Teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisi teorik ve ampirik literatürde çok tartışmalı bir husustur. Teknolojik gelişmenin istihdamı arttırdığı, azalttığı ve etkilemediği sırasıyla iyimser, kötümser ve dengeleyici görüşler olarak teoride isimlendirilmektedir. Ampirik literatürde ise teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisine yönelik ortak bir görüş bulunmamaktadır. 2008 küresel krizin ardından oluşan istihdamdaki istikrarsızlıklar günümüzde de devam etmektedir. G-20 ülkeleri bakımından gerçekleştirilen bir araştırma dünya ekonomisi bakımından önemli fikirler sunmaktadır. Bu olgulardan hareketle G-20 ülkelerinde teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisinin belirlenmesi çok önemlidir. Araştırmada, G-20 üyesi ekonomiler için 1996-2021 seneleri arasında teknolojik gelişmenin uzun dönemde istihdam üzerindeki etkisi panel eşbütünleşme yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma, verisi elde edilebilen 13 G-20 ekonomisini kapsamaktadır. Analizler sonucu ulaşılan bulgular, G-20 ülke grubunda teknolojik gelişimin istihdamı etkilemediğini yansıtmıştır. Bu bulgular, G-20 ekonomilerinin istihdamlarını artırabilmeleri için teknolojik gelişimin önemli bir rolü olmadığı ve dengeleyici görüşü destekleyici niteliktedir.
{"title":"Teknolojik Gelişmenin İstihdam Üzerindeki Etkisi: G-20 Örneği","authors":"Burak Uğur","doi":"10.20979/ueyd.1441756","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1441756","url":null,"abstract":"Teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisi teorik ve ampirik literatürde çok tartışmalı bir husustur. Teknolojik gelişmenin istihdamı arttırdığı, azalttığı ve etkilemediği sırasıyla iyimser, kötümser ve dengeleyici görüşler olarak teoride isimlendirilmektedir. Ampirik literatürde ise teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisine yönelik ortak bir görüş bulunmamaktadır. 2008 küresel krizin ardından oluşan istihdamdaki istikrarsızlıklar günümüzde de devam etmektedir. G-20 ülkeleri bakımından gerçekleştirilen bir araştırma dünya ekonomisi bakımından önemli fikirler sunmaktadır. Bu olgulardan hareketle G-20 ülkelerinde teknolojik gelişmenin istihdam üzerindeki etkisinin belirlenmesi çok önemlidir. \u0000Araştırmada, G-20 üyesi ekonomiler için 1996-2021 seneleri arasında teknolojik gelişmenin uzun dönemde istihdam üzerindeki etkisi panel eşbütünleşme yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma, verisi elde edilebilen 13 G-20 ekonomisini kapsamaktadır. Analizler sonucu ulaşılan bulgular, G-20 ülke grubunda teknolojik gelişimin istihdamı etkilemediğini yansıtmıştır. Bu bulgular, G-20 ekonomilerinin istihdamlarını artırabilmeleri için teknolojik gelişimin önemli bir rolü olmadığı ve dengeleyici görüşü destekleyici niteliktedir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"73 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140729349","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmanın amacı, şirket değerini etkileyen unsurların tespit edilmesi, bu unsurlardan hareketle finansal oranlar/veriler kullanılarak Türkiye’de Borsa İstanbul Yatırım ve Holding Endeksi’nde (BİST XHOLD) işlem gören holding şirketlerinin şirket değerlerini tahmin etme aracı olarak makine öğrenimi algoritmalarından Yapay Sinir Ağları (YSA), Destek Vektör Makineleri (DVM), Karar Ağaçları (KA) ve Rastgele Orman (RO) ile uygulanabilirliğini ortaya koymaktır. Belirtilen algoritmalar ile dört adet model kurulmuş ve bu modellerin tahmin gücü sınanmıştır. Bulgulara göre piyasa değerini R2, MAE ve RMSE ölçütleri baz alınarak YSA algoritmasının daha güçlü tahmin ürettiği görülmüştür. Bu araştırma ile şirket değerinin tahminine ve gelecek fiyatların öngörüsüne yönelik literatür incelenmiş, finansal oranlar/verileri içeren bütüncül bir yapı ortaya koyularak, yatırımcılara ve analistlere hisse senedi yatırımlarında ve şirket değerleme süreçlerinde makine öğrenimi algoritmaları ile geleneksel değerleme yaklaşımlarına kıyasla farklı bir bakış açısı sunulmuştur.
