ve Markov zinciri yöntemleri entegre olarak uygulanmış ve 2056 yılı için yapısal alanların büyümesi zamansal-mekânsal olarak modellenmiştir. Uygulanan modelleme yaklaşımının uygunluğu, 2018 yılı için referans ve tahmin haritalarının Kappa istatistiki değeriyle (Klocation: 0,9744) analiz edilmesi yoluyla ispatlanmıştır. 2018-2056 yılları arasındaki alansal değişim, yapay alanlardaki artışa karşılık tarımsal alanlar ile sulak alanlar ve su kütlelerindeki kaybı ortaya koymaktadır. Sonuçlar, arazi örtüsü değişimindeki hızı ve özellikle kentin batı, kuzeybatı ve güneybatı yönlü büyüme baskısını ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"18 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75321886","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kent kimliği açısından da önem taşıyan kentsel mekân olarak değerlendirilen sokaklar, fiziksel, mekânsal, tarihi, kültürel ve görsel özellikleri ile insanların algılarını etkilemektedir. İnsanların sokağa ilişkin algıları olumsuz yönde olduğunda, sokağın ve kentin anlaşılabilirliği de düşük düzeyde olmaktadır. Dolayısıyla sokak algısı, kentsel müdahaleleri yönlendiren belirleyici bir dinamiktir. Araştırmada, kent kimliği ve kentsel yaşam açısından önemli olan sokakların fiziksel özelliklerinin kentsel mekân zenginliği ve kentsel tasarım çalışmalarındaki önemini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, İstanbul ve Ankara kentlerinden seçilen 20 sokak için mekânsal algı analizi yürütülmüştür. Alanı ziyaret etmiş olan 170 katılımcı ile tanıma testi yöntemi kullanılarak mekânsal algı değerlendirmesi yapılmıştır. Test sonucunda, sokakların tanınmasında etkili olan fiziksel özellikler tespit edilmiştir. Belirlenen 20 sokak içerisinden 13 tanesi tanınırken, 7 tanesi ise kullanıcılar tarafından tanınmamıştır. Sokakların tanınmasına en fazla etki eden nitelik bina cepheleridir. Farkı cephe düzenlemelerine sahip olan sokakların tanınma oranları da yüksek olmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen tüm bulgular değerlendirilerek kentsel mekân algısının artırılmasına yönelik öneriler geliştirilmiştir.
{"title":"Bir Yaşam Sahnesi olarak Sokak Algısının Kullanıcılar Gözünden Okunması: Ankara ve İstanbul Sokaklarından Tespitler","authors":"D. Yilmaz, Sevgi Öztürk, Öznur Işinkaralar","doi":"10.51664/artium.1169765","DOIUrl":"https://doi.org/10.51664/artium.1169765","url":null,"abstract":"Kent kimliği açısından da önem taşıyan kentsel mekân olarak değerlendirilen sokaklar, fiziksel, mekânsal, tarihi, kültürel ve görsel özellikleri ile insanların algılarını etkilemektedir. İnsanların sokağa ilişkin algıları olumsuz yönde olduğunda, sokağın ve kentin anlaşılabilirliği de düşük düzeyde olmaktadır. Dolayısıyla sokak algısı, kentsel müdahaleleri yönlendiren belirleyici bir dinamiktir. Araştırmada, kent kimliği ve kentsel yaşam açısından önemli olan sokakların fiziksel özelliklerinin kentsel mekân zenginliği ve kentsel tasarım çalışmalarındaki önemini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, İstanbul ve Ankara kentlerinden seçilen 20 sokak için mekânsal algı analizi yürütülmüştür. Alanı ziyaret etmiş olan 170 katılımcı ile tanıma testi yöntemi kullanılarak mekânsal algı değerlendirmesi yapılmıştır. Test sonucunda, sokakların tanınmasında etkili olan fiziksel özellikler tespit edilmiştir. Belirlenen 20 sokak içerisinden 13 tanesi tanınırken, 7 tanesi ise kullanıcılar tarafından tanınmamıştır. Sokakların tanınmasına en fazla etki eden nitelik bina cepheleridir. Farkı cephe düzenlemelerine sahip olan sokakların tanınma oranları da yüksek olmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen tüm bulgular değerlendirilerek kentsel mekân algısının artırılmasına yönelik öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":36572,"journal":{"name":"In Monte Artium","volume":"93 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86234742","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}