Çin Halk Cumhuriyeti’nde 1968 yılında “Kırsala Doğru Hareket” adlı kampanya çerçevesinde Çinli gençler, kırsal kesimlere yerleştirilmeye başlanmıştır. Çin Kültür Devrimi sırasında başlatılan bu kampanyada Çin’de eğitimli gençlerin, kırsaldaki insanlarla bütünleşmesi sağlanarak kırsal alanda eğitim seviyesinin arttırılmasına çalışılmıştır. Kampanya kapsamında da Maoizm ideolojisi çerçevesinde gençlerin kırsal kesimlere yerleştirilmesini teşvik eden posterler hazırlanmıştır. Bu posterlerde hem gençlere Maoizm’in benimsetilmesi hem de gençlerin gönül rızasıyla kırsal kesime yerleşmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu posterler üzerinden verilen mesajların ortaya konulması, Çin yönetiminin Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’nda ne tür amaçlarının olduğunun tespit edilmesi açısından önem taşımaktadır. Çalışmada Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’nda kullanılan posterler üzerinden gençlerin kırsala göçünün hangi göstergeler ve mesajlar üzerinden teşvik edildiğinin ve Maoizm’in gençlere ne şekilde benimsetilmeye çalışıldığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda çalışmada Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’ndaki posterler, Louis Hjelmslev’in Gösterge Modeli kullanılarak göstergebilim yöntemi üzerinden incelenmiştir. Çalışmada Başkan Mao’dan Seçme Sözler kitabı üzerinden Çinli gençlere Maoizm’in benimsetilmeye çalışıldığına ve gençlerin kırsala göç etme konusunda istekli olduğu yönünde algının oluşturulmaya çalışıldığına yönelik bulgulara ulaşılmıştır. Bu şekilde çalışmada posterler üzerinden Maoizm benimsetilmesiyle birlikte Çin gençlerinde Mao’nun kişi kültünün de benimsetildiği, aynı zamanda Çinli gençlerin kırsala gitme konusunda istekli sunulmasıyla da Çinli gençler arasında kırsala göçe yönelik güçlü bir motivasyonun oluşturulmaya çalışıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"MAOİZM ÇERÇEVESİNDE KIRSALA DOĞRU HAREKET KAMPANYASI","authors":"Gül Çakı, M. Gazi","doi":"10.53495/e-kiad.1484910","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1484910","url":null,"abstract":"Çin Halk Cumhuriyeti’nde 1968 yılında “Kırsala Doğru Hareket” adlı kampanya çerçevesinde Çinli gençler, kırsal kesimlere yerleştirilmeye başlanmıştır. Çin Kültür Devrimi sırasında başlatılan bu kampanyada Çin’de eğitimli gençlerin, kırsaldaki insanlarla bütünleşmesi sağlanarak kırsal alanda eğitim seviyesinin arttırılmasına çalışılmıştır. Kampanya kapsamında da Maoizm ideolojisi çerçevesinde gençlerin kırsal kesimlere yerleştirilmesini teşvik eden posterler hazırlanmıştır. Bu posterlerde hem gençlere Maoizm’in benimsetilmesi hem de gençlerin gönül rızasıyla kırsal kesime yerleşmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu posterler üzerinden verilen mesajların ortaya konulması, Çin yönetiminin Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’nda ne tür amaçlarının olduğunun tespit edilmesi açısından önem taşımaktadır. Çalışmada Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’nda kullanılan posterler üzerinden gençlerin kırsala göçünün hangi göstergeler ve mesajlar üzerinden teşvik edildiğinin ve Maoizm’in gençlere ne şekilde benimsetilmeye çalışıldığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda çalışmada Kırsala Doğru Hareket Kampanyası’ndaki posterler, Louis Hjelmslev’in Gösterge Modeli kullanılarak göstergebilim yöntemi üzerinden incelenmiştir. Çalışmada Başkan Mao’dan Seçme Sözler kitabı üzerinden Çinli gençlere Maoizm’in benimsetilmeye çalışıldığına ve gençlerin kırsala göç etme konusunda istekli olduğu yönünde algının oluşturulmaya çalışıldığına yönelik bulgulara ulaşılmıştır. Bu şekilde çalışmada posterler üzerinden Maoizm benimsetilmesiyle birlikte Çin gençlerinde Mao’nun kişi kültünün de benimsetildiği, aynı zamanda Çinli gençlerin kırsala gitme konusunda istekli sunulmasıyla da Çinli gençler arasında kırsala göçe yönelik güçlü bir motivasyonun oluşturulmaya çalışıldığı sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"35 18","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141354220","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sosyal medya siyasal iletişimin öne çıkan araçları haline geldikçe bu platformların siyasal katılım için nasıl kullanıldığını anlamak önem taşımaktadır. Özellikle siyasi aktörlerin geleneksel yöntemlerle ulaşılması zor olan genç seçmenler üzerinde kamuoyu oluşturabilme ve nihayetinde gençlerin oy verebilme amacına ulaşmasına olanak sağlayacak sosyal medya araçlarından biri de TikTok’tur. TikTok, son dönemde gençlerin kullandıkları en popüler mecra olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda siyasi aktörlerin seçim kampanyalarında TikTok’u siyasal katılım aracı olarak kullanmaları kaçınılmaz olmuştur. Bu çalışma, siyasi iletişim kampanyalarında adayların siyasal pazarlama çabalarına yönelik TikTok mecrasında nasıl yer aldıklarını belirlemeye yönelik dizayn edilmiştir. Çalışmada 2022 dünya genelinde seçimlerin ön planda olduğu bir yıl olması sebebiyle 30 Ekim Brezilya genel seçimleri ve 25 Eylül İtalya genel seçimlerinde aday olan siyasilerin TikTok kullanımları ele alınmıştır. Amaçlı örneklem yöntemiyle İtalya adaylarından Giorgia Meloni ile Silvio Berlusconi; Brezilya adaylarından ise, Luiz Inácio Lula da Silva ile Jair Bolsonaro araştırmaya örneklem olarak seçilmiştir. İçerik analizi yöntemiyle siyasi adayların mesaj sıklıkları, mesaj içerikleri, sıklıkla kullandıkları hashtagler incelenmiştir. Çalışmada, TikTok’un özellikle Z kuşağına ulaşmada güçlü bir mecra olduğu tespit edilerek siyasi aktörlerin TikTok’un doğasına uygun hareket etme çabaları mesaj stratejilerine de yansımış, özellikle mizah odaklı siyasi paylaşımların tercih edildiği belirlenmiştir. Seçim kampanyalarının önemli bir aracı olan mitinglerle ilgili paylaşımların genç seçmenleri siyasal katılıma teşvik etme amaçlı daha çok tercih edildiği tespit edilmiştir. Ancak her ne kadar adaylar TikTok’u siyasi ifade platformu olarak kullansalar da mecranın sunduğu fırsatlardan tam olarak faydalanamadıkları görülmektedir.
{"title":"SİYASAL İLETİŞİMİN YENİ MECRASI:TİKTOK 2022 İTALYA VE BREZİLYA SEÇİMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA","authors":"Nursel Tokgöz, Yasemin KESKİN YILMAZ","doi":"10.53495/e-kiad.1460358","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1460358","url":null,"abstract":"Sosyal medya siyasal iletişimin öne çıkan araçları haline geldikçe bu platformların siyasal katılım için nasıl kullanıldığını anlamak önem taşımaktadır. Özellikle siyasi aktörlerin geleneksel yöntemlerle ulaşılması zor olan genç seçmenler üzerinde kamuoyu oluşturabilme ve nihayetinde gençlerin oy verebilme amacına ulaşmasına olanak sağlayacak sosyal medya araçlarından biri de TikTok’tur. TikTok, son dönemde gençlerin kullandıkları en popüler mecra olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda siyasi aktörlerin seçim kampanyalarında TikTok’u siyasal katılım aracı olarak kullanmaları kaçınılmaz olmuştur. Bu çalışma, siyasi iletişim kampanyalarında adayların siyasal pazarlama çabalarına yönelik TikTok mecrasında nasıl yer aldıklarını belirlemeye yönelik dizayn edilmiştir. Çalışmada 2022 dünya genelinde seçimlerin ön planda olduğu bir yıl olması sebebiyle 30 Ekim Brezilya genel seçimleri ve 25 Eylül İtalya genel seçimlerinde aday olan siyasilerin TikTok kullanımları ele alınmıştır. Amaçlı örneklem yöntemiyle İtalya adaylarından Giorgia Meloni ile Silvio Berlusconi; Brezilya adaylarından ise, Luiz Inácio Lula da Silva ile Jair Bolsonaro araştırmaya örneklem olarak seçilmiştir. İçerik analizi yöntemiyle siyasi adayların mesaj sıklıkları, mesaj içerikleri, sıklıkla kullandıkları hashtagler incelenmiştir. Çalışmada, TikTok’un özellikle Z kuşağına ulaşmada güçlü bir mecra olduğu tespit edilerek siyasi aktörlerin TikTok’un doğasına uygun hareket etme çabaları mesaj stratejilerine de yansımış, özellikle mizah odaklı siyasi paylaşımların tercih edildiği belirlenmiştir. Seçim kampanyalarının önemli bir aracı olan mitinglerle ilgili paylaşımların genç seçmenleri siyasal katılıma teşvik etme amaçlı daha çok tercih edildiği tespit edilmiştir. Ancak her ne kadar adaylar TikTok’u siyasi ifade platformu olarak kullansalar da mecranın sunduğu fırsatlardan tam olarak faydalanamadıkları görülmektedir.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"2 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141266171","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yazılı basında içerik ve görsel bağlamda özgün, hedeflenen okuyucu kitlesine hitap eden mizanpajlar gerçekleştirmek ancak belirli temel mizanpaj unsurlarının uygulanması ile gerçekleşebilmektedir. Okur, gazetelerin özellikle içerik ve estetik açıdan dengeli, bütünlük arz eden bir yapıda olmasından etkilenmekte, biçim ve içerik ile kendisine hitap edilmesini beklemektedir. Gazete sayfalarının belirli mizanpaj unsurları dikkate alınarak hazırlanan metin ve görsellerin tasarlanması ile okurların beklentilerine karşılık alabilecekleri, karmaşıklık taşımayan, doğru ve çekici tasarımlar yansıtan mizanpajlar ortaya çıkabilmektedir. Bu makale, mizanpajın, belirli unsurlar dahilinde etkin bir biçimde kullanımının gazetelerin okunurluk ve yayın hayatını doğrudan etkilemesi nedeni ile