Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.998368
Sehernaz Güvenbaş
Mangal Dağı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Türk sol cephesinde münferit bir halde bulunmasının yanında, muharebe meydanına hâkim ve muharebenin yaklaşmasıyla birlikte, Türk asıl muharebe hattına alınan önemli bir noktaydı. 23 Ağustos 1921 tarihinde yaşanan ilk gün muharebeleri sonrası, bu önemli nokta Yunan kuvvetlerine bırakılmak zorunda kalındı. Çalışmada Mangal Dağı Muharebesi ayrıntılarıyla ele alınmış, bu önemli ve hâkim noktanın neden elden çıktığına dair, belgelere dayalı olarak tespit edilen bilgiler aktarılmaya çalışılmıştır. Mangal Dağı’nın sükûtu sonrası yaşanan soruşturma süreci ve bu sürecin neden ve sonuçları üzerine değerlendirmede bulunulmuştur.
{"title":"MANGAL DAĞI MUHAREBESİ (23-24 AĞUSTOS 1921)","authors":"Sehernaz Güvenbaş","doi":"10.46953/askeritarih.998368","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.998368","url":null,"abstract":"Mangal Dağı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Türk sol cephesinde münferit bir halde bulunmasının yanında, muharebe meydanına hâkim ve muharebenin yaklaşmasıyla birlikte, Türk asıl muharebe hattına alınan önemli bir noktaydı. 23 Ağustos 1921 tarihinde yaşanan ilk gün muharebeleri sonrası, bu önemli nokta Yunan kuvvetlerine bırakılmak zorunda kalındı. \u0000 Çalışmada Mangal Dağı Muharebesi ayrıntılarıyla ele alınmış, bu önemli ve hâkim noktanın neden elden çıktığına dair, belgelere dayalı olarak tespit edilen bilgiler aktarılmaya çalışılmıştır. Mangal Dağı’nın sükûtu sonrası yaşanan soruşturma süreci ve bu sürecin neden ve sonuçları üzerine değerlendirmede bulunulmuştur.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122098710","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1012981
Erol Evcin
Türk İstiklâl Savaşı sırasında İstanbul’dan Anadolu’ya geçen subaylar hiç şüphe yok ki Türk ordusuna önemli katkılar sağlamıştır. Bu çalışma münasebetiyle, Türk İstiklâl Savaşı’nın önemli bir safhasında 21 Haziran 1921 tarihinde İstanbul’dan İtalyan bandıralı bir vapur ile ayrılarak İnebolu’ya çıkan ve buradan Kastamonu-Çankırı-Ankara-Eskişehir yoluyla Batı Cephesi’ne intikal eden Burhaneddin (Işıl) adındaki bir subayın askerî faaliyetleri konu alınmıştır. Burhaneddin Bey, Birinci Dünya Savaşı neticesinde yaşadığı esaret hayatı nedeniyle 1921’de İstanbul’a dönebilmiş, bu nedenle Türk istiklâl Savaşı’na iştiraki biraz gecikmiştir. Türk İstiklâl Savaşı’nda 1. Süvari Tümeni 14. Alay 2. Bölük Takım Komutanı olarak görev yapmış, 4. Kolordu Süvari Bölüğü’nde hizmet etmiş ve Kütahya-Eskişehir ve Sakarya Muharebeleri ile Büyük Taarruz’a katılmıştır. Bu süreçte ayrıca cepheye asker, cephane ve teçhizat nakli hizmetlerinde de bulunmuştur. Burhaneddin Bey’in çalışmamızda temel aldığımız günlüğü 11 Haziran 1921-31 Aralık 1921 tarihleri arasındaki süreci kapsamaktadır. Söz konusu günlük vesilesiyle; kendisinin askerî faaliyetlerinin yanı sıra Türk İstiklâl Savaşı döneminde İstanbul Hükümeti ile bağlarını kopararak TBMM’nin emrine girmek üzere Anadolu’ya geçen askerlere, bu geçişler sırasında karşılaşılan zorluklara, Ankara Hükümeti’nin Anadolu’ya intikalleri güvenli bir şekilde sağlayabilmek hususunda aldığı tedbirlere, Batı Cephesi’ne yapılan askerî sevkiyata, cephedeki çarpışmalara, halkın ve askerlerin moral durumuna ilişkin önemli bilgilere de ulaşmak mümkün olmaktadır. Batı Cephesi’nde cereyan eden olaylara temas eden bu çalışma vesilesiyle Türk İstiklâl Savaşı’nın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak amaçlanmıştır.
