Pub Date : 2023-09-12DOI: 10.25204/iktisad.1340538
Veysel KARAGÖL
Çalışmanın amacı, Türkiye’de Küresel Finansal Kriz sonrası nakit ikamesinin itici güçlerini araştırmaktır. Teorik arka plana uygun olarak belirlenen modeller, 2010:01-2023:02 dönemine ait döviz kuru beklentileri, enflasyon oranı ve yerli-yabancı faiz oranı farkı değişkenlerine ek olarak, Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönemine ilişkin bir kukla değişkeni de içermektedir. Markov rejim değişim regresyon yöntemi aracılığıyla iki rejimli iki farklı model tahmin edilmiştir. Bu modellerden elde edilen bulgulara göre, döviz kuru beklentileri, nakit ikamesinin en önemli belirleyicisidir. Döviz kuru beklentileri ile nakit ikamesi pozitif ilişkidir. Faiz farkındaki azalmalar, nakit ikamesinde bir artış yaratırken faiz farkındaki artışların nakit ikamesi kararları üzerinde anlamlı bir etkisi yoktur. Bunun yanında, enflasyon oranlarının ise nakit ikamesi üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığına ulaşılmıştır. Buna karşılık, nakit ikamesi, bir önceki döneme ilişkin nakit ikamesi kararlarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Son olarak, KKM uygulamasının nakit ikamesinde anlamlı ve oldukça yüksek bir oranda bir azalma sağladığı tespit edilmiştir. Ancak nakit ikamesiyle mücadelede, KKM gibi yüksek maliyetli politikalardan ziyade, kredibilitesi yüksek, tutarlı ve güçlü politikaların tercih edilmesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir.
{"title":"The Course of Currency Substitution after the Global Financial Crisis in Turkey: Markov Regime Switching Models","authors":"Veysel KARAGÖL","doi":"10.25204/iktisad.1340538","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1340538","url":null,"abstract":"Çalışmanın amacı, Türkiye’de Küresel Finansal Kriz sonrası nakit ikamesinin itici güçlerini araştırmaktır. Teorik arka plana uygun olarak belirlenen modeller, 2010:01-2023:02 dönemine ait döviz kuru beklentileri, enflasyon oranı ve yerli-yabancı faiz oranı farkı değişkenlerine ek olarak, Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönemine ilişkin bir kukla değişkeni de içermektedir. Markov rejim değişim regresyon yöntemi aracılığıyla iki rejimli iki farklı model tahmin edilmiştir. Bu modellerden elde edilen bulgulara göre, döviz kuru beklentileri, nakit ikamesinin en önemli belirleyicisidir. Döviz kuru beklentileri ile nakit ikamesi pozitif ilişkidir. Faiz farkındaki azalmalar, nakit ikamesinde bir artış yaratırken faiz farkındaki artışların nakit ikamesi kararları üzerinde anlamlı bir etkisi yoktur. Bunun yanında, enflasyon oranlarının ise nakit ikamesi üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığına ulaşılmıştır. Buna karşılık, nakit ikamesi, bir önceki döneme ilişkin nakit ikamesi kararlarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Son olarak, KKM uygulamasının nakit ikamesinde anlamlı ve oldukça yüksek bir oranda bir azalma sağladığı tespit edilmiştir. Ancak nakit ikamesiyle mücadelede, KKM gibi yüksek maliyetli politikalardan ziyade, kredibilitesi yüksek, tutarlı ve güçlü politikaların tercih edilmesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"85 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135886993","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-12DOI: 10.25204/iktisad.1341353
Şaban ÖZTÜRK, Hüseyin SEVİNÇ
Bu çalışma, bir ülke için dış politikanın önemini, Türkiye’nin yürütmüş olduğu dış politikanın zorluklarını ve komşu ülkelerle yürütülen ilişkilerin iç ve dış siyasete etkilerini, Suriye politikası üzerinden ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada geniş anlamda dış politika, Türk dış politikası ve özellikle Türkiye’nin 2000’li yıllarda yürütmüş olduğu dış politikası incelenmiştir. Türk dış politikasının önemli bir alanı olmakla birlikte Batı ve diğer Ortadoğu ülkelerine de yansımalarının olduğu düşünülen Türkiye’nin Suriye politikaları 2000 sonrasındaki gelişmeler kapsamında ele alınmıştır. Çalışmada Türkiye’nin dış politika alanında bulunduğu konum nedeniyle uzun süre Batıcı ve statükocu anlayışı benimsediği ve söz konusu anlayışın Ortadoğu ve komşularıyla ilişkilerine olumsuz yansımalarının olduğu düşüncesi teyit edilmiştir. Ancak 2000’li yıllarda dış politika alanında meydana gelen değişimin Suriye politikalarına da yansıdığı dolayısıyla olumlu ilişkilerin özellikle ekonomi alanında görünür olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Arap Baharı ile tekrar kopan iki ülke ilişkilerinin son dönemde tekrar düzelme yoluna gitmesi ekonomik kaygıların dış politikadaki etkisi olarak düşünülmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin diğer komşu ülkelere nazaran Suriye ile ilişkilerinin iç ve dış siyasetine önemli etkilerinin olduğu gözlenmiştir.