{"title":"Şirket Değerlemesinde Makine Öğrenmesi Algoritmalarının Kullanımına Yönelik Bir Uygulama: Holding Şirketleri Örneği","authors":"Onur Şeyranlıoğlu, Alper Karavardar","doi":"10.20979/ueyd.1436560","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1436560","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, şirket değerini etkileyen unsurların tespit edilmesi, bu unsurlardan hareketle finansal oranlar/veriler kullanılarak Türkiye’de Borsa İstanbul Yatırım ve Holding Endeksi’nde (BİST XHOLD) işlem gören holding şirketlerinin şirket değerlerini tahmin etme aracı olarak makine öğrenimi algoritmalarından Yapay Sinir Ağları (YSA), Destek Vektör Makineleri (DVM), Karar Ağaçları (KA) ve Rastgele Orman (RO) ile uygulanabilirliğini ortaya koymaktır. Belirtilen algoritmalar ile dört adet model kurulmuş ve bu modellerin tahmin gücü sınanmıştır. Bulgulara göre piyasa değerini R2, MAE ve RMSE ölçütleri baz alınarak YSA algoritmasının daha güçlü tahmin ürettiği görülmüştür. Bu araştırma ile şirket değerinin tahminine ve gelecek fiyatların öngörüsüne yönelik literatür incelenmiş, finansal oranlar/verileri içeren bütüncül bir yapı ortaya koyularak, yatırımcılara ve analistlere hisse senedi yatırımlarında ve şirket değerleme süreçlerinde makine öğrenimi algoritmaları ile geleneksel değerleme yaklaşımlarına kıyasla farklı bir bakış açısı sunulmuştur.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"12 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-04-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140728788","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sağlık sektöründe sürdürülebilirlik, kaynakların etkin ve adil bir şekilde yönetilmesi, hizmet kalitesinin korunması, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve toplumsal refahın artırılması gibi faktörlerle bütünleşerek sektörün uzun vadeli başarısı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, sağlık sektörü çalışanlarının adanmışlığı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda belirleyici bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, küresel sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için çalışan adanmışlığını nasıl teşvik ettiklerini sistematik bir biçimde belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, 2023 Fortune Global 500 listesinde yer alan sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik raporları nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için iletişim ve katılım, performans değerlendirme ve ödüllendirme, liderlik geliştirme, çalışan sağlığı ve refah, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, sosyal sorumluluk ve gönüllülük temel kategorilerinde çalışan adanmışlığı stratejileri ve uygulamaları geliştirdiklerini ortaya koymaktadır.
{"title":"Employee Engagement in the Healthcare Sector: An Analysis Based on Sustainability Reports of Global Companies","authors":"Nermin Kişi","doi":"10.20979/ueyd.1400901","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1400901","url":null,"abstract":"Sağlık sektöründe sürdürülebilirlik, kaynakların etkin ve adil bir şekilde yönetilmesi, hizmet kalitesinin korunması, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve toplumsal refahın artırılması gibi faktörlerle bütünleşerek sektörün uzun vadeli başarısı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, sağlık sektörü çalışanlarının adanmışlığı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda belirleyici bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, küresel sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için çalışan adanmışlığını nasıl teşvik ettiklerini sistematik bir biçimde belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, 2023 Fortune Global 500 listesinde yer alan sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik raporları nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için iletişim ve katılım, performans değerlendirme ve ödüllendirme, liderlik geliştirme, çalışan sağlığı ve refah, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, sosyal sorumluluk ve gönüllülük temel kategorilerinde çalışan adanmışlığı stratejileri ve uygulamaları geliştirdiklerini ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"24 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139782818","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Sağlık sektöründe sürdürülebilirlik, kaynakların etkin ve adil bir şekilde yönetilmesi, hizmet kalitesinin korunması, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve toplumsal refahın artırılması gibi faktörlerle bütünleşerek sektörün uzun vadeli başarısı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, sağlık sektörü çalışanlarının adanmışlığı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda belirleyici bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, küresel sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için çalışan adanmışlığını nasıl teşvik ettiklerini sistematik bir biçimde belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, 2023 Fortune Global 500 listesinde yer alan sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik raporları nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için iletişim ve katılım, performans değerlendirme ve ödüllendirme, liderlik geliştirme, çalışan sağlığı ve refah, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, sosyal sorumluluk ve gönüllülük temel kategorilerinde çalışan adanmışlığı stratejileri ve uygulamaları geliştirdiklerini ortaya koymaktadır.