{"title":"TEĞMEN BURHANEDDİN (IŞIL) EFENDİ’NİN GÜNLÜĞÜNDEN TÜRK İSTİKLÂL SAVAŞI’NDA BATI CEPHESİ ASKERÎ FAALİYETLERİNE BAKIŞ (11 HAZİRAN 1921-31 ARALIK 1921)","authors":"Erol Evcin","doi":"10.46953/askeritarih.1012981","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1012981","url":null,"abstract":"Türk İstiklâl Savaşı sırasında İstanbul’dan Anadolu’ya geçen subaylar hiç şüphe yok ki Türk ordusuna önemli katkılar sağlamıştır. Bu çalışma münasebetiyle, Türk İstiklâl Savaşı’nın önemli bir safhasında 21 Haziran 1921 tarihinde İstanbul’dan İtalyan bandıralı bir vapur ile ayrılarak İnebolu’ya çıkan ve buradan Kastamonu-Çankırı-Ankara-Eskişehir yoluyla Batı Cephesi’ne intikal eden Burhaneddin (Işıl) adındaki bir subayın askerî faaliyetleri konu alınmıştır. Burhaneddin Bey, Birinci Dünya Savaşı neticesinde yaşadığı esaret hayatı nedeniyle 1921’de İstanbul’a dönebilmiş, bu nedenle Türk istiklâl Savaşı’na iştiraki biraz gecikmiştir. Türk İstiklâl Savaşı’nda 1. Süvari Tümeni 14. Alay 2. Bölük Takım Komutanı olarak görev yapmış, 4. Kolordu Süvari Bölüğü’nde hizmet etmiş ve Kütahya-Eskişehir ve Sakarya Muharebeleri ile Büyük Taarruz’a katılmıştır. Bu süreçte ayrıca cepheye asker, cephane ve teçhizat nakli hizmetlerinde de bulunmuştur. \u0000Burhaneddin Bey’in çalışmamızda temel aldığımız günlüğü 11 Haziran 1921-31 Aralık 1921 tarihleri arasındaki süreci kapsamaktadır. Söz konusu günlük vesilesiyle; kendisinin askerî faaliyetlerinin yanı sıra Türk İstiklâl Savaşı döneminde İstanbul Hükümeti ile bağlarını kopararak TBMM’nin emrine girmek üzere Anadolu’ya geçen askerlere, bu geçişler sırasında karşılaşılan zorluklara, Ankara Hükümeti’nin Anadolu’ya intikalleri güvenli bir şekilde sağlayabilmek hususunda aldığı tedbirlere, Batı Cephesi’ne yapılan askerî sevkiyata, cephedeki çarpışmalara, halkın ve askerlerin moral durumuna ilişkin önemli bilgilere de ulaşmak mümkün olmaktadır. Batı Cephesi’nde cereyan eden olaylara temas eden bu çalışma vesilesiyle Türk İstiklâl Savaşı’nın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak amaçlanmıştır.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128067234","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1052820
Bahadır Emre Küçükkalay
Bu makale, dünya tarihindeki ilk emperyalistler arası savaş olan ve Cannae Savaşı’nın ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri nedenlerini inceleyerek savaşta izlenen stratejinin analizini yapmak amacıyla kaleme alınmıştır. Çalışmanın temel soruları, Cannae Savaşı’nın arka planında yatan ekonomik nedenler nelerdir ve bu savaşta izlenen ve dünya tarihine miras kalan ve çekiç-örs taktiği olarak bilinen askeri savaş stratejisi nasıl uygulanmıştır şeklinde formüle edilebilir. Söz konusu amaca ulaşmak ve çalışmanın temel sorularını çözümlemek için Cannae Savaşı’nın arka planında yatan ekonomik nedenler ve bu savaşta izlenen savaş stratejisi incelenecek ve savaşın nedenleri ile stratejisinin sonraki yüzyıllardaki etkilerinin neler olduğu tespit edilecektir. Elde edilmesi umulan muhtemel sonuçlar, Cannae Savaşı’nın birçok nedeni olmasına rağmen ekonomik olanların en başta geldikleri ve Hannibal’in bu savaştaki taktiğinin pek çok savaşın taktiğini etkilediğidir.