{"title":"Suriye Politikasının Türkiye Siyaseti Üzerine Etkileri: 2000 Sonrası Dönem","authors":"Şaban ÖZTÜRK, Hüseyin SEVİNÇ","doi":"10.25204/iktisad.1341353","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1341353","url":null,"abstract":"Bu çalışma, bir ülke için dış politikanın önemini, Türkiye’nin yürütmüş olduğu dış politikanın zorluklarını ve komşu ülkelerle yürütülen ilişkilerin iç ve dış siyasete etkilerini, Suriye politikası üzerinden ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada geniş anlamda dış politika, Türk dış politikası ve özellikle Türkiye’nin 2000’li yıllarda yürütmüş olduğu dış politikası incelenmiştir. Türk dış politikasının önemli bir alanı olmakla birlikte Batı ve diğer Ortadoğu ülkelerine de yansımalarının olduğu düşünülen Türkiye’nin Suriye politikaları 2000 sonrasındaki gelişmeler kapsamında ele alınmıştır. Çalışmada Türkiye’nin dış politika alanında bulunduğu konum nedeniyle uzun süre Batıcı ve statükocu anlayışı benimsediği ve söz konusu anlayışın Ortadoğu ve komşularıyla ilişkilerine olumsuz yansımalarının olduğu düşüncesi teyit edilmiştir. Ancak 2000’li yıllarda dış politika alanında meydana gelen değişimin Suriye politikalarına da yansıdığı dolayısıyla olumlu ilişkilerin özellikle ekonomi alanında görünür olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Arap Baharı ile tekrar kopan iki ülke ilişkilerinin son dönemde tekrar düzelme yoluna gitmesi ekonomik kaygıların dış politikadaki etkisi olarak düşünülmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin diğer komşu ülkelere nazaran Suriye ile ilişkilerinin iç ve dış siyasetine önemli etkilerinin olduğu gözlenmiştir.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135886917","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-11DOI: 10.25204/iktisad.1344155
Abdulkadir Sezai EMEÇ, Ahmet KOLUMAN
Bu çalışmanın amacı, kırılgan sekiz ekonominin (Arjantin, Brezilya, Çin, Kolombiya, Hindistan, Güney Afrika, Tayland, Türkiye) doğrudan yabancı yatırım çıkışları ile ekonomik kırılganlık göstergeleri arasındaki nedensellik ilişkisini araştırmaktır. 1995-2021 dönemini kapsayan çalışmanın veri seti, doğrudan yabancı yatırım çıkışları ile ekonomik kırılganlık göstergesi olarak belirlenen; tüketici fiyat endeksi, merkezi hükümet borçları/gayrisafi yurt içi hâsıla, toplam rezerv/dış borç, M2/gayrisafi yurt içi hâsıla, cari işlemler dengesi/ gayrisafi yurt içi hâsıla, bankalar tarafından sağlanan yurtiçi özel sektör kredileri/ gayrisafi yurt içi hâsıla ve toplam borç/ihracat değişkenlerinden oluşmaktadır. Kónya (2006) tarafından geliştirilen bootstrap panel nedensellik analizi sonuçlarına göre; ekonomik kırılganlığı temsil eden değişkenler ile doğrudan yabancı yatırım çıkışları arasında nedensellik ilişkisi en çok Tayland’da, en az Çin’de görülmektedir. Araştırma sonuçları, ekonomik kırılganlık göstergeleri ile doğrudan yabancı yatırım çıkışları arasındaki nedensel ilişkinin yönü konusunda güçlü bir fikir birliği olmadığını göstermektedir. Çalışmanın bulgularına dayanarak her ülkenin kendi iç dinamiklerine uygun politika geliştirmesi önerilmektedir.