{"title":"Employee Engagement in the Healthcare Sector: An Analysis Based on Sustainability Reports of Global Companies","authors":"Nermin Kişi","doi":"10.20979/ueyd.1400901","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1400901","url":null,"abstract":"Sağlık sektöründe sürdürülebilirlik, kaynakların etkin ve adil bir şekilde yönetilmesi, hizmet kalitesinin korunması, çevresel etkilerin minimize edilmesi ve toplumsal refahın artırılması gibi faktörlerle bütünleşerek sektörün uzun vadeli başarısı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, sağlık sektörü çalışanlarının adanmışlığı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda belirleyici bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, küresel sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için çalışan adanmışlığını nasıl teşvik ettiklerini sistematik bir biçimde belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, 2023 Fortune Global 500 listesinde yer alan sağlık şirketlerinin sürdürülebilirlik raporları nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için iletişim ve katılım, performans değerlendirme ve ödüllendirme, liderlik geliştirme, çalışan sağlığı ve refah, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, sosyal sorumluluk ve gönüllülük temel kategorilerinde çalışan adanmışlığı stratejileri ve uygulamaları geliştirdiklerini ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"94 10","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-02-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139842631","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çıktı üretiminde daha az enerji kullanımını ifade eden enerji verimliliği; ülkelerin enerji bağımlılığını azaltmakta, daha yüksek refah seviyelerine ulaşmalarını mümkün kılmakta ve çevreyi daha az kirletici mekanizmaların devreye alınmasını sağlayarak çevre üzerindeki tahribatı azaltmaktadır. Enerji verimliliğinin ülkeler için öneminden yol çıkılarak bu çalışmada; OECD ülkeleri özelinde, 1995-2019 dönemi kapsamında, yeşil inovasyonun enerji verimliliği üzerindeki etkisi panel veri yöntemleri (ortalama grup tahmincisi) kullanılarak test edilmiştir. Elde edilen bulgular, yeşil inovasyonun göstergesi olarak belirlenen çevre ile ilgili alınan patentlerin sayısı, yenilenebilir enerji tüketimi ve kişi başına düşe gelir düzeyi arttıkça enerji verimliliğinin artacağını göstermiştir.
{"title":"Yeşil İnovasyonun Enerji Verimliliğine Etkisi Üzerine Bir Panel Veri Analizi","authors":"Nazan ŞAHBAZ KILINÇ, Efe Can KILINÇ","doi":"10.20979/ueyd.1293226","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1293226","url":null,"abstract":"Çıktı üretiminde daha az enerji kullanımını ifade eden enerji verimliliği; ülkelerin enerji bağımlılığını azaltmakta, daha yüksek refah seviyelerine ulaşmalarını mümkün kılmakta ve çevreyi daha az kirletici mekanizmaların devreye alınmasını sağlayarak çevre üzerindeki tahribatı azaltmaktadır. Enerji verimliliğinin ülkeler için öneminden yol çıkılarak bu çalışmada; OECD ülkeleri özelinde, 1995-2019 dönemi kapsamında, yeşil inovasyonun enerji verimliliği üzerindeki etkisi panel veri yöntemleri (ortalama grup tahmincisi) kullanılarak test edilmiştir. Elde edilen bulgular, yeşil inovasyonun göstergesi olarak belirlenen çevre ile ilgili alınan patentlerin sayısı, yenilenebilir enerji tüketimi ve kişi başına düşe gelir düzeyi arttıkça enerji verimliliğinin artacağını göstermiştir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135113902","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The discovery of natural gas in Black Sea has been a milestone for the Turkish natural gas market. This study examined the impacts of the Black Sea natural gas production on the Turkish natural gas market using a market equilibrium model, which is simulated with existing data from the Turkish natural gas market and solved using the GAMS software. The findings suggest that if global natural gas and oil prices remain as expected or stronger, Black Sea production will place downward pressure on end-user prices; however, if global market prices are lower than expected, natural gas will not be produced and will not impact the natural gas market under an oligopolistic market structure. Our model adds to the literature by offering an economic analysis of a gas production project through a market equilibrium modelling approach.