{"title":"CANNAE MUHAREBESİ’NİN EKONOMİK NEDENLERİ VE TAKTİKSEL YÖNLERİ ÜZERİNE","authors":"Bahadır Emre Küçükkalay","doi":"10.46953/askeritarih.1052820","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1052820","url":null,"abstract":"Bu makale, dünya tarihindeki ilk emperyalistler arası savaş olan ve Cannae Savaşı’nın ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri nedenlerini inceleyerek savaşta izlenen stratejinin analizini yapmak amacıyla kaleme alınmıştır. Çalışmanın temel soruları, Cannae Savaşı’nın arka planında yatan ekonomik nedenler nelerdir ve bu savaşta izlenen ve dünya tarihine miras kalan ve çekiç-örs taktiği olarak bilinen askeri savaş stratejisi nasıl uygulanmıştır şeklinde formüle edilebilir. Söz konusu amaca ulaşmak ve çalışmanın temel sorularını çözümlemek için Cannae Savaşı’nın arka planında yatan ekonomik nedenler ve bu savaşta izlenen savaş stratejisi incelenecek ve savaşın nedenleri ile stratejisinin sonraki yüzyıllardaki etkilerinin neler olduğu tespit edilecektir. Elde edilmesi umulan muhtemel sonuçlar, Cannae Savaşı’nın birçok nedeni olmasına rağmen ekonomik olanların en başta geldikleri ve Hannibal’in bu savaştaki taktiğinin pek çok savaşın taktiğini etkilediğidir.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"86 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125446761","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.998295
Mesut Güvenbaş
Sakarya Meydan Muharebesi yüzyıllar boyunca yaşanan Türk’ün toprak kaybetmesine “dur” diyen, Türk’ün yeniden doğuşunun temelinin atıldığı ve döneminin harp sanatını değiştiren önemli bir muharebedir. Bu muharebeyle ilgili birincil kaynak, muharebeye katılan kişilerin ifadeleri ve hatıratların iyi analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Sakarya Meydan Muharebesine katılan Yunan General Ksenofontas Stratigos tarafından kaleme alınan Fransızca rapor (1921) Türk Genelkurmay Başkanlığınca çevirisi yapılarak “Sakarya Muhârebâtı” adıyla 1923 yılında Ankara’da basılmıştır. Osmanlı Türkçesi olarak basılan eser Sakarya Meydan Muharebesine katılan Türk subayları tarafından aynı yıl içerisinde değerlendirilmiştir. Araştırmada, Stratigos tarafından kaleme alınan bu eser; MSB Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Arşivinden tespit edilen Türk subaylarının değerlendirmeleri, harp belgeleri ve ikincil kaynaklar ışığında karşılaştırmalı olarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Eserin, Yunan çekiliş ve yenilgisini belirli bir mantık çerçevesinde başarı olarak göstermeye çalıştığı, duygusal olarak kaleme alındığı, objektif olmadığı ile Yunan ordusunun hata ve başarısızlıklarını aklamaya çalıştığı tespiti yapılmıştır. Eserde, Türk ordusu ve halkı hakkında gerçekle ilgisi olmayan iddialara yer verildiği, Yunan ordusunca Anadolu halkına yapılan mezalimin gizlenmeye çalışıldığı ve Türk ordusunun taarruz ve başarılarına değinilmediği de görülmektedir.
