Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.84
Mahmut Burak Atasever
Felsefe tarihinin ilgi alanı içinde henüz yeterince yer kaplamayan iki araştırma alanını, teknoloji ve Antroposen kavramlarını ele alan bu çalışma, dünyanın teknolojiyle birlikte nasıl evrimleşmekte olduğunu medya teknolojileri ve spesifik olarak da internet özelinde analiz etmektedir. Çağımızın tıbbi, ekonomik, politik, kültürel ve anlamla ilgili krizlerinin, Antroposen Çağı özelinde artık tüm gezegenin krizi olması sebebiyle, başta fenomenolojik gelenek, akabinde post-fenomenolojik felsefe ve Stiegler felsefelerinin araçlarıyla gerçekleştirilen bu çalışma, Antroposen’in krizinin sebep ve sonuçlarını araştırmaktadır. Krizin merkezinde konumlanan teknik nesneyle ilişkimiz etraflıca incelenmiştir. Sonuç itibariyle, bir farmakon olarak teknolojinin mevzubahis kaçınılmaz çift yönlü etkisinin, etik-politik bir düzlemde keşfedilebilecek pozitif iyileştirici reçeteleri ortaya koyulmuştur.
{"title":"New Media Technologies as Pharmacon","authors":"Mahmut Burak Atasever","doi":"10.47613/reflektif.2022.84","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.84","url":null,"abstract":"Felsefe tarihinin ilgi alanı içinde henüz yeterince yer kaplamayan iki araştırma alanını, teknoloji ve Antroposen kavramlarını ele alan bu çalışma, dünyanın teknolojiyle birlikte nasıl evrimleşmekte olduğunu medya teknolojileri ve spesifik olarak da internet özelinde analiz etmektedir. Çağımızın tıbbi, ekonomik, politik, kültürel ve anlamla ilgili krizlerinin, Antroposen Çağı özelinde artık tüm gezegenin krizi olması sebebiyle, başta fenomenolojik gelenek, akabinde post-fenomenolojik felsefe ve Stiegler felsefelerinin araçlarıyla gerçekleştirilen bu çalışma, Antroposen’in krizinin sebep ve sonuçlarını araştırmaktadır. Krizin merkezinde konumlanan teknik nesneyle ilişkimiz etraflıca incelenmiştir. Sonuç itibariyle, bir farmakon olarak teknolojinin mevzubahis kaçınılmaz çift yönlü etkisinin, etik-politik bir düzlemde keşfedilebilecek pozitif iyileştirici reçeteleri ortaya koyulmuştur.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"70 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114612886","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.87
Başak Akkan
Son 20-30 yıl içerisinde feminist yazında bakım kavramını ele alan çalışmaların sayısı arttı. Ancak bakım kavramı farklı boyutlarıyla tartışabilecek, karmaşık bir kavram olma özelliğini koruyor. Son dönemde, eşitlik mücadelelerinin, ihtimam toplumu tahayyüllerinin ve toplumsal dayanışma ilişkilerinin biçimlerini belirleyen bir kavram olarak da bakım, günlük yaşamımızda daha fazla telaffuz edilir hale geldi. Bakım kavramının bugün sosyal bilimlerde bu kadar üzerinde durulan bir kavram olması da, bakımın toplumsal eşitsizlikleri ortaya koyduğu kadar, iyi toplum tahayyülleri için de ışık tutucu bir kavram olması. Bu makale, bakım kavramını politik bir kavram olarak ele alıyor, feminist yazına dayanan bir yaklaşım ile bakım kavramını farklı boyutları ile tartışarak, ihtimam toplumu tahayyüllerimizde bakım kavramının ve bakım etiğinin toplumsal bir arada olma ve dayanışma ilişkilerimizi düzenleyici rolü üzerinde duruyor. Makale, salgın ile birlikte dünyanın gündemine oturan bakım tartışmalarını kuramsal bir çerçeve sunarak bakım siyasetinin kamusal alandaki yerini bir kez daha tartışmaya açıyor.