{"title":"Analyzing the Impact of Black Sea Gas Production on the Turkish Natural Gas Market with a Mixed Complementarity Problem Approach","authors":"Yunus Emre İCİK","doi":"10.20979/ueyd.1266339","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1266339","url":null,"abstract":"The discovery of natural gas in Black Sea has been a milestone for the Turkish natural gas market. This study examined the impacts of the Black Sea natural gas production on the Turkish natural gas market using a market equilibrium model, which is simulated with existing data from the Turkish natural gas market and solved using the GAMS software. The findings suggest that if global natural gas and oil prices remain as expected or stronger, Black Sea production will place downward pressure on end-user prices; however, if global market prices are lower than expected, natural gas will not be produced and will not impact the natural gas market under an oligopolistic market structure. Our model adds to the literature by offering an economic analysis of a gas production project through a market equilibrium modelling approach.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135548370","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada Türkiye’nin 2006-2021 yıllarındaki ihracat gelişmelerine yeni pazarların katkısı ve ihracatta pazar sürekliliği firma, ülke ve ürün seviyesindeki gümrük verileri kullanılarak incelenmektedir. İhracat pazarı ülke-ürün kesişiminde tanımlanarak ihracattaki yıllık artışlar üç alt bileşene ayrılmaktadır: mevcut pazarlardaki gelişmeler, yeni ihracat pazarlarından elde edilen kazançlar, terk edilmiş pazarlardan kaynaklanan kayıplar. 2006 sonrasında mevcut pazarlardaki ihracat artışlarının önemli payı olduğu saptanmaktadır. Ek olarak, yeni pazarlardan sağlanan ihracat artışının çıkılan pazarlardan kaynaklı kayıpları fazlasıyla telafi ettiği dikkat çekmektedir. Bölgesel olarak incelendiğinde Latin Amerika, Doğu Asya ve Güney Asya gibi bölgelerde yeni pazar kaynaklı önemli kazanımlar elde edildiği görülmektedir. Ayrıca, ihracatta pazar sürekliliğinin özellikle Avrupa Birliği (AB) gibi geleneksel ihracat bölgelerinde yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Son olarak, ihracat yapılan pazarların yüzde 80’inde bir sonraki yılda da ihracat gerçekleştiği; ancak bu oranın üst üste iki yıl ihracat yapılan pazarlarda daha yüksek, son iki yıldan yalnızca birinde ihracat yapılan pazarlarda daha düşük olduğu gözlenmektedir.
{"title":"Türkiye’nin İhracat Gelişmelerinde Yeni Pazarların Katkısı ve Pazar Sürekliliği","authors":"Huzeyfe TORUN, Didem YAZICI","doi":"10.20979/ueyd.1350090","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1350090","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Türkiye’nin 2006-2021 yıllarındaki ihracat gelişmelerine yeni pazarların katkısı ve ihracatta pazar sürekliliği firma, ülke ve ürün seviyesindeki gümrük verileri kullanılarak incelenmektedir. İhracat pazarı ülke-ürün kesişiminde tanımlanarak ihracattaki yıllık artışlar üç alt bileşene ayrılmaktadır: mevcut pazarlardaki gelişmeler, yeni ihracat pazarlarından elde edilen kazançlar, terk edilmiş pazarlardan kaynaklanan kayıplar. 2006 sonrasında mevcut pazarlardaki ihracat artışlarının önemli payı olduğu saptanmaktadır. Ek olarak, yeni pazarlardan sağlanan ihracat artışının çıkılan pazarlardan kaynaklı kayıpları fazlasıyla telafi ettiği dikkat çekmektedir. Bölgesel olarak incelendiğinde Latin Amerika, Doğu Asya ve Güney Asya gibi bölgelerde yeni pazar kaynaklı önemli kazanımlar elde edildiği görülmektedir. Ayrıca, ihracatta pazar sürekliliğinin özellikle Avrupa Birliği (AB) gibi geleneksel ihracat bölgelerinde yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Son olarak, ihracat yapılan pazarların yüzde 80’inde bir sonraki yılda da ihracat gerçekleştiği; ancak bu oranın üst üste iki yıl ihracat yapılan pazarlarda daha yüksek, son iki yıldan yalnızca birinde ihracat yapılan pazarlarda daha düşük olduğu gözlenmektedir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"100 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135549240","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, finansal gelişmenin imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonları üzerindeki uzun dönemli etkisini Fourier ADL yaklaşımını ve tam değiştirilmiş en küçük kareler (FMOLS) tahmincilerini kullanarak incelemektir. Türkiye ekonomisi için 1985-2014 döneminin analiz edildiği çalışmada yıllık veri setinden yararlanılmıştır. Çalışmayı literatürden farklılaştıran özellik, analizin sektörel bazdaki CO2 emisyonlarına odaklanırken diğer taraftan da Türkiye ekonomisi için değişkenler arasındaki ilişkiyi ileri bir ekonometrik yaklaşım çerçevesinde ilk kez araştırıyor olmasıdır. Fourier ADL yaklaşımından elde edilen bulgular, değişkenler arasında eş-bütünleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymaktadır. FMOLS yönteminden elde edilen uzun dönem tahminleri ise finansal gelişmenin, imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonları üzerindeki etkisinin negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir. Elde edilen tüm bu bulgular, finansal gelişmenin Türkiye örneğinde imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltarak çevre kalitesinin artmasına katkı sunduğunu kanıtlar niteliktedir.