{"title":"GENERAL STRATİGOS’A AİT “YUNANLILARA NAZARAN SAKARYA MUHÂREBÂTI” ADLI RAPORUN MUHAREBEYE KATILAN TÜRK KOMUTANLARINCA DEĞERLENDİRİLMESİ","authors":"Mesut Güvenbaş","doi":"10.46953/askeritarih.998295","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.998295","url":null,"abstract":"Sakarya Meydan Muharebesi yüzyıllar boyunca yaşanan Türk’ün toprak kaybetmesine “dur” diyen, Türk’ün yeniden doğuşunun temelinin atıldığı ve döneminin harp sanatını değiştiren önemli bir muharebedir. Bu muharebeyle ilgili birincil kaynak, muharebeye katılan kişilerin ifadeleri ve hatıratların iyi analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. \u0000 Sakarya Meydan Muharebesine katılan Yunan General Ksenofontas Stratigos tarafından kaleme alınan Fransızca rapor (1921) Türk Genelkurmay Başkanlığınca çevirisi yapılarak “Sakarya Muhârebâtı” adıyla 1923 yılında Ankara’da basılmıştır. Osmanlı Türkçesi olarak basılan eser Sakarya Meydan Muharebesine katılan Türk subayları tarafından aynı yıl içerisinde değerlendirilmiştir. Araştırmada, Stratigos tarafından kaleme alınan bu eser; MSB Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Arşivinden tespit edilen Türk subaylarının değerlendirmeleri, harp belgeleri ve ikincil kaynaklar ışığında karşılaştırmalı olarak analiz edilmeye çalışılmıştır. \u0000 Eserin, Yunan çekiliş ve yenilgisini belirli bir mantık çerçevesinde başarı olarak göstermeye çalıştığı, duygusal olarak kaleme alındığı, objektif olmadığı ile Yunan ordusunun hata ve başarısızlıklarını aklamaya çalıştığı tespiti yapılmıştır. Eserde, Türk ordusu ve halkı hakkında gerçekle ilgisi olmayan iddialara yer verildiği, Yunan ordusunca Anadolu halkına yapılan mezalimin gizlenmeye çalışıldığı ve Türk ordusunun taarruz ve başarılarına değinilmediği de görülmektedir.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127544719","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1098993
Eyüp Demir
Kütahya-Eskişehir Muharebesinde yenilgi alan Türk Ordusu, Sakarya nehri doğusuna çekilmiş ve bu çekilme 25 Temmuz 1921’e kadar tamamlanmıştır. Buna karşılık morali yüksek olan Yunan Ordusunun, Türkleri Anadolu’dan atacağına dair inancı artmıştır. Ordunun geri çekilmesi esnasında zayiatı azaltmayı amaçlayan süvariler, Türk Ordusu Sakarya’nın doğusuna çekilirken Yunan kıtaatının etkili olmasını önlemiştir. Batı Cephesi Komutanlığınca, birliklerin yeniden yapılandırılması kapsamında dağınık halde bulunan süvarilerden de bir grup (kolordu) teşkil edilmesine karar verilmiş, Fahrettin Paşa komutasında Sakarya Meydan Muharebesinde 5’inci Grup, zaferin kazanılmasından sonra 5’inci Kolordu olarak nitelendirilmiştir. 5’inci Kolordu, ordu çekilirken Yunan birlikleri ile arada tampon görevi gördüğü gibi Sakarya Meydan Muharebesi ve takip harekâtında keşif ve baskın faaliyetinde bulunmuştur.