{"title":"Politik Bir Kavram Olarak Bakım ve İhtimam Toplumu","authors":"Başak Akkan","doi":"10.47613/reflektif.2022.87","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.87","url":null,"abstract":"Son 20-30 yıl içerisinde feminist yazında bakım kavramını ele alan çalışmaların sayısı arttı. Ancak bakım kavramı farklı boyutlarıyla tartışabilecek, karmaşık bir kavram olma özelliğini koruyor. Son dönemde, eşitlik mücadelelerinin, ihtimam toplumu tahayyüllerinin ve toplumsal dayanışma ilişkilerinin biçimlerini belirleyen bir kavram olarak da bakım, günlük yaşamımızda daha fazla telaffuz edilir hale geldi. Bakım kavramının bugün sosyal bilimlerde bu kadar üzerinde durulan bir kavram olması da, bakımın toplumsal eşitsizlikleri ortaya koyduğu kadar, iyi toplum tahayyülleri için de ışık tutucu bir kavram olması. Bu makale, bakım kavramını politik bir kavram olarak ele alıyor, feminist yazına dayanan bir yaklaşım ile bakım kavramını farklı boyutları ile tartışarak, ihtimam toplumu tahayyüllerimizde bakım kavramının ve bakım etiğinin toplumsal bir arada olma ve dayanışma ilişkilerimizi düzenleyici rolü üzerinde duruyor. Makale, salgın ile birlikte dünyanın gündemine oturan bakım tartışmalarını kuramsal bir çerçeve sunarak bakım siyasetinin kamusal alandaki yerini bir kez daha tartışmaya açıyor.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125972207","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.80
Boğaç Berkmen
Sanayi Devrimi’nden sonraki dönemi ifade eden Antroposen, biyosferin evriminde önemli bir (f)aktör hâline gelen insanın etkilerinin yoğunlaştığı, zehir vasfıyla ortaya çıkan evreyi temsil eder. Antroposen, modern teknolojinin sanayileşme yoluyla gerçekleşen dünya üzerindeki egemenliğinden kaynaklanır ve ekolojik, psişik, sosyal, ekonomik ve özellikle de noetik seviyelerde bir entropi üreterek kendi gelişiminin sorgulamasını engeller. Bilginin bütün formları, Antroposen’de âdeta sınanır. Bu, yoğun bir entropi artışıyla ortaya çıkan bir proleterleşmedir. Bilgi ile başlayan kayıp, yaşamların yalnızca hayatta kalmak üzerine kurulu olması nedeniyle arzuya, tekilliğe ve geleceğe-yönelimlere kadar sirayet eder. Bernard Stiegler’e göre noetik varlık olarak insan, geçmişe-yönelimlerin içerildiği geleceğe-yönelimleri dışsallaştırarak bireyleşir. Antroposen, arzunun içine düştüğü bu krizden beslenir. Yaşamın arzudan azade yapısında geleceğe yönelimlerin hiçlik ile dolu olması, bireyleşmenin de yitimi anlamına gelir. Olumsuzlukla ve krizlerle dolu olan Antroposen’den çıkmak, onun ötesine geçmek, sınırlarda düşünmeyi gerektirir.
{"title":"(Neg)Antroposen ve Yaşamın Noetik Vasfı: Bernard Stiegler'in Antroposen Eleştirisi","authors":"Boğaç Berkmen","doi":"10.47613/reflektif.2022.80","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.80","url":null,"abstract":"Sanayi Devrimi’nden sonraki dönemi ifade eden Antroposen, biyosferin evriminde önemli bir (f)aktör hâline gelen insanın etkilerinin yoğunlaştığı, zehir vasfıyla ortaya çıkan evreyi temsil eder. Antroposen, modern teknolojinin sanayileşme yoluyla gerçekleşen dünya üzerindeki egemenliğinden kaynaklanır ve ekolojik, psişik, sosyal, ekonomik ve özellikle de noetik seviyelerde bir entropi üreterek kendi gelişiminin sorgulamasını engeller. Bilginin bütün formları, Antroposen’de âdeta sınanır. Bu, yoğun bir entropi artışıyla ortaya çıkan bir proleterleşmedir. Bilgi ile başlayan kayıp, yaşamların yalnızca hayatta kalmak üzerine kurulu olması nedeniyle arzuya, tekilliğe ve geleceğe-yönelimlere kadar sirayet eder. Bernard Stiegler’e göre noetik varlık olarak insan, geçmişe-yönelimlerin içerildiği geleceğe-yönelimleri dışsallaştırarak bireyleşir. Antroposen, arzunun içine düştüğü bu krizden beslenir. Yaşamın arzudan azade yapısında geleceğe yönelimlerin hiçlik ile dolu olması, bireyleşmenin de yitimi anlamına gelir. Olumsuzlukla ve krizlerle dolu olan Antroposen’den çıkmak, onun ötesine geçmek, sınırlarda düşünmeyi gerektirir.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126384638","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.79