{"title":"Causality between Foreign Direct Investment Outward and Economic Fragility: A Study on Eight Fragile Economies","authors":"Abdulkadir Sezai EMEÇ, Ahmet KOLUMAN","doi":"10.25204/iktisad.1344155","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1344155","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, kırılgan sekiz ekonominin (Arjantin, Brezilya, Çin, Kolombiya, Hindistan, Güney Afrika, Tayland, Türkiye) doğrudan yabancı yatırım çıkışları ile ekonomik kırılganlık göstergeleri arasındaki nedensellik ilişkisini araştırmaktır. 1995-2021 dönemini kapsayan çalışmanın veri seti, doğrudan yabancı yatırım çıkışları ile ekonomik kırılganlık göstergesi olarak belirlenen; tüketici fiyat endeksi, merkezi hükümet borçları/gayrisafi yurt içi hâsıla, toplam rezerv/dış borç, M2/gayrisafi yurt içi hâsıla, cari işlemler dengesi/ gayrisafi yurt içi hâsıla, bankalar tarafından sağlanan yurtiçi özel sektör kredileri/ gayrisafi yurt içi hâsıla ve toplam borç/ihracat değişkenlerinden oluşmaktadır. Kónya (2006) tarafından geliştirilen bootstrap panel nedensellik analizi sonuçlarına göre; ekonomik kırılganlığı temsil eden değişkenler ile doğrudan yabancı yatırım çıkışları arasında nedensellik ilişkisi en çok Tayland’da, en az Çin’de görülmektedir. Araştırma sonuçları, ekonomik kırılganlık göstergeleri ile doğrudan yabancı yatırım çıkışları arasındaki nedensel ilişkinin yönü konusunda güçlü bir fikir birliği olmadığını göstermektedir. Çalışmanın bulgularına dayanarak her ülkenin kendi iç dinamiklerine uygun politika geliştirmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135981822","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-07DOI: 10.25204/iktisad.1339218
Burhan DURGUN
Toplumların refahı değerlendirilirken gelir gibi maddi ölçütlerin kullanılması yanıltıcı olabilmektedir. Eğitimli ve sağlıklı olmak parasal bir büyüklük olan gelirle birlikte bireylerin refahlarını daha iyi temsil etmektedir. İnsani gelişme yaklaşımı gelirin yanında bireylerin sağlık ve eğitim düzeylerini de ölçüp değerlendirmektedir. İnsani gelişme düzeyinin yükseltilebilmesi için insani gelişmeye olumlu ve olumsuz etki eden faktörlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 1990-2020 döneminde finansal gelişme, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın insani gelişme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisi genişletilmiş ARDL prosedürü ile incelenmiştir. Sınır testi sonuçları değişkenlerin eşbütünleşik olduğunu göstermiştir. Uzun dönem katsayıları ise insani gelişme üzerinde finansal gelişmenin olumlu, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın olumsuz etki yarattığını ortaya koymuştur. Nedensel ilişkilerin araştırıldığı Breitung-Candelon frekans alanı nedensellik testi sonuçlarına göre finansal gelişmeden insani gelişmeye sadece uzun dönemde tek yönlü, insani gelişmeden ticari açıklığa orta dönemde tek yönlü ancak uzun dönemde çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Bu sonuçlar daha yüksek gelirin yanında daha iyi sağlık ve eğitim düzeyi için finansal piyasa ve kurumların geliştirilmesi, dış ticaret rejiminde ve ülke içine yatırım akışında yapısal değişimlerin yapılması gerektiğini göstermektedir.