{"title":"Türkiye’de Finansal Gelişmenin İmalat Sanayi ve İnşaattan Kaynaklanan CO2 Emisyonları Üzerindeki Etkisi: Fourier ADL Yaklaşımından Kanıtlar","authors":"Sinem KOÇAK","doi":"10.20979/ueyd.1327831","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1327831","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, finansal gelişmenin imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonları üzerindeki uzun dönemli etkisini Fourier ADL yaklaşımını ve tam değiştirilmiş en küçük kareler (FMOLS) tahmincilerini kullanarak incelemektir. Türkiye ekonomisi için 1985-2014 döneminin analiz edildiği çalışmada yıllık veri setinden yararlanılmıştır. Çalışmayı literatürden farklılaştıran özellik, analizin sektörel bazdaki CO2 emisyonlarına odaklanırken diğer taraftan da Türkiye ekonomisi için değişkenler arasındaki ilişkiyi ileri bir ekonometrik yaklaşım çerçevesinde ilk kez araştırıyor olmasıdır. Fourier ADL yaklaşımından elde edilen bulgular, değişkenler arasında eş-bütünleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymaktadır. FMOLS yönteminden elde edilen uzun dönem tahminleri ise finansal gelişmenin, imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonları üzerindeki etkisinin negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir. Elde edilen tüm bu bulgular, finansal gelişmenin Türkiye örneğinde imalat sanayi ve inşaattan kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltarak çevre kalitesinin artmasına katkı sunduğunu kanıtlar niteliktedir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135548371","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’de dezavantajlı gruplar içerisinde yer alan kadınların istihdamı geçmişten günümüze önemli bir sorun alanını teşkil etmektedir. Geleneksel düşünce yapısı, ev işi yükü, bakım sorumlulukları, cinsiyet ayrımcılığı, cam tavan sendromu, ücret eşitsizliği, eğitim gibi sorunlar kadın istihdamının düşük oranlarda kalmasına neden olmaktadır. Son dönemde kadın istihdam oranında yaşanan artışa rağmen Türkiye, AB ve OECD ülkeleri içerisinde en düşük kadın istihdam oranına sahiptir. Çalışmada AB ve OECD ülkeleri ile Türkiye’de kadınların işgücü istatistikleri karşılaştırılmış ve kadın istihdamının yüksek olduğu bazı ülke örneklerine yer verilerek bu ülkelerin çalışma hayatı içerisinde kadınlara yönelik uyguladıkları politikalar ele alınmıştır. Bu örnek ülkelerde var olan politikaların Türkiye’de uygulanabilirliği açısından değerlendirilmesi ve kadın istihdamının artırılması için çeşitli öneri ve görüşlerin sunulması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda Türkiye’de kadın istihdamında istenilen hedeflere ulaşılabilmesi için kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer almasını sağlayacak politikaların artırılması ve etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
{"title":"Türkiye’de Kadın İstihdamının Genel Görünümü: İstihdamın Artırılması Kapsamında Seçilmiş Ülke Örnekleri","authors":"Feyzagül AYTA, Mustafa ŞEN","doi":"10.20979/ueyd.1327737","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1327737","url":null,"abstract":"Türkiye’de dezavantajlı gruplar içerisinde yer alan kadınların istihdamı geçmişten günümüze önemli bir sorun alanını teşkil etmektedir. Geleneksel düşünce yapısı, ev işi yükü, bakım sorumlulukları, cinsiyet ayrımcılığı, cam tavan sendromu, ücret eşitsizliği, eğitim gibi sorunlar kadın istihdamının düşük oranlarda kalmasına neden olmaktadır. Son dönemde kadın istihdam oranında yaşanan artışa rağmen Türkiye, AB ve OECD ülkeleri içerisinde en düşük kadın istihdam oranına sahiptir. Çalışmada AB ve OECD ülkeleri ile Türkiye’de kadınların işgücü istatistikleri karşılaştırılmış ve kadın istihdamının yüksek