gerçekleştirilmiştir. Makalede; gazetelerde temel mizanpaj unsurları bağlamında hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği ve belirli noktaların hangi düzeyde uygulandığının ortaya çıkarılması amaçlamaktadır. Makalenin literatür kısmında masüstü yayıncılık kavramının açıklaması ve temel mizanpaj unsurları yer almaktadır. Araştırma betimsel analiz yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bu analiz mizanpaj unsurları bağlamında çeşitli okuyucu kitlelerine hitap eden kitle gazeteleri ve fikir gazeteleri örneğinde Hürriyet ve Milliyet, Türkiye ve Yeni Şafak, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin 1-7 Mart 2024 tarihleri arasındaki yayınlarının ilk sayfalarının incelenmesini kapsamaktadır. Makalenin araştırma kısmında örneklemde yer alan gazetelerde mizanpajın etkin kullanımı bağlamında mizanpajın temel unsurlarının uygulanması incelenmiş ve makalenin son bölümünde yer alan bulgu ve sonuç bölümünde detaylı olarak açıklanmıştır.
{"title":"TÜRK YAZILI BASININ TEMEL MİZANPAJ UNSURLARI BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ (KİTLE GAZETELERİ VE FİKİR GAZETELERİ ÖRNEĞİNDE)","authors":"Ebru Çitil","doi":"10.53495/e-kiad.1463184","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1463184","url":null,"abstract":"Yazılı basında içerik ve görsel bağlamda özgün, hedeflenen okuyucu kitlesine hitap eden mizanpajlar gerçekleştirmek ancak belirli temel mizanpaj unsurlarının uygulanması ile gerçekleşebilmektedir. Okur, gazetelerin özellikle içerik ve estetik açıdan dengeli, bütünlük arz eden bir yapıda olmasından etkilenmekte, biçim ve içerik ile kendisine hitap edilmesini beklemektedir. Gazete sayfalarının belirli mizanpaj unsurları dikkate alınarak hazırlanan metin ve görsellerin tasarlanması ile okurların beklentilerine karşılık alabilecekleri, karmaşıklık taşımayan, doğru ve çekici tasarımlar yansıtan mizanpajlar ortaya çıkabilmektedir. Bu makale, mizanpajın, belirli unsurlar dahilinde etkin bir biçimde kullanımının gazetelerin okunurluk ve yayın hayatını doğrudan etkilemesi nedeni ile gerçekleştirilmiştir. Makalede; gazetelerde temel mizanpaj unsurları bağlamında hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği ve belirli noktaların hangi düzeyde uygulandığının ortaya çıkarılması amaçlamaktadır. Makalenin literatür kısmında masüstü yayıncılık kavramının açıklaması ve temel mizanpaj unsurları yer almaktadır. Araştırma betimsel analiz yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Bu analiz mizanpaj unsurları bağlamında çeşitli okuyucu kitlelerine hitap eden kitle gazeteleri ve fikir gazeteleri örneğinde Hürriyet ve Milliyet, Türkiye ve Yeni Şafak, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin 1-7 Mart 2024 tarihleri arasındaki yayınlarının ilk sayfalarının incelenmesini kapsamaktadır. Makalenin araştırma kısmında örneklemde yer alan gazetelerde mizanpajın etkin kullanımı bağlamında mizanpajın temel unsurlarının uygulanması incelenmiş ve makalenin son bölümünde yer alan bulgu ve sonuç bölümünde detaylı olarak açıklanmıştır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"120 13","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"141272133","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Siyasal iletişim bağlamında propaganda teknik ve araçları tarihin her döneminde kullanılmış, iletişim araçlarındaki gelişimler ile birlikte 19. yüzyıldan günümüze kadar siyasal alanda etkin bir rol almıştır. Siyasi aktörler, iktidara gelmek ve mutlak gücü ele geçirmek amacıyla propaganda faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Türk siyasal hayatı incelendiğinde sistematik ve bilinçli siyasal propaganda olgusu 1908 yılında karşımıza çıkmaktadır. Türk siyasal yaşamında önemli bir yeri olan “İttihat ve Terakkî” propaganda bağlamında önemli bir rol oynamıştır. Çalışmada, İkinci Meşrutiyet’in ilanı olan 1908 yılından, İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin iktidara geldiği yıllar ele alınarak, 1 Kasım 1918 tarihinde Cemiyet’in kendini feshettiği döneme kadar olan süreçte kullanılan propaganda teknik ve araçları üzerinden incelemeler gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma, nitel araştırma yöntemi ile hazırlanarak araştırmada kullanılan propaganda ürünleri ikincil kaynak taraması ile elde edilmiştir. Bu dönemde üretilen siyasal propaganda örneklerinden seçilen gazete ve dergiler, kartpostallar, karikatürler, afişler, madalyalar, nizamnameler, siyasal parti görselleri, marşlar, edebiyat eserleri ve sinema filmleri incelenerek “İttihat ve Terakkî” hâkimiyetindeki söz konusu siyasal dönemdeki propaganda süreçleri hakkında değerlendirmeler yapılmıştır.