{"title":"SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ VE TAKİP HAREKÂTINDA 5’İNCİ GRUP / SÜVARİ KOLORDUSU (5’İNCİ KOLORDU)","authors":"Eyüp Demir","doi":"10.46953/askeritarih.1098993","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1098993","url":null,"abstract":"Kütahya-Eskişehir Muharebesinde yenilgi alan Türk Ordusu, Sakarya nehri doğusuna çekilmiş ve bu çekilme 25 Temmuz 1921’e kadar tamamlanmıştır. Buna karşılık morali yüksek olan Yunan Ordusunun, Türkleri Anadolu’dan atacağına dair inancı artmıştır. \u0000Ordunun geri çekilmesi esnasında zayiatı azaltmayı amaçlayan süvariler, Türk Ordusu Sakarya’nın doğusuna çekilirken Yunan kıtaatının etkili olmasını önlemiştir. Batı Cephesi Komutanlığınca, birliklerin yeniden yapılandırılması kapsamında dağınık halde bulunan süvarilerden de bir grup (kolordu) teşkil edilmesine karar verilmiş, Fahrettin Paşa komutasında Sakarya Meydan Muharebesinde 5’inci Grup, zaferin kazanılmasından sonra 5’inci Kolordu olarak nitelendirilmiştir. \u00005’inci Kolordu, ordu çekilirken Yunan birlikleri ile arada tampon görevi gördüğü gibi Sakarya Meydan Muharebesi ve takip harekâtında keşif ve baskın faaliyetinde bulunmuştur.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"9 6","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133686553","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1143023
Güzin Çaykiran
Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) muzafferiyetle sona erdikten sonra şimdi sıra Yunan ordusunun Anadolu’dan atılmasına gelmişti. Bu minvalde Türk ordusu, zaman kaybetmeksizin taarruz hazırlıklarına başlamıştı. Taarruz hazırlığı yaklaşık 10,5 ay sürmüş ve hazırlıklar kapsamında gruplar kolordulara çevrilmiş, ordular kurulmuş ve Türk ordusuna kati neticeyi verdirecek olan Sad taarruz planı hazırlanmıştı. Plana göre cephenin sıklet merkezi Afyon’un güneyi idi. Yunan ordusuna darbe buradan indirilecekti. Bu plan çerçevesinde ordunun büyük bir kısmı Afyon güneyine hareket ettirilmişti. Hareket eden kuvvetlerden biri de 4’üncü Kolordu idi. Kolordu, Afyon’un güneyinde cephenin kalpgâhından cepheyi yarma görevi almış ve 26 Ağustos 1922’de taarruz başladığında cepheyi yaran ilk kuvvetlerden (5’inci Kafkas Tümeni) biri olmuştu. Ayrıca Büyük Taarruz’dan sonra Yunan Başkomutanı olarak atanan General Trikupis, 4’üncü Kolordu bölgesinde 5’inci Kafkas Tümeni tarafından esir edilmişti. Çalışmada Büyük Taarruz’da 1’inci Ordu’ya bağlı 4’üncü Kolordunun cephe faaliyetleri ele alınmıştır. Bu faaliyetler, Milli Savunma Bakanlığı Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Arşivi’nden tespit ve temin edilen arşiv belgeleri, Milli Savunma Bakanlığının Türk İstiklal Harbi Serisi’nde yer alan çalışmalar ve Literatürde yer alan çeşitli çalışmalarla anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmada nitel yöntem kullanılarak kaynaklar analiz edilmiş ve çalışma ortaya konulmuştur.