olduğu bazı ülke örneklerine yer verilerek bu ülkelerin çalışma hayatı içerisinde kadınlara yönelik uyguladıkları politikalar ele alınmıştır. Bu örnek ülkelerde var olan politikaların Türkiye’de uygulanabilirliği açısından değerlendirilmesi ve kadın istihdamının artırılması için çeşitli öneri ve görüşlerin sunulması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda Türkiye’de kadın istihdamında istenilen hedeflere ulaşılabilmesi için kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer almasını sağlayacak politikaların artırılması ve etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135549183","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kadının işgücü piyasasına katılımıyla birlikte sahip olduğu rollere çalışan rolünün de eklenmesi iş ve aile yaşamındaki sorumluluklarını yerine getirme açısından bir dengenin kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Aile ve iş yaşamını birlikte sürdürmeye çalışan kadınlar için evden çalışma alternatif bir çalışma biçimi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak beklenildiği gibi iş-yaşam dengesini kolaylaştıracağı mı yahut tam aksine zorlaştıracağı mı yönündeki tartışmalar da beraberinde gelmiştir. Bu çalışma, evden çalışmanın kadınların iş-yaşam dengesini nasıl etkilediğini salgın deneyiminden hareketle Trabzon ili örneğinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada evden çalışmanın sunduğu zaman ve mekân esnekliği ile kadının sahip olduğu temel rollerden olan anne ve ev kadınlığının, iş-yaşam dengesiyle ilişkisi incelenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış; akademisyen, bankacı, öğretmen, çağrı merkezi çalışanı toplam 28 kadınla görüşülmüştür. Nihayetinde evden çalışmanın kadınların iş-yaşam dengesini olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte evden çalışmada kadının sahip olduğu geleneksel rollerin olumsuz etkilenme boyutunu daha da artırdığı gözlemlenmiştir.
{"title":"The Effect of Working from Home on Work-Life Balance of Female Employees During Covid-19: A Study on Trabzon Province","authors":"Nagihan KARLANKUŞ, Burçin ESER","doi":"10.20979/ueyd.1351541","DOIUrl":"https://doi.org/10.20979/ueyd.1351541","url":null,"abstract":"Kadının işgücü piyasasına katılımıyla birlikte sahip olduğu rollere çalışan rolünün de eklenmesi iş ve aile yaşamındaki sorumluluklarını yerine getirme açısından bir dengenin kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Aile ve iş yaşamını birlikte sürdürmeye çalışan kadınlar için evden çalışma alternatif bir çalışma biçimi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak beklenildiği gibi iş-yaşam dengesini kolaylaştıracağı mı yahut tam aksine zorlaştıracağı mı yönündeki tartışmalar da beraberinde gelmiştir. Bu çalışma, evden çalışmanın kadınların iş-yaşam dengesini nasıl etkilediğini salgın deneyiminden hareketle Trabzon ili örneğinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada evden çalışmanın sunduğu zaman ve mekân esnekliği ile kadının sahip olduğu temel rollerden olan anne ve ev kadınlığının, iş-yaşam dengesiyle ilişkisi incelenmiştir. Nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış; akademisyen, bankacı, öğretmen, çağrı merkezi çalışanı toplam 28 kadınla görüşülmüştür. Nihayetinde evden çalışmanın kadınların iş-yaşam dengesini olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte evden çalışmada kadının sahip olduğu geleneksel rollerin olumsuz etkilenme boyutunu daha da artırdığı gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":485112,"journal":{"name":"Uluslararası ekonomi ve yenilik dergisi","volume":"7627 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135548372","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}