{"title":"İKİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANINDAN SONRA İTTİHAT VE TERAKKİ PROPAGANDASI ÜZERİNE İNCELEMELER","authors":"Aytaç Burak Dereli̇","doi":"10.53495/e-kiad.1307256","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1307256","url":null,"abstract":"Siyasal iletişim bağlamında propaganda teknik ve araçları tarihin her döneminde kullanılmış, iletişim araçlarındaki gelişimler ile birlikte 19. yüzyıldan günümüze kadar siyasal alanda etkin bir rol almıştır. Siyasi aktörler, iktidara gelmek ve mutlak gücü ele geçirmek amacıyla propaganda faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Türk siyasal hayatı incelendiğinde sistematik ve bilinçli siyasal propaganda olgusu 1908 yılında karşımıza çıkmaktadır. Türk siyasal yaşamında önemli bir yeri olan “İttihat ve Terakkî” propaganda bağlamında önemli bir rol oynamıştır. Çalışmada, İkinci Meşrutiyet’in ilanı olan 1908 yılından, İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin iktidara geldiği yıllar ele alınarak, 1 Kasım 1918 tarihinde Cemiyet’in kendini feshettiği döneme kadar olan süreçte kullanılan propaganda teknik ve araçları üzerinden incelemeler gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma, nitel araştırma yöntemi ile hazırlanarak araştırmada kullanılan propaganda ürünleri ikincil kaynak taraması ile elde edilmiştir. Bu dönemde üretilen siyasal propaganda örneklerinden seçilen gazete ve dergiler, kartpostallar, karikatürler, afişler, madalyalar, nizamnameler, siyasal parti görselleri, marşlar, edebiyat eserleri ve sinema filmleri incelenerek “İttihat ve Terakkî” hâkimiyetindeki söz konusu siyasal dönemdeki propaganda süreçleri hakkında değerlendirmeler yapılmıştır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"15 36","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139156330","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye, son yıllarda dış siyasal alanda yaşanan gelişmeleri takip etmekte ve öne çıkmak adına ulus markalama yaklaşımlarına önem vermektedir. Türkiye’nin dış siyasal alanda tanıtılmasına yönelik gerçekleştirdiği markalama çalışmaları arasında Go Türkiye kampanyası önemlidir. Bu yüzden çalışmada Go Türkiye kampanyasını ulus markalama bağlamında analiz etmek hedeflenmektedir. Go Türkiye kampanyasının stratejik iletişim yönlü faaliyetlerini ortaya çıkarma motivasyonundan hareketle bu çalışmada web site incelemesi ve 2020 Ocak-2022 Aralık tarihleri arasındaki sosyal medya hesaplarındaki tüm gönderiler örnek olay tarama modeli ile analiz edilmiştir. Veriler analiz edildiğinde, web site incelemesinde sürdürülebilirlik başlıklarının ön plana çıkarıldığı görülmüştür. Sosyal medya hesapları analiz edildiğinde ise aktif olarak kullanıldığı ve farklı dil seçenekleri ile hedef kitle ile etkileşim sağlandığı sonucu elde edilmiştir. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarında yabancı dildeki içerikler daha fazla etkileşim almıştır. Özellikle kampanyada marka şehir ve yer markalama bağlamında İstanbul’un öne çıkarılması adına İstanbul hashtag’lerine sıkça yer verilmiştir. Ünlü kullanımına çok fazla yer verilmediği kampanyada özellikle müzik ve duygusal çekicilik stratejisi ile Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklere yapılan vurgular da ön plandadır.