{"title":"BÜYÜK TAARRUZ’UN KALPGÂHI: 4’ÜNCÜ KOLORDU (26-30 AĞUSTOS 1922)","authors":"Güzin Çaykiran","doi":"10.46953/askeritarih.1143023","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1143023","url":null,"abstract":"Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) muzafferiyetle sona erdikten sonra şimdi sıra Yunan ordusunun Anadolu’dan atılmasına gelmişti. Bu minvalde Türk ordusu, zaman kaybetmeksizin taarruz hazırlıklarına başlamıştı. Taarruz hazırlığı yaklaşık 10,5 ay sürmüş ve hazırlıklar kapsamında gruplar kolordulara çevrilmiş, ordular kurulmuş ve Türk ordusuna kati neticeyi verdirecek olan Sad taarruz planı hazırlanmıştı. Plana göre cephenin sıklet merkezi Afyon’un güneyi idi. Yunan ordusuna darbe buradan indirilecekti. Bu plan çerçevesinde ordunun büyük bir kısmı Afyon güneyine hareket ettirilmişti. Hareket eden kuvvetlerden biri de 4’üncü Kolordu idi. Kolordu, Afyon’un güneyinde cephenin kalpgâhından cepheyi yarma görevi almış ve 26 Ağustos 1922’de taarruz başladığında cepheyi yaran ilk kuvvetlerden (5’inci Kafkas Tümeni) biri olmuştu. Ayrıca Büyük Taarruz’dan sonra Yunan Başkomutanı olarak atanan General Trikupis, 4’üncü Kolordu bölgesinde 5’inci Kafkas Tümeni tarafından esir edilmişti. \u0000Çalışmada Büyük Taarruz’da 1’inci Ordu’ya bağlı 4’üncü Kolordunun cephe faaliyetleri ele alınmıştır. Bu faaliyetler, Milli Savunma Bakanlığı Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Arşivi’nden tespit ve temin edilen arşiv belgeleri, Milli Savunma Bakanlığının Türk İstiklal Harbi Serisi’nde yer alan çalışmalar ve Literatürde yer alan çeşitli çalışmalarla anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmada nitel yöntem kullanılarak kaynaklar analiz edilmiş ve çalışma ortaya konulmuştur.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130207042","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1061121
Derya Geçi̇li̇
On dokuzuncu yüzyıldan sonra Avrupalı devletler silah sanayisinde yeniliklere başlamıştır. Bu yenilik hareketleri bağlamında hem savunma ve hem de saldırı sırasında kullanılabilecek projektörlere ihtiyaç duyulmuştur. Projeksiyonun kelime karşılığı ışığı yansıtmadır. Buradan dünyanın şeklinin bir düzleme yansıtıldığı fikri akla gelmelidir. Projektör ise ışık demetinin paralel ışınlarını etkili bir şekilde göstererek yansıtan aygıttır. Savunma amaçlı kullanılmaya başlanan projektörün bir süre sonra saldırı sırasında da etkili olabileceği ortaya çıkmıştır. Bunun için aydınlatıcılar üzerinde birçok araştırmalar yapılarak ışıktan iyi bir şekilde istifade edebilmenin yolları aranmıştır. Osmanlı Devleti’nde modernleşme çalışmaları sonucunda hem Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiş, hem de uzmanlar getirilmiştir. Avrupa’daki yeniliklerin takip edilmesi sonucunda güçlü bir ışık kaynağı olan projektörün önemi fark edilmiştir. Avrupa’da şirketlerle görüşmeler yapılarak projektörler satın alınmıştır. Projektörler, stratejik önemi nedeniyle boğazlara yerleştirilerek sahil güvenliği sağlanmıştır. Bu çalışmada projektörlerin özellikleri ile Avrupa’da şirketlerden satın alınmaları için yapılan görüşmeler anlatılmıştır.
{"title":"YİRMİNCİ YÜZYILIN BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ’NDE ASKERÎ AMAÇLI KULLANILAN PROJEKTÖRLER","authors":"Derya Geçi̇li̇","doi":"10.46953/askeritarih.1061121","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1061121","url":null,"abstract":"On dokuzuncu yüzyıldan sonra Avrupalı devletler silah sanayisinde yeniliklere başlamıştır. Bu yenilik hareketleri bağlamında hem savunma ve hem de saldırı sırasında kullanılabilecek projektörlere ihtiyaç duyulmuştur. Projeksiyonun kelime karşılığı ışığı yansıtmadır. Buradan dünyanın şeklinin bir düzleme yansıtıldığı fikri akla gelmelidir. Projektör ise ışık demetinin paralel ışınlarını etkili bir şekilde göstererek yansıtan aygıttır. Savunma amaçlı kullanılmaya başlanan projektörün bir süre sonra saldırı sırasında da etkili olabileceği ortaya