Oğuzcan Sever
İnsanın doğa üzerindeki dönüştürücü gücüne işaret eden antroposen çağında geri döndürülemez bir tahribata doğru yol aldığımız aşikardır. İnsanın jeolojik bir aktör olduğu bu çağda doğa üzerinde kurulan insan-merkezci tahakküm pratiklerinin tartışılmaya açıl-ması gereklilik halini almıştır. Bu makalenin amacı da günümüz krizinin temelinde yatan düşünme biçimlerine eleştirel yaklaşmak ve onları sorunsallaştırmaktır. Bu amaçla çalışmamızda Batı Felsefe geleneğinin iki önemli uğrağı olan Antik Yunan ve Modern-Kartezyen düşünce incelenecektir. Böylelikle Batı metafiziğinin doğa, madde ve diğer kavramsallaştırmaları çeşitli karşılaştırmalarla tartışmaya açılacaktır. Bu eleştirel yaklaşım yeni bir ontolojinin inşasını ve yeryüzünü içine alacak bir etiğin geliştirilmesini amaçlar. Böylece in-sanı ayrıcalıklı ev sahibi olarak tanımlamak yerine türler arası dayanışmada bir halka olarak niteleyecek yeni bir kavrayışın imkanları aranacaktır.
{"title":"Antroposen Krizinde Batı Bilgeliğini Düşünmek","authors":"Oğuzcan Sever","doi":"10.47613/reflektif.2022.79","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.79","url":null,"abstract":"İnsanın doğa üzerindeki dönüştürücü gücüne işaret eden antroposen çağında geri döndürülemez bir tahribata doğru yol aldığımız aşikardır. İnsanın jeolojik bir aktör olduğu bu çağda doğa üzerinde kurulan insan-merkezci tahakküm pratiklerinin tartışılmaya açıl-ması gereklilik halini almıştır. Bu makalenin amacı da günümüz krizinin temelinde yatan düşünme biçimlerine eleştirel yaklaşmak ve onları sorunsallaştırmaktır. Bu amaçla çalışmamızda Batı Felsefe geleneğinin iki önemli uğrağı olan Antik Yunan ve Modern-Kartezyen düşünce incelenecektir. Böylelikle Batı metafiziğinin doğa, madde ve diğer kavramsallaştırmaları çeşitli karşılaştırmalarla tartışmaya açılacaktır. Bu eleştirel yaklaşım yeni bir ontolojinin inşasını ve yeryüzünü içine alacak bir etiğin geliştirilmesini amaçlar. Böylece in-sanı ayrıcalıklı ev sahibi olarak tanımlamak yerine türler arası dayanışmada bir halka olarak niteleyecek yeni bir kavrayışın imkanları aranacaktır.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"102 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128971573","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.85
O. Aslan
Bu çalışmada Yaşar Kemal metinleri ekoeleştirel yöntemle ele alınarak, uluslararası alanda hâkim olan iklim değişikliği söylemiyle eleştirel teorinin sunduğu argümanlar arasındaki karşıtlıklar incelenmiştir. Çalışmanın çerçevesi içerisinde buradaki karşıtlıkların okunması için iki başlıktan yararlanılmıştır. Bunlardan ilki İnsan-doğa ilişkisi, diğeri ise eko-adalet/eko-eşitlik kavramları üzerinden yapılan yerellik-evrensellik tartışmasıdır. Bu analizden hareketle literatürde Yaşar Kemal üzerinden yapılan ekoeleştirel okumalara eleştirel teoriye dayanan bir yaklaşım getirilerek bu yöntemin siyasal alandaki rolü vurgulanmıştır. Deniz Küstü, Teneke, Yanan Ormanlarda Elli Gün, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Kuşlar da Gitti, İnce Memed gibi metinler üzerinden yapılan okumalarda Yaşar Kemal edebiyatının eleştirel teoriye yakın bir ekoloji ve çevre anlayışı geliştirdiğinin altı çizilmiştir.