{"title":"TÜRKİYE’NİN ULUS MARKALAMA YAKLAŞIMINDA GO TÜRKİYE KAMPANYASININ BETİMSEL ANALİZ İLE İNCELENMESİ","authors":"Dilek PALTUN AYDIN, A. Akgün","doi":"10.53495/e-kiad.1369010","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1369010","url":null,"abstract":"Türkiye, son yıllarda dış siyasal alanda yaşanan gelişmeleri takip etmekte ve öne çıkmak adına ulus markalama yaklaşımlarına önem vermektedir. Türkiye’nin dış siyasal alanda tanıtılmasına yönelik gerçekleştirdiği markalama çalışmaları arasında Go Türkiye kampanyası önemlidir. Bu yüzden çalışmada Go Türkiye kampanyasını ulus markalama bağlamında analiz etmek hedeflenmektedir. Go Türkiye kampanyasının stratejik iletişim yönlü faaliyetlerini ortaya çıkarma motivasyonundan hareketle bu çalışmada web site incelemesi ve 2020 Ocak-2022 Aralık tarihleri arasındaki sosyal medya hesaplarındaki tüm gönderiler örnek olay tarama modeli ile analiz edilmiştir. Veriler analiz edildiğinde, web site incelemesinde sürdürülebilirlik başlıklarının ön plana çıkarıldığı görülmüştür. Sosyal medya hesapları analiz edildiğinde ise aktif olarak kullanıldığı ve farklı dil seçenekleri ile hedef kitle ile etkileşim sağlandığı sonucu elde edilmiştir. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarında yabancı dildeki içerikler daha fazla etkileşim almıştır. Özellikle kampanyada marka şehir ve yer markalama bağlamında İstanbul’un öne çıkarılması adına İstanbul hashtag’lerine sıkça yer verilmiştir. Ünlü kullanımına çok fazla yer verilmediği kampanyada özellikle müzik ve duygusal çekicilik stratejisi ile Türkiye’nin tarihi ve doğal güzelliklere yapılan vurgular da ön plandadır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"21 s1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139158100","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Korku, şüphesiz tüm canlıların temel hislerinden biridir. Dolayısıyla bireyin yaşamının muhtelif dönemlerinde sıra dışı bu duygularla karşılaşması mümkündür. İnsan yaşamına dair pek çok his ve duygunun sinema ve televizyon dizilerine konu edinildiği veya odağa alındığı gibi izleyiciler tarafından değer atfedilen ‘korku’ temasının da etkin bir yere sahip olduğu söylenebilir. Bu bağlamda Türkiye’de özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren Türk korku filmlerinde de kayda değer bir artışın olduğu gözlemlenmektedir. Egzotik veya gizemli olana duyulan ilgi esas alındığında Türk korku sinemasının da bu temel parametreler üzerine oturtulduğu söylenebilir. Özellikle teolojik temaya dayalı üretilen Türk korku filmlerinde; inanışlar, teolojik ve kültürel kodlar ile korku ögelerinin bir arada ve karma bir biçimde aktarılmaya çalışılarak izleyicide ilgi uyandırılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Araştırmanın amacı; son zamanlarda gösterime giren seriyal korku filmlerinde yer alan teolojik ikonların göstergebilimsel analizini gerçekleştirebilmektir. Çalışmada Türk korku filmlerinde yer alan ikonların kültür ve kutsal kitap arasındaki korelasyonunu saptamak amacıyla iki yerli film örneklem olarak seçilmiştir. Bu bağlamda 2013 yılında gösterime giren ‘Dabbe 4’ ve 2019 yılında gösterime giren ‘Siccin 6’ filmleri göstergebilimsel yöntem ile analiz edilmeye ve Türk seriyal korku filmlerindeki teolojik ikonlar açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Yapılan analizler sonucunda teolojik ikonların kültürden bağımsız olmadığı, kültürden yararlandığı görülmüştür. Dikkat çeken diğer bir husus ise filmlerde yer alan kadın karakterlerin hem kötülüğün temsili hem de kötülüğe maruz kalan şeklinde sunulmasıdır.
{"title":"SERİYAL KORKU FİLMLERİNDEKİ TEOLOJİK İKONLARIN GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ: ‘SİCCİN 6’ VE ‘DABBE 4’ FİLMLERİ ÖRNEKLERİ İLE","authors":"Harun Furkan Yağbasan, K. Yildirim","doi":"10.53495/e-kiad.1370472","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1370472","url":null,"abstract":"Korku, şüphesiz tüm canlıların temel hislerinden biridir. Dolayısıyla bireyin yaşamının muhtelif dönemlerinde sıra dışı bu duygularla karşılaşması mümkündür. İnsan yaşamına dair pek çok his ve duygunun sinema ve televizyon dizilerine konu edinildiği veya odağa alındığı gibi izleyiciler tarafından değer atfedilen ‘korku’ temasının da etkin bir yere sahip olduğu söylenebilir. Bu bağlamda Türkiye’de özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren Türk korku filmlerinde de kayda değer bir artışın olduğu gözlemlenmektedir. Egzotik veya gizemli olana duyulan ilgi esas alındığında Türk korku sinemasının da bu temel parametreler üzerine oturtulduğu söylenebilir. Özellikle teolojik temaya dayalı üretilen Türk korku filmlerinde; inanışlar, teolojik ve kültürel kodlar ile korku ögelerinin bir arada ve karma bir biçimde aktarılmaya çalışılarak izleyicide ilgi uyandırılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Araştırmanın amacı; son zamanlarda gösterime giren seriyal korku filmlerinde yer alan teolojik ikonların göstergebilimsel analizini gerçekleştirebilmektir. Çalışmada Türk korku filmlerinde yer alan ikonların kültür ve kutsal kitap arasındaki korelasyonunu saptamak amacıyla iki yerli film örneklem olarak seçilmiştir. Bu bağlamda 2013 yılında gösterime giren ‘Dabbe 4’ ve 2019 yılında gösterime giren ‘Siccin 6’ filmleri göstergebilimsel yöntem ile analiz edilmeye ve Türk seriyal korku filmlerindeki teolojik ikonlar açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Yapılan analizler sonucunda teolojik ikonların kültürden bağımsız olmadığı, kültürden yararlandığı görülmüştür. Dikkat çeken diğer bir husus ise filmlerde yer alan kadın karakterlerin hem kötülüğün temsili hem de kötülüğe maruz kalan şeklinde sunulmasıdır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"37 32","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139171074","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışmasında 2016-2023 yılları arasında ödül kazanan 539 TV Reklamı incelenmiş ve öyküleyici unsurlar taşıyan 73 TV reklamına içerik analizi uygulanarak ana mesaj stratejileri ve alt mesaj stratejileri belirlenmiştir. Çalışmada yer alan literatürün ilk kısmında reklamlarda kullanılan ana mesaj stratejileri ayrıntılı bir şekilde irdelenmiş ve bütün yönleriyle yansıtılmaya çalışılmıştır. Literatürün son kısmında ise son yıllarda birçok çalışmaya konu olan reklamda hikaye anlatımına ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Araştırmanın yöntem kısmında nicel içerik analizi kullanılmıştır. Bu bağlamda ilk olarak öyküleyici reklamların belirlenme sürecinde Chang’ın (2012) öyküleyici reklamlara yönelik belirlediği beş unsur, ardından ana mesaj stratejileri ve alt mesaj stratejileri belirlenme sürecinde ise Laskey vd. (1989) tarafından geliştirilen ana mesaj stratejisi tipolojileri (bilgisel ve dönüşümsel) kodlama ölçeği olarak kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre öyküleyici unsurlar taşıyan TV reklamlarında dönüşümsel ana mesaj stratejisi %53, bilgisel ana mesaj stratejisi ise %47 oranında kullanılmıştır. Alt mesaj stratejilerinde, bilgisel eksende öncü üstünlük %85,2 (N=29) ile en çok tercih edilirken, dönüşümsel eksende ise %61,5 (N=24) ile en fazla tercih edilen alt mesaj stratejisi kullanıcı imajı olmuştur. Araştırmanın sonuçları Türkiye’de ve yurt dışında yapılmış diğer araştırmaların sonuçları ile karşılaştırılmış ve aradaki farklar ortaya konmuştur.
{"title":"Öykünün Stratejisi: Öyküleyici Reklamların Mesaj Stratejileri","authors":"Murat Topal, Ebru Topal","doi":"10.53495/e-kiad.1375569","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1375569","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışmasında 2016-2023 yılları arasında ödül kazanan 539 TV Reklamı incelenmiş ve öyküleyici unsurlar taşıyan 73 TV reklamına içerik analizi uygulanarak ana mesaj stratejileri ve alt mesaj stratejileri belirlenmiştir. Çalışmada yer alan literatürün ilk kısmında reklamlarda kullanılan ana mesaj stratejileri ayrıntılı bir şekilde irdelenmiş ve bütün yönleriyle yansıtılmaya çalışılmıştır. Literatürün son kısmında ise son yıllarda birçok çalışmaya konu olan reklamda hikaye anlatımına ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Araştırmanın yöntem kısmında nicel içerik analizi kullanılmıştır. Bu bağlamda ilk olarak öyküleyici reklamların belirlenme sürecinde Chang’ın (2012) öyküleyici reklamlara yönelik belirlediği beş unsur, ardından ana mesaj stratejileri ve alt mesaj stratejileri belirlenme sürecinde ise Laskey vd. (1989) tarafından geliştirilen ana mesaj stratejisi tipolojileri (bilgisel ve dönüşümsel) kodlama ölçeği olarak kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre öyküleyici unsurlar taşıyan TV reklamlarında dönüşümsel ana mesaj stratejisi %53, bilgisel ana mesaj stratejisi ise %47 oranında kullanılmıştır. Alt mesaj stratejilerinde, bilgisel eksende öncü üstünlük %85,2 (N=29) ile en çok tercih edilirken, dönüşümsel eksende ise %61,5 (N=24) ile en fazla tercih edilen alt mesaj stratejisi kullanıcı imajı olmuştur. Araştırmanın sonuçları Türkiye’de ve yurt dışında yapılmış diğer araştırmaların sonuçları ile karşılaştırılmış ve aradaki farklar ortaya konmuştur.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"63 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"138626307","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Marka uzmanı Van Dyck, sektörde başarılı olmak için en iyi uygulama kılavuzunu oluşturmak amacıyla reklamcılık hakkındaki en son düşünceleri sindirilebilir bir kurallar listesi halinde sentezlediği kitabında 21. yüzyılda reklamcılık için önemli bir rehber sunuyor. Dijital teknolojinin dönüştürdüğü reklam dünyasında, mevcut ve aday reklamcıların başarılı / işe yarayan reklamlar yaratmak için bilmesi gerekenleri ortaya koyuyor. Günümüzde reklam profesyonellerini etkileyen bazı temel konuları ele alan kitap, özellikle reklamverenlerin giderek güçlenen tüketicilerle küresel ve yerel ölçekte çoklu kanallarda nasıl etkileşim kurabileceklerine odaklanıyor. Önemli global markaların Effie ödüllü kampanyalarının örnek olay incelemeleriyle desteklenen kitapta, okuyuculara modern reklamcılığın değişen gereksinimlerini karşılamaları ve sürekli değerini kanıtlayan heyecan verici kampanyalar tasarlamaları için içgörü ve uzmanlık sağlıyor. “Bu çağda etkili reklam nasıl yapılır?” sorusunun peşine düşen yazar reklamın pazarlama iletişimindeki yeni yerine açıklık getirirken okuyucularına da farklı bir perspektif sunuyor. Reklamcılığın dijital çağda var olma savaşına ve yeni tüketiciye ulaşabilmek için geçirdiği dönüşüme güncel örneklerle değinilen kitapta “20. yüzyıl reklamcılığı öldü, 21. yüzyıl reklamcılığının ise hayatına devam edebilmesi için kendisini yeniden yaratması gerekmekte” mottosu ile dijital çağın kuralları yeniden yazılıyor.