çıkmıştır. Bunun için aydınlatıcılar üzerinde birçok araştırmalar yapılarak ışıktan iyi bir şekilde istifade edebilmenin yolları aranmıştır. Osmanlı Devleti’nde modernleşme çalışmaları sonucunda hem Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiş, hem de uzmanlar getirilmiştir. Avrupa’daki yeniliklerin takip edilmesi sonucunda güçlü bir ışık kaynağı olan projektörün önemi fark edilmiştir. Avrupa’da şirketlerle görüşmeler yapılarak projektörler satın alınmıştır. Projektörler, stratejik önemi nedeniyle boğazlara yerleştirilerek sahil güvenliği sağlanmıştır. Bu çalışmada projektörlerin özellikleri ile Avrupa’da şirketlerden satın alınmaları için yapılan görüşmeler anlatılmıştır.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131740165","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.982659
C. Atilgan
Araştırmanın amacı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiş ünlü Sakarya emrinin anlamını ortaya koymaktır. Sakarya emri, Muharebe’nin en kritik zamanında verilmiş ve icrasıyla Muharebe’nin seyrini değiştirmiştir. Sakarya emri, basit bir müdafaa emri gibi görünmesine rağmen, içerdiği kavram ve teorilerin çeşitliliği ve kapsamlarının çok geniş olması sebebiyle, üzerinde ayrıntılı bir analiz yapmayı gerektirmektedir. Sakarya emrinin anlamsal denklemi incelendiğinde, Muharebe’de cereyan eden sakıncalı bazı askeri uygulamaları değiştirmek gayesiyle verildiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber, Muharebe’nin çok ötesinde, moral ve manevi bir boyutu ilgilendiren yönlendirmeler de mevcuttur. Buradan hareketle emrin hem stratejik/taktik bir boyutu hem de yüksek bir ideale ilişkin bir boyutunun olduğu varsayılabilir. Araştırma, emrin içerdiği savaş sanatının kural ve kaidelerini belirgin kılarak, emrin özüne ulaşmayı hedeflemiştir. Araştırma döneminde savaş sanatı, fenn-i harp olarak adlandırılıyordu ve hatırı sayılır bir literatür birikimi mevcuttu. Fakat bu literatür, XVIII. yüzyıldan itibaren sürekli gelişen Avrupa fenn-i harbinin bir birikimiydi. Bu sebeple Sakarya emrine gelene kadar Avrupa fenn-i harbin izi sürülmüş ve araştırma dönemine olan yansımaları belirgin kılınmıştır. En sonunda, Sakarya emrinin üzerinde yükseldiği askeri teori ortaya konarak, Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya emrinde Ordusuna anlatmaya çalıştığı niyet ve maksat ifade edilmiştir.
{"title":"DÖNEM FENN-İ HARBİ AÇISINDAN BİR EMRİN ANATOMİSİ: HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR…","authors":"C. Atilgan","doi":"10.46953/askeritarih.982659","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.982659","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiş ünlü Sakarya emrinin anlamını ortaya koymaktır. Sakarya emri, Muharebe’nin en kritik zamanında verilmiş ve icrasıyla Muharebe’nin seyrini değiştirmiştir. Sakarya emri, basit bir müdafaa emri gibi görünmesine rağmen, içerdiği kavram ve teorilerin çeşitliliği ve kapsamlarının çok geniş olması sebebiyle, üzerinde ayrıntılı bir analiz yapmayı gerektirmektedir. \u0000Sakarya emrinin anlamsal denklemi incelendiğinde, Muharebe’de cereyan eden sakıncalı bazı askeri uygulamaları değiştirmek gayesiyle verildiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber, Muharebe’nin çok ötesinde, moral ve manevi bir boyutu ilgilendiren yönlendirmeler de mevcuttur. Buradan hareketle emrin hem stratejik/taktik bir boyutu hem de yüksek bir ideale ilişkin bir boyutunun olduğu varsayılabilir. \u0000Araştırma, emrin içerdiği savaş sanatının kural ve kaidelerini belirgin kılarak, emrin özüne ulaşmayı hedeflemiştir. Araştırma döneminde savaş sanatı, fenn-i harp olarak adlandırılıyordu ve hatırı sayılır bir literatür birikimi mevcuttu. Fakat bu literatür, XVIII. yüzyıldan itibaren sürekli gelişen Avrupa fenn-i harbinin bir birikimiydi. Bu sebeple Sakarya emrine gelene kadar Avrupa fenn-i harbin izi sürülmüş ve araştırma dönemine olan yansımaları belirgin kılınmıştır. En sonunda, Sakarya emrinin üzerinde yükseldiği askeri teori ortaya konarak, Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya emrinde Ordusuna anlatmaya çalıştığı niyet ve maksat ifade edilmiştir.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"118 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127724925","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-02-25DOI: 10.46953/askeritarih.1006601