本研究采用生态批评方法分析了亚沙尔-凯末尔的文本,并研究了国际舞台上占主导地位的气候变化话语与批评理论所提出的论点之间的对比。在研究框架内,使用了两个标题来解读这些对比。第一个标题是人与自然的关系,另一个标题是通过生态公正/生态平等的概念讨论地方性与普遍性。在此分析基础上,以批判理论为基础的方法被引入到亚沙尔-凯末尔的生态批判解读文献中,并强调了这种方法在政治领域的作用。分析强调,通过对《Deniz Kust》、《Teneke》、《燃烧森林中的五十天》、《Demirciler Çarşısı Cinayeteti》、《Kuşlar da Gitti》、《İnce Memed》等文本的解读,亚沙尔-凯末尔的文学发展了对生态和环境的理解,接近批判理论。
{"title":"Ekoeleştirel Perspektiften İklim Krizini Yeniden Okumak: Yaşar Kemal Edebiyatında Yer Alan İnsan-Doğa İkiliğinin Güncel İklim Anlatısındaki Yeri","authors":"O. Aslan","doi":"10.47613/reflektif.2022.85","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.85","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Yaşar Kemal metinleri ekoeleştirel yöntemle ele alınarak, uluslararası alanda hâkim olan iklim değişikliği söylemiyle eleştirel teorinin sunduğu argümanlar arasındaki karşıtlıklar incelenmiştir. Çalışmanın çerçevesi içerisinde buradaki karşıtlıkların okunması için iki başlıktan yararlanılmıştır. Bunlardan ilki İnsan-doğa ilişkisi, diğeri ise eko-adalet/eko-eşitlik kavramları üzerinden yapılan yerellik-evrensellik tartışmasıdır. Bu analizden hareketle literatürde Yaşar Kemal üzerinden yapılan ekoeleştirel okumalara eleştirel teoriye dayanan bir yaklaşım getirilerek bu yöntemin siyasal alandaki rolü vurgulanmıştır. Deniz Küstü, Teneke, Yanan Ormanlarda Elli Gün, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Kuşlar da Gitti, İnce Memed gibi metinler üzerinden yapılan okumalarda Yaşar Kemal edebiyatının eleştirel teoriye yakın bir ekoloji ve çevre anlayışı geliştirdiğinin altı çizilmiştir.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"111 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132063176","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-30DOI: 10.47613/reflektif.2022.83
Lewis Johnson
Bu makale, geçtiğimiz çeyrek yüzyıldır Türkiye’nin çeşitli coğrafyalarını katederek ve ötesine geçerek video işleri üreten sanatçıların, özellikle hayvansal yaşam formlarını konu alan çalışmalarını ele almaktadır. Ayşe Erkmen, Hale Tenger, Şener Özmen, Erkan Özgen, Ali M. Demirel, İnci Eviner, Aykan Safoğlu ve Mehmet Ali Boran gibi usta ve yeni nesil sanatçıların işleri, küresel ısınma ve agrokim-yasal tarımın özellikle bioçeşitlilikte sebep oldukları ekolojik hasar ve felaket sorunsalları ışığında incelenmektedir. Makale, Ulusal Eylem Planı’nın yavaş ilerleyişi ve Türkiye’nin bioçeşitliliğin korunması konusundaki zayıf performansı ile ilişkide düşünüldüğünde bu işlerin yaratıcılığını ve gücünü hayvan çalışmaları alanında ihtiyaç duyulan, tarihsel ve kültürel farklara dair yerinde bir kavrayış ve etnografik konulara gösterilen özenden aldığını iddia etmektedir. İddiasını alanın önemli kuramcılarından Donna Haraway ve Cary Wolfe’un yazılarında bu konuda karşımıza çıkan bir tür tutuklukla ilişkide ortaya koyan makale, söz konusu video çalışmalarında hayvansal yaşamın görünüş ve atıflarını ve bunların kültürel ve biyolojik çeşitlilik konularıyla ilişkisini anlamada etnografik konuların önemine dikkat çekmektedir.