{"title":"“ADVERTISING TRANSFORMED: THE NEW RULES FOR THE DIGITAL AGE” KİTABI ÜZERİNE BİR İNCELEME","authors":"Gülten Adali","doi":"10.53495/e-kiad.1368663","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1368663","url":null,"abstract":"Marka uzmanı Van Dyck, sektörde başarılı olmak için en iyi uygulama kılavuzunu oluşturmak amacıyla reklamcılık hakkındaki en son düşünceleri sindirilebilir bir kurallar listesi halinde sentezlediği kitabında 21. yüzyılda reklamcılık için önemli bir rehber sunuyor. Dijital teknolojinin dönüştürdüğü reklam dünyasında, mevcut ve aday reklamcıların başarılı / işe yarayan reklamlar yaratmak için bilmesi gerekenleri ortaya koyuyor. Günümüzde reklam profesyonellerini etkileyen bazı temel konuları ele alan kitap, özellikle reklamverenlerin giderek güçlenen tüketicilerle küresel ve yerel ölçekte çoklu kanallarda nasıl etkileşim kurabileceklerine odaklanıyor. Önemli global markaların Effie ödüllü kampanyalarının örnek olay incelemeleriyle desteklenen kitapta, okuyuculara modern reklamcılığın değişen gereksinimlerini karşılamaları ve sürekli değerini kanıtlayan heyecan verici kampanyalar tasarlamaları için içgörü ve uzmanlık sağlıyor. “Bu çağda etkili reklam nasıl yapılır?” sorusunun peşine düşen yazar reklamın pazarlama iletişimindeki yeni yerine açıklık getirirken okuyucularına da farklı bir perspektif sunuyor. Reklamcılığın dijital çağda var olma savaşına ve yeni tüketiciye ulaşabilmek için geçirdiği dönüşüme güncel örneklerle değinilen kitapta “20. yüzyıl reklamcılığı öldü, 21. yüzyıl reklamcılığının ise hayatına devam edebilmesi için kendisini yeniden yaratması gerekmekte” mottosu ile dijital çağın kuralları yeniden yazılıyor.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"6 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139286576","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son yıllarda yapay zekâ yardımı ile yeni halkla ilişkiler, reklam ve gazetecilik araçları ortaya çıkmış ve yapay zekâ iletişim alanındaki bu meslekleri değiştirmeye ve dönüştürmeye başlamıştır. Ne var ki ilgili alana yönelik yapılan bir inceleme, yapay zekânın iletişimle ilgili meslekleri sektörel anlamda nasıl değiştirdiğini ortaya koyan ve alandaki mevcut bilimsel alan yazını değerlendiren çalışmaların yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu eksiklikten hareketle, bu çalışmada (1)yapay zekânın iletişim alanındaki mesleklerde nasıl kullanıldığı güncel örneklerle ortaya koymak, ardından (2) alan yazın taraması yöntemiyle, iletişim bilim dalının yapay zekâ ile olan etkileşiminin bilimsel literatürde nasıl ele alındığını tespit etmek ve değerlendirmek amaçlanmıştır. Derleme ve alan yazın taraması yönteminden faydalanılan bu araştırmanın sonuçları, iletişim alanındaki mesleklerde yapay zekâya dayalı sektörel gelişmelerin, ilgili bilimsel alan yazının önüne geçtiğini göstermekte ve bu alandaki bilimsel eser ihtiyacına işaret etmektedir.