Fahriye Begum Yi̇ldi̇zeli̇
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Osmanlı-İngiliz ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Savaşın sonunda Kırım Savaşı'ndan bu yana İngiliz perspektifindeki Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma fikrinin ve müttefikliğin tüm yönleriyle ortadan kalktığı görülmüştür. Özellikle İngiliz kamuoyunun baskısı ve siyasi partilerinin kolonyalist çıkarlarını ön plana almasıyla birlikte alınan kararlar Osmanlı topraklarını güvende tutmaya çalışmaktan uzaklaşmıştır. 1876'dan beri Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin doğasını değiştiren Doğu Sorunu krizinin, özellikle William E. Gladstone ve Benjamin Disraeli rekabetinde gerçekleşen Liberallerin ve Muhafazakârların çekişmelerinin ve İngiliz toplumunun görüşlerinin bu süreçte ne kadar önemli olduğu tartışmaya açıktır. İngiliz parlamentosunda ve Kraliçe Viktorya döneminde daha da önem kazanan dini, ahlaki, emperyalist değerler ve Doğu kültürüne artan ilgi ile birlikte kamuoyundaki tartışmalarda Osmanlı Hristiyan tebaanın Balkan topraklarındaki durumlarının önemli meseleler haline geldiği görülmüştür. Bu çalışma, Osmanlı-Rus Savaşı süresince İngiliz basınını değerlendirerek İngilizler’in Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik siyasetinin oluşmasındaki etkisini ve yansımalarını analiz edecektir.
{"title":"1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI'NIN İNGİLİZ BASININA YANSIMALARI","authors":"Fahriye Begum Yi̇ldi̇zeli̇","doi":"10.46953/askeritarih.1006601","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.1006601","url":null,"abstract":"1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Osmanlı-İngiliz ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Savaşın sonunda Kırım Savaşı'ndan bu yana İngiliz perspektifindeki Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma fikrinin ve müttefikliğin tüm yönleriyle ortadan kalktığı görülmüştür. Özellikle İngiliz kamuoyunun baskısı ve siyasi partilerinin kolonyalist çıkarlarını ön plana almasıyla birlikte alınan kararlar Osmanlı topraklarını güvende tutmaya çalışmaktan uzaklaşmıştır. 1876'dan beri Osmanlı-İngiliz ilişkilerinin doğasını değiştiren Doğu Sorunu krizinin, özellikle William E. Gladstone ve Benjamin Disraeli rekabetinde gerçekleşen Liberallerin ve Muhafazakârların çekişmelerinin ve İngiliz toplumunun görüşlerinin bu süreçte ne kadar önemli olduğu tartışmaya açıktır. \u0000İngiliz parlamentosunda ve Kraliçe Viktorya döneminde daha da önem kazanan dini, ahlaki, emperyalist değerler ve Doğu kültürüne artan ilgi ile birlikte kamuoyundaki tartışmalarda Osmanlı Hristiyan tebaanın Balkan topraklarındaki durumlarının önemli meseleler haline geldiği görülmüştür. Bu çalışma, Osmanlı-Rus Savaşı süresince İngiliz basınını değerlendirerek İngilizler’in Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik siyasetinin oluşmasındaki etkisini ve yansımalarını analiz edecektir.","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126529024","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2021-08-13DOI: 10.46953/askeritarih.885413
Özlem Poyraz, Merve Öner
{"title":"II. Mahmut Döneminde Askeri Personele Uygulanan Ağır Cezalar","authors":"Özlem Poyraz, Merve Öner","doi":"10.46953/askeritarih.885413","DOIUrl":"https://doi.org/10.46953/askeritarih.885413","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":429282,"journal":{"name":"Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-08-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127542954","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}