这篇文章探讨了过去四分之一世纪以来一直在土耳其不同地域创作录像作品的艺术家们的作品,尤其关注动物的生命形式。文章根据全球变暖和农用化学品合法农业造成的生态破坏和灾难问题,尤其是对生物多样性的影响,分析了艾谢-埃克曼(Ayşe Erkmen)、黑尔-滕格尔(Hale Tenger)、谢纳-厄兹门(Şener Özmen)、埃尔坎-厄兹根(Erkan Özgen)、阿里-德米雷尔(Ali M. Demirel)、伊恩西-埃维纳(İnci Eviner)、艾坎-萨福格鲁(Aykan Safoğlu)和穆罕默德-阿里-博兰(Mehmet Ali Boran)等资深和新兴艺术家的作品。针对国家行动计划进展缓慢和土耳其在生物多样性保护方面表现不佳的问题,文章认为,这些作品的创造性和力量来自于对历史和文化差异的正确理解以及对人种学问题的关注,而这些正是动物研究领域所需要的。文章针对我们在该领域的重要理论家唐娜-哈拉维(Donna Haraway)和凯里-沃尔夫(Cary Wolfe)的著作中遇到的一种惰性提出了自己的主张,并提请人们注意人种学问题在理解这些视频作品中动物生命的出现和引用及其与文化和生物多样性问题的关系方面的重要性。
{"title":"Questions of Diversity: Animal Life in Video Art from Turkey","authors":"Lewis Johnson","doi":"10.47613/reflektif.2022.83","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.83","url":null,"abstract":"Bu makale, geçtiğimiz çeyrek yüzyıldır Türkiye’nin çeşitli coğrafyalarını katederek ve ötesine geçerek video işleri üreten sanatçıların, özellikle hayvansal yaşam formlarını konu alan çalışmalarını ele almaktadır. Ayşe Erkmen, Hale Tenger, Şener Özmen, Erkan Özgen, Ali M. Demirel, İnci Eviner, Aykan Safoğlu ve Mehmet Ali Boran gibi usta ve yeni nesil sanatçıların işleri, küresel ısınma ve agrokim-yasal tarımın özellikle bioçeşitlilikte sebep oldukları ekolojik hasar ve felaket sorunsalları ışığında incelenmektedir. Makale, Ulusal Eylem Planı’nın yavaş ilerleyişi ve Türkiye’nin bioçeşitliliğin korunması konusundaki zayıf performansı ile ilişkide düşünüldüğünde bu işlerin yaratıcılığını ve gücünü hayvan çalışmaları alanında ihtiyaç duyulan, tarihsel ve kültürel farklara dair yerinde bir kavrayış ve etnografik konulara gösterilen özenden aldığını iddia etmektedir. İddiasını alanın önemli kuramcılarından Donna Haraway ve Cary Wolfe’un yazılarında bu konuda karşımıza çıkan bir tür tutuklukla ilişkide ortaya koyan makale, söz konusu video çalışmalarında hayvansal yaşamın görünüş ve atıflarını ve bunların kültürel ve biyolojik çeşitlilik konularıyla ilişkisini anlamada etnografik konuların önemine dikkat çekmektedir.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"71 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127382891","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.47613/reflektif.2022.69
Sander Oosterom
Son yıllarda çağdaş sanatta kurgusal stratejilerde bir artış görülmektedir. Genellikle “parafiction” olarak adlandırılan bu sanat eserleri, gerçek hayattaki varlıklar olarak algılanan ve işlev gören hayalî kişiler ve olaylardan oluşan bir kurgu sunar. Çağdaş sanatın önde gelen temsilcilerinden biri olan Lübnanlı sanatçı Walid Raad, bilginin inşasında çeşitli medyaların epistemolojik istikrarsızlığını sorgulamak için uzun süredir kurgusal stratejilere yönelmektedir. “Tarafsız” medyanın katıldığı söylemsel çerçevelere özellikle dikkat çeken sanatının amacı, hakikati yapıbozuma uğratmak değil, yerelleştirmektir. Bu makalede, gerçek ile kurgu arasındaki ayrımı bilinçli olarak bulanıklaştırarak, Raad’ın sanatının hakikat sonrası dönemin estetik ve epistemolojik yapısını yansıttığını savunuyorum. Aynı zamanda, onun çalışmasında kurgunun epistemolojik rolünün bir değerlendirmesini sunuyor ve gerçek-sonrası bir dünyada paraficti-on’ın politik önemini araştırıyorum.