{"title":"The Impact of Financial Development, Foreign Direct Investment and Trade Openness on Human Development: An Augmented ARDL Approach","authors":"Burhan DURGUN","doi":"10.25204/iktisad.1339218","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1339218","url":null,"abstract":"Toplumların refahı değerlendirilirken gelir gibi maddi ölçütlerin kullanılması yanıltıcı olabilmektedir. Eğitimli ve sağlıklı olmak parasal bir büyüklük olan gelirle birlikte bireylerin refahlarını daha iyi temsil etmektedir. İnsani gelişme yaklaşımı gelirin yanında bireylerin sağlık ve eğitim düzeylerini de ölçüp değerlendirmektedir. İnsani gelişme düzeyinin yükseltilebilmesi için insani gelişmeye olumlu ve olumsuz etki eden faktörlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 1990-2020 döneminde finansal gelişme, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın insani gelişme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisi genişletilmiş ARDL prosedürü ile incelenmiştir. Sınır testi sonuçları değişkenlerin eşbütünleşik olduğunu göstermiştir. Uzun dönem katsayıları ise insani gelişme üzerinde finansal gelişmenin olumlu, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın olumsuz etki yarattığını ortaya koymuştur. Nedensel ilişkilerin araştırıldığı Breitung-Candelon frekans alanı nedensellik testi sonuçlarına göre finansal gelişmeden insani gelişmeye sadece uzun dönemde tek yönlü, insani gelişmeden ticari açıklığa orta dönemde tek yönlü ancak uzun dönemde çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Bu sonuçlar daha yüksek gelirin yanında daha iyi sağlık ve eğitim düzeyi için finansal piyasa ve kurumların geliştirilmesi, dış ticaret rejiminde ve ülke içine yatırım akışında yapısal değişimlerin yapılması gerektiğini göstermektedir.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135097276","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-05DOI: 10.25204/iktisad.1313304
Erşan SEVER, Merve KAYA AY
Bu çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde kayıt dışı ekonominin belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada 24 OECD ülkesinde kayıt dışı ekonominin belirleyicileri 1992-2017 yıllık verileri ile PMG modeli kullanılarak tahmin edilmektedir. Elde edilen bulgulara göre ekonomik gelişmişlik seviyesinin kayıt dışılığı azalttığı, buna karşın yüksek enflasyon ve işsizlik oranları ile sosyal güvenlik primi ödemesindeki artışların kayıt dışılığı artırdığı tespit edilmiştir. Ülkeye gelen mülteci sayısındaki artışın fiili ücretler üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturarak, kayıt dışı ekonomiyi genişlettiği belirlenmiştir. Bu bulgulardan yola çıkarak ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyesinin artırılması, enflasyon ve işsizlik oranlarının kontrol altına alınması, sosyal güvenlik sisteminin etkinliğinin artırılması gibi önlemler kayıt dışı ekonomiyi azaltmaya yardımcı olabilecektir. Makroekonomik göstergelerdeki performans iyileştirilmeden kayıt dışı ekonomi ile mücadelede alınacak olan mali politika kararlarının yetersiz kalacağı görülmektedir.