{"title":"İLETİŞİM ALANINDAKİ MESLEKLERDE YAPAY ZEKÂ UYGULAMALARI: MEVCUT DURUM ANALİZİ VE ALAN YAZIN TARAMASI","authors":"Nazlı Koç, Cigdem Basfi̇ri̇nci̇","doi":"10.53495/e-kiad.1265999","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1265999","url":null,"abstract":"Son yıllarda yapay zekâ yardımı ile yeni halkla ilişkiler, reklam ve gazetecilik araçları ortaya çıkmış ve yapay zekâ iletişim alanındaki bu meslekleri değiştirmeye ve dönüştürmeye başlamıştır. Ne var ki ilgili alana yönelik yapılan bir inceleme, yapay zekânın iletişimle ilgili meslekleri sektörel anlamda nasıl değiştirdiğini ortaya koyan ve alandaki mevcut bilimsel alan yazını değerlendiren çalışmaların yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu eksiklikten hareketle, bu çalışmada (1)yapay zekânın iletişim alanındaki mesleklerde nasıl kullanıldığı güncel örneklerle ortaya koymak, ardından (2) alan yazın taraması yöntemiyle, iletişim bilim dalının yapay zekâ ile olan etkileşiminin bilimsel literatürde nasıl ele alındığını tespit etmek ve değerlendirmek amaçlanmıştır. Derleme ve alan yazın taraması yönteminden faydalanılan bu araştırmanın sonuçları, iletişim alanındaki mesleklerde yapay zekâya dayalı sektörel gelişmelerin, ilgili bilimsel alan yazının önüne geçtiğini göstermekte ve bu alandaki bilimsel eser ihtiyacına işaret etmektedir.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126550373","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İnternet, sosyal medya ve dijital araçlarla birlikte insanların talep ettiğinin ötesinde maruz kaldığı enformasyon yoğunluğu, günümüz haber tüketme davranışlarında önemli değişikliklere neden olmuştur. Yaşadığı çevrede ve dünyada olup bitenlerden haberdar olmak isteyen haber tüketicileri, geleneksel ve yeni medyadaki kaynak ve araçların hızlı artışı, sosyal medya uygulamalarının algoritmalarının da etkisiyle özellikle kriz dönemlerinde yoğun bir enformasyona maruz kalmaktadır. Bilgi ve haber ekosistemindeki bu sorunun psikolojik olarak yorgunluk, yılgınlık, tükenmişlik, çaresizlik gibi sorunlara yol açtığı ve insanların haber tüketmekten kaçınarak kendisini korumaya çalıştığı son dönemde sıklıkla tartışılmakta ve araştırmalara konu olmaktadır. Bu çalışmada, enformasyon yoğunluğu ve sosyal medya kullanıcılarının haberden kaçınma davranışlarının nedenleri araştırılmıştır. Türkiye’de farklı demografik özelliklere sahip 419 sosyal medya kullanıcısıyla yapılan saha araştırması sonucunda, katılımcıların büyük bölümümün her gün ya da günde birkaç kez haber takip ettiği, karşılaştığı olumsuz konularla ilgili haberlerin kendilerini yorduğu ancak haberden kaçınma davranışının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Haberden kaçınma nedenleri arasında ilk sırada yalan haberlerle karşılaşmama isteği görülürken, sürekli aynı konularda haberlerle karşılaşmak, haberlerin olumsuz konularla ilgili olması ve COVID-19 döneminin oluşturduğu yorgunluğun da haberden kaçınma davranışında önemli etkenler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"SOSYAL MEDYADA ENFORMASYON YOĞUNLUĞU VE HABERDEN KAÇINMA DAVRANIŞLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA","authors":"Selman Selim Akyüz, Gönül Akpinar","doi":"10.53495/e-kiad.1277367","DOIUrl":"https://doi.org/10.53495/e-kiad.1277367","url":null,"abstract":"İnternet, sosyal medya ve dijital araçlarla birlikte insanların talep ettiğinin ötesinde maruz kaldığı enformasyon yoğunluğu, günümüz haber tüketme davranışlarında önemli değişikliklere neden olmuştur. Yaşadığı çevrede ve dünyada olup bitenlerden haberdar olmak isteyen haber tüketicileri, geleneksel ve yeni medyadaki kaynak ve araçların hızlı artışı, sosyal medya uygulamalarının algoritmalarının da etkisiyle özellikle kriz dönemlerinde yoğun bir enformasyona maruz kalmaktadır. Bilgi ve haber ekosistemindeki bu sorunun psikolojik olarak yorgunluk, yılgınlık, tükenmişlik, çaresizlik gibi sorunlara yol açtığı ve insanların haber tüketmekten kaçınarak kendisini korumaya çalıştığı son dönemde sıklıkla tartışılmakta ve araştırmalara konu olmaktadır. \u0000Bu çalışmada, enformasyon yoğunluğu ve sosyal medya kullanıcılarının haberden kaçınma davranışlarının nedenleri araştırılmıştır. Türkiye’de farklı demografik özelliklere sahip 419 sosyal medya kullanıcısıyla yapılan saha araştırması sonucunda, katılımcıların büyük bölümümün her gün ya da günde birkaç kez haber takip ettiği, karşılaştığı olumsuz konularla ilgili haberlerin kendilerini yorduğu ancak haberden kaçınma davranışının orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Haberden kaçınma nedenleri arasında ilk sırada yalan haberlerle karşılaşmama isteği görülürken, sürekli aynı konularda haberlerle karşılaşmak, haberlerin olumsuz konularla ilgili olması ve COVID-19 döneminin oluşturduğu yorgunluğun da haberden kaçınma davranışında önemli etkenler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":369147,"journal":{"name":"Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116666628","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}