{"title":"Walid Raad: The Art of Fiction in a Post-Truth World","authors":"Sander Oosterom","doi":"10.47613/reflektif.2022.69","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.69","url":null,"abstract":"Son yıllarda çağdaş sanatta kurgusal stratejilerde bir artış görülmektedir. Genellikle “parafiction” olarak adlandırılan bu sanat eserleri, gerçek hayattaki varlıklar olarak algılanan ve işlev gören hayalî kişiler ve olaylardan oluşan bir kurgu sunar. Çağdaş sanatın önde gelen temsilcilerinden biri olan Lübnanlı sanatçı Walid Raad, bilginin inşasında çeşitli medyaların epistemolojik istikrarsızlığını sorgulamak için uzun süredir kurgusal stratejilere yönelmektedir. “Tarafsız” medyanın katıldığı söylemsel çerçevelere özellikle dikkat çeken sanatının amacı, hakikati yapıbozuma uğratmak değil, yerelleştirmektir. Bu makalede, gerçek ile kurgu arasındaki ayrımı bilinçli olarak bulanıklaştırarak, Raad’ın sanatının hakikat sonrası dönemin estetik ve epistemolojik yapısını yansıttığını savunuyorum. Aynı zamanda, onun çalışmasında kurgunun epistemolojik rolünün bir değerlendirmesini sunuyor ve gerçek-sonrası bir dünyada paraficti-on’ın politik önemini araştırıyorum.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121544972","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.47613/reflektif.2022.72
Gülden Özkan
Covid-19 virüsüne karşı aşı çalışmaları eşi görülmemiş bir hızla yürütülmüş ve geliştirilen aşılar salgının başlangıcından bir yıl sonra uygulanmaya başlanmıştır. Buna karşın aşı isteksizliği ve kararsızlığı da hızla yayılmaktadır. Dijital çağda hem aşı karşıtı hareket tarafından üretilen ve yayılan yanlış bilgilerin merkez üssünün hem de sağlıkla ilgili bilgi arayışında ilk başvuru noktasının sosyal ağlar olması; aşı kararsızlığı yaşayan bireylerin aşı karşıtı söylemlerden etkilenme olasılığını artırmaktadır. Aşı karşıtlığını besleyen gerekçeleri anlamak bu durum ile mücadelenin başlangıç noktasıdır. Bu çalışma; Türkiye’de çocuklara Covid-19 aşısı yapılmasına karşı olan ebeveynlerin gerekçelerini keşfetmek amacıyla yürütülmüştür. Covid-19 aşısının çocuklara uygulanma ihtimali ile birlikte Twitter sosyal paylaşım platformunda çeşitli etiketler etrafında öbeklenen aşı karşıtı ebeveynlerin paylaşımları kayıt altına alınmış, toplanan 10 bin 732 tweet içinden 1292 tweet seçilerek tematik analiz yöntemi ile irdelenmiştir. Bulgular; hastalık merkezli gerekçeler, aşı merkezli gerekçeler, din merkezli gerekçeler, güven merkezli gerekçeler, milliyetçilik merkezli gerekçeler, çocuk merkezli gerekçeler ve hak merkezli gerekçeler olmak üzere aşılara yedi temel gerekçe ile karşı çıkıldığını göstermiştir. Aşı ile ilgili bilimsel bilgi arayışı içinde olan ebeveynlerin aşı karşıtlığından ziyade aşı kararsızlığı içinde olduğu saptanmıştır. Çalışmanın bulgularının aşı reddine ilişin gerekçelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak aşı karşıtlığı ile mücadelenin gücünü artıracağı, pandeminin küresel ve yerel kontrolünü kolaylaştıracağı düşünülmektedir.