{"title":"Kayıt Dışı Ekonominin Belirleyicileri: OECD Ülkeleri Üzerine Bir Panel ARDL Analizi","authors":"Erşan SEVER, Merve KAYA AY","doi":"10.25204/iktisad.1313304","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1313304","url":null,"abstract":"Bu çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde kayıt dışı ekonominin belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada 24 OECD ülkesinde kayıt dışı ekonominin belirleyicileri 1992-2017 yıllık verileri ile PMG modeli kullanılarak tahmin edilmektedir. Elde edilen bulgulara göre ekonomik gelişmişlik seviyesinin kayıt dışılığı azalttığı, buna karşın yüksek enflasyon ve işsizlik oranları ile sosyal güvenlik primi ödemesindeki artışların kayıt dışılığı artırdığı tespit edilmiştir. Ülkeye gelen mülteci sayısındaki artışın fiili ücretler üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturarak, kayıt dışı ekonomiyi genişlettiği belirlenmiştir. Bu bulgulardan yola çıkarak ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyesinin artırılması, enflasyon ve işsizlik oranlarının kontrol altına alınması, sosyal güvenlik sisteminin etkinliğinin artırılması gibi önlemler kayıt dışı ekonomiyi azaltmaya yardımcı olabilecektir. Makroekonomik göstergelerdeki performans iyileştirilmeden kayıt dışı ekonomi ile mücadelede alınacak olan mali politika kararlarının yetersiz kalacağı görülmektedir.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"31 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135363624","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-28DOI: 10.25204/iktisad.1332451
Kemal Can KILIÇ, Mehmet BİÇER
Yönetici davranışları ile akış deneyimi kavramları arasındaki ilişkinin incelendiği araştırma modeli kapsamında gerçekleştirilen bu çalışmanın temel amacı, çalışanların yönetici davranışları algılarının akış deneyimleri üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini Ankara, Osmaniye ve İskenderun’da eğitim, sağlık, bankacılık, sigorta, inşaat ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren kurumsal firmaların tüm beyaz yaka çalışanları oluşturmaktadır. Çalışmada kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Veriler, araştırma evreninde yer alan beyaz yakalı çalışanların 387’sinden yüzyüze anket yolu ile toplanmıştır. Çalışmada yapılan hipotez testleri çalışanların algıladıkları yönetici davranışları boyutlarının (müşteri odaklılık ve iletişim, katılım ve adalet, takım ve tutarlılık, yetkilendirme, kariyer koçluğu, esneklik ve iş yaşam dengesi) akış deneyimi boyutları (işe dalma, işten zevk alma/içsel motivasyon) üzerinde anlamlı ve pozitif etkilere sahip olduklarını göstermiştir. Bu çalışma ile hizmet sektöründe farklı kurumsal işletmelerde çalışan beyaz yakalı çalışanların algıladıkları yönetici davranışlarının onların akış deneyimleri üzerinde anlamlı ve pozitif etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Daha sonraki araştırmacılar yönetici davranışlarının akış deneyimi üzerindeki etkisinin diğer sektörlerde de anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını inceleyebilirler.
{"title":"The Effects of White Collar Employees' Perceptions of Managerial Behavior on Flow Experiences","authors":"Kemal Can KILIÇ, Mehmet BİÇER","doi":"10.25204/iktisad.1332451","DOIUrl":"https://doi.org/10.25204/iktisad.1332451","url":null,"abstract":"Yönetici davranışları ile akış deneyimi kavramları arasındaki ilişkinin incelendiği araştırma modeli kapsamında gerçekleştirilen bu çalışmanın temel amacı, çalışanların yönetici davranışları algılarının akış deneyimleri üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini Ankara, Osmaniye ve İskenderun’da eğitim, sağlık, bankacılık, sigorta, inşaat ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren kurumsal firmaların tüm beyaz yaka çalışanları oluşturmaktadır. Çalışmada kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Veriler, araştırma evreninde yer alan beyaz yakalı çalışanların 387’sinden yüzyüze anket yolu ile toplanmıştır. Çalışmada yapılan hipotez testleri çalışanların algıladıkları yönetici davranışları boyutlarının (müşteri odaklılık ve iletişim, katılım ve adalet, takım ve tutarlılık, yetkilendirme, kariyer koçluğu, esneklik ve iş yaşam dengesi) akış deneyimi boyutları (işe dalma, işten zevk alma/içsel motivasyon) üzerinde anlamlı ve pozitif etkilere sahip olduklarını göstermiştir. Bu çalışma ile hizmet sektöründe farklı kurumsal işletmelerde çalışan beyaz yakalı çalışanların algıladıkları yönetici davranışlarının onların akış deneyimleri üzerinde anlamlı ve pozitif etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Daha sonraki araştırmacılar yönetici davranışlarının akış deneyimi üzerindeki etkisinin diğer sektörlerde de anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını inceleyebilirler.","PeriodicalId":481981,"journal":{"name":"İktisadi idari ve siyasal araştırmalar dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135088458","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}