{"title":"Twitter Kullanan Ebeveynlerde Covid-19 Aşı Karşıtlığı: Tematik Bir Analiz","authors":"Gülden Özkan","doi":"10.47613/reflektif.2022.72","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.72","url":null,"abstract":"Covid-19 virüsüne karşı aşı çalışmaları eşi görülmemiş bir hızla yürütülmüş ve geliştirilen aşılar salgının başlangıcından bir yıl sonra uygulanmaya başlanmıştır. Buna karşın aşı isteksizliği ve kararsızlığı da hızla yayılmaktadır. Dijital çağda hem aşı karşıtı hareket tarafından üretilen ve yayılan yanlış bilgilerin merkez üssünün hem de sağlıkla ilgili bilgi arayışında ilk başvuru noktasının sosyal ağlar olması; aşı kararsızlığı yaşayan bireylerin aşı karşıtı söylemlerden etkilenme olasılığını artırmaktadır. Aşı karşıtlığını besleyen gerekçeleri anlamak bu durum ile mücadelenin başlangıç noktasıdır. Bu çalışma; Türkiye’de çocuklara Covid-19 aşısı yapılmasına karşı olan ebeveynlerin gerekçelerini keşfetmek amacıyla yürütülmüştür. Covid-19 aşısının çocuklara uygulanma ihtimali ile birlikte Twitter sosyal paylaşım platformunda çeşitli etiketler etrafında öbeklenen aşı karşıtı ebeveynlerin paylaşımları kayıt altına alınmış, toplanan 10 bin 732 tweet içinden 1292 tweet seçilerek tematik analiz yöntemi ile irdelenmiştir. Bulgular; hastalık merkezli gerekçeler, aşı merkezli gerekçeler, din merkezli gerekçeler, güven merkezli gerekçeler, milliyetçilik merkezli gerekçeler, çocuk merkezli gerekçeler ve hak merkezli gerekçeler olmak üzere aşılara yedi temel gerekçe ile karşı çıkıldığını göstermiştir. Aşı ile ilgili bilimsel bilgi arayışı içinde olan ebeveynlerin aşı karşıtlığından ziyade aşı kararsızlığı içinde olduğu saptanmıştır. Çalışmanın bulgularının aşı reddine ilişin gerekçelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak aşı karşıtlığı ile mücadelenin gücünü artıracağı, pandeminin küresel ve yerel kontrolünü kolaylaştıracağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"214 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123298032","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.47613/reflektif.2022.73
Suncem Koçer
Dezenformasyon/mezenformasyon, ya da Türkçe kullanımdaki yaygın karşılığıyla yanlış bilgi, küresel bir mesele. Dolayısıyla, yanlış bilgiye karşı dayanıklılık ve direnç küresel olarak örgütlenmeli. Ancak konu yerelden bağımsız ele alındıkça ve önleyici faaliyetler yerel semantiği kapsayarak üretilmedikçe sorun büyüyerek devam edecek. Burada yereli kapsamak, medya kullanıcılarını toplumsal aktörler olarak merkeze alıp yanlış bilginin onların gündelik yaşantılarındaki hem çevrimiçi hem çevrimdışı rolünü anlamakla mümkün olur. Burada güven kavramı ele alınması gereken önemli bir belirleyen olarak karşımızda duruyor.
{"title":"Bir İnsan ve Toplum Problemi Olarak Yanlış Bilgi","authors":"Suncem Koçer","doi":"10.47613/reflektif.2022.73","DOIUrl":"https://doi.org/10.47613/reflektif.2022.73","url":null,"abstract":"Dezenformasyon/mezenformasyon, ya da Türkçe kullanımdaki yaygın karşılığıyla yanlış bilgi, küresel bir mesele. Dolayısıyla, yanlış bilgiye karşı dayanıklılık ve direnç küresel olarak örgütlenmeli. Ancak konu yerelden bağımsız ele alındıkça ve önleyici faaliyetler yerel semantiği kapsayarak üretilmedikçe sorun büyüyerek devam edecek. Burada yereli kapsamak, medya kullanıcılarını toplumsal aktörler olarak merkeze alıp yanlış bilginin onların gündelik yaşantılarındaki hem çevrimiçi hem çevrimdışı rolünü anlamakla mümkün olur. Burada güven kavramı ele alınması gereken önemli bir belirleyen olarak karşımızda duruyor.","PeriodicalId":423034,"journal":{"name":"Istanbul Bilgi University","volume":"65 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